Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2004 PERŞEME
HABERLER
DÜNYADABUGUN
ALİ SİRMEIV
Sorun Şu ki, Askerler
Çok Daha Siviller
Bağdat Caddesi, adını 16. yüzyılda ordunun Bağ-
dat'a doğaı sefere çıktığı yol olmasından alır.
Bu cadde üzerinde bulunan Caddebostan'ın adı
da Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan'ın. tanmsal
araştırmalaryapılması için vakfettiği arazi üzerin-
de bulunan tarihi bostandan gelir. Böyle seçkin
bir semtte bu kadar değerli bir arazinin bostan
olarak kalabilmesinin hikmeti bu Mihrimah Sul-
tan vakfiyesinde yatar.
Birzamanlar Bağdat Caddesi, hemen Kızıltor-
pak'tan başlayıp Bostancı'ya kadar, hatta daha
ötelerine uzanırdı. Caddenin kıyı tarafında oldu-
ğu kadar içerlere doğru uzanan iki yakasında ve
arkalannda köşklerin yer aldığı Istanbul'un seç-
kin sayfiye semtlerinden biriydi ki, kentin Avrupa
yakasından olduğu kadar, kendisi de nispeten say-
fiye sayılan Kadıköy'den bile orta halli ve üzerin-
deki aileler burada yazı geçiriıierdi.
Bütün bunlar tarih oldu.
Kentlerin demografık sosyai ve ekonomik de-
ğişmelerden azade nostaljik konumlannı koru-
malannı beklemek, o n milyonluk bir Istanbul'un
yanm ya da bir milyonluk kent olduğu zamanlar-
daki özelliklerini korumasını istemek abestir.
•••
Kent de semtleri de, yaşamın gelişmesine ayak
uyduracaklardı, uydurdular da.
Üstelik Bağdat Caddesi ve dolaylan bitişik ni-
zam olmayan yapılan, binalann çevresinde bü-
yük bölümü otoparka dönüştürülmüş bahçeleri,
sokaklanndaki yeşillikle kentin en uygar çağdaş
semtlerinden biri haline geldi.
Ne var ki, bütün görece iyiliğine karşın, bolge
yeterli, çağdaş ölçütlere uygun oranda yeşil ala-
na sahip değildi.
Eski Istanbul, Bağdat demiryolunun üzerinde
Feneryolu ile Göztepe arasında yer alan, Devlet
Meteoroloji Müdürlüğü'ne ait olan park ile, Göz-
tepe'de Bağdat Caddesi ile Cemil Topuzlu ara-
sında kalan park dışında, yeşil alan yok artık ken-
tin bu kesiminde.
Bu hafta başında Maliye Bakanlığı; Devlet Me-
teorooliji'ye ait üzerinde park olan 45 dönümlük
arazi ile Caddebostan'da artık Tanm ll Müdüriü-
ğü'ne ait olan Mihrimah Sultan Vakfı'ndan kalan
22 dönümlük arsayı bina yapılmak üzere ihaleye
çıkardı.
Kadıköy Belediyesi'nin, bu girişimin kent pla-
nına aykın olduğu yolundaki çıkışlan, semt sakin-
lerinin oluşturduklan sivil toplum örgütlerinin fer-
yatlan, daha önce idare mahkemesinden alınan
Caddebostan ile ilgili kararlar hep kulak ardı edil-
di.
"Sivil ve demokratik!" yönetim, kentin ve sem-
tin ciğerlerini herşeye kulak tıkayarak ranta feda
ediyordu.
Gazetelerin bu olayı bildirdikleri günlerde, say-
falarda başka bir haber daha yer alıyordu. Bu kez
söz konusu olan sivil kesim değil, "ciheti askeri-
ye" idi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Izmir'de bulunan 2.
Ana Jet Eğ/tim Uçuş Komutanlığı, eğitim uçuş-
lannın rotasını değiştirmişti.
Değişikliğin nedeni IzmirÜniversitesi'nin, Kuş-
cenneti'ndeki 251. kuş türünün büyük bölümü-
nün uçakların sesinden etkilenmeleri ve türieri-
nin yok olması tehlikesi yüzünden rota değişikli-
ği isteyen başvurusu idi.
Komutanlığın talebe verdiği olumlu yanıt, "Kuş-
lann Büyükelçisi" diye anılan Prof. Dr. Mehmet
Sıkı tarafından bile "inanılmaz" olarak tanımla-
nıyordu.
Işte size demokrasimizin en büyük dertlerinden
birini gözler önüne seren iki olay, iki haber.
"Seçilmiş sivillerimiz", kendilerini seçenlerin
yeşil alan hakkını hiçe sayıp onu ranta feda eder-
ken "atanmış askerlerimiz", "vatan müdafaası"
gibi gerekçelerileri sürmeden, doğaya saygıdan,
kuş türlerini korumak için rota değiştiriyordu.
Birinci olayda, örneğin Caddebostan'daki ara-
zinin yeşil alan dışında kullanılmayacağı yolunda
idare mahkemesi karan var, ikinci olayda ise hiç-
bir zorunluluk yok.
Şimdi söyleyin bakaJım, askerlerimiz, sivilleri-
mizden daha sivil değiller mi?
Türkiye, Devlet Dikimevi'nden gelmiş üniforma-
lan giymeyip de Ramsey'den giyinen kişileri salt
bu nitelikleri dolayısıyla sivil sayan kafalar yüzün-
den bu hale geldi.
Sivil; sivil ve demokratik çözümler üreten kişi-
dir, Ramsey'den giyinen değil.
Bu yazı askerlere övgü düzmek için değil, as-
kerinden daha az sivil kafa taşıyan bir yönetimi
eleştirmek için yazıldı.
asirmen'' cumhuriyet.com.tr
Yasadışı telefon dinleme gündemden hiç düşmedi. Dinlenen kimi zaman başbakan, kimi zaman gazeteci oldu
Telekıılakher yerdeÎLHANTAŞCI
ANKARA - Telefon dinlemenin
tarihte ne zaman başladığı kesin oJa-
rak bilinmese de telefonun icadın-
dan hemen sonra dinJeme yöntem-
lerinin de geliştirildiği görüşü ge-
nel kabul görüyor. Türkiye'deki ya-
sadışı telefon dinlemeye ilişkin tar-
tışmalann odağına, kimi zaman si-
yasetçiler, kimi zaman gazeteciler,
bazen de dinleme karannı verecek
olan hâkimler yerleşti. Iletişim öz-
gürlüğü anayasal güvence altına alın-
mış olsa da uygulamada yasadışı
yöntemlere sıkça başvurulduğu za-
manla anlaşıldı. Avrupa Insan Hak-
lan Mahkemesi (AlHM) kamu oto-
ritesince telefon dinleme gereklili-
ğini benimserken bunun yasal te-
mele oturtulması, haberleşme öz-
gürlüğünün zedelenmemesine de ay-
nca önem veriyor.
Yargıtay Başkanı Eraslan Özka-
ya'nın evinin onanmını yapan mü-
teahhitle yaptığı telefon görüşme-
lerinin basına yansıması ve MÎT'çi
Kaşif Kozinoğlu'nun, Alaattüı Çakı-
• Türkiye'de iletişim özgürlüğü anayasal güvence altına alınmış olsa da
uygulamada yasadışı yöntemlere sıkça başvurulduğu ve politikacıdan gazeteciye
hatta yargı üyelerine pek çok insanın telefonlannın dinlendiği ortaya çıktı. Yasal
güvencelere karşın dinleme hukuksuzluğunun önüne geçilememesinde
uygulamadaki özensizlik ve siyasilerin kural tanımaz hırslan ön plana çıktı.
cı'nın Yargıtay'daki dosyası için ri-
cacı olmasının ardından telekulak
tartışması yeniden alevlendi. Aslın-
da Türkiye, telekulak skandallaruıa
yabancı değildi. Geçmişte birçok si-
yasetçi, gazeteci ve yargıç, yasadı-
şı telefon dinlemenin mağdurları
arasında yerini almıştı.
Uygulamada özensizlik
Anayasayla tüm yurttaşlann ileti-
şim özgürlüğü güvence altına alın-
dı. Hâkim karan olmadıkça da ha-
berleşme özgürlüğünün ihlal edile-
meyeceği anayasal hüküm haline
getirildi. Türk Ceza Yasasf nda da
"sırnn masuniyeti aleyhine cürüro-
ler" suç kabul edildi. Telefon dinle-
meye, Çıkar Amaçlı Suç Örgütle-
riyle Mücadele Yasası olanak tanı-
dı. Ancak burada dinleme karan için
suça ilişkin, "kuvvettibelirti" koşu-
lu ve hâkim karan zorunluluğu ge-
tirildi. Tüm bu anayasal ve yasal gü-
vencelere karşın yasadışı telefon
dinlemenin birçok örneği kamuoyu-
nayansıyor. Güvencelerekarşı din-
leme hukuksuzluğunun önüne geçi-
lememesüun nedenleri arasında uy-
gulamada gösterilen "özensizlik"
öne çıktı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün
8. katında oluşturulan dinleme mer-
kezinde 1998-1999 yıllannda 835'ı
gerçek kişilere ait olmak üzere, top-
lam 963 telefon yasadışı yollardan
dinlenmişti. Dinlenen telefonlar ara-
sında Cumhurbaşkanlığı'ndan Baş-
bakanJık'a, Milli Savunma Bakan-
lığı 'ndan milletvekillerine, ışadam-
lanndan gazetecilere kadar birçok ke-
simin dinlenmesi, yaşanan hukuksuz-
luğun boyutlannı gözler önüne ser-
di. TBMM'de yasadışı telefon din-
lemeleri araştırmak üzere araştırma
komisyonu kuruldu. Komisyon, çok
sayıda yasadışı dinlemeyi de ortaya
çıkardı.
FFnin kapatilması
Fazilet Partisi 'nin kapatilması da-
vasında, yasadışı yoldan elde edi-
len telefon dinleme tutanakJanna,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıh-
ğı'nın esas hakkındaki görüşünde
yer verildi. Kapatılan FP'nin genel
başkanı Necmettin Erbakan ile dö-
nemin TBMM Başkanvekili Yasin
Hatipoğiu arasında geçen görüşme,
kapatma davasında kanıt olarak su-
Basın
toplantısıyla
açıManan
hukuksuzluk
Hürriyet
Gazetesi
Genel Yayın
Yönetmeni
Ertuğrul
ÖzkÖk ile
Ankara
Temsilcisi
SedatErgjn'ın
telefon
konuşmalan,
bir dönem
îçişleri
Bakanlığı da
yapan dönemin
DYP Genel
Başkan Yardımcısı Meral Akşener
tarafından basın toplantısıyla
kamuoyuna açıklandı. Sedat Ergin'in,
Akşener aleyhine açtığı davada
mahkeme, eski Îçişleri Bakanı'nı 15
milyar lira tazminat ödemeye mahkûm
etti. Özkök tarafından açılan davada ise
Akşener'in ödemesine karar verilen 3
milyar liralık tazminat, Yargıtay
tarafından az bulunarak bozuldu.
Meral Akşener
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
'Merakhsma dinleme alederT
T? aruk Bildirici'nin Türkiye'de telekulak
A konusundaki sayılı kitaplanndan Giz-
li Kulaklar Ülkesi'nde, "merakhsınadinleme
aktkri kataloğu" da aynntıh olarak yer ah-
yor. Bunlardan bazı örnekler şöyle:
Telefon karıştırıcı (ABC-9): Masa
üzerine yerleştirilen cihaz, kolayca telefonun
hatnna bağlanıyor. Gizli bir konuşma yapar-
ken dinlenmemesini isterseniz düğmeye ba-
sarak cihazı çalıştınyorsunuz. Dinlemek için
hatta giren, konuşmalannızı elektronik per-
deleme nedeniyle anlayamıyor. Perdeleme-
nin çözülmesi daha güç birteknolojiyi gerek-
tiriyor.
Telekulak uyariCISI: Telefon hattını-
zı süreklı kontrol ederek, voltaj değişiklikle-
rini kaydederek uyanyor. Dinleme girişimin-
de bulunanlann hangi tip yöntemi kullandı-
ğını da bildiriyor.
Beyaz SeS: Odanın içinde dinlemeyi ön-
lemek için etrafa beyaz ses yayıyor. Oda içe-
risinde gizü mikrofon, verici, mıkrodalga ya
da lazer yansıtıcı ile dinlemeyi önlüyor.
UXR-5 Bond çantasi: Işadamı çanta-
sı şeklinde. Hedeflenen yerdeki bütün sesle-
ri kaydediyor. Insan seslerini diğer seslerden
ayırt edebiliyor.
ŞentSİye mlkrOfOnU: Son derece güç-
lendirilmiş bir mikrofonla donatılan şemsi-
ye, uzaktaki konuşmalan dinlemek amacıy-
la kullanılıyor.
UXT telefon ahlzesi: Kaldınldığıan-
dan itibaren, görüşmeyi
otomatik olarak
karşı taraftaki tey-
be kaydediyor.
Odavetete- r
fon dinleyici:'
Telefonun içine yerleştiri-
len küçük bir plastik kutudaki ve-
rici sayesinde, hem telefonun hem de
bulunduğu odanın telefon hatnndan din-
lenmesini saglıyor.
UXB Verici: Küçük bir kutu büyüklüğün-
de. Dinlenecek yerlere konuluyor.
UX-Card: Kredi kartı büyüklüğün-
de. Kapı altına, kitap arasına ya da cebe
konularak dinleme yapılıyor.
nuldu. FP'nin kapanlmasına karar ve-
ren Anayasa Mahkemesi, bu delil
hukuka aykın yoldan elde edildiğ
için kanıt olarak kabul etmedi.
Yargı da dinlenirse...
Yasadışı dinleme nedeniyle bir-
çok dava açıldı. Bunlardan öne çı-
kanlardan birisi de eski Yargıtay 8.
Ceza Dairesi Başkanı Naci Ümer' in
resmi telefonunun dinlenmesiydı.
Ünver, îçişleri Bakanlığı aleyhine
dava açtı. îçişleri Bakanlığı'nın mah-
kemeye gönderdiği savunma, ida-
renin telefon dinlemeye bakışını d,"
gözler önüne serdi.
Bakanlık, yalnızca Yargıtay'ın de-
ğil, başka önemli kışi ve kurumla-
nn da telefonlannın dinlendiğini be-
lirterek olası bir tazminatın yeni taz-
minat istemlerine neden olacağını
savunarak davanın reddini istedi.
Mahkeme, Îçişleri Bakanlıgı'nı, Na-
ci Ünver'e 7.5 milyar lira tazminat
ödemeye mahkûm etti. Yargıda nü-
fuz kullanarak davalan etkilemeye
çalışıldığına ilişkin Neşter-2 soruş-
turmasının telefon dinlemesine Yar- ;
gıtay üyeleri de takıldı. Yüksek yar- •'
gıçlann durumunu değerlendirmek r
üzere toplanan Yargıtay 1. Başkan- '
lık Divanı, Yargıtay üyelerinin din- '
lenmesi için bir izin isteminin bulun-
madığına, yasa uyannca izin alınma-
sı gerektiğine işaret ederek, yasal
olmayan yollardan elde edilen deli-
lin ceza yargılamasında kanıt ola-
rak kabul edilemeyeceğine oybirli- >
ğiyle karar verdi. '
DinJeme yasa çerçevesinde
Avrupa Insan Haklan Mahkeme- -
si'nin genel yaklaşımına bakıldığm-
da, divanın yasa çerçevesinde dinle .
me zorunluluğuna yakın kararlan •-
bulunuyor. AlHM, kural olarak, de-
mokratik toplumlann kamu otonte- -
lerince telefon dinlenmesiningerek- ı
liliğini kabul ederken demokratik !
toplum düzeninin korunması bakı- i
mından tanınan uygulamanın yasal ı
bir temele oturtulması \ e haberleş- \
me özgürlüğünü zedelememesi ge- ı
rekliliğine işaret ediyor. ,
Avrupa Insan Haklan Sözleşme-
si'nin 8. maddesinde de, özel haya- .
tın ve aile yaşamının korunmasında
resmi makamlann kanşmasının, an- -
cak ulusal güvenlik, kamu güvenli- ,
ği, ülkenin ekonomik gönenci. dü-
zenin korunması, suçlann önlenme-
si, sağlığın ya da ahlakın ve başka-
sının hak ve özgürlüklerinın korun- :
ması için zorunlu bulunduğu ölçü-
de, kanunla öngörühnesi koşuluyla
olabileceği öngörülüyor.
VVatergate skandah
Dünyada bilinen en büyük yasa-
dışı telefon dinleme olayı ABD'de ya-
şanan "VVatergate" skandah ile or-.
taya çıktı. Faruk Bildirki'nin "Giü-
K Kulaklar Ülkesi" adlı kitabında,
1972 yıünda yaşanan skandahn ABD
Başkanı Richard Nfacon'ın istifasına
kadar uzandığı belirtiliyor. Aradan
24 yıl geçtikten sonra 1996'da açık-
lanan skandalın bantlan, Nkon'ın, •
politikacılann yanı sıra ünlü gazete- '
cilerin de telefonlannı yasadışı yol-,
dan dinlettiğini kanıtladı.
Türkiye'nin kabul edilmeyı bekle-
diği Avrupa Birliği ülkelerinden Al-
manya, Fransa başta olmak üzere bir-
çok ülkede telefon dinleme, mahke-
me karanyla olanaklı hale geliyor.
ABD'de de telefon dinlemek için yar-
gı karan gerekiyor. Soruşturma bittik-
ten sonra, yargıçlann. dinlemeye alın-
mış kişilere düılendiklerini bildirme
ve dinlenilen konunun içeriğini &
sunma zorunluluğu bulunuyor.
TCDD, altyapıyı iyileştirmek yerine olası kazalar için 7 Temmuz'da ekipler oluşturmaya başladı
Kazadan önce teselli eldbiFATMAKOŞAR
Devlet Demiryollan, Pamukova'da
onlarca insanın ölümü ve yaralanma-
sıyla sonuçlanan kazadan günler önce,
7 Temmuz 2004 tarihinde, olası kaza-
lar için "tesefli ekipleri'' oluşturmaya baş-
lamış. Raylardaki aşınma ve bakımsız-
lık başta olmak üzere bilim insanlan-
nın uyarılarına kulaklarını tıkayan
TCDD (Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryollan) 7 Temmuz 2004 tarihli,
Genel Müdür Yarduncısı Erol tnal'ın
imzasını taşıyan bir belgeyle "teselli
ekipleri" kurulması için harekete geç-
ti. Buna göre ekiplerin görevi, "olası ka-
zalarda öleceklerin ve yaralanacakla-
nn acüarmı paylaşmak."
TCDD, Ankara-lstanbul hattındaki
• Devlet Demiryollan, olası kazalarda ölü ve yaralı yakınlannı hızla
ziyaret edecek "teselli ekipleri" konusunda AKP'li milletvekillerinin
"kaza, takdir-i ilahi" değerlendirmeleriyle örtüşen bir özen göstermiş.
trenlerin hızını, "raylar ve yolun ge-
ometriâ uygun hale getirilmediği için sa-
atte 130 kilometreye çıkarmasının doğ-
ru olmadığT yönünde yapılan uyanla-
rı ise dinlemedi. Buna karşıhİc aynı
günlerde, oluşturmak için kollan sıva-
dığı "teselli ekipJerinin, olaviardan son-
ra en kısa sürede ölü ve yaralı yakınla-
nnı zi>aret etmesi" öngörüldü.
AKP'li milletvekillerinin Pamuko-
va'da yaşanan kaza için "kem gözlere
geldik, kadere karşı gelinmez, takdir-i
ilahi" diye yaptıklan değerlendirme-
lerle örtüşen TCDD'nın hazırhğını içe-
ren "tesefliekipleri"yie ilgili belge, Te-
sisler Dairesi Başkanlığı'ndan yol bi-
rimi, hareket birimi, kaza ve vukuat şu-
be müdürlüğü ile personel birimine
gönderildi. 7 Temmuz 2004 tarihli söz
konusu yazıda şu ifadeler yer aldı:
"Hatlannuzda meydana gelen ve ya-
TÛL, görsel basın aracıoğı ile kamuoyıı-
na yansıyacak nitetikteki geçit çarpışnıa-
s, trenden düşme ve şahsa çarpma gi-
biolaylar,Kuruluşumuzca vatandaşlar
nezdinde oluşturulan ilgj \e sempatiyi
ohımsuzyöndeetkikmektedir. Buohım-
suzhıkiann en aza indirilmesi için bu tür
ola> larda yaralanan veya ölenlerin acı-
suu azaltmak ve paylaşmak üzere, ola-
yın meydanagefişyerinegöreBölge Mü-
dürlüklerince „. teselli ekipleri oluştu-
rulacakür. Bu ekiplerin olaydan sonra
en kısa sürede ölü ve yarah yakmlannı
ziyaret etmesi sağlanacaktır"
TCDD: Insani bir şey
TCDD yetkilileri "teseffieldpleri"yle
ilgili hazırlıklannın kazalan öngönnek
anlamına gehnediğini belirterek "Bu in-
sani bir şey" dediler.
Mutlaka her yaralanma ya da ölüm
olayında taziye gönderdiklerini belir-
terek söz konusu yazının "kaza oldu-
ğu zaman her birimden üst düzey bir
yetkih'denohışacak ekiplerin" mağdur-
lan bir an önce ziyaretinin sağlanma-
sına dönük bir hazırlık içerdiğini ıfa-
de ettiler.
CHP'den hızlandırılmıs tren faciası icin brosür
'AKP'ninkaratreni'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP'nin, hızlandınlmış tren kazasıy-
la ilgili olarak hazırladığı, "Işte
AKP'nin Hızlandınlmış Kara Treni"
başlıklı broşürü, Türkiye genelinde
dağıtılmaya başlandı.
Broşürün kapağında Deniz Bay-
kal'ın "Hesap SoracağE" sözlerine
yer verilirken "Partizan kadrolaşma,
bilim dışı uygulama, ehüyetsiz işfct-
medEk,uyanlara kulak ükamavegos-
teriş merakuım faciaya neden oldu-
ğu" behrtıldi. Hıçbır ülkede "Hrdan-
dınlmış Tren" diye isimlendirilen bir
uygulamanın olmadığı kaydedilen
broşürde, şöyle denildi: "140 yıl önce
yapılmış raylar üzerinde, dddi hiçbir
çahşnıa yapmadan, bflimsel ve teknik
önerileri dikkate alnıadan, bız yap-
tık oldu' deyip "Hızh gıdin' emri ve-
rerek kara treni htzlandırmanın sonu
budur.Butrenkazası değfl.akddışı he-
vesin yol açngı büyük bir faciadır."
Broşürde, Baykal 'ın, kazaya ilişkin
değerlendirmelerine de yer verilirken
bütün uyanlara karşın hızlandınlmış
tren seferlerini devam ettirip kazaya
neden olanlann, olayı örtbas ederek
sorumluluktan kaçmaya çahştığı vur-
gulandı. Broşürde, kazanın ardından
demiryolunun hızla yenilenerek deül-
lerin karartıldığı belirtilerek "Hangi
ayıp, daha ayıp? DetiDeri karartmak
nnçafcşanlangünahkeçisiyapnıakmj''
diye soruldu. Broşürde, "Gensonı-
dan kaçan siyasilerin koltuklannda
oturmaya devam ettikleri" voırgula-
narak broşür baskıya verilirken mey-
dana gelen Tavşancıl'daki tren kaza-
sından da söz edildi.