19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MAYIS 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tetikçi Arslan’ın soruşturma dosyasının yalnızca anlatmak istedikleriyle sınırlı olduğu anlaşıldı 9 İP GENEL BAŞKANI PERİNÇEK ‘Allah’ın askerleri’ yapılanması İLHAN TAŞCI ANKARA Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Arslan ve birlikte hareket ettiği sanıkların, kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde ‘‘Allah’ın askerleri’’ yapılanmasından söz ettikleri saptandı. Arslan, bu yapılanmadan ‘‘haberinin’’ olmadığını savunurken, türban kararını yanlış olarak nitelendirerek ‘‘Allah’ın kanunu üstünde bir kanun ya da karar yoktur’’ dedi. Danıştay ve Cumhuriyet’e yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Arslan’ın dosyası, ‘‘istedikleri dışında’’ bir şey söylemediğini ortaya koydu. Cumhuriyet’in ulaştığı belgelere göre Arslan, 1998 yılında gidiş karayoluyla dönüş havayoluyla olmak üzere Avusturya’ya ‘‘tatil amacıyla’’ gittiğini anlattı. İdeolojik yapısını ‘‘Devlet benim devletim. Ülke benim ülkem. Bayrak benim bayrağım. Millet benim milletim’’ diye aktaran Arslan, silahlı eğitim almadığını, örgütsel yapılanma içerisinde olmadığını savundu. Saldırıda kullandığı silahları İstanbul’da bir silah kaçakçısından aldığını belirten Arslan, silah ve bombaları alışını şöyle anlattı: ‘‘İstanbul’da bir silah kaçakçısından 2 Glock silahı aldım. Bana göre karar (türban kararı) yanlış bir karardı. Allah’ın kanunu üstünde bir kanun ya da karar yoktur. Şu anda si ? ‘Allah’ın askerleri’ yapılanmasından ‘haberinin’ olmadığını söyleyen Arslan, türban kararını yanlış olarak nitelendirerek ‘‘Allah’ın kanunu üstünde bir kanun ya da karar yoktur’’ dedi. Silahlı eğitim almadığını, örgütsel yapılanma içerisinde olmadığını savunan Arslan, Danıştay’a saldırıyı bir daha benzer kararları vermelerine engel olmak için gerçekleştirdiğini söyledi. ze ismini vermek istemediğim arkadaşlarıma, bana iyi bir silah lazım olduğunu, bunu tedarik edebileceğim kişi ya da kişileri sordum. Onlar da bana Maltepe civarında bir yerde buluşma verdiler. Ben de bu buluşmaya geldim. Bana şahsı tarif etmediler. Şahıs sokağa girdiğimde benim yanıma geldi. Bana 2 adet Glock marka tabanca, 3 adet el bombası verdi. Ben de kendisine tabancalar için 7 milyar, el bombaları için 2 milyar lira para verdim.’’ KARARLARI ENGELLEMEK ‘BENZER İÇİN EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRDİM’ Arslan, Danıştay’ın yerini ‘‘sorarak’’ öğrendiğini belirtirken, olaydan bir gün önce İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu ile binaya geldiğini ve planına baktığını söyledi. 2. Daire Başkanı Mustafa Birden’in aracını belirlemek için Danıştay Parkı’nda bir süre oturduğunu belirten Arslan, ‘‘Ancak başkan çıkmadı, bu nedenle arabayı tespit edemedim’’ dedi. Yakalanmadan kaçması durumundaki hedefine ilişkin ise Arslan, ‘‘Benim herhangi bir planım yoktu. Eylem hedefim de yoktu’’ demekle yetindi. Saldırıya iten nedeni Arslan, ‘‘Bu eylemle bir daha benzer kararları vermelerine engel olmak için eylemi gerçekleştirdim’’ diye açıkladı. Arslan’ın saldırıda kullandığı aracında İstanbul Emniyet Müdürlüğü tanıtım yazısı ve giriş kartı olduğu ortaya çıktı. Arslan, bu yazıyı nereden aldığına ilişkin soruya, ‘‘Bu araç kartını kimden aldığımı hatırlamıyorum. Bu kartı almamın nedeni, arabamın çekilmemesi ve yanlış park ettiğimde ceza yememek için kullanmaktı’’ yanıtını verdi. ‘‘Ulusal Haberbasın press’’ kartını nereden aldığı sorusuna ise Arslan, ‘‘Bu kuruluşla ilişkim yoktur. Bu kartları bana arkadaşlarım olan ... isimli şahıslar tedarik edip vermişlerdir’’ karşılığını verdi. Arslan’ın cep telefonuyla yaptığı görüşme ve mesajlar da mercek altına alırken, ‘‘ilginç’’ ve şifrelemeye de benzeyen yazışmalar dikkat çekti. Arslan, ‘‘Yanlış yerde miyim, şimdi, nerede olunmalıydı’’ mesajlarının kız kardeşiyle ‘‘şakalaşma’’ için olduğunu savundu. Saldırıdan 2 gün önce Erhan adlı kişiye gönderdiği bir mesajda, ‘‘Buradayım, bugün ya da yarın görüşeceğiz, hazırlan’’ dediği anlaşıldı. Mesajı gönderdiği kişinin Erhan Timuroğlu olduğunu kaydeden Arslan, ‘‘Kendisini bulup Ankara’ya getirmek için’’ mesajı attığını öne sürdü. Saldırıdan bir gün önce ilki saat 02.00’de olmak üzere yoğun mesajlaşmadaki ‘‘Tarkan işinize yarar mı, bekliyorum, bir eksiğin var mı, içerde mi dışarda mı, yanlış mı doğru mu, akşam yolcunun, uygun yer mi, uygun galiba, neyi eksik yapıyorum, içerde mi, yolda o zaman, tekrar dönmek için geleyim mi’’ mesajlarının da ‘‘kız kardeşiyle şakalaşma’’ olduğunu iddia etti. Arslan, emniyetteki sorgusunda kendisiyle birlikte gözaltına alınan kişilerle yaptığı görüşmelerde ‘‘Allah’ın askerleri’’ isimli bir yapılanmadan söz edildiğinin anımsatılarak, bu yapılanmayı açıklamasının istenmesi üzerine, ‘‘Benim böyle bir yapılanmadan haberim yok. Hiç duymadım. Bu arkadaşlarla böyle bir şey demedim’’ dedi. ‘‘Ben kendimi sıradan bir Müslüman, bir Türk genci olarak addediyorum. Ben ağırlıklı olarak sağ görüşü yansıtan, dini içerikli yayınları okuyorum. Bazen de liberal ve sol, dünya edebiyatı konularında yayınları okuyorum’’ dedi. ‘Arslan’ı Bulgaristan’da MOSSAD eğitti’ İ ARSLAN CEZAEVİNDEN KONUŞTU ‘Örgütün adını bulsunlar konuşalım’ ? Sincan F Tipi Cezaevi’nde kendisini ziyaret eden meslektaşlarına yaptığı açıklamada PKK ve Ulusalcılarla irtibatlandırılmasına kızdığı belirtilen Arslan, “Sakladığım bir şey yok. ben yaptım, kendim yaptım. Kimsenin suçu yok. Saldırı, sadece türban konusuna kişisel tepkimdir Bana örgüt yakıştırmak isteyenler önce adını bulsun” dedi. NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutulan, Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan, kendini ziyaret eden 4 meslektaşına açıklamalarda bulundu. PKK ve Ulusalcılarla irtibatlandırılmasına kızdığı belirtilen Arslan, ‘‘Bu devlete karşı bir hareket değildir. Benim için de böyle bir şey düşünülemez. Sadece türban konusuna kişisel tepkimdir. Bu böyle bilinsin. Bana örgüt yakıştırmak isteyenler önce adını bulsun, öyle konuşalım’’ dedi. ANKA Ajansı’nın haberine göre olayda adı geçen eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile yalnızca 2005 yılının kasım ayında bir görüşmesinin olduğunu anlatan Arslan, ‘‘Adam ulusalcı, bense milliyetçiyim. Yıllar önce bir galeride tanıştık. Aramızda siyasi olarak bile yakınlık yok. Sakladığım bir şey de yok. Ben yaptım, kendim yaptım. Kimsenin suçu yok’’ diye konuştu. Ev aramasında içki ve porno CD’lerin bulunduğu yönündeki bilgilere çok şaşırdığını söyleyen Arslan, merak edip sorduğunu, ancak savcılıktan ‘‘Tespit tutanaklarında böyle bir kayıt yok’’ yanıtını aldığını söyledi. Arslan, ‘‘Daha neler yazacaklar merak ediyorum. Ama bir süre sonra gerçekler ortaya çıkar’’ dedi. Emniyetteki sorgusunda genelde kendisine iyi davranıldığını söyleyen Arslan, ‘‘Her şeyi tek tek anlatan birine neden baskı yapsınlar ki? Sordukları her şeye de cevap verdim. Ancak sadece kız kardeşime çektiğim bir mesaja ilişkin ısrarlı sorular beni çok üzdü ve polislerle gereksiz gerginlik yaşadık’’ dedi. Bir de kendisi yüzünden ‘‘bir çuval insanın’’ gözaltına alınmasına üzüldüğünü anlattı. ‘‘Yanımdaki arkadaşımın bir çorba ısmarladığı adamı bile aldılar’’ diyen Arslan, ‘‘Yaptığımı eleştirmek kimsenin hakkı değil, böyle olmasına karar verdim ve oldu. Olmayabilirdi de. Yazgı böyleymiş, yapacak bir şey yok’’ dedi. Eğitimcilerden mumlu protesto E A ğitimSen İstanbul 2 No’lu Şubesi üyeleri, önceki akşam Kadıköy İskele Meydanı’nda meşaleler ve mumlarla toplanarak gazetemize ve Danıştay 2. Dairesi’ne yapılan saldırıları protesto ettiler. CHP’lilerin de desteklediği protesto gösterisinde konuşan EğitimSen İstanbul 2 No’lu Şube Yöneticisi Rıza Zeyrek, adı konmayan hukuk dışı güçlerin Türkiye’yi TürkKürt, AleviSünni kamplaşmasına itmek istediklerini söyledi. ‘‘Halkı laiklikşeriat ikilemi üzerinden birbirine kırdırarak siyasal hesaplarına geniş emekçi kesimleri yedeklemek istiyorlar’’ diyen Zeyrek ‘‘Türkiye’nin barışa, kardeşliğe, demokrasiye gereksinimi var.” dedi. Taksim Tramvay Durağı’nda toplanan ESP üyeleri tarafından yapılan açıklamada, Danıştay saldırısının sorumlusunun ‘‘devlet içinde örgütlenen tüm demokrasi dışı güçler’’ olduğu ifade edildi. (Fotoğraf: SALİM HALİMOĞLU) stanbul Haber Servisi İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Arslan’ın İsrail gizli servisi MOSSAD destekli ‘‘Alpiras’’ adlı firmada özel eğitim gördüğünü öne sürdü. Perinçek, istihbarat birimlerinin Danıştay’a düzenlenecek saldırı bilgisine ulaştığını ve bu bilgiyi Başbakanlık’la paylaştığını belirtmesine karşın Başbakanlık’ın önleyici çalışma içine girmediğini iddia etti. Perinçek partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada, soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan alınarak hakkında düzenlenen sicil raporunda ‘‘irticai akımlara (Fethullah’a) yakın’’ ifadeleri bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na verildiğini belirterek, ‘‘saldıran Fethullahçı, soruşturan Fethullahçı’’ dedi. Soruşturmanın el değiştirmesinin ‘‘yetki gaspı’’ olduğunu ifade eden Perinçek, ‘‘Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma yetkisi gasp edilmiştir’’diye konuştu. Arslan ve ekibinin Bulgaristan’da faaliyet gösteren ‘‘Alpiras’’ adlı firmada özel eğitim gördüklerini belirten Perinçek, ‘‘Bu özel eğitime katılanlar, Fethullahçılar içinden seçilmiş, ‘davranış bozukluğu olan’ psikopat karakterde, çeşitli tertip ve silahlı eylemlerde kullanılmaya elverişli tipler.’’ diye konuştu. MOSSAD’ın eğittiği ekibin Türkiye’de Gonca Bahar kimliğini taşıyan bir kadınla ilişkili olduklarını belirten Perinçek, bu ekibin kullandığı hesaba da 4 trilyon TL yatırıldığını söyledi.Perinçek, ‘‘Danıştay baskınını gerçekleştiren suç örgütü hakkında izleme bilgileri var. Buna karşın, ne MİT, ne Emniyet, MOSSAD tarafından eğitilen suç örgütüne karşı gerekli tedbirleri almadı ve saldırıyı önlemek için herhangi bir uygulamada bulunmadı’’ dedi.Perinçek, Arslan ve ekibinin iki önemli Cumhuriyet kurumuna yönelik saldırı hazırlığı içinde bulunduklarını ileri sürerek, ‘‘Bu eylemlerin hangi devlet kuruluşlarını hedef alacağı biliniyor, bu bilgi bizde de var’’ diye konuştu. ‘SUSURLUK BENZETMESİ YETERSİZ’ ‘12 Mart öncesini anımsatıyor’ aber Merkezi Hukukçular ve siyasiler, Danıştay’a yapılan saldırı ile ilgili soruşturma sürecinin etkilerden uzak, yargı bağımsızlığı içinde yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti. Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Kayseri Barosu’nu ziyaretinde yaptığı açıklamada, çeşitli gruplar tarafından yapılan saldırıya ilişkin yorumları son derece yanlış bulduğunu ifade ederek, ‘‘Yapılan yorumlar, yargının işini güçleştirerek soruşturmanın seyrini değiştirebilir.” dedi. DSP lideri Zeki Sezer de yaptığı yazılı açıklamada, ‘‘İktidar ve ana muhalefetin, Danıştay’daki saldırı olayının neden ve sonuçlarından siyasal çıkar sağlama çabası ve yarışı içine girdiklerini hayretle izliyoruz’’ dedi. Hazırlık soruşturmasının gizli olması gereğine rağmen Başbakan’ın, bakanların ve valilerin soruşturmanın içinde olduğunu iddia eden Sezer, ‘‘soruşturmanın gizliliği ve yargının bağımsızlığı’’ ilkelerinin ihlal edildiğini söyledi. Eski CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay da, dün yaptığı yazılı açıklamada saldırıyı ‘‘demokrasiye karşı suikast’’ olarak nitelendirdi. Günay, saldırının ‘‘örgütlü, kapsamlı büyük bir kışkırtma girişimi’’ olduğunun anlaşıldığını vurguladı. Susurluk benzetmelerinin yetersiz olduğunu kaydeden Günay, şu değerlendirmeleri yaptı: ‘‘Danıştay saldırısının arkasındaki kirli amaç bundan daha derin, daha karmaşık ve daha karanlık görünmektedir. Saldırı, 12 Mart öncesi olayları anımsatmaktadır.’’ H Tekin serbest bırakıldı Hükümetin en güçlü şüphelisinin serbest bırakılmasıyla Danıştay saldırısını ‘saptırma’ çabaları boşa çıkmış oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Daire Başkanı ve üyelerine yönelik silahlı saldırı olayıyla ilgili gözaltına alınan, soruşturmanın ‘‘kilit ismi’’ olarak yansıtılan eski yüzbaşı Muzaffer Tekin, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bakanların, tetikçi Alparslan Arslan’ın saldırıyı türban nedeniyle yaptığını söylemesine karşın bunun doğru olmadığında ısrar ederek ‘‘ihanet çetesi’’ tanımlamasıyla olayı ‘‘saptırma’’ çabası böylece boşa çıkmış oldu. Tekin’in emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve eski özel harekâtçı, Susurluk davası hükümlüsü İbrahim Şahin ile yakın ilişkisi nedeniyle Danıştay ve Cumhuriyet saldırılarını ‘‘derin devlet işi’’ gibi yansıtma çabalarının yersizliği, eski yüzbaşının serbest kalmasıyla netleşti. SAAT SORGULANDI 3 Küçük ve Şahin ile fotoğ ‘P Olayda diğer kişilerin merminin dolaşması sonucu ARLAK’IN OLAYLA İLGİSİ YOK’ Tekin’i adliye çıkışında, ailesi ile soruşturma kapsamında çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan Zekeriya Öztürk ve kalabalık bir grup karşıladı. (Fotoğraf:AA) yaralanmış olabileceğini söyleyen Arslan, ‘‘Ben odada sadece 3 el ateş ettim. Ardında da çıkarken sekreterin bulunduğu bölümde 2 el ateş ettim. Başka da sıkmadım’’ dedi. Arslan’ın, halen aranan ve olayın kilit ismi olduğu ifade edilen Ayhan Parlak ismine ilişkin yazılanlara ise ‘‘kahkahalarla’’ güldüğü aktarıldı. Parlak ile ilişkisini ‘‘Bu ismin benim açımdan hiçbir önemi yok. Kendisiyle görüştüğüm doğrudur, ancak olayla uzaktan yakından ilgisi yok. Zaten zamanla bu da netleşecektir’’ sözleriyle değerlendirdi. Kendisinin saldırı sırasında hiçbir şekilde bağırmadığını ya da slogan atmadığını söyleyen Arslan, ‘‘En çok ağrıma giden, beni PKK ile bağlantılandırmalarıydı. Ben asla İran’a gitmedim. Bunların akılla da bir bağlantısı yok. Böyle bir kayıt ya da benzeri belgesi olan varsa buyurup ortaya koysun. Olmayanlar da lütfen sussun’’ dedi. rafları basına yansıyan Muzaffer Tekin, Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince dün öğle saatlerinde geniş güvenlik ön lemleri altında Adalet Sarayı’na getirildi. Tekin, Adli Tıp Kurumu’nda sağlık kontrolünden geçirildi. Daha sonra terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Özcan tarafından yaklaşık 3 saat sorgulandı. Özcan, sorgunun ardından Tekin’i tutuklanması istemiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Yedek Hâkimliği’ne sevk etti. Tekin’in savcılıktan, ‘‘suç örgütüne yardım ve yataklık’’ gerekçesiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği’ne sevk edildiği belirtildi. Hâkim Rüstem Çiloğlu tarafından ifadesi alınan eski yüzbaşı Muzaffer Tekin, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tekin’i adliye çıkışında, ailesi ile soruşturma kapsamında çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan Zekeriya Öztürk ve kalabalık bir grup karşıladı. Muzaffer Tekin’e ‘‘komutanım’’ diye seslenen grup, ‘‘Türkiye seninle gurur duyuyor, Kahraman, yiğit asker’’ diye sloganlar attı. İlk olarak emniyete ait bir araca bindirilen Tekin, daha sonra bu araçtan inerek kendisini almaya gelen araçla adliyeden ayrıldı. Bu arada basın mensupları ile Tekin’i karşılayanlar arasında arbede yaşandı. Bu arbede sırasında Tekin’in göğsünü tuttuğu görüldü. Danıştay 2. Dairesi üyeleri ve Cumhuriyet’e yönelik saldırı olaylarıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında aranan Muzaffer Tekin, bıçakla yaralı halde İstanbul’daki Acıbadem Hastanesi’ne getirilmişti. İlk tedavisinin ardından Ankara’ya gönderilen Muzaffer Tekin, Danıştay’a yönelik silahlı saldırı olayıyla ilgili gözaltına alınmıştı. İfadesine başvurulan Muzaffer Tekin’in Danıştay 2. Daire Başkanı ve üyelerine yönelik silahlı saldırının faili Alparslan Arslan’ı tanıdığını, ancak kendisinin Cumhuriyet’e saldırı ve Danıştay olayıyla bağlantısı olmadığını söylediği belirtilmişti. Başbakan Erdoğan, Danıştay’a yönelik saldırıyı gerçekleştiren Alparslan Arslan’ın ‘‘türban kararı nedeniyle yaptım’’ ifadesini kabul etmeyerek, saldırının ‘‘ihanet çetelerince hükümete karşı yapıldığını’’ savunmuştu. EMNİYET SÖZCÜSÜ ÇALIŞKAN ‘Saldırılar terör örgütü işi’ A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Danıştay’a silahlı saldırı düzenleyenler ile Cumhuriyet’e bombalı saldırıda bulunanların ‘‘terör ve örgüt’’ tanımlarıyla örtüştüğünü vurgulayarak ‘‘Bu kişiler terör örgütüdür’’ dedi. Çalışkan, Danıştay saldırısının ardından bugüne değin 19 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Çalışkan, tutuklanan kişilerin Cumhuriyet’e yönelik saldırılara da karıştıklarının belirlendiğini kaydetti. Yakalanan kişilerin terör örgütünden olup olmadığı, örgütse örgütün niteliği ve ideolojisi hakkında sorulan soruları yanıtlayan Çalışkan, yasaya göre iki veya daha fazla kimsenin terör suçunu işlemek amacıyla bir araya gelmesinin de örgüt kapsamında değerlendirildiğini vurguladı. Danıştay’a silahlı saldırı düzenleyenler ile Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırıda bulunanların yasada yer alan ‘‘terör ve örgüt’’ tanımlarıyla örtüştüğünü vurgulayan Çalışkan, ‘‘Bu kişiler terör örgütüdür’’ dedi. Örgütün hangi görüşe mensup olduğu konusundaki bir soruya da Çalışkan, ‘‘Burada örgüt ismi vermek değil, örgütün bağlantılarını ortaya koymak lazım. Kendileri zaten adlarını koyuyorlar’’ dedi. Çalışkan, ‘‘Saldırganın tarikat bağlantısı var mı’’ sorusuna, ‘‘Böyle bir tespit yok’’ dedi. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle