Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MMVCT2004CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İff: rticanın
arkasındaki güç
Bu
H İsanbul Haber
S<rvsi-ÎP Genel
Bişkanı Doğu Perinçek,
h>ölüciılük ve irticanın
aakaondaki gücün ABD
olJugunu belirtti.
Tûrkıye'ninbu
s^tanayı yapmadan
savuıuna ve güvenliğin
sağlaıamayacağını ifade
exkn Perinçek,
Sıırij e"nin bölünmesi
içın düğmeye basıldığını
vnırguladı. ABD işgali
altındaki Irak'ta geçiş
dcnemi için hazırlanan
yasanın. 8 Mart'ta ABD
tarafından atanan
yönetımce kabul
edildiğini belirterek
yasaya göre Irak
federasyon oldu ve
Kürdistan Bölgesel
Hükümeti resmileşti.
1990Körfez
Savaşı'ndan sonra ABD
tarafindan kurulan kukla
devlet böylece hukuk
açısından ilan edilmiş
oldu" dedi.
ADD: 1919u
anımsayın
• İstanbul Haber
Servisi - Atatürkçü
Düşünce Derneği Genel
Başkanı Ertuğrul
Kazancı, seçim
otobüsüne "84 yıllık
karanlığa son" yazan
zihniyetin, 1919'da
başlayan antiemperyalist
mücadeleyi
anımsamasını istedi.
Kazancı, "1919'u
reddetmek, Cumhuriyeti
ve büyük Türk devrimini
reddetmektir. Bu
pervasız zihniyet, büyük
bir tehlıkenin ortasında
olduğumuzun işareti.
Esareti savunanlan da
bız reddediyoruz" dedi.
An Yaymları
• İstanbul Haber
Servisi - An Hareketi,
liderlerin hesap verme
sonımluluğunu konu
alan Robert D. Behn'in
"Demokratik Hesap
Verme Sorumluluğu" ve
Toplumsal Anlayış
Projesi'ne katkıda
bulunması beklenen Bill
Moyer'in "Demokrasi
Yapmak" isimli çeviri
yaymlannı kamuoyuna
sundu. Türkiye
demokrasisine katkıda
bulunması beklenen
kitaplar An
Yaymlan'ndan çıktı.
Gezgin'den
medya uyarısı
• tstanbul Haber
Servisi - tstanbul
Üniversitesi tletişim
Fakültesi Dekani Prof.
Dr. Suat Gezgin, seçim
süreciyle birlikte
politikacılar ve basın
aıasındaki ilişkilerle
ilgili iddialar ortaya
atıldığını belirterek
"Tarafsız, bağımsız ve
eşit uzaklıkta bir
yayıncıkk, toplumsal bir
beklentıdir. Bu beklenti
kamusal bir haktır. Bilgi
edinme ve bılgilendirme
hakkı \e özgürlüğü
ûzerinde gölge yaratacak
her girişimi şiddetle
kınıyoruz" dedi.
Hastane
otoparklarından
iicret alınıyop
• İstanbul Haber Servisi
- Sağuk Bakanı Recep
\kdağ ın "Hastane
Dtoparklanndan ücret
alınmasın' talimatına
karşın Dtoparklardan 2
milyondan 12 miryon
liraya kadar ücret
alınmaya devam ediyor.
Bakaıı ın talimatına
karşın İstanbul'un en
büyük hastanelerinden
biri olın îstanbul
Üniversıtesi Çapa Tıp
Fakülfcsi ve Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi
otaparidanndan 15
dakakidan 4 saate kadar
4 mihon alınıyor. Saat
başı 1 milyon artan
otopa.-k ücretleri 16-24
saat kalınması
durununda 12 miryona
çikıyor.
Siyasal amaçlı Islami hareketler, içinde bulunduklan toplumsal düzenden siyasal bir kopuşu öngören köktenci tutum içindedir
Temel amaç toplumu îslamlaştırmakiyasi tslam, temel özel-
lıklerinı daha çok 19.
yüzyıl ortalannda ka-
zanmıştır; ilk olarak da
Osmanlı Imparatorlu-
ğu topraklannda ve Hindistan'da
şekillenmiştir. 19. yüzyıl sonlan-
na doğru. Nakşibendi örgütlen-
mesinin ve düşüncesinin gelişme-
siyle de güç kazanmıştır. Anado-
lu'nun doğusu ve Ortadoğu coğ-
rafyası, Islami akımlann en önem-
li hareket alanı ve yatağı haline
gelmiştir. Osmanlı Imparatorlu-
ğu'nun çözülmesi sürecinde ts-
tanbul ve başka merkezlerde de
etkin olmaya başlamıştır. Cumhu-
riyetin ilanı ıle birlikte tslami ha-
reketler Anadolu toprağında etki-
sizleşmiştir.
Şeyh Said tsyanı ya da Kubilay
Olayı gibi birtakım girişimlerle
varlıklannı göstermeye çalışmış-
larsa da başanlı olamamışlardır.
tslami hareketlerin bu yıllarboyun-
ca daha çok Türkiye dışına yönel-
diği görülmektedir. Müslüman
Kardeşler Teşkilatı (1928), ardın-
dan Pakistan'da Cemaati Islami
(1941), Humeyni Hareketi ve tran
De\Tİmi (1979) bu çerçevede sa-
yılabilir. Siyasi Islamın düşünsel
ve örgütsel yapılanması, ilkeleri,
temel politikalan ve mücadele yön-
temleri asıl olarak bu dönemde şe-
killenmiştir. Islami hareketin 20.
yüzyılın Udnci yansındaki geliş-
mesinde rol oynayan en önemli
faktör Amerika Birleşik Devletle-
ri'nin anti-Sovyetizm temelinde-
ki
u
YeşilKuşak"politikası olmuş-
tur.
Ilımlı islam
Bu politika, Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetleri Birliği'nin ege-
menliği altındaki ve sınır komşu-
su olan Müslüman ülkelerdeki ce-
maatlerin ve tslami nitelikli siya-
si hareketlerin komünizme karşı
mücadele adına eğitilmesi, finan-
se edibnesi ve örgütlendirilmesi
şeklinde somutlaşmaktaydı. Bu
politikanın uygulaması sonucun-
da, Asya ve Ortadoğu'daki Islami
siyasi hareketler bugün sahip ol-
duklan güç ve olanaklara ulaşmış
oldular. ABD'nin bugün de Is-
lam coğrafyasındaki ülkelere yö-
nelik sürdürmekte olduğu "ıhmh
İslam" devletleri yaratma politika-
lan, siyasi Islamın en önemli des-
teği olmaktadır.
Ülkemizdeki Islami akımlann
siyasal mücadelesi. 1950'liyıllar-
da "YeşflKuşak" ve "SoğukSavaş"
politikalanna baglı olarak yeni-
den ortaya çıktı ve yükselmeye
başladı. Giderek güç kazanan Is-
lami hareketler 1970"li yıllarda si-
yasi parti örgütlenmelenne de yö-
neldiler; Milli Nizam Partisi, Mil-
li Selamet Partisi, Refah Partisi, Fa-
zilet Partisi, Saadet Partisi. Ada-
let ve Kalkınma Partisi bu hareket-
lerin yoğunlukla içinde yer aldığı
partiler oldu. Bu hareketlerin mi-
litan kaynağını ise siyasi literatü-
rümüzde "arkabahcemiz" deyişiy-
le anılan imamhatıp okullan ile Ku-
ran kurslan ve tabii tarikat evleri
oluşturuyordu.
Öte yandan. bu hareketler, Isla-
mi düşünceyi yönetim ideolojisi
olarak benimsemiş olan devletler-
ce ve kamuoyunda "yeşfl serma-
ye" adı ile arulan özel girişimler ile
tarikat ve cemaat örgütlenmele-
rince de parasal olarak, eğitim, is-
tihbarat vs. gibi birçok yönden
desteklendiler.
Her zaman içln geçerll olan
esklbirtaktlk:Takıwe
Siyasi Islamın tüm zamanlar için
geçerli olan ve hiçbir zaman de-
ğişmesi mümkün olmayan temel
taktiği "takıyye'' sözü ile ifade edi-
lir. Bu sihirli sözcük, kendini gö-
zetme ya da gizleme veya sakın-
ma anlamına gelmektedir. Yani
gerçek amacını ve düşüncesini giz-
leme, başkalannı aldatma amacı-
na yönelik bir tutumun benimsen-
mesi olarak anlam kazanmakta-
dır. Savaşın hile olduğu hadisi ile
anlamdaşnr. Sürekli savaş ya da "d-
hat" halındeki siyasi Islamcı için
de bağlayıcı bir ilkedir bu elbette.
Aslında bu tutum, amaç için her
şeyi mubah sayan Makyavelist an-
layışın bir yansımasıdır. Siyasi Is-
lam, din adına ve dince kutsal sa-
yılan amaçlar için her şeyin ya-
pılması tutumunu haklı kılan ve-
ya "sevap" sayan bir yaklaşım tar-
zını adeta bir refleks olarak be-
nimsemektedir. tslam tarihi bu tu-
tumun sayısız örnekleriyle dolu-
dur. Siyasi Islam "şûra", "hizip",
"teviıitVümınet" ve "aahibnük"
Siyasal
_ îslam,
Demokrasi
ve AKP
ATILLA COSKUN
kJiyasi îslamın tüm zamanlar için geçerli olan ve hiçbir zaman
değişmesi mümkün olmayan temel taktiği "takıyye " sözü ile ifade
edilir. Bu sihirli sözcük, kendini gözetmeya da gizleme veya
sakınma anlamına gelmektedir. Yani gerçek amacını ve
düşüncesini gizleme, başkalannı aldatma amacına yönelik bir
tutumun benimsenmesi olarak anlam kazanmaktadır.
gibi Kuran'daki kavramlan evren-
sel değerler olarak modem kavram-
lar şeklinde dile getirmekte ya da
modern çağın kavram ve değerle-
rini kendine göre anlamlandırarak
kullanmaktadır. "İslam devrimi",
"İslamıyaşamak hakkı'" veya "taer-
kesn keindi hukukunu yaşama hak-
kı'' gibi ka\Tamlardır bunlar.
Böylece bu
ka\Tamlar üzerinden siyasi Isla-
mın kitlesellik kazanması amaçlan-
maktadır. Islami ya da modern
ka\Tam ve değerlere istediğı anla-
mı veren bu tutum, aslında takıy-
ye mantığının bir sonucudur.
Siyasi îslamın temel amacı top-
lumu tslamlaştırmaktır. Islami bir
yaşam tarzının mutlak egemenli-
ğini sağlamaktır.
Bu amaç için mücadele \eren
siyasi Islam ya siyasi nitelikli Is-
lami hareketler arasında farklı yak-
laşım biçimlerinin izlenmekte ol-
duğu görülmektedir.
Siyasi nitelikli Islami hareketle-
rin benimsedikleri mücadelenin
niteliği itibanyla iki ayn strateji-
den söz edilebilir. Bir kısım siya-
sal amaçlı Islami hareketler, için-
de bulunduklan toplumsal düzen-
den siyasal bir kopuşu öngören
köktenci (radikal) bir tutum için-
dedir. Bu tür yaklaşımlar popüler
politik söylemde "radikal İslami
harekeöer" ya da "köktenci ts-
Siyasal yaşamımızda çok sık duyduğumuz "kıyafet özgürlüğü", "İslanu yaşama hakla" gibi kavram ve değeıierin kuOammı bu poütikanın gereğidir.
lam" olarak adlandınlmaktadır.
Islam dışı düzenleri reddeden bu
tür hareketler doğrudan iktidan
ele geçirme amacına yönelik ola-
rak "lslam devrimi" ya da "İsla-
mi cihat" gibi söylemleri şiddete
ve teröre dayalı uygulamalan içer-
mektedir. Bu yaklaşımda, dinsel
propaganda (vaaz) yerini teröre
(cihada) bırakmıştır. "tran Islam
Devrimi" bu hareketler için önem-
li bir örnek oluşturmaktadır. tkin-
ci yaklaşım tslami birleşmeyi (tev-
hidi) tabanda gerçekleştirmek su-
retiyle ve aşamalı olarak Islami
topluma ulaşılabileceğini öngör-
mektedir. Bu hareketler mevcut
siyasal düzenin kurumlan içinde
yer alıp etkili konumlar elde ede-
rek toplumu îslamlaştırmanın da-
ha gerçekçi, daha akılcı ve daha ola-
naklı olduğunu kabul etmektedir-
ler. O nedenle, içinde yer aldıkla-
n toplumun kurumlan ve kuralla-
n ile geçicı bir süre için de olsa uz-
laşabilmeyi temel politika olarak
benimsemektedirler. Şeriatın uy-
gulanması istemlerinde daha az
ısrarlıdırlar.
Ya?am taraı
Kadının, tslami değerleri göze-
terek eğitilmesine, militan çalışma-
da yer almasına ve hatta çalışma
yaşamına girmesine de olumlu
bakmaktadırlar. Demokratik top-
lumun parlamenter sistemi ile uz-
laşabilen bu görüş "toplumun Is-
lamlaşmasr amacını "Kuran'ı
toplumun anayasası
n
düzeyinde
ele alarak tanımlamaktadır.
Bu stratejik yönelişe göre tsla-
mi yaşam tarzının ve değerlerinin
toplum yaşamında etkili kılınma-
sı amacıyla modern kavram ve de-
ğerler öne çıkanlmaktadır.
Siyasal yaşamımızda çok sık
duyduğumuz "krvafet özgürlüğü",
"İslami yaşama hakla" gibi kav-
ram ve değerlerin kullanımı bu
politikanuı gereğidir. Toplum ya-
şamında üstlendikleri siyasal gö-
rüntü ise "ıhmh İslam" rolüdür.
Demokraside egemenlik gökten yeryüzüne inmiştir; kayıtsız ve koşulsuz halka aittir; temel felsefesi aydınlanmadır
Siyasal Islanun anayasası: Kııran
M
üslüman nüfusunun çoğunlukta
olduğu Türkiye dışındaki tüm
ülkelerde. tslamın aynı zamanda
bir devlet ve toplum ideolojisi olduğu gö-
rülmektedir. Bu durum, tslamın siyasal
uygulamasının en somut yaşanan örnek-
liğini oluşturmaktadır. Tüm bu ülkelerde-
ki yönetim biçimleri mutlakıyetçi, keyfi ve
din ıle bırleşen bir siyasal çizgı izlemek-
tedir. Bu ülkelerin hiçbirinde demokrasi yer-
leşmemiştır; insan hak ve özgürlüklerinin
olmadığı ve bu anlamda kültürel bir olu-
şumun bulunmadığı bilinmektedir. De-
mokrasi benimsenmemiş ve demokratik
yönetimler bir türlü kurulamamıştu-. Bu
durum herhalde tarihi bir rastlantı değil-
dir. Ûzerinde düşünüknesi gereken bir ol-
gudur.
Siyasi islamın demokrasi
karşısındaki durumu
Siyasi Islam tarihsel ve niteliksel olarak
demokrasi öncesi toplumsal dönemin bir
kültürü ve ideolojisidir. O nedenle, insan-
lığrn modern döneminin ürettiği eşitük,
düşünce ve inanç özgürlüğü, çoğulculuk
ya da laıklik gibi ka\Tam ve değerlerden
yoksundur. Bu nedenle, gerçekte siyasi Is-
lami. elbette ki demokrasi ile karşılaştır-
mak ve bu suretle değerlendirmek pek an-
lamlı ve kabul edilebilir değildir. Ancak si-
yasi Islamın kavranabilmesi bakımından,
böyle bir karşılaştırma yapmakta yarar
vardır.
Siyasi Islamda "Kuran anayasa" sayılır;
Tann emndir. Kuran'ın degiştirilmesinin
akıldan geçirilmesi bile olanaksızdn"; Ku-
ran ilk diliyle (lisanıyla), sözleriyle (lafzıy-
la) ve özüyle (ruhuyla) değişmez bir ku-
rallar bütünüdür. Buna mutlak olarak uyu-
lur (itaat edilir) ya da reddedilir. Bunun ara-
sı yoktur. Kısacası, tslami anlayışta ege-
menlik gökyüzündedir, Tannsaldır; pey-
gamber, halife veya dini lider Tann'nın
yeryüzündeki temsilcileri sıfatıyla ve onun
adına egemenlik hakkuu kullamrlar.
Kuran'da belirtılen kurallara göre da\-
ranmalan ise "farz", yani Tann buyruğu-
dur. Siyasi tslamın (hatta tüm dinlerin) de-
mokrasiden aynldığı asıl nokta işte budur.
Demokraside egemenlik gökten yeryüzü-
ne inmiştir; kayıtsız ve koşulsuz halka ait-
tir; temel felsefesi aydınlanmadır, siste-
min temeli laikliktir; inancın ve dogmanın
yerini eleştirel akıl ve bilim almıştır. O ne-
denle demokrasi, halkın kendi kendini yö-
netmesi olarak tanımlanır. Yasalann ya-
pılmasında veya değiştirilmesinde karar
verme yetkisi, yani egemenlik yalnızca
halka aittir. Demokrasi bir haktır, temel
insan hakkıdır. Demokrasilerde halk. ken-
dini yönetecek temsilcilerini seçme ve de-
netleme hakkına sahıptir.
Siyasi Islamda düşünce ve kanaat özgür-
lüğü Kuran ıle sınırlıdır; o nedenle şeriatın
kurallannı sorgulamak. farklı düşüncele-
re sahip olmak ve bu tür görüşlen dıle ge-
tirmek kabul edılemez. Şeriatın kurallan-
nı sorgulayanlar veya çızgisinden aynlan-
lar "kâfu-'', "mürtef, "müşrik" vb. sayı-
hrlar. Kuran'ı tartışmaL eleştirmek suçtur.
Oysa demokraside herkes düşüncesini ser-
bestçe açıklamak hakkına sahiptir; demok-
rasinin dahi sorgulanması ve eleştirihne-
si bir hak olarak görülür. Demokrasi, halk
için özgürlük demektır. Demokraside öz-
gür insan "bire>" ve "yurttaş'' sayılır, si-
yasi tslamda ise "kul" kabul ediür. Demok-
raside eşitük ilkesi vardır; herkes yasa kar-
şısında eşit hak ve özgürlüğe sahiptir. Her
türlü aynmcüık demokrasi dışı sayılır. Irk,
din, cins vs. gibi hiçbir yönden eşitsizlik
kabul edilemez. tslamıyette ise Müslüman
olanlar ile ohnayanlar ve Müslümanlar
arasında da cinsler yö-
laşımın güncel ve canlı bir örneğidir. Kar-
şılaştırmalı değerlendirmeye dayanan bu
lısteyı siyasi tslamın kurallan ve demok-
rasuıin ilkeleri temelınde çoğaltabilmek
olanaklıdır. Ancak yalnızca bu örnekler
bıle siyasi Islamın demokrasıden ne ölçü-
de farklı olduğunu göstermeye yetmekte-
dir. Bu değerlendirmeden anlaşıhnaktadır
ki siyasi tslamın temel ılke \e kurallan
demokrasiye temelden aykmdır; uzlaşabil-
mesi hiçbir koşulda olanaklı değildir.
Demokrasi, inanç
özgürlüğü ve islamlyet
inanç özgürlüğü demokrasinin temel il-
kelerindendir. Birleşmiş Milletler insan
Haklan EvTensel Bildirisı (Md. 18), Av-
rupa insan Haklan Sözleşmesi (Md 9/1)
ve birçok uluslararası insan haklan belge-
si inanç özgürlüğünü temel hak ve özgür-
lüklerbağlamında tanımlamaktadır. inanç
özgürlüğü kişinın inanç dünyasının doku-
nuhnaz bir alanıdır. Kişi dilediği dini se-
çer veya seçmez; inanır ya da inanmaz, se-
çiminden dolayı kınanamaz.
Dinin
X salt "inanç özgürlüğü " bağlamında ele alınması
durumunda ortada herhangi bir sorun yok demektir. Ama dinin,
siyasal fslamda olduğu gibi toplumsal biryaşam taru veya bir ideolojik
tutum olarakgörülmesi ve uygulanmaya çalışılması, dini değerlerin ve
x simgelerin bu anlamda kullanüması, kamusal alanda dinsel tutum
N
\ içinde bulunulmast, demokratik sistem açısından
kabul edilemez bir durumdur.
nünden eşıtlık kabul edil-
mez. Hatta siyasi tslamdaki bu aynmcılık
Nıımeyriyönetimı sırasında Sudan'da ya-
şandığı gibi Müslüman mezhepler arasın-
da da uygulanabılmektedir. Aynı şekılde,
Şiilik. Sünnilik ya da Alevilik gibi mez-
heplerle ilgili bu tür aynmcı uygulamala-
nn tarih boyunca ve hatta günümüzde sa-
yısız örneğinın yaşanmış ve yaşanmakta
olduğu bilinmektedir.
Demokraside çoğulculuk ilkesi vardır;
değışik görüşlerin düşünce açıklama ve
örgütlenme haklan kabul edilir. Siyasi Is-
lam "tevhit" düşüncesine dayahdır; fark-
lılıklar, Islam içinde de olsa sapkınlık sa-
yılır ve yalnızca inananlann, hatta "biaf
edenlerin yönetim hakkının var olduğu ka-
bul edilir. Şenatın egemen olduğu Iran Is-
lam Cumhunyeti'nin cumhurbaşkanına
rağmen dini liderlığin reformcu adaylara
seçim yasağı getiren uygulaması, bu yak-
suçlanamaz ve
inancını açıklamaya zorlana-
maz. inanç özgürlüğü. kişinin inancım tek
başına veya toplu olarak, alenen veya özel
olarak, ibadet, öğretme, uygulama ve tö-
ren yoluyla açıklama haklannı da kapsa-
maktadu-. inanç özgürlüğünün bu unsur-
lan bakımından uluslararası hukukta her-
hangi bir tartışma bulunmamaktadır. An-
cak inanç özgürlüğünün mutlak ve doku-
nulmaz ohnasına karşılık. ibadet, öğret-
me, uygulama ve tören yoluyla açıklama
haklannın kullanılması ya da " dinsel pra-
tik ö^üriüğü" bakımından uluslararası
hukuk metinlerinde ve kimi demokratik ül-
kelerin iç düzenlemelerinde bazı sınırla-
malann bulunduğu görülmektedir.
Örneğın Avrupa insan Haklan Sözleş-
mesi demokratik bir toplumda, "kamugü-
ventiğmin", "kamu düzeninin", "genel sağ-
lığın", "ahlakuı" \ eya
u
başkalannnı hak
ve özgürlüklerinin" korunması için din ve-
ya inancı açıklama özgürlüğünün sınırla-
nabileceğini öngörmektedır (Md. 9/2). Hak
ve özgürlüklerin kullamlması bakımından
demokrasinin hukuksal kaynaklannı oluş-
turan uluslararası belgelerin öngördüğü
sınırlamanın ölçüsü ise yine hak ve özgür-
lükler obnaktadn". Birleşmiş Milletler in-
san Haklan Evrensel Bildirisi (Md. 29,
30), Medeni ve Siyasi Haklar Uluslarara-
sı Sözleşmesi (Md. 20) ve başka uluslara-
rası insan haklan metinlerinde de bu tür dü-
zenlemelere yer verilmektedir.
Öte yandan Amerika Birleşik Devletle-
ri, Almanya, ttalya gibi demokratik hu-
kuk sistemini benimsemiş ülkelerin iç hu-
kuklannda da bu yönde yasal düzenleme-
ler bulunmaktadır. Bu anlayış, ulusüstü
mahkemelerin yam sıra çeşitli ülkelerin
yüksek mahkemelerince de benimsenmiş-
tır.
Türkiye'deki yüksek mahkemelenn ka-
rarlan da bu yöndedir. O bakımdan, "dnıi
ibadetin" ya da "dini yaşam tarzunn" ve-
ya "diniöğretimin", kamu güvenliğini, ka-
mu düzenini, genel sağlığı, ahlaki değer-
leri veya başkalannın hak ve özgürlükle-
rini ihlal etmesi durumunda sınırlarunası
meşru kabul edilmektedir. Müslümanhk so-
mutundaki inanç özgürlüğü de elbette bu
ölçüler içinde ele alınmalıdır. Işte bu açı-
dan bakıldığında, dinin ne ölçüde ve ne
amaçla ve nasıl kullanılmakta olduğu önem
taşunaktadn". Dinin salt "inanç özgürlü-
ğü" bağlamında ele alınması durumunda
ortada herhangi bir sorun yok demektir.
Ama dinin, siyasal tslamda olduğu gibi
toplumsal bir yaşam tarzı veya bir ideolo-
jik tutum olarak görülmesi ve uygulanma-
ya çalışılması, dini değerlerin ve simgele-
rin bu anlamda kullanılması, kamusal alan-
da dinsel tutum içinde bulunulması, demok-
ratik sistem açısından kabul edilemez bir
durumdur.
Demokrasi adına sorumluluk duyanla-
nn işte tam bu noktada son derece dikkat-
li ve duyarlı olması gerekmektedir. Çün-
kü siyasi Islamın sözünü ettiğimiz politi-
kalan nedeniyle samimi inanç duygusu
içinde olan Müslümanlann inanç ve iba-
det özgürlüklerinin gereğini yerine getire-
bılmeleri adeta olanaksızlaşabilmektedir.
Görülen o ki demokrasi, bir yandan siya-
si Islam karşısında kendisini koruyacak-
tır, ama öte yandan inanç özgürlüğünün ser-
bestçe kullanılabihTiesinin olanaklannı da
yaratacaktır. Halk kültürümüzdeki "bıçak
sıründa durmak" deyişinin herhalde tam
karşılığıdır bu durum!..
Sürecek