19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2005 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denızlı PB PB PB PB B B B B 32 33 31 34 37 38 40 37 Sinop PB 29 Adana B 37 Zonguldak PB 27 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas PB Y Y PB PB B PB 29 28 27 32 32 33 30 B 36 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıirt Hakkân Van B B B B B PB PB 35 40 39 38 38 32 27 Y 24 Yurdun kuzey ve doğusu parçalı çok bu- lutlu, Doğu karadene Oslo ıle Doğu Anadolu'nun Helsinkl DIS MERKEZLER Y 20 doğusu sağanak ve ş t o c k h o | m gok gunjitulu sağanak • -, yağışlı, dığer yerler az L o n a r a bulutiu ve açık geçe- Amsterdam Y Y 21 23 Y 22 Y 18 cek Hava sıcaklığı ya- Brüksel Y 21 ğışalanyerterdedeğış- PariS PB 23 meyecek. dığer yerler- Bonn de bıraz artacak Münıh PB 21 Y 26 Zürih Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y B Y Y PB Y B 21 23 33 23 26 27 28 35 Y 25 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Trflıs Kahıre FB PB PB Y PB Y Y B 24 36 21 31 31 25 26 35 PB 38 TaşKent Tahran t AçıK Parçalı bulutlu t Çok bulutlu . Ya<3rr>urlu > Gok gurultulu GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK I Baştaraft 1. Sayfada rasyonu Meclis karanna dayandırarak gerçekleşti- recek ve ama, ABD'nin bundan sonraki sürece iliş- kin askeri talepleri ise daha kolaylıkla karşılanacak. 1 Mart tezkeresinin reddinden sonra ABD istek- lerini karşılayamayan AKP iktidarı, Kuzey Irak ve PKK sorununu bahane ederek ABD'ye askeri ko- laylıklar sağlamanın yollarını arıyor. Bu önen hükümetten veya askerden gelmiyor. Prof. Burhan Kuzu'nun paketinde yer alıyor. Ne kı Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in baş- kanlığında yapılan -hükümet artı partı içerikli- top- lantıda yabancı askerlerin Türkiye'de konuşlanma- sı koşullanna esneklık getırmeyi amaçlayan mad- de, anayasa değişiklik paketine alınıyor. 1 Mart tezkeresı kabul edilseydi ne olacaktı? Gü- neydoğu'da birçok ilde yüz binlerce Amerıkan as- keri konuşlanacak, fakat ABD Irak'tan askerini çek- se de uluslararası terorızmle savaşım gerekçesıy- le Güneydoğu illerimizi, kimi hava ve deniz liman- lanmızı terk etmeyecektı. Türkiye'nin önemli bir bölümü ABD ışgali altında kalacaktı. • • • Medya bir başka olaya da şapka çıkarmakta ge- cikmedı. -Aydın, düşünür, Flash TV'ye göre Güney- doğu Melekleri- Adları her neyse; bir zaman PKK yandaşı, terör örgütü istihbarat uzmanı, dönek, en- tel mi dantel mi, Ermenilere beyaz bayrak sallayan, dış vakıflardan ve AB'den parayla beslenen, Kıb- rıs'ın satışına taraftar... bir avuç yazar, çizer, roman- cı, tabip falan filanlarla düzenlediği toplantıyla RTE; kuşku yok, Diyarbakır gezısine bir zemin hazırladı. Haber verıliyor ki; RTE'miz, bu her telden çalan insanlar grubuna Kürt sorununu kabul ettiğini ifa- de buyurmuş. Malumu ilan eylemiş. Neymış? llk kez Kürt sorunu diyormuş. Yok efendim. Iki kez; ilkin- de ret, ikincide kabul! Nısan ayında Norveç'ı onurlandırdığı sırada Kür- distan Ulusal Kongresı Temsilcısı Mahmut Çolak, "Türkiye'de Kürt sorunu vardır" diye bağırınca sı- nirlenmiş RTE, bu çıkışı, "Kürtsorunu vardırdersek bu sanal sorunlar olarak ortaya çıkanlrnıştır. Bizim için böyle birsorun yoktur" dıye yanıtlamamış mıy- dı? Dikkat efendim, demek ki; nisandan ağustosa... Sanal Kürt sorunu diye söz ederek reddettiği Kürt sorunundan, Diyarbakır öncesi kabul ettiği Kürt so- runu vurgulamasına kadar... müthiş bir değişim sü- reci yaşadı RTE. Beş ayda bu kadar büyük çark edışi, bir ana gö- rüşten zıddı bir görüşe dönüşü ancak ve ancak Is- lam cumhuriyetinden laik cumhurıyete dönebilen RTE gibi bir usta başarabilir. Helal olsun! • • • Açıklamalara bakarak bir sonuca varmayı dene- yelim: Her telden kımlik sahibi heyet üyeleri PKK'nin silahları bırakmasını istiyorlar. PKK'nin silahları ko- şulsuz bırakmasını sağlamak için... önce ve önce- likle... hükümetın "ctemo/craMc"adımlaratmasını is- tiyorlar. Hükümete koşullar getiriyorlar. • • • Gazete manşetlerini süsleyen heyetsel girişimler, beklenen sonuçlan verecek mi? Başka hesaplann peşinde olan PKK vurmaya, öldürmeye devam edecek. Terör devam ettiği sü- rece Güneydoğu'da yatırım gerçekleşmeyecek, ış- sızlik, yoksulluk, geri kalmışhk ortadan kalkmaya- cak! Başlarında bir prof.; heyet-i nasiha ile, sözcük oyunları ile terör önlenebilseydi... El Kaide'ye ağır darbe Türkiye'yi de kapsayan bölgenin 'eylem organizatörü' olduğu ortaya çıkan Suriye uyruklu Sakka, tsrail gemilerine yönelik saldın düzenlemeyi planladıklannı itiraf etti ECEVİT KILIÇ/ HİLAL KÖSE El Kaide operasyonunda ya- kalanan Suriye uyruklu Louasi Sakka'nın. Türkiye'nin de ıçın- de bulunduğu bölgenin "eylem organizatörü" olduğu ortaya çıktı. Sakka, Antalya"daki evde ele geçirilen 875 kilo bombayla Türkiye sahilindeki Israil gemi- lerine saldın düzenlemeyi plan- ladüdannı itiraf etti. Eylemleri planlayan Sakka ve kuryesinin yakalanıp tutuklanmasına karşın saldınlan gerçekleştirecek olan 2 ayn hücre ise hâlâ çözülmedi. Operasyonlar, tsrail gizli ser- visı MOSSAD'ın MtT'e aktar- dığı bilgiler ışığında yaklaşık 2 hafta önce başlatıldı. Çalışmala- nnı Antalya ve Hatay'da yoğun- laştıran polisin operasyonlan başlatmasına, Antalya Liman Mahallesi'nde 3 Ağustos'ta ge- ce geç saatlerde meydana gelen patlama neden oldu. Patlama- dan sonra evde yaşayan 4 Iran- lı ise kaçtı. Araştırmalan derin- leşriren polis, evin El Kaide mi- litanlannca kullanıldığını tespit etti. CIA ve MOSSAD'ın da destek verdiği operasyonda Su- riye uyruklu Homed Obysi, Hatay Cilvegöz Sınır Kapı- sı'nda yakalandı. 2003 yılında- ki Istanbul patlamalannda El Kaide yöneticileri ile örgütün Türkiye yapılanmasının lideri Habib Aktaş arasında kuryelik yapan Obysi, polise Louasi Sak- ka'nın adını verdi. Polıs, Sak- ka'yı Diyarbakır'da, Istanbul'a gelmek için bındiğj uçakta ya- kaladı. "Ekrem Ozer" sahte kimliğiyle yakalanan Sakka'nın Türkiye 'nın de ıçınde bulundu- ğu bölgenin "eylem organiza- törü" olduğu ileri sürüldü. Da- ha önce Irak'ta bulunan ve El Kaide'nin önemli bir ısmi olan Sakka, patlama sırasında Antal- ya'daki evde olduğunu kabul et- ti. Ifadelerden hareketle polis, bu kişilerin Antalya'da başka bir ev daha kiraladıklannı ortaya çıkardı. Bu eve yapılan operas- yonda 875 kilo bomba ele geçi- ııldi. Evde ve Sakka'nın üzerin- de Israil gemilerine yönelik sal- dın planlan da bulunduğu belır- tildi. Bu planlara göre Sak- ka'nın organize ettiği 2 ayn hüc- re 875 kilo bombayla Israil ge- tstanbul'da ruruklanan Sakka Bayrampaşa Cezaevi'ne götürülür- ken "tsrailliler ölecek. Pişman değffim" diye bağırdı. (HİLAL KÖSE) milerine saldın düzenleyecekti. Teröristler saldırıda, çoğun- lukla SAT komandolan tarafın- dan kullanılan "zodydak" bot- lannı kullanacaklardı. Istanbul saldınlannı gerçekleştiren terö- ristlere para aktaran kişi olan Sakka'nın üzerinden 150 bın dolar para çıktı. Ifadesinde 875 kilo patlayıcıyla deniz ortasında Israil gemilerine saldın yapa- caklannı kabul eden Sakka, "Türklere zarar vermeyecek- tik" dedi. Eylemlerin bireysel olduğunu söyleyen Sakka, Felluce'de 10 tane ABD asken öldürdüğünü savundu. Eylemleri planlayan Sakka ve kuryesi Obysi'nin ya- kalanmasına karşın Antalya'da- ki evden kaçan 4 tranlı ve saldı- nlan gerçekleştirecek olan 2 ey- lem timi ise henüz yakalanama- dı. Geniş güvenlik önlemleri al- tında dün sabah Istanbul Adliye- si'ne sevk edilen Sakka, tutuk- lanarak Bayrampaşa Çezaevi'ne konuldu. Sakka cezaevine götü- rülürken "tsrailliler ölecek. Pişman değilim" dedi. Emniyetten gecikmeli doğrulama Öte yandan tstanbul'daki 15- 20 Kasım saldınsı ıle bağlantılı olduklan belirlenen El Kaide üyelerinın yakalanışını önceki gün yalanlayan Emniyet Genel Müdürlüğü'nün dün olayı doğ- rulaması dikkat çekti. / . 7 .. ÎSRAÎLBÜYÜKELÇlSÎ:GEMÎLERÎMARMARlS'EYOLLUYORUZ Israil, teror uyansmı kaldırdı 'Rum Kesimi'ne yönlendirme yok KUDÜS (AA) - Israil, vatandaşlanna, Antalya'nın Alanya ve Kemer ilçeleri arasuıdaki bölgeye geçici olarak gidilme- mesi yönünde yaptığı uyanyı kaldırdı. Is- rail Terörle Mücadele Merkezi'nden ya- pılan açıklamada, uyannın, Türk güven- lik güçlerinin çabalan doğnıltusunda kal- dınldığı belirtildi. Israil, üç gün önce va- tandaşlannı, Alanya ve Kemer arasındaki bölgeye gitmemeleri yönünde uyarmıştı. LEYLA TAVŞANOĞLU Ankara'daki tsrail Büyükelçisi Pinhas Avivi, Türkiye'ye tatile gelecek olan tsrail- li turistleri taşıyan gemilerin terör nedeniy- le rotalannın Kıbns Rum Kesimi'ne yön- lendirildiği haberlerini yalanladı. Avıvi, so- rumuz üzerine. "Bu haberler kesinlikle doğru değil. Sadece Alanya-Kemer ara- sındaki bölgeye gidecek turistleri uyarı- yoruz ve Marmaris'e gitmelerini sağlıyo- ruz. Marmaris'ten başka hiçbir yere yön- lendirilmiyorlar. Biz Israil olarak Türki- ye turizminin gelişmesine katkı sağlama- ya çalışıyoruz. tsrail'in Türk turizmini baltalanıaya çalıştığı yönündeki bütün haberler asılsızdır"dedi. Alanya-Kemer arasındaki bölgede ciddi bir terör tehdidi mi bulunduğu yolundaki sorumuza Avivi şu yanıtı verdi: "O tür duyumlar var.Tedbir- li olmalıyız. O nedenle tsrailli turistler Marmaris'e gitmeye özendirüiyor." SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 11 .o 'dev'le, uğnaşıldığı müddetçe!. rr I Baştarafı Arka Sayfada kamına, ya da Erkân-ı Harbiye'ye, şif- reli bir telgraf gelir; mahiyeti de ilginç, muhtevası da! Gâzi diyor ki, 'Sam- sun'da lüzumundan fazla Ingiliz as- keri ve zâbitanı mevcuttur, bu rtibar- la, bir müddet için Havza'ya geçiyo- rum.' llk bakışta, 'vatanını seven birpa- şa'nın, normal tepkisi gibi görülüyor. Acaba gerçekten öyle midir? Biraz geriye döneceğiz: Yıllarca önce, son Teşkilât-ı Mahsusa Reisi Kayma- kam (Yarbay) Hüsamertin Bey'in (Er- türk) hatıralarını okuyorum, işte tam bu Samsun olayında, şaşırdım ve durakla- dım. Merakhsı bilir, Hüsamertin Bey, orada, Gâzi'nin, başında Miralay Bu- dienni Yoldaş'ın bulunduğu, bir Sov- yet heyetiyle buluşup, temas ettiğini yazmaktadır. O zaman soru şu: Gâzi Paşa, böyle bir buluşmayı, daha Istan- bul'da iken mi hazıriamıştı; yoksa, birte- sadüfü mü değeriendiriyordu: bilindiği üzere, o yıllarda, Rusya'dan Karadeniz kıyı kasaba ve şehirlerine. Bolşevik ki- şi ve kuruluşları gelip gitmekte idi. Doğrusunu isterseniz, Teşkilât-ı Mahsûsa nın bu istihbaratı; beni şaşırt- tı ama, doğruluğuna aklım yatmadı; sonralan düşündükçe, cevaplandırılma- sı gereken öyle sorular, bir de işi nere- deyse kesinleştiren öyle bir haber orta- ya çıktı ki, bu buluşmadan şüphe etme- ye imkân kalmadı...) Gecen yıl, mutabık kalındıgı üzere... (Tesbit/11. "..Önce hangi sorular, ona birgözatalırn: al Istanbul'da, Teşkilât- ı Mahsûsa, Sovyetier'le irtibat kurmuş- tu, faaliyet halindeydi; ısterse böyle bir buluşmayı örgütleyebilirdi. b/ Teşkilât- ı Mahsûsa'nın tesbit ettiği bu tür bir bu- luşmadan, Ingiliz Istihbaratı'nın haber- siz kalması düşünülemezdi. c/ Hal böy- le olunca, Bâbıâli durumdan haberdar edilir, Mustafa Kemal'in geri dönmesi ya da azlinin sağlanması talep edilebi- lirdi.. Bir bakıma, bu üç olasılığın üçü de gerçekJeşmiştir, o kadar gerçekleşmiş- tir ki, sonunda Gâzi hem görevinden alınmış, hem de gıyabında idama mah- kûm edilmiştir. lyi de, diğer bazı 'tarih uzmanlanmı- zın', göğüslerini gere gere, Sovyetier'le Mustafa Kemal arasında böyle bir bu- luşmanın asla olmadığını iddia etmele- rine ne demeli? Doğrudur yanlıştır, bile- mem; bildiğim odur ki, sonralan karşı- ma çıkan iki tesbit, buluşmanın doğru- luğunu teyit ediyor. a/ Mustafa Suphi 'Yoldaş'ın, Rus- ya'da Türkçe olarak yayımladığı 'Yeni Dünya' gazetesindeki bir başmakale- sinde, -mealen söylüyorum- şöyle bir cümleye rastlanmıştır: '...Geçen yıl Mustafa Kemal Paşa ile mutâbık ka- lındığı üzere'.. bu sözler hem Havza buluşmasını doğrular, hem de, hiç de- ğilse karşılıklı temas olduğunu, hatta ba- zı hususlarda mutabık kalındığını! (bkz. Yeni Dünya koleksiyonlarından seçil- miş yazılar) b/ Mustafa kemal'in, TBMM kuru- lup, onun Reisi seçildikten birkaç gün sonra, doğrudan doğruya Vladimir llyiç Lenin'e mektup yazıp, fîkir ortaklığını belirtmesi, daha da önemlisi, silah ve para yardımı talebinde bulunması, ancak daha önceden bazı zeminler- de uyuşmuş olmaya bağlıdır. Ya da ben öyle sanıyorum, ama; bu mektu- bun Türkiye tarafından asla açıklanma- yışı, Sovyet Arşivleri açılınca meyda- na çıktığı da, hesaba katılmalı!. c/ Mustafa Suphi'nin Azerbay- can'da Ittihatçılar'ın komünist fırkala- nnı dağıtıp, TKF'nı örgütledikten; Bakû Kuruttayı'nda Enver Paşa'yı dağıttık- tan sonra, Mustafa Kemal e yazdığı , 'Gelebilir miyim?' mektubuna, Gâzi'nin verdiği cevap, neresinden bakılsa, olumludur: 'Asker istemem, ama Mecliste yeriniz hazır' gibi şeyler söy- lüyor. (bkz. Mete Tunçay) Ha sahi, siz Mustafa Kemai'in gençlik günlüklerinde 'Materyalizm (Sosyalizm) mutlaka araştırılmalı- dır1 türünden bir not bulunduğunu bi- lir miydiniz? (bkz. Bütün Eserleri, Kay- nak Yayınları) Bakanlar da şikâyetçi I Baştarafı 1. Sayfada n söyledi: "Hem şahsen hem hü- kümet olarak bunun kavgasını veriyoruz. Bu olayla benim hiç- bir Ugim yok. O şirkeri tanımıyo- rum. Haklarında dava açılanla- n ikisi dışında tanımıyorum. O kişiden birisi Kemal Albayrak'rır. Müsteşar muavini olduğu için üst düzey bürokrat. Kaldı ki, iki dönenı parlanıento çarısı altında birlikte görev yaptık. İkincisi Al- tay Tokat. Bir değerli korgeneral- dir, emeklidir. Ömrü dağlarda geçmiştir ve benim hemşehrim- dir, sık sık gelir. Kendisini ruğge- neraüiğinden yani 90 yılından bu tarafa tanırım. Dolayısıvla bu ilişkinin dışında herhangi bir iliş- kimiz söz konusu değildir." Açıklamayı hemen yapmamış olmasının yazılann tamamını gör- mek istemesinden ka>Tiaklandığını kaydeden Çiçek, "Ancak gecik- miş olmanıız halinde bunun baş- ka türlü yorumlanacağı düşün- cesiyle açıklama ihtiyacı doğdu. Yargınm gerçeği ortaya çıkarma- sı için bana düşen görev neyse bunu sonuna kadar yapmaya ha- zınm" dedi. Çiçek, siyaset adamı olarak her gün çok sayıda insanla görüştüğünü belırterek "tnsanlar- dan görüşürken sabıka kaydını istemek gibi bir durumunı da söz konusu olmayacağının büinmiş olması lazım. Maalesef ülkemiz- de kötü niyetli pek çok insan var- dır. Bunlar benim, başka bakan- ların isimlerini kendilerine güç vehmettirmek için kullanmış olabilirler. Nitekim sizin yazılan- nızdan da böyle bir kuİlanımın olduğu anlaşılıyor. Bizim bundan sizin yazılarınız sebebiyle habe- rimiz oldu. Bu kişiler hakkında savcılıklarda suç duyurusunda bulunacağız" diye konuştu. Çi- çek, sanıklann, kendisi ile makam- da, Istanbul Havaalanf nda görüş- tüklerine ilişkin anlatımlannın doğnı olmadığını söylerken şu de- ğerlendirmeyi yaptı: "Akşam ba- kanla yemek yedik, fılan yerde beraberdik diyebilirler. Düğüne gidiyoruz. Pek çok insan geliyor, elinizi sıkıyor bir şeyler anlatı- yor. Hatta hatıra fotoğrafı çekti- relim deniyor. Tanıdık iki kişi ile fotoğraf çekiliyor.. arkada 8 kişi daha var. fçlerinden biri hayali ihracatçıdır, o karede yer alıve- rir. O fotoğrafın içersinde yer al- dığımızda biz onlarla beraber ol- muş olmuyoruz. Nüfuz kullan- malar söz konusu olabilir. Bizim bunları bilme imkânımız yok." Cep telefonu numarasının seçmen- lerde, il ve ilçe başkanlannda oldu- ğunu belirten Çiçek, "Bu şahıs ve- ya herhangi biri arayabilir. Kay- da bakarsanız o numara aramış gözükür. Terrip söz konusu ola- caksa bunun 50 yolu var" dedi. 'Yazdan hikâye oynanıyor' Ulaştırma Bakanı Yıldınm da, isimlerinin kullanılmasuıın her za- man mümkün olduğunu belirterek "Bununla mücadele ediyonız. ts- mimizi havaalanında kullanıyor adam. Ben Bakan'ın bilmem ne- siyim diye limanda, başka yerde kullanmaya çalışıyor. Haberimiz olduğunda müdahale ediyoruz. Vâkıf olmadığımız, bizim adınıı- za da emeline ulaşan iş yapan da olabilir.." diye konuştu. Yıldunm, "Kemal Albayrak benim müste- şar yardımcımdı. Olay çıkınca aynı gün müfettiş görevlendir- dim. Müfettiş raporunda, görev- den ahnması, mahkeme sonucu beklendikten sonra memuriyeti- ne son verilip verilmemesine de- niyordu. Biz arkadaşı açığa al- dık. mahkemesi sürüyor. Biz işin neresinde>iz, işte burasındayız. Bizim bürokratımızla ilgiü suçla- ma var" dedi. Kaçakçılıkla suçla- nanlann kendisiyle konuştuğuna ilişkin ıddıayı doğrulamayan Yıldı- nm. " \ e bu adamlan tanırım ne bunlarla görüşmüşüm. Vapaca- ğımız, suç duyurusunda bulun- mak. Dosyanın tamamını Geb- ze'den isteteceğim. tlgililer hak- kında suç duyurusunda buluna- cağım" dedi. Yıldınm, da\a dosya- sında adı geçenlerden Albayrak dı- şında kimseyi tanımadığını söyle- di. Emekli Korgeneral Tokafı eski Müsteşar Yardımcısı Albayrak'ın kendisine getirdiğini belirtenYıldı- nm, "Bizi tanıştırdı. Görsem ta- nımayabilirim. Hakkımızda bir hikâye yazıp oynamışlar" dedi. Içişleri Bakanı Aksu da, davayla uzaktan yakuıdan ilgisinin olma- dığuıı söyledi. 1987'denben siya- si yaşamın içinde olduğunu anım- satan Aksu. "Her gün tanıdık ta- nımadık onlarca insan ile görüş- mem ve konuşmam siyasetin bir gereğidir. Görüştüğümüz kişiler- den bazılannın haklı olmayan is- tekleri olabilir. Önemli olan bu isteklerin yerine getirilmediği- dir" diye konuştu. Olaylann ken- disinin dışında geliştiğini kayde- den Aksu, şunlan dedi: "Bahse ko- nu davada yargılanan kişilerin arasındaki telefon göriişmelerin- de adımın geçmiş olması, kişile- rin çıkarları doğnıltusunda ve kendilerini bulundukları çevreye karşı güçlü gösterme çabasının ürünüdür. Nüfuz kullanma niye- ri açıkça bellidir.Yargılama sonu- cunda bunlar apaçık ortaya çı- kacaktır. Bu hususlarda her tür- lü kanuni haklanmı kullanaca- ğım tabiidir. Hiçbir kanunsuz iş ve işlemin içinde olmadım." GUNDEM MUSTAFA BALBAY B Baştarafı 1. Sayfada Türkiye'de siyaset gerçeklerden çok umut ve tepki üzerine oturduğu için AKP, her iki duygunun çakıştığı birortam oluşturdu. 3 Kasım 2002 önce- sindeki sancılı dönemin koalisyon ortakları, siya- setin geniş bir yelpazesini umut defterinden sildi- ler. DSP ile sola yönelim zayıfladı, ANAP'la mer- kez sağ çöktü, MHP ile merkez sağın sağı yelpa- zeden koptu ve AKP, 1999'da tüm bu partilere oy verenlerin desteğini arkasına aldı. Erdoğan ve ekibi Erbakan'a isyan etti, seçmen mevcut partilere isyan etti ve sonuçta bu iki isyan- dan katmerli bir tek başına iktidar çıktı! • • • AKP'nin iktidardaki ömrü üç yıla yaklaşıyor. Bu zaman diliminde AKP'liler partilerine bir kimlik ara- dılar. Merkez partiyiz dediler. Tam tutmadı, vaz- geçtiler. Müslüman demokratlığı denediler, o da olmadı. Baskın olarak muhafazakâr demokrat ta- nımında biıieştiler. 10-11 Ocak 2004'te Istanbul'da AKP'nin ev sa- hipliğınde "Uluslararası Muhafazakâriık ve Demok- rasi Sempozyumu" düzenlendi. Sempozyumdaki konuşmalar, daha sonra kitap haline de getirildi. Burada konuşan AKP'lilerin temel hedefi şuraya oturuyor: Biztoplumundinduygulannadayanarakiktida- ra gelir yerleşiriz. Bunun adına da muhafazakâr demokrasi der, mevcut sistemin bütün olanakla- rını kullanırız! Yıllarca merkez sağın kanatları altında gelişip serpilen bu tür siyaset, şimdi merkez sağı kendi kanatlarından biri haline getirdi, iktidar sürüyor. AKP, kendine nasıl bir kimlik biçerse biçsin Mec- lis'e yansıyan tablo, Milli Görüş'ün ağırlığını orta- ya koyuyor. Vitrindeki görüntüler, iktidarda kalıcı- lık arayışının klasik yansımalan. • • • AKP'nin iktidar sürecini değeriendirirsek şunla- rı söyleyebiliriz: 1 - AKP de önceki sağ partiler gibi "dönem zen- gini" yarattı. Hatta bu konuda daha da ileri gitti, mevcut sermaye yapısının temelden değişimi için gerekli adımları, yasa tanımaz bir cesurlukla attı. 2- Ankara sokaklarını bugünlerde "Milyonlann partisi4yaşında" afışleri süslüyor. AKP'ye gerçek- ten de milyonlar oy verdi. Ancak AKP kendisini ik- tidarataşıyanların istemlerineyanıt veremedi. Bu- gün AKP, kendisinin iktidara gelmesinden yana olmayanların istemlerini yerine getirip, yerini sağ- lamlaştırma arayışında. Bu durum, yeni bir sandık isyanını beraberinde getirebilir! 3- Ankara sokaklarında sözünü ettiğimiz afişler- de tek kişinin fotoğrafı var: Erdoğan. îçinde elbet- te değişik güç merkezleri var ama, AKP de Türki- ye'nin genel siyasi gerçeğinin dışına çıkamadı, li- der partisi olarak devam ediyor. 4- AKP, toplumun ve devletin reflekslerinin çok zayıfladığı bir dönemde iktidara geldi. Bunu da iyi kullanıyor! Bu bağlamda AKP, devletin öteki or- ganlarını hükümetin bir parçası olarak görmek is- tiyor. Zaman zaman göremeyince de çılgına dö- nüyor, yasa değiştirmekten kurum çökertmeye kadar her yöntemi deniyor. AKP'yi muhafazakâr kimliğiyle tanımlamak ge- rekirse, en iyi "muhafaza" ettiği şey "kâr"... Muhafazakâriık da bu olsa gerek! ankcumfo cumhuriyet.com.tr Mustafa Sarıgül. Otobüs, ambulans ve çadır gönderlyor Haobektoş etkinliJdeıineŞişli Belediyesi desteği tstanbul Haber Servisi - Şişli Belediyesi, Hacı Bektaş Ve- li'yi Aruna Kültür ve Sanat Et- kinlikleri'nde kullamlmak üze- re otobüs, ambulans. doktor ve çadır desteği verdi. Hacı Bek- taş Veli'yi Anma Kültür ve Sa- nat Etkinlikleri'ne Şişli Bele- diyesi bu yıl da desteğini sür- dürdü. Hacıbektaş'taki etkinlik alanına 150 çadır kuran Şişli Belediyesi, etkinlikler boyunca hizmet vermek üzere bir ekip de görevlendirdi. Belediye aynca, Hacıbektaş'a ücretsiz ulaşım için 25 otobüs tahsis etti. Şişli Belediye Baş- kanı Mustafa Sarıgül yaptığı açıklamada, Ha- cıbektaş Belediyesi'nin tek başına bu ihtiyacı karşılayacak güçte ohnadığınm altını çizerken temizlık, sağlık ve bannma konusunda etkinli- ğe katkıda bulunmak amacıyla belediye ekip- lerinin bir bölümünün Hacıbektaş'ta görev ya- pacağmı bildirdi. Sangül açıklamasında, "Ha- cıbektaş kültürü toplumsal banşı, hoşgörü- yü ve paylaşımı içinde barındırıyor. Bu kül- türü yaşamak ve yaşatmak konusunda biz de üzerimize düşeni yapıyoruz" dedi. Bandırma 'da 5 mifyon YTVlik tarihi eser BANDIRMA (AA) - Balıkesir'in Bandırma il- çesinde kuyumcu dükkânına düzenlenen operas- yonda, çok sayıda tarihi eser ele geçirildi. Polis ekipleri 5 aylık çalışma sonucu Aydar Çavıaş Ma- hallesi Şehit Süleyman Bey Çaddesi'nde bulu- nan, N.ı'ye (58) ait kuyumcu dükkânına operas- yon düzenledi. Operasyonda, aralannda çeşitli dönemlere ait sikke, yüzük ve ok uçlannın da bulunduğu çok sayıda tarihi eser ele geçirildi. N.I. ile oğullan E.î. (39) ve S.l. (33) gözaltma alındı. Ele geçirilen tarihi eserlerin değerinin yakla^k 5 milyon YTL olduğu açıklandı. J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle