21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 70.5 milyonluk Türkiye’de hisse senedinden yatırım fonuna kadar paranın kontrolü birkaç bin kişide 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Servet bir avuç zenginde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Ticaret Odası (ATO) bankalarda bir milyon YTL’nin üzerinde hesabı bulunan yatırımcı sayısının ise 18 bin 734 olduğuna dikkat çekti. ATO’nun “Paranın Efendileri” araştırmasına göre, bankalar ve sermaye piyasası aracı kuruluşlarında toplam 76 milyon 157 bin 937 bin hesap bulunuyor ve 2007 sonu itibarıyla bu hesaplarda toplam 390.3 milyar YTL yer alıyor. Mevduatların yaklaşık yüzde 40’ı, hisse senetlerinin yüzde 70’i ve menkul kıymet yatırım fonlarının ise yüzde 14’ü, bir milyon YTL ve üzerinde para bulunan hesaplarda kontrol ediliyor. Araştırmanın sonuçları şöyle: Ağır Kayıplar... Üniversitelerde türban kullanımının serbest bırakılması, toplumun kalıcı kayıplar yaşamasına yol açacaktır. Kalıcı ve sonuçları bakımından çok ağır olabilecek kayıpların başında, önce üniversitenin, sonra da tümüyle toplumun bilimsellikten uzaklaşması geliyor. Çok yanlış bir varsayımla, daha doğrusu kasıtlı bir yaklaşımla, türban kullanımı, özgürlük sayılıyor. Oysa türban kullanımının, kadının fiziksel ve ruhsal olarak gelişmesini, yani özgürleşmesini engellediği de bilimsel olarak ileri sürülüyor. Mağdur oldukları öne sürülen türbanlıların, türbanı, kendi özgür iradeleriyle mi yoksa dış baskılarla mı taktıkları konusunda doğru dürüst bilimsel bir araştırma yapılmamıştır. Bu konu karanlıkta bırakılıyor. Türban kullanımının bu büyük iç çelişkisi bir yana, Cumhurbaşkanı Gül’ün, Erciyes Üniversitesi’nde önceki cuma günü söylediği sözler, büyük bir yanılgıyı sergiliyor. Cumhurbaşkanı, onlarca sorunu olan üniversitelerimizin bu sorunlarına ilişkin bir söz söylemiyor; bunun yerine, üniversite tanımına o kavramla hiçbir biçimde bağdaşmayan bir boyut katıyor, “Üniversiteler... inançların serbestçe yaşandığı... yerler olmalı” diyor. Bu önermenin değerlendirilmesi için ünlü Fransız bilgini Louis Pasteur’ün (18221895) yaklaşık 150 yıl önce verdiği ünlü yanıt yeterlidir. Kendisi koyu bir dindar olan bilgin, öğrencilerine: Laboratuvara girerken İncil’i dışarıda bırakacaksınız! dermiş. Aynı bilimsellikten uzak anlayış Başbakan’da da var. Başbakan, eğitim için yurtdışına giden gençlere: “Batı’nın ilmini, sanatını almadık. Maalesef değerlerimize ters düşen ahlaksızlıklarını aldık” diye öğüt veriyor. Ahlak kavramının dayanakları doğruluk, dürüstlük ve erdemdir. Başbakan, bu ahlak değerlerinin bizdeki durumunu Batı ülkeleriyle karşılaştırabilir mi? Küreselleşmenin bilim ve teknolojideki gelişmelerin bir sonucu olduğu bir dönemden geçiliyor; bilgi toplumuna geçiş süreci yaşanıyor; ülkeler bilimsel gelişme yarışına girmiş bulunuyor. Doğrusu, 21. yüzyılın başında Türkiye’yi yönetenlerin, üniversiteye, bilime, yurtdışında eğitime ve ahlaka bakışlarının niteliği, toplumun geleceği açısından, çok ama çok kaygı vericidir. ??? Kalıcı kayıpların ikincisi, ancak hiç de ikincil sayılamayacak olanı, türban kullanımının yaygınlaşmasıyla, ülkemizde kadınerkek eşitliğinin adım adım geriye gideceğidir. Üniversitede, kendi isteğiyle ya da başkalarının baskısıyla başı türbana sarılan bir kişinin, ekonomik, siyasal ve sosyal alanlarda hak iddia etmesi giderek güçleşecektir. Ya da tersi olacak, başı açık olanlar dışlanacaktır. Aslında gelişmiş ülkelere göre çok az olan “kadının işgücüne katılma oranı” daha da azalacaktır. Ülkemizde çalışma çağındaki kadınların ülke ortalaması olarak yüzde 30’dan; kentlerde de yüzde 20’den azı işgücü piyasasına girmektedir; gelişmiş ülkelerde bu oranlar en az ikiye katlanıyor. “Kendi özgür (!) istenciyle türban takan ve yine özgür (!) olarak” çalışmayacak olan kadın, ekonomik olarak daha bağımlılaşacaktır. Ekonomik bağımlılık, siyasal ve sosyal bağımlılıkların anasıdır. Kadını ikincilleştiren bir toplumsal yapı demokratikleşemez. Giderek özgürlüklerin daraldığı yeni olumsuzluklar yaşanır; insanlar dinsel sorumluluklarını yerine getirmeleri için baskı altına alınır. Toplumsallaşma yaralanır, örneğin, okul, eğlence, spor ve kamu ulaşımı gibi toplumsal alanlarda kadın ve erkeğin bir arada olmasına olanak tanınmaz. Toplumsal yaşamda, ayrımcılık ve bölünmüşlük, yalnız, türbanlıtürbansız kadınlar arasında değil, cinsler arasında da şimdikinden çok daha derinlere iner. Derinleşen bölünmüşlüğün toplumun dokusuna zarar vermesi kaçınılmaz olur. ??? Kalıcı kayıplardan üçüncüsü, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğidir. Türban ısrarı ile AB üyeliği AKP hükümeti tarafından dinamitleniyor. İnsan hakları sicili hiç de iyi olmayan hükümet, Avrupa’da Türkiye’nin tam üyeliğini istemeyenlere gerekçe yazıyor. Geçmişte AKP hükümetine laiklik konusunda yeterince uyarı yapmayan AB yetkilileri, şimdilerde günah çıkarmaya çalışıyor. Aylardır, Birliğin genişlemeden sorumlu komisyon üyesi Rehn, Türkiye’yi, “laiklikten ödün vermemesi” için uyarıyor; AİHM kararlarını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni anımsatarak, laikliğin korunmasının gerektiğini vurguluyor. AB’nin diğer yetkilileri de İslamlaşan bir Türkiye’nin Birliğe üye olamayacağının açıkça altını çiziyor; uyarıyor. AKP iktidarı, türban dayatmasıyla, ülkeyi AB üyeliğinden uzaklaştırmanın altyapısını kuruyor. ??? Burada sıralanan üç alandaki ağır kayıpların ucu açık; yani, sayısal ve niteliksel olarak bunların sınırlarını çizme olanağı bulunmuyor. Bunlara, yenileri eklenebilir; örneğin, türbanın kamu kurumları arasında yaratacağı tartışmalı ortamın, ülkenin, kamu yönetimini, kurumlarını ve ekonomisini çok olumsuz etkileyeceği de yadsınamaz. Sonuçta, ağır kayıplarla ilgili kaygılarla birleşerek, toplumsal korkuya dönüşüyor. Bilirsiniz, faşizmin yollarına, korku taşları döşelidir. [email protected] ? Bankalardaki mevduatın yüzde 38.7’si 18 bin 734 hesapta. Hâkimiyet borsada 2 bin 123, yatırım fonlarında ise 1297 kişinin elinde. Yine borsadaki hisselerin dörtte üçünün mülkiyeti, 6 bin 686 yabancı yatırımcıya ait. ? Bankalarda Türk yurttaşlara ait 72 milyon 675 bin hesapta, toplam 333.5 milyar YTL bulunuyor. Bu tutarın yüzde 38.7’sini oluşturan 128.9 milyar YTL’lik bölümü, bir milyon YTL’nin üzerinde para bulunan 18 bin 734 hesapta tutuluyor. ? İMKB’de payı yüzde 27.6 düzeyinde bulunan Türk yatırımcıların portföyünün değeri 31.1 milyar YTL. Türk yatırımcıların sahip olduğu hisse senetleri portföyünün yüzde 68.3’ünü oluşturan büyük bölümü bir milyon YTL ve üzerinde parası bulunan 2 bin 123 yatırımcı tarafından kontrol ediliyor. Bu hesaplardaki para ise 2007 sonu itibarıyla 21 milyar 251 bin YTL olarak hesaplanıyor. ? Borsadaki hisselerin yüzde 72.4’ünü, 6 bin 686 yabancı yatırımcı kontrol ediyor. Yabancı yatırımcıların 4 bin 774’ünün 301 milyon YTL’yle nispeten düşük tutarda bir portföyü bulunmasına karşın bir milyon YTL ’nin üzerinde bir portföy yöneten 1912 yabancı yatırımcının toplam 81.3 milyar YTL’lik dev bir hisse senedi varlığı bulunu yor. Söz konusu tutar İMKB’deki hisse senetlerinin yüzde 72.1’ini oluşturuyor. ? Bir milyon YTL’nin üzerinde bir portföyü bulunan 4 bin 35 Türk ve yabancı yatırımcı toplam 102.6 milyar YTL ile borsanın yüzde 91’ini kontrol ediyor. ? 313 yatırım fonuna, 2 milyon 567 bin yerli, 17 bin de yabancı yatırımcı yatırım yaptı. Yatırım fonlarının 25.6 milyar YTL ’si bulunurken yabancıların yatırım fonlarındaki parası ise 263 milyon YTL ile nispeten düşük düzeyde kalıyor. Yerli yatırımcıların yatırım fonlarına yaptığı yatırımların da önemli bir kısmını, sayıları bin 297’de kalan bir avuç yatırımcı kontrol ediyor. DALGANIN FATURASI 19.4 MİLYAR DOLAR Küresel finans sistemindeki dalgalanmanın etkisiyle İMKB endeksinin yüzde 21.3 gerilediği ocak ayında yerli ve yabancı yatırımcıların mülkiyetindeki toplam hisse senedi portföyü 19.4 milyar dolar değer yitirdi. Söz konusu kayıp büyük ölçüde yabancıların portföyünden kaynaklandı. Yerlilerin portföyünün değeri bir ayda yaklaşık 5 milyar dolar gerileyerek 21.7 milyar dolara, yabancıların portföyü ise 14.4 milyar dolar değer yitirerek 55.5 milyar dolara geriledi. Yabancı yatırımcılar ocak sonu itibarıyla toplam portföyde yüzde 71.9 paya sahip durumdalar. 2007 yılını 55 bin 538’den kapatan İMKB endeksi, ocak ayında yüzde 21.3 düşüşle 43 bin 698’e indi. [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Mali krizin derinliğine, ABD ve dünya ekonomisinin geleceğine ilişkin karamsar resimler çizen yorumcuların sayısı geçen hafta aniden arttı. bir gerilemeye işaret ediyordu (Wall Street Journal, 01/02); ekonomik büyüme, son üç aylık döneme ilişkin ilk hesaplamalara göre yüzde 0.6 da kalmıştı. Böylece 2007 büyüme hızı yüzde 2.2’ye gerilemiş oluyordu. The Economist’in uyardığı gibi son yıllarda bu ilk verilerin yüzde 60’ı daha sonra ortalama 1.3 puan düşürülerek düzeltilmişti (01/02). Bir sonraki hesaplamalar, resesyonun, aslında, 2007’nin dördüncü üç ayında başlamış olduğunu gösterebilir. Şimdi, 2005’ten bu yana vergiden sonraki kârları sürekli gerileyen (NBER verileri) ABD şirketlerinin resesyon ortamında, borçlarını ödemekte giderek zorlanması, bu borç kâğıtları (Junk bonds) üzerinden yaratılarak satılan varlıkların değersizleşmesi, kredi piyasasındaki krizi derinleştirirken, bu derinleşmenin, reel ekonomideki daralmayı daha da derinleştirmesi gibi bir “fasit daire” olasılığı güçleniyor. Karamsarlığı arttıran üçüncü etken de, dünya ekonomisinde, umulan “ayrışmanın” gerçekleşmeyeceğine inananların artmasıydı: ABD resesyonu, dünya ekonomisini peşinden sürükleyecek. Business Week yazarları gibi, küresel bir stagflasyon olasılığından söz edenler de artıyor. Laf aramızda, Insitute of International Finance’ın 16 Ocak tarihli, Global Economic Monitor bülteninin 5. sayfasındaki “küresel imalat sanayi üretimi” ve 6. sayfasındaki, “tüketici fiyatları” (yükselen piyasalar, G3) tabloları, stagflasyon ortamına 2006’da girdiğimizi gösteriyor. ‘Sıradan bir resesyondan fazlası…’ CBS Marketwatch’in haftalık, “The Karamsarlık Yayılıyor proactive fund investor” bülteninin editörü Bill Donoghue, perşembe günü köşesinde, “Sıradan bir resesyondan fazlasını bekleyin” diyor ve ekliyordu “Wall Street kurtları ekonomimizi çekirdeğine kadar çürüttü… FED’in faiz indiriminin etkisi en fazla bir hafta sürer” (MarketWatch, 30/01). Financial Times’dan Martin Wolf da çarşamba günü “ABD’nin yapmaya (krize müdahale etmek içinE.Y) çalıştıklarına bakınca insanın içi parçalanıyor” diyerek bir başka fasit daireye, daha doğrusu çıkmaza işaret ediyordu: “Eğer başarılı olursa, bu günkü karma ABD ve resesyon Gözlerin ABD ekonomisinde olması olağan. ABD dünya ekonomisindeki tüketimin yüzde 25’ini yapıyor. Düşük kaliteli konut piyasası noktasından delinen küresel kredi köpüğünün kaynağı da bu ülke. Ama, beş yıldır dünya ekonomisini ayakta tutan da bu tüketim ve kredi köpüğü, bu finansallaşma değil miydi? Dahası, uluslararası piyasalar arasındaki korelasyon, küreselleşme ve finansallaşma nedeniyle, çok yüksek bir düzeye ulaşmış durumda (Dünya ekonomisinde krizlerinin tarihi üzerine doktora tezi yazarken, böyle yüksek bir korelasyona 1930’lardaki büyük depresyon döneminde rastladığımı anımsıyorum). Kapitalizmin tarihi böyle yüksek senkronizasyonlar kırılmadan krizlerden çıkılamadığını gösteriyor. “Ayrışma” tartışmalarını da bu yönde okuyabiliriz: “Acaba Asya senkronizasyonu bozabilir mi? ABD yavaşlarken büyümeye devam ederek dünya ekonomisini peşinden sürükleyebilir mi?” Karamsarlardaki artışın arkasında sanırım üç etken var: Birincisi, FED’in (ABD Merkez Bankası), bir hafta önceki 0.5 puanlık faiz indirimine 0.75 puan daha eklemesine karşılık, piyasalar beklenen olumlu tepkiyi veremediler. Çünkü kriz bir likidite krizi değil borç/batıkalacaklar kriziydi; şimdi genişliyor, varlığa (konut kredilerine ve belediye borçlarına) dayalı kâğıtları garanti eden sigorta şirketlerinin (monoliners) yükümlülüklerini karşılayacak fonlardan yoksun olduğu ortaya çıkıyor. İkincisi, geçen hafta veriler, ABD’de işsizlerin sayısında beş yıldır ilk kez bir net artışa, tüketici harcamalarında önemli şaya yol açan uluslararası ve yerel kırılganlığı yenileyecek hatta arttıracak. Yok başarılı olamazsa, ABD ve belki de dünyanın geri kalanı uzun bir ekonomik zaaf dönemi yaşayacak. Bu.. dünya ekonomisinin özellikle de mali sistemin ne kadar çok zayıflamış olduğunun da kanıtı” (30/01). Bu çözülmez denklem de sıradan bir ekonomik yavaşlama döneminin ötesinde bir gelişmeye işaret ediyor. Gerçekten de, Deusthce Bank’ın Global Ekonomi bölümü başkanı Thomas Meyers’e göre, “geçmişteki mali krizler, okurken hemen biten kısa hikâyeler gibiydiler. Şimdiki daha çok ‘Harp ve Sulh’ romanına benziyor” (Wall Street Journal, 31/01). “Örneğin 2000 ‘dotcom’ (internet şirketleri) köpüğü, tek bir varlık (asset) cinsine ilişkindi; aşırıüretim sorunu yalnızca teknoloji sektörünü etkiyordu. Şimdiki kriz çok çeşitli varlık türlerini kapsıyor ve çok daha derin. Üstelik, artık sanayileşmiş ülkelerde, şişirilecek başka bir varlık türü de kalmadı.” Meyers, böyle diyor, ama aslında, “iyimserlere” dahil. Çünkü, geçen yıl küresel büyüme hızındaki artışın yüzde 70’ini gerçekleştiren yükselen piyasaların ve gelişmekte olan ülkelerin katkılarının küresel bir resesyonu engelleyeceğine inanıyor. Meyers, “Peki, eğer, bu mali krizin tüm resesyonların en büyüğünü tetikleme olasılığı zayıfsa, o zaman sonuçları ne olabilir” diye sorduktan sonra, benim de daha önce “Bu kriz o kriz mi” sorusun cevap ararken seçtiğim ölçütlere paralel, iki saptama yapıyor: Birincisi, geçen sefer sanayileşmiş ekonomilerin hızla toparlanmasına olanak sağlayan ucuz kredi ortamı şimdi yok. Şimdi onları, düşük büyüme hızına dayalı uzun bir temizlik dönemi bekliyor. İkincisi, bu dönemde, sanayileşmiş ülkelerdeki sorunlardan uzak kalmış ekonomilerin dünya ekonomisi içindeki ağırlıkları giderek artacak. Örneğin, JP MorganÇin varlık yönetimi başkanı Jing Ulrich, gelirinin en büyük kısmını, GSMH’nin yüzde 160’ına ulaşan yerli mevduatlardan (iç piyasadan) sağlayan Çin banka sisteminin, ABD kaynaklı kredi krizinden etkilenmediğine inanıyor. Meyers’in “Piyasalarda bir çöküşe dönüşmeyen uzun süreli bir temizlenme süreci” senaryosu, bana Keynes’in 1932’de The Atlantic Monthly’de yayımlanan “Dünyada Durum” yazısını anımsattı. Likidite, kredi ve güven kriziyle, depresyonun çakıştığı bir konjonktürde yazan Keynes mali sistemin, bir çöküşe yol açmadan sorunlarını aşma sürecine girdiğini düşünüyordu. Ancak, Keynes, hâlâ eski düşüncelere saplanıp kalmışlığın, bilinçsiz ekonomik rekabetin (“modern kapitalist iyi hava tayfası gibidir, ilk fırtınada gemiden kaçmaya çalışırken kayıkları bile batırabilir”), devletlerarası ilişkilerin, siyasi liderlik yetersizliğinin (hegemonya geriliyor ya…E.Y) gereken politikaları engellediğini düşünüyor. Keynes, gelişmelerin, piyasalara temizliği tamamlaması için gerekli süreyi tanımamasından, devletlerin doğrudan müdahalesini ve bir savaşı gündeme getirmesinden korkuyor. Keynes’in yazısını anımsayınca ürktüm, çünkü önümüzde Meyers’in “iyimser” senaryosu için yeterli süre olmayabilir. Günümüzde de, mali krizle birlikte, devlet sermaye şirketlerinin etkinliklerinin, devletlerin, ekonomiye müdahale etme eğilimlerinin gittikçe arttığı görülüyor. Financial Times, “piyasa önderliğinde küreselleşme döneminin, devletlerin denetimindeki fonların önemini daha önce görülmemiş ölçüde arttırdığını” düşünüyor (27/01). HSBC ekonomi müdürü Stephen King de “Yükselen piyasalardaki devletlerin artan mali gücü, gelişmiş ülkelerde de devletlerin müdahale eğilimini güçlendirecektir” diyor (The Independent, 28/01). Çarşamba günü bu konuya devam edeceğim. Dosya No: 2007/90 Tal. Bir borçtan dolayı ipotekli bulunan, aşağıda tapu kaydı, kıymeti, satış günü ve saati, önemli özellikleri ile satış şartları belirtilen; İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi , 2. Bölge, Kavaklı (Beylikdüzü) köyü, 471 Ada, 1 nolu Parsel üzerinde kain A5 Blok 5. Kat 3/2070 arsa paylı , takribi 135 m2 miktarlı, 23 nolu meskenin tamamı, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü kaleminde açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. 1 İİK.127 MD. GÖRE SATIŞ İLANININ TEBLİĞİ: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan (mübrez tapu kaydında belirtilen) alakadarlara, gönderilen tebligatların tebliğ imkânsızlığı halinde işbu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 2 İİK.151, 142. MD. GÖRE SIRAYA ŞİKÂYET VE İTİRAZ: Uygulama aykırılığı nedeniyle , alacağa mahsuben ihalenin yapılması veya satış bedelinin İİK 138 md. cümlesinde ipotek alacaklısına ödenmesi durumunda, alakadarların satışı takip ederek İİK. 142 md. göre şikâyet veya itirazları olanın, bu hakkını 7 gün içinde kullandıklarına dair dosyamıza derkenar ibraz etmeleri İİK 83, 100, 142, 151, MK 789, 777. Md. göre ayrıca ilanen tebliğ olunur. 3 SATILMASINA KARAR VERİLEN GAYRİMENKULÜN CİNSİ, KIYMETİ, ADEDİ, EVSAFI: TAPU KAYDI: İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, 2. Bölge, Kavaklı (Beylikdüzü) köyü, 471 Ada, 1 nolu Parsel üzerinde kain, A5 Blok 5. Kat 3/2070 arsa paylı, 23 nolu meskenin tamamı İsmail Özen adına kayıtlı olup, kaydında ipotek, satışa arz şerhi, kira şerhi ve muhtelif hacizler mevcuttur. İMAR DURUMU: Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’nın 17.01.2007 tarih ve 66 sayılı yazısına göre, İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, Beylikdüzü Beldesi, Barış Mahallesi, 471 Ada, 1 nolu Parselin; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 15.05.2005 tarih ve 879 sayılı oturumunda onanan 1/5000 ölçekli Nâzım İmar Planlarında yerleşik konut alanında (meskun alan) kalmakta olduğu ve ilgili binanın 25.04.2003 tarihinde konut alanı olarak ruhsat yenilemesi yaptığı şeklinde imar durumu mevcuttur. GAYRİMENKULÜN HALİ HAZIR DURUMU VE EVSAFI: Satışa konu İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi , 2. Bölge, Kavaklı (Beylikdüzü) Köyü, 471 Ada, 1 nolu Parsel üzerinde kain A5 Blok 5. Kat 3/2070 arsa paylı, 23 nolu mesken; adres olarak Kavaklı Adakent Barış Mahallesi Ali Cebi sokaktaki Seçkinler Apartmanı’nda A5 Blok N: 23 adresinde yer almaktadır. 13 Bloklu sitedeki A5 Blok Seçkinler Apartmanı 15 Katlı B.A.K toplam 56 dairelidir. Bahçeli nizamda inşa edilmiş sitedeki ikiz blokta yer alan A5 Blok 5. Kat 23 nolu meskenin inşaat alanı takribi 135 m2 olup, daire plan itibariyle 3+1, ayrı bir mutfak, bir banyo, WC, antre hol ve gömme balkonludur. Çıplak alanlar seramik, salon laminant parke, tavanlar kornişli ve kısmi spot lamba aydınlatmalıdır. Isınma kombi kaloriferlidir. Ana bina çift asansörlüdür. Satışa konu mesken geniş manzara görüşlüdür. Yapı birinci sınıf niteliklidir. Parsel içi bina oturumları harici alanlar bakımlı bahçe olup, bir kısım alanda site sakinlerinin kullanımı için açık otopark alanı olarak tahsis edilmiştir. Ulaşım geniş ve bol imkânlı, çarşı, pazar, işyerleri yürüme mesafesi içindedir. Çevrede her türlü altyapı belediye hizmeti mevcuttur. Taşınmazın çevresindeki yapılaşmalar da benzer nitelikli yüksek katlı bloklardır. Taşınmaza yakın mesafede Beylikdüzü Migros alışveriş merkezi, E5 Karayolu ve Büyükşehir yerleşimi bulunmaktadır. Yöre İstanbul’un bir banliyösüdür. Yöreye İstanbul’dan toplu taşıma araçları ile de seferler yapılmaktadır. GAYRİMENKULÜN KIYMETİ: Yukarıda teferruatı yazılı taşınmazın kıymeti (Büyükçekmece İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2007/384 E. sayılı dosyasından 20.11.2007 tarihinde verilen karar uyarınca) 140.000.00 YTL ’sı olarak tespit edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: Yukarıda açık tapu kaydı, imar ve halihazır durumu ve kıymeti belirtilen taşınmazın; 3. Satışı: 21 Mart 2008 Cuma günü saat: 14.30’dan 14.45’e kadar Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla; IV . Satışı: 31 Mart 2008 Pazartesi günü aynı yer ve aynı saatlerde İkinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle, alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. q. Artırmaya İştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin ve alacağa mahsuben iştirak edeceklerin kendinden önceki sırada bulunan alacaklıların alacağının, (muhammen bedelin % 20’siyle sınırlı olarak) % 20’si nisbetinde pey akçesi (nakit memleket parası) veya bu miktar kadar milli bir bankanın “şartsız, kesin ve süresiz” teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Yabancı para kurunda günlük değişmeler olması ve 805 sayılı Kanun’un 1. Maddesine göre “döviz” teminat olarak kabul edilmez. r. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhaleye itiraz vaki olması halinde dahi (alacağa tekabül eden satış bedelini müşteri sıfatıyla ödemekte imtina suretiyle (alacağına) mahsuben ihale yapılmamış olması şartı ile) satış bedeli nakden icra veznesine yatırılır (md. 134/4). Tellaliye resmi, ihale pulu. tapu harç ve masrafları ile Katma Değer Vergisi (150 m2’ye kadar olan net meskenlerde % 1, mesken olmasına rağmen işyeri olarak kullanılmış dairelerde, metruk durumda olan binalarda, tarla, bina, han, otel ve arsalarda ...% 18 olarak KDV müşteriden tahsil edilir), tahliye ve teslim giderleri öncelikle müşteriye (alıcı) aittir. Birikmiş emlak vergisi, cezaları ve ferileri ile tellaliye ve tapu satım harcı satış bedelinden müşteriye iade edilir. s. İhaleye iştirak edenlerin icra satış dosyası, tapu kaydı, şartname, ilan ve tebligatları incelemek suretiyle ihaleye katıldığını kabul ettiği, satılacak taşınmazın tapu kaydında varsa; taşınmazın bütünleyici parçalarının(MK.md.688,862), taşınmazın eklentilerinin (MK.md. 686,862), hukuki semerelerinin (MK.md. 879) , Taşınmazın birleştirilmesi durumunun (MK.md.859), İİK.128 maddeye göre taşınmaz mükellefiyetlerinin (İntifa hakkı MK.Md.794, oturma hakkı MK.Md.823, üst hakkı MK.Md.834, kaynak hakkı MK.Md.837, irtifak hakları MK.Md.838, Kaydi ayatla ölünceye kadar bakma akti BK MD. 507) mükellefiyetleri nazara aldığı kabul edilir. t. Uygulamada rehin bedelinin ödenmesinde ve alacağa mahsuben satışta İİK 140, 151, 268. madde emredici hükmüne rağmen sıra cetveli düzenlenmemekte olduğundan; taşınmaz üzerinde haciz, ipotek, satış vaadi vs. hakları olan ilgililerin ihaleyi takip ederek satış tarihinden itibaren 7 gün içinde İİK Md.100, 151 ve 268, 4792 sayılı S.S. Kurumu K.md.21, 1479 sayılı Bağkur Kanunu md.17, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 55, Amme Alacağının Tahsili hakkındaki Kanun md.21, Medeni Kanun 766,789,777/2,796/1, İİK 83/c2. 100,142/1,151 maddelerine göre sıra ve alacağın aslına yönelik şikâyet ve itiraz dava haklarını kullanmaları ve icra dosyasına dava açtıklarına dair derkenar ibraz etmeleri gerekir. u. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususi ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. v. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca satış bedelini yatırması için verilen 10 gün sonundan itibaren temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. w. Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. x. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/90 tal. Sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları İlan olunur. (İc. İf. K. 126) Basın: 5839 BÜYÜKÇEKMECE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI Sen olmazsan hep eksiğiz, Gün mücadele günüdür. Gece karanlıkta kalmak istemiyorsan, Hadi sen de, komşunu al da gel, Gündüz kandilini yakmaya gel. “Türbanı emperyalizme KEFEN yapmak için Taksim’deyiz.” 05.02.2008 Salı Saat 12:00 CHP İstanbul 3. Bölge İlçe Örgütleri Bahçelievler İlçe Başkanı Dr. Hüseyin ÖZKAHRAMAN Avcılar İlçe Başkanı Bayram ACAR Bağcılar İlçe Başkanı Zeki ÇETİN Bakırköy İlçe Başkanı Cemil MEMİŞOĞLU B.Çekmece İlçe Başkanı İbrahim YAKUT Çatalca İlçe Başkanı Süleyman KOLCUOĞLU Güngören İlçe Başkanı Selami ÖZDEMİR Esenler İlçe Başkanı Cemal KAYA Küçükçekmece İlçe Başkanı Nurettin ŞEN Silivri İlçe Başkanı Abdullah YILDIRIM Zeytinburnu İlçe Başkanı Mahmut KOCATÜRK Ankara doğalgaz ihalesi ertelendi ? Ekonomi Servisi Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara’da doğalgazın özelleştirilmesi için yapılacak ihaleye katılacak firmalara sağlıklı bilgi vermek amacıyla ihale tarihinin daha önce açıklanan 26 Şubat’tan 14 Mart tarihine ertelendiğini bildirdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, Başkent Doğalgaz Dağıtım AŞ yetkililerinin, şu ana kadar ulusal ve uluslararası 33 firmanın ihale için şartname ve doküman satın aldığını belirttiği kaydedildi. TAI’den ‘Arı’ projesi ? ANKARA (AA) TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayi’de (TAI) modernizasyon projelerinden biri daha hayata geçiriliyor. “Arı’’ olarak adlandırılan proje çerçevesinde modifikasyonu yapılacak ilk eğitim uçağı, TAI tesislerine getirildi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterinde bulunan toplam 55 adet T38A tekamül eğitim uçağının modernizasyonunu öngören dönüşüm projesi, “prototip’’ ve “seri üretim’’ olmak üzere iki fazda gerçekleştirilecek. Program doğrultusunda, prototip fazı, 5 adet T38A tekamül eğitim uçağı modernizasyonu TAI’nin kendi tesislerinde yapılacak. ESAS NO: 2002/923 SATIŞ NO : 2007/23 Davacı Ayşe Aydın ve arkadaşları vekili Av. Mehmet Samim Geredeli tarafından davalılar Hazım Sapmaz, Raif Sapmaz, Nuriye Kardaş, Şaziye Kardaş, Kadir Tezcan, Türel Tezcan, Emin Pak, Mihriban Eslek ve Nursel Özen aleyhine mahkememize açılan İ. Şüyu davasının yapılan duruşması sonunda mahkememizce Kocaeli İzmit Kabaoğlu Köyü Dodra mevkii pafta G 23, b. .19C 2015 Parsel sayılı taşınmazın satışına karar verildiği ve bu taşınmazın kıymet takdiri yapıldığı, taşınmazın değeri ise 698.225.00 YTL. Olduğu tesbit edildiği ve bu kıymet takdirinin davalılardan Kadir Tezcan ile Türel Tezcan’a tebliğ edilmediğinden bu kıymet takdirinin adı geçenlere tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen Tebliğ olunur. Basın: 5813 KOCAELİ BİRİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle