Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
riyor. İsrail’de şubat ayında seçimler var. Öyle an-
laşılıyor ki; sandık ne kadar çok kana bulaşırsa,
içi de o kadar oyla dolacak!
Zamanlamanın asıl dikkat çeken boyutu, kasım
ayında ABD’nin 44. başkanı olarak seçilen Barack
Obama’nın koltuğa oturmasına günler kala plan-
lanması. Obama 20 Ocak’ta göreve başlayacak.
Bush, ABD deyimiyle “topal ördek”...
İki olasılık öne çıkıyor:
1- Obama, “Benim için Afganistan birinci plan-
da olacak, Ortadoğu ikincil kalacak, Irak’tan çe-
kileceğiz” demişti. ABD’deki Musevi lobisinin de
etkisiyle Obama’ya “Al sana ikincil Ortadoğu” de-
diler. Yeni başkan göreve geldiğinde ister istemez
Ortadoğu’yu kucağında bulacak.
2- İsrail’in planlarını Obama da kabul etti. Ta-
kıyye yaptı, “Benden önce ne yapacaksanız ya-
pın, sonuçlarını birlikte biçimlendiririz” dedi.
ABD-İsrail hattını kaderiyle baş başa bırakalım;
kurum bağlamış öteki kurumlara geçelim...
Saldırının ardından dünya ayakta ama, Birleş-
miş Milletler’den tık yok. Lütfederse toplanacak
ve durumu idare edecek, affedersiniz görüşecek.
BM Güvenlik Konseyi, bir araya geldi, “Şiddete
son verilmelidir” türünden sade suya tirit bir açık-
lama yaptı, o kadar.
Arap dünyası nerede?
H-arap...
Meşgul!
Evet meşgul, onun için bir araya gelip saldırı-
yı görüşemiyor. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr
Musa şöyle dedi:
“Körfez İşbirliği Konseyi ve Mağrip Birliği top-
lantıları var. O nedenle Arap ülkelerinin dışişleri ba-
kanları meşgul.”
İsrail’in “arkası gelecek” dediği saldırı çevre ül-
keleri de etkileyecek. Ürdün’ün yarıya yakını Fi-
listinli, Irak’ın iç dengelerinde Filistin faktörü ay-
rıca önemli... İran şimdiden Arap dünyasına çı-
kışıyor: “Bugün konuşmayacaksanız ne zaman se-
siniz çıkacak?”
BOP’un çökmesinin ardından Ortadoğu’da
bugüne dek kurulmuş olan bütün dengelerin bir
kez daha altüst olduğunu görüyoruz.
AB nerede?
Noel tatilinde...
Başbakan Erdoğan Filistin’den gelen haberlere
çok kızgın... Şu sözler kendisine ait:
“Bu bir insanlık suçudur... Olmert bize verdi-
ği sözü tutmadı... Bu saldırı bize karşı da işlenmiş
demektir... Olmert’i telefonla arayacaktım, ara-
mayacağım, vazgeçtim...”
Tipik bir Türkiye tutumu!
Beynimizden çok kalbimizle düşünüyoruz.
Ancak Erdoğan’ın tutumu, bu duygusallıktan da
öte!
AKP hükümeti, Türkiye’nin geleneksel dış po-
litikasının da dışında, Ahmet Davutoğlu’nun da
“derinliğiyle” daha farklı projelere de imza atıyor.
Daha doğrusu atmaya çalışıyor. Erdoğan’ın en çok
övündüğü konuların başında; Suriye’yi de böl-
gedeki barış sürecine katmış olması geliyordu. Bu-
nun yanında HAMAS’la sürdürülen temasların,
Irak’taki Sünni grupları AKP’ye yakın tutmanın ba-
rışı getireceği söylemleri vardı.
Bu planların hepsi İsrail bombaları altında
çöktü.
İsrail’in gerilim politikasına, HAMAS’ın insan-
ları “canlı kalkandan” öte “canlı bomba” olarak kul-
lanması eklenince ortaya bu tablo çıkıyor.
Bakalım hoş geldin mesajlarını alan Obama, Or-
tadoğu’da nasıl bir “değişim” içine girecek!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
lacağını tonu yüksek sesle haykıran RTE gitmiş...
…Bugün yerel seçimleri ezici oy farkıyla ala-
cağını bir türlü söyleyemeyen RTE gelmiş!
“Eserlerle konuşacağız” diyor da başka bir
şey diyemiyor.
Eserler mi? İşte eserleri: Örneğin yoksulluğun,
açlık sınırında yaşayan insanların, işsizliğin art-
ması.. zamlar altında ezilenlerin giderek çoğalıp
sesini yükseltmesi.. terörün bir türlü dizginlene-
memesi.. ülkenin bölünme sınırına hızla yaklaş-
ması.. örneğin namus borcu dediği türban soru-
nunda 2002’den bu yana vaat ettiği “değişimle-
ri” altı yıldır bir türlü gerçekleştirmemesi…
Fakat geçen seçimlerde kullandığı silah, bedava
kömür dağıtımının bu kez beklediği ölçüde oya
yansımayacağının bilincinde.
Bu nedenle kömürle birlikte soba da dağıtıyor!
AKP’li belediyelerde çalışanlar; koltuk altların-
da soba boruları, bedava kömür alan ancak ya-
kamayan meskenlerin kapısını çalıyor.
RTE’nin “eserler” sloganını geçmiş seçimlerde
kimi iktidarlar da kullandı.
İstanbul’da karşıdan karşıya, Kabataş’tan Üs-
küdar’a arabalı vapurla geçmek için üç-dört sa-
at sıra beklenirdi.
Adalet Partisi hükümeti; 1970’lerdeki bir genel
seçim öncesi İstanbul halkını bu işkenceden
kurtarmak amacıyla Boğaziçi Köprüsü’nün yapı-
mına girişti.
Köprü gibi güncel yaşama önemli katkıda bu-
lunan “eseri” kazandıran Adalet Partisi, genel se-
çimde İstanbul seçimini yitirdi.
Zap Suyu üzerine değil de, İstanbul’un iki ya-
kasını bir araya getiren Boğaziçi Köprüsü’nü
yaptığı için günün iktidarını, hükümetini yerden ye-
re vuran CHP; İstanbul’da seçimi kazandı!
Bilinmez, acaba RTE kıssadan hisse çıkarabi-
lir mi: “Eserler” seçim kazandırmıyor!
Kıyıda köşede kalmış yörelerdeki belediye
başkanlarının partilerinden koparak AKP’ye geç-
tiğini ilan ediyor RTE; lakin aday olup olmayaca-
ğı sadece Ankara’nın değil Türkiye’nin en önem-
li gündem maddelerinden biri haline gelen, halkı
soyarak halka hizmet etme ustası Melih Gökçek’e
hâlâ kabir azabı çektiriyor.
Adaydır - değildir diyemiyor.
Ankara Belediye Başkanı’nı geçen hafta so-
nunda da bir türlü açıklayamaması türlü çeşit söy-
lentileri, olasılıkları gündeme taşıyor.
RTE bir başkasını istiyor ama merkez yöneti-
mindeki yakın çevresinin Gökçek’ten vazgeç-
mediği söyleniyor.
Bir başka yorum; kimi AKP yöneticilerinin,
Meclis grubunda şu veya bu nedenlerle -adaylı-
ğı gerçekleşmezse- Gökçek’e göbek bağı ile bağ-
lı olduğu söylenen 50 kadar milletvekilinin parti
içinde sorun olacağını öne sürdüklerinden söz edi-
liyor.
RTE’nin de aynı kaygıyla duraksadığı öne sü-
rülüyor.
Şu veya bu nedenle olsun, gerçek RTE’nin Gök-
çek’in adaylığını açıklamaması, AKP içinde derin
çatışmaların olduğuna işaret.
Daha da önemli bir durum ortaya çıkıyor: RTE
eski RTE değil!
Daha önceleri AKP Genel Başkanı partide
çarpraz durumlar ortaya çıktığı zaman “Böyle is-
tiyorum” der, karşı çıkan görüşleri çöp sepetine
atar ve…
Kafasındaki kararı çevresine karşın açıklar,
uygulardı.
Çevresindeki dirence aldırmayarak veya eski
günlerde olduğu gibi dediğim dedik diyerek.. bu-
gün bir belediye başkan adayını bile açıklayamı-
yor.
Nerede kaldı o burnundan kıl aldırmayan genel
başkan?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
IŞIL ÖZGENTÜRK
Setler Tuzla Olmasın
kimse, ölesiye çalõştõğõ için gece yarõsõ
bitkin düşenlerden ve yorgunluk sonu-
cu oluşan iş kazalarõndan söz etmez. Si-
gorta yoktur. En müthişi, krizden sonra
her setin, hele de 18-20 saat çalõşõlan set-
lerin olmazsa olmazõ kahve ve çay azal-
tõlmõştõr. Tasarruf yapõyoruz ya...
Sektörde çalõşan set emekçilerinin bü-
yük bir kõsmõ gençlerden oluşur; onlar bu
işsizi bol ülkede iş bulan şanslõlar ol-
duklarõ için, karşõ çõkma, itiraz etme se-
çenekleri yoktur. Türkiye Sinema Emek-
çileri Sendikasõ da bu nedenden kuvvetli
yaptõrõmlarõ olan bir sendika olamamõş-
tõr. Çünkü herhangi bir iş bõrakma ya da
grev, anõnda sõra bekleyen işsizler tara-
fõndan kõrõlõr.
Bütün bu olumsuzluklara karşõ yapõ-
lacak hiç mi bir şey yok? Evet var, üstelik
bu sizlerce desteklenirse çok güçlü bir
yaptõrõm olabilir. Şöyle dünyanõn hiçbir
ülkesinde her bir bölümü 80 ya da 90 da-
kika süren dizi yoktur. Dizilerin âlâsõnõn
yapõldõğõ Amerika’da bölümler 46. da-
kikada biter. Hep sorulan bir soru vardõr:
“Bizim diziler çok durgun ya da bir sü-
re sonra en mantıksız durumlar söz
konusu oluyor.” Bunun nedeni de 90
dakikadõr. Her hafta bir uzun film se-
naryosu yazmak ve çekmek zorunda
kalan ekip ne yapsõn? Tabii ki, bakõşlar
uzatõlacak, en olmadõk yerlerde insan-
lar dolaşõp dolaşõp derin düşüncelere
dalacaklar. Hiç üşenmeyin, saatinizi 90
dakikaya ayarlayõp işe koyulun, ne çok
iş yaptõnõz değil mi?
Şimdi işin püf noktasõna geliyorum ve
sizin set emekçilerine nasõl destek ola-
cağõnõzõ anlatacağõm. Dizi bölümlerinin
90 dakika olmasõ, televizyon kanallarõ-
nõn dayattõğõ bir kuraldõr. Çünkü bölüm
90 dakika olunca, üç reklam kuşağõnõ geç-
mek mümkün olmaktadõr. Bu da binler-
ce lira demektir. Kanal sahiplerinin ya da
yöneticilerinin yorgunluktan öleyazmõş
set emekçilerini asla düşünmediğini bil-
meniz gerek.
Bu durumda iyi niyetli de olsa dizi ya-
pan yapõmcõlar emekçilere karşõ son de-
rece acõmasõz davranmak zorundalar.
Çünkü sektörde hemen hiçbir sektörde
olmadõğõ kadar kõran kõrana bir rekabet
söz konusu. Durum böyle olunca da set
işçilerini kim düşünür?..
Kimseler set işçilerini düşünmez ama
siz düşünebilirsiniz. “Setler Tuzla ol-
masın!” diyerek kanal yöneticilerine
seslenebilirsiniz. Reklam veren işveren-
leri uyarabilirsiniz.
Sadece üşenmeyin, madem dizileri
seviyorsunuz, içlerinde vazgeçemedik-
leriniz var. Öyleyse inatla en çok 60 da-
kika isteyin, emekçilerin seyircilerden
başka dostu yok.
Not: Bugün 2008’in son yazõsõnõ yaz-
dõm. Herkese neşeli, eğlenceli bir yõl di-
lemek isterim ama içimdeki ses ve tel-
evizyonda İsrail’in yaptõğõ katliamõn gö-
rüntüleri, 2009’un çok sõcak geçeceğini
gösteriyor. Gene de iyi yõllar efendim.
Neşeniz bol olsun!..
SAYFA CUMHURİYET
16 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul K 4
Edirne B 0
Kocaeli K 4
Çanakkale B 2
İzmir PB 8
Manisa PB 4
Aydın PB 8
Denizli PB 3
Zonguldak K 3
Sinop K 3
Samsun K 4
Trabzon K 4
Giresun K 4
Ankara K - 2
Eskişehir K - 4
Konya B - 6
Sıvas K - 6
Antalya PB 12
Adana PB 12
Mersin PB 14
Diyarbakır B 4
Şanlıurfa PB 7
Mardin Y 5
Siirt K 1
Hakkâri K - 2
Van K 1
Kars K - 9
Oslo PB - 4
Helsinki PB 3
Stockholm PB 0
Londra PB 4
Amsterdam PB 0
Brüksel K 1
Paris B 2
Bonn B 5
Münih B 3
Berlin PB 2
Budapeşte PB 2
Madrid PB 14
Viyana PB 1
Belgrad PB - 1
Soyfa PB 1
Roma Y 11
Atina Y 10
Zürih PB 2
Moskova PB - 1
Aşkabat PB 11
Astana PB -14
Taşkent PB 6
Bakû K - 4
Bişkek K 1
Tiflis K 1
Kahire PB 16
Şam Y 14
Yurdun kuzey ve batı
kesimleri çok bulutlu,
Marmara’nın güneyi,
Ege, Batı Akdeniz, İç
Anadolu’nun kuzeyba-
tısı, Orta Karadeniz kı-
yıları, doğu Karadeniz ile
Konya, Erzurum, Kars
Ardahan ve Iğdır çevre-
leri yağışlı geçecek. İç
ve doğu bölgelerde
kuvvetli buzlanma ve
don olayı görülecek.
30 ARALIK 2008 SALI
Baştarafı Arka Sayfada
İstanbul Taksim’de yapõlmasõ planlanan yõlbaşõ gecesi kutlamalarõ iptal edildi
İsrail’e öfke dinmiyorHaber Merkezi - İsrail’in, dü-
zenlediği kanlõ saldõrõya tepkiler
artarak sürüyor. Çeşitli kentlerde
düzenlenen protesto gösterilerin-
de, Türkiye’nin İsrail ile ilişkile-
rini dondurmasõ, savaş suçlularõ-
nõn yargõlanmasõ istendi.
İsrail’in saldõrõsõ nedeniyle İs-
tanbul Taksim’deki yõlbaşõ kut-
lamalarõ iptal edildi. İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi, yõlbaşõ gecesi
meydanda canlõ müzik ve havai fi-
şek gösterisi yapmayõ planlõyor-
du. Yapõlan açõklamada, “Yıl-
başı kutlama programı bölge-
mizdeki gelişmeler nedeniyle
iptal edilmiştir” denildi.
Levent’teki İsrail Konsoloslu-
ğu önünde toplanan İnsan Haklarõ
Derneği (İHD) üyeleri Türki-
ye’nin İsrail’le askeri ve ekono-
mik anlaşmalarõ iptal etmesini,
diplomatik ilişkileri askõya al-
masõnõ istedi. İHD’liler, “Katil İs-
rail Ortadoğu’dan defol”, “Fi-
listin halkı yalnız değildir” slo-
ganlarõ attõ.
Yõldõz Teknik Üniversitesi
(YTÜ) Öğrenci Konseyi ve Mar-
mara Üniversitesi’nde (MÜ) Ata-
türkçü Düşünce Kulübü üyesi
bir grup öğrenci de ayrõ ayrõ yap-
tõklarõ gösterilerde Gazze’ye yö-
nelik saldõrõyõ protesto etti.
Diyarbakõr’da Koşuyolu Par-
kõ’nda toplanan İHD ve Maz-
lum-Der üyeleri adõna konuşan
İHD Şube Başkanõ Muharrem
Erbey de uluslararasõ toplumun
sessiz kalmasõnõ eleştirdi.
Malatya’da meslek odalarõ, va-
kõflar, sendikalar ve derneklerin de
aralarõnda bulunduğu 55 sivil
toplum örgütünün üyeleri Yeni
Cami Meydanõ’nda toplandõ. Ba-
sõn açõklamasõnõn ardõndan İsra-
il bayrağõ ve ABD Başkanõ Ge-
orge Bush’un posteri yakõldõ.
Sivil toplum örgütleri ise yap-
tõklarõ yazõlõ açõklamalarla İsrail’i
kõnadõ. İstanbul Barosu, saldõrõlar
karşõsõnda, insan haklarõ, soykõrõm
ve uygarlõk hakkõnda söylenme-
dik söz bõrakmayan Batõlõ ülke-
lerin ve ABD’nin suskunluklarõ-
nõ sürdürdüklerini belirterek tüm
uluslarõ bu insanlõk dõşõ kõyõma
karşõ duyarlõ olmaya çağõrdõ.
DİSK Başkanõ Süleyman Çe-
lebi de, İsrail’in Gazze’ye yöne-
lik saldõrõlarõnõ, işgal ve kuşatmayõ
derhal kaldõrmasõ gerektiğini be-
lirterek “İsrail, Filistin’in meş-
ru temsilcileri ile derhal barış
masasına oturmalıdır. Türkiye
de sorunun acilen çözümü için
bazı yaptırımlar da dahil, tüm
gücünü kullanmalıdır” dedi.
Eğitim-İş Genel Başkanõ Yük-
sel Adıbelli, İsrail’in “Emper-
yalizmin Ortadoğu’daki jan-
darması” olduğunu vurgularken
DİSK Genel-İş Sendikasõ İstanbul
Anadolu Yakasõ Bölge Başkanõ
Veysel Demir de, emperyalistle-
rin çõkarlarõ doğrultusunda yeni
bir Ortadoğu yaratmak istedikle-
rini söyledi. Tek Gõda-İş Sendi-
kasõ da dünyayõ katliamõ durdur-
maya çağõrdõ.
İstanbul Haber Servisi - Bo-
ğaziçi Üniversitesi Öğretim Üye-
si Prof. Binnaz Toprak, AKP’nin
Anadolu’da Alevi yurttaşlara yö-
nelik ileri derecede ayrõmcõlõk
uyguladõğõnõ, örneğin Sultanbey-
li Belediyesi’nde tek bir Alevinin
bile çalõşmadõğõnõ belirtti. Ana-
dolu’da mahalle baskõsõnõn artmasõ
ile Türkiye’nin gerginleşmesine
neden olan kritik dönemecin cum-
hurbaşkanõ seçimi olduğunu dile
getiren Toprak, rapora İslami ve
liberal kesimin verdiği tepkilerden
sonra “Türkiye’den ümidim kal-
madığını” söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi ile Açõk
Toplum Enstitüsü’nün deste-
ğiyle, Prof. Toprak, Tan Mor-
gül, Nedim Şener, İrfan Bo-
zan’õn birlikte hazõrladõğõ “Tür-
kiye’de farklı olmak- din ve
muhafazakârlık ekseninde öte-
kileştirilenler” başlõklõ rapora
ilişkin önceki gün Vatan gaze-
tesine değerlendirme yapan Top-
rak, araştõrmanõn sonuçlarõna
göre özellikle Anadolu’da laik
kesime büyük baskõ olduğunu bir
kez daha yineledi.
Alevilere ayrımcılık
Toprak, “Toplumda mevcut
olan farklı kimliğe uygulanan
baskı ve ayırımcılık Anado-
lu’da AKP tarafından atanmış
kadroların icraatları ve ce-
maatlerin faaliyetleriyle kaygı
verici bir hale dönüştüğünü”
belirtti. Toprak, AKP dönemin-
de Aleviler’e ileri derecede ay-
rõmcõlõk yapõldõğõnõ belirterek
“hükümete yakın Memur-
Sen’in üye sayısı 2002’de 42
binken şimdi 315 bin olması,
kadrolaşma iddiasını güçlen-
dirdi. Sultanbeyli Belediye-
si’nde tek bir Alevi çalışmıyor.
O ilçede Alevilerin olduğu böl-
ge asfalt bile değil. Çamur” yo-
rumunu yaptõ. Sultanbeyli’de
Alevi yaşlõ bir adamõn “Alevi ol-
duğu için özür dilediğini” an-
latan Toprak, bu olaylar karşõ-
sõnda soğukkanlõlõğõnõ koruya-
mayarak ağladõğõnõ söyledi.
Kutlu Doğum geleneği...
Toprak ayrõca Kutlu Doğum
Haftasõ’nõ kutlama geleneğini
AKP’nin güçlendirdiğini kay-
detti. Toprak, Emre Aköz ile
Ayşe Böhürler gibi gazetecile-
rin rapordan insani boyutta hiç
etkilenmeden yorum yaptõklarõ-
nõ, bu yorumlarõn ise ümidini
kõrdõğõnõ dile getirerek “Türki-
ye bana hiçbir zaman sorun-
larını aşamaz gibi gelmedi ha-
yatım boyunca, ama bu rapo-
ru hazırlarken gördüklerim ve
gösterilen tepkiler hiç ümit
bırakmadı bende” dedi.
Toprak, 1999’da dindarlara
baskõ yapõldõğõnõ düşünenlerin
oranõnõn yüzde 47 olduğunu,
bu oranõn 2006’da yüzde 17’ye
indiğini, ancak toplumdaki “yu-
muşamayı” siyasi elitlerin boz-
duğunu söyledi.
‘Türkiye’den ümidim yok’
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Binnaz Toprak, ‘ötekileştirilenler’ raporuna
İslami ve liberal kesimin verdiği tepkiler nedeniyle ‘Hiç ümit kalmadõ bende’ dedi
Bir grup Atatürkçü Düşünce Kulübü üyesi öğrenci İsrail’in Gazze’ye saldırısını kınadı.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Kuzey Irak’õn Erbil
kentinde Fethullah Gülen cemaatine bağlõ Fezalar Eğitim Kurumla-
rõ’nõn açtõğõ Işõk Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Salih Hoşoğlu’nun,
Dicle Üniversitesi (DÜ) yönetim kurulunun kararõyla görevlendiril-
diği ve halen iki üniversiteden de maaş aldõğõ ortaya çõktõ. DÜ’deki
yapõlan rektörlük seçimlerinde aldõğõ oyla üçüncü sõrada bulunmasõ-
na karşõn Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül tarafõndan rektör olarak
atanan Prof. Ayşegül Jale Saraç’õn uygulamalarõ tartõşma yarattõ.
Geçen seçimlerde AKP’den Diyarbakõr 8. sõra milletvekili adayõ ola-
rak gündeme gelen Saraç, üniversitede Tõp Fakültesi’nde görev ya-
pan öğretim üyesi Hoşoğlu’nun Gülen cemaatine bağlõ Fezalar Eği-
tim Kurumlarõ’nõn Erbil’de açtõğõ Işõk Üniversitesi’nde rektör olarak
görev yapmasõna izin verdi. Okulda rektör olarak görev yapan Ho-
şoğlu’nun halen iki üniversiteden de maaş aldõğõ belirlendi.
İ K İ Ü N İ V E R S İ T E D E N D E M A A Ş A L I Y O R
Erdoğan’ın doktoru
İÜ’ye rektör oldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül, YÖK Genel Kurulu’nun
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü için kendisine
gönderilen üç isim arasõndan Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn aile doktoru olarak tanõnan Prof. Dr.
Yunus Söylet’i rektör olarak atadõ.
Cumhurbaşkanõ Gül, daha önce yaptõğõ açõkla-
malarda rektör seçimleriyle ilgili tartõşmalarõn
üniversitelerde çok derin yaralar açtõğõnõ söyleye-
rek “Bu tip yetkileri sağlıklı kurumlara dev-
retmeye hazırım” demesine karşõn İstanbul Üni-
versitesi Rektörlüğü’ne AKP’ye yakõn bir isim
atamasõ dikkat çekti. Cumhurbaşkanlõğõ Basõn
Merkezi’nden yapõlan açõklamada, Gül’ün, İstan-
bul Üniversitesi Rektörlüğü’ne Yükseköğretim
Kurulu’nun önerdiği adaylar arasõndan Prof. Söy-
let’i atadõğõ belirtildi. İstanbul Üniversitesi’ndeki
seçimlerde Köşk’e gönderilen üç isimden Prof.
Dr. Ali Akyüz 483, Prof. Dr. Söylet 467, Prof.
Dr. Melih Boydak ise 365 oy almõştõ. YÖK, 22
Aralõk’ta yaptõğõ toplantõda seçimlerde ikinci ol-
masõna karşõn Prof. Dr. Söylet’i birinci sõradan
rektör adayõ olarak Köşk’e göndermişti.
Erdoğan ile vakıf kurmuştu
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tõp Fakülte-
si’nde öğretim üyesi olan Prof. Söylet, Başbakan
Erdoğan ile birlikte Sõcak Yuva Vakfõ’nõn kurucu
başkanlarõ arasõnda yer alõyor. Türbana özgürlük
bildirisinde imzasõ bulunan Söylet, aynõ zamanda
Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanõ olduktan sonra
YÖK’e atadõğõ ilk üye olmuştu. Söylet Başbakan
Erdoğan’õn aile hekimi olarak da tanõnõyor.
Gül, üniversite seçimini yok saydı‘Sorun uygulayanda’
MAHMUT LICALI
ANKARA - Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül ve Milli Eğitim Bakanõ
Hüseyin Çelik’in ardõndan YÖK
Başkanõ Yusuf Ziya Özcan’õn da
rektör atama yöntemini eleştirerek
“YÖK’ün aradan çıkarılmasını is-
temesi” üzerine başlayan tartõşma-
da farklõ görüşler dile getiriliyor.
Eski YÖK Başkanõ Prof. Kemal
Gürüz, Özcan’õn açõklamasõnõ
“boş laf” olarak değerlendirirken
“Sorun atama yöntemi değil, ata-
ma yöntemini kimlerin uyguladı-
ğıdır” dedi. Gürüz, kulağa hoş ge-
len laflarla üniversitelerin yöneti-
lemeyeceğini belirterek YÖK Baş-
kanõ Özcan’õn dünyadaki gelişme-
lere ters yönde bir açõklama yaptõ-
ğõnõ söyledi. Batõ Avrupa ülkelerinde
rektörlerin atamayla göreve geldiğini
belirten Gürüz, üniversitelerdeki
seçimlerin demokratik olmadõğõnõ,
seçimlerin bir “popülarite yarışı-
na” döndüğünü kaydetti.
Sõkõntõnõn rektör belirleme yön-
teminden kaynaklanmadõğõnõ, yön-
temi uygulayan kişilerden kaynak-
landõğõnõ ifade eden Gürüz, “Bugün
YÖK’ü fiilen İçişleri Bakanı Be-
şir Atalay yönetiyor. Beşir Atalay
kim? Benim zamanımda irticai
faaliyetlerinden dolayı görevden
alınmış bir rektör. Nihai atamayı
yapan Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül hakkında Anayasa Mahke-
mesi’nin kararı var. Bugünkü sı-
kıntı atama sisteminde değildir,
Türkiye’yi yöneten siyasi kadro-
nun tercihleridir” diye konuştu.
Gürüz, “YÖK’te bir milli heyet
şeklinde heyet oluşturulabilir. He-
yet, toplumda temayül etmiş kişi-
ler arasından seçilecek. Üniversi-
tedeki seçimleri de Türkiye Bi-
limler Akademesi’nin yapmasını
öneriyorum” dedi.
‘Dışarıdan aday olmalı’
Eski YÖK Başkanõ Prof. Dr. Er-
doğan Teziç de yönteme ilişkin ola-
rak kendi başkanlõğõ döneminde
YÖK’ün hazõrladõğõ strateji rapo-
rundaki görüşlerin uygulanmasõ ge-
rektiğini söyledi. Teziç döneminde
açõklanan strateji raporunda, rek-
törlüğe yalnõzca ilgili üniversiteden
değil, tüm Türkiye üniversitelerin-
den aday olunabilmesinin düzen-
lenmesi isteniyor. Rektör adaylarõ-
nõn seçimlerdeki oylarõn yüzde
50’sinden fazlasõnõ alma koşulunun
getirilmesi öneriliyor.
Gürüz ‘Sorun rektör atama yönteminde değil, uygulayanlarda’ derken Teziç,
‘Seçimde yüzde 50’den fazla oy alma koşulu getirilmeli’ görüşünü savunuyor