29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 TEMMUZ 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Beyin Muhsin Salman: "Türbanla beynini örtmediğini savunanlara ne denir? a) Kaz beyinli b) Az beyinli c) Gül beyinli d) Güneşten korkan beyinsiz!" Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60Elektronik posta: denizsorrwcumhuriyet.com.tr - RTE, tiran gibiymiş... "Her tiranda olduğu gibi sonu viran!" u a S Hızlı tren dağı deliyormuş. AKP treni bu, rayı bile deler! İm-Sav f Kemal öncü: "Cumhuriyetin imamı olamayandan cumhuriyetin savcısı hiç olmaz!" GENELKURMAY Başkanlığı, geçen hafta sonu bir basın açıklaması yaptı. Açıklamanın altıncı maddesi epey ilgi çekti. O madde şöyle: "Kaynağı neresi olursa olsun; bu tür haberlerle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yöneltilen hukuk dışı saldırılara karşı yalnız Türk Silahlı Kuvvetleri'nin değil, onun gerçek sahibi yüce Türk milletinin de yasal ve demokratik tepki göstermesi doğal bir beklentidir." Medyada bu madde konuşuluyor; yazıp çizenler bu madde üzerinden yorum yapıyor. Başbakan RTE bile bu maddeye gönderme yapıp Orgeneral YB'nın komutasındaki Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sahip çıkıyor, falan filan... Oysa konuşulması gereken bu madde değil açıklamanın birinci, üçüncü ve beşinci maddeleri olmalıydı: Birinci madde: "18 Temmuz 2008 tarihinde bir günlük gazetede, Hava Kuvvetleri KurtuluşKomutanlığı'nda uzun süredir devam eden bir soruşturma, yeni bir olay gibi kamuoyuna yansıtılmıştır. Bu soruşturmanın, basın organında iddia edildiği gibi halen Türkiye'nin gündemindeki soruşturma ile bir ilgisi yoktur." Üçüncü madde: "Üç sene önce vuku bulan bir olayda mahkeme kararıyla ordudan ilişiği kesilen bir personelin durumu dahi, bazı basın ve yayın organlarında yeni bir olay olarak kamuoyuna duyurulmaktadır." Beşinci madde: "Her fırsatta Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve onun mensuplarını olayların içine çekme gayretinde bulunan ve görünüşte özgürlük ve demokrasi savunucusu olduklarını vurgulayan çevreler, Türkiye'nin istikrarını bozan odaklar haline gelmiş bulunmaktadırlar." Genelkurmay Başkanı Orgeneral YB'nın buyruğu alınarak "kamuoyuna saygı ile duyurulur" tümcesiyle biten açıklamanın birinci maddesinde hangi günlük gazeteden söz ediliyor; üçüncü maddede sözü edilen bazı basın ve yayın organları hangileridir; beşinci maddedeki sözde özgürlük ve demokrasi savunucuları kimlerdir, belli değil. Kamuoyuna açıklama yapıyorsan, kamuoyunu berrak bir şekilde aydınlatacaksın. Kamuoyuna bulmaca çözdürmeyeceksin; yaptığın açıklama ile bulmacanın çözümüne yardımcı olacaksın. Ne şiş yansın ne kebap demeyeceksin! Ismet Inönü'nün ünlü sözü işte tam bu noktada yerine oturuyor: "Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur." Bakla Beşir Dirikol: "Memura ek zam müjdesi veren beyler; baklayı ağzınızdan çıkarın, seçim ne zaman!" Sitem Doğan Berker: "Istanbul Cumhuriyet Başsavcısı bilgi kirliliği için medyaya sitem ediyor! Savcıların görevi sitem etmek değil soruşturma açmaktır!" SESSÎZ SEDASIZ (!) RTE bir yiğittir ve asla korkmaz! ANAYASA Mahkemesi'nden özel istihbarat almış gibi siyasetçilerin kesin dille konuşmasının artık bazı siyasilerin siyaset sahneden inmesi gerektiği görüşünü güçlendirdiğini söylüyor Dr. Okan Oztürk: "Böylesi siyasilerin 50 yıl önceki köy kahvesi ağzıyla ve yargıya müdahale edercesine konuşmasını ayıp ve Türk demokrasisi için talihsizlik olarak görüyorum. Ne kadar 'cici' olduklarını ekrandan gördüğümüz bu kişiler için televizyonda '13 yaş üstü olumsuz davranışlara örnek olabilir' amblemi kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Herhalde Anayasa Mahkemesi üyeleri davayı tartışırken 'bunlar çok cici' şeklinde hukuk dışı konuşmaları akıllarından geçirecekler diye tahmin ediyorlar. Bu arada ben, bir tıp doktoru olarak Dengir M.M. Fırat'ın gerçekten travma geçirdiğini anlıyor ve bu durumunu bir an önce tedavi ettirmesini diliyorum. Anayasa Mahkemesi raportörünün görüşünü açıklamasından bir gün önce 'cici1 söylemlerin kullanılması ve raportörün AKP'lilerin ağzıyla rapor yazması manidar geliyor bana. Ergenekon için 'Yargı bağımsızdır, yargıya güvenilmelidir' diyen AKP'lilere 'Haydi o zaman dokunulmazlıkları kaldırın' deme zamanı ise geldi de geçiyor bile. Eğer yargı artık bağımsızsa ve güveniliyorsa haydi RTE korkma, yiğitler gibi çık mahkeme karşısına demenin tam zamanı." Lozaıı Antiaşınası 85 Yaşıııda PERİHAN ERGUN 24 Temmuz 1923'te onay- lanan Lozan Antlaşması ba- ğımsız, laik, aydınlık Türki- ye'de "onurun adıdır". Antlaşmanın planlayıcısı Mustafa Kemal, inatla, ısrar- la uygulayıcısı, mimarı da Is- met Inönü'dür. Mustafa Kemal Lozan barı- şını, "Bu antlaşma Türk ulu- suna karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaş- ması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılışını bildirir bir belgedir. Osmanlı ta- rihinde benzeri görülmemiş bir siyasal utku yapıtıdır" yo- rumuyla tanımlar. (Söylev-ll- s.526) Atatürk, Lozan'dan bir ay sonra -23 Ağustos 1923'te- Lozan için "Bu başarı, uygar- lığa doğru yol açtı. Henüz arnacımıza ulaşmadık. Bize düşen görev, durmaksızın iler- lemektir. Bunca özverinin ge- tirisini elden kaçırmamak, fe- laketlerin geri gelişini engelle- mek hergünkü düşüncemiz ol- malıdır. Ama buna kuru bir dikkat ve iyi bir niyet yetmez. Bunun sonsuz banş olacağına inanmaksa, saflık olur" diyor. Tam da öyle. Atamız her zamanki gibi gene en doğru- yu söylüyor. Günümüzde Sevr haritaları çizerek Lozan'ı dış- lamakla yetinmeyen emper- yalizm, aslında Kurtuluş Sa- vaşımızın gerçek nedeni Sevr'in işgalci koşullarını çiz- gileriyle sürekli olarak yenile- miş ve şimdi sıra günümüzde gözlediğimiz oyunlarına gel- miştir. Bunu gericilik ve bağ- nazlığın simgesi haline getir- mek, toplumumuzun yüce Is- lam inançlarını yozlaştırmak istemiyle ılımlı Islamcılığı bay- rak edecek yöneticileriyle sağ- lamayı amaçlıyor. * • • Atatürk'ü bedenen yitirdi- ğimiz 1938 Kasım'ından beri iktidara gelenler, O'nun öğüt- lerini, yol göstericiliğini, -ınö- nü dışında- yakın arkadaşları kendi çıkarları doğrultusunda değiştirip gerçek anlamların- dan saptırdılar. Topluma O'nu ve ilkelerini tam anlamıyla an- latmadılar, öğretmediler... Oy- sa; Yüce önder, "Benigörmek demek behemehal mutlaka yüzümü görmek değildir. Söz- lerimi, öğütlerimi öğrenip bi- lerek, Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaşlaştırarak yüceltiniz" der. İşte Gençliğe Hitabe'si de bunu içerir. Bu inançla otuz yıl- lık öğretmenlik dönemimde hiç bıkmadan usanmadan yıl sonu M.E. Bakanlığı'na sun- mak zorunda olduğumuz is- tem raporlarında, Atatürk'ün Gençliğe Hitabe'sinin tarih ve- ya edebiyat derslerinin birinde ve haftanın çizelgesinin hiç değilse bir saatinde anlatılıp öğretilmesini istedimse de ku- lak asanını göremedim. • • • Şu anda sağrıevinde iyileş- tirme çalışmaları içinde olan ve daha uzun yıllar yaşamını sür- dürmesini dilediğim usta oza- nımız Fazıl Hüsnü Dağlar- ca'nın "Toprak altından F. H. Dağlarca'ya M.K. Atatürk'ün Seslenişi -1983- adlı dizele- rinden bir bölümündeki sesi- nin günümüze yansıyan iki dörtlüğünü de vermek gereğini duydum. Gençler, işçiler ezilmiş Mutsuz olmuş Türküm diyen Adım var ya, eylemim yok Düşe çevirdiniz beni Çiçekler devrim idi Akan güneşte yemyeşil Ben ilkyazdım orda Kışa çevirdiniz beni. Öyleyse; hep birlikte de- mokratik laik Atatürk ilkeleri yolundaki 1923 Devrimi'ne ve Cumhuriyetimize dört elle sa- rılıp onu sonsuza dek yaşat- mak zorundayız. İşte bu ne- denle 24 Temmuz Perşembe günü, Heybeliada'nın Atatürk Meydanı'nda 41 'inci sanat yı- lına ulaşan Gülsen Tuncer'in sunumuyla Ada Dostları Der- neği, Inönü Vakfı, İKKB ve Adalar Belediyesi'nin katkı- larıyla saat 12.00-14.00 ara- sında Türk tarihinin dönüm noktası Lozan'ı anlatacağız. Anlatımdan sonra da Inönü Vakfı'nın Cumhuriyetin Kal- kınma Mucizesi (1923-1950) sergisini Müze Evi'nde izle- yebileceğiz. HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA SAMrsÜSUZLUK KAP SAYIN SEYIRCÎLER.. SIRADAKİHABER ERGENEKON.. BIRAKIN ERGENEKONU MERGENEKONU SU BULUN BİZE SUUUUL [email protected] ÖAVAYI SULANDIRMA, BANA OPERASYON YAPTIRMAL. HÎÎİL SÜPER SAVCI!. (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAB ÖZKAIS www.junkidz. com SINIRLARLA YAŞAMAKLA ZEKA ARASINDA BİR BAĞLATI OLMALI.. OTOBUSTEKtLER KEMAL URGENÇ [email protected] fU'. ÇokseslijÇikkîiUcirlü pa\rhmeAİer itni i£t\e s;<\A'YcJnecj; TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN 22 Tenunuz www.mumtaz-arikan. com YURTD/ŞfNA DOVIZSİZ Ç/K/Ş.. fSS4 'JTF SUSÜAt, OBMOK&4T- RlAJ/Kt MALIYe \Se (Ç /ŞLEfZt İLE EMNiyer Yer/eiu'tM^i YUMT O/Ç/A/st DÖVİ2.Sİ2 C'KlÇ /-ODMUSUMDA KA£J4GLAR. ALMtŞTr. TOPLANT(DA, HE& YtL £AJ A2 3O S/ıV KİŞ/AJlN; KESMÎ YOLLARLA TEK KURUŞ DÖVrZ ALMAKG/ZrN YUtZT PIŞ(- NA ÇIKTlĞr AÇI/CLAMMIŞ,BU KONUPA ÖM- LEMLEŞ SAPTANMIŞTI. PÖVİZ ALMADAN <Sf- DENLEfZifiJ, GETİfZDlKLEfit MALLAf? İÇİN, 8E- LİRLİ SOeuL/İISA YANIT İSTeNMESf KAHAfZA BAĞLANMIÇTI. Ç./KIÇ £/gA£/NOA, (ZESMÎ DÖ- ^' Z MİKT-AIÇf PASAPOPrA *S4yOEC>İ£C£fUasan Potalkan OÖU-İZ. Ç, EHGELLEMEKTİ. ADANA CUMOK ÇAĞNSI Emperyalizm taşeronlarının bağımsız Cumhuriyetimize saldırılarının çok yoğunlaştığı, Tapu Yasası'nın yabancılar çıkarına değiştirildiği bu günlerde, 24 Temmuz Lozan Antlaşması'nın 85. yıldönümünde, birlikteliğimiz daha da önem kazanmaktadır. Demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla gerçekleşecek yıldönümü etkinliğine, ellerinizde Cumhuriyet gazetemizle katılımınızı bekliyoruz. 24 Temmuz 2008 Lozan Kutlama Programı 09:30 Atatürk Parkı'na çelenk konulması 11:30 Konferans: "LOZAN ve TÜRKİYE" Konuşmacı: Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN Yer: Adana Büyükşehir BelediyesiTlyatro salonu ÜNYE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI SAYI: 2008/228 Esas Satılmasına karar verilen gavîiıııenkulün cinsi, kıymeti, adedi. evsafı: Ünye ilçesi. Ataliirk Malı. Veyısderesi mevkii, 2ÖK-III pafta, 1406 ada, 4 parselin tamami 248,44 m2 olup, ifnızlı müstakil ımara uygun arsadır. Dava konusu arsanın bulunduğu yer kooperatifleşmenin ve yerleşimiıı olduğu, rağbet gören yerlerdeıı olup, kısnıen denı/ manzaralıdır. Taşmmaz inıar planında bodrum kat lıariı; 4 kaı müsaadelidir. Taşınmaz 74.532.00 YTL bcdelle satışa çıkarılmıştir. Satış şartlan: 1- Satış 02.09.2008 günü, saat 10.00 - 10.10 arasında, Ünye 1. lcra Müdüılüğü önüııdc açık aııtırma surcıiyle yapılacaktır. Bu arttınııada tahmin edilen kıymetinin %60'ını ve rü^- lıanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedel ile alıcı çıkmazsa en çok arttıranın ta- ahhüdü baki kalmak kaydıyla taşınmazlar 12.09.2008 günü, aynı yer ve saaller arasında ikinei arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu nıiklar elde edilememişse gayrimenkuller en çok arttııanın taahhüdü sakh kalnıak üzere arttırma ilanında gösterilen nıüddet sonunda en çok artlırana ilıale edılecekıir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin nıalın tahmin edilen kıymetinin "'o40'ını bulması ve salış isıeyenin alacağma rüçhanı olan alacakların top- lamından l'a/.la olması ve bundan başka. paraya çevimıe ve paylaşlınna masraflannı gcçmesi lazımdır. Böyle bir bedel ile alıcı çıkmazsa satış düşe- cektir. 2- Arttırmaya istırak edeeeklerin, lalınıin edilen kıymetin %20'si nispetinde pey akçcsı veya bu miktar kadar tnilli bir bankanın kesin ve süre- sız teminat nıektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin ve Türk parası iledir, alıcı ıstedığindc 10 günü geçmemek üzere mehil verilebılır. K.DV, ihale damga pıılu bedcli, tapu alım harcı, lahliye masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler, tapu satım lıarcı ve tellalıye satış bedelinden ödenır. Türk para- sı dışında kalan yabancı devlet paraları teminat olarak kabul edılme/.. 3- lpotek sahibi alacaklılarla diğer ılgililerın (*) bu gayrımenkııl üzerindeki hak- laıını, hususiyle faız ve masıafa dairolan iddialarını. dayanağl belgeler ile an beş gün içinde daıremı/e bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde lıaklan ta- pu sicili ile sabil olmadıkça paylaşmadan hariç bakılacaklardır. 4-Ihaleye katılıp, daha sonra ihale bedelinı yatırnıamak suretiylc ihalenin feshine se- bep olan, tünı alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan vc aynca temerrüt üjiziııden müte- selsilen sorumlu olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın, dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle temi- nat bedelinden ahnacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görcbilınesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir önıeği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenler, şartnameyi gömıüş ve miinderecatını kabul etnıiş sayılacakları, başkaca bılgı almak isteyenlerin 2008/228 Esas sayılı dosya numarası ile müdüıiüğümüze başvurmaları ilan olunur. 7- Adresleri tapuda kayıllı olmayan alakadarlara, göndenlen teb- ligatların tebliğ imkânsızlığı halınde işbu satış ılanı İİK 127. md. gereğı tebliğ yerine kaım olmak üzere ilanen teblig olunur. 04.07.2008 (lc.lf.K.126) llgılıler tabırine irtiiak hakkı sahıpleri de dahıldır. Adlanna teblıgat yapılamayan ilgililere, gaz.ete ilaııı tebligat yerine geçerlidir. Basın: 39927 GÖRÜŞ BEDRIBAYKAM 'Resmi Ideologlar' Devleti YıkıyoK!) Pazar günkü Star da "YağmurAtsız"\r\ saldırısı var- dı hakkımda. Bir yabancı TV'ye verdiğim röportajı uy- durma şekilde kolajlayarak "Ben bu AKP iktidann- dansa, biraskeri dikta yönetimini tercih ederim" de- diğimi iddia ediyordu. Şaşırmadım. Çünkü, bazı in- sanların tek silahları yalan ve saptırma. Demokrasi tarihi iniş-çıkışlarla, tuzaklarla, iha- netlerle doludur. Tarih, geriye baktığında bu döne- min kahramanlarını alınlanndan öpecek, bazılarını da hak ettikleri yere, utanmaz adamlar çöplüğüne yol- layacak. Iddianamesini bilmediğimiz, Ergenekon davasının içeriğinden söz edemeyeceğiz, ama anteni kirli, hayali medyanın, çamurlarına değineceğiz! Son günlerde büyüklere masallaryazıldı... Meş- hur bir laf vardır: Bir yalan ne kadar büyük olursa, inanan o kadar çok olur! Malum güruh, Türk I lai kını dinci, 2. cumhuriyetçi, emperyalist medyayla ku- şatarak, şimdi de Agarta masallarına daldı. Eski- den araştırmacı gazetecilik vardı, Abdi ipekçi ve Uğur Mumcu gibi beraber çalışma onuruna ulaştı- ğım insanlarla somutlaşan. Şimdi ise karartmacı ga- zetecilik var! En büyük savcımız bayramlık bir "mişmişçi" ga- zeteci. Türkiye'nin yaşadığı her şeyi bir çorba yapan bu zat, utanmadan faşist dincileri işine geldiği gibi ulu- salcı mitinglere bağlayarak çamur sıçratma ve ko- nusunda uzman oldu. Onun gibiler meslektaşlan hak- kında "darbe toplantılanna kattldılar" diye hikâyeler yazıp kendi manşetlerine "Ergenekon Failleri Madı- mak Katilleri" diye alçaklıkları geçirebildiler. İşte böyle, hükümet, yargı ve besleme basın arasında "dar alanda kısa paslaşmalar" yaşıyoruz. Medya ve Baş- bakan savcılık konusunda rekabette! Yargı bağımsızlığı ve iddianame gizliliği yok oldu. Ne demek "sızdı"? Bu Agarta, zeytinyağı marka- sı mı sızsın? Hangi VVashington muhabirlerine akı- yor bu sızıntı? Güya demokrasi uğruna darbeye kar- şı çıkanlar, ne ilginçtir ki şeriatçılığa karşı son dere- ce açıklar! Atatürkçülüğü savunan herkese "resmi ideolog" gibi alçak bir yorumla saldırmak, bu yet- miyormuş gibi Ergenekon masalı üstünden toptan darbeci ilan etmek. İşte çirkef senaryoları bu! Şeri- atçı ya da AB'ci bir anayasaya geçtiysek haber ve- rin de, biz "resmi ideologlar" nasıl davranacağımı- zı bilelim! Ayrıca, madem bu ulusalcılar, Türki- ye'nin resmi ideoiojisini savunan tutucu adamlar, nasıl oluyor da aynı zamanda bu kadar canlan pa- hasına korudukîarı devleti bir de yıkmaya kalkı- yorlar? Böyle bir çelişkiyi açıklamak mümkün mü? Yoksa gerçek tam tersi mi? Efendim, nasıl oluyormuş da solcular askerle- ri savunuyormuş! Bunu söyleyenler beynini, kale- mini, cüzdanını siyasal Islama endekslemiş olan za- vallı bir grup! Hâlâ görememişler ki, bu ülkede mili- tarist bir yönetime talip bir ordu yok! Tam tersine, şeriatçı-kalıcı-antidemokrat bir rejim isteyen yo- bazlar var! Ve bugüne kadar Anayasa Mahkemesi dört kere partilerini kapattı! Yüzsüz tanıklarımız olacakmış artık. Sesini, yüzü- nü, adını bilemeyeceğimiz "tanıklar"... Kendine ya- pılmasını istemediğin şeyi, başkasına yapma diye bir laf vardır... Ama demokrasi, yürek ister! Madem bu çok önemliydi, neden Sıvas, Mumcu, Aksoy ve Kış- lalı davasında gizli tanık yoktu? Bu besleme ga- zeteciler, 22 Mayıs 2008'de Yargıtay, hükümet aley- hine Anıtkabir'e yürüyünce gazetelerinde, "Yargıta- yın darbe denemesi" diye manşet atmışlardı. Bugün ise "Çetenin hedefi Yargıtay binasıydı" diyorlar. Bir karar verseler iyi olacak! Bu Yargıtay, dün darbe ya- pıyordu, halbuki şimdi Ergenekon'un saldırdığı maz- lum noktalardan biri! Bak sen şu işe! Sizi eleştiren her- kese "darbeci", "resmi ideolog", "Ergenekoncu" di- ye damgalar vurmayı size kim öğretti? Hani çok öz- gürlükçüydünüz? Hani türbancılığınızın nedeni de- mokrasi aşkınızdı? Artık bu ülkede karınızın başı ör- tülü değilse bürokrat bile olamazsınız. Aynca AKP'nin "yasaklarpartisi" olduğunu da herhalde unutmadık! "Ulusalcılık terördür" diye ortaya atılan o gülüne- si tanımlamalar ortada... "Hükümete karşı tahrik et- tin"; yapma ya! Zaten demokrasinin tarifidir bu! Ni- ye izin verdin mitinglere? Kapat sistemi toptan, "Ka- ranlık geldi "de! Mertol. Siz neler diyordunuz? "La- iklik sloganları atanlar siyasi maganda " "Artistlik yap- ma lan " "CHP'nin kökü bereketsizdir", "Atatürkçülük travma geçirtti". Yani tahrikin en büyüğünü yaptınız hep! RP döneminde Atatürk'ün ailesine bile dil uzattınız! Kimse boş yere çabalamasın! Ülkenin gerçek gündemi, bu Cumhuriyeti yok edebileceğine inanan ve bunun için her yöntemi deneyen insanların, işi ar- tık pervasızlığa vurmuş olmalarıdır. Bu gündemi ne Agatha Christie örtebilir, ne de Agarte Mrısti... B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 1/ Biralık bir arpa -| cinsi... Ceylan. 2/ _ Kısır, hiç doğurma- ^ mış hayvan.. Yiye- 3 cek bulamayan, 4 yoksul kimse. 3/ Ruhça ve vücutça 3 dayanıksız kimse- 6 ler için kullanılan y bir alay sözü. 4/ Bölmeli göçebe ça- 8 dın... Tavır, davra- 9 nış. 5/ Bir soru sö- zü... Dökülen tohumlarla ertesı yıl çıkan tahıl. 6/ Tabut... Halk edcbiyatına özgü, dört dızeden oluşan ve ycdili hece ölçüsüyle yazılan şiir türü. 7/ Vurgun yiyen bir dalgıcın iyileşe- bilmcsi için, tekrar indıril- mesi gereken aynı su de- rinliği... Rütbesiz asker. 8/ Tifo gibi bazı hastalık- lara eşlik eden kas zayıflığı. 9/ Yiğit, cesur... Mezar. YUKARJDAN AŞAĞIYA: 1/ "Akhilleus ve Kaplumbağa", "Uçan Ok" gibi para- dokslanyla ünlü eski Yunanlı filozof... "Ne akilem ne di- vane / Gel gör beni — neyledi" (Yuııııs Emre). 2/ Gırişik bezeme. 3/Ölümlüolma durumu... Temcl niteliğinde olan. 4/ Halk dilinde babanın kız kardeşine verilen ad... Bulaş- mış, bulaşık. 5/ Kirpik boyası... Ekolojide, bir canlınm var- lığını sürdüıcbildiği yaşama ortammın en küçük birimi. 6/ 1leri gelen, ınevki ve para sahibi kimseler için kullanılan alay yollu sözcük. II Küçük bal teknesi... lskambildc bir kâğıt. 8/ Üstü kapalı pazaryeri... Kansızhk. 9/ Antalya'nın Serik ilçesinde bir şelale... Ccrahat.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle