Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 MAYIS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DİSK Genel Başkanı Çelebi, Başbakan'ın 'En iyi savunma saldındır' anlayışıyla hareket ettiğini söyledi
'Özür yerine saldırı var'
YABANCILARA SATIŞ
Tapu
yasasında
tuzak
İŞIK KANSl)
ANKARA - TBMM gündemin-
de bulunan yabancılara toprak
dcvrini öngören tasan, merkez il-
çe ve ilçelerde yüzölçümün yüzde
10'una kadar yabancılara taşın-
maz satışını öngörmesine karşın
uygulamada bu oranın yüzde 30-
40'lara dcğin çıkabilcccği belir-
lendi. Tasan, yabancı tüzelkişile-
re toprak satışına da herhangi bir
sınırlama getirmiyor.
Harita vc Kadastro Mühendisle-
ri Odası tarafından tasanya ilişkin
hazırlanan raporda, imar planı sı-
nın içerisinde kalan alan üzerin-
dcn yüzde 10 satış uygulamasi
yapılması halinde bu oranın konut
ve ticarct alanları üzerinden yüz-
de 30-40 düzeyine denk geleecği
belirtilerek "Bu orana demogra-
fik yapı dahil oldukça sakıncalı
bir durum ortaya çıkacaktır"
değerlendirmesi yapıldı.
Örnek gerçeği ortaya koydu
Harita ve Kadastro Mühendisleri
Odası'nın raporunda, konuya iliş-
kin şu örnek verildi: "Trabzon ili
merkez ilçenin imar planı alanı
3063 hektardır (30.630 dönüm).
Ancak, imar planının sadece
1300 hektarı (13 bin dönüm) ko-
nut ve ticaret alanıdır. Diğer
alanlar kanıııya ait ycs.il alan,
yol, otopark, eğitim, tarım vb.
alanları içermektedir. Eğer yasa
tasarıda yer aldığı üzere imar
planının yüzölçümü üzerinden
yüzde 10'u ahndığında 306 hek-
tar (3.060 dönüm) yapmaktadır.
Halbuki yasa yabancılara konut
ve işyeri amaçlı satışa olanak
vcrmektedir (Karşılıklılık ilkesi
de bu çcrçevededir). Alınması
gereken, yüzde 10 oranı, imar
planı yüzölçümü üzerinden de-
ğil, konut ve ticaret alanı üzerin-
den olmalıdır. Dolayısıyla, Trab-
zon için bu oran konut ve ticari
alan üzerinden yapılması duru-
munda 130 hektar (1300 dö-
nüm) olmaktadır. Ancak teklife
göre, tüm imar alanı üzerinden
yapıldığında 306 hcktara (3060
dönüm) denk gelmektedir."
Yabancı tüzelkişilere satışa iliş-
kin herhangi bir sınırlama bulun-
madığı anınısatılan raporda şu
ııyanda da bulunuldu: "Korun-
ması gerekli hassas alanlara ve
kamu yararı ve ülke güvenliği
bakımından stratejik yerlere ait
haritalar yapılmadan, arazi yö-
netimi planları oluşturulmadan
ve taşınnıaz bilgi sistemi kurul-
madan satışın yapılmasındaki
telaş anlamb görülmektedir."
lstanbul Haber Servisi - DtSK
Genel Başkanı Sülcyman Çelebi,
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın 1 Mayıs'ta yaşanan olay-
larla ilgili emekçileri suçlamaya
dcvam etmesini elcştirerek "1 Ma-
yıs'ta cmckçilere yaşattıkların-
dan dolayı özür dilemesi gereken
Başbakan, özetle 'En iyi savunma
saldındır' diyor! Bugün emckçi-
lere açhk, yoksulhık, baskı vc ya-
saklamalan reva görenleri, 'Bun-
lar 300-500 kişi' diye alay cden-
leri tarihin akışına havale edi-
yoruz" dedi.
Çelebi, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın AKP grup toplantı-
sında 1 Mayıs 2008'de yaşanan-
larla ilgili yaptığı açıklamalan dc-
ğcrlendirdi.
Başbakan'ın, 1 Mayıs'ta îstan-
bullulara uygulanan "sıkıyöneti-
min", işçi ve emckçilerin aşın
şiddete maruz bırakılmalannm so-
rumluluğuııu üstlcnip özürdilemesi
gcrekirken suçluluk psikolojisi
içinde kendini savunmaya çalıştı-
ğını belirten Çelebi, 1 Mayıs
2008'in bütün faturasının yine iş-
çi ve emekçilerc çıkanldığnıa dik-
kat çekti.
Çelebi, Başbakan'ın bu tutu-
munun arkasında yatan nedenleri
de şöyle sıraladı: "AKP 2002'de
işbaşına geldi. 2001 krizinden et-
kilenen kitleler, kriz sorumlusu
olarak gördükleri partileri cc-
zalandırdı ve AKP'yi iktidar
yaptı. 2002-2007 arası, dünyada
ekonomik durum iyi gitti. Tür-
kiye de bundan yararlandı. Bu
dönemde, Türkiyc'ye bol ve sı-
CHP. SGSS'Yİ ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞIYACAK
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP, Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül'ün onayladıği Sosyal Sigortalarve
Genel Sağlık Sigortası Yasası'nı
(SSGSS) Anayasa Mahkemesi'ne gö-
türmcye hazırlanıyor. CHP Grup Baş-
kanveİdli Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın
Cumhurbaşkanı herhalde oğlunun
durumunu güvence altına almak
için imzaladı. Anayasaya karşı açık
aykınlıklar varken, en azından ba-
zı maddelerin TBMM'de tekrar gö-
rüşülmesini isteyebilirdi" dcdi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kı-
lıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Gül'ün
önceki gün onayladığı SSGSS Yasası'nı Anayasa
Mahkemesi'ne götüreceklerini bildirdi. Anayasa
Mahkemesi'nin daha önceki iptal kararlarının dik-
kate aluımadığını bildiren Kılıçdaroğlu şunları
söyledi: "Bütün uyarılarınıı/a rağnıeıı hükümet
Kılıçdaroğlu
bildiğini okudu. tptal kararları göz
ardı edildi, anayasaya aykınlıklar or-
tadan kaldırdmadı. Güncellcme kat-
sayısı ile ilgili iptal kararı dikkate alın-
nıadı. Sağlıkla ilgili insan haklarıyla
bağdaşmayan düzenlemeler getirildi.
Özelliklc sağlık alanında çok vahim bir
tablo ortaya çıkacak."
Gazetemizde yayımlanan ve Cumhur-
başkanı Abdullah Gül'ün oğlu Mehmet
Emre Gül'ün 14 yaş 7 ay 24 günlük iken
Ali Babacan'ın tekstilfirmasındasigor-
talı olduğunu ortaya koyan habere atıfta
bulunan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanı herhalde oğ-
lunun durumunu güvence altına almak için im-
zaladı. Anayasaya aykınlıklar bu kadar belir-
ginken, en azından anayasaya aykınlıkları bc-
lirgin olan maddeleri tekrar görüşülmek üzere
TBMM'ye gönderebUirdi. Ama bunu yapmadı.'*
cak para girdi. Ekonomi 5 yıl bü-
yüdü. enflasyon da düştü. Ancak
bu durum işsizliğin azalhlması-
nı sağlamadı. Yoksulluk sorunu
kömür, gıda paketleriyle kontrol
altına alınmaya çalışıldı. Bu dö-
nemde çalışanlann hakları yok
sayıldı. Sosyal güvenlik ve sağhk
haklarımız gasp edildi. Şimdi
de sırada, istihdam paketi adı al-
tında kıdem tazminatı hakları-
mız elimizden ahnmak isteniyor.
AKP, ekonomik ve sosyal alan-
da emeği ve emekçileri dışlayan,
halkın ve ülkcnin esenliği yerine
sermayenin esenliği için çabala-
yan bir anlayışın temsilcisi oldu.
AKP, başka gündemler yarata-
rak ekonomideki huzursuzlu-
ğun üstünü örttü. Fakat öyle
görülüyor ki AKP'nin saadet
döncmi artık sona erdi! 1 Ma-
yıs'ta bizim dile getireceklerimiz
bunlardı. Ama fırsat vermedi-
ler."
'Malum sendika'
Türkiye'nin esas gündeminin
işsizlik, yoksulluk, açhk, adalet-
sizlikler olduğuna vurgu yapan
DİSK Başkanı Çelebi, gerçeİc yüz-
lerinin işçi ve emekçiler tarafından
açığa çıkanlacağını anladıklan
için Başbakan'ın "hırçın" ve "sal-
dırgan" davrandığını kaydetti.
AKP'nin gerçek yüzünü açığa
çıkartacak bir güç olarak gördüğü
için DtSK'in adını anmayan Baş-
bakan'ın kendilerine sürekli "ma-
lum sendika" dediğini anımsatan
Çelebi, "Malumun Türkçe kar-
şılığı 'bilincn, belli'dir. Evet,
DİSK ulusal ve uluslararası alan-
larda bilinen, saygınlığı olan,
41 yıllık onurlu geçmişe sahip bir
konfederasyondur. Engellen-
meseydi eğer 1 Mayıs kutlama-
ları, işçi ve emckçilerin, emek
dostlarının gücü ve ldtlesi bariz
bir şekilde görülecekti" diye ko-
nuştu.
rvoman barakaları sabah baskınıyla yıkıldı
Gaziosmanpaşa Belediyesi'nce, 7 Mayıs Çarşamba günü
sabah saatlcrinde Yunus Emre Mahallesi'ndcki "Sinop
Burnu" olarak bilinen bölgeye düzenlenen, yaklaşık iki saat
süren baskınla, Roman yurttaşların yaşadığı ve üstleri
brandalarla örtülü 60 adet baraka yıkıldı. Belediye Başkanı
Dr. Erhan Erol, kaçak yapılaşmaya izin vermeyeceklerini
vurgulayarak şunları söyledi: "Kamu arazilerine işgal
konusunda son derece hassasız. Umarını her yıl böylc bir
yapılaşmayı dcneyen bu bölgedeki yurttaşlarımız bir kez
daha bu yasadışı eyleme girişmezler. Herkes çok iyi
bilmelidir ki kaçak yapı yapmaya yeltenenler, karşılarında
bizi bulacak."
ÜNİVERSITE ÖĞRETlM ÜYELERİ DERNEĞI
'YÖK, adlen kadroları
serbest bırakmalı'
lstanbul Haber Servisi - Üniversite
öğretim Üyeleri Derneği, gazetemize
yaptıklan ya/.ılı açıklamada, üniversi-
telerin ve bilimin geleceğinden endi-
şeli olduklannı belirtti. Açıklamada,
"Yiiksekögretiıu Kurulu Başkanu-
ğı'nca (YOK) 'Öğretim Üyeliğine
Yükseltilme vc Atama Yönetmcli-
ği'nde yapılan değişikliğe, Danış-
tay'ın 'yürütmeyi durdunna karan'
vermesi sonucu yürürlüğe giren
'Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve
Atanma Yönetmcliğinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik' hak-
kıuda YÖK'ün internet sitesinde
yaptığı açıklama yanhştır. YÖK ko-
nuyla ilgili hukuka uygun bir yönet-
melik maddesini acilen hazırlaya-
rak yayımlamalı vc üniversitelerde
kadroları serbest bırakmalıdır" de-
nildi. "AKP, YÖK'ü kullanarak
üniversiteleri kendi mcşruiyet zemi-
nine dönüştürmektcn vazgeçmeli-
dir" ifadcsinin de yer aldığı açıklama-
da; YÖK'ün, haziran ayında 20 üni-
versitcde rektörlük seçimi yapılacak
olnıası ncdeniyle rektörlerin özellikle
doçent kadrolannı serbest bıraknıadığı
da vurgulandı. Açıklamada "Bıı dü-
şünce üniversiter yapıya, rcktörlere
ve o kadroya atanmayı hak etmiş
olanlara karşı güvensizlik belirtisi-
dir. Eğer YÖK böyle bir düşünceyle
kadroları serbest bırakmıyorsa,
kcndi siyasi kadrolaşmasının hesabı
olduğu açıktır. AKP'yc vc YÖK
Başkanlığı'na, üniversitcyi üniversi-
te yapan temel değerleri kavrama-
dıkları sürece sözde demokratikleş-
me çabalarının akademi yada inan-
dırıcılığı olmayacağını bir kez daha
hahrlatıyoruz" denildi.
KESK'TEN SOSYAL GÜVENLİK ELEŞTtRÎSl
Tombul: Çankaya
noterlik makamı değildir
Tombul
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kamu Emekçileri Sendikalan Kon-
federasyonu (KESK) Genel Başkanı
İsnıail Hakkı Tombul, Cumhurbaş-
kanı Abdullah Gül'ün, Sosyal Si-
gortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Yasası'nı (SSGSS) onaylaması ko-
nusunda, "Cumhurbaşkanuğı, ikti-
darın tüm kararlarım onaylayan
bir noter mercü değil, halkın çı-
karlarım gözeten bir makam ol-
malıdır" dedi. Tombul, yaptığı ya-
zılı açıklamada, gündeme geldiğin-
den bu yana herkesin tepkisini çeken
sosyal güvenlikle ilgili yasanın, hal-
kın sağlık ve sosyal güvenlik hakla-
nnı elinden alacağının ve emekliliği
neredeyse hayal hale getireccğinin
altını çizdi. Tombul, açıklamasmda
şu görüşlere yer verdi: "Daha önce
10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer tarafından veto edilen yasa-
nın, Cumhurbaşkanı Gül tarafın-
dan sorgusuz sualsiz onaylanması,
Cumhurbaşkanlığı makamının
saygınlığını vc tarafsızlığını göl-
gede bırakmıştır." Cumhurbaşka-
nı "nm sendikaların değerlcndirmele-
rini dikkate almadığını kaydeden
Tombul, Anayasa Mahkemesi tara-
fından yasanın yürürlüğünün durdu-
rulması için derhal girişimlerde bu-
lunacaklannı belirttti. Tombul, "Bu
yasa tümüyle hayatımızdan çıkana
kadar mücadelemiz sürecek" dedi.
Türk-lş Yönetim Kurulu da yaptığı
yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı
Gül'ün, yasayı onaylamasının, Türk-
tş topluluğu tarafından üzüntüyle
karşılandığını belirtti.
DUZ YAZI
ORHAN BİRGtT
01li Rehn, İyi ki Geldi
ve Konuştu
AB'nin Geniştemeden Sorumlu Üyesi Olli
Rehn, Türkiye'ye karşı çifte ölçütle baktığını
belgeleyen demeçler verdi ve Brüksel'e dön-
dü.
Arkasında bıraktığı o kocaman soruyu ben
soracağım:
"Bay Rehn'in, AB adayı ülkemiz, ülkemi-
zin önde gelen kurumları ve bireyleri için
gizleme gereği duymadığı görüşler, kendi-
sini mi bağlamaktadır? Yoksa Avrupa Bir-
liği'ni de kapsamakta mıdır?"
Bay Rehn, Ankara ya resmi bir Troyka Top-
lantısı dolayısıyla geldiği için, burada yaptığı
açıklamaların ve verdiği demeçlerin "kişisel
olmaması" gerekiyor.
Ama yine de, iyimser bir bakışla, yukarıdaki
o sorunun yanıtını daha açık olarak bekleme-
nin gerekli olduğunu söylemek, AB adayı bir
ülkenin vatandaşlarının hakkıdır.
Olli Rehn, mesela CNN Türk'te Mithat Be-
reket ile yaptığı söyleşide "AKP'nin şeriat
yasasını savunmadığını sağır sultan bile bi-
liyor" demiş. Söyleşiyi izleyemedim. Ama ge-
niş bir özetini dünkü Zaman gazetesinde oku-
dum. Fethullah Hoca'nın sözcüsü gazete, o
söyleşiyi "AKP'nin gizli ajandası olmadığım
sağır sultan bile biliyor" başlığı altında ve bi-
rinci sayfada manşetten yayımlayarak daha
da çekici hale getirmişti. Genellikle bizim söy-
lemlerimizde kullanılan "Sağır sultan bile
duydu" ya da "biliyor" yakıştırmalı sözcüğe
TV söyleşisinde AB'nin Genişlemeden So-
rumlu üyesi doğrudan yer vermiş ise açıkla-
malan bence daha da önem taşıyor demektir.
Zira Genişlemeden Sorumlu Üye, Anayasa
Mahkemesi'ndeki davada Erdoğan ve parti-
si için gönüllü tanık olmayı da isteyebileceği-
nin şifrelerini vermiştir...
AKP'ye bu ölçüde kefil olabilen Bay Olli'nin,
llhan Selçuk'un gözaltına alınması olayı ile il-
gili bir soruya verdiği yanıtlar, sadece ilginç ol-
makla kalmıyor, sözünü ertiğim o çifte ölçüt-
le bakış için de son derecede canlı bir kanıt
oluyor.
Milliyet yazarı Semih lldiz, Rehn'e Selçuk
ile ilgili soruyu, özellikle çokayrıntılı olarak yö-
neltmiş:
"83 yaşındaki muhalif bir yazar, sabah saat
04.00'te evinde gözaltına alındı. 3 gün emni-
yette tutuldu. Sorgulamasında özel hayatının
didik dldlk edildiği ortaya çıktı, telefon konuş-
malannın tutanaklan ortalığa saçıldı. Kendisi-
nln ulusalcı olması, kendisine yapılan İnsan
hakkı ihlalinin görmeztikten gelinmesini haklı
çıkarablttr ml? Böyle bir olay, blrAB ülkesln-
de olsa bir skandal olmaz mı?"
Bay Olli, yanıtına "Bizim için zor bir soru.
Biz insanların siyasi görüşlerini izleyip ona
göre kanaat oluşturmuyoruz" diye başlıyor;
ama kapatma davasını yorumlarken üstîendi-
ği görevi unutmuş görünmek isteyerek "AB
Komisyonu'nun bir istihbarat servisi de
yok. Bazı olaylar hakkında hemen görüş
bildirmek daha kolay; ama bazı olaylar da
daha fazla bilgi gerektiriyor. Sözünü ettiği-
niz olayda insani boyutu anlıyorum, ama
bunun Ergenekon davası açısından geçer-
Iİ mi, yoksa geçersiz bir gözaltına alma mı
olduğunu bilecek durumda değilim. Ama
Ergenekon davası çok önemli; bu, Türki-
ye'de hem yasamanın hem de asayiş uy-
gulayıcılarının çalışmaları hakkında gös-
terge olacak bir davadır" diyor.
Bay Rehn, üç maymunları mı
oynuyor?
Bay Rehn gibi, AB'nin Genişlemeden So-
rumlu Üyeliği'ni üstlenecek donanıma sahip
birisinin, birliğe aday bir ülkede, "83 yaşın-
daki bir muhalif yazar"ın sabahın o saatinde
gözaltına atınmış olmasından başlanarak özel
yaşamının didik didik edildiğinin anlaşılması,
telefon konuşmalarının dinlenerek ortalığa sa-
çılması karşısında, "Duymadık, görmedik,
bilmiyoruz" diyen "üç maymunların" arkası-
na saklanmak istemesi hazindir.
Muhalif bir Türk yazarına karşı yöneltilen bir
operasyonu değerlendirmek için, AB'nin bir
istihbarat örgütüne sahip oiması ya da olma-
masına ne gerek var. Cumhuriyet Başyaza-
rı'na reva görülen o çağdışı işlemlerin tanığı
olan Türk kamuoyundaki tepkiler, Genişleme-
den Sorumlu Üye'nin ofisine ulaşmadı mı?
Türkiye'deki en küçük yaprak kıpırdamasını
bile dosyalayanlar, gece yarısı operasyonları-
na karşı mı sağırlar?
Kapatma davasında bilirkişilik ya da om
budsmanlık görevierine talip olabilen Bay Ol-
li, bu kez de Türkiye'deki siyasal iktidarın, in-
san haklarını tırmalayan yaptırımları için sa-
vunma avukatlığına soyunuyor!
Erdoğan hükümetinin ayıplarını
saklamak
Ülkemizin en saygın muhalif yazarlarından
birisinin gözaltına alınış biçimi için, daha faz-
la bilgiye ihtiyaç duyduğu gerekçesiyle, Er-
doğan hükümetinin ayıplarını halı altına sak-
lamaya kalkışan Bay Olli, Ergenekon davası
adı verilen ve 11 aydır hâlâ soruşturma aşa-
masının tamamlanamadığı bir hazırlık soruş-
turması için açık seçik görüş bildirecek kadar
donanımlı olduğunu da gizlemiyor.
* * •
Olli Rehn'i daha yakından tanımak istiyor-
sanız, Semih Idiz'in sözünü ertiğim mülakat-
tan sonraki izlenimlerini yansıtan dünkü yazı-
sını okumalısınız.
özellikle o yazıda benim altını çizdiğim şu
tümceleri:
"AB'nin, başta Anayasa Mahkemesi ol-
mak üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri ile 'ke-
mikleşmiş' olarak gördüğü 'Kemalist bürok-
rasiyi' de 'karşı tarafta' gördüğü aşikâr."
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net