Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada amaçları önümüzdeki günlerde AKP mitinglerini daha gösterişli, çarpıcı biçimde kamuoyuna sunmak, sindirmekti. Kimi meraklı konuları konuşturma ayağına yatıp iktidarın siyasal yaşamımızdaki son model Siyamlı kardeşlere sütunlarını açtılar. RTE’den başladılar. Halkın cumhurbaşkanı seçmesi gerçekleşirse yine Çankaya adayı olacağını daha bugünden ilan eden Gül Abdullah’a tam sayfa sütunlarını açtılar. Öyle sorular ve öyle yanıtlar aldılar ki; neredeyse laik Cumhuriyetin aradığı tek Çankaya adayı Gül Abdullah sanki! ??? Dindar bir cumhurbaşkanı seçtirmediler iftirasını konu yaparak ana muhalefete yükleniyor Gül’ümüz. Dindar bir kişiyi cumhurbaşkanı yapalım diye “ne açıktan ne de el altından faaliyetleri olamayacağını” söylüyor. Açıktan da el altından da bal gibi böyle bir faaliyet içinde olduklarını gösteren kanıtlara karşı böyle konuşabiliyor Çankaya adayı Gül! “Ağabeyi” Meclis Başkanı Bülent Arınç; TBMM’de turlar başlamadan önceki günlerde “Nihayet bir dindar kişiyi Cumhurbaşkanı seçeceğiz” diye demeçler verdi mi, verdi. Bu demeçlerin yayımlandığı gün veya ertesi, Gül Abdullah’ın AKP’nin cumhurbaşkanı adayı olduğu açıklanmadı mı? Açıklandı. Bay Arınç, sonradan açıkladığına göre RTE çıkmazsa Çankaya’ya elbette dindar Gül Abdullah’ı uygun gördüğünü açıklamadı mı? Açıkladı. Bu sloganı; yalakalar, AKP’ye bağımlı softalar ve demokrasiyi çoğunluk partisinin çiftliği sanan iktidar görmemiş, sindirememiş kimileri desteklemedi mi? Destekledi. Kuşku yok; AKP gibi bir parti, dindar bir cumhurbaşkanı seçtirmediler sloganını benimsemediğini iddia edebilir. Bu sloganın örgüt, gözleri kara çarşaftan başka bir şey görmeyen AKP’li milletvekilleri ve parti yöneticileri tarafından topluma şırınga edilmediğini, her şeyin doğrusu bizde diye el altından çürük mal satan kimi esnaf gibi ancak Gül savunabilir. ??? Gül Abdullah demagoji ustası RTE’ye rakip olacak açıklamalar yapıyor. Laik Cumhuriyete sahip çıkan, laik Türkiye’nin laik kalacağını haykıran “kalabalıkların meydanları doldurmasında payları olduğunu” söylüyor. Türkiye’yi açık toplum haline getirmişler! AKP’nin bağışladığı bu olanakla Cumhuriyet mitinglerinin yapılabildiğini öne sürüyor. Gün gelir Cumhuriyet mitinglerini AKP’nin düzenlediğini iddia etmeye de başlayabilirler. Milyonları bir araya getiren Cumhuriyet mitinglerinin oluşmasında; doğrusu AKP’nin, RTE ile Gül ve ekiplerinin büyük payı olduğunu kim yadsıyabilir? Neden? Çünkü: Laikliğin içini boşaltanlar kim? Anayasadaki tarifini değiştirerek laiklik kavramını eciş bücüş etmeye hazırlanan kim veya kimler? Toplumu çağdaş görüntüsünden sıyırmaya hazırlanan kim ve kimler? Kadını kapalı, kara çarşaflı bir ucubeye çevirmeyi kışkırtan, türbanlı, ikinci sınıf insan konumuna iten kim veya kimler? Dörtbeş yıl bu gidişatı izleyen halk, nihayet laikliği dinci kafalarına uygun bir konuma getirmek isteyen bu adamlara; RTE’lere, Gül’lere meydanlarda; “Yeter be! Söz laikliği yaşam kuralı olarak benimseyen milletindir” diye haykırdı. Olayı anlamamış olacaklar ki; Gül, “mitingleri sosyolojik olarak incelettiklerini” söylüyor. Cumhuriyet mitinglerini Türkiye’nin laik kalacağını haykırarak meydanlara akın edenlerin “özgürlükleri azaldı mı arttı mı, dünyaya, küreselleşmeye uyumları arttı mı, azaldı mı?” diye inceletiyorlarmış. Bu ifadenin içeriğinde meydanlara, insanlara özgürlüğü biz verdik, neredeyse demokrasiyi biz getirdik gibi çok üstten atan bir palavranın yattığı sezilmiyor mu? İçeride ve özellikle dışarıda halim selim görünmeye çalışan Gül Abdullah RTE’den de tehlikeli. Türk siyasetinin Siyamlı ikizleri her açıdan birbirini tamamlıyor. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş! C adına İLHAN SELÇUK İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel MüdürYardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 3.32 Güneş: 5.29 Öğle: 13.09 İkindi: 17.05 Akşam: 20.37 Yatsı: 22.22 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 30 MAYIS 2007 ABD F16’ları Türk hava sahasını ihlal ettikten 5 gün sonra girişimde bulunuldu 10 PKK’Lİ ÖLDÜRÜLDÜ Ankara’dan ‘rica’ notası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, iki Amerikan savaş uçağının 24 Mayıs’ta Türk hava sahasını ihlal etmesinin üzerinden 5 gün geçtikten sonra, ABD’ye “düşük profilli” nota verdi. Nota, ABD Büyükelçisi Ross Wilson’a değil büyekelçiliğin ilgili müsteşarına iletildi. Wilson’un bakanlığa bile çağrılmaması dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman açıklamasında nota yerine “diplomatik girişim” ifadesini kullandı. Türkiye ile ABD arasındaki F16 krizinin ardından Ankara dün ABD’ye düşük profilli bir nota verdi. Büyükelçi Wilson’a değil, büyükelçiliğin ilgili müsteşarına iletilen notada, “benzer olayların tekrarlanmaması” istendi. ABD’li müsteşarın konuya ilişkin soruşturma başlatıldığını ve olayın “kaza” olduğunu savunduğu belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Tom Casey de olayın Savunma Bakanlığı tarafından soruşturulduğunu ve çok kısa süren ihlalin “istemeden” gerçekleştiğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilman’ın ise yaptığı açıklamada “nota” sözcüğünden kaçınması dikkat çekti. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Ülkemiz hava sahasının 24 Mayıs’ta ABD’ye ait iki F16 uçağı tarafından ihlal edilmesi üzerine, bu husustaki bildirim Genelkurmay Başkanlığımızca bakanlığımıza aynı gün iletilmiş olup ABD Büyükelçiliği nezdinde gerekli diplomatik girişim bugün (dün) yapılmıştır. Bakanlığımız ile Genelkurmay Başkanlığı arasındaki koordinasyon sürdürülmektedir.” Diyarbakır’da askeri yığınak Yurt Haberleri Servisi Irak sınırına askeri araçların sevkıyatı devam ederken bölgede de şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Çatışmalarda Siirt Eruh’ta 7, Van Muradiye’de de 3 PKK’li öldürüldü. Tunceli’de de biri Suriyeli 3 PKK’linin özellikle kamu binaları ve polis merkezlerine saldırı düzenleyeceği bilgisinin ulaşması üzerine kentte güvenlik güçleri alarma geçti. Demiryoluyla Güneydoğu’ya sevk edilen araç ve silahların sınıra kaydırılması için çalışmalar sürüyor. Diyarbakır Tren Garı’ndan dün çok sayıda askeri malzeme, araç ve obüs topları sınıra sevk edildi. Siirt’in Eruh ilçesi kırsalında Çıral Dağları bölgesinde bir grup PKK’liyle sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada 7 PKK’li öldürüldü. İran üzerinden gelen 3 PKK’linin Van’ın Muradiye ilçesinden geçeceği haberini alan jandarma ve emniyet ekipleri bölgede operasyon düzenledi. Önceki gece çıkan çatışmada 3 PKK’li öldürüldü, polis memuru Ahmet Eroğlu yaralandı. Teröristlerin üst aramasında 1 adet M16 otomatik silah, 2 adet Kalaşnikof, çok sayıda mermi ve el bombası bulundu. M16 otomatik silahın 19 Mayıs’ta Muradiye’nin Karahan jandarma kontrol noktasına ateş açılmasında kullanıldığı bildirildi. Başbakan Erdoğan ‘İhlal yine olursa ne yapılacağı bellidir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, ABD savaş uçaklarının sınır ihlali konusunda da, “Tekrar etmesin uyarısı kendilerine yapıldı. Bunun tekrarı halinde tabii ne olacağı zaten bellidir” dedi. Erdoğan, NTV’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Sınır ötesi operasyona ilişkin, “Yapılması gerekiyorsa yapılır, ne zaman yapılır? İş tavına geldiği anda da kararı verilir, adımı atılır’’ diyen Erdoğan, ABD uçaklarının Türk hava sahasını ihlaline ilişkin olarak da şu değerlendirmelerde bulundu: “Dışişleri Bakanlığı notayı verdi. Süreçle ilgili onların, bundan sonraki durumu değerlendirmesi gerekir. ‘Tekrar etmesin’ uyarısı kendilerine yapıldı. Bunun tekrarı halinde tabii ne olacağı zaten bellidir.’’ Şehit törenlerinde protesto edilmesine yönelik soruyu da yanıtlayan Erdoğan, “Bizim üzüntümüz şudur: Terör üzerinden siyaset yapmak. Bir şehidimizin cenazesine gidiyorsunuz, bakıyorsunuz birileri bunu hemen siyasi istismar vasıtası yapıyor. Hemen buradan kendine rant elde etmeye çalışıyor. Böyle şey olmaz” diye konuştu. TSK, Kosova’da Çokuluslu Güney Tugayı Komutanlığı’nı törenle Almanya’dan devraldı. Tunceli’de güvenlik alarmı Tunceli’de de 3 PKK’linin kent merkezinde hassas noktalarda eylem yapacağı duyumu üzerine güvenlik birimleri harekete geçti. Saldırı hazırlığı içinde olan 3 PKK’liden biri olan “Sason” kod adlı bir Suriyelinin canlı bomba olduğu öğrenildi. Tunceli Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Özel Harekât şubelerine bağlı timler Cumhuriyet Mahallesi’nin üst kısmında bulunan ormanlık alanda operasyon başlattı. Operasyona mayın arama birlikleri de katıldı. Türkiye’ye kritik görev BAHADIR SELİM DİLEK PRİZREN/KOSOVA Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), bağımsızlık için adeta gün sayan Kosova’da kritik bir görev üstlendi. TSK, Kosova’da Çokuluslu Güney Tugayı Komutanlığı’nı dün Prizren’de düzenlenen törenle Almanya’dan devraldı. Böylece söz konusu komutanlık 1999 yılından bu yana ilk kez Almanya dışında bir ülkeye geçmiş oldu. Komuta devir teslim töreni, Prizren’de Çokuluslu Güç Karargâhı’nda yapıldı. Törene Kosova’nın Başbakanı Agim Çeku’nun yanı sıra askeri ve siyasi yetkililer de katıldı. BM’nin ilgili kararları doğrultusunda 1999 yılından bu yana Kosova’da aktif olarak görev yapan Türkiye, komuta görevini bir yıl süreyle sürdürecek. TSK, söz konusu görev kuvveti kapsamında görev süresi boyunca Almanya, Avusturya, İsviçre, Azerbaycan ve Gürcis tan birliklerine komuta edecek. Bir yılın sonunda ise komuta Avusturya’ya geçecek. Devir teslim töreninde konuşan KFOR Komutanı Korgeneral Roland Kather, TSK’nin Kosova’da kritik bir dönemde komuta görevini üstlendiğine dikkat çekti. Kather, bu sonbahara kadar nihai statüsü belirlenecek olan Kosova’daki sıkıntılı sürece atıfta bulunarak “Tuğgeneral Tarçın, aramıza hoş geldiniz. Kosova Güney Kuvvetleri Komutanlığı sorumluluk bölgesinde işimiz henüz bitmedi. Halen birçok iş yapılmayı beklemekte. Bu görev kritik zamanda ilerlerken şimdi liderlik görevini üstlenmek elinizde” dedi. Uluslararası toplum ve Kosova halkı için son derece önemli olan son durumun bitiş çizgisine yaklaşıldığını belirten Kather, “Komuta değişiminin güvenlik ve dolaşım özgürlüğünü tehlikeye atmamasını sağlamak sizin için çok önemli olacaktır” diye konuştu. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI Paris ve Atina’ya sempozyum vetosu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı’nın düzenleyeceği “Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler’’ konulu uluslararası sempozyuma Fransa ve Yunanistan davet edilmedi. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’un ev sahipliğinde 31 Mayıs1 Haziran 2007 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan sempozyuma 55 ülkeden 800 katılımcı davet edildi. Sempozyumla küresel ve bölgesel gelişmeler güvenlik bağlamında değerlendirilerek uzun vadeli strateji üretimine esas teşkil edilmesi hedefleniyor. Sempozyuma davet edilmeyen Fransa, 2006’da Ermeni soykırımı iddialarını kabul etmeyenlerin para ve hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin yasa tasarısını parlamentoda kabul etmişti. Yunanistan’ın savaş uçakları da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ziyaretlerine karşın Ege’de son aylarda Türk hava sahasına yönelik ihlallerde bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Sezer, Kıbrıs Türk temsilcilikleri açılması için adım atılmasını istedi İslam ülkelerine KKTC için çağrı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Irak’ta toprak bütünlüğünün korunmasını, İslam ülkelerinde ise KKTC temsilciliklerinin açılmasını istedi. İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Türkiye’nin doğu ile batı arasında birleştirici bir halka işlevini yerine getirdiğini belirtti. Aynı zamanda İKÖ Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi başkanı da olan Sezer, İzleme Komitesi’nin Ankara’da yapılan 23. toplantısına gönderdiği mesajda, örgüt içi ticaretin 2015’te yüzde 20’ye çıkarılması hedefine ulaşılması için “ülkeler arası tercihli ticaret sisteminin yürürlüğe konulması, ülkelerin üretim altyapılarının güçlendirilmesi, rekabet gücünün artırılması ve ortak yatırımlara hız verilmesi gerektiğini” bildirdi. Sezer, örgüt üyesi ülkelerde 370 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirterek İKÖ’nün yoksulluğun giderilmesiyle ilgili daha somut adımlar atabileceğini düşündüğünü kaydetti. Sezer, üye ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğinin, bölgesel istikrar yoluyla dünya barışına katkı sağlayacağını da belirterek “İKÖ’nün KKTC üzerindeki yalıtılmışlığın kaldırılmasına ilişkin çağrılarına karşın Kıbrıs Türk halkının dünyayla etkin biçimde bütünleşmesini sağlayacak sonuçlar elde edilememiştir. Üye ülkelerin bu konuda daha ileri adımları gecikmeksizin atarak, haksız yalıtılmışlığın sona erdirilmesi yönünde dünyaya örnek oluşturmalarını bekliyoruz. Üye ülkelerde Kıbrıs Türk temsilciliklerinin açılması, bu süreci hızlandıracaktır’’ değerlendirmesinde bulundu. Genelkurmay’dan ‘radar’ açıklaması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, bazı gazetelerde yer alan “Türkiye, gizli bir operasyonla Irak sınırına iki radar yerleştirdi” haberinin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Egemen ülkemiz topraklarında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gizli birtakım faaliyetlerde bulunduğu şeklinde kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik haberlere itibar edilmemeli ve bu tür amaçlı, gerçek dışı yayınlar esefle karşılanmalıdır” denildi. Yunanistan’dan yine önleme Genelkurmay Başkanlığı, dün de Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın Ege Denizi’nin uluslararası hava sahasında eğitim uçuşu icra eden F16 kollarına, önceki gün Yunanistan’ın Limni, Skiros, Tanagra ve N.Ankhialos meydanlarından kalkan F4, F16 ve M2000 uçakları tarafından 4 adet önleme yapıldığını açıkladı. ? Baştarafı 2. Sayfada çevrilmez ve halkoylamasına da götürülmezse yayımı tarihinde, sunulduğunda ise kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul oyu olması halinde halkoylamasının yapıldığı gün yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir. Oysa yürürlük maddesine ilişkin 7’nci madde, onama amaçlı halkoylaması gözetilmeden düzenlenmiştir. II Yürürlüğe girmemiş bir metne dayanılarak 11’inci cumhurbaşkanı seçilemez. Yine 6’ncı madde ile anayasaya eklenen geçici 19’ncu maddenin 1’inci fıkrasında “On birinci cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, bu yasanın Resmi Gazete’de yayımını takip eden kırkıncı günden sonraki ilk pazar günü,ikinci tur oylaması ise ilk tur oylamayı takip eden ikinci pazar günü yapılır” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, değişiklik öngören yasa cumhurbaşkanınca halkoylamasına sunulursa tüm bu anayasa değişiklik yasasının halk tarafından onaylanıp yürürlüğe girmesi beklenilmeden, halkoylaması öncesinde halka ilan amacıyla yapılan Resmi Gazete’de yayım tarihi esas alınarak, 11’inci cumhurbaşkanının halk tarafından seçimi, bu yayım tarihinden 40 gün sonra yapılacaktır. Böylece, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi konusunda yürürlüğe girmemiş bir anayasa değişikliği yasası ile Türkiye, 11’inci cumhurbaşkanını seçmek durumunda bırakılmaktadır. Bunun hukuksal yönden açıklanabilir tarafı bulunmamaktadır. Ayrıca 120’nci günden sonra yapılacak halkoylamasında anayasa değişiklikleri reddedilirse, halkın yürürlüğe girmemiş met Anayasa Değişikliklerine Anayasa Engeli Sabih KANADOĞLU Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı ne göre seçtiği cumhurbaşkanının hukuksal durumu ne olacaktır? Değişiklik öngören yasanın 5’inci maddesi ile 102’nci maddeye eklenen son fıkrada “Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar yasayla düzenlenir” denilmekte, ancak geçici 19’uncu maddenin son fıkrasında “Cumhurbaşkanının seçilmesine ilişkin usul ve esasların yasayla düzenlenmesine kadar, 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Yasası, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa, 22/4/1983 tarihli ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası, 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Yasa ile diğer yasaların bu maddeye aykırı olmayan hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır. Geçici 19’uncu maddenin son fıkrası, yürürlüğe girdiğinde anayasa hükmü olacaktır. Ancak cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi için ayrı bir yasa çıkarılması gerektiğinden ve de bu yasanın çıkarılması beklenilmeden, halkoylamasına sunulmamış ve yürürlüğe girmemiş geçici 19’uncu maddeye işlerlik tanınmakta, seçimlere yönelik 2839, 298, 2820, 3376 sayılı ve diğer yasaların, daha yürürlüğe girmemiş anayasa metni esas alınarak “sadece bu metne aykırı olmayan hükümlerine” uygulama olanağı yaratılmaktadır. Kaldı ki bu yasaların da hangi hükümlerinin ilk kez yapılacak böyle bir seçimde uygulanabilir olup olmadığı, diğer yasalar kavramı içine hangi yasaların girdiği konusunda içinden çıkılmaz hukuksal tartışmalara da neden olunmaktadır. Yasal düzenleme beklenilmeden, doğrudan uygulanabilir anayasal bir hüküm getirilmekte ve yürürlüğe girmemiş bu anayasal hüküm de yasalarla karşılaştırmaya tabi tutulmaktadır. 3376 sayılı yasa hükmüne göre, halkoylamasına sunulacak bir metin, Resmi Gazete’de yayımından sonraki 120 günü izleyen ilk pazar günü halkoylamasına sunulmaktadır. Bu durumda sözü edilen anayasa değişikliği yasasının halkoylaması, Resmi Gazete’de yayımı izleyen 120 gün sonraki ilk pazar günü yapılacak ve bu halkoylamasında kabul edilirse yürürlüğe girecek; ancak 11’inci cumhurbaşkanı seçimleri bu yayımdan sonraki 120 günlük sürenin daha 40’ıncı gününü izleyen ilk pazar günü gerçekleştirilecektir. Söz konusu değişiklik yasasının tümü birlikte halkoyuna sunulduğundan, bu halkoylaması tarihinde 11’inci cumhurbaşkanı seçimi yapılmış olacak, ancak 11’inci cumhurbaşkanı seçimine yönelik geçici 19’uncu madde, bu aşamadan sonra bile yine de halkoylamasına sunulmuş olacak, böylece yürürlüğe girmemiş metne göre yapılan cumhurbaşkanı seçimine, halkın daha sonra halkoylaması yoluyla adeta icazeti gündeme gelecek, yeni hukuksal tartışmalar ortaya çıkacaktır. Anayasanın 2’nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin “başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan” bir hukuk devleti olduğu belirtilmiş; anayasanın 4’üncü maddesinde ise Cumhuriyetin niteliklerinin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin de teklif edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Anayasanın başlangıç bölümünün 4’üncü paragrafında “kuvvetler ayrımının, devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak anayasa ve yasalarda bulunduğu” ifade edilmiştir. Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti, erkler ayrılığı sistemine dayanmakta, ancak erklerin de sert ayrılığı değil, işbirliği ve işbölümü içinde olduğu sistem esas alınmaktadır. Benimsenen bu esası değiştirecek bir anayasa değişikliği yapılamayacağı gibi, böyle bir teklifte dahi bulunulamaz. Cumhurbaşkanının mevcut yetkileri korunarak sadece seçim yönteminin halka bırakılması, işbölümü ve işbirliği esasına dayalı erkler ayrılığı sistemine, yani parlamenter rejime aykırılığı ortaya çıkarmakta, Cumhuriyetin anayasanın başlangıç bölümünde belirlenen niteliklerine aykırı olmaktadır. Bu nedenle böyle bir konuda anayasanın 4’üncü maddesi uyarınca anayasa değişikliği yapılamaz ve böyle bir değişiklik de teklif edilemez. Bu kurala aykırı bir teklifin kabul edilmesi ve Resmi Gazete’de yayımlanması halinde, anayasa değişikliğine yönelik yasaların şekil yönünden Anayasa Mahkemesi’nde denetimi olanaklıdır. Şekil denetiminin kapsamına “ivedilikle görüşülememe ve oylama çoğunluğunun yanında, değişiklik teklifleri de” girmektedir. Buradaki teklif sözcüğü ile sadece teklifteki imza sayısı amaçlanmamaktadır. Teklifin, öncelikle anayasanın 4’üncü maddesine göre, teklif dahi edilemeyecek bir konuya ilişkin olmaması, sonra ise bu teklifin yeterli imza sayısı ile TBMM Başkanlığı’na sunulması gerekmektedir. Teklif edilemeyecek bir konuda, teklifin kabulüne ilişkin yasanın Resmi Gazete’de yayımından itibaren 10 gün içinde yapılacak bir başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi, bu anayasa değişikliği yasasını şekil yönünden denetleyecektir. 22.7.2007 tarihinde yapılacak seçimlerin kesin sonuçlarının YSK’ce ilanından sonraki beşinci günde, TBMM İçtüzüğü’nün 3’üncü maddesi uyarınca TBMM toplanacak ve seçilen milletvekillerinin yemini sonrasında anayasanın 94’üncü maddesi uyarınca beş gün içinde TBMM başkanını seçecek, ardından 102’nci maddesi uyarınca cumhurbaşkanı seçimine geçilecek, bu madde uyarınca cumhurbaşkanı seçilemezse derhal TBMM seçimleri yenilenecektir. Buradaki derhal yenileme, bir karar alınmasına gerek duyulmadan anayasa hükmüne dayandığından, anayasanın “seçim kararını” esas alan 77/son maddesi hükmü de burada uygulanamayacak, cumhurbaşkanını seçemeyen bir TBMM herhangi bir yasama iş lemi de yapamayacaktır. Bu işlemlerin hepsi 3376 sayılı yasada öngörülen 120 günlük süre dolmadan söz konusu olacaktır. Aksi halde 11’inci cumhurbaşkanının seçilmesi durumunda geçici 19’uncu maddenin bir anlam taşımayacağı açıktır. Anayasa değişikliğine ilişkin yasaya geçiş dönemini düzenleyen herhangi bir hüküm de konulmamıştır. 120 günlük sürenin kısaltılmasına yönelik bir yasa değişikliği ise cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili olduğundan anayasanın 67/son maddesi uyarınca bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamayacaktır. Ancak bu kuralın, 6’ncı maddeyle anayasaya eklenen geçici 18’inci madde uyarınca cumhurbaşkanı seçimlerinde dikkate alınmayacağı öngörülmüşse de geçici 19’uncu madde için ifade edilen aykırılıklar bu geçici madde yönünden de söz konusudur. Halk tarafından henüz kabul edilmeyen bu madde değil, halen yürürlükte olan anayasanın 67/son maddesi uygulanacak ve yapılan değişiklik ancak bir yıl sonra geçerli olacaktır. ??? Anayasa hükümlerine ve amacına göre hareket edilmemesi, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmasına ve bu Yüksek Mahkeme’nin verdiği kararı izleyen süreçte cumhurbaşkanının seçilememesine yol açmıştır. Ancak Yüksek Mahkeme, hukuk çerçevesinde verdiği kararına rağmen, beklentilerini bulamayanlar tarafından hedef haline getirilmiştir. Mağduriyet bahanesine sığınanlar, uzlaşmaya yanaşmayan, yargısal denetimi içlerine sindiremeyenlerdir. Hukuk, çoğunlukçu düşüncenin “Ben istediğimi yaparım” dayatmasını bir kez daha boşa çıkaracaktır. CUMHURİYET 08 K