17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2004 CUMARTl HABERLER DUNYADABUGUN ALİ StRMEN Muhalefetsiz CHP ve AB'ye Engel F. Bila 1971 Haziran'ının son günleri, Ankara'daki veteriner okulunun mahkeme salonuna çevril- miş bir odasında, kürsüdeki Ali Elverdi, salon- da aralarında Doğan Avcıoğlu, llhami Soysal, Altan Öymen, Raif Ertem'in de bulunduğu otuz kadarsanık hakkındaki karan okuyor; hep- sinin cezası idam olan TCK146/1 'den tırtuklan- masına karar verilmiştir. TalatAydemir'in idam kararında imzası olan Elverdi soruyor: - Söyleyecek şeyi olan var mı? Ahmet Güryüz Ketenci söz isteyip kalkıyor ve, - Gürbüz değil efendim, Güryüz, benim adım Ahmet Güryüz Ketenci, diyor. O akşam Mamak Muhabere Okulu'nun hapis- hanesinde, herkes ucu ölüme kadar uzanabile- cek bir tutuklamanın nedenlerine değil de Gür- yüz'ün Gürbüz olarak söylenmesine itiraz eden Ahmet Ketenci'ye takılıyor. Dün, dostum Fikret Bila'nın "CHP'de Muha- lefet" yazısını okurken partiden ihracı söz ko- nusu olan üç milletvekili arasında bulunan Ah- met Ketenci'nin adının doğru yazılıp yazılmadı- ğına baktım. Neyse ki doğruydu. Aksi takdirde yanmıştı Fikret! • • • Türkiye'nin içinde bulunduğu kritik durum do- layısıyla, parlamentodaki tek muhalefet partisi konumunda olan CHP'nin önemi daha da artı- yor. Ne var ki CHR objektif koşulların elverişliliği, bünyesinde birçok değerli kimseyi barındırma- sına karşın kendisine düşen işlevi tam olarak ye~ rine getiremediği, toplumun beklentilerineyanrt veremediği izlenimi yaratıyor. Benim de aralarında bulunduğum kimileri, bu durumu partinin lideri ile yakın çevresinin yeter- sizliğine bağlıyorlar. Başkalan da bitmeyen iç çe- kişmeyi durumun nedeni olarakgösterip artık bu- na son verilmesini istiyorlar. CHP'nin son ola- ğanüstü kurultayının delegelerinin çoğunluğu da bu görüşü benimsemiş durumda. Şimdi üç milletvekili; Ahmet Güryüz Ketenci, Hasan Ay- dın ve Mehmet Tomanbay kesin ihraç iste- miyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilmiş durumdalar. CHP delegelerinin tercihlerinin, partinin potan- siyel seçmeninin tercihleriyle ne kadar bağdaş- tığı konusunu burada bir kez daha tartışacak de- ğilim. Ama son olayların CHP'yi muhalefete taham- mül edemeyen bir muhalefet partisi konumuna soktuğunu da belirtmek isterim. Açıkça cephe almadan, tabandan gelen mu- halefetin arternattfî konumuna girmiş olan Mus- tafa Sangül ile CHP'de ne aradığı konusunda- ki soru işareti her geçen gün çok daha fazla ki- şinin zihnini kurcaladığı Kemal Derviş'e ya da yukanda adı geçen milletvekillerine tahammül edememek, CHP'nin görüntüsünü biraz daha ze- deleyecek, işlevini yerine getirmesini biraz da- ha zorlaştıracaktır. Yukarıda sözünü ettiğim yazısında Fikret Bila bu görüşü paylaşmıyor; muhalefetin kongreler- de kaybettiğini, kendi liderini çıkaramadığını, üsteliktabandan gelen birkadrolaşma ortaya ko- yamadığını, "Baykal ile olmuyor" demenin yet- meyeceğini, kiminle olacağının bir kadro hare- keti içinde ortaya konmasının da zaruri olduğu- nu söylüyor ki bu görüşlerin çoğuna katılmamak da mümkün değil. ••• Dünkü Milliyet'te Fikret Bila ile ilgili bir haber de vardı. Değerli gazeteci-yazarın "Sivil Darbe Gihşimi ve Ankara'daki Irak Savaşlan" kitabı- nın yayıncılığını yapan Ümit Gürtuna ile birlik- te Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargı- landığı davanın haberi de dünkü Milliyet'te yer almıştı. Yargılanmanın nedeni Bila'nın kitabında, Ingi- liz Büyükelçisi Peter Westmacott ile AB'den Micheal Leigh'ın 17 Temmuz'da yaptıklan te- lefon konuşmasına yer vererek devlet sırlannı rf- şa etmesi. Doğrusu hukuk tahsil etmiş, avukatlık stajını yapmış, askeri ve sivil ceza mahkemelerinde çok boy göstermiş bir kişi olarak, yargılanma ge- rekçesini anlamakta çok güçlük çektim. Türkiye Cumhuriyeti, majestelerinin devleti- nin ya da üyesi bile olmadığı AB'nin sırlarını ko- rumakla mı mükellef? Ingilizin, AB'linin sımnı ifşadan iki Türk'ün Türk mahkemesinde yargılanmasını nasıl açıklamak mümkün? Ama burada denebilirki: "Efendim, bu konuş- malar MlTtarafından dinlenmiş ve oradan alın- mıştır, o nedenle de Türk devlet sıriannın ifşa- sıdır." Herhalde bu gerekçeye karşı da söylenecek- lerolsagerektir. Her şeyden önce, konuşmanın oradan alındığı nereden bellidir? Bir an için MlT'ten bir görevli çıkıp bunu ileri sürse, o zaman da resmen yasak olan, ama bü- tün dünya devletlerinin yaptığı, sonra da inkâr ettiği böyle bir dinlemenin yapıldığını açıklayan kişi, gizli kalması gereken, açıklanması iki dev- let arasındaki ilişkileri gerecek, aşikâr hale ge- tirecek "Türk devletinin sırrını açıklamış" olma- yacak mıdır? Neyse ki Dışişleri Bakanlığı, Bila'nın kitabının ülke çıkarlarına aykırı olmadığını söylemiş. Yargının vereceği karara güvenimiz sonsuzdur. Ancak bir mahkûmiyete hükmedildiği takdir- de, bunu sanıklar da dahil hepimiz içimize sin- dirsek bile, AB'nin kötü karşılaması ve müzake- retarihi verilmesini önleyen bir faktör olarak de- ğerlendirmesi halinde, Fikret Bila bir de Türki- ye'nin AB üyeliğini engelleyen kişi durumuna düşer diye korkarım. Allah muhafaza! Genel başkanlık koltuğuna oturan Zeki Sezer, partisinin laikliği sonuna kadar savunacağını söyled 'DSP umudunudirilteceğiz'TÜREYKÖSE ANKARA - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, *DSP umudunudiriltnıenin zorol- madığınu bunu başarmak zonında ol- dukJannT söyledi. FethuDahGüfen'in Bü- lentEcevitiçin verdjği gazeteilanıyla il- gili sorularla karşılaşmaktanrahatsızolan Sezer, "Ben laikliği sonuna kadar savu- nacakolanDSP'nin gendbaskanıyım. Sa- yın Ecevtt'in de tarikatiaria ilişkisi yok. Yurtdışındaki okullan başanlı bulmuş olabflir, ben gönnedim" dedı. Zeki Sezer, DSP'nin Necdet Kara- baba'dan sonra "Ecevft" soyadını taşı- mayan 2. genel başkanı. Ecevit'in kul- landığı odaya yerleşen, koltuğuna otu- ran Sezer, "hemgururduyuyor,bem de büyük sorumluluk aknğmın'' bilıncın- de. Görüşmemiz sırasında beyaz göm- lek giymiş olan Sezer, bu konudaki so- ruya "Maviyi de severim. Mavi de giye- rim, beyaz da. Hep mavi gömJek give- • Sezer, "ulusal solculann" adresinin DSP olduğunu vurgularken "CHP'nin varlığına saygı duyuyoruz, onlar da bize duysun. Herkes kendi kulvannda cumhuriyetin değerlerini savunsun" mesajı verdi. cekdeğflnn" karşılığını veriyor. Sezer'e sorulanmız ve yanıtlan şöyle: - Bfiient Ecevit, veda konuşmasında "köy köy, fabrilca fabrika gezin" dedi. Yurt gezilerine ne zaman çıkacaksınız? - Öncelikle programımızı, projeleri- mizi aynntılandıracağız. Anadolu'ya sözle değil projelerle gideceğiz. Sayuı genel başkan bıze yol gösterdi, onu ba- şanyla sürdüreceğiz. Gezilere başla- mamız bir ayı bulabilir. - Kurultayda rakipleriniz. seçim ba- şansızhğındayönetimin,örgütün deso- nunluluğu buhınduğunu söyledi.. - Yanıtı delege verdı. Böyle bir örgüt varken DSP'nin sırtı yere gelmez. Hiç- birpartide olmadığı kadarinançlı insan- lar var. Ille de meşhur olmalan gerek- miyor. Köy, köy dolaşacağız, elbette bunlann hepsıne ben gidemeyeceğim. Orgütümüz. kadrolanmız var. onlar do- Iaşacak. - DSP örgütünün kapahhğı da çok eleştirildi DSP örgütiemie ügih" kamu- oyunun bilgisi görevden alma. atama haberleriyle sınırh kaldL~ - Tabana en dayalı örgüt biziz. Zaman zaman görev değişiklikleri olabilir, biz- de diğer partilere göre biraz daha faz- la olmuş da olabilir. Biz titiz bir parti- yiz. Bu arkadaşlanmız da şu anda ya- nunızda. - Ecevit bir zamanlar geniş khieler için bir "umuf'tu. Bu umudun dirütil- mesi oianakb mı? Yoksa DSP tarih mi olacak? Ulastırma Bakanlığı İkinciödenek furyası sürüyor SERTAÇEŞ ANKARA - AKP iktidan döneminde Ulastırma Bakanlığı'nda göreve gelen bürokratlara çifte ödenek dağıömı sürüyor. TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman'ın yanı sıra Ulastırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muammer Türker'in de Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliğine atandığı ortaya çıktı. Böylece Türker de, yeni görevi nedeniyle ikinci bir ödeneğe ve bedelsiz, sınırsız telefon görüşmesi olanağına kavuştu. AKP hükümeti döneminde Türk Telekom, Hazine'den ahnarak yeniden Ulastırma Bakanlığı 'na bağlandı ve statüsü değiştirildi. Değişikliğin ardından şirketin yönetim kuruluna da yeni atamalar yapıldı. Atamalann tamamen Ulaşnrma Bakanı Binali Yüdırun'ın bilgisi ve tasarrufunda olduğu öğrenildi. Statü değişikliği nedeniyle boşalan yönetim kurulu üyeliklerine ilk önce Yıldınm'ın akrabası olan TCDD Genel Müdürü Karaman getirildi. Binali Yıldınm'ın bakanlığı döneminde Müsteşar Yardımcılığı'na getirilen Muammer Türker de yönetim kuruluna atandı. Türker de Karaman gibi ikinci bir ödenek alacak. fĞIVELf FIRÇA ZAFER TEMOÇİN CHP, özürlülere verilecek desteğe karşı çıkan Maliye Bakanı'nı eleştirdi 'Unakıtan'ın vicdanı yok'• CHP'li Topuz, Unakıtan'ı "hortumculara, vergi kaçakçılanna, naylon faturacılara çıkanlan aflarla, özürlüler tasansının getireceği maliyet arasındaki farkı açıklamaya" çağırdı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-CHP; Maliye Bakanı Ke- mal Unakıtan'ın özürlülere çe- şitli destekler içeren yasa tasla- ğmı "makroekonomikdengele- ri bozar" diye engellemesini TBMM'ye taşıdı. CHP Grup Başkanvekili AHTopuz, 7-8 mil- yon özürlüye bazı destekler sağ- layan düzenlemelere "vicdam olan kinısenin 'hayır' diyemeye- ceğtoi" vurgularken: Unakıtan'ı "horrumculara, vergikaçakçda- nna, naylon faturacılara çıkan- lan aflarla, özürlüler tasansının getireceğimaliyetarasındaki far- kı açıklamaya"' çağırdı. Topuz, dün parlamentoda CHP PM üyesi, eski Devlet Bakanı Hasan Gemki ile birlikte düzen- lediği basm toplantısında 7 Ma- yıs'ta Bakanlar Kurulu'na sunu- lan 94 maddelik Özürlüler Yasa Taslağf nın 40 maddesine Una- kıtan'ın itiraz ettiğini vurguladı. Topuz, Unakıtan'ın karşı çıktığı düzenlemeleri de şöyle aktardı: "Resnıi veya özel eğitim mer- kezJerinde rehabiütasyon ve eği- tim alması gereken ancak hiçbir sos}a)gü\encesiobnm an özürlü- lerinsöz konusugiderîerinin Sos- yalYardınüaşmave Da>anışma- yı Teşvik Fonu'nca karşılanma- sınakarşı çıkı>or. Bağ-Kurtara- ândan karşdannıavan eğitim ve rehabilitasvon giderîerinin karşı- lanmasına; çahşamavan öziirtü- lere ödenen ücretin asgari ücre- tin yansına yükseltibnesine kar- şı çıkıyor. Devietin 65 yaşını dol- durnıuş bu kişüere3 ayda ödedi- ği 160 mihon lira.. bunun asgari ücretinyans/naçıkanbnasnu bi- le çok göriiyorlar.Deviet memur- laruıa ödenen vegünün koşulla- nnda komik bir miktar olan ço- cukyanhmnunçocuğun özür de- recesine göre 5 kata kadar artü- nlmasına karşı çıkıyor. Özürlülerin kullandığı veya özüriülerin taşınması amacıyla kullanılan taşrtlar için KDV ve motorlu taşıt vergisi ödenmeme- sine; özürlülerin eğhimleri, mes- lekleri ve günlük yaşamlan için özel üretilmiş her türlü araç-ge- reç, bilgisayar programlan üe fonksiyon kazandıncı ortez,pro- tez gibi yardımcı cihazlar için KDV ödenmemesine, özürlüle- rinsahipolduğutekkonutiçinver- gi ödenmemesine, muhtaç özür- lülerin su ve doğalgaz hizmede- rininbedeDerindenindirinıyapıl- masına karşı çıkrvor." - Umudu diriltmek zor değil. Geçc seçimde bize oy vermeyenlerin elleri ba ka partiye de gitmedi. Oy kullanmj yanlann çoğunluğu DSP seçmeniydi. E insanlara ulaşacağız. eksiğimiz, hatamj varsa özeleştiri yapacağız. -Hangikonularda özeleştiriyapacal snuz? - Yapamadığımız bazı işler var. Öcri danmız döneminde işsizliği önleyeme dik. Öctidara tutunamadık, ülkenin er ken seçüne sürüklenmesine engel ola madık. Bunlar konuşulabilir. -Arükldmse"solda bütünJeşme"der söz etmrvor. Bu konu gündemden kalk 0 mı? DSP, ulusal solun adresi olabile- cekmi? - Ulusal solculann gerçek adresi DSP. Gerçekçi birkalkınmayı, büyümeyi ger- çekleştirecek adres de DSP. CHP ve DSP birbirinin varlığına saygı duyma- lı. Görmek istemeyenler olabilir ama bunlar farklı partiler. Yapay birliktelik- lerin sonuç vermediği de görüldü. Kolay başanlar, kolay başansızhklar ge- tiriyor. Herkes kendi kul- vannda cumhuriyetin de- ğerlerini savunsun. -Ecevit'inFethuflahGü- len'e bakışı eleştiri konu- su oldu. Gülen'in verdiği ilan da bunlann yeniden anımsanmasına nedenol- du. Siz, Gülen'i nasıl dt - ğerlendirryorsunuz? - tlan \ ermiş, ne yapsın. Ecevit'in tankatlarla iliş- kisi yoktur. Buralarda işi varmış geçen gün uğradı, konuştuk. Benim tarikat- iaria ne alakam var dedi. Meclis'ten MerveKavak- çı'yı kovan Ecevit değil miydi? Yurtdışındaki okullannı başanlı bulu- yor olabilir. Ben o okul- lan görmedim, bir değer- lendirme yapamam. Ben, laikliği sonuna kadar sa- vunacak olan DSP'nin ge- nel başkanıyım. Hiçbir ta- rikatla ilişkım yok. Bana, dincilere nasıl bakıyorsu- nuz diye sordular. Dinci- lerle aram yok, dinle so- runum yok,karşılığını ver- dim. - Ulkenin önündeki en önemli sorunlar neler? - Işsizlik, ekonomik so- runlar, cumhuriyetin te- mel kazanımlarmmzede- lenmesi. Kadrolaşma deh şet verici. Devlet hafiza- suıı yitirdi. Benimbakan- lık yaptığım dönemden bana bağlı birimlerde da- ire başkanı dahil hiç kim- seyi bırakmadılar. Kad- rolar ehil olmayan eller- de. Tren faciasından son- ra oraya Başbakan'dan sonra ilk giden bizdik. Ben mühendisim, kimse bana delillerin karartıl- madığını söyleyemez. Bu olayın hükümeti olmasa bile bakam götürmesi ge- rekirdi. - Erken seçim öngörü- >or musunuz? - Hükümet çok çabuk yıpranma sürecine girdi. AB'den tarih abna konu- sunda her iki durumda da hükümetinzorluklan ola- cak. Halkın baskısı artı cak. Kendi içlerinde de, rahatsız olanlar var. 2005 sonu, 2006 başmda birer- ken seçim olabilir diye düşünüyorum. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]ı 12 Eylül öncesinin özel Harp Da- iresi özel Birlikler Komutanı, 12 Ey- lül'den sonra özel Tim kurucusu Korkut Eken, "çefe kurmak" su- çundan aldığı 6 yıllık cezayı tamam- layarak çıktıktan sonra büyük bir ka- labalık tarafından karşılandı. Üstü açık bir aracın üzerinde yaptığı ko- nuşmada ise şunlan söyledi: "Bugün Ayaş'taki mecburi istirahati şerefle tamamladık. Bunu da devlet göre- vi kabul ettik. 35 yıllık meslek haya- tımızda devlet görev istedi, eksiksiz yaptık." Korkut Eken kendi inancına göre belli ki devlete hizmet etmiş. Onu karşılayanlar da zaten "Efsane ko- mutan" diye slogan atmışlar. Ken- disini iki partinin genel başkanları Muhsin Yazıcıoğlu ve Mehmet Ağar ziyaret edip dostluk ve kar- deşlik dileklerini iletmişler. Zaten da- ha önce Susurluk skandalı patlak verdiğinde MehmetAğar, bütün bun- lan devlet için yaptıklannı söylemiş ve daha başka bir açıklamaya gerek görmemişti. Korkut Eken'in Devleti Ben Korkut Eken adını duyduğum- da "faili meçhul" cinayetler üzerin- de düşünmeye başlıyorum. Ülkemi- zin bu güzide güvenlik görevlisi aca- ba kaç faili meçhul cinayeti aydın- latabilirdi diyorum. Çünkü kendisi 12 Eylül öncesi Özel Harp Dairesi Özel Birlikler Komutanı'ydı. Türki- ye'nin 12 Eylül askeri darbesine sü- rüklenmesinde başta gazeteci Ab- di Ipekçi, savcı Doğan Öz, emni- yet müdürü Cevat Yurdakul, profe- sör Cavrt Orhan Tütengil gibi etki- 11 isimlerin öldürülmesi tayin edici bir rol oynadı. Bu cinayetlerin hiçbirisinin katil- leri (Mehmet Ali Ağca hariç) ceza almadılar. Mehmet Ali Ağca'nın ya- kalanmas) da o dönemde Içişleri Ba- kanı olan Hasan Fehmi Güneş'in özel gayretinin sonucudur. Ağca'nın derinlemesine sorgulanmasına da dönemin sıkıyönetim komutanı ve 12 Eylül askeri darbesinin önde ge- len isimlerinden Necdet Üruğ en- gel olmuştur. Polis sorgusundakiAğ- ca, Üruğ'un emriyle askeri savcılığa getirilmiş ve sorgulanmadan ceza- evine konmuş ve sonra da Korkut Eken'in mücadele arkadaşı olan Ab- dullah Çatlı'nın da içinde bulundu- ğu bir ekip tarafından cezaevinden kaçınlmıştır. Şimdi yurtdışında yaşayan ülkemi- zin bir başka efsanesi Mehmet Ey- mür, Abdullah Çatlı ve Oral Çelik gi- bi ülkücüleri 12 Eylül'den öncede kul- landıklannı ifade etti. Çatlı ve Çelik, Abdi Ipekçi cinayetinin sanıklan ola- rak birçok ifadede yeraldılar. Zaten, Mehmet Ali Ağca'nın hapisten kaçı- nlmasında ve daha sonra Papa'nın vurulmasında onlann adı mahkeme kayıtlanna da geçti. 12 Eylül'ün askeri darbecilerinin, bu cinayetlerin failleriyle bir ilişkileri olup olmadığını hiçbir zaman res- men öğrenemedik. Ancak hep şu- nu gördük, 12 Eylül öncesi kilit ci- nayetlerinin failleri sürekli devlet için- deki bazı ellertarafından kollandılar. Bunun en açık örneği Doğan öz ci- nayetiydi. Ibrahim Çrftçi bu cinayet- ten idama mahkûm oldu. Askeri Yar- gıtay karan bozdu, karan veren mah- keme elindeki delillerle idama yeni- den hükmetti, çünkü tanıklar ve sa- nık ifadesi bu cinayeti aydınlatmış- tı. KararAskeri Yargıtay Daireler Ku- rulu'na gitti ve burada 8 aleyhte, 7 lehte oyla karar bozuldu ve Ibrahim Çrftçi beraat ertirildi. Askeri mahke- me, Askeri Yargıtay'ın bu karanna uyarken bile bunu doğru görmedi- ğini belirtmek gereği duydu. • • • Korkut Eken, "devlete hizmet et- tiği" için mahkûm edildiğini söyledi. Be/ki de doğrudur, onu da bilmiyo- ruz. Devlet içinde bazı güçler ona emirler vermiştir. O da bunu hiçbir zaman açıklamadı. Hatta bazı emek- li komutanlar daha sonra Korkui Eken'in cezasının düşürülmesi içir tanıklık yapmak istediklerini beyar ettiler. Belki de emirleri onlarverdik- leri için vicdanen bir sıkıntı duymuş- lardır. Korkut Eken'in devlet anlayışına biı şey diyemem. Çünkü bu ülkenir devleti yıllarca bu anlayışlarca yöne- tildi. Fakat şunu da unutmayalım bu ülkede binlercefaili meçhul cina yet hâlâ aydınlanmadı. Bu ülkenin er büyük gazetecisinin, Abdi Ipekçi ci nayetinin katillerinden hesap soru lamadı. Bu ülkenin en yürekli savcı sı Doğan öz'ün kanı yerde kaldı. B: ülkenin en yiğit emniyet müdürü C< vat Yurdakul'un katillerinin üzerim kimse gitmedi. Korkut Eken'in devleti bu cinayet lerin katillerini bulmayan devlet mi' Benim devletim, şeffaf, demokratik insan haklanna saygılı bir devlet ol malı. En önemlisi de katiller de he sapsorabilmeli. Ipekçi de, öz de, Vür dakul da, Tütengil de bunun içir canlarından oldular...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle