Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
&OTFA CUMHURİYET 14MART2004PAZAR
4 HABERLER
EIEVYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Br 'Haydut'un Sevgisi
S-vgili,
S. rekli kalkınmayı ve devamlı istikran tutturamamış
bırüKede, sürekli bir mutluluk yakalamak mümkün mü?
S>runun yanıtı, herkesin kendi meşrebine göre de-
ğişi\or kuşkusuz.
Âna eğer toplumsal karanlığın ağıriığını istememe-
ne karşın taşıyanlardan biriysen elde olmadan karam-
sar c-lmarı kaçınılmaz.
Bjna karşılık yapacak bir şey olmadığını sanma!
Küçjk küçük parçalardan bir bütüne varmak müm-
kün Yani küçük mutluluklan yakalayarak işin içinden
sıynabilirsin.
Gizelim Türkiye küçük mutluluklar konusunda bü-
yük Dİanaklar sunuyor insana.
G^çen gün dostum Elvan Kenter (Özcan) telefon
3ttı. Bekir Coşkun'u arıyormuş, aracı olmamı istedi.
Dıeği, var olan sokak hayvanı bannaklannı düzelt-
mekiçin birşeyleryapmaktı. Babası Müşfik Bey, kat-
kıdabulunmak üzere, geliri bu amaca tahsis edilecek
oyurlar oynamaya hazırmiş. Bu konuda neler yapıla-
bileceğini öğrenmek için Bekir Coşkun ile konuşmak
ıstiyordu.
Taoii ki hayvan sevgisi deyince ilk akla gelen isim
Bekr Coşkun oluyor.
O köşe yazılarında sürekli işlediği bu temayı, eşi
Andre'nin de yardımıyla, "Pakc'ya Mektuplar" prog-
ramı ile TRT ekranlanna da taşıdı.
Program öylesine tuttu ki birçok ödül aldığı gibi, iz-
leyiclerin etkisiyle 13 seri bitince yeniden yayımlandı.
Bekir ve Andre'ye bu olanağı tanıyan ve canlı sev-
gisire ekranlannı açan TKTnin yetkililerini de kutlamak
gere<.
•••
Sevgili,
Ikı yıldan da fazla oluyor. Onu bir gün sokakta gör-
düm peşime takıldı. Kısa süre sonra ne zaman karşı-
laşsak ardım sıra yürür, bacaklanma sürünür oldu.
Döstluğumuz böyle doğdu. Sonra ona bir şeyler
verrreye, kimse olmadığında eve almaya başladım.
Karnını doyurunca kendini sevdiriyor, sonra bırakır-
sambir yerde uyumaya koyuluyordu.
llişkimiz evin reisinin onayını almadığı için tam res-
miyete dökülmemişti.
Scğuk yağmurlu sokaklann kapı girişlerinden, ara-
ba alîlanndan sıcak eve. yumuşak koltuklara kavuşun-
ca keyifleniyor, uykusunda harika bir kedi keyfi yaka-
lıyordu.
Ana heyhat, kısa süren mutluluklardı bunlar. Daha
henLz resmi onayı alamadığımızdan, bir süre sonra ye-
niden sokaklara dönüyordu.
Slrenin kısalığının farkındaydı. 0 kadar ki, o uyur-
ken ben oturduğum yerden kalksam hemen uyanıyor,
yüzüme "Ne o, yoksa gitme zarnant mı geldi?" der gi-
bi endişeyle bakıyordu.
Uzatmayalım, sonunda onay geldi. Onayı, evin re-
isinin ona karşı gittikçe artarak benimkini gölgede bı-
rakan aşkı izledi.
• • •
Haydut, kısa sürede evin kedisi, en imtiyazlı kişisi
oldu. Eskiden evin reisine ait olan en manzaralı baş-
köşe, artık canı istediğinde Haydut'un uyku yeri oldu.
Şimdi oraya kurulma önceliği onun.
Şu anda da, her yazı saatinde olduğu gibi, masa-
mın üstünde, makinemle telefonun arasında, sırtını
ısıtmasından çok hoşlandığı masa lambasının altında
uyuyor.
Haydut, cins bir kedi. Oyeryüzünün önemli kedi cen-
netlerinden birinin, Cihangir'in tipik bir ömeği. Seve-
cenliğini, anası Pati'den almış.
Pati'nin çok doğurgan olduğunu. Haydut'un klon-
lanmışı kadar kendisine benzeyen ve kardeşleri oldu-
ğu anlaşılan öbür kedilerın varlığından anlıyorum.
Haydut'a, uluslararası ünü, komşumuzolan Nuri Bil-
ge Ceyian sağladı.
Eğer "Uzak" filmini gördüysen bil ki o arada sırada
görüntüye girip çıkan san-beyazşirin kedi bizim "Hay-
duftur.
Haydut yaşamımızın kendisini sürekli duyuran kü-
çük mutluluklanndan biri.
Haydut bütün kedilergibi eğitime fazla yatkın değil.
Ama eğitmen olarak fevkalade.
Variığıyla bana, canlı türlerini daha çok sevmeyi, bu
canlılann bizim can kardeşlerimiz olduklannı anlama-
yı öğretti.
Geçen gün, Bekir ve Andre Coşkun'un Pako'ya
Mektuplar programındaki yunusu izlerken televizyon-
da, içimden onu Haydut gibi okşamak isteği geçti.
Evet, şimdi nerede bizim hayvan adını verdiğimiz öbür
memelilerin bir temsilcisini görsem, aklıma "Haydut"
geliyor ve içimde. haydut olmayan bu kardeşime kar-
şı bir sevgi doğuyor.
Bir Haydut'un sevgisi, tıpkı büyük mutluluk ateşle-
rini yakan bir kıvılcım gibi, bende bütün canlıları kap-
sayan, doğayı daha iyi duyumsamama yol açan bir sev-
gi ve mutluluk duygusunu doğurdu.
Görüyorsun, Türkiye küçük mutluluklar için büyük
olanaklar sağlıyor.
Sen de Sevgili, bu küçük mutluluk olanaklannı ıs-
kalama! Onları hemen yakala, hatta yaşadıktan son-
ra, at yüreğinin bir köşesine, karanhk günler için sak-
la!
Cevrecilere destek
Yeşiller Girişimi
adaylannı açıkladı
Istanbul Haber Ser-
via- "2. Türkiye Yeşü Di-
yalog Toplantısı", dün
Taksım Hill Oteü'nde
başladı. Toplantıda "Ye-
şil Hareketi"nin yerel
seçimlerde destekledik-
leri çevTeci başkan aday-
lan datanıtıldı.
Avnıpa Yeşiller Par-
tisi Genel Sekreteri Ar-
noklCassola. Avrupa'da
Yeşiller'in çok yol kat-
tettiğini ifade ederek
"Çünkü biz kendimizi
sadece çe\Te ya da banş
politikalanyla sınırla-
tnadık" dedi.
Yeşiller Ginşimi İs-
tanbul grubundan Ümit
Şahinin de katıldığı
toplantıda, Yeşiller'in
jpndilerine yakın bul-
duklan bağımsız ya da
partili adaylann destek-
leneceği ifade edildi.
Yeşiller'in bağımsız
adaylanrun Marmaris'te
Nazan Batmaz, Bod-
rum'da Bilge Contepe,
Alanya'da Zihni Yayla
olduğu kaydedildi. Ye-
şiller'in desteklediği
Demokratik Güçbırli-
ği'nin Beyoğlu Beledi-
ye başkan adayı Münir
Aydm Beyoğlu'nu ''ye-
niden aydınlık bir yer
yapmayı hedeflediğini"
anlattı. Yeşil Doğu-Ba-
tı Diyaloğu Koordına-
törü Hollandalı Anne
deBoer de yerel sorun-
lann ulusal sorunlar ha-
line de gelebileceğini
belirtti.
AKP'nin '84 yıllık karanlığa son' yazılı pankartın ilçenin kuruluşunu kastettiği iddiası inandırıcı bulunmadı
CHP: SuçüstüyakalandılarANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Niğde Ulukışla'da AKP'li adayın
"Iktidarla el ele, 84 ydhk karanbğa
son" yazısıyla propaganda yapma-
sı tartışma yaratırken AKP Genel
Başkan Yardımcısı MuratMercan bu
ifadeyle. "Cumhuriyet rejiminin de-
ğil, Uukışla'nın ilçe yapıldığı tarihin
kastediMiğini" iddia etti. CHP Niğ-
de Millervekili Orhan Eraslan ise
Ulukışla'nın 1910'da kurulduğunu
belirterek, "Suçlannı basürmaya ça-
bahyor. Biraz tarihimize baksm, ken-
disini ilkokula göndereüm" dedi.
Niğde Ulukışla ilçesı kurucu ilçe
başkanı ve il genel meclisi üyesi ada-
yı Ali Uğurlu'nun kardeşi Yunus
Uğurlu'ya ait minibüsün üzennde
yer alan "îktidarla el ele, 84 yılhk
karanhga son" yazısı tartışma yarat-
• AKP Genel Başkan Yardımcısı Mercan, söz konusu ifadeyle "Cumhuriyet rejiminin değil,
Ulukışla'nın ilçe yapıldığı tarihin kastedildiğinı" söyledi. CHP Niğde Milletvekili Orhan
Eraslan ise Ulukışla'nın 1910'da kuruldugunu belirterek "Suçlanm bastırmaya çabalıyor.
Biraz tarihimize baksın, kendisini ilkokula gönderelim" dedi.
maya devam ediyor. AKP Genel Baş-
kan Yardımcısı Murat Mercan, dün
yaptığı açıklamada. parti üyelennin
"komik" bir genellemeyle "cumhu-
riyetdüşmanhğıyta" suçlandığını id-
dia etti. CHP'li milletvekillennin
"sKasi körlük ve aymazlığa düştük-
leri, utandıncı bir saplanü içinde bu-
hınduklannı" savunan Mercan. şöy-
le dedi:
"Suçlama komiktir. Çünkii cum-
hurryetimiz 84 yil önce değil, 80 yıl
önce ilan edilmiştir. Herhangi bir il-
kokul öğrencisi bile cumhuriyetimi-
zin 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edü-
diğini veşu andayurtgenetinde curo-
huriyetimizin 80. yıhnı kutlamakta ol-
duğumuzu bümektedir. CHP'li par-
lamenterlerin içinedüştüğü politik fa-
natizm, onlan bu kadannı bile dfi-
şünmekten en basit bir gerçeği dahi
görmekten aciz bırakmaktadır."
Slogandaki "84 yıüık karanlık"
ifadesiyle Ulukışla'nın ilçe yapıldı-
ğı tarihe atıfta bulunulduğunu savu-
nan Mercan, bununla kastedilenin
cumhuriyet rejimi olmadığını iddia
etti. Mercan, CHP'li milletvekille-
rine yönelik olarak. "Siyasiihtirasfle
her türlü istisman ve iftiravı kendi-
sine şiar edinerek kelle avcıhğına so-
yunanlar, halkı kandırmanın cevabı-
ru geçmişte olduğu gibi bugün de en
ağır biçimde alacaklardır" dedi.
CHP Niğde Milletvekili Orhan
Eraslan ise ilçede Ulukışla amblem-
lerinin tümünün altında 1910 tarihi
olduğunu belirterek, AKP'nin iddi-
asının tamamıyla gerçek dışı oldu-
ğunu kaydetti.
AKP Genel Başkan Yardımcısı
Mercan'ın hiçbir araştırma yapma-
dan alelacele böyle bır açıklamada
bulunmasına tepki gösteren Eras-
lan. "Suçun üzerini örtmek için ça-
babyor. Biraz tarihimize baksın, ken-
disini ilkokula göndereüm ozaman"
diye konuştu.
AKP'nin halkı kandırmaya çahş-
tığıru \iargulayan Eraslan. ulusal ege-
menliğe saldın yapıldığını anlattı.
Eraslan. şunlan söyledi:
"Bunlar, Kurtuluş Savaşı'na da,
Km a>ı Mflüve'ye de karşılar. Ümmet
toplumunu savıınuyorlar. Burada uç
verdiyakalandılar. Kendilerinin sah-
tekârhğı ortaya çıkmıştır. l lukış-
la'nın her yerinde 1910 yazrvor. Ge-
nel başkan yardımcısı cahiL bügisiz
olabUir, dikkati başka \ erde Arap ül-
keterindeya da ABD'de olabibr. Ama
Ulukışla'da oturanlar bunu bilmeli-
ler. Saldırgan tutunı izhyor. Suçüstü
yakalandılar, şimdi suçlannı basür-
maya çahşryoriar."
105. yıldönümü
Atatürk'ün
Harbiye'ye
girişi
kutlandı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Atatürk'ün
Kara Harp Okulu'na
(KHO)ginşinin 105.
yıldönümü kutlamalan
başladı. Kutlamalar
kapsamında KHO
Komutanı Tümgeneral
Hulusi Akar ve 70
harbiyeli Anıtkabir'i
ziyaret etti, binicilik
müsabakalan yapıldı.
"1283 ^Mustafa Kemal
Atatürk lçinıi/de" adlı
tiyatro oyununun bugün
C^>era Sahnesi'nde galası
yapılacak. Eserin
galasının Türk Silahlı
Ku\-vetleri komuta
heyetince tam kadro
izlerunesi bekleniyor.
Atatürk'ün Kara Harp
Okulu'na girişınin 105.
yıldönümü çeşitli
etkinliklerle kutlanıyor.
Kutlamalar çerçevesinde
KHO Komutanı
Tümgeneral Akar ve 70
harbiyeli dün Anıtkabir'i
ziyaret etti. Atatürk'ün
mozolesine çelenk koyan
ve saygı duruşunda
bulunan Akar, daha
sonra Anıtkabir Özel
Defteri'ne şunlan yazdı:
"En büyük harbiyeli ulu
önder Atatürk, mezunu
olduğun bilim ve irfan
jırvası Kara Harp
Okulu
?
ndaherl3
Martta harbryehJer
>T>klama sırasuıda
'Içimizde' diyerek,
emanet ettiğin laik ve
demokratik Türkiye
Cumhuriyeti'ni ilelebet
muhafaza ve müdafaa
edeceklerini tek ses
hafinde
ha\ kırmaktadırlar. Bu
haykınş, Türkiye
Cumhurheti'nin sönmez
birer meşalesi olan
harbiyelilerin mirasma
sarsümaz bir azimle
sahip çıküklannın,
çıkacaklaruun bir
ifadesidir."
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Akbulut: Hükümeî üniversiteye hersabahyeni bir darbe vuruyor
Rektörler ateş püskiirüyor
ANKARA (ANKA) -
Üniversitelerin de içinde
bulunduğu katma bütçeli
kurumlara yıl başında tah-
sıs edılen ödeneklerin >'üz-
de 13 düzeyınde kesilme-
sini kararlaştıran AKP ik-
tidanna rektörlerden sert
tepkiler aeldi.
ODTÜRektö-
rü Prof. Dr.
Ural Akbulut,
hükümetı üni-
versitelere
"her sabah ye-
bir darbe
daha önce de araştırma
fonlanna el koyarak aynı
mantıkla bilimsel çalış-
malan, ünnersiteleri sı-
kıntıya soktuğunu söyle-
di. Akbulut şöyle devam
etti:
"Burslanmızda da sı-
• Ödeneklerin yüzde 13 düzeyinde
kesilmesi karannın sıkıntı yarattığını belirten
Prof. Dr. Akbulut, "Eğitimde asla tasarruf
yapılamaz. Üniversitelerin hariç tutulduğuna
ilişkin bir genelge bekliyoruz" dedi.
ODTL Rektörii Prof. Dr.
Ural Akbulut
nı
vurmakla'" suçlarken An-
kara Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Nusret Aras.
"Hükümet herhakk en ko-
lay tokatlanacakkesim ola-
rak bizi görüyor" dedi.
ODTÜ Rektörü Akbu-
lut, ödeneklerinin zaten
son derece kısıtlı olduğu-
nu belirtirken hükümetin
kuıü doğurdu. Bu kadar
kısıth bir odeneğimiz \ ar-
ken son gelişmeler bizi ta-
bü Id çok üzüyor. Katma
bütçeli kunüuşlara ayn-
lan ödenekler son 10 yılda
giderekazakfa. Dunyastan-
dartlarının altında bir pa-
rayla yükseköğretim ve-
rirken bu yapıbnamahdır.
Her sabah kalküğımızda
hükümetten gelen yeni bir
darbeyle karşılaşıyoruz.
Eğitimde asla tasarruf ya-
pılamaz. Üniversitelerin
hariç tutulduğuna ilişkin
bir genelge beküyoruz."
Üniversitelerin zaten sı-
kıntı içinde
olduğunu
vurgulayan
Ankara Üni-
versitesi
Rektörü
Prof. Dr.
^ ^ — ^ ^ Nusret Aras,
araşhrma fonlanna da el
konulduğunu ve hâlâ iade
edilmediğinı belirtti. Aras
şunlan söyledi:
"Ancak hükümetin ic-
raatlan arasında bunu an-
lamaya başladık: herhalde
hükümet en kolay tokaüa-
nacak kesim olarak bizi
görüyor."
İp Cenel Başkanı Perinçek:
Bu iktidar
gayrimeşrudur
İstanbul Haber Senisi- İşçı Partisı (İP) Genel
Başkanı Doğu Perinçek. AKP'nın Niğde Ulukışla
örgütünün propaganda mınibüsünün üzerindeki
"tktidarla el ele, 84 ydhk karanhğa son" yazısının
AKP hükümetinin cumhuriyeti yıkma hedefinin
kanıtı olduğunu söyledi. Beyoğlundaki parti il
merkezinde düzenledığı toplantıda, söz konusu
minibüsün görüntülerinı gazetecilere izleten
Perinçek, "Türkiye Cumhuriyeti savcısı adını
taşryan bir sa\cı varsa bu görüntülerle harekete
geçmek zorundadır. Cumhurhet savcılannı ve
Yargıtay Cumhuriyet Başsa> cıst'nı göre>e davet
ediyonını" dedi. AKP'nin cumhuriyeti karanhk
bir rejim olarak ilan ettiğini ve bunun da anayasal
bir suç olduğuna dikkat çeken Perinçek, AKP'nin
kapatılması gerektiğinı savundu. Perinçek, "Bu
iktidar. gayri meşrudur, >^asal degildir.
Cumhuriyeti yıkma amaçlannı ilan edenler,
cumhurhet adına hiçbir anlaşma\a inıza
ko>amazlar. \A bu iktidar cumhuriyeti
yıkacaknr ve>'a cumhuriyet bu iktidardan
kurtulacakür" diye konuştu.
Anadilde yayın toplantısı
Kürtçeyayın
TRT'den istendi
ANK4RA (Cumhurrvet Bürosu) - RTÜK'te bir
araya gelen Genelkurmay Başkanlığı, İçışlen ve
Dışişleri bakanlıklan, MİT Müsteşarhğı ve AB
Genel Sekreterliğı de içinde olmak üzere kamu
kunım ve kuruluşlannın temsilcileri, Kürtçe
yayını TRT'nin yapmasını istediler. TRT ise
konuyu ınceleyeceğini ve buna göre yanıt
vereceğini bildirdi. RTÜK Başkanı Fatih
Karaca, Avrupa'daki yayınlan örnek göstererek
bu tür yayınlann kamu tarafından yapılmasuıın
daha doğru olduğunu söyledi. AB'ye uyum
kapsamında aralannda Kürtçenin de bulunduğu
halkın günlük yaşamında kullandıklan farklı dıl
ve lehçelerde yayın yapılmasına ilişkin
yönetmeliğin yaklaşık 2 ay önce yürürlüğe
girmesine karşın halen yayına başlanamaması
sıkıntıya yol açtı. TRT'nin, bü yayınlan yapması
konusundaki ısrarlar karşısında, ilgili kamu
kurum ve kuruluşlannın görüşlerini almak
istediği öğrenildi. Bunun üzerine dün RTÜK'ün
çağnsıyla TRT ve birçok kamu kurum ve
kuruluşunun temsilcileri bir araya geldi.
Önceki gün yapılan anadilde yayın
toplantısından sonra açıklama yapan RTÜK
Başkanı Karaca, henüz yayın için bir kuruluşun
kendilerine baş\
r
unnadığını, toplantıda
yayınlann ne şekilde yapılacağı konusunda
"Be>in jimnastiği" yaptıklanm anlattti.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Milliyetçi bir gazetemiz, Leyla Za-
na ve arkadaşlarının yeniden yapı-
lan yargılamalan konusunda şu baş-
lığı atmış: "Bilerek uzatıyorlar." Ha-
berin spotlarında şunlar yer alıyor:
"Türkiye'yi zorda bırakmak için el-
lerinden geleni yapıyoıiar. Zana ve
arkadaşları tahliye karannı geciktir-
meye çalışarak Türkiye'yi Avrupa
Birliği nezdinde küçük düşürmeye
uğraşıyorlar. Mahkemede hakarete
varan davranışlarda bulunarak uya-
rılar alıyor ve süreci sekteye uğra-
tıyoriar." Haber bu minval üzerinde
uzayıp gidiyor.
Bu ülkenin kötü yönetildiğini ka-
nıtlamak için çok fazla bilgiye, bel-
geye gerek yok. Adam başına yıllık
geliriyle, sürekli askeri müdahale-
lerle kesilen pariamenter rejimiyle, bir
türlü yerine oturamayan siyasi par-
tileriyle, binlerce faili meçhul cina-
yetiyle Türkiye ne yazık ki özürlü bir
demokrasiye sahip. Bu nedenle bu
ülkede bir yığın yalan yanlış iş yapı-
lıyor.
Gelelim Leyla Zana ve arkadaş-
Yanlışı da Savunmak...
larının yargılanmalarına: Bir gazete
henüz devam eden bir dava için
"Hainleriş başında" diye başlık at-
mamalı, atamaz. Bu hem meslek
kuralı, hem de hukuki bakımdan dik-
kat edilmesi gereken bir nokta. ikin-
ci olarak, Leyla Zana ve arkadaşla-
rı mı tahliyeleri geciktiriyor? Eğer bu
dava nedeniyle Türkiye zorda kalı-
yorsa, herhalde bunun sorumlusu 10
yıldır cezaevinde yatan DEP millet-
vekilleri değil.
Yanhşları savunmak zorunda de-
ğiliz. LeylaZana'nınyaptıklarını.dü-
şüncelerini, siyasi duruşunu beğen-
meyebilirsiniz. Onların yargılanıp
mahkûm edilmesini de isteyebilirsi-
niz. Insan haklarını ve düşünce öz-
gürlüğünü biryana bırakarak böyle
düşünebilirsiniz. Sonunda bu sizin
fikrinizdir. Fakat, Avrupa Insan Hak-
ları Mahkemesi kararı nedeniyle ye-
niden yargılanan Leyla Zana, Selim
Sadak, Orhan Doğan ve Hatip
Dicle'nin, tahliyelerini kendilerinin
engellediğini iddia ederek var olan
duruma bahane aramayınız. Mah-
keme onlan bırakmıyor. Yalın gerçek
bu. Bunu bile onlann üzerine yıka-
cak bir haber yapmanız, hiçbir öl-
çüye sığmaz.
• • •
Istanbul'da bazı kaymakamlıkla-
ra gönderilen fişleme talimatı üze-
rine, önceki gün köşemde CH P mil-
letvekili Mustafa Özyürek in gö-
rüşlerineyerverdim. Birokuyucum,
bu fişlemeyi savunmak için bin de-
reden su getiriyor. Efendim dünya-
nın her yerinde istihbaratyapılırmış.
Zaten Türkiye'nin en büyük düş-
manlan da AB ile ABD'ymiş, onun
için bu yapılan istihbarat çok yerin-
deymiş.
Bu maili yollayan okuyucumuzla
bizler acaba farklı ülkelerde mi ya-
şıyoruz diye merak ediyorum. Bu
ülkede biz gözümüzü açtığımızdan
bu yana takip altındayız. "Komü-
nizmle mücadele" gerekçesi adı al-
tında bu ülkenin en değerli aydınla-
rının başına gelmedik kalmadı. Ru-
hi Su, tedavi olmak için yurtdışına
gitmek istedi, hakkındaki "f7ş/er"yü-
zünden pasaport alamadı ve belki
de bu yüzden onu erken kaybettik.
Daha size neleri saymamı istersi-
niz? Nâzım Hikmet'ten mi, Aziz
Nesin'den mi, Mehmet Ali Ay-
bar'dan mı örnek versem? Devlet
dairesinde işine dönmek için dava
kazanan memurun, hakkındayazıl-
mış "milliyetçi ihbariar" nedeniyle yıl-
larca soruşturmaya uğrayıp, işine
yıllarca dönemediğinden mi mi söz
etsem?
Son yıllarda şöyle bir alışkanlık
gelişti. Diyelim ki, bir kurumu ya da
bir partiyi çok seviyorsunuz. O ne ya-
parsa yapsın savunmak zorunda
mısınız? Böyle davranmak en çok
o partilere, kurumlara zarar verir. Bir
kurum kendisini eleştirinin üstünde
görmeye başlarsa hatalarını düzel-
temez hale gelir ve çok daha büyük
hatalar yapmaya başlar. Kara Kuv-
vetleri'ne bağlı birtugay komutan-
lığının kaymakamhklarayolladığı "fiş-
leme" belgeleri ciddi birhatadır. Yal-
nızca hata olsa belki onu da kabul
edebiliriz. Ancak bu eski bir alışkan-
lıktır. Bu ülkede itiraz edeni, muha-
lifi fişlemek eski âdettir, çoğu za-
man da ülkenin en değerli aydınla-
nna büyük acılar çektirmiştir.
•••
Yanlış olanı da savunmak, aslın-
da geri bir tutumdur. Gelişmiş in-
san odur ki, başta kendi hataları ol-
mak üzere. en yakınlannın hataları-
nı gören ve onları uyanp eleştiren-
dir. Türkiye şu anda tam anlamıyla
bir travma yaşıyor. Birçok değişim
ve dönüşümün eşiğindeyiz. Bu de-
ğişim ve dönüşüm iç gerilimi arttın-
yor. Bu ise olaylara serinkanlı bak-
mamızı engelliyor. "AB yanlısı"n\
düşman görmeyi başka türlü nasıl
izah edebiliriz?