Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAfFA CUMHURİYET 12 KASIM 2005 CUMARTESİ
HABERLER
Cumhurbaşkanı, AÎHM'nin karanyla türban konusununtartışmasızbiçimde sona erdiğini söyledi
Sezer: Konukapanmışür• Cumhuırbaşkaıu
Sezer, AİKVf nin
kaıanna tepki gösteren
AKP hükümetini isim
vermeder* eleştirdi.
Sezer, "AB'den gelen
her isteği -çok
gereklidir dıye yerine
getırenlerin AİHM'nin
karan kar^ısında
takındıkları tutumu
takdirlerinize
surıuyorum" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer,
Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin
(AİHM) tûrban konusunda verdığı ka-
rann bağlayicı olduğunu belirterek "Ko-
nu kapanmışür" dedı. Sezer, •'AB'den
gelen her isteği çok gereklidir diye yeri-
ne getirmeyeçalışanlannAvnıpa'nınen
yüksek mahkemesinin karan karşısın-
da takmdıldan tutumu takdirlerinize
sunuyorum" diye konuştu.
Sezer, Çankaya Köşkü'nde düzenle-
nen kültûr ve sanat büyük ödülleri tö-
renınden sonraki kokteylde gazetecüe-
rin sorusu üzerine, türban konusunun tar-
tışmasız biçimde sona erdiğini belirte-
rek şunlan söyledi: "Konu kapanmış-
ür. Bizim açınuzdan zaten kapanmışn.
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar
herkesi bağhyordu. AB'den gelen her
tûrlü isteği çok gerekh'dir diye hemen
yerine getirmeye çahşanlann Avrupa'nın
en yüksekmahkemesinin bu karan kar-
şısmda takmdığı tutumu takdirlerinize
bırakryorum.AIHM'den öncebizim yar-
gı organlannıızuı akhğı karaıiann çok
sağlam hukuksal temeti vardı."
Sezer, gazetecilerin "Hükümet ana-
yasa değişikliği Ue konuyu aşmaya çab-
şacağı izlenimini verdi, bu olası mı" so-
rusuna da şu yanıtı verdi:
"Anayasanm 153. maddesi var. Ana-
yasa kararlan herkcsL her kurumu bağ-
hyor. Bu anlamda konu zaten bitmişti.
Bir de anayasanın 2. maddesi var. Ana-
yasa Mahkemesi. karanrm laildikle flgi-
B değiştirilemez hükümkr arasında yer
alan bu 2. maddeye dayandırmışü. Eğer
41. maddeyi değiştirerek yapanz diyor-
larsa,oda2. maddenin iMah'ohır.AİHM,
bizim karaıiann tersine bir karar ver-
seydi. durum o zaman tartışmah hale
geürdi Bu durumda konu her bakmıdan
bitmiştir."_
Sezer, "Üniversiteler için ahnan karar
öteki kamu kunımlannı da bağlar mı"
sorusuna. "Budavaünhersite konusun-
da açıldL Böyle bir karar çıkü. Üniver-
site için bu karar ahndıktan sonra öteki
kurumlar için başvundsa hayli hayfi çı-
kar" karşılığını verdi.
Sezer, TBMM Başkanı Bülent
Aruıç'ın köşk ve türbanla ilgili görüş-
lerirun sorulması üzerine ise "Benbutür
konularda karşıhk vermhorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer, Şemdinli olay-
lan konusunda da aynntılı bilgisi olma-
dığını, basından izlediğini, gerekli bil-
giye ulaşınca değerlendirme yapabile-
ceğini söyledi.
'Soruna nokta konulmamıştır' diyen Başbakan Erdoğan, AİHM'yi eleştiri yağmuruna tuttu
Hükümet hukuka direniyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin
(AtrfM) türban ile ilgili karannrn nihai
karar olmadığını savunurken "Bu
karar, bu dosya oisa oisa kendi içinde
degertendirilebilir. Bunu böyle bir
geneDeştirme gayreti içine girmek
maalesef art nivedi davranmaktan
başka bir şey değildir" dedi. Dışışleri
Bakanı Abduflah Gül de bu konuda
adım atılıp atılmayacağı yönündeki
sorulara, "•tleride görürsünüz, yapıhr
mı, vapdmaz mı?" yanıhnı verdi.
Erdoğan. AİHM'nin lcarannı genel
anlamda "özgürlükler" başlığı altında
değeriendirdiklerini söyledi. Erdoğan,
şunlan kaydetti: "Bir defa bu konu
bizim önümüzde bir sorun olarak
vardn". Bugünün sorunu değildir.
Mahkemenin, bu yasağuu bir
geneOestirme olarak ele almayı yanhş
buiuyoruz. Baa yayın organlannın
'Nokta konmuştur, şöyle olmuştur,
böyle olmuştur" ifadeJeri çok yanhş.
Bunlar art niyetti yakiaşımlardır. Neyin
noktasını koymuşsunuz? Neye göre
ko> muşsunuz? Böyle bir şey olabiür
mi? Başhklann aühş şekB de çok yanhş.
Dünya, özgürhıklerde nerekrden
nereJere gekti. İnsanlann hukukunu
vanhş yasalarla yok edemezsüıiz."
AİHM'dekı karar sürecini eleştiren
j Erdoğan. şunlan
kaydetti: "Karan
verenkre şunu
sormak
istiyorum; sizin
ülkekrinizde
mevcut
yasalannızm
inançlaria örtüşen
veyaçakışan
yanlannı
değerlendirdiniz
mi? Bu soruyu bir
sormak lazun.
Acaba örtii nedir?
Bunusorarak,
bunun yetkilisi
olanJardanbu
konuda herhangi
bir cevap atınmtş
mıdır? Bu cevap
ahnmadan böyle
birkarara
varmak bir defa
din vevkrdan
özgürhlğüne de
eğiüın
J
özgürhlğüne de
ters düşeıf Karann, dosyanın "kendi
içinde değerlendirümesi" gerektiğini
savunan Erdoğan, "Bunu böyle bir
genefleşürme gayreti içine girmek
maalesef art niyetii davranmaktan
başka bir şey değildir. Bunu da özeüikle
ülkemdeki, bu konuyu böyle
değerlendirme gayreti içinde ideolojik
valdaşımlanru ortaya koyanlara ifade
etmek rstiyoruırT dedi AlHM'nin
karanm, AB sürecine mal ederek
değerlendirme gayreti içine girenlerin
de bir yanılgı içerisüıde olduklannı
söyleyen Erdoğan şunlan kaydetti:
u
Çünkü,budaözgurlüğunbirparçası
olarak ele ahnnuş bir konudur. Bunu
AB sürecini tanımayanlara da özeDikk
duyurmak isterim."
'Yasaklan kaldmnakta kararhyg'
Gül de Bahreyn zıyareti öncesınde
düzenkdiği basın toplantısında,
hükümetın türban konusunda adun atıp
atmayacağı yönürjdeki soru üzerine,
"tleride görürsünüz, yapıhr mı,
yapıbnaz mı? Bu bir rurnusol kâgıdı
gibi; krııin yasakçüığı savunduğu,
kimin çağdaş olma yohında çahşüğı
görülmektedir. Hükümet yasaklan
kakhrraakta kararüdır" dedi. -
• Türban
karannın nihai
olmadığını
savunan Erdoğan,
"Bunu
genelleştirme
gayreti içine
girmek maalesef
art nıyetli
davranmaktan
başka bir şey
" dedi.
Cumhurbaşkanlığı KükürSanat Bü-
yükÖdüDeıiÇankaya Köşkü'ndedü-
zenlenen törenle dün sahiplerine ve-
rildi. Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık, Ressam Ferruh Başağa, gazete-
miz yazan Oktay AkbaL, Fotoğraf Sanatçısı Ara Güler ve Sevda Ce-
nap And Müzik Vakfi, ödülleriru Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer'den aldı. Törende konuşan Sezer, sözlerine "Atatürk üke ve dev-
rimlerinin saMinuculuğunu .vapan sizlerte biriikte olmaktan duydu-
ğum muüuluğu önceliklebefiıtmek isthorum" dherek başladı. Sezer,
"Bilimsel getişmeden, sanattan ve külrürden yoksun uluslar, ekono-
Köşk'te görkemli tören mik yönden zengin olsalar da, duygu
ve düşünce yoksulluğundan kurrula-
mazlar" dedL Prof. İnalcık, ödülü tiim
bilim adamlan adına kabul ertiğini beürtti. Gazetemiz yazan Oktay
Akbal'ın adınaödülünü rahatsızhğı nedeniyk eşiAyiaAkbal akfa. Ok-
tay .\kbaL eşiyle gönderdiği mesajda. "Ödülü yaşantınıın en büyük
armağanı sayıyorum" dedL Törene, siyasiparti Bderleri, bakanlar,yar-
gı temsilcileri, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç ile rektörler, Genelkur-
may Başkanı Orgeneral Hümi Özkök. ku\vt komutanlan, sanatçılar
ArtfSağ, Fikret Orj-am ik çok sayıda daveüi kauldı. (Fotoğraf:AA)
AKP'Lİ ERGtN: TÜRBAN BÎR INSAN HAKKI AÎHM'NÎN GEREKÇELIKARARI
'Mahkemenin Türban siyasi
karan çelişkili' bir simge'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Avrupa Insan Haklan Mah-
kemesi 'nden (AlHM) türban le-
hine bir karar bekleyen AKP yö-
Telîmi, lersrbîfTcârârTıBn^sT
üzerine AİHM'ye tepki gösterdi.
AKP Grup Başkanvekili Sadul-
lah Ergin. söz konusu karann
AİHM' nın e\Tensel insan hakla-
n noktasında gösterdiği titiz tav-
nna gölge düşürdü-
ğünü belirterek tür-
banın e%Tensel bir in-
san hakkı olduğunu
ileri sürdü.
AKP Grup Baş-
kanvekili Sadullah
Ergin, söz konusu
kararın AİHM'nin
e\Tensel insan hakla-
n noktasında göster-
diği titiz tavnna göl-
ge düşürdüğünü sa-
vundu. Bunun bir ev-
rensel insan hakta ol-
duğunu ileri süren n
Ergin. "İnanma, inandığını kişi-
sel hayatındatatbiketmebir hak-
ür" dedı. Karann başörtüsünü
yasaklama karan olmadığını ile-
ri süren Ergin, şunlan söyledi:
"YÖK'ün almısokhığuyasakla-
ma karanm kendi içinde tutarh
buhnuştur. Bu durumda YÖICün
bu yasağı uygulamaması durumu
insan haklanna aykın olmaya-
cakür. Orada ince bir çizgi var.
ÂKPGrupBaşkan-
JM.veJdIi Ergin, ka-
rann .Avrupa Insan
Haklan Mahkeme-
si'nin evrenselinsan
haklan konusunda
gösterdiği titiz tavn-
nagölgedüşürdüğü-
nüsöyledL AKP Ge-
nelBaşkan Yardım-
cısı Yazıcı da "Ka-
rardaönemliyorunt
hatalan var" dedL
Türkrye'de a/ınlıklann haklan
konusunda kılı kırk yaran
AİHM'nin, çoğuniuğun inancı
gereği yaşaması konusunda ver-
dîği kararla derin bir çelişki içi-
ne düşmüştiir."
AKP Genel Başkan Yardım-
cısı Hayati Yazıcı da, karar üze-
rinde önemli yorum hatalan bu-
lunduğunu savundu.
AİHM ya da bir
başka mahkemenin
türban ya da ben-
zeri bir konuyla il-
gili kural koymuş
olduğu biçiminde-
kı ıddialann huku-
kı temelden yoksun
olduğunu öne sü-
ren Yazıcı, karann
karar konusu kişiy-
le ilgili olduğunu
kaydetti. Karann
söz konusu olay için
bağlayıcı olduğu
görüşünü ifade
eden Yazıcı, "Bu konuda kural ko-
namaz demek, Türkrye'nin gele-
ceğini ya da bir uhısun geleceğini
16 yargıçtan oluşan bir ekibe ha-
valeeünek,gekceğeipotekko>inak
anlamına geür" diye konuştu.
Türbanı "çağdaş bir kıyafet"
olarak nitelendiren TBMM Baş-
kanı Bülent Annç ise gazete-
cilere yann bu konuda bir açık-
lama yapacağını duyurdu.
ANKARA (CumhurivetBüro-
su) - Avrupa İnsan Haklan Mah-
kemesi (AİHM) Büyük Dairesi ta-
rafından Leyla Şahin davasıjle_
îlgili olarak hazırlanan gerekçeli
kararda, türbanın siyasi bir sim-
ge olduğu \Tirgulandı. Türbanın
"toplumsal kutuplaşma yaratan
aşın harekederin simgesi" oldu-
ğuna ışaret edilen gerekçeli karar-
da. Leyla Şahin'in
üniversiteyi kazan-
dığında türban ile il-
gili yasalan bildiği-
ne dikkat çekildi.
AlHM'nin enüst
karar organı olan
Büyük Daire'nin ha-
zırladığı 53 sayfalık
kararda, Leyla Şa-
hin'in, Türkıye'nin
ve alt dairenin gö-
rüşlerine yer verili-
yor ve büyük daire-
nin kararlannın ge-
rekçeleri açıklanı-
tHM Büyük Da-
iresi'ningerekçe-
li karannda türban
konusundaşudeğer-
lendirmeler yapılı-
yor: t/Aşın hareket-
lerin simgesi • Di-
ni kuraUara dayalı
devlet ödemini ser-
giliyor^ Basörtüsü
ve türban aynı şey
değili/Kıyafetteesas
olan yasalardır
yor. Dairenin karannda 28 Şubat
sürecinin gerçekleşmesindeki en
önemli etkenin de türban olduğu
ifade ediliyor. Dairenin gerekçe-
li karannda yer alan önemli nok-
talardan bazı alıntılar şöyle:
# Kadınlann sadece saçlanm
örttüğü basörtüsü, saçın gözükme-
yeceği şekilde boyundan bağlanan
ise türbandır ve türban siyasi bir
sinıgedir.. (...) Türkiye'de aşın si-
yasi hareketlerin varlığının ve bu
hareketlerin kendi dini sembolle-
ri ve dini kurallara dayalı bir top-
lum dayatma isteği göz ardı edil-
memesi gereken bir öğedir.
# Giyim konusunda önemli
olan Kılık-Kıyafet Yasalan'dır.
Bu yasa modem bir toplum yarat-
mayı ve yurttaşlann dinine göre
aynştınlmamasını öngörür.
• Türkiye'de laik-
liği savunan kesim,
"basörtüsü''ile "tür-
ban" arasındaki
farklılıklara vurgu
yapmakta, türbanın
siyasi simge oldu-
ğunu ifade etmekte-
dir. Türbanın simge
olarak kullanımı en
çokRefahPartisiile
DYP arasındaki ko-
alisyon döneminde
artmış, özellikle 28
Şubat 1996 'dayük-
selen ses nedeniyle
hükümet bu konudaki ısranndan
vazgeçmek zorunda kalmışür.
# Türkiye'deki türbanlı öğren-
cilerin yaptığı hareketler toplu-
mun kesimlere aynlmasına ne-
den oldu. Ve toplumda "inanan-
lar ile inanmayanlar*" aynmcılı-
ğı işlenmeye başlandı. Bu çok
tehlıkeli bir yaklaşımdır. Bu rür
kamplaşmalartoplumlan derinden
etkilemektedir.
CUMARTESİ
ATAOL BEHRAMOĞLU
Papis'în Hayalet
Banliyöleninde../
1980'lerdeki yurtdışı "sürgün"yıllanmın ürünle-
rinden "Paris Şiirieri" dizisıni oluşturan şiirlerden
birinin ilk iki dizesi şöyledir:
"Paris 'iri hayalet banliyölerinde
Boğuntunun sessiz çığlığını duydum..."
Alışılmadık bir Paris imgesi oisa gerek bu... Ve
sözü edilen "boğuntu"yu. sadece "cafe"lerin, re-
sim galerilerinin, müzelerin, kitabevlerinin, içeriği
ve servisiyle gerçekten zarif Fransız mutfağ/yla bir-
iikte dünyanın bütün göz zevklerini ve damak tat-
lannı ayağınıza getiren restoranların, Montmartre
ya da Eiffel'in, gizemli Notre Dame'ın, ışıklı feribot-
lann süslediği Seıne Nehri'nin Paris'ini değil, bu Pa-
ns'i çepeçevre kuşatan "banliyö "lerin, yoksul semt-
lerin gri, ışıksız, kederlı yaşamına ortak ya da hiç
değilse tanık olmuş biri anlayabilir... Fakat kâğıt üs-
tünde bütün bunların hepsi Paris'tir ve "asıl" ken-
ti çepeçevre saran tüm bu banliyölerde yaşayan
herkes Parislidir ya da kendini öyle tanımlar... Dog-
rusu da budur... Paris ve Parisli eninde sonunda
bütün bu toplamın ortalamasıdır, öyle olmak zo-
rundadır...
• • •
Sözünü ettiğim dönemde, düzgün bir iş (gelir)
ve kiralık konut edinme sürecinde, henüz tek göz
bir odada yaşamaktayken, "yasal" hakkımız ola-
rak HLM (sosyal konut) başvurusunda bulunmuş-
tuk. Birgün yanıt geldi ve önerilen konutu görme-
yegittik. "Paris'in hayaletbanliyöleri"r\de, çoğun-
lukla kara derilı göçmenlerin yaşadığı, bildiğimiz Pa-
ris'in belki yüz kilometre dışında, trenden sonra da
bir hayli yürüyerek ulaşılan bir yerdi burası... Ana
binanın girişinde bir yağ ve pislik kokusuyla karşı-
landık. Duvartar, asansörün kapısı ve içi sanki bu
kokuyla sıvanmış, ona uygun yazılar ve görüntü-
lerfe bezenmişti... Daha ileriye gitmeye gerek gör-
meyip kentin merkezlerinden birinde bir apartma-
nın çatı katındaki sekiz metrekarelik odamıza dön-
dük. (Penceresınden hiç değilse Monmartre görü-
nüyordu...) Ve yine hem yasal zorunluluk hem ne-
zaket gereği, önerilen konutu istemediğimizi, in-
sanca yaşanır bir yer olarak görmediğimizi ilgili
kuruma yazılı olarak bildirdik. Aldığımız yanıtta; bu
yazı sanki hiç yokmuş, sanki ilk başvurumuz ilk kez
yanıtlanıyormuş gibi, sosyal konut isteğimizin red-
dedildiği bildirilıyordu... Açıkça bir ikiyüzJülüktü bu.
Söz konusu kurum, önerdiği sosyal konutun "göç-
men" tarafından geri çevrilmiş olmasını anlaya-
mamış, içine sındirememiş, önceki "olumlu" ya-
nrtını yok sayarak "küstah" göçmene "haddini bil-
dirmek" ıstemişti... Bu Fransa'yı da, tıpkı "hayalet
banliyö" gibi, onu az çok içinden yaşayıp tanımış
olan anlayabilir. Bu Fransa, temel insan haklan, sos-
yal haklar alanlannda küçümsenemeyecek bir dü-
zeye ulaşmış olmakla biriikte toplumsal eşitsizli-
ğin en kabul edilemeyecek koşullarda yaşandığı,
bunun yanı sıra da kendinden saymadığını küçük
görmeye, aşağılamaya koşullanmtş birülkedir. Sö-
mürgeci, ırkçı geçmişin izleri en derin biçimde var-
lığını sürdürmektedir ve bunlar, yaşadığımız gün-
lerde tanık olunduğu gibi, gerektığinde en kaba bi-
çimleriyle ortaya çıkmaktadır.
•••
Faşist eğilimli Içişleri Bakanı (Nicolas Sarkozy),
"döküntüler" (rebut) diye söz ediyor banliyölerde
ayaklanan ve çoğu besbelli ki on sekiz yaşın altın-
da o]an ayaklanmacılardan... (Bir köşe yazanmız
/C. Ülsever/, konuyla ilgili yazısında doğru sap-
tamalaryapmış olmakla biriikte, ayaklanan binler-
ce genci "serseriler" dıye niteleyerek Sarkozy ile
ağız birliği etmiş oluyor.) Binlerce "döküntü" ya da
"serseri", bu "Batı" toplumunda (ve benzerlerin-
de) bir anda mı oluştu? Şimdi Fransa'da yapılmak
istendiği gibi, suçlu bulunanlann (çoğunluğunun,
belkı tamamına yakınının doğum yeri olan bu ül-
kelerden) sınır dışı edilmeleri, sorunu temelden çö-
zebilecek mi? Değer verdiğim bir başka yazar (G.
Aktan) ayaklanmacılardan "Müslüman gençler" di-
ye söz ederken bence eksık ve sığ bir tanım yapı-
yor; böylece de Fransız basınında "Türkiye'nin Is-
lamcı başbakanı" diye nitelenerek "türban" açık-
laması "kişisel kanı" olarak görülüp cıddiye aiın-
mayan kişinin (bkz. Liberation, 10.11.05) bu açık-
lamasını ister istemez destekler bir konuma düşü-
yor... Dahadavahimi, "milliyetçilik" (ondan daöte,
yurtseveriik) konulannda belırgin alerjiye sahip ol-
duğu bilinen bir yazarın Fransa'daki ayaklanmayı
bu ülkedeki "milliyetçi" yükselişe bir tepki olarak
değerlendirdiğini okuyoruz.. Bu yazara göre, bu ül-
kede Avrupa Birliği Anayasası taslağına olumsuz
oy verilmesı de yükselen milliyetçiliğin sonucu imiş.
Aynı yazar aynı yazıda, sözü kendi ülkemize geti-
rerek bizde de yükselen milliyetçiliğin, varoşlarda
(herhalde Kürt kökenli yurttaşlann) ayaklanması-
na yol açabileceği imasında bulunuyor... Böylesi-
ne bir koşutluk, kafa kanşıklığının mı, başkaca sap-
lantıların sonucu mudur, bılemiyorum. Bizde; Fran-
sa'daki ve benzer ütkelerdeki sömürgeci kökerilîT
o insanların neredeyse genlerine işlemiş ırkçılık
hiçbir zaman olmadı. Bunca kışkırtmaya karşın
ima edilen ayaklanmalann görülmeyişi ya da sınır-
lı kalışı bundandır. (Bir gün bu türden ayaklanma-
lar gerçekleşirse. korkarım ki bu yönde kışkırtma-
lann ya da "türbancı" provokasyonlann sonucun-
da olacaktır.) Paris'in "hayalet banliyöleri"nde pat-
lak veren ayaklanmaya gelince, o çocuklann da ken-
dilerini Fransız saymadıklarını, yeri geldiğinde
"Fransız" olmayanı küçümsemediklerini veoy ver-
me yaşındakilerin çoğunun da (tıpkı ak derili Fran-
sızlargibi) "milliyetçi" dürtüden çok, ekmeği baş-
kasıyla paylaşmak korkusuyla Avrupa Birliği Ana-
yasası taslağına olumsuz oy vermediklerini nere-
den biliyoruz?
Toplumsal olaylan, özellikle bu son örnekteki gi-
bi yetersiz bilgi ya da önyargıyla irdelemeye kal-
kışmak, en hafif deyimıyle hafiflik oluyor.
ataolb(y cumhuriyet.com.tr
Faks:(0212)343 72 64
Krîze soruştupnta istemi
• İZMİR (CumhurKet Ege Bürosu) -10 Kasım'da
''türbanlı krizi"nin )'aşandığı Alsancak Devlet
Hastanesf nde Başhekim Yardımcısı Dr Cafer
Büyükalmus"a tepkı \ağıyor Saygı duruşunda
oturmayı sürdüren rürbanhlan uyaran yurttaşlara
"Biz sizin oruç tutmamaruza kanşıyor muyuz" dıyen
Büyükalmus, son yerel seçimlerde AKP'den Buca
belediye başkan adayı olmak için çabalamıştı.
Yaşananlann ardından hastane çalışanlan soruşturma
açılması için Başhekim Dr. Aslan Savaşan'a basvurdu.