17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 A MART 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK Tenor Hakan Aysev, operayı yaygınlaştırmak istiyor ve ekliyor: Önemli olan dinlerken hissetmek Notalartüminsanlık içinHATİCE TUNCER enor Hakan Aysev bazen bır pop, ba- zen bır rock, bazen bu- Turk müzığı konsennde dınleyıcılerlebuluşur Yıl- lannı operaya A, ermış olmasrna karşuı Nilüfer'le sahne alıp pop muzığın se- v ılen şarkılannı seslendmr, Bulutsuz- hık Özlemi'yle sahne alıp rock şarkı- lanylagençlencoşturur \nkara Dev let Ope- ra v e Balesı sanatçılanndan olan Hakan Av - sev, operavı yavgınlaştırmak ve sevdırmek duşuncesıvledeğışık müzıktarzlanndakısa- natçılarla bırlıkte çalışmalar yapıyor ve ara- yiblannı surduruyor. Aysev, "Aria ve Napoü- tenler" adıyla çıkardığı ılk albumunde. ope- radan uzak dınleyıcının bıle sev dığı klasık muzığın populer parçalannı seslendınyor BASKETBOLCÜLÜK DÜŞÜ Muzısyenler genellikle çocuk yaşlarda mu- zığe ılgı duymaya başlasalar da Aysev ılk gençlık yıllannda basketbol oynadığı ıçın un- lu bır basketbol oyuncusu olmayı hayal etmış Ama bır \nadolu kentınde buyuyen annesı konservatuvara gjtme arzusu ıçınde kaldığı ıçın oğlunu müzık eğıtımıne yonlendırmış Anka- ra Devlet Konsen.atuvan'na gıren Aysev'rn sesını beğenen hocalan Avrupa'da eğıtımını surdurmesını ıstemı şler "Annem iyi kibeni konservatuvara gönder- dl Şu an başansız bir basketçi olaeaküm. İlk konservatuvara gircttğim andan itibaren ope- ra virüs gibi vücuduma gjrdi ve beni eddledi Dünyaya yüz kez de gelsem yine aynı mesleği seçerdim.'" ONC E İNSAN KİMLİĞİ 1987 vılında 6 Belvedere Şan Yanşma- sında "En İyi Genç Şariacı" odülü alarak fınal konsenne katılan Aysev, 1988'de kon- servatuvardan mezun olduktan sonra Vıya- naya gıttı Mozarfın "Cosi fan Tutte Ope- rası"ndakı Fernando rolu ıle Av^ısturya, Hol- landa \ e Almanya'da turneye çıkan Aysev, Salzburg Fesrıv alı'n«de Hay dn'ın "Acisve Ga- latea", Offenbach'ın Les Bavardes operala- nnda başrollen seslendırdı 1989 Eylül ayın- da Yıyana Dev let Operasfna gıren sanatçı R. Strauss'un "ResenliavaBer" operasında te- nor rolunu ustlendı: "Vıyana'ya bir yılhk bursla gitmişrim. Arö ay sonra da dünyanın üç büyük operasından biri olan Vry ana Dev~tet Operası'na kabul edil- dim. Çok büyük bür gururdu ama o dönem- de kavTayamamıştiEn. Aradan 15 yıl «eçtikten sonra önenıini anlıy anun. Dünyanm en büyük sanatçüany la sahne pay laşmak, dünyanın en önemli orkestra şefl«eriy le çalışmak çok güzel duy guy du. Sanat hayatımın başlangıcında 30 vılda öğreneme\eceğim şeyleri 3 yılda öğren- dim. Bir hocam. ünlii tenor Lucıano Pav arot- tı' >e, Vıv ana">a gebşinde beni dinlcttL Her \1- yuna'\ a gelişinde biaükte çahşük. Sadece şan değü. bir sanatçmın nasüolmasıgerekriğiko- nusunda çokşey öğnendim. O ünlii sanatçılar- dan ilk önce insan kirnliğine büriinebünıevi ba- şarmayı öğrendim. Başardım mı tam emin değilün, ama içinizdeki insanı güzel bir kim- Bğe sokabilirseniz. sahnede sesinizle vekarak- terinizle ozel olabiliyorsunuz, daha özel bir sa- natçı olabühorsunuLZ." ÖENÇ PAVAROTTİ Alman Koblenz De\let Operası'nda 1991 yılında anlaşma ımz-alay an sanatçı bırçok ope- rada rol alarak turnelere çıktı 1995-1997 yıl- lannda kadrolu olarak Darmstadt Dev let dpe- rası' nda onemlı rollerustlenen Av sev, 199 7 "de Norveç'te Rigoletto», Fransa'da Carmen ope- ralannda sahneye c^ıktt Dusseldorf, Basel, Austın, Bern, Mannheım, Aachen, Heılder- berg operalannda mısafır sanatçı olarak go- re\ aldı "Ahnanya benim esas kariyerimin başlan- gıcı oldu. AlmanyaVla basında çıkan yazüar- da 'Genç PavarottL ' olarak tanıtıldım. Çok ciddi \ e >oğun çahşı>orduk. Türkiye'de bir so- Kst sanatçının kmsil sayısı yılda 20'dir. A\TU- â pa'da yılda 90 temsSl \ e 20-30' onser yapüm. En zor ikinci meslekenor, erkek seslerinin en incesi ve genellikle operalarda başrollerin yazıldığı bir ses. Bu nedenle opera sanatçılan mesleklerini bir hayat biçimi olarak algıladıkJarında ilerleme kaydedebiliyorlar. "Opera sahnesinde dünyanın en güzel . zevklerini tadıyorsunuz. Arya •A*, söylerken bambaşka bir ı dönyada yaşıyorsunuz. , Bir gün ölümü göze •* alan bir âşığı.. bir gün çok büyük bir k kahramanı oynuyorsunuz. Ama gerçekten . çok zor bir meslek, çok çalışmanız ve kendinize iyi bakmanız gerekiyor. Time dergisinin bir araştırmasında dünyanın en zor mesleklerinde birinci sırada maden işçiliği, ikinci sırada opera şarkıcılığı vardı. Vücudunuzun çok iyi durumda ve çok enerjik olması lazım. Zaten onun için genellikle birçoğumuz kiloluyuz, ağır sporcu gibiyiz. Çünkü iki tane ses telimiz var ve üç saat boyunca yüz kişilik orkestrayı aşıp bin kişiye sesinizi duyurmak gerçekten güç ister. Yaşam tarzımızdan kilo alıyoruz ama 'şişman adam daha iyi şarkı söyler' diye bir şey yok. Diyaframın, göğüs kafesinin geniş olması gerekiyor. Yoksa operacının göbekli olması gerekmiyor. Çok zayıf ama iyi şarkıcılar var." Müzik dünya insanları içîn var. Notalar hepimiz için yaratılmış. Bir opera ya da hertıangi bîr halktürküsu dinlerken his- sedilen önemlidir. Ben Avrupa'da baş- langıçta kendimi 'tereciye tere satıyor' gibi hissettim. Sonra gerçekten bana yabanct olmadığmı anladım ve Türki- ye'deki konserlerden sonra da kendi- mi kesinlikle yabancı hissetmedim." n Avrupa'da bir Türk olarak algılananuyorsu- nuz. Dk tepkiler Türkiye'de klasiK müzik öğ- renimi görüyor mıısunuz.opera \ar mıdır ohı- yor. Türidye'debir opera ekolü olduğunu, şar- kılarımla anlarmaya çahşüm." UZEL SESLİ TENOR AvTupa'da bulunduğu sıradavorumladığı ıkı klasık esenn kayıtları yavımlanan Aysev. 1998'de Fransa'nın Nansy kentınde Wozzec Operası'ndaoynadı Basel'deOtheüoOpera- sı"nda Otella rolunü oynadı Turkıye'ye 5 \il once donen Aysev, 2000-2002 yıllannda îz- mır Dev let Opera v e Balesı Mudurluğu v e Ge- nel Sanat Yonetmenlığı"nı yaptı "Türkiye'den çok güzel sesler çıkryor. Ak- deniz üikesinden olmak benim için arü oldu. Eleştirilerde hep sıcak. o/el sesli tenor diye soz ettiler. Sahne üzerinde her şey çok güzel gider- ken birazDoğuluduygulara sahibün \e nıem- leket ö/Jenıi çektim. Türkiye'de opera için, çoksesüMkadınaçahşıp, y ıne Avrupa konser- lennı yapanm" diye düşündünı. Bu sanaö halkımız tanımıyor ve gerçekten biraz popü- lerleştirmek gerekiyor. Sadece opera değiL çpksesH müziği tanınuyorlar." Halen Ankara Dev let Operası solısthğuıin yanı sıra Bükent Unıv ersıtesı Şan Bölumu'nde oğretım gorev Usı olarak çahşan Aysev, Bıl- kent Senfonı Orkesrrası ıle 1999 yıllmda yap- tıklan Guney doğu Anadolu turnesınden ope- ra adına umutlu donmuş "ŞuTiak Cumhuriyet Meydanı'nda bizi 3 bin kişi dinledi. Siirt'te, Hakkâri'de futbol sahalarındaki konser inanılnıaz bir dene- yimdi. Tosca, O Sole Mıo, Granada söyle- dinı. Sanki bir halk ozanı gibi dinlediler, tempo ruttıüar." ÇoKSESLİLİK VE DEMOKRASİ Halkın operayı tanımadığı ıçın operadan uzak durduğuna ınanan Aysev, çokseslılığrn de demokrasmın bır parçası olduğunu du- şunuyor "Çoksesti müzik dinleyen toplumlar çok- sesli ve demokratik biçünde düşünebiliyorlar. Avrupa'y la karşüaştmnğımızda biz daha tek- scsli düşünüyoruz gibime geliyor. tstanbuTda en büyiik opera salonu \tatürk Kültür Mer- kezi 1300 kişi, Ankara'da opera salonu 700 ki- şi kapasitelL Değişik türleri seçmemin nedeni de daha fazla insana ulaşabümek." BİZ VE ONLAR.. Operacılann karşısına "Buyabancı kültür" diye "kartondan duvarlar" çekıldığını soy- leyenAysev "bizveonlar" diye bır aynmagır- mek ıstemıyor "Müzik, dünya insanlaniçin var. Notalar he- pimiz için yaranbnış. Bir opera ya da herhan- gi bir halk türküsü dinlerken hissedilen önem- hdir. Ben Avrupa'da başlangıçta kendimi te- recıve tere satıyor" gibi hissetrim. Sonra ger- çektenbanayabana oimadığınıanladım v« Tür- kiye'deki konserlerden sonra da kendimi ke- sinlikle yabancı hissetmedim.'' JENUFA OPERASI Istanbul Devlet Opera ve Balesfnde bu av sahneye konulan "JenufaOperası''nda rol alan Aysev operaya uzak duranlara şu me- sajı verdı "İnsanlar çoksesüliğc kayıtsız kalmasmlar. Ben anlamıyorum" deyip çekip gitmesinler, sadece hissetsinler. Se\Tnesinler, anlanıasınlar ama gozlerini kapaüp, o üç saatin en azından 5 dakikasında müziği hissetmeye çakşsınlar." Görsev'den Buluşma Noktası Bağlamayla Yunus Emre ve Karacaoğlan A rrv ızyon "Türk Ozanlan ve Şairleri Dizisr kapsamında "Yunus Emre" şıırlen ve "Karacaoğlan Türkükri" albumlen yayımladı Şıırler ve turkuler, tıyatro sanatçısı Halil Kumova'nın yorumuy la sazlar eşlığınde sunuluyor Artv ızyon "Türkrye EnstrümantaUeri Koleksiyonu"nun ılk uç albumunu de pıyasaya çıkardı "Bağlama", "Keman" ve "Zeybek"lerden oluşan albumlerde halk muzıgının sev ılen eserlen enstrumantal olarak seslendınlıvor Kuzey İrlandalı rock grubu Therapy Türkiye'de Troublegum albumu ıle dunya uzennde buyuk başan elde eden Kuzey irlandalı rock grubu "Therapy", 19 Mart'ta îzmır'de. 20 Maıfta Istanbul'da konser verecek Avrupa ve \menka'dakı bırçok festıvalde ve dunya turnelennde 200"den fazla konser veren, MT\' tarafından yılın rock grubu seçılen Therapy 'nın Izmır konsen Bornova'dakı Ooze Club'da, tstanbul konsen ıse Beyoğlu'ndakı Yenı Melek"te gerçekleşecek Gruba İzmır'de alt grup olarak Manga ve Punch. Istanbul'da ıse Hakan Kurşun, Donan, 100 C ve Manga eşlık edecek Konser bıletlen Bıletıx'ten satışa sunuldu Özel repertuvar Cihan Terlan Alegria'da Kültür ServTSİ- Cıhan Terlan Bossanova beşlısı bugun saat 20 30'da Istanbul'un alternatıf mekânlanndan olan Alegna'da ozel repertuvarlarından oluşan bır konser v erecek. Brezılyalı bestecı Antonıo Carlos Jobım"ın samba tarzındakı eserlennı aslına bağlı kalarak seslendıren grup. Brezılya'ya ozgu seslen tstanbullu muzıksev erlerle buluşturacak Grupta Cıhan Terlan (gıtar ve vokal), Murat ,\rkan (gıtar), Kağan Yıldız (kontrbas), Muge Terlan (perkusyon) ve Utku Lnal (davul) ıle yer alacak (0 212 245 13 06) 17 Mart Çarsamba Yeditepe'de caz türküleri B russıan Jazz Group Caz Turkulen konsen 17 Mart Çarsamba gunu Yedıtepe Unıv ersıtesı Konser Salonu'nda yapılacak Turk muzığını gunumuzun muzık anlayışıyla yorumlayarak dünyaya anlatmak amacını taşıyan Brussıan Jazz Group. pıyanoda Yusuf Eker, bas gıtarda Fuat Güney, dav ulda Ömer Gökçe Bölükbaşı, tenor saksafonda Ahmet Tolga Uzel, soprano saksafonda Hidayet Selim Kavçık'tan oluşuyor Görsev, müzisyen dostlan Eric Revıs, Alvester Garnett, Russell Gunn ve Marcus Strickland ile... Görsev'den Buluşma Noktası Romantik besteler Caz pıyanıstı bestecı Kerem Görse\ f , dokuzuncu albumıi "Meeting Point"ı çıkardı Cazın kuluplerde yaşadığına ve paylaşmanın gucune ınanan Görsev, son projesı "MeetingPoint"ı Kasım 2003'te Nevv York'ta kaydettı Albumde Gorsev "e aıt dokuz romantik beste yer alıyor Meetıng Poınt'te Kerem Gorsev pıyano, Eric Revis kontrabas. Alvester Garnett davoıl. Russel Gunn trompet, Marcus Stricüand tenor v e soprano saksafon çaldı. Beyoğlu'nda fado • Portekızlı fado sanatçısı Dona Rosa Tanhı 1885 Ses Tıyatrosu'nda 15 Mart'ta saat 20 30'da konser verecek Ayşe Tütüncii Üçlüsü yann saat 21 30'da Kuledıbı Nardıs Jazz Kulup"te sahne alacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle