29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2007 PERŞEMBE 4 HABERLER Gürbüz Çapan, 22 Temmuz seçimlerinde tarafsız kalmayacaklarını belirtti DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yalandan Kim Ölmüş? Şu 8.5 milyar dolarlık kredi veya 1 milyar dolarlık hibe anlaşması skandalına ne demeli? Önce olayın basında ele alınış biçimi şaşırtıcı. Deniz Baykal’ın seçim kampanyası sırasında, 22 Eylül 2003 tarihli anlaşmayı gündeme getirmiş olması sanki yeni bir iddiaymış gibi karşılandı, böylesine akıl almaz bir anlaşmanın var olup olmadığı tartışılmaya başlandı. Anlaşma vardı ve Cumhuriyet 2 Temmuz Pazartesi günü bunun kanıtlarını açıkladı. İnternetten Hazine’nin sitesinde “http//www.kreasury.gov.tr/duyuru/basin/dei/turkabdortakaciklama20030923. pdf” adresine girince, Ali Babacan imzalı açıklamayı okumak mümkündü. Aynı konuda ABD kaynaklarının internetteki “http//www.treas.gov/press/releases/js747.htm” adresinde de vardı ve orada, bu kredi veya hibenin koşulları, Türkiye’nin sağlam ekonomi politikaları gütmesi ve Irak’ın yeniden inşası konusunda ABD ile işbirliği yapmasına ve Kuzey Irak’a tek taraflı izinsiz müdahalede bulunmamasına bağlanıyordu. Üstelik olay Cumhuriyet tarafından 26 Eylül 2003’te haberleştirilmiş, zamanın Genelkurmay Başkanı Özkök de, Ekim 2003’te TBMM’nin açılış resepsiyonunda bu anlaşmadan rahatsız olduklarını basın ile sohbetinde açıklamıştı. Ayrıca bu konuda CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen açıklamalar yapmış, eleştirilerini dile getirmişlerdi. ??? Konu gazetemizde olduğu kadar, bu sütunda, ayrıca başka yazar arkadaşlarca da ele alınıp işlenmişti. Bu gerçeklerin ışığında, son günlerin tartışmalarını anlamak güçleşiyor. Türk kamuoyu, ülke açısından böylesine yaşamsal önem taşıyan bir konuyu nasıl olmuş da atlamış ya da unutmuştu? Böyle bir davranış, K. Irak ve terör ile mücadele konusunda kararsızlığın belirtisinden başka ne olabilirdi ki? Aynı gerçek medyamız için de geçerlidir. Böylesine önemli bir anlaşmanın var olup olmadığı konusundaki belirsizliğin günlerce sürebilmesi, fikri takip eksikliğinin bir belirtisi değil mi? Şimdi belgelere bakıldığı zaman açıkça görülüyor ki, AKP’li Bakan Ali Babacan, bu anlaşmayı imzalamakta beis görmemiş, CHP’nin haklı muhalefeti karşısında, bu metni Meclis’e getirmekten, kamuoyu önünde tartışmaktan çekinmiştir. Demek ki, Deniz Baykal, onun anımsatmasını destekleyen yardımcısı Onur Öymen, MHP’nin milletvekili adayı Emekli Büyükelçi Deniz Bölükbaşı doğru söylemekteydiler. Olay bu kadar açık. ??? Ama bu gerçeklere ve belgelere karşın, AKP cephesinden, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül, bizzat anlaşmaya imza koyan Ali Babacan önce en kolay, ama en çıkmaz umar olan inkâr yolunu tuttular, sonra da, sözlerini tevil etme gereğini duyarak, bunu TBMM’ye götürmediklerini, anlaşmanın geçerli olmadığını söylediler. Zaten anlaşmanın geçersizliği de, ABD Başkanı Bush’un Türkiye ziyareti sırasında, Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşme sonrasında 27 Haziran 2004’te, açıklanmıştı. Tabii burada bir nokta çok önemlidir. Anlaşmanın hiç imzalanmamış olması ile imzalanıp da muhalefetin uyanık takibi ve direnişi üzerine kamuoyunun tepkisinden çekinilerek, vazgeçilmiş olması karşısında dünyalar kadar fark vardır. Böyle bir anlaşmaya hayır denmesi, hükümetin, K. Irak ve terör konusunda, ABD’nin dümen suyundan gitmek istemediğinin, kararlılığının hem kendi kamuoyuna, hem de başta ABD olmak üzere, bütün dünyaya ilanı anlamını taşır. İkinci durum ise, hükümetin Washington’un isteklerine sonuna kadar açık olduğunu, elindeki olanaklardan ve haktan vazgeçmeye amade durumda bulunduğunu, ama muhalefetin ve kamuoyunun buna “evet” dememesi yüzünden bu yolu tutmadığını gösterir. Zaten bu gerçeği bildikleri içindir ki, AKP’liler başta, pek de akıllıca olmayan külliyen inkâr yolunu tutmuşlar, doğruyu söylememeyi yeğlemişlerdir.. Herhalde “yalandan kim öldü ki?” diye düşünmüş olsalar gerek. ‘İttifakı destekliyoruz’ ? Çapan, Esenyurt’un ve Esenyurtlunun AKP’ye geçit vermeyeceğini belirterek “İstanbullular, kentin bu kadar beceriksiz yönetildiğini ilk defa görüyorlar” dedi. İstanbul Haber Servisi Esenyurt’un Kurucu Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, 22 Temmuz seçimleri öncesi “CHPDSP ittifakını desteklediklerini” açıkladı. AKP’nin İstanbul yönetiminde sorunları çözeceğine sorun yarattığını ifaden eden Dr. Çapan, Esenyurt’un ve Esenyurtlunun AKP’ye geçit vermeyeceğini belirterek “AKP İstanbul’da hiçbir sorunu çözmedi, hep sorun çıkardı. Yönetime geldikten sonra yakınlarına, yandaşlarına rant sağlamak için inşaat emsalleri 5 katına çıktı. İstanbullular, kentin bu kadar beceriksiz yönetildiğini ilk defa görüyorlar” dedi. 15 yıllık çalışma arkadaşlarıyla birlikte dün basın toplantısı düzenleyen Dr. Çapan, 22 Temmuz seçimlerinde tavırsız kalmak istemediklerini belirterek “1989 yılından bu yana SHP’den Esenyurt Belediye Başkanı seçildim. O günden beri yanımda olan arkadaşlarla konuştuk, tartıştık. Bu seçimde partimiz SHP Dr. Gürbüz Çapan 15 yıllık çalışma arkadaşları ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek seçimde ittifakı destekleyeceklerini açıkladı. Belediye araçları AKP’ye çalışıyor AKP’li belediyeler, seçim kampanyalarında belediye olanaklarını kullanmakla suçlanıyorlar. CHP 3. Seçim Bürosu’ndan yapılan açıklamada, AKP’lilerin, ana arterlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Aydınlatma Müdürlüğü’nün araçları ve belediye personeliyle gece geç saatlerde parti bayrakları astığının tespit edildiği belirtilerek “Halkın parasıyla seçim çalışması yapıyorlar” denildi. CHP MYK üyesi İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat da “Devletin ve belediyelerin olanaklarını kendi kampanyaları için seferber etmiş durumdalar. Belediyeler ve devletin resmi kurumları işi gücü bırakmış, AKP için çalışıyorlar” dedi. CHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı da “Seçim Kurulu tarafından belirlenen alanlar dışında bayrak astığı” gerekçesiyle AKP hakkında suç duyurusunda bulundu. CHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Mehmet Polat, AKP’nin genel ve yerel iktidar imkânlarını kullanarak İstanbul’u bayraklarla donatarak, Seçim Kurulu’nun kararlarını hiçe saymasını eleştirdi. seçime giremedi. Ben de bağımsız aday olmak istedim, olmadı. Ancak bu seçimde tavırsız kalmak istemiyoruz, CHP ve DSP ittifakını destekliyoruz” dedi. Liberal sağ partilerin para çaldığını, AKP’nin ise hem para hem de Türkiye’nin geleceğini çaldığını söyleyen Dr. Çapan, AKP yöneticilerinin gemi alımlarını “Türkiye’de Cumhuriyetin biriktirdiği ne varsa hepsini sattılar, şimdi denize açıldılar” diye değerlendirdi. Çapan, “Önce Binali Yıldırım Bey’in oğlu denize açıldı, gemi aldı. Devletin gemisini, babasının bakanlığına bağlı olan gemiyi aylık 9 bin dolara kiraladı, Avea ve Vodafone o gemiye aylığı 400 bin dolara reklam veriyor. Tayyip Erdoğan’ın oğlu da gemi aldı. Son duyduğum, Osman Pepe’nin oğlu da gemi aldı. Bunlar denize açılıyorlar anlaşılan, kaçacak gibi duruyorlar” diye konuştu. Çapan, AKP’li Esenyurt Belediyesi’nin uygulamalarını “Önce Nâzım Hikmet heykelini ve kültür merkezini, sonra Adile Naşit Parkı’nı yediler. Esenkent’in ortasına Regnum diye koca koca, 25 katlı binalar diktiler. Yolları daraltıyorlar, parklarımızı yağmalıyorlar. 700 dönümlük yeşil alanı işyeri ve konuta açtılar. 50 dönümlük Adile Naşit Parkı’nı sanayi alanına çevirdiler. Deprem bölgesi olan Esenyurt’ta kat iznini yükselttiler” sözleriyle eleştirdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a kırgın olmasına karşın CHP’nin Esenyurt’ta birinci parti olarak çıkması için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Çapan, “Deniz Baykal’a kızmakla yorgan yakmayın. Ben de kırgın ve üzgünüm. Parti içerisinde demokrasiyi kaldırdı, partiyi yanlış yere çekti. Ama ne yapalım, oradakiler bizim arkadaşlarımız. Sırf bu yüzden CHP’ye destek verilmesi doğrudur, gereklidir. O arkadaşlar bizi milletvekilliğine layık görmeyebilirler ama biz onları cumhurbaşkanlığına da, başbakanlığa da, bakanlığa da layık görüyoruz” diye konuştu. ANAVATAN’dan CHP’ye katılım ? İstanbul Haber Servisi Anavatan Partisi Eyüp İlçe Örgütü Başkanlık Divanı üyeleri, “Cumhuriyet’e ve Atatürk ilkelerine sahip çıkmak” için CHP’ye katıldı. CHP İstanbul İl Sekreteri Muhittin Tığlı ile görüşen ANAVATAN Eyüp İlçe Örgütü Başkan Yardımcı Rauf Okan ile Başkanlık Divanı üyeleri Kenan Özcan, Kadir Kuzkaya, Güner Şenol ve Recep Özben, belgeleri imzalayarak CHP’ye geçti. Okan, “Ülkenin tek kurtuluşu CHP’de olduğu için buradayız” dedi. Erdoğan’dan Bahçeli’ye dava ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, kendisini etnik bölücülüğe cesaret vermekle ve güvenlik güçlerinin terörle mücadelesini zaafa uğratmakla suçlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aleyhine tazminat davası açtı. Dilekçede, Bahçeli’den, yasal faiziyle birlikte 20 bin YTL manevi tazminat talebinde bulunuldu. Mustafa Kul: Sol, aklını kullanır ? İstanbul Haber Servisi Erzincan bağımsız milletvekili adayı Mustafa Kul, “Merkez yoklaması yapmak, halka ‘Bunu ben seçtim, buna oy vereceksin’ demektir” dedi. Osmanbey’de düzenlenen gecede, 12 Eylül’den bu yana sağ partilerin önseçim yapmadığını, sol partilerin ise 1983’ten bu yana milletvekillerini önseçimle seçtiklerini kaydeden Kul, “Çünkü sol seçmen aklını kullanan, sorgulayan seçmendir. Onun için solcudur. Sağ seçmen de yukarıya direnebilseydi solcu olurdu” diye konuştu. asirmen?cumhuriyet.com.tr AF ÖRGÜTÜ’NDEN SUÇLAMA ‘Polis ve jandarma cinayet işliyor’ Dış Haberler Servisi Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye konulu raporunda, Türk polisi ve jandarmasının “işkence yaptığı, kötü muamelede bulunduğu ve cinayet işlediği” ileri sürülerek “polis ve jandarmaların bu eylemlerinin cezasız kalmaya devam ettiği” belirtildi. Örgütün raporunda, “Polis ve jandarmanın ciddi insan hakları ihlalleri nedeniyle açılan soruşturma ve davaların baştan savma ele alındığı, hâkim ve savcıların şüpheli kararlar verdiği; bunun, durumun daha ciddi bir hal almasına yol açtığı” öne sürüldü. Raporda, “Sonuçta insan hakları ihlallerinin kurbanları için adalet ya çok geç tecelli ediyor ya da hiçbir zaman hak yerini bulmuyor” iddiasına yer verildi. Raporda, örgütün Avrupa ve Orta Asya Direktörü Nicola Duckworth, “Türk ceza sisteminde reform’’ yapılmasını isteyerek “Türk ceza sisteminde, vatandaşların insan haklarının korunmasına, kurumların ve devlet yetkililerinin çıkarlarından daha fazla önem verilmesi gerektiği” görüşünü savundu. Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda, “güvenlik güçlerinin cezalandırılmamasının etkenleri arasında, idari gecikmeler, adli süreçteki eksiklikler ile insan hakları savunucuları ve gazetecilere yönelik baskıların bulunduğu” belirtildi. VKGB’ye görevsizlik kararı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) Başkanı Taner Ünal’ın da aralarında bulunduğu 12 kişinin tutuklandığı soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Alp Arslan, görevsizlik kararı vererek dosyayı, terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’ne gönderdi. Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı (MSB), soruşturma kapsamında gözaltına alınan veya tutuklanan MSB personeli bulunmadığını açıkladı. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle