18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 KASIM 2007 SALI 6 HABERLER Kaçırılan 8 askerle ilgili süreçte yaşananlar ve müdahil isimler ‘gizli anlaşma’ olasılığını gündeme taşıdı SALI ORHAN BURSALI ‘Teslimat’ta soru işaretleri BAHADIR SELİM DİLEK Bağımlılık Tutulması! Erdal İnönü’nün cenaze töreninde eski ve yeni kuşak sosyalistlerden çok az insan vardı! Hemen hemen yoktular! Neden? Bu soru önemli! Çünkü solcuların ülkemizdeki bugünkü durumuna, milletle ve güncel siyasetle ilişkisine, bilimle ilişkisine bir açıklama getiriyor! Oysa Hrant Dink’in cenazesinde neredeyse hepsi vardı! Erdal Bey’e sahip çıkamayan bir sol düşüncenin ülke topraklarında tutulmasıyaşaması mümkün değil! Bu bir kriter bile olabilir! Kendi değerine sahip çıkmayı temel bir politika bile edinmeyi düşünememiş bir sol düşünceyse her zaman varlıkla yokluk sınırındadır! Erdal Bey solda olan bir bilimsiyaset insanıydı! Eğer ülkemizde sol daha akıllı ve güçlü olsaydı, Erdal Bey’in solsosyal demokrat düşünceleri ve tutumu daha net olabilirdi! 68 kuşağının temel sloganı neydi anımsayan var mı? Bellekleri tazelemek isterim: “Tam Bağımsız ve Demokratik Türkiye!” Deniz Gezmiş 25 yaşında asıldığında, uğrunda savaştığı slogan buydu! İnönü Ailesi idamları durdurmak için çalışıyordu! Erdal İnönü ODTÜ Rektörlüğü zamanında gençlere karşı hoşgörülüydü! Politik hayatında da, daha adil ve demokratik bir Türkiye ve dünya isteğini dile getirdi! ??? Peki bugün “Bağımsız ve Demokratik Türkiye” sloganı, günümüz solcuları açısından ne anlam ifade ediyor? 68 kuşağından geride kalanların büyük çoğunluğunun “Bağımsız Türkiye” ile bir bağlantıları kalmamış gibi. Sosyal demokratların da! Tarihsel gelişimi ve bugünkü “solcuları” inceleyen bir tarafsız gözlemci, Türkiye’nin bağımsızlığının gerçekleştiğini sanabilir veya en azından kafası karışabilir. İki sol parti dışında, ortalıkta en çok görünenlerin, hele toplumda köşebaşı veya dörtköşe olmuş eski solcu, bugünün pek çok akademik veya değil, kalem erbabının, “bağımsızlık” konusunda tek satır yazmadıklarını görür! Bunların hepsi birer “demokrasi savaşımcısı”, ama bağımsızlıkçı değil. Ama bir kısmı, Deniz Gezmiş’lerden sık sık bahsederek iyi bir “solculuk ticareti” erbabına dönüşmüş durumda! Hepsi bu kadar mı? Şüphesiz ki değil! Olsaydı, bu yazıyı, dahası pazar günkü yazıyı bile kaleme almak gerekmezdi! Tam tersine, ortalığı basmış “Salya”, bugün bağımlılıktan yana! Evet, “Bağımlı bir Türkiye” için savaşıyorlar! Neye bağımlı? ABD’ye, AB’ye bağımlı! Almanya’ya, Fransa’ya, Brüksel’e bağımlı! ??? Peki demokrasi savaşçısı olmaları kötü mü? Hayır, bin kez değil! Peki kötü olan ne? Demokrasi savaşını veya isteğini, “bağımlı bir Türkiye” temelinde sürdürmeleri! En büyük korkuları, Türkiye’nin AB’den bağımsız bir tutum alması! Korku dağları sarıyor! Aman, AB ne isterse verelim, yeter ki AB’ye bağımlı kalalım! Türkiye’nin çıkarları değil, Türkiye’nin AB’ye sürekli bağlı kalması önemli! ABD mi? “O da çok iyi rol oynuyor, özellikle Irak’ta Kürtlerin bağımsızlığı konusunda! Aman ABD’ye bağımlılık önemli!” Tezleri şu: Türkiye bağımlı kaldıkça, bağımlılığı arttıkça, ancak o zaman demokratik olabilir! Bunun için de her şey feda! Türkiye’nin bağımsız ve eşit davranmaya çalışan, çıkarlarını bu açıdan korumaya çalışan, kendi ayakları üzerinde durmaya çaba sarfeden bir ülke olması, en büyük korkuları! “Bütün ulus devletler iyidir! Ancak Türkiye’nin ulus devlet olması çok kötüdür! Türkiye ulus devlet oldukça, bağımsızlıkçı eğilimleri güçlendikçe ve kendi çıkarlarını korumaya yöneldikçe, demokratikleşmez, milliyetçi ve faşist olur. Bu nedenle Türkiye’nın sırtından ABD’nin, AB’nın, Batı’nın sopalarını eksik etmeyeceksin!” ??? Ben “Kurtuluş Savaşı mandacıları” hiç demedim! Ama hepsi, tam ve sapına kadar gerçek anlamda bugünün mandacıları! Ama görmüyorlar ki, bu ülke bağımsız olamadıkça, kendine güvenmedikçe, kendi gücüyle üreten ve yaratan bir ekonomi kuramadıkça, sürekli yok olma tehdidi altında bir özel sektörü oldukça, sağdan soldan durmadan tokatlanan ve tekmelenen bir ülke oldukça, asla demokratik de olamayacaktır! Bunu anlamak zor mu?! Hayır, “bağımlılık tutulması”na uğramış beden ve beyinlerin bundan kurtulması, belki de dünyanın en onulmaz hastalığıdır! Kim bilir! ANKARA Terör örgütünün kaçırdığı sekiz askerin önceki gün DTP’li milletvekillerine “karşılıklı imzalanan bir protokolle” teslim edilmesiyle birlikte, Dağlıca’daki çatışmanın ardından gelişen sürece ilişkin ortaya önemli soru işaretleri çıktı. Askerlerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı George Bush’un görüşmesinden bir gün önce DTP’lilere teslim edilmesi, ABD’nin Irak’taki en üst düzey komutanı General David Petraeus’un sürece müdahil olması ve Kürt Bölgesi Divan Başkanı Fuad Hüseyin’in askerlerin serbest bırakılması için bölgesel yönetim lideri Mesud Barzani ile Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin kişisel girişimde bulunduğunu açıklaması, “Washington yönetimi, AKP ve Iraklı Kürtler arasında gizli bir anlaşma mı yapıldı” sorusunu gündeme taşıdı. Bunların yanı sıra askerlerin bırakılması için devreye neden gazeteci ? Askerlerin, Başbakan Erdoğan ve ABD Başkanı Bush’un görüşmesinden bir gün önce DTP’lilere teslim edilmesi ve sürece müdahil ABD’li ve Kürt yetkililerin adları, “Washington yönetimi, AKP ve Iraklı Kürtler arasında gizli bir anlaşma mı yapıldı” sorusunu gündeme taşıdı. Askerlerin teslim edilmesi sırasında Barzani’ye bağlı peşmergelerin PKK’lilerle yakın içinde olması dikkat çekti. İlnur Çevik’in sokulduğu, Talabani’nin neden Bağdat’ta gazete çıkaran Hüseyin Sincari isimli eski bir Kürt politikacısını görevlendirdiği, DTP’lilerin hangi kaynaklardan nasıl haber alarak, askerlerin teslim edilme kararından bir gün önce Irak’ın kuzeyine geçtiği soruları da şimdilik yanıtsız kaldı. Askerlerin teslim edilmesi sırasında Barzani’ye bağlı peşmergelerin terör örgütü mensuplarıyla yakın ilişki içinde olması da dikkat çekti. Başkanı, Bağdat’ta Arapça çıkan El Ahali ve İngilizce çıkan Iraq Today isimli gazetelerin sahibi Sincari olan vakıf ile terör örgütü PKK temas içine girdi. Örgüt, rehin tutulan sekiz askerin teslim edileceği güvencesini verdi. Devreye Talabani’nin yakın dostu olan gazeteci İlnur Çevik de girdi. Çevik ilk iş olarak ABD’lilerle temas kurdu. Ardından ise Çankaya Köşkü’nü arayıp Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den randevu talep etti. Gül de Çevik’e, “Gerekli adımları at” dedi. Çevik, Tolerans Vakfı yöneticileri ile bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı. Bu gelişmenin ardından örgüt yöneticileri yeniden vakıf ile temas kurup, askerlerin 2 Kasım’da serbest bırakılacağı bilgisini verdiler. Ancak bu noktada sıkıntı çıktı. Çünkü PKK, aynı zamanda askerlerin tesliminde DTP’li milletvekillerinin de rol almasını istiyordu. DTP’li milletvekilleri haberdar edildi ve acilen bölegeye gelmeleri istendi. Bunun üzerine DTP milletvekilleri Aysel Tuğluk, Fatma Kurtulan ve Osman Özçelik, karayolu ile Erbil’e gittiler. Ortak plan oluşturuldu Bu arada PKK, bölgesel Kürt yönetimine askerin nasıl ve nerede teslim edileceği bilgisini ulaştırdı. Bölgesel Kürt yönetimi de eşzamanlı olarak Erbil ve Bağdat’taki ABD’nin askeri yetkilileri ile temasa geçerek, PKK’den gelen bilgileri paylaştı. Bunun üzerine Amerikalılar, askerlerin Türkiye’ye teslim edilmesi aşamasında devreye girmeyi kararlaştırdılar. DTP’li mil Abdullah Gül devrede Edinilen bilgilere göre askerlerin kaçırılmasından sonraki süreçte ilk önemli temas, yaklaşık 12 gün önce kuruldu. Ankara ile Talabani arasındaki gizli yürütülen bir dizi temas sonucunda, Erbil’deki Tolerans Vakfı öne çıktı. letvekillerine refakat ederek, terör örgütü ile temasta görüntüsü vermek istemediler. Türk irtibat görevlilerini de bilgilendiren Amerikalı subaylar, askerlerin Türkiye’ye nasıl teslim edileceklerine ilişkin ortak bir plan yapılmasını istediler. Askerlerin Musul’dan helikopterle Bamerni’ye getirilmesi ve burada Amerikalılardan teslim alınması üzerinde mutabakata varıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri, Erbil’e askeri uçak gönderip “Kürtleri muhatap alıyor” görüntüsü vermek istemedi. Milletvekilleri, 3 Kasım Cumartesi günü gece geç saatlerde Barzani’nin tahsis ettiği ciplerle askerlerin tutulduğu Türkiye sınırındaki PKK kampı yakınlarına götürüldü. Askerler, tutanak karşılığında DTP’lilere ve Tolerans Vakfı yetkililerine teslim edildi. Askerlerin Erbil’e getirilince Amerikalılar en üt düzeyde devreye girdiler. General Petreaus, askerlerin Erbil’den, Musul üzerinden Bamerni’ye getirilmesi sırasında yanlarında bulundu. Askerler burada Türk yetkililere teslim edildi. ŞAHİN’DEN ŞAŞIRTAN AÇIKLAMA: ASKERLERİN SORGUSU Bu duruma düşmemeliydiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, PKK tarafından kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan askerlerin kurtuluşuna fazla sevinemediğini söyledi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin 82. kuruluş yıldönümü törenine katılan Şahin, askerlerin serbest bırakılmasına ilişkin soruları yanıtladı. Şahin, “TSK mensuplarının herhangi birinin veya bir bölümünün bölücü terör örgütünün eline geçmiş olmasından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak büyük üzüntü duydum. TSK’nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Dolayısıyla kendilerinin kurtulmuş olmasından fazla bir sevinç duyamadığımı ifade etmek istiyorum. Bu benim kişisel düşüncem” dedi. Şahin, toplantı sonrası ise gazetecilerin sözlerine açıklık getirmesinin istemesi üzerine, “Ben bu askerlerimizin operasyonla ilgili o gece bu teröristlerle birlikte gitmiş olmasını bir Türk vatandaşı olarak içime sindiremedim” diye konuştu. Şahin, “Kaçırılmadılar, teslim mi oldular?” sorusu üzerine ise şunları kaydetti: “Böyle bir beyanda bulunamam. Bir Türk askerinin birkaç tane çapulcuyla birlikte gitmiş olduğu gibi bir izlenim beni rahatsız etti. O nedenle terör örgütünün propagandasına zemin hazırlandı. Bizim askerimiz, bizim Mehmetçiğimiz vatanı korurken gerektiğinde her an şehit olmayı göze alan bir askerdir. Tabii onların şu anda yurda dönmüş olmaları ailelerini, kendilerini mutlu etmiştir, vatandaşlarımız da bundan memnuniyet duymuş olabilirler ama benim içimde böyle bir uhde kaldı.” Adli süreç Diyarbakır’da yürüyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri Dağlıca’daki çatışmada kaçırılmalarının ardından iki hafta sonra serbest bırakılan 8 askerin bilgilerine başvurmak için Ankara’ya getirilmesi bekleniyor. PKK’nin Dağlıca’daki çatışmada kaçırdığı askerlerin Türkiye’ye getirilmesinin ardından olayla ilgili adli süreç devam ediyor. Olaya ilişkin soruşturmanın Diyarbakır’daki askeri mahkeme tarafından yürütüldüğü, bu kapsamda 8 askerin ifadelerine başvurulacağı öğrenildi. Bu incelemelerin sürmesi nedeniyle, soruşturmanın Ankara’ya taşınmasının söz konusu olmadığı bildirildi.Genelkurmay’ın gerek görmesi durumunda 12 askerin şehit olduğu olayda ihmal olup olmadığı yönünde Genelkurmay Askeri Savılığı’nca da soruşturma başlatılabileceği, bu kapsamda birlikte görev alan personelin ve getirilen 8 askerin ifadelerine de başvurulabileceği kaydedildi. Askerler hakkında Askeri Ceza Kanunu’nun hükümleri çerçevesinde soruşturma yürütülebileceği, kovuşturmaya gerek görülmesi durumunda haklarında dava açılabileceği kaydediliyor. Daha önce PKK’nin kaçırdığı askerlerle ilgili yapılan inceleme sonucunda “kovuşturmaya” gerek görülmemişti. Halen Diyarbakır’da bulunan 8 askerin önümüzdeki günlerde Ankara’ya getirileceği, kendilerinden burada olay hakkında bilgi isteneceği dile getirildi. Aynı zamanda askerlere, psikolojik yardımda da bulunulabileceği kaydedildi. Bakana protestoya sert müdahale Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin 82. kuruluş yıldönümü törenlerine katılan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin bir grup öğrencinin protestosu ile karşılaştı. Şahin’in konuşmaya başlamasından önce salon dışında bulunan bazı öğrenciler “YÖK kalkacak, polis çıkacak”, “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek” diye slogan attı. Bu sırada, salonda bulunan bir öğrenci yüksek sesle, Adalet Bakanlığı’nın çıkardığı yasalarla ilgili tepkisini dile getirdi. Bunun üzerine öğrenci, salonda bulunan sivil polisler tarafından ağzı kapatılarak dışarı çıkarıldı. Buna tepki gösteren bir grup da yine polis tarafından dışarı alındı. Salon dışına çıkarılan öğrenciler çevik kuvvet ekipleri tarafından yaka paça gözaltına alındı. (Fotoğraf: AA) ‘Başarısızlık TSK’ye mal edilemez’ Şahin’e CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu tepki gösterdi. “Türk askerlerinin başına ABD tarafından çuval geçirilirken acaba Şahin, bu ülkede bakanlık yapmıyor muydu?” diye soran Kılıçdaroğlu, “O zaman niçin bu tür açıklamalar yapmadı? ‘ABD’yi üzerim’ diye mi açıklamadan kaçındı? Hükümetin terör konusundaki başarısızlığı, TSK’ye mal edilemez’’ dedi. PKK ile ‘protokol’ 3 DTP’li vekile inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, PKK tarafından kaçırılan askerleri teslim alan DTP milletvekilleri hakkında inceleme başlattı. Savcılık, incelemeyi Türk Ceza Yasası ve Terörle Mücadele Yasası kapsamında yürütüyor. DTP Van Milletvekili Fatma Kurtulan, Siirt Milletvekili Osman Özçelik ve Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk hakkında suç unsuru belirlenirse dokunul mazlıkları nedeniyle haklarında fezleke düzenlenecek. TBMM’nin DTP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde karar vermesi durumunda, milletvekilleri hakkında “örgüt propagandası ve örgüte yardım” suçundan dava açılabilecek. Savcılık, yapacağı incelemenin ardından DTP’li vekillerin eylemlerinde suç unsuru bulunmadığı gerekçesiyle haklarında takipsizlik kararı verebilecek. CHP lideri, askerlerin serbest bırakılmasının zamanlama ve organizasyon açısından irdelenmesi gerektiğini söyledi Baykal: Amaç propagandaydı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kaçırılan 8 askerin sağ salim yurda dönmüş olmasından büyük mutluluk duyduklarını belirterek “Ama olay, bunu aşan bir anlam taşıyor. Bu 8 asker propaganda amacıyla kaçırılmıştır. Olayın esasına inmek lazımdır. Kaçırılma anında bu işin öyle kurgulandığı anlaşılıyor” dedi. Parti genel merkezinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, 8 askerin serbest bırakılmasına ilişkin sorular üzerine “Karşı karşıya olduğumuz tablo çok üzücü. 8 askerin sağ salim yurda dönmüş olmasından büyük mutluluk duyuyoruz ama olay, bunu aşan bir anlam taşıyor. Bu 8 asker propaganda amacıyla kaçırılmıştır. Olayın esasına inmek lazımdır. Kaçırılma anında bu işin öyle kurgulandığı anlaşılıyor” dedi. Baykal, 12 askerin şehit edilmesi, 16 askeri yaralanması, 8’inin de götürülmesine izin verecek olan organizasyon, bunu mümkün kılacak istihbaratın nasıl gerçekleştiğinin düşünülmesi gerektiğini ifade etti. Terörle mücadelenin PKK’nin propaganda ihtiyacına ve zamanlamasına bırakılamayacağına işaret eden Baykal, şunları kaydetti: “Bu olay baştan aşağı zamanlamasıyla, istihbaratıyla, organizas obursali?cumhuriyet.com.tr MHP’Lİ TOSKAY: ‘KİMLERİN PKK’YLE İÇLİ DIŞLI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, kaçırılan 8 askerin serbest bırakılacağını DTP’li üç milletvekili bölgeye gitmeden önce de bildiklerini savundu. DTP’lilerin “suçüştü yakalandıklarını” belirten Çiçek, ortaya çıkan görüntülerin “Kimlerin terör örgütüyle içli dışlı, sarmaş dolaş olduklarının en güzel kanıtı” olduğunu söyledi. Çiçek dün yaptığı açıklamada, kaçırılan sekiz askerin serbest bırakılacağını önceden bildiklerini söyledi. Çiçek, DTP’lileri kastederek, “Askeri, diplomatik ve siyasi çabaların sonucu olarak dünkü (önceki günkü) olay meydana gelmiştir. Bunun dışındaki her türlü görüntü, bir başka maksat içindir. Kimsenin bu noktadaki tavassutu, gayreti ile dünkü (önceki günkü) memnuniyet verici husus meydana gelmemiştir. Onların niyeti başka. Orada olanlar suç üstü yakalanmıştır’’ dedi. Askerlerin serbest bırakılışından yansıyan görüntülerde gözardı edilmemesi gereken bir nokta bulunduğunu belirten Çiçek, kaçırılan askerleri almak üzere Kuzey Irak’a giden DTP milletvekillerinin Abdullah Öcalan’ın posterinin bulunduğu bir masada PKK ile birlikte tutanak imzalamasına dikkat çekti. Bakan Çiçek, “Kimlerin terör örgütüyle iç içe olduğu da çok açık gözüküyor. İnsani boyut ön plana çıkarılarak herkes bir şeyler yapıyor gözükse de bu işin arkasında terör örgütleriyle kimin içli dışlı, kimin sarmaş dolaş olduğununun o olaylar en güzel kanıtıdır” diye konuştu. Çiçek, “Terör örgütünün yerini bilmiyoruz, nerede olduğunu bilmiyoruz” diyenlerin, nasıl bir görüntü çizdiklerinin ortada olduğunu ifade etti. derken sadece PKK propagandasını kastetmiyorum. Herkesin bu olaydan bekleyişi olduğu anlaşılıyor.’’ nuz?” sorusu üzerine, “Bu olayın, başından beri propaganda amacıyla yapıldığı anlaşılıyor. Ama sadece PKK’nin propagandasıyla açıklamak yeterli görünmüyor. Karışık işler. Hükümetin bu olayda nerede durduğunun iyi anlaşılmasına ihtiyaç var. Oraya gidenler hükümetin bilgisi dahilinde mi gitmişlerdir? Giderken bilgi vermişler midir?” diye konuştu. DTP suçüstü yakalandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay, rehin askerlerin serbest bırakılması için devreye giren DTP milletvekillerinin “suçüstü yakalandığını” belirtti. MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay yaptığı açıklamada, teslim sırasındaki fotoğrafa dikkat çekti. Toskay, “DTP’nin bu olaydaki rolü bu partinin bir ayağının TBMM’de diğer ayağının ise terör örgütü ile ilişkide olduğunu göstermektedir. Bu partinin parlamenter sistemin bir parçası olup olamayacağı sorusunun doğru cevabının verilmesi önem kazanmış bulunmaktadır” dedi. Toskay, DTP’lilerin nezaretinde askerlerin serbest bırakılmasını “tam bir orta oyunu ve Apo posterli şov” olarak nitelendirdi. Toskay Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ise “Sayın Başbakan, TBMM çok büyük bir destekle size teröre darbe vurmanız için yetki verdi. Ancak siz, ABD’den izin almak peşindesiniz. İzinle yapılacak uygulamalar çare olmaz. Sayın Başbakan ve AKP iktidarı bugün Türkiye’nin içine düşürüldüğü aczin ve kara tablonun sorumlusudur” diye seslendi. ‘Hükümet PKK’yle temasa geçti’ CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu da AKP’nin, “DTP aracılığıyla terör örgütü PKK ile bağlantı kurduğunu’’ belirterek “Hükümet, milletvekillerini Kuzey Irak’a niye gönderdi?’’ diye sordu. Kılıçdaroğlu, DTP’li milletvekillerinin “Biz buraya (Irak’ın kuzeyine), hükümetin bilgisi dahilinde geldik’’ dediklerini kaydederek “Açıkça anayasa ihlal edildi. Hükümetin, terör örgütüyle dolaylı irtibat kurduğunun bir başka kanıtı da Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün bir grup milletvekiline yaptığı açıklamadır. Gönül, askerler için ‘Tahmin ediyorum, 2 gün içinde serbest bırakılacaklardır’ demiştir. Gönül bu bilgisini, öyle sanıyorum DTP ile yapılan görüşmelerin ışığında vermiştir’’ dedi. yonuyla ve belli bir amacı sağlamak üzere bir propaganda yöntemi olarak kullanılmasıyla irdelenmelidir. İrdelenmesiyle çıkacak sonuç, terör karşısında etkin bir politika uygulanmasının kaçınılmazlığıdır. Niçin kaçırdılar, niçin bırakıyorlar? Bı rakmak için kaçırdılarsa bırakarak neyi amaçladılar? Kendi propagandalarının ötesinde, onları böyle bırakma noktasına ikna eden güçler nelerdir? O güçler, gerçekleşmesini önleme bakımından üzerlerine düşeni yapmışlar mıdır? Propaganda ‘Yalnızca PKK değil’ CHP lideri Baykal, “Bunu söylerken ABD’yi de mi kastediyorsu CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle