Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFACUMHURİYET18 MAYIS 2005 ÇARŞAM BA
- Troia ranta açılıyormuş
"Birileri yeni filmler
çevirecek!"
Tel: 0.212.512 05 05 Faks; 0.212,512 44 97www.denizsom.com
Niksar
Tokat'ın Niksar
Kaymakamı Mustafa
Karabina, ilçede Nesîl
Eğitim Kültür ve
Yardımlaşma
Demeği'nin
Zaman gazetesi
temsilciliği
desteğiyle
düzenlediği "Kutlu
Doğum Haftası"
etkinlik davetiyesine
"ev sahibi" olarak
adının izinsiz
yazıldığını ve
davetiyelerin
toplattırıldığını bildirdi
Türkiye beşik gibi
sallanıyormuş.
Biz de uyuyoruz!
Satıcı
Doğan Yıldırım: "Bir
televizyon
kanalındaki
tartışmada AKP
milletvekili Dengir
MirFırat, CHP
milletvekili Algan
Hacaloğlu'na
'ERDEMlR'in
satılmasında ne var
canım. Aynı
görüşlerde olsaydık
aynı partiye üye
olurduk' diyor.
Buradan anlaşılıyor
ki, bu ülkenin ulusal
değerleri partilere
göre değişiyor."
Elektronik posta; denizsom@cumhuriyet.com.tr
ÖZBEKİSTAN'DAKİ gelişmelerin perde arkasını
izlemeye devam ediyoruz. Ankara'dan dostumuz
Mustafa Yıldırım, bu kez ABD'nin 2004 raporlarına
bakarak anlatıyor: "Fergana Vadisi, bir bölümü
Kırgızistan, büyük bölümü Özbekistan sınırları
içinde ve Nakşibendilerin merkezi konumundadır.
Burası Orta Asya'nın tahıl ambarı gibidir ve 'ekmek
sepeti' olarak nitelenmektedir. Ancak aşırı nüfus
yığılması nedeniyle gelir düzeyi çok düşüktür. ABD
ve Batı Avrupa destekli demokrasi hareketinin
yandaşları olmasalar bile Islamcılar Fergana'da
örgütlenmiştir. Mayıs başlarında Andican kentinde
Islamcı bir önderin yargılanması sırasında bir
ayaklanma başlatılmıştır. Çatışmalarda çok sayıda
isyancı ve asker ölmüştür. Batı basını ölenlerin
sayısını 500'lere dek yükseltmiştir. ABD örgütlerince
para ve eleman desteğiyle kurulmuş olan 'sivil'
örgüt önderleri ve sözcüleri isyanı demokrasi
Ekmek sepetiistemine bağlamıştır. ABD, Avrupa ve Iskandinav
ülkelerinde konuşlanmış olan Özbek muhalifleri
Islamcı isyanın bir aldatmaca ve Devlet Başkanı
Islam Kerimov'un uydurması olduğunu ileri süren
açıklamalar yapmaya başlamıştır. Bizim medyada
da çok sayıda kişı bu görüşün sözcülüğüne
soyunmuştur. Olaylardan yararlanmak isteyen Batıh
çevreierse özbekistan'ın dinsel örgütlenmeye karşı
en sert baskıyı uygulayan ülkelerin başında
geldiğini yaymaktadır. Burada dinsel örgütlenmeye
karşı baskı dedikleri, aslında Türkiye'de de
uygulanan laik devletten ödün vermeme ilkesidir.
Zaten ABD Dışişleri birimlerinden Uluslararası Din
Hürriyeti Komitesi'nin yıllık raporlarında Özbekistan
önemli bir yere sahiptir. Raporlarda önceleri
Hıristiyan misyonerlik eylemlerini yürütenlere baskı
uygulandığı ileri sürülürken daha sonra
Müslürnanların da baskı altında olduğu ileri
sürmeye başlanmış ve Özbekistan'a yaptırım
uygulanması istenmiştir. Özbek muhaliflerini
destekleyen ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre Islamcı
hareket özetle şöyledir: Tacikistan ve Kırgızistan
sınırları içinde konuşlanan Özbek Islamcı Hareketi
1999 yılından beri Bişkek, Osh ve Taşkent'te birçok
bombalı eylem yapmıştır. Orta Asya'da bir Islam
devleti kurma amacıyla kurulan ve özellikle
Almanya, Danimarka ve Ingiltere'de barınma
olanağı bulan Hizb-ut Tahrir, Özbekistan'da etkindir.
Andican'da hapiste olan ve yargılanması gerekçe
gösterilerek isyan çıkartılan Ekrem Yoldaşev ise
yeterli savaşımda bulunmadığı gerekçesiyle Hizb-ut
Tahrir'den 1996'daayrılmış, Fergana Vadisi'nde
örgütlenmiştir"
SESSÎZSEDASIZ(I)
14&A//A/
-DÜ3DUAİ,
/
MU/JT4Ç ÛLDUGOM
ZLMVET
MEVccrrraızA.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'mn hızı
KULTUR ve Turizm Bakanlığı,
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
ile bir protokol yapmış... Protokole
göre Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği, her ilde tescilli bir kültür
varlığının onarımını yapacak ya da
yarım kalmış bir kültür merkezinin
inşaatını tamamlayacak.
Buraya kadar tamam.
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla
Koç da valiliklere bir yazı
göndererek, o ilde onarılması ya da
tamamlanması istenen bir yapının
15 Mayıs 2005 tarihine kadar
Bakanlığa bildirilmesini istiyor.
Burası da tamam...
Amma ve lakin...
Altında Kültür ve Turizm Bakanı
Atilla Koç'un imzasının
bulunduğu yazının tarihi 22 Mayıs
2005.
Bu durumda çeşitli fikirler
yürütülebilir:
Bakan toplantılarda uyuyor gibi
görünse de aslında Bakan'ın özel
kalemi uyuyor. Bakan, günün değil
en az bir hafta sonrasının işlerini
tamamladığı için toplantılarda
şekerleme yapması doğal
karşılanmalı. Hükümet çağ
atlatmaya Atilla Koç'un gün atlatma
çalışmalarıyla başlamış bulunuyor.
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkufrı yahoo.com
Dikkat... ABD bazı ülkelerde piyasaya
sahte demokrasi sürüyor!
KÖŞESİ
OKTAY EKİNCt
Beyoğlu'nda 'Otomobil'!
Dünya ilc birlikte ülkemizde de
yaygınlaşan "kent merkezlcrinde
yayalaştırma"ların kuşkusıjz en
ünlü örneği İstiklal Caddesi...
Türkiye'deki birçok tarihi kent
belediyesi, tstanbul'unbuuygula-
mastnı örnek alarak kendi esl:i do-
kularındaki cadde ve sokakları da
"araç trafiğine kapatiııa"nı ı gu-
rurunu yaşıyor. Bunu "mimari
özen" ile de gerçekleştiren bdedi-
yelerimiz "Tarihi Kentler Sirli-
ğpnin ödüllerini alırken, belediye
başkanları da "kentleriniotomobi-
le tcslinı etmeyen yerel yöı ctinı
kahıanıanlaıı" olarak tarihe ge-
çiyorlar. .
Ne var ki böylesi olumlu bir sü-
rece "öncülük" eden İstiklal Cad-
desi'ndeki yayalaştırmaya artık
"son verilmcsi"ni de isteyînler
var!
Nurettin Sözen geçenlerdeki
görüşmemizde yakınıncaya kadar
buna biz de pek inanmampştık
Ancak, söylenenleri ve "söylîyen-
leri" öğrenince, "Beyoğlu'na gü-
zelleştirme" adına yeniden oto-
mobile açılmasını isteyenleıe hiç
de öyle "cahiLcühela" denemeye-
ceğini; hatta "taksi şoförii"
madıklarını ve bu özlem
"ciddiciddi" dile getirdikleri
ladık..
leol-
erini
ian-
"Otomobilsiz kalabalık ne işe yarar?"
tstiklal Caddesi, artık sade ;e ts-
tanbul'un değil, tüm ülkenin dün-
yaca ünlü "kültür, ticaret vc alış-
veriş" merkezi...
Bunu ise elbette ki önctlikle
geçmişinden gelen "uygarlıl biri-
kimleri"ne borçlu... Ne var d 15
yıl önce "egzozvemotorgürültü-
sünden" arındırılmasaydı, şjmdi-
ki canlılığı, çekiciliğı ve toplum-
la olan bütünleşmesi gerçekleşe-
bilir miydi?
"Yayalaştırma", 20. yÜ2yıhn
son çeyreğinden bu yana özellik-
le tarihsel kent merkezlerindt baş-
latılan ve "otomobirin kent üze-
rindeki yıkıcılığını kültürel c oku-
lardan uzaklaştırmayı sağlayan,
günümüz şehirciliğinin bel ci de
en "çağdaş" yöntemleri aıasın-
da...
Bu kararlar sayesinde, SÎ dece
eski kent dokusu korunmuş o lmu-
yor; lıalkın özgün ve kimlikl me-
kânlarda "zamanın derinlik erini
de hep birlikte yaşayarak" o cent-
le ve kentlilerle olan kültürel bağ-
larının güçlenmesini de sağlıyor...
Işte bu çağdaşlığı lstanl)ul'a
Beyoğlu gibi en yoğun bir bolge-
de kazandıran Nurettin Sözen,
Belediye Başkanhğı anılarır ı an-
latırken diyor ki:
"1990'da burayı yayalaştırma-
ya başlarkcn düzenlediğimiz an-
kctte csnal'ın vc semt sakinlehnin
çoğunluğu bizi destekledi. Sadece
Yakkonıın sahibi Vitali Hakko
karşı çıkmıştı..."
•••
Nitekim, son zamanlarda da İs-
tiklal Caddesi'nin yeniden araç
trafiğine açılması gerektiği yö-
nündeki düşünceler, Vitali Hak-
ko'nun kurucusu olduğu ve uzun
yıllar adiyla bütünleşen "Beyoğ-
lu'nu Güzelleştirme Derne-
ğj"nden yayılıyor. üerekçe ola-
rak ise; "burayayakışınayan kala-
balıklar işgal ettiler; suçluiarın yıı-
vası oldu; tehlikcli bir bölgeye dö-
nüştü..."deniyor...
Bu sö/lerı duyunca, derneğin
ünlü zenginlerimızden sosyete
starlarına kadar "seçkuı" bir da-
vetliler topluluğuyla "Çiçek Pa-
sajı"nda düzenlediği "Beyoğlu'nu
güzelleştirmc buluşmalarT''nı
anımsıyoruz. Yine Nurettin Sö-
zen'in, aynı sözlerdeki "niyet-
ler"le ilgili şu değerlendirmeleri-
nede "yakışan"buluşmalar oldu-
ğunu düşünmedcn edemıyoruz.
Vakko gibi özellikle "en iistge-
lir gruplan"na hizmet veren ma-
ğazalar için tstiklal Caddesi, bu-
giinkü yayalaşmış ha-
liyle hem "sosyalyapı"
olarak hem de "akşve-
riş alışkanlıkları" ba-
kımından artık hiç uy-
gun değil...
Çünkü, ülkenin en
pahalı giysilenni ve
aksesuvarlarını satın
almak için Vakko'yu
seçen müşteriler, Tak-
sim'dekı ya da Tepeba-
şı'ndaki otoparklardan
İstiklal Caddesi'nin tam ortasın-
daki mağazaya "halkın içinden
yürüycrek" gelmeyı pek ıstemi-
yorolmalılar..
Bu nedenle cadde trafiğe açılır-
sa, Vakko'nun tam öııünde "özel
şoförlüaraba"dan inilerek hemen
içeri girilip, sonra da aynı konfor
ve "güvenlik" içinde ayrılmanın
rahatlığı da ciroyu arttırmaya
yetebilecek...
•••
Peki İstiklal Caddesi'nde hiç mi
sorun yok? Elbette var ve diz
boyu...
Sevgili Fcıhaıı Şensoy'un
tanımlamasıyla, buraya "var-
sayalım yaya caddesi" dedırten o
sayısız "görevli" (!) aracın geçişı-
ni artık kesin önlemlerle durdur-
makgerek...
"Resmi" plakanın, "kuralları
çiğnemc özgürlüğü" sağ-
layamayacağını, birileri artık şu
şımanklara gösterebilmeli...
Sivillerin de onlardan aldıkları
cesaretle yarattıkları bu aymazlık
artarsa, yakında "yayacaddesinde
ezilcnler" daha da çoğalacak..
Vakko da "tezinde" haklı çıkmış
olacak...
oekincif'/ cumhuriyet.com.tr
KİM KtME DUM DUMA BEIUÇAK behicakditurk.net
e\İ4rı
c*~<fr> n IcŞi
Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL MASAIİACI kamilmasaracit ı mynet.com
HARBt sEMtn POROY semihporoyin yahoo. com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Mayıs wwu).mumtaz-arikan.com
KUKREYEN DA6 !.
19BO'PE BUGÜN ASD'NİN \A/ASN/NGTt>N EYALE-
TİNPEKİ Sr. (JEL.ENS YANARPAĞt PÜSkUJRMEYE
BAŞL4M1ÇT/ ! BİRIC4Ç AYPAN SE/Zİ ÇEf/rL/'
SARSINTM-ARLA uyA/e/PA 8UL.UK/AN OAĞ/M
ÇEI/RESİNPEK.İ yE&LBŞtM 8//S/MLE/£f BO-
ŞALr/LMfŞj Bu PA ıNSAN KMYBINI ÇjOtC AZALT
AAtşr/. BlLıA/EfJ £M ESKİ PATLAMA TAIZİMt
M.Ö. İ9OO OLAN Sr. NEL£NS, İSOO t-ESPE
BlR KEZ PAHA PÜSKÜIS.MÜŞ7TJ. ÖZBLLKLE
ÇIKAIS.Diei PUMAN VE KÜLLE, K/LOMEr/£E-
LEKCE Ç£.ı//ZE£lNİ ÇÖLE ÇEvt/SEfJ VOUCAN,
M/LYONLAISCA OSMAN HAYI/ANfNI PA
Soletan Sağa, Sj-, UeJenS ' ırt manz.aras/ndafcj
değişiım gor-ûliiyof.
ESKİŞEHİR 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2004/1453
Davacı Gulscren Kalın vekılı Avukat lahsın Bezek ve Av. Oya Kalın tarafından davalılar Adnan Çakır ve 3 kışı hakkında açılan Eskışehır ilı merkez
Şırıntepe Malıallesı 21 m 46 pafla 8781 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ızaleyı şüyu davasının yapılan açık yargılaması sonunda venlen ara kararı gere-
ğınce; Davalılardan Ayhan C'ınar'ın yapılan talıkikatta adresı meçhııl oldugundan ılanen teblıgat yapılmasına karar vertlmış olup, duru^manm atılı bu-
lunduğu 05 07.2005 günü saal 09 25'te hazır bulunması veya bırvekil marıfetı ile kendılerını temsıl ettırmelen, HUMK 'nun 509 ve 510. maddelerı gc-
reğince duru^maya gelmedıklerı takdırde yargılamanın yokluklannda yürütüleceğı davetıye yerıne kaıın olnıak üzere ılanen tebliğ olunur. Basm
1
22439
KAHRAMANMARAŞ AİLE MAHKEMESFNDEN
2003/358
Davacı Nurcan Kalaylar tarafından davalı Mehmel Kalaylar aleyhıne açılan boşanma davasında, davalı ile boşanmalarına karar verilmesıni talep et-
mı^ olup, adresı tespıt edılemedığınden adına teblıgat yapılamayan davalı Ihsan oğlu, 01 02.1959 d lu, Mehmet Kalaylar'm 2003/262 Esas sayılı bu da-
vanın 12.07 2005 günü saat 09 OO'da duruşmasında bı/^at hazır bulunması veva bir vckılle temsıl olunnıası, aksı lıalde yokluğunda yargılamaya devam
edıleceğı ve karar verileceğı hususıı da\a dılekçesi ve dııruşma güniınü bıldırır davetıye teblığı yerıne kaıın olmak üzere ılan olunur Basın: 22503
GORUŞ
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
İyimserlik Arayışı
Bazı dostlarım var. Cumhuriyet'in tartışmasız
okunmaya izlenmeye değer en iyi gazete olduğu-
nu kabul ediyorlar, ama almıyor ve okumuyorlar.
Gerekçeleri sorulduğunda cevapları şöyle: "Cum-
huriyet'i ağır, okuması zahmetli, haber ve yorum-
ları karamsar buluyoruz. Üzüntüler, kaygılar için-
de yaşamak istemiyoruz. Günlerimizi, saatlerimi-
zi daha keyifli, daha neşeli geçirmeyi yeğliyoruz."
Kısacası bir aydın sorumluluğu taşımak istemiyor
bu sevgili dostlar. Bir aydın kişi olmanın onlarayük-
lediği sorumluluğu göz ardı ediyorlar. Gerçeklerle
yüz yüze gelmek istemiyorlar. Yaşam felsefeleri şu
fani dünyada olabildiğince huzur içinde iyimser
duygularla yaşamak. Bir de gazetenin bütün say-
fa ve sütunları ile onların görüşlerine uygun yayın
yapmasını bekleyen ve bu gerçekleşmeyince onu
aforoz eden aydınlarımız, arkadaşlarımız var. Za-
man zaman bana yüksek sesle "Hocam ben artık
Cumhuriyet okumuyorum" diye sesleniyorlar. He-
lal olsun onlara. İyimserlik arayışları oldukça yay-
gın. Geçen gün Ekodiyalog triosunu dinlerken bir
dinleyici, soru sormak yerine üçlüye "Ne iyi ettiniz
de geldiniz, içimiz kararıyordu, siz bizi ferahlattı-
nız" diye şükranlarını sundu. Ciddi miydi, dalga mı
geçiyordu ayırt edemedim. Ekodiyalog üçlüsü ger-
çekten harika bir iyimserlik aşılıyortopluma. Onla-
ra göre bütçe açığı azalıyor, mali disiplin çok iyi gi-
diyor, enflasyon düştü. Büyüme muhteşem, istih-
dam yaratıldı, otomobil, kumaş, buzdolabı üretimi
arttı. Daha ne istiyorsunuz? Her şey güllük gülis-
tanlık...
Dikkat ediyorum, bir salon dolusu güzel giyimli
insan onları ilgi ile, güleryüzle dinliyor. Akbank da-
vetlisi olarak il il, üniversiteden üniversiteye dola-
şan trio, salondan gelen soruları büyük ustalıkla
aralarında dolaştırıyor ve diyaloglarını takılmalarla,
esprilerle süslüyor. Bazı soruları, üstünden atlaya-
rak, bazılarını da yanlarından dolaşarak karşılayı-
veriyorlar. Bazı soruları da tümü ile yanıtsız bırak-
makta ve salonu neşeye boğmakta gayet mahir-
ler. Peki bu üçlü dışında kalan ve ekranlarda göre-
mediğimiz Akbank'ın davetlisi olamayan ekono-
mistler neler söylüyor Allah aşkına? Onlardan ne-
Işr öğreniyoruz?
Dış borç son bir yıl içinde 16 milyar dolar artmış-
tır. Milli gelir 2004'te reel olarak 9.9 oranında arttı,
ancak dış dengelerde 15.6 milyar dolarlık bir cari
işlem açığı ve yüzde 10.3 düzeyinde açık işsizlik
var. Çok övünülen büyümede stokların önemli pa-
yı söz konusu. Spekülatif yönlü bir büyümedir or-
taya çıkan. Istihdam yaratmayan bir büyüme,
emekçiye hiç yansımayan. Sanayi ücretleri reel ola-
rak yerinde saymakta, emeğin sömürüsü artmak-
tadır. Reel ücretler yüzde 18.1 gerilemiştir. Buna
karşılıksermayenin kârlılığı yükselmiştir. Ekonomi-
nin istikrarı 35 milyar dolarlık spekülatif sıcak pa-
raya bağlanmış bulunuyor. özelleştirme akımı ile
devletın kâr eden kuruluşları birer birer satılıyor.
Devlet sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden ge-
ri çekilmekte, kamu kuruluşları çökertilmektedir.
Kârlı ulus varlıklarının elden çıkarılması ile üretimin
ekonomik değerinin kamu yerine yabancılara ak-
tarılması sağlanıyor...
Işte ekranlarda yer alamayan ekonomistler böy-
le sıralıyorlar ekonomik durumumuzu. Peki Akbank
davetlisi Ekodiyalogcular neden bunlardan hiç söz
etmiyorlar? İşsizlik, emekçinin durumu, gelir dağı-
lımındaki, vergilendirmedeki eşitsizlik neden tartış-
ma konuları arasında değil? Neden ülke ekonomi-
sinin bağımlı hale gelişinden hiç söz etmiyorlar.
Üçlü tam bir uyum içinde sadece iyimser yorum-
lar yapıyor. Bir görevi yerine getirdikleri izlenimini
alıyorsunuz. Evet, onları dinlemek size iyimserlik
telkin edebilir, ancak bunu sürdürebilmeniz için si-
zin de Akbank ya da benzeri bir kuruluştan davet
ve destek almanız gerekir sanırım. Yazıyı bitirme-
den önce nedense anılarım beni neredeyse yarım
asır öncesine götürüyor. Yalova vapurunda gence-
cik bir ortaokul öğrencisinin dikkatle bir kitap oku-
makta olduğunu görüyorum. Bu gözleri pırıl pırıl
gencecik çocuğun okuduğu, Kafka'nın ünlü kita-
bı "Metamorfoz".. Okumaya Metamorfoz ve ben-
zeri kitaplarla başlamak, ileri yaşlardaki iyimserli-
ğe katkı yapar mı dersiniz?
coskunoz ı superonline.com
1 2
BULMACA SEDATYAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Tayfaların
gemi sahibi- '
ne verdikleri 2
ad. 2/ Doğu 3
Karadeniz'in
yüksek ke-
simlerinde
yaygın geçici
kırsal yerleş-
metipi...Raf.
3/Giyim süs-
lemede, şap- 9
ka, çanta, se-
pet örmede kullanı-
lan parlak, renkli vc
dayanıklı şerit... Kü-
çük su kanalı. 4/
Hayvanların su iç-
tikleri taş ya da ağaç- 5
tan oynıa kap. 5/ 6
Türkistan'da vezirle-
re verilen san... Bir- 8
birine oldukça ben- 9
zeyen şeylerden her biri. 6/ Bebekleri eğlendir-
mek için çıkarılan ses... Bir dağ sırasının yamaç-
lanndan her biri. II Uzak... Yunan mitolojisinde,
"Alön Post"u aramaya çıkan geminin adı. 8/Rüt-
besiz asker... Uskumru familyasından küçük bir
balık. 9/Ordu'nun bir ilçesi... Kastanyet eşliğin-
de, bir kişı tarafından yapılan İspanyol dansı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yeniçeri Ocağı'nın bölük zabitlerine verilen
ad. 2/En küçük izci kuruluşu... Nişastayla yapı-
lan bir çeşit tatlı. 3/ Afrika'da yetişen bir palıni-
ye... Iki iletken arasında meydana gelen, son de-
rece ışıklı elektrik boşalımı. 4/Arsız, sırnaşık. 5/
Halk dilinde kayınpedere verilen ad... Hayat ar-
kadaşı. 6/Seryum elementinin simgesi... Suları-
nı bir denize ya da göle gönderen bölge. II As-
ya'da bir ülke... Kibarca olmayan söz ya da de-
yim. 8/ Koca.. .Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen
neden. 9/ Karadeniz yöresinde balıkçılann mar-
tıya verdikleri ad... İspanyolların sevinç ünlemi.