Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
bir kansere benziyor!
Bir an önce çare üretmek, önlem almak, mü-
dahale etmek gerekiyor. Ancak hükümet “Ben is-
tikrarımı bozdurmam” diyor, “yerel seçimlere gi-
derken bu ülkede kriz varmış havası yaratmam, ya-
rattırmam” diyor, başka bir şey demiyor.
Bir süre sonra hükümet gerçeği kabul edip “Ön-
lem almanın zamanı geldi” dediğinde, korkarız or-
tada kurtarılacak bir şey kalmayacak.
Başbakan’ın önceki gece kurduğu tümceyi
aynen aktaralım:
“Ülkemizde şu anda, böyle anlatıldığı şekilde bir
kriz söz konusu değildir ama tabii ki bu esinti, bu
dalga bizleri de tesiri altına alabilir, özellikle önü-
müzdeki yılın ilk 6 ayında bir sıkıntı yaşayabiliriz.”
Böylece bir kriz tarifimiz daha oldu:
Esinti!
Krizi iki ana unsuruyla ele alalım:
Çalışanlar ve işverenler...
Gelinen noktada iki taraf da ekonominin ortak
paydası.
İşsizlik şimdiden çığ gibi büyümeye başladı. İsta-
tistikler “Ben işsizim ve iş arıyorum” diyenlerin ak-
tif nüfusa oranının yüzde 9.8 olduğunu ortaya ko-
yuyor. Bir bu kadar da “Evet işsizim ama, iş bul-
ma umudumu yitirdiğim için artık iş aramıyorum”
diyen var. Birleştirince rakam yüzde 20’ye daya-
nıyor. Mevsimlik işçiler ve gizli işsizler bu rakamın
dışında...
Çalışma Bakanı Faruk Çelik de olaya sanki so-
rumlu noktadaki bir kişi gibi değil de, muhalefet
temsilcisi gibi bakıyor, diyor ki:
“İşsizlik kısa sürede çözülmez.”
Bilmiyorduk!
Blok halinde işten çıkarmalar devam ederse, ar-
tık kentlerin bile yok olmaya başlayacağını göre-
ceğiz... Dikkati çeken iki kent var:
Bursa ve Denizli...
Tekstil deyince akla ilk bu iki kent gelirdi. Bur-
sa ayrıca otomotivin başkenti... idi!
Son 3 ayda işten çıkarılanların sayısının 150 bi-
ni bulduğu tahmin ediliyor.
İşsizlik pek çok bakımdan yıkımı da beraberin-
de getiriyor.
2001 krizinin altında kamu kurumları ve bankalar
kalmıştı... Bugün ise özel sektörün dibe doğru git-
tiğini görüyoruz. Bu gidiş beraberinde geri dö-
nülemez kayıpları getirebilir.
Örneğin Vestel...
Gerek televizyon gerekse bilgisayar teknoloji-
leri konusunda Ar-Ge çalışmalarını da içine ala-
rak büyük atılımlar gerçekteştiren bu kurum, diz-
üstü bilgisayar üretimi yapan birimlerini kapattı.
Vestel, bu alanda yerli üretim yapan tek firma...
Kurumun beyaz yakalı çalışanlarından aldığımız bil-
giye göre, eğer devlet desteği de olsaydı, Türki-
ye bu alanda teknolojik birikim sahibi ülkelerden
biri olacaktı...
Olmadı... Vestel kendisi ilerlemeyi denedi...
Son kriz pek çok kurumda olduğu gibi burada
da “panik etki” yarattı... Vestel çareyi küçülmede
buldu.
Gerçek o ki, “marka” değeri “sanayi” değerini
aştı. Bir başka deyişle marka yaratmak sanayi te-
sisi yaratmanın da önüne geçti.
Fransa “adı Fransa ile bütünleşmiş markaları ko-
ruma” adı altında bir yardım paketi açarken, bi-
zim hükümet “Kimse ağzını açmasın” diyor!
Karizma çiziliyor, hızla krizmaya doğru ilerliyor!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Çarşaf kazandı, kılık kıyafet devrimi kaybetti.
Bir tören ve yığın yığın gerekçe:
Belli başlıları; “Siyaseti artık yukarıya çekelim, kim-
seyi kılığıyla, kıyafetiyle yargılamayalım... Kültür mu-
hafazakârlığıyla siyasi tercihi ayıralım...”
Çarşafa bünyende yer vermeyi bu gerekçelere da-
yadın mı; üniversitelerde ve kamusal alanda türbana
neden karşı çıktığını, bugün söylediğini dün niçin ye-
rine getirmediğini, önceleri kültür muhafazakârlığıyla
siyasal tercihi birbirinden neden ayırmadığını, ülkeyi
bir baştan öteki başa yıllardır niçin çalkantılara bı-
raktığını sormazlar mı?
Dön dolaş AKP’nin insanların kılık kıyafeti ile uğra-
şılmamasını savunan politikalarına yanaş. Birdenbi-
re kılık kıyafet konusunda AKP ile aynı doğrultuda ol-
duğunu ifade eden açıklamalar yap!
Olmaması gerekirdi; ama oldu.
Bugün kimseyi kılık kıyafeti ile yargılamayalım de-
din mi, dedin; çağdaş yaşama karşı kapanmayı sa-
vunan gericileri tutamazsın gayrı. Yeri ve zamanı ge-
lir; üniversitelerde de kamu alanında da türbana
şapka çıkar derler.
Sözcülerinden Mustafa Özyürek, CHP’nin anlayış
ve tutumunda hiçbir değişiklik yok, diyor. Ancak bu
türden söylemlerle saf partilileri, yeniden seçilmeme
tehlikesini göze alamayan milletvekillerini kandırabi-
lir, inandırabilirsin.
Evet ama; kara çarşaflıya başköşede itibar gös-
termenin arkasında yatan gerçek nedir? İstanbul İl Baş-
kanı’nın dâhiyane buluşuyla yerel seçimlerde varoş-
lardaki kara çarşafla türbanı kazanmak!
Partiye üye olan kara çarşaflının “zincirlerini ve bir
kuşatmayı kırdığı” gibi söylemlerin ne ölçüde değeri
olduğunu Mart 2009’da hep birlikte göreceğiz.
Atatürk’ün kadını ayırımsız insan yapan devrimini
bir hamlede çöpe at, kara çarşafı ödüllendir! Batılı kal-
maya direnenlerin diliyle bravo, din diliyle alkışlayan-
ların söylemiyle maşallah!
Gericiler, şeriatçılar, laiklik karşıtları göğüslerinde
CHP rozetli kara çarşaflıları gördükçe ellerini göğe kal-
dırıp “Bize bugünleri de gösterdin Yarabbi!” diye dua
ediyor olmalılar. Mustafa Kemal’ler ise “Bugünleri de
görecek miydik?” diye içlerine kapanıyorlar.
Kara çarşafın devrimleri koruyup kollayan bir siya-
si partiye üye olmasını daha çok dincilikten laikliğe dö-
nen Ahmet Hakan gibilerle, “CHP şayet ideoloji par-
tisi değil, kitle partisi ise kara çarşafı kucaklamasını doğ-
ru bulan” -örneğin Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Fu-
at Keyman gibi- bilim adamları destekliyor.
AKP yandaşı olan -örneğin Fehmi Koru gibi- kimi
yazarlar ise çarşaf olayını yerel seçimle ilgili bir oyun
olarak görüyor.
TV’lerden biri kamerayı sokağa çıkardı; türbanlı, ka-
palı, hatta çarşaflı kadınlara CHP üyeliğini sordu.
Yüzleri gülüyor. Nihayet türbana, çarşafa karşı çı-
kan bir partinin dönüp dolaşıp gerçeği gördüğünü do-
laylı biçimde ifade ediyorlar.
Atatürk’ün yanında tam 12 yıl gece gündüz -ken-
di tanımına göre- “kütüphanecilik” yapan Nuri Ulusu;
son günlerde yayımlanan “Atatürk’ün Yanı Başında”
isimli kitabında bir düğünde geçen olayı anlatıyor.
Atatürk; katılanlar arasında “üzerinde simsiyah bir
tuvalet, ancak başında da siyah bir örtü olan” bir ha-
nımefendinin yanına gidiyor, “kendine has nezaketiy-
le”; “Hanımefendi, kıyafetiniz çok güzel, otururken de
sizi izledim” diyor:
“...Her şey güzel de şu başınızdaki siyah örtüyü an-
layamadım. Ben artık kara çarşaflar ve kara peçeler,
başörtüleri pek istemiyorum, müsaade eder misiniz,
şunu kafanızdan çıkarıp atayım...”
Sonra... Atatürk, hanımefendinin başörtüsünü eliy-
le zarif bir şekilde çıkarıp yanında bulunan beye ver-
di ve ilave etti:
“...Bu güzel saçlar kapatılır mı hiç?..”
Oysa bugün “kadın kapanıyor”. Geriye adım atan
partilerde anlayış birlikteliği yaşanıyor. Siyasal parti-
ler artık kara çarşafa, türbana kucak açıyorlar.
Oy peşinde, doludizgin seçime koşuyorlar.
CHP “cüppe, sarık, peçe, kara çarşaf” gibi kıyafet-
lerin giyilmesini yasaklayan 2590 sayılı Kılık Kıyafet Ya-
sası’nın kara çarşafa (tabii türbana) yasak getirmedi-
ğine inanıyor.
MHP, Alevi vatandaşları kazanmanın peşinde.
AKP mi? Malumu ilan edecek değiliz.
Oy dedin mi ne devrim, ne de çağdaş yaşam ko-
şulları. Partiler arası uzlaşma olmaz derlerdi; öyle mi?
Al sana uzlaşma!..
ankcum@cumhuriyet.com.tr
Pazarda gizli belgelerDİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr’da “hırsızlık” şüphesiyle gözal-
tõna alõnan bir kişinin bilgisayarõnda ve evin-
de yapõlan aramalarda Milli İstihbarat Teşki-
latõ’na ve Genelkurmay Başkanlõğõ başta ol-
mak üzere birçok kuruma ait gizli bilgilerin
yer aldõğõ CD’ler ele geçirildi. Zanlõ, PKK’nin
üst düzey yöneticilerinden Murat Karayı-
lan’õn da bir tanõdõğõ aracõlõğõyla bu bilgileri
kendisinden isteğini söyledi. Zanlõ “devletin
gizli belgelerini temin ettiği” gerekçesiyle tu-
tuklandõ.
Diyarbakõr’õn Sur ilçesinde 9 Kasõm’da es-
ki eşyalarõn satõldõğõ bit pazarõna polis tara-
fõndan çalõntõ mallara yönelik operasyon dü-
zenlendi. Polis, şüphe üzerine R.C’yi dur-
durdu. Şüpheli davranõşlarda bulunan R.C’nin
bilgisayarõnõ incelemeye alan polis, bilgisa-
yarda MİT’e ait gizli bilgilerin bulunduğunu
tespit etti. Bunun üzerine R.C’nin evini ara-
yan polis, MİT ve Genelkurmay Başkanlõğõ
başta olmak üzere birçok kuruma ait gizli bil-
gilerin bulunduğu CD’ler ele geçirdi.
R.C. Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele
Şubesi’ndeki sorgusunun ardõndan özel yet-
kili cumhuriyet savcõlõğõna sevk edildi. Bu-
radan nöbetçi mahkemeye sevk edilen R.Ç,
“devletin gizli belgelerini temin ettiği” ge-
rekçesiyle tutuklandõ.
R.C, ilk ifadesinde güvenlik açõğõ olan si-
telere kendi geliştirdiği bir virüs sayesinde ko-
layca girebildiği belirtti. R.C, ifadesinde şun-
larõ söyledi: “Bu şekilde işime yarayan bil-
gileri kendime aktarıyordum. Sonra liseden
bir arkadaşım benim özellikle askeri, em-
niyet ve kamu kurum ile kuruluşlarında-
ki kişilere ait bilgileri topladığımı duydu-
ğu için, bir başka arkadaşıyla beni tanış-
tırdı. Bu kişi bana askeriye, emniyet ve ka-
muda görevli şahısların kişisel bilgi ve
belgelerini biriktirmemi istedi. Arkadaşım
bir süre önce Ankara’da yakalandı. Onun
aracılığıyla tanıştığım kişi yanıma gelerek
bilgi ve belgelerle yurtdışına çıkacağını söy-
ledi. Bir süre sonra bu kişi beni arayıp
Fransa’da olduğunu, yanıma başka bir şah-
sın geleceğini ve bendeki gizli bilgileri bu
kişiye vermemi istedi. Daha sonra bende-
ki tüm bilgileri CD’ye depoladım ve bu ki-
şiye verdim” dedi.
İfadesinde tutuklanan arkadaşõnõn bir ya-
kõnõnõn bu kez dükkânõna gelip, “Sende em-
niyet ve askeriyeye ait gizli bilgiler varmış,
bunları ‘Cemal’ kod adlõ Murat Karayõ-
lan’a göndermemiz gerekiyor” dediğini ve
bilgileri bu kişinin bilgisayarõna da yükle-
diklerini anlatan R.C, “Bu kişi bir süre son-
ra yanıma geldi ve bilgilerin yerine ulaştı-
ğını söyledi. Murat Karayılan’ın da bana
özel selam gönderdiğini ve teşekkür ettiği-
ni söyledi” dedi.
Hacker’lõğõ kendi bilgi ve becerisiyle öğ-
rendiğini de anlatan R.C. “Hack’lemeyi çe-
şitli virüsler aracılığıyla yapıyorum. Hac-
ker grubumuz var. Bu gruptaki kişiler ara-
cılığıyla bilgi ve belgelere rahatlıkla ulaşı-
yoruz. Verdiğim bilgilerle PKK’nin bom-
balı saldırı ve eylem yaparak insanları öl-
düreceğini düşündüğüm ve vicdanen bu
yaptığım işten rahatsız olduğum için tüm
yaptıklarımı anlatmak istedim, çok piş-
manım” diye konuştu.
BARIŞ YAMAN
KONYA - Konya’da
Okyanus Şirketler
Grubu’na yönelik
olarak düzenlenen
“Final” adlõ
operasyonda gözaltõna
alõnan Selçuk
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Süleyman
Okudan, lojmanõnda
ele geçirilen 1 milyon
YTL tutarõndaki
paranõn kendisine ait
olduğunu savundu.
Operasyonda gözaltõna
alõndaktan sonra
rahatsõzlanan Konya
Numune Hastanesi
Başhekimi Rıza
Sarıbabıçcı ise sağlõk
sorunlarõ nedeniyle
serbest bõrakõldõ.
Rektör Okudan ile
birlikte gözaltõna alõnan
34 zanlõ dün Konya
Numune Hastanesi’nde
yeniden sağlõk
kontrolünden geçirildi.
Okudan, polisler
eşliğinde hastaneden
çõkarõlõşõ sõrasõnda
gazetecilerin rektörlük
lojmanõnda ele geçirilen
ve rüşvet olduğu
gerekçesiyle el konulan
1 milyon YTL’nin kime
ait olduğunu sormasõ
üzerine Okudan,
“Benim, kendi
param” dedi.
Gazetecilerin paraya
rüşvet olduğu
gerekçesiyle el
konulduğunu belirtmesi
üzerine Okudan,
“Sonra konuşacağız.
Bakın ben soruların
cevaplarını
veriyorum. Sonra
sizlerle de
konuşacağız” dedi.
Zanlõlar, sağlõk
kontrolünün
tamamlanmasõn
ardõndan sorgulanmak
üzere Kaçakçõlõk ve
Organize Suçlarla
Mücadele Şubesi’ne
götürüldü. Öte yandan
Okudan’õn gözaltõna
alõnmasõ üzerine Prof.
Dr. Ahmet Dinçer
Bedük YÖK tarafõndan
Selçuk Üniversitesi
Rektörlüğü’ne
vekâleten atandõ.
Okudan’õn durumunun
bugün YÖK Genel
Kurulu’nda
değerlendirileceği
belirtildi.
Operasyon kapsamõnda
gözaltõna alõnan ve
yüksek tansiyon
şikâyetiyle,
başhekimliğini yaptõğõ
Konya Numune
Hastanesi’nde tedavi
altõna alõnan Rõza
Sarõbabõçcõ ise sağlõk
sorunlarõ nedeniyle
serbest bõrakõldõ.
Sarõbabõçcõ’nõn
tedavisinin ardõndan
Adana’daki Savcõlõk’ta
ifade vereceği bildirildi.
20 KASIM 2008 PERŞEMBE SAYFACUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 14
Edirne B 14
Kocaeli Y 14
Çanakkale B 14
İzmir B 16
Manisa Y 16
Aydın Y 18
Denizli Y 18
Zonguldak Y 12
Sinop Y 15
Samsun Y 19
Trabzon Y 19
Giresun Y 17
Ankara Y 11
Eskişehir Y 9
Konya Y 12
Sıvas Y 11
Antalya Y 20
Adana Y 23
Mersin Y 23
Diyarbakır Y 15
Şanlıurfa Y 19
Mardin Y 14
Siirt Y 15
Hakkâri Y 7
Van Y 11
Kars Y 9
Oslo Y 1
Helsinki Y 3
Stockholm K 0
Londra PB 14
Amsterdam Y 13
Brüksel Y 10
Paris Y 10
Bonn Y 9
Münih Y 9
Berlin Y 10
Budapeşte B 12
Madrid B 15
Viyana Y 10
Belgrad B 15
Soyfa B 12
Roma Y 18
Atina PB 18
Zürih B 11
Moskova Y 3
Aşkabat B 19
Astana B - 1
Taşkent B 11
Bakû PB 14
Bişkek B 7
Tiflis Y 14
Kahire PB 23
Şam PB 23
Yurt genele parçalı çok
bulutlu, Marmara’nın batı-
sı ile Kuzey Ege kıyıları ha-
riç tüm yurt yağışlı geçe-
cek. Yağmur ve sağanak
Doğu Anadolu’nun kuzey-
doğusunda karla karışık
yağmur ve kar şeklinde
görülecek. Yağışlar Batı
ve Orta Karadeniz kıyıları,
Doğu Karadeniz ile Doğu
Anadolu’nun kuzey ve doğ-
sunda kuvvetli olacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
MHP İstanbul milletvekili, emekli dip-
lomat Gündüz Suphi Aktan, kalp ra-
hatsõzlõğõ ve böbrek kanseri nedeniyle te-
davi gördüğü Özel Akay Hastanesi’nde
dün yaşamõnõ yitirdi.
Aktan için bugün saat 10.00’da uzun
yõllar görev yaptõğõ Dõşişleri Bakanlõ-
ğõ’nda, saat 11.00’de de TBMM’de tören
düzenlenecek. Aktan’õn cenazesi Koca-
tepe Camisi’nde öğle namazõndan sonra
kõlõnacak cenaze namazõnõn ardõndan İs-
tanbul’a götürülecek ve Büyükada Şehir
Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek. Ak-
tan’õn yaşamõnõ yitirmesinin ardõndan,
Özel Akay Hastanesi diplomasi çevrele-
ri ve siyasetçilerin akõnõna uğradõ.
Aktan’õn oğlu Uygar Aktan, MHP
Grup Başkanvekili Oktay Vural ve
Başhekim Operatör Dr. Adnan Bulut ile
birlikte yaptõğõ açõklamada, “Babamızı
yitirdik. Büyük bir acı ve kayıptır
ama Türk milleti de çok değerli ve ken-
disine adanmış bir evladını yitirmiştir”
dedi. Uygar Aktan, “Gündüz Aktan’ın
tedavisinde bir şanssızlık olup olmadığı,
daha isabetli tedaviyle kurtulma şan-
sı bulunup bulunmadığı” sorusu üze-
rine, “Maalesef hastalığının teşhisinin
konulmasında bir gecikme oldu. Geç
kalındı ama onu takiben yapılabilecek
her şey yapıldı. Bütün doktorlar hep-
si sağ olsunlar ellerinden gelenin en iyi-
sini yaptılar, yapılabilecek her şey ya-
pıldı. Takdiri ilahi buraya kadarmış”
karşõlõğõnõ verdi. MHP Genel Başkanõ
Devlet Bahçeli de partili milletvekili ve
yöneticileriyle hastaneye gelerek Ak-
tan’õn yakõnlarõna başsağlõğõ dileğinde bu-
lundu. Bahçeli, “Türk milleti değerli bir
evladını kaybetmiştir. Türk diploma-
sisi mümtaz bir mensubunu, MHP
değerli bir milletvekilini kaybetmiştir.
Üzüntümüz çok büyüktür” dedi.
Cumhurbaşkanõ Gül, Başbakan Er-
doğan, DTP Genel Başkanõ Türk, 9.
Cumhurbaşkanõ Demirel’in de aralarõn-
da bulunduğu çok sayõda siyasetçi ve ba-
kan, Aktan’õn yaşamõnõ yitirmesi nede-
niyle MHP lideri Bahçeli’ye birer baş-
sağlõğõ mesajõ gönderdiler.
CHP Genel Başkanõ Baykal ile Baş-
bakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek ve Dev-
let Bakanõ Said Yazıcıoğlu ise hastane-
ye gelerek başsağlõğõ dileğinde bulundu.
Deniz Baykal, Aktan’õn çok değerli bir
siyaset adamõ ve aydõn olduğunu belir-
terek “Kendisine en çok ihtiyacımız
olan bir dönemde maalesef kaybettik.
Büyük üzüntü içindeyim” dedi. TBMM
Genel Kurulu’nda ise Aktan için saygõ du-
ruşu yapõldõ.
MHP İstanbul Milletvekili Gündüz
Suphi Aktan, 7 Ağustos 1941’de Saf-
ranbolu’da doğdu. Aktan, Ankara Üni-
versitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bi-
tirdi. Atina Büyükelçiliği, Birleşmiş Mil-
letler Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye
temsilciliğinde büyükelçilik ve Tokyo Bü-
yükelçiliği görevlerinde bulundu. Radi-
kal gazetesinde köşe yazarlõğõnõn yanõ sõ-
ra çeşitli sivil toplum örgütlerinde baş-
kanlõk yaptõ ve TOBB’un Başkanlõk dõş-
işleri danõşmanlõğõ görevini yürüttü. Ro-
ma’da NATO Koleji’nde terorizm ko-
nusunda ders verdi. Sözde Ermeni soy-
kõrõm iddialarõna karşõ Türk tezlerini ba-
şarõyla savunan Aktan’õn Ermeni mese-
lesi ve Türk dõş politikasõyla ilgili çok sa-
yõda yazõsõ yayõmlandõ. 22 Temmuz se-
çimlerinde MHP’den İstanbul Milletve-
kili olarak parlamentoya giren Aktan, Tür-
kiye-AB Karma Parlamento Komisyonu
üyeliği de yaptõ.
AĞRI/ BİNGÖL (Cumhu-
riyet) - Ağrõ’da PKK’li terö-
ristlerle çõkan çatõşmada bir
binbaşõ şehit oldu. Bir uzman
çavuş ve 4 er yaralandõ. Bin-
göl’de de PKK’nin kõş mevsimi
için üslenmesini önlemek için
düzenlenen operasyonda ise
mayõna basan 4 korucu yara-
landõ.
Ağrõ Valisi Mehmet Çetin,
Sinek Yaylasõ’nda düzenlenen
operasyonda bir binbaşõnõn şe-
hit olduğunu, bir uzman çavuş
ile 4 erin yaralandõğõnõ bildirdi.
Şehit olan binbaşõnõn ve yaralõ
askerlerin kimlikleri açõklan-
madõ. Yaralõ askerler Ağrõ As-
ker Hastanesi’nde tedavi altõna
alõndõ. Operasyonun sürdürül-
düğü ifade edildi.
Bingöl’de ise kõş mevsimi
dolayõsõyla sõğõnaklara dön-
dükleri belirlenen 60 PKK üye-
sine yönelik operasyon düzen-
lendi. Karlõova ile Yedisu ilçe-
leri arasõndaki Karacehennem
mevkiinde düzenlenen operas-
yonda mayõna basan 4 geçici
köy korucusu ağõr yaralandõ.
Yaralõ korucular Elazõğ Asker
Hastanesi’nde tedavi altõna alõn-
dõ. Operasyonlarõn genişletile-
rek sürdürüldüğü belirtildi.
İstanbul Haber Servisi - İs-
tanbul’un Hadõmköy beldesine
bağlõ Deliklikaya köyünde dur-
durulan altyapõ yatõrõmlarõ, böl-
gede yaşayan 6 bin kişinin sağlõ-
ğõnõ tehdit ediyor. Hadõmköy Be-
lediyesi ve İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin (İBB) bölge plan-
larõnõ TOKİ’nin “ucuz kamu-
laştırma” yapmasõ için hazõrla-
madõğõ iddia ediliyor. İSKİ ise kö-
yün içinden geçen dereyi “imar
planı olmadığı” gerekçesiyle õs-
lah etmiyor.
Hadõmköy Belde Belediye Baş-
kanõ Ali Osman Çolak altyapõ ça-
lõşmalarõnõn durma nedeni olarak
imar planlarõnõn iptal edilmiş ol-
masõnõ gösterdi.
Başbakanlõk Toplu Konut İda-
resi’nce (TOKİ), kamulaştõrma
çalõşmalarõna başlanan İstan-
bul’un Hadõmköy beldesindeki
1217 dönümlük arazide durduru-
lan altyapõ çalõşmalarõ köylülerin
sağlõğõnõ tehdit ediyor.
Çevredeki yerleşim yerlerinin
kanalizasyon atõklarõnõn akõtõldõ-
ğõ Hadõmköy Deresi, sağanak
yağõşlar sonrasõ taşõyor. Yetersiz
altyapõ sistemi nedeniyle dereden
gelen kirli sular toprak köy yol-
larõnda lağõm sularõnõn birikme-
sine neden olurken yağmur son-
rasõ yetersiz altyapõ nedeniyle
evlerden dõşarõ lağõm sularõ taşõ-
yor. Yaz aylarõnda dereden gelen
kokunun dayanõlmaz olduğunu
kaydeden köy sakinleri, “Yağ-
murlar başlayınca derenin su-
ları evlerimizin önüne dek gel-
meye başladı. Çocuklarımız
okula gidemiyor. 1980-85 yıl-
larına kadar yazın derede yü-
züp, balık avlıyorduk. Ama ar-
tık hizmet göremiyoruz. Altya-
pı için çalışmıyorlar ama ara-
zilerimizi istedikleri fiyata satın
almak için her şeyi yapıyorlar”
dediler. Küçükçekmece Gölü’ne
dökülen Hadõmköy Deresi’nin
köy sõnõrlarõ dõşõnda arõtõlmasõ
ise dikkat çekiyor.
Köylülerin iddialarõna yönelik
sorularõmõzõ yanõtlayan Başkan
Ali Osman Çolak ise ucuz ka-
mulaştõrma yapõlmak istendiği
yönündeki iddialarõ kabul etme-
yerek, Deliklikaya köyündeki
yurttaşlarõn imar planlarõna itiraz
ettiğini ifade ederek şunlarõ kay-
detti: “Biz 2 emsal üzerinden
imar planlarını hazırladık. Böl-
ge halkı bunu yeterli bulmadı.
İtiraz ettiler. İmar hakkının
artırılması plan çalışmaları sü-
rüyor. Şu an planlar İBB Mec-
lisi’nde. 2004’te Ambarlı’dan
başlayıp Bahçeşehir ve Ha-
dımköy’ün içinden geçen bir
kolektör çalışması başlatmıştık.
Ancak ihaleyi alan şirketler
maliyetleri karşılayamadıkları
için işi yarım bıraktılar. TOKİ
ve Kiptaş’ın yaptığı konutlarla
birlikte bölge nüfusu 12 bini
geçti. TOKİ ve Kiptaş’ın ko-
nutları bittiğinde dere ıslahının
da tamamlanması gerekirdi.
Ancak, yetişmedi. Nüfus artışı
sorunları da arttırdı.”
Ucuz kamulaştırma ıslahı önledi
Yastık altındaki para
kendisininmiş
KONYA (Cumhuriyet) -
Emniyet Müdürlüğü Asayiş
Şubesi Ahlak Büro Amirliği
ekipleri Rus, Moldovya ve
Gürcistan uyruklu kadõnlarõ,
internet üzerinden çocuk ba-
kõcõsõ olarak Türkiye’ye çağõ-
rõp resmi nikâh yaptõktan son-
ra fuhşa zorlayan şebekeye
yönelik operasyon düzenle-
di. 10’u kadõn 27 kişinin göz-
altõna alõndõğõ operasyonda,
çetenin seks kölesi olarak ça-
lõştõrdõğõ bir kadõnõn ifadeleri
tüyler ürpertti.
Liderliğini hõrsõzlõk, uyuş-
turucu ve çeşitli suçlardan 22
sabõkasõ bulunan ve sahte kim-
lik kullanmaktan Mersin Ce-
zaevi’nde tutuklu olan
U.K’nin yaptõğõ şebekenin,
yabancõ uyruklu kadõnlarõ in-
ternet üzerinden bebek bakõcõsõ
ilanõ ile ağõna düşürdüğü be-
lirlendi. Şebekenin Türki-
ye’de fazla kalmalarõ için ka-
dõnlara resmi nikâh kõyõp, zor-
la fuhşa sürüklediği iddia edil-
di. Şebeke lideri U.K’nin 21
yaşõndaki Ayten Bayındır
adõnõ kullanan bir genç kõzõ da
işkence yaparak fuhşa teşvik
ettiği, geceliği 1500 YTL’ye
lüks otellerde fuhşa zorladõğõ
ifade edildi. Bayõndõr, U.K. ile
bir yõl önce avukatlõk büro-
sunda çalõşan bir kõz arkada-
şõnõn aracõlõğõyla tanõştõğõnõ,
kendisini bilgisayar mühendisi
olarak tanõtan U.K. ile arkadaş
olduktan sonra kendisini fuh-
şa zorladõğõnõ anlattõ.
Bayõndõr, “U.K’yi sevdim.
Onunla birlikte oldum. Lüks
bir ev döşedi. İkimiz kısa bir
süre orada kaldık. Daha
sonra eşi olduğunu öğrendi-
ğim S.Ç.’nin yanına götürdü.
Burada yabancı uyruklu ka-
dınlar da vardı. U.K, bana
para karşlığında erkeklerler
birlikte olacağımı söyledi.
Kabul etmeyince beni ke-
merle dövdü. Zorla fuhuş
yaptırdı. Kolumu jiletle kes-
ti, işkence yaptı. Hatta sü-
rekli ‘Yüzüne kezzap döke-
rim’ şeklinde tehdit ediyor-
du” dedi.
U.K’nin 7 ay boyunca ken-
disini erkeklere pazarladõğõnõ
ifade eden Bayõndõr, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Ben adeta onun para ma-
kinesiydim .Lüks otellerde,
gece ve gündüz ilişkiye gir-
dim. İlişkiye girdiğim er-
kekler arasında 75-80 ya-
şında olanlar, işadamı, dok-
tor, bürokrat ve belediye
başkanı vardı. Zaman za-
man başka şehirlere de gi-
derdik. Fazla cinsel ilişkiye
girdiğimden dolayı rahat-
sızlandım. Doktorlar, cin-
sel ilişkiye girmemem ge-
rektiğini belirtmişti. Ona
rağmen, beni dövdü. İşken-
ce yaparak fuhuş yaptırdı.”
Bayõndõr, U.K.’nin eşinin
kõz kardeşine de tecavüz etti-
ğini iddia etti. Bayõndõr,
“U.K’nin, eşi olduğunu be-
lirttiği S.Ç.’nin 16 yaşında-
ki kız kardeşine de tecavüz
ettiğini biliyorum. Hatta o
kızı da 4-5 ay erkeklere pa-
zarladığını öğrendim. U.K.,
şu an tutuklu olduğu için, ye-
rine eşi olduğu söylelen S.Ç.
bakıyor. O da şu an gözaltı-
na alındı” diye konuştu. 10’u
kadõn 27 zanlõ, ifadelerinin
ardõndan adliyeye sevk edildi.
İşkenceyle fuhuş
Çatışmada binbaşı şehit oldu
Gündüz Aktan yaşamını yitirdi