23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MMVCT2004CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İff: rticanın arkasındaki güç Bu H İsanbul Haber S<rvsi-ÎP Genel Bişkanı Doğu Perinçek, h>ölüciılük ve irticanın aakaondaki gücün ABD olJugunu belirtti. Tûrkıye'ninbu s^tanayı yapmadan savuıuna ve güvenliğin sağlaıamayacağını ifade exkn Perinçek, Sıırij e"nin bölünmesi içın düğmeye basıldığını vnırguladı. ABD işgali altındaki Irak'ta geçiş dcnemi için hazırlanan yasanın. 8 Mart'ta ABD tarafından atanan yönetımce kabul edildiğini belirterek yasaya göre Irak federasyon oldu ve Kürdistan Bölgesel Hükümeti resmileşti. 1990Körfez Savaşı'ndan sonra ABD tarafindan kurulan kukla devlet böylece hukuk açısından ilan edilmiş oldu" dedi. ADD: 1919u anımsayın • İstanbul Haber Servisi - Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı, seçim otobüsüne "84 yıllık karanlığa son" yazan zihniyetin, 1919'da başlayan antiemperyalist mücadeleyi anımsamasını istedi. Kazancı, "1919'u reddetmek, Cumhuriyeti ve büyük Türk devrimini reddetmektir. Bu pervasız zihniyet, büyük bir tehlıkenin ortasında olduğumuzun işareti. Esareti savunanlan da bız reddediyoruz" dedi. An Yaymları • İstanbul Haber Servisi - An Hareketi, liderlerin hesap verme sonımluluğunu konu alan Robert D. Behn'in "Demokratik Hesap Verme Sorumluluğu" ve Toplumsal Anlayış Projesi'ne katkıda bulunması beklenen Bill Moyer'in "Demokrasi Yapmak" isimli çeviri yaymlannı kamuoyuna sundu. Türkiye demokrasisine katkıda bulunması beklenen kitaplar An Yaymlan'ndan çıktı. Gezgin'den medya uyarısı • tstanbul Haber Servisi - tstanbul Üniversitesi tletişim Fakültesi Dekani Prof. Dr. Suat Gezgin, seçim süreciyle birlikte politikacılar ve basın aıasındaki ilişkilerle ilgili iddialar ortaya atıldığını belirterek "Tarafsız, bağımsız ve eşit uzaklıkta bir yayıncıkk, toplumsal bir beklentıdir. Bu beklenti kamusal bir haktır. Bilgi edinme ve bılgilendirme hakkı \e özgürlüğü ûzerinde gölge yaratacak her girişimi şiddetle kınıyoruz" dedi. Hastane otoparklarından iicret alınıyop • İstanbul Haber Servisi - Sağuk Bakanı Recep \kdağ ın "Hastane Dtoparklanndan ücret alınmasın' talimatına karşın Dtoparklardan 2 milyondan 12 miryon liraya kadar ücret alınmaya devam ediyor. Bakaıı ın talimatına karşın İstanbul'un en büyük hastanelerinden biri olın îstanbul Üniversıtesi Çapa Tıp Fakülfcsi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi otaparidanndan 15 dakakidan 4 saate kadar 4 mihon alınıyor. Saat başı 1 milyon artan otopa.-k ücretleri 16-24 saat kalınması durununda 12 miryona çikıyor. Siyasal amaçlı Islami hareketler, içinde bulunduklan toplumsal düzenden siyasal bir kopuşu öngören köktenci tutum içindedir Temel amaç toplumu îslamlaştırmakiyasi tslam, temel özel- lıklerinı daha çok 19. yüzyıl ortalannda ka- zanmıştır; ilk olarak da Osmanlı Imparatorlu- ğu topraklannda ve Hindistan'da şekillenmiştir. 19. yüzyıl sonlan- na doğru. Nakşibendi örgütlen- mesinin ve düşüncesinin gelişme- siyle de güç kazanmıştır. Anado- lu'nun doğusu ve Ortadoğu coğ- rafyası, Islami akımlann en önem- li hareket alanı ve yatağı haline gelmiştir. Osmanlı Imparatorlu- ğu'nun çözülmesi sürecinde ts- tanbul ve başka merkezlerde de etkin olmaya başlamıştır. Cumhu- riyetin ilanı ıle birlikte tslami ha- reketler Anadolu toprağında etki- sizleşmiştir. Şeyh Said tsyanı ya da Kubilay Olayı gibi birtakım girişimlerle varlıklannı göstermeye çalışmış- larsa da başanlı olamamışlardır. tslami hareketlerin bu yıllarboyun- ca daha çok Türkiye dışına yönel- diği görülmektedir. Müslüman Kardeşler Teşkilatı (1928), ardın- dan Pakistan'da Cemaati Islami (1941), Humeyni Hareketi ve tran De\Tİmi (1979) bu çerçevede sa- yılabilir. Siyasi Islamın düşünsel ve örgütsel yapılanması, ilkeleri, temel politikalan ve mücadele yön- temleri asıl olarak bu dönemde şe- killenmiştir. Islami hareketin 20. yüzyılın Udnci yansındaki geliş- mesinde rol oynayan en önemli faktör Amerika Birleşik Devletle- ri'nin anti-Sovyetizm temelinde- ki u YeşilKuşak"politikası olmuş- tur. Ilımlı islam Bu politika, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği'nin ege- menliği altındaki ve sınır komşu- su olan Müslüman ülkelerdeki ce- maatlerin ve tslami nitelikli siya- si hareketlerin komünizme karşı mücadele adına eğitilmesi, finan- se edibnesi ve örgütlendirilmesi şeklinde somutlaşmaktaydı. Bu politikanın uygulaması sonucun- da, Asya ve Ortadoğu'daki Islami siyasi hareketler bugün sahip ol- duklan güç ve olanaklara ulaşmış oldular. ABD'nin bugün de Is- lam coğrafyasındaki ülkelere yö- nelik sürdürmekte olduğu "ıhmh İslam" devletleri yaratma politika- lan, siyasi Islamın en önemli des- teği olmaktadır. Ülkemizdeki Islami akımlann siyasal mücadelesi. 1950'liyıllar- da "YeşflKuşak" ve "SoğukSavaş" politikalanna baglı olarak yeni- den ortaya çıktı ve yükselmeye başladı. Giderek güç kazanan Is- lami hareketler 1970"li yıllarda si- yasi parti örgütlenmelenne de yö- neldiler; Milli Nizam Partisi, Mil- li Selamet Partisi, Refah Partisi, Fa- zilet Partisi, Saadet Partisi. Ada- let ve Kalkınma Partisi bu hareket- lerin yoğunlukla içinde yer aldığı partiler oldu. Bu hareketlerin mi- litan kaynağını ise siyasi literatü- rümüzde "arkabahcemiz" deyişiy- le anılan imamhatıp okullan ile Ku- ran kurslan ve tabii tarikat evleri oluşturuyordu. Öte yandan. bu hareketler, Isla- mi düşünceyi yönetim ideolojisi olarak benimsemiş olan devletler- ce ve kamuoyunda "yeşfl serma- ye" adı ile arulan özel girişimler ile tarikat ve cemaat örgütlenmele- rince de parasal olarak, eğitim, is- tihbarat vs. gibi birçok yönden desteklendiler. Her zaman içln geçerll olan esklbirtaktlk:Takıwe Siyasi Islamın tüm zamanlar için geçerli olan ve hiçbir zaman de- ğişmesi mümkün olmayan temel taktiği "takıyye'' sözü ile ifade edi- lir. Bu sihirli sözcük, kendini gö- zetme ya da gizleme veya sakın- ma anlamına gelmektedir. Yani gerçek amacını ve düşüncesini giz- leme, başkalannı aldatma amacı- na yönelik bir tutumun benimsen- mesi olarak anlam kazanmakta- dır. Savaşın hile olduğu hadisi ile anlamdaşnr. Sürekli savaş ya da "d- hat" halındeki siyasi Islamcı için de bağlayıcı bir ilkedir bu elbette. Aslında bu tutum, amaç için her şeyi mubah sayan Makyavelist an- layışın bir yansımasıdır. Siyasi Is- lam, din adına ve dince kutsal sa- yılan amaçlar için her şeyin ya- pılması tutumunu haklı kılan ve- ya "sevap" sayan bir yaklaşım tar- zını adeta bir refleks olarak be- nimsemektedir. tslam tarihi bu tu- tumun sayısız örnekleriyle dolu- dur. Siyasi Islam "şûra", "hizip", "teviıitVümınet" ve "aahibnük" Siyasal _ îslam, Demokrasi ve AKP ATILLA COSKUN kJiyasi îslamın tüm zamanlar için geçerli olan ve hiçbir zaman değişmesi mümkün olmayan temel taktiği "takıyye " sözü ile ifade edilir. Bu sihirli sözcük, kendini gözetmeya da gizleme veya sakınma anlamına gelmektedir. Yani gerçek amacını ve düşüncesini gizleme, başkalannı aldatma amacına yönelik bir tutumun benimsenmesi olarak anlam kazanmaktadır. gibi Kuran'daki kavramlan evren- sel değerler olarak modem kavram- lar şeklinde dile getirmekte ya da modern çağın kavram ve değerle- rini kendine göre anlamlandırarak kullanmaktadır. "İslam devrimi", "İslamıyaşamak hakkı'" veya "taer- kesn keindi hukukunu yaşama hak- kı'' gibi ka\Tamlardır bunlar. Böylece bu ka\Tamlar üzerinden siyasi Isla- mın kitlesellik kazanması amaçlan- maktadır. Islami ya da modern ka\Tam ve değerlere istediğı anla- mı veren bu tutum, aslında takıy- ye mantığının bir sonucudur. Siyasi îslamın temel amacı top- lumu tslamlaştırmaktır. Islami bir yaşam tarzının mutlak egemenli- ğini sağlamaktır. Bu amaç için mücadele \eren siyasi Islam ya siyasi nitelikli Is- lami hareketler arasında farklı yak- laşım biçimlerinin izlenmekte ol- duğu görülmektedir. Siyasi nitelikli Islami hareketle- rin benimsedikleri mücadelenin niteliği itibanyla iki ayn strateji- den söz edilebilir. Bir kısım siya- sal amaçlı Islami hareketler, için- de bulunduklan toplumsal düzen- den siyasal bir kopuşu öngören köktenci (radikal) bir tutum için- dedir. Bu tür yaklaşımlar popüler politik söylemde "radikal İslami harekeöer" ya da "köktenci ts- Siyasal yaşamımızda çok sık duyduğumuz "kıyafet özgürlüğü", "İslanu yaşama hakla" gibi kavram ve değeıierin kuOammı bu poütikanın gereğidir. lam" olarak adlandınlmaktadır. Islam dışı düzenleri reddeden bu tür hareketler doğrudan iktidan ele geçirme amacına yönelik ola- rak "lslam devrimi" ya da "İsla- mi cihat" gibi söylemleri şiddete ve teröre dayalı uygulamalan içer- mektedir. Bu yaklaşımda, dinsel propaganda (vaaz) yerini teröre (cihada) bırakmıştır. "tran Islam Devrimi" bu hareketler için önem- li bir örnek oluşturmaktadır. tkin- ci yaklaşım tslami birleşmeyi (tev- hidi) tabanda gerçekleştirmek su- retiyle ve aşamalı olarak Islami topluma ulaşılabileceğini öngör- mektedir. Bu hareketler mevcut siyasal düzenin kurumlan içinde yer alıp etkili konumlar elde ede- rek toplumu îslamlaştırmanın da- ha gerçekçi, daha akılcı ve daha ola- naklı olduğunu kabul etmektedir- ler. O nedenle, içinde yer aldıkla- n toplumun kurumlan ve kuralla- n ile geçicı bir süre için de olsa uz- laşabilmeyi temel politika olarak benimsemektedirler. Şeriatın uy- gulanması istemlerinde daha az ısrarlıdırlar. Ya?am taraı Kadının, tslami değerleri göze- terek eğitilmesine, militan çalışma- da yer almasına ve hatta çalışma yaşamına girmesine de olumlu bakmaktadırlar. Demokratik top- lumun parlamenter sistemi ile uz- laşabilen bu görüş "toplumun Is- lamlaşmasr amacını "Kuran'ı toplumun anayasası n düzeyinde ele alarak tanımlamaktadır. Bu stratejik yönelişe göre tsla- mi yaşam tarzının ve değerlerinin toplum yaşamında etkili kılınma- sı amacıyla modern kavram ve de- ğerler öne çıkanlmaktadır. Siyasal yaşamımızda çok sık duyduğumuz "krvafet özgürlüğü", "İslami yaşama hakla" gibi kav- ram ve değerlerin kullanımı bu politikanuı gereğidir. Toplum ya- şamında üstlendikleri siyasal gö- rüntü ise "ıhmh İslam" rolüdür. Demokraside egemenlik gökten yeryüzüne inmiştir; kayıtsız ve koşulsuz halka aittir; temel felsefesi aydınlanmadır Siyasal Islanun anayasası: Kııran M üslüman nüfusunun çoğunlukta olduğu Türkiye dışındaki tüm ülkelerde. tslamın aynı zamanda bir devlet ve toplum ideolojisi olduğu gö- rülmektedir. Bu durum, tslamın siyasal uygulamasının en somut yaşanan örnek- liğini oluşturmaktadır. Tüm bu ülkelerde- ki yönetim biçimleri mutlakıyetçi, keyfi ve din ıle bırleşen bir siyasal çizgı izlemek- tedir. Bu ülkelerin hiçbirinde demokrasi yer- leşmemiştır; insan hak ve özgürlüklerinin olmadığı ve bu anlamda kültürel bir olu- şumun bulunmadığı bilinmektedir. De- mokrasi benimsenmemiş ve demokratik yönetimler bir türlü kurulamamıştu-. Bu durum herhalde tarihi bir rastlantı değil- dir. Ûzerinde düşünüknesi gereken bir ol- gudur. Siyasi islamın demokrasi karşısındaki durumu Siyasi Islam tarihsel ve niteliksel olarak demokrasi öncesi toplumsal dönemin bir kültürü ve ideolojisidir. O nedenle, insan- lığrn modern döneminin ürettiği eşitük, düşünce ve inanç özgürlüğü, çoğulculuk ya da laıklik gibi ka\Tam ve değerlerden yoksundur. Bu nedenle, gerçekte siyasi Is- lami. elbette ki demokrasi ile karşılaştır- mak ve bu suretle değerlendirmek pek an- lamlı ve kabul edilebilir değildir. Ancak si- yasi Islamın kavranabilmesi bakımından, böyle bir karşılaştırma yapmakta yarar vardır. Siyasi Islamda "Kuran anayasa" sayılır; Tann emndir. Kuran'ın degiştirilmesinin akıldan geçirilmesi bile olanaksızdn"; Ku- ran ilk diliyle (lisanıyla), sözleriyle (lafzıy- la) ve özüyle (ruhuyla) değişmez bir ku- rallar bütünüdür. Buna mutlak olarak uyu- lur (itaat edilir) ya da reddedilir. Bunun ara- sı yoktur. Kısacası, tslami anlayışta ege- menlik gökyüzündedir, Tannsaldır; pey- gamber, halife veya dini lider Tann'nın yeryüzündeki temsilcileri sıfatıyla ve onun adına egemenlik hakkuu kullamrlar. Kuran'da belirtılen kurallara göre da\- ranmalan ise "farz", yani Tann buyruğu- dur. Siyasi tslamın (hatta tüm dinlerin) de- mokrasiden aynldığı asıl nokta işte budur. Demokraside egemenlik gökten yeryüzü- ne inmiştir; kayıtsız ve koşulsuz halka ait- tir; temel felsefesi aydınlanmadır, siste- min temeli laikliktir; inancın ve dogmanın yerini eleştirel akıl ve bilim almıştır. O ne- denle demokrasi, halkın kendi kendini yö- netmesi olarak tanımlanır. Yasalann ya- pılmasında veya değiştirilmesinde karar verme yetkisi, yani egemenlik yalnızca halka aittir. Demokrasi bir haktır, temel insan hakkıdır. Demokrasilerde halk. ken- dini yönetecek temsilcilerini seçme ve de- netleme hakkına sahıptir. Siyasi Islamda düşünce ve kanaat özgür- lüğü Kuran ıle sınırlıdır; o nedenle şeriatın kurallannı sorgulamak. farklı düşüncele- re sahip olmak ve bu tür görüşlen dıle ge- tirmek kabul edılemez. Şeriatın kurallan- nı sorgulayanlar veya çızgisinden aynlan- lar "kâfu-'', "mürtef, "müşrik" vb. sayı- hrlar. Kuran'ı tartışmaL eleştirmek suçtur. Oysa demokraside herkes düşüncesini ser- bestçe açıklamak hakkına sahiptir; demok- rasinin dahi sorgulanması ve eleştirihne- si bir hak olarak görülür. Demokrasi, halk için özgürlük demektır. Demokraside öz- gür insan "bire>" ve "yurttaş'' sayılır, si- yasi tslamda ise "kul" kabul ediür. Demok- raside eşitük ilkesi vardır; herkes yasa kar- şısında eşit hak ve özgürlüğe sahiptir. Her türlü aynmcüık demokrasi dışı sayılır. Irk, din, cins vs. gibi hiçbir yönden eşitsizlik kabul edilemez. tslamıyette ise Müslüman olanlar ile ohnayanlar ve Müslümanlar arasında da cinsler yö- laşımın güncel ve canlı bir örneğidir. Kar- şılaştırmalı değerlendirmeye dayanan bu lısteyı siyasi tslamın kurallan ve demok- rasuıin ilkeleri temelınde çoğaltabilmek olanaklıdır. Ancak yalnızca bu örnekler bıle siyasi Islamın demokrasıden ne ölçü- de farklı olduğunu göstermeye yetmekte- dir. Bu değerlendirmeden anlaşıhnaktadır ki siyasi tslamın temel ılke \e kurallan demokrasiye temelden aykmdır; uzlaşabil- mesi hiçbir koşulda olanaklı değildir. Demokrasi, inanç özgürlüğü ve islamlyet inanç özgürlüğü demokrasinin temel il- kelerindendir. Birleşmiş Milletler insan Haklan EvTensel Bildirisı (Md. 18), Av- rupa insan Haklan Sözleşmesi (Md 9/1) ve birçok uluslararası insan haklan belge- si inanç özgürlüğünü temel hak ve özgür- lüklerbağlamında tanımlamaktadır. inanç özgürlüğü kişinın inanç dünyasının doku- nuhnaz bir alanıdır. Kişi dilediği dini se- çer veya seçmez; inanır ya da inanmaz, se- çiminden dolayı kınanamaz. Dinin X salt "inanç özgürlüğü " bağlamında ele alınması durumunda ortada herhangi bir sorun yok demektir. Ama dinin, siyasal fslamda olduğu gibi toplumsal biryaşam taru veya bir ideolojik tutum olarakgörülmesi ve uygulanmaya çalışılması, dini değerlerin ve x simgelerin bu anlamda kullanüması, kamusal alanda dinsel tutum N \ içinde bulunulmast, demokratik sistem açısından kabul edilemez bir durumdur. nünden eşıtlık kabul edil- mez. Hatta siyasi tslamdaki bu aynmcılık Nıımeyriyönetimı sırasında Sudan'da ya- şandığı gibi Müslüman mezhepler arasın- da da uygulanabılmektedir. Aynı şekılde, Şiilik. Sünnilik ya da Alevilik gibi mez- heplerle ilgili bu tür aynmcı uygulamala- nn tarih boyunca ve hatta günümüzde sa- yısız örneğinın yaşanmış ve yaşanmakta olduğu bilinmektedir. Demokraside çoğulculuk ilkesi vardır; değışik görüşlerin düşünce açıklama ve örgütlenme haklan kabul edilir. Siyasi Is- lam "tevhit" düşüncesine dayahdır; fark- lılıklar, Islam içinde de olsa sapkınlık sa- yılır ve yalnızca inananlann, hatta "biaf edenlerin yönetim hakkının var olduğu ka- bul edilir. Şenatın egemen olduğu Iran Is- lam Cumhunyeti'nin cumhurbaşkanına rağmen dini liderlığin reformcu adaylara seçim yasağı getiren uygulaması, bu yak- suçlanamaz ve inancını açıklamaya zorlana- maz. inanç özgürlüğü. kişinin inancım tek başına veya toplu olarak, alenen veya özel olarak, ibadet, öğretme, uygulama ve tö- ren yoluyla açıklama haklannı da kapsa- maktadu-. inanç özgürlüğünün bu unsur- lan bakımından uluslararası hukukta her- hangi bir tartışma bulunmamaktadır. An- cak inanç özgürlüğünün mutlak ve doku- nulmaz ohnasına karşılık. ibadet, öğret- me, uygulama ve tören yoluyla açıklama haklannın kullanılması ya da " dinsel pra- tik ö^üriüğü" bakımından uluslararası hukuk metinlerinde ve kimi demokratik ül- kelerin iç düzenlemelerinde bazı sınırla- malann bulunduğu görülmektedir. Örneğın Avrupa insan Haklan Sözleş- mesi demokratik bir toplumda, "kamugü- ventiğmin", "kamu düzeninin", "genel sağ- lığın", "ahlakuı" \ eya u başkalannnı hak ve özgürlüklerinin" korunması için din ve- ya inancı açıklama özgürlüğünün sınırla- nabileceğini öngörmektedır (Md. 9/2). Hak ve özgürlüklerin kullamlması bakımından demokrasinin hukuksal kaynaklannı oluş- turan uluslararası belgelerin öngördüğü sınırlamanın ölçüsü ise yine hak ve özgür- lükler obnaktadn". Birleşmiş Milletler in- san Haklan Evrensel Bildirisi (Md. 29, 30), Medeni ve Siyasi Haklar Uluslarara- sı Sözleşmesi (Md. 20) ve başka uluslara- rası insan haklan metinlerinde de bu tür dü- zenlemelere yer verilmektedir. Öte yandan Amerika Birleşik Devletle- ri, Almanya, ttalya gibi demokratik hu- kuk sistemini benimsemiş ülkelerin iç hu- kuklannda da bu yönde yasal düzenleme- ler bulunmaktadır. Bu anlayış, ulusüstü mahkemelerin yam sıra çeşitli ülkelerin yüksek mahkemelerince de benimsenmiş- tır. Türkiye'deki yüksek mahkemelenn ka- rarlan da bu yöndedir. O bakımdan, "dnıi ibadetin" ya da "dini yaşam tarzunn" ve- ya "diniöğretimin", kamu güvenliğini, ka- mu düzenini, genel sağlığı, ahlaki değer- leri veya başkalannın hak ve özgürlükle- rini ihlal etmesi durumunda sınırlarunası meşru kabul edilmektedir. Müslümanhk so- mutundaki inanç özgürlüğü de elbette bu ölçüler içinde ele alınmalıdır. Işte bu açı- dan bakıldığında, dinin ne ölçüde ve ne amaçla ve nasıl kullanılmakta olduğu önem taşunaktadn". Dinin salt "inanç özgürlü- ğü" bağlamında ele alınması durumunda ortada herhangi bir sorun yok demektir. Ama dinin, siyasal tslamda olduğu gibi toplumsal bir yaşam tarzı veya bir ideolo- jik tutum olarak görülmesi ve uygulanma- ya çalışılması, dini değerlerin ve simgele- rin bu anlamda kullanılması, kamusal alan- da dinsel tutum içinde bulunulması, demok- ratik sistem açısından kabul edilemez bir durumdur. Demokrasi adına sorumluluk duyanla- nn işte tam bu noktada son derece dikkat- li ve duyarlı olması gerekmektedir. Çün- kü siyasi Islamın sözünü ettiğimiz politi- kalan nedeniyle samimi inanç duygusu içinde olan Müslümanlann inanç ve iba- det özgürlüklerinin gereğini yerine getire- bılmeleri adeta olanaksızlaşabilmektedir. Görülen o ki demokrasi, bir yandan siya- si Islam karşısında kendisini koruyacak- tır, ama öte yandan inanç özgürlüğünün ser- bestçe kullanılabihTiesinin olanaklannı da yaratacaktır. Halk kültürümüzdeki "bıçak sıründa durmak" deyişinin herhalde tam karşılığıdır bu durum!.. Sürecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle