27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 2007 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Kurtuluş Savaşı’nın 88 yıl önce başladığı kent 20 Mayıs’ta düzenlecek mitinge hazırlanıyor AVRUPA GÜRAY ÖZ Samsun’dan ‘oy kullanın’ çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Samsun’da düzenlenecek Cumhuriyet Mitingi’ne pek çok sivil toplum örgütü ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi de destek veriyor. Mitinge büyük ölçüde gençlerden katılım olacağına işaret edilirken Samsun Cumhuriyet Meydanı’ndan, yurttaşlara mutlaka oy kullanmaları, kadınlara ise siyasette daha etkin yer almaları çağrısı yapılacak. Samsun, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın ertesi günü şölen havasında bir mitinge ev sahipliği yapacak. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Samsun Şubesi öncülüğünde, Samsun Cumhuriyet Mitingi düzenlenecek. ADD Genel Merkezi, bundan sonra miting düzenlenmeyeceği, Cumhuriyet Şölenleri yapılacağını açıkladı ancak Samsun’daki miting için emniyetten bu karardan önce izin alındığına işaret edildi. ADD Samsun Şubesi Yazmanı Sevda Çolakoğlu, miting adıyla izin alın Milyonların Programı Milyonlar programlarla konuşmazlar. Onlar isteklerini sloganlarla dile getirirler. Öfkeleri, özlemleri sloganlara yansır. Bu sloganların arkasında ise görmek istemeyenlerin görmedikleri, anlamamakta direndikleri programlar vardır. Ankara’da, İstanbul’da, Manisa’da, Çanakkale’de, İzmir’de sokağa çıkan milyonların da sloganları vardı. ??? Milyonların gündeminin birinci maddesi laiklikti. Toplumsal özgürlükleri kendi bireysel özgürlükleriyle sınırlayan kimi aydınların burun kıvırarak dinledikleri bu slogan, ülkenin yaşam tarzını değiştirmek, halkın demokratik haklarını elinden almak isteyen karanlığa karşı atılmıştır. Arkasında kocaman bir program durur. ??? Gündemin ikinci maddesi bağımsızlıktı. Bölgeyi kasıp kavurmuş Amerikan emperyalizmine ve Türkiye’ye emirler yağdıran Avrupa Birliği’ne verilmiş en açık yanıttı. Arkasında derin bir program vardır. ??? Gündemin üçüncü maddesi işsizlikti, yoksulluktu. Meydanlara çıkanlar çalışanlar, işçiler, memurlardı. Henüz işlerini yitirmemiş olsalar da işsizliğin soğuk nefesini sırtlarında hissedenlerdi. İşsizler, yoksullar ise şimdilik yığınsal olarak sokağa çıkacak gücü kendilerinde bulamıyorlar. Ama oradaydılar. Onları yoksulluğun ve aynı zamanda AKP’nin esir kampından kurtaracak program oradaydı. Çünkü yığınlar “IMF’ye hayır” diye bağırdılar. “IMF’ye hayır”ın arkasında yalnızca kendilerini bir matah zannedenlerin anlamak istemedikleri bir program vardır. ??? Kimi aklıevveller milyonları demokrasi düşmanlığıyla, darbecilikle suçluyor. Milyonların sokakta buluşması, sloganlarla programlarını haykırması, cin fikirlilerin o çok övdükleri, gerçekte ne olduğunu bilmedikleri demokrasinin ta kendisidir. Yığınlar, “verdiğin sözleri unut” demokrasisinin, “temsili” demokrasinin işlemediğini gördükleri zaman sokağa çıkarlar. Sokak, temsili olandan daha demokratiktir. Milyonların sokaktaki varlığı, bir darbe gerçekleştiğinde yelkenlerini çevirenlerin anlayamayacakları bir durumdur; arkasında yoğunlaşmış, somutlaşmış bir program vardır. ??? Milyonlar, sloganları ve programlarıyla siyasal partileri ürkütüyorlar. Yığınların hiç değilse laiklik için, ülkeyi bir maceraya, karanlığa sürüklemek isteyenleri durdurmak için birleşmeye çağırdığı partiler de programdan pek fazla hoşnut değildirler. Gerçekte onlar iktidar olduklarında yığınların programını uygulamayı pek düşünmüyorlar. ABD ile iyi geçinme, AB yolunda yürüme, IMF ile anlaşma niyetindedirler. İşsizliği yok etmek için radikal kararlar almayı akıllarına bile getirmiyorlar. Sokaktakiler bunun da farkındadır. Onlar şimdilik gündemlerinin birinci maddesini önemsiyorlar. Laiklik vurgusu, gücü elinde tutan tehlikenin bir an önce tehlike olmaktan çıkarılmasını öngörüyor. Sloganların arkasında ise kocaman bir program duruyor. Bu program, kendisini temsil edebilecek, yalan söylemeyecek bir siyasal gücü arıyor. Ne zaman ortaya çıkacak bu siyasal güç? Şimdi değil. Solun aklı başına geldiğinde... Sol seyretmekten vazgeçip yığınları anlamaya, onlarla birlikte olmaya başladığında... Kendi kendine konuşmaktan, jargon paralamaktan vazgeçtiğinde... ??? Program sloganlarla ortaya çıktı. Milyonlar sloganlarla konuşur, ama o sloganların arkasında yoğun ve güçlü bir program vardır. Anlamamakta direnirseniz, sizi de defterden silerler. Kendinize bu konuda fazla güvenmeyin. Onları çantada keklik sanmayın. Pek çoklarını sildiler. Sizi de silerler... eposta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr ? ADD Samsun Şubesi Yazmanı Sevda Çolakoğlu, Cumhuriyet Mitingi’nde herkesin yurttaşlık görevini yerine getirmesi ve mutlaka oy kullanması yönünde çağrı yapılacağını söyledi. ADD Gençlik Kolları, miting öncesinde Samsun’da Gençlik Kurultayı düzenleyecek. dığı için geri dönemeyeceklerini ancak genel merkezin kararına paralel olarak buluşmanın bir “Gençlik Şöleni” havasında geçmesini istediklerini söyledi. Miting, ADD Gençlik Kolları’nca 1819 Mayıs’ta Samsun’da düzenlenecek Gençlik Kurultayı ertesinde yapılacağı için katılımda gençlerin ciddi bir ağırlığı olacağını belirten Çolakoğlu, “Diğer mitinglerde olduğu gibi laiklik ve demokrasinin vazgeçilmezliği üzerine ve AKP’nin gerici icraatına vurgu yapılacak. Ayrıca, kadınların siyasette daha fazla yer alması için çağrıda bulunacak. Özellikle bu çağrı bizim için çok önemli” dedi. Çolakoğlu, herkesin yurttaşlık görevini yerine getirmesi ve mutlaka oy kullanması çağrısının da miting alanından yapılacağına dikkat çekti. Çolakoğlu, mitinge Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin destek verdiğini, pek çok sivil toplum örgütünün ve yurt genelindeki şubelerinin de katılım gerçekleştireceğini anlatarak “CHP, DSP ve SHP’ye de çağrımızı yaptık. Gelip gelmeyecekleri onların takdirinde” dedi. Komiteden Livaneli’ye tepki ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Cumhuriyet Mitingi Düzenleme Kurulu Başkanı avukat Ferda Kardelen, 13 Mayıs Cumhuriyet Mitingi üzerine Zülfü Livaneli’nin Vatan gazetesindeki köşesinde yer alan “Militanlar arasında üç gün boyunca anlatamayacağım kadar çok sıkıntı çektim” sözlerine, yazılı açıklamayla yanıt verdi. Kardelen, “Sayın Livaneli, siyasi hesaplarını başka alanlarda ya da köşesinde yapmalıdır. Mitingi düzenleyenleri karalamaya ve kendi hesaplarına alet etmeye hakkı yoktur” dedi. Saylan, Sarıhan ve Güler konuşma yapacak Samsun Cumhuriyet Mitingi, 20 Mayıs Pazar günü saat 11.00’de Cumhuriyet Meydanı’nda yapılacak. ADD üyeleri ön tarafında Atatürk resminin ba sılı olduğu tişörtler giyecek ve diğer mitinglerde olduğu gibi ağırlıklı olarak Türk bayrağı taşınacak. Mitingde, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birgül Ayman Güler birer konuşma yapacak. Ayrıca gençlik adına bir de öğrenci konuşacak. Samsunlu yerel sanatçılar Grup Özgürlük ve Gülay’ın yanı sıra Selda Bağcan, Sadık Gürbüz ve Ali Rıza Binboğa konser verecek. Mitinge katılım için özellikle İstanbul, İzmir ve Karadeniz illeri harekete geçerken ÇYDD’nin 95 şubesi, ADD’nin yurt genelinden şubeleri ve birçok sivil toplum örgütü de 20 Mayıs’ta Samsun’da olacak. Ayrıca, Orta Anadolu, Ege ve Akdeniz kentlerinden de mitinge gelmek için hazırlık yürütüldüğü belirtildi. ‘ATAM İZİNDEYİZ’ SANSÜRÜ AKP suçu valiliğe attı ? AKP’nin Erzurum mitinginde çalınan bir marşın “Atam izindeyiz” bölümünün seslendirilmemesi tepki çekti. AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, mitingin başta Erzurum Valiliği olmak üzere kamu kurumları tarafından organize edildiğini açıklarken valilik organizasyon şirketini suçladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı Erzurum mitinginde Işın Karaca’nın seslendirdiği “İşte Yeni Türkiye” marşının içerisindeki, “Atam izindeyiz” dizesinin ayıklanarak seslendirildiği ortaya çıkarken AKP, suçu valiliğe attı. Valilik ise organizasyonu yapan şirketi suçladı. Skandalın ortaya çıkması üzerine AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, yazılı açıklama yaparak geçen cumartesi günü gerçekleştirilen törenin parti tarafından organize edilmediğini belirtti. Kılıç, organizasyonun Erzurum Valiliği olmak üzere kamu kurumları tarafından yürütüldüğünü kaydetti. Kılıç açıklamada, “Söz konusu programda konuklara dinletilen müzikler ve bu müziklerin içerdiği sözler, AK Parti’nin tercihi ya da yönlendirmesiyle olmamıştır” dedi. Erzurum Valisi Celalettin Güvenç ise dün yaptığı açıklamada, kullanılan müzikler ve bu müziklerin içerdiği sözlerle ilgili valiliğin sorumluluğunun bulunmadığını söyledi. Güvenç, “Çalınan şarkı, türkü ve marş tamamen bizim bilgimiz dışında, organizeyi yürüten firma tarafından belirlenmiştir. Şarkının bir kısmının çıkarılıp çıkarılmadığını bilmiyorum’’ dedi. Mitingi düzenleyen “Organizer” firmasının sahibi Sermurat Küçükgül ise “Bize 15 kadar CD geldi. Türkiye’yle alakalı şarkıların olduğu eserlerdi. Arkadaşlarımız bunu çalmışlar. O anda olan bir şey olduğu için izin alınmamış olabilir” diye konuştu. ‘Haftayı kuşa çevirdiler’ ? BALIKESİR (Cumhuriyet) 5 yıldır bir haftaya yayılarak gerçekleştirilen “Kuvayı Milliye” kutlamalarına bu yıl bir gün ayrılması tepkilere neden oldu. Kutlamaların geçen yıl 4 güne indirildiğini ifade eden Balıkesirliler Birliği Başkanı M. Reşit Kıpçak, “Kuvayı Milliye Haftası yalnız Balıkesir’de değil ülke genelinde ses getirecek bir anlayışla kutlanmalıydı. Balıkesir bu konuda örnek bir kent olmayı başarmıştı. Ancak haftayı kuşa çevirmişler” dedi. 6. Kuvayı Milliye Günü, bugün başlayacak. İzmir’de düzenlenen törene Şehit Gazeteci Hasan Tahsin İlköğretim Okulu öğrencileri de katıldı. Hasan Tahsin anıldı İZMİR/ANKARA (Cumhuri çelenk konulması, saygı duruşu ve rın temsilcilerinin cumhuriyetin yet) İzmir’in işgali sırasında düş İstiklal Marşı’nın okunmasının ar temel değerlerine, Atatürk ilke ve mana ilk kurşunu sıkan, ardından dından konuşan İzmir Gazeteciler devrimlerine karşı tavır ve davYunan askerleri tarafından şehit Cemiyeti Başkanı Erol Akıncılar, ranış sergilemeleri toplumda inedilen gazeteci Hasan Tahsin, ilk “Gazeteci Hasan Tahsin, Kurtu fial uyandırmaktadır. 15 Mayıs kurşunu attığı Konak Alanı’nda luş Savaşı’na koşacak olanları, 1919’da Kurtuluş Savaşı için topanıldı. Cumhurbaşkanı Ahmet Nec ilk kurşunla uyaran, uyandıran lumsal bilinç içinde direniş gösdet Sezer, yayımladığı mesajda, kahramandır. Türk gazetecisi teren halkımız, 88 yıl sonra laik Hasan Tahsin içinde bulunduğu nin kaleminin yetmediği yerde ve demokratik cumhuriyete, Atatürk ilke ve devrimlerigüç koşullara karşın ayne sahip çıkma direnidın sorumluluğuyla haşiyle meydanları doldurreket ettiğini vurguladı. ? Hasan Tahsin’in, içinde bulunduğu Tahsin’in sıktığı ilk güç koşullara karşın aydın sorumluluğuyla maktadır. Ülkemizin içinde bulunduğu durukurşunun, kurtuluş düşüncesini ve inancını ey hareket ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı mu, cumhuriyetimizin Sezer, “Bu eylem, ulusumuzun onurlu devamlılığını tehdit eden leme dönüştüren simge direnişinin kıvılcımlarından biri olarak koşulları endişe içinde hareketlerden biri olduizleyen halkımız, cumğunu vurgulayan Sezer, tarihe geçmiştir” dedi. huriyetle hesaplaşmak “İçinde bulunduğu güç isteyenleri uyarmaktakoşullara aldırmadan aydın sorumluluğuyla hareket silahına sarılması gerektiği ger dır. Milyonların katıldığı cumeden Hasan Tahsin’in bu eylemi, çeğini gösteren sembol adamdır” huriyet mitinglerinden siyasi güç ulusumuzun onurlu direnişinin dedi. Akıncılar, irticanın peşinde ko başta olmak üzere cumhuriyetkıvılcımlarından biri olarak ta şan, türbanı simge haline getirme le hesaplaşmak isteyenler ders rihe geçmiş, olanaksızlıkların ye çabalayan siyasi gücün hiçbir almalıdır. Medeniyet temsilciliğiTürk insanını yıldıramayacağını dönemde emellerine ulaşamadığı ne soyunan istilacı güçlerin şehit kanıtlamıştır” dedi. nıda vurgulayarak şunları söyledi: ettikleri gazeteci Hasan Tahsin’in “Konum ve görevlerini ön pla 88 yıl önce tutuşturduğu meşale İzmir’de Hasan Tahsin Anıtı önünde tören düzenlenendi. Anıta na çıkaran kurum ve kuruluşla sönmemiştir. Sönmeyecektir.” ‘Atamalar iptal edilsin’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eğitimİş, Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) gönderdiği dilekçeyle, Danıştay’ın yürütmesini durdurduğu yönetici atamalarına ilişkin yönetmelik çerçevesinde yapılan tüm görevlendirmelerin geri çekilmesini istedi. Sendika, aksi takdirde on binlerce dava açılacağını, bunun da hem eğitim kurumlarındaki çalışma barışına hem de kamu kaynaklarının israfına yol açağını vurguladı. Sanatçılardan ihtar Öte yandan, “İşte Yeni Türkiye’’ marşını seslendiren Işın Karaca, kendisinden izin alınmaması nedeniyle, AKP’ye, “Marşın çalınmasını durdurun’’ diye ihtar çekti. Şarkının telif haklarını elinde tutan Ercan Saatçi de hem marşın kendilerinden izinsiz çalındığı hem de “şarkıda tahrifat yapıldığı’’ gerekçesiyle AKP’ye ihtar çekti. TBMM KOMİSYONU’NUN RAPORU En büyük mağdur çocuklar ve gençler HÜLYA KESKİN Türk uçaklarına 5 ayda 178 taciz ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer verilen bilgilere göre, Yunan savaş uçakları 2007 yılı içinde Türk hava sahasını 51 defa ihlal ederken Ege ve Akdeniz’de eğitim ve tatbikat uçuşu yapan Türk uçaklarına da 178 kez müdahalede bulundu. Hava sahası ihlallerinin büyük bölümü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tatbikatları sırasında gerçekleşirken Türk uçaklarının 13 Şubat, 22 Şubat, 6 Mart ve 14 Mart 2007 tarihlerinde ise uçuş güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde taciz edildiği bildirildi. Genelkurmay Başkanlığı, gerekli girişimlerde bulunulması maksadıyla olayı Dışişleri Bakanlığı’na bildirdi. IPI Kongresi’nin son gününde şiddete karşı eğitimin önemine dikkat çekildi ‘Şiddet aile içinde başlıyor’ SİBEL BAHÇETEPE BERİV AN TAPAN Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Kongresi’nin son gününde gerçekleştirilen “İnsan Hakları Sorunu: Aile İçi Şiddet” konulu oturumda medyanın aile içi şiddete karşı rol oynayıp oynayamaması, aile içi şiddete karşı taraftar gazetecilik ve kadınlara yönelik şiddet konuları ele alındı. Oturumda konuşan Kadının İnsan Hakları Vakfı’ndan Pınar İlkkaracan, şiddet kavramının ilk olarak ailede öğrenildiğini vurgulayarak “Bizler ilk olarak ailede anne ya da babamızdan şiddeti öğreniyoruz. Bu ilk problemler arasında yer alıyor” dedi. Şiddetin başladığı en küçük yerin aile olması nedeniyle konunun aile içi şiddet olduğunu vurgulayan İlkkaracan, şiddetin ortadan kaldırılması için eğitimin Kongrede, medyanın aile içi şiddete karşı rol oynayıp oynamadığı tartışıldı. önemine değindi. Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kamu Yönetimi ve Siyaset Sosyolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Feride Acar da şiddeti yalnızca kadına yönelik olarak sınırlandırmamak gerektiğini söyledi. Acar, “Ancak kadına yönelik şiddet daha geniş kapsamlı olduğu için öncelik verilmesi gereken konudur. Bu, bir insan hakkıdır. Kadına yönelik konuya daha fazla özen gösterilmelidir” diye konuştu. ‘Gazeteciler için zor bir dönem’ Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı ve IPI Başkan Yardımcısı Vuslat Doğan Sabancı da aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet kavramlarına değinerek şiddete karşı halkın bilinçlendirilme si gerektiğini söyledi. Sabancı, şiddet ile ilgili haberlere kendi basın kuruluşlarında son zamanlarda daha fazla ele aldıklarını vurgulayarak “Hürriyet gazetesi 5 yıl önce şiddet ile ilgili 70 haber yayımlamıştı. Geçen sene içinde ise 230 tane habere yer verildiği” diye konuştu. Şiddet ile ilgili haberleri halkın bilmesinin önemli olduğuna değinen Sabancı, gazetelerinde öncelikli haberlerin aile içi şiddet haberleri olduğunu dile getirdi. Haberlerinde “Aile İçi Şiddete Son” logaları kullandıklarını anımsatan Sabancı, “Gazeteciler zor bir dönemden geçiyor. Çünkü haberler artık her yerde. Eğer sosyal sorumluluğu üstleniyorsanız o zaman mekân sınırlamalarını zorluyorsunuz” dedi. Sabancı, namus nedeniyle bazı bölgelerde töre cinayetleri işlendiğini belirterek şiddet sorununun ailedeki eğitimle ortadan kaldırılabileceğini ifade etti. Türkiye’de nüfusun büyük bir çoğunluğunu oluşturan gençler ve çocuklar, hayatlarının her alanında şiddete maruz kalıyor. Dizilerde, sokaklarda ve gazetelerde yer alan birçok şiddet içerikli olay çocukların ve gençlerin, şiddeti hayatın olağan bir parçası olarak görmesine ve normalleştirmesine neden oluyor. TBMM Çocuklar ve Gençler Arasında Artan Şiddet Eğilimleri ile Okullarda Yaşanan Şiddet Olaylarını Araştırma Komisyonu Raporu’na göre ortaöğretim öğrencilerinin yüzde 22’si fiziksel şiddete uğruyor. Rapora göre, son üç ay içerisinde ortaöğretim öğrencilerinin, yüzde 53’ü sözel, yüzde 36.3’ü duygusal, yüzde 15.8’i cinsel şiddet ile karşılaştı. Rapora göre, öğrencilerin yüzde 35.5’i fiziksel, yüzde 48.7’si sözel, yüzde 27.6’sı duygusal, yüzde 11.7’si de cinsel şiddet uyguladı. Sağlık Bakanlığı’nca gerçekleştirilen Ulusal Hastalık Yükü çalışmasına göre ise 1559 yaş arasında gerçekleşen ölümlerin yüzde 1.7’sinin nedeninin şiddet olduğu ifade ediliyor. Raporda şiddetin önlenmesi için hangi kurumun ne yapması gerektiği de özetle şöyle sıralanıyor: Sağlık Bakanlığı: Sağlıklı doğma, büyüme ve gelişmenin desteklenmesi ve izlenmesi. Milli Eğitim Bakanlığı; milli ve kültürel değerlerin geliştirilmesi, düşünme, kişisel gelişim ve davranışların izlenmesi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu: Sokakta yaşayançalışan korunma altına alınan çocuklara yönelik çalışmaların sürdürülmesi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle