24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada riyor. İsrail’de şubat ayında seçimler var. Öyle an- laşılıyor ki; sandık ne kadar çok kana bulaşırsa, içi de o kadar oyla dolacak! Zamanlamanın asıl dikkat çeken boyutu, kasım ayında ABD’nin 44. başkanı olarak seçilen Barack Obama’nın koltuğa oturmasına günler kala plan- lanması. Obama 20 Ocak’ta göreve başlayacak. Bush, ABD deyimiyle “topal ördek”... İki olasılık öne çıkıyor: 1- Obama, “Benim için Afganistan birinci plan- da olacak, Ortadoğu ikincil kalacak, Irak’tan çe- kileceğiz” demişti. ABD’deki Musevi lobisinin de etkisiyle Obama’ya “Al sana ikincil Ortadoğu” de- diler. Yeni başkan göreve geldiğinde ister istemez Ortadoğu’yu kucağında bulacak. 2- İsrail’in planlarını Obama da kabul etti. Ta- kıyye yaptı, “Benden önce ne yapacaksanız ya- pın, sonuçlarını birlikte biçimlendiririz” dedi. ABD-İsrail hattını kaderiyle baş başa bırakalım; kurum bağlamış öteki kurumlara geçelim... Saldırının ardından dünya ayakta ama, Birleş- miş Milletler’den tık yok. Lütfederse toplanacak ve durumu idare edecek, affedersiniz görüşecek. BM Güvenlik Konseyi, bir araya geldi, “Şiddete son verilmelidir” türünden sade suya tirit bir açık- lama yaptı, o kadar. Arap dünyası nerede? H-arap... Meşgul! Evet meşgul, onun için bir araya gelip saldırı- yı görüşemiyor. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa şöyle dedi: “Körfez İşbirliği Konseyi ve Mağrip Birliği top- lantıları var. O nedenle Arap ülkelerinin dışişleri ba- kanları meşgul.” İsrail’in “arkası gelecek” dediği saldırı çevre ül- keleri de etkileyecek. Ürdün’ün yarıya yakını Fi- listinli, Irak’ın iç dengelerinde Filistin faktörü ay- rıca önemli... İran şimdiden Arap dünyasına çı- kışıyor: “Bugün konuşmayacaksanız ne zaman se- siniz çıkacak?” BOP’un çökmesinin ardından Ortadoğu’da bugüne dek kurulmuş olan bütün dengelerin bir kez daha altüst olduğunu görüyoruz. AB nerede? Noel tatilinde... Başbakan Erdoğan Filistin’den gelen haberlere çok kızgın... Şu sözler kendisine ait: “Bu bir insanlık suçudur... Olmert bize verdi- ği sözü tutmadı... Bu saldırı bize karşı da işlenmiş demektir... Olmert’i telefonla arayacaktım, ara- mayacağım, vazgeçtim...” Tipik bir Türkiye tutumu! Beynimizden çok kalbimizle düşünüyoruz. Ancak Erdoğan’ın tutumu, bu duygusallıktan da öte! AKP hükümeti, Türkiye’nin geleneksel dış po- litikasının da dışında, Ahmet Davutoğlu’nun da “derinliğiyle” daha farklı projelere de imza atıyor. Daha doğrusu atmaya çalışıyor. Erdoğan’ın en çok övündüğü konuların başında; Suriye’yi de böl- gedeki barış sürecine katmış olması geliyordu. Bu- nun yanında HAMAS’la sürdürülen temasların, Irak’taki Sünni grupları AKP’ye yakın tutmanın ba- rışı getireceği söylemleri vardı. Bu planların hepsi İsrail bombaları altında çöktü. İsrail’in gerilim politikasına, HAMAS’ın insan- ları “canlı kalkandan” öte “canlı bomba” olarak kul- lanması eklenince ortaya bu tablo çıkıyor. Bakalım hoş geldin mesajlarını alan Obama, Or- tadoğu’da nasıl bir “değişim” içine girecek! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada lacağını tonu yüksek sesle haykıran RTE gitmiş... …Bugün yerel seçimleri ezici oy farkıyla ala- cağını bir türlü söyleyemeyen RTE gelmiş! “Eserlerle konuşacağız” diyor da başka bir şey diyemiyor. Eserler mi? İşte eserleri: Örneğin yoksulluğun, açlık sınırında yaşayan insanların, işsizliğin art- ması.. zamlar altında ezilenlerin giderek çoğalıp sesini yükseltmesi.. terörün bir türlü dizginlene- memesi.. ülkenin bölünme sınırına hızla yaklaş- ması.. örneğin namus borcu dediği türban soru- nunda 2002’den bu yana vaat ettiği “değişimle- ri” altı yıldır bir türlü gerçekleştirmemesi… Fakat geçen seçimlerde kullandığı silah, bedava kömür dağıtımının bu kez beklediği ölçüde oya yansımayacağının bilincinde. Bu nedenle kömürle birlikte soba da dağıtıyor! AKP’li belediyelerde çalışanlar; koltuk altların- da soba boruları, bedava kömür alan ancak ya- kamayan meskenlerin kapısını çalıyor. RTE’nin “eserler” sloganını geçmiş seçimlerde kimi iktidarlar da kullandı. İstanbul’da karşıdan karşıya, Kabataş’tan Üs- küdar’a arabalı vapurla geçmek için üç-dört sa- at sıra beklenirdi. Adalet Partisi hükümeti; 1970’lerdeki bir genel seçim öncesi İstanbul halkını bu işkenceden kurtarmak amacıyla Boğaziçi Köprüsü’nün yapı- mına girişti. Köprü gibi güncel yaşama önemli katkıda bu- lunan “eseri” kazandıran Adalet Partisi, genel se- çimde İstanbul seçimini yitirdi. Zap Suyu üzerine değil de, İstanbul’un iki ya- kasını bir araya getiren Boğaziçi Köprüsü’nü yaptığı için günün iktidarını, hükümetini yerden ye- re vuran CHP; İstanbul’da seçimi kazandı! Bilinmez, acaba RTE kıssadan hisse çıkarabi- lir mi: “Eserler” seçim kazandırmıyor! Kıyıda köşede kalmış yörelerdeki belediye başkanlarının partilerinden koparak AKP’ye geç- tiğini ilan ediyor RTE; lakin aday olup olmayaca- ğı sadece Ankara’nın değil Türkiye’nin en önem- li gündem maddelerinden biri haline gelen, halkı soyarak halka hizmet etme ustası Melih Gökçek’e hâlâ kabir azabı çektiriyor. Adaydır - değildir diyemiyor. Ankara Belediye Başkanı’nı geçen hafta so- nunda da bir türlü açıklayamaması türlü çeşit söy- lentileri, olasılıkları gündeme taşıyor. RTE bir başkasını istiyor ama merkez yöneti- mindeki yakın çevresinin Gökçek’ten vazgeç- mediği söyleniyor. Bir başka yorum; kimi AKP yöneticilerinin, Meclis grubunda şu veya bu nedenlerle -adaylı- ğı gerçekleşmezse- Gökçek’e göbek bağı ile bağ- lı olduğu söylenen 50 kadar milletvekilinin parti içinde sorun olacağını öne sürdüklerinden söz edi- liyor. RTE’nin de aynı kaygıyla duraksadığı öne sü- rülüyor. Şu veya bu nedenle olsun, gerçek RTE’nin Gök- çek’in adaylığını açıklamaması, AKP içinde derin çatışmaların olduğuna işaret. Daha da önemli bir durum ortaya çıkıyor: RTE eski RTE değil! Daha önceleri AKP Genel Başkanı partide çarpraz durumlar ortaya çıktığı zaman “Böyle is- tiyorum” der, karşı çıkan görüşleri çöp sepetine atar ve… Kafasındaki kararı çevresine karşın açıklar, uygulardı. Çevresindeki dirence aldırmayarak veya eski günlerde olduğu gibi dediğim dedik diyerek.. bu- gün bir belediye başkan adayını bile açıklayamı- yor. Nerede kaldı o burnundan kıl aldırmayan genel başkan? ankcum@cumhuriyet.com.tr IŞIL ÖZGENTÜRK Setler Tuzla Olmasın kimse, ölesiye çalõştõğõ için gece yarõsõ bitkin düşenlerden ve yorgunluk sonu- cu oluşan iş kazalarõndan söz etmez. Si- gorta yoktur. En müthişi, krizden sonra her setin, hele de 18-20 saat çalõşõlan set- lerin olmazsa olmazõ kahve ve çay azal- tõlmõştõr. Tasarruf yapõyoruz ya... Sektörde çalõşan set emekçilerinin bü- yük bir kõsmõ gençlerden oluşur; onlar bu işsizi bol ülkede iş bulan şanslõlar ol- duklarõ için, karşõ çõkma, itiraz etme se- çenekleri yoktur. Türkiye Sinema Emek- çileri Sendikasõ da bu nedenden kuvvetli yaptõrõmlarõ olan bir sendika olamamõş- tõr. Çünkü herhangi bir iş bõrakma ya da grev, anõnda sõra bekleyen işsizler tara- fõndan kõrõlõr. Bütün bu olumsuzluklara karşõ yapõ- lacak hiç mi bir şey yok? Evet var, üstelik bu sizlerce desteklenirse çok güçlü bir yaptõrõm olabilir. Şöyle dünyanõn hiçbir ülkesinde her bir bölümü 80 ya da 90 da- kika süren dizi yoktur. Dizilerin âlâsõnõn yapõldõğõ Amerika’da bölümler 46. da- kikada biter. Hep sorulan bir soru vardõr: “Bizim diziler çok durgun ya da bir sü- re sonra en mantıksız durumlar söz konusu oluyor.” Bunun nedeni de 90 dakikadõr. Her hafta bir uzun film se- naryosu yazmak ve çekmek zorunda kalan ekip ne yapsõn? Tabii ki, bakõşlar uzatõlacak, en olmadõk yerlerde insan- lar dolaşõp dolaşõp derin düşüncelere dalacaklar. Hiç üşenmeyin, saatinizi 90 dakikaya ayarlayõp işe koyulun, ne çok iş yaptõnõz değil mi? Şimdi işin püf noktasõna geliyorum ve sizin set emekçilerine nasõl destek ola- cağõnõzõ anlatacağõm. Dizi bölümlerinin 90 dakika olmasõ, televizyon kanallarõ- nõn dayattõğõ bir kuraldõr. Çünkü bölüm 90 dakika olunca, üç reklam kuşağõnõ geç- mek mümkün olmaktadõr. Bu da binler- ce lira demektir. Kanal sahiplerinin ya da yöneticilerinin yorgunluktan öleyazmõş set emekçilerini asla düşünmediğini bil- meniz gerek. Bu durumda iyi niyetli de olsa dizi ya- pan yapõmcõlar emekçilere karşõ son de- rece acõmasõz davranmak zorundalar. Çünkü sektörde hemen hiçbir sektörde olmadõğõ kadar kõran kõrana bir rekabet söz konusu. Durum böyle olunca da set işçilerini kim düşünür?.. Kimseler set işçilerini düşünmez ama siz düşünebilirsiniz. “Setler Tuzla ol- masın!” diyerek kanal yöneticilerine seslenebilirsiniz. Reklam veren işveren- leri uyarabilirsiniz. Sadece üşenmeyin, madem dizileri seviyorsunuz, içlerinde vazgeçemedik- leriniz var. Öyleyse inatla en çok 60 da- kika isteyin, emekçilerin seyircilerden başka dostu yok. Not: Bugün 2008’in son yazõsõnõ yaz- dõm. Herkese neşeli, eğlenceli bir yõl di- lemek isterim ama içimdeki ses ve tel- evizyonda İsrail’in yaptõğõ katliamõn gö- rüntüleri, 2009’un çok sõcak geçeceğini gösteriyor. Gene de iyi yõllar efendim. Neşeniz bol olsun!.. SAYFA CUMHURİYET 16 HABERLERİN DEVAMI İstanbul K 4 Edirne B 0 Kocaeli K 4 Çanakkale B 2 İzmir PB 8 Manisa PB 4 Aydın PB 8 Denizli PB 3 Zonguldak K 3 Sinop K 3 Samsun K 4 Trabzon K 4 Giresun K 4 Ankara K - 2 Eskişehir K - 4 Konya B - 6 Sıvas K - 6 Antalya PB 12 Adana PB 12 Mersin PB 14 Diyarbakır B 4 Şanlıurfa PB 7 Mardin Y 5 Siirt K 1 Hakkâri K - 2 Van K 1 Kars K - 9 Oslo PB - 4 Helsinki PB 3 Stockholm PB 0 Londra PB 4 Amsterdam PB 0 Brüksel K 1 Paris B 2 Bonn B 5 Münih B 3 Berlin PB 2 Budapeşte PB 2 Madrid PB 14 Viyana PB 1 Belgrad PB - 1 Soyfa PB 1 Roma Y 11 Atina Y 10 Zürih PB 2 Moskova PB - 1 Aşkabat PB 11 Astana PB -14 Taşkent PB 6 Bakû K - 4 Bişkek K 1 Tiflis K 1 Kahire PB 16 Şam Y 14 Yurdun kuzey ve batı kesimleri çok bulutlu, Marmara’nın güneyi, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzeyba- tısı, Orta Karadeniz kı- yıları, doğu Karadeniz ile Konya, Erzurum, Kars Ardahan ve Iğdır çevre- leri yağışlı geçecek. İç ve doğu bölgelerde kuvvetli buzlanma ve don olayı görülecek. 30 ARALIK 2008 SALI Baştarafı Arka Sayfada İstanbul Taksim’de yapõlmasõ planlanan yõlbaşõ gecesi kutlamalarõ iptal edildi İsrail’e öfke dinmiyorHaber Merkezi - İsrail’in, dü- zenlediği kanlõ saldõrõya tepkiler artarak sürüyor. Çeşitli kentlerde düzenlenen protesto gösterilerin- de, Türkiye’nin İsrail ile ilişkile- rini dondurmasõ, savaş suçlularõ- nõn yargõlanmasõ istendi. İsrail’in saldõrõsõ nedeniyle İs- tanbul Taksim’deki yõlbaşõ kut- lamalarõ iptal edildi. İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi, yõlbaşõ gecesi meydanda canlõ müzik ve havai fi- şek gösterisi yapmayõ planlõyor- du. Yapõlan açõklamada, “Yıl- başı kutlama programı bölge- mizdeki gelişmeler nedeniyle iptal edilmiştir” denildi. Levent’teki İsrail Konsoloslu- ğu önünde toplanan İnsan Haklarõ Derneği (İHD) üyeleri Türki- ye’nin İsrail’le askeri ve ekono- mik anlaşmalarõ iptal etmesini, diplomatik ilişkileri askõya al- masõnõ istedi. İHD’liler, “Katil İs- rail Ortadoğu’dan defol”, “Fi- listin halkı yalnız değildir” slo- ganlarõ attõ. Yõldõz Teknik Üniversitesi (YTÜ) Öğrenci Konseyi ve Mar- mara Üniversitesi’nde (MÜ) Ata- türkçü Düşünce Kulübü üyesi bir grup öğrenci de ayrõ ayrõ yap- tõklarõ gösterilerde Gazze’ye yö- nelik saldõrõyõ protesto etti. Diyarbakõr’da Koşuyolu Par- kõ’nda toplanan İHD ve Maz- lum-Der üyeleri adõna konuşan İHD Şube Başkanõ Muharrem Erbey de uluslararasõ toplumun sessiz kalmasõnõ eleştirdi. Malatya’da meslek odalarõ, va- kõflar, sendikalar ve derneklerin de aralarõnda bulunduğu 55 sivil toplum örgütünün üyeleri Yeni Cami Meydanõ’nda toplandõ. Ba- sõn açõklamasõnõn ardõndan İsra- il bayrağõ ve ABD Başkanõ Ge- orge Bush’un posteri yakõldõ. Sivil toplum örgütleri ise yap- tõklarõ yazõlõ açõklamalarla İsrail’i kõnadõ. İstanbul Barosu, saldõrõlar karşõsõnda, insan haklarõ, soykõrõm ve uygarlõk hakkõnda söylenme- dik söz bõrakmayan Batõlõ ülke- lerin ve ABD’nin suskunluklarõ- nõ sürdürdüklerini belirterek tüm uluslarõ bu insanlõk dõşõ kõyõma karşõ duyarlõ olmaya çağõrdõ. DİSK Başkanõ Süleyman Çe- lebi de, İsrail’in Gazze’ye yöne- lik saldõrõlarõnõ, işgal ve kuşatmayõ derhal kaldõrmasõ gerektiğini be- lirterek “İsrail, Filistin’in meş- ru temsilcileri ile derhal barış masasına oturmalıdır. Türkiye de sorunun acilen çözümü için bazı yaptırımlar da dahil, tüm gücünü kullanmalıdır” dedi. Eğitim-İş Genel Başkanõ Yük- sel Adıbelli, İsrail’in “Emper- yalizmin Ortadoğu’daki jan- darması” olduğunu vurgularken DİSK Genel-İş Sendikasõ İstanbul Anadolu Yakasõ Bölge Başkanõ Veysel Demir de, emperyalistle- rin çõkarlarõ doğrultusunda yeni bir Ortadoğu yaratmak istedikle- rini söyledi. Tek Gõda-İş Sendi- kasõ da dünyayõ katliamõ durdur- maya çağõrdõ. İstanbul Haber Servisi - Bo- ğaziçi Üniversitesi Öğretim Üye- si Prof. Binnaz Toprak, AKP’nin Anadolu’da Alevi yurttaşlara yö- nelik ileri derecede ayrõmcõlõk uyguladõğõnõ, örneğin Sultanbey- li Belediyesi’nde tek bir Alevinin bile çalõşmadõğõnõ belirtti. Ana- dolu’da mahalle baskõsõnõn artmasõ ile Türkiye’nin gerginleşmesine neden olan kritik dönemecin cum- hurbaşkanõ seçimi olduğunu dile getiren Toprak, rapora İslami ve liberal kesimin verdiği tepkilerden sonra “Türkiye’den ümidim kal- madığını” söyledi. Boğaziçi Üniversitesi ile Açõk Toplum Enstitüsü’nün deste- ğiyle, Prof. Toprak, Tan Mor- gül, Nedim Şener, İrfan Bo- zan’õn birlikte hazõrladõğõ “Tür- kiye’de farklı olmak- din ve muhafazakârlık ekseninde öte- kileştirilenler” başlõklõ rapora ilişkin önceki gün Vatan gaze- tesine değerlendirme yapan Top- rak, araştõrmanõn sonuçlarõna göre özellikle Anadolu’da laik kesime büyük baskõ olduğunu bir kez daha yineledi. Alevilere ayrımcılık Toprak, “Toplumda mevcut olan farklı kimliğe uygulanan baskı ve ayırımcılık Anado- lu’da AKP tarafından atanmış kadroların icraatları ve ce- maatlerin faaliyetleriyle kaygı verici bir hale dönüştüğünü” belirtti. Toprak, AKP dönemin- de Aleviler’e ileri derecede ay- rõmcõlõk yapõldõğõnõ belirterek “hükümete yakın Memur- Sen’in üye sayısı 2002’de 42 binken şimdi 315 bin olması, kadrolaşma iddiasını güçlen- dirdi. Sultanbeyli Belediye- si’nde tek bir Alevi çalışmıyor. O ilçede Alevilerin olduğu böl- ge asfalt bile değil. Çamur” yo- rumunu yaptõ. Sultanbeyli’de Alevi yaşlõ bir adamõn “Alevi ol- duğu için özür dilediğini” an- latan Toprak, bu olaylar karşõ- sõnda soğukkanlõlõğõnõ koruya- mayarak ağladõğõnõ söyledi. Kutlu Doğum geleneği... Toprak ayrõca Kutlu Doğum Haftasõ’nõ kutlama geleneğini AKP’nin güçlendirdiğini kay- detti. Toprak, Emre Aköz ile Ayşe Böhürler gibi gazetecile- rin rapordan insani boyutta hiç etkilenmeden yorum yaptõklarõ- nõ, bu yorumlarõn ise ümidini kõrdõğõnõ dile getirerek “Türki- ye bana hiçbir zaman sorun- larını aşamaz gibi gelmedi ha- yatım boyunca, ama bu rapo- ru hazırlarken gördüklerim ve gösterilen tepkiler hiç ümit bırakmadı bende” dedi. Toprak, 1999’da dindarlara baskõ yapõldõğõnõ düşünenlerin oranõnõn yüzde 47 olduğunu, bu oranõn 2006’da yüzde 17’ye indiğini, ancak toplumdaki “yu- muşamayı” siyasi elitlerin boz- duğunu söyledi. ‘Türkiye’den ümidim yok’ Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Binnaz Toprak, ‘ötekileştirilenler’ raporuna İslami ve liberal kesimin verdiği tepkiler nedeniyle ‘Hiç ümit kalmadõ bende’ dedi Bir grup Atatürkçü Düşünce Kulübü üyesi öğrenci İsrail’in Gazze’ye saldırısını kınadı. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Kuzey Irak’õn Erbil kentinde Fethullah Gülen cemaatine bağlõ Fezalar Eğitim Kurumla- rõ’nõn açtõğõ Işõk Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Salih Hoşoğlu’nun, Dicle Üniversitesi (DÜ) yönetim kurulunun kararõyla görevlendiril- diği ve halen iki üniversiteden de maaş aldõğõ ortaya çõktõ. DÜ’deki yapõlan rektörlük seçimlerinde aldõğõ oyla üçüncü sõrada bulunmasõ- na karşõn Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül tarafõndan rektör olarak atanan Prof. Ayşegül Jale Saraç’õn uygulamalarõ tartõşma yarattõ. Geçen seçimlerde AKP’den Diyarbakõr 8. sõra milletvekili adayõ ola- rak gündeme gelen Saraç, üniversitede Tõp Fakültesi’nde görev ya- pan öğretim üyesi Hoşoğlu’nun Gülen cemaatine bağlõ Fezalar Eği- tim Kurumlarõ’nõn Erbil’de açtõğõ Işõk Üniversitesi’nde rektör olarak görev yapmasõna izin verdi. Okulda rektör olarak görev yapan Ho- şoğlu’nun halen iki üniversiteden de maaş aldõğõ belirlendi. İ K İ Ü N İ V E R S İ T E D E N D E M A A Ş A L I Y O R Erdoğan’ın doktoru İÜ’ye rektör oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanõ Abdullah Gül, YÖK Genel Kurulu’nun İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü için kendisine gönderilen üç isim arasõndan Başbakan Tayyip Erdoğan’õn aile doktoru olarak tanõnan Prof. Dr. Yunus Söylet’i rektör olarak atadõ. Cumhurbaşkanõ Gül, daha önce yaptõğõ açõkla- malarda rektör seçimleriyle ilgili tartõşmalarõn üniversitelerde çok derin yaralar açtõğõnõ söyleye- rek “Bu tip yetkileri sağlıklı kurumlara dev- retmeye hazırım” demesine karşõn İstanbul Üni- versitesi Rektörlüğü’ne AKP’ye yakõn bir isim atamasõ dikkat çekti. Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Merkezi’nden yapõlan açõklamada, Gül’ün, İstan- bul Üniversitesi Rektörlüğü’ne Yükseköğretim Kurulu’nun önerdiği adaylar arasõndan Prof. Söy- let’i atadõğõ belirtildi. İstanbul Üniversitesi’ndeki seçimlerde Köşk’e gönderilen üç isimden Prof. Dr. Ali Akyüz 483, Prof. Dr. Söylet 467, Prof. Dr. Melih Boydak ise 365 oy almõştõ. YÖK, 22 Aralõk’ta yaptõğõ toplantõda seçimlerde ikinci ol- masõna karşõn Prof. Dr. Söylet’i birinci sõradan rektör adayõ olarak Köşk’e göndermişti. Erdoğan ile vakıf kurmuştu İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tõp Fakülte- si’nde öğretim üyesi olan Prof. Söylet, Başbakan Erdoğan ile birlikte Sõcak Yuva Vakfõ’nõn kurucu başkanlarõ arasõnda yer alõyor. Türbana özgürlük bildirisinde imzasõ bulunan Söylet, aynõ zamanda Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanõ olduktan sonra YÖK’e atadõğõ ilk üye olmuştu. Söylet Başbakan Erdoğan’õn aile hekimi olarak da tanõnõyor. Gül, üniversite seçimini yok saydı‘Sorun uygulayanda’ MAHMUT LICALI ANKARA - Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül ve Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik’in ardõndan YÖK Başkanõ Yusuf Ziya Özcan’õn da rektör atama yöntemini eleştirerek “YÖK’ün aradan çıkarılmasını is- temesi” üzerine başlayan tartõşma- da farklõ görüşler dile getiriliyor. Eski YÖK Başkanõ Prof. Kemal Gürüz, Özcan’õn açõklamasõnõ “boş laf” olarak değerlendirirken “Sorun atama yöntemi değil, ata- ma yöntemini kimlerin uyguladı- ğıdır” dedi. Gürüz, kulağa hoş ge- len laflarla üniversitelerin yöneti- lemeyeceğini belirterek YÖK Baş- kanõ Özcan’õn dünyadaki gelişme- lere ters yönde bir açõklama yaptõ- ğõnõ söyledi. Batõ Avrupa ülkelerinde rektörlerin atamayla göreve geldiğini belirten Gürüz, üniversitelerdeki seçimlerin demokratik olmadõğõnõ, seçimlerin bir “popülarite yarışı- na” döndüğünü kaydetti. Sõkõntõnõn rektör belirleme yön- teminden kaynaklanmadõğõnõ, yön- temi uygulayan kişilerden kaynak- landõğõnõ ifade eden Gürüz, “Bugün YÖK’ü fiilen İçişleri Bakanı Be- şir Atalay yönetiyor. Beşir Atalay kim? Benim zamanımda irticai faaliyetlerinden dolayı görevden alınmış bir rektör. Nihai atamayı yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında Anayasa Mahke- mesi’nin kararı var. Bugünkü sı- kıntı atama sisteminde değildir, Türkiye’yi yöneten siyasi kadro- nun tercihleridir” diye konuştu. Gürüz, “YÖK’te bir milli heyet şeklinde heyet oluşturulabilir. He- yet, toplumda temayül etmiş kişi- ler arasından seçilecek. Üniversi- tedeki seçimleri de Türkiye Bi- limler Akademesi’nin yapmasını öneriyorum” dedi. ‘Dışarıdan aday olmalı’ Eski YÖK Başkanõ Prof. Dr. Er- doğan Teziç de yönteme ilişkin ola- rak kendi başkanlõğõ döneminde YÖK’ün hazõrladõğõ strateji rapo- rundaki görüşlerin uygulanmasõ ge- rektiğini söyledi. Teziç döneminde açõklanan strateji raporunda, rek- törlüğe yalnõzca ilgili üniversiteden değil, tüm Türkiye üniversitelerin- den aday olunabilmesinin düzen- lenmesi isteniyor. Rektör adaylarõ- nõn seçimlerdeki oylarõn yüzde 50’sinden fazlasõnõ alma koşulunun getirilmesi öneriliyor. Gürüz ‘Sorun rektör atama yönteminde değil, uygulayanlarda’ derken Teziç, ‘Seçimde yüzde 50’den fazla oy alma koşulu getirilmeli’ görüşünü savunuyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle