Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15EKİM2004CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul PB 19 Sinop PB 17 Adana PB 29
Eoırne B 20 Samsun PB 18 Mersin B 28
Kocaeli B 20 Trabzon
Çanakkale B 20 Gıresun
izmır B 23 Ankara
B 18 Dıyarbakır PB 26
_Y 19 Şanlıurfa PB 29
B 16 Mardın PB 26
Manısa B 2 3 Eskişehir B 18 Sıırt PB 25
Aydın B 25 Konya B 20 Hakkâri Y 20
Denızli B 25 Sıvas PB 17 Van Y 16
Zonguldak B 19 Antalya B 26 Kars Y 14
Yurdun kjzeydoğu ke-
sımlen parçalı yer yer çok
buıutlu, Doğu Karadenız
ıle Doğu Anadolu'nun do-
ğusu yağmuriu. dığef yer-
ler parçalı ve az bulutlu
geçecek Hava sıcaklığı
tum yurtta hısseoıiır dere-
ce arfacak. Ruzgâr kuzey
ve doğu yonlerden hafıf
ara ara orta kuvvette ya-
Jış alan kesımıerde za-
man zaman kuvvetlıce
esecek
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
HB
PB
HB
Y
Y
Y
Y
Y
6
9
11
13
15
15
13
13
Münıh Y 15 Zürih
Berhn
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
PB
Y
Y
Y
Y
Y
13
10
20
9
13
12
21
23
Moskova PB 8
Y 15 Şam
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflıs
Kahıre
Y
Y
Y
Y
Y
Y
B
13
17
24
11
15
4
29
PB 28
^ ^
TaşKent
Tahran
^
^ ^ b 3ok gunjltulu
{jAçık Parça'ı b j utlu Buljt.L k
Çok bulutlu . Yağmurfu
G U I V C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
M Baştarafı 1. Sayfada
dan bu yana, hem Türkiye'de hem de Avrupa'da-
ki tartışmalara -kimi TV'lerde, kimi ünıversiteler-
de- katıldığını yazdıktan sonra, "Hayretler için-
deyim" diyor. (Posta, 13 Ekirn 04)
Yazarı hayrete sevk eden bizim cahillığimiz, a-
ma Avrupa'nın bizden daha cahil olması.
Cehaletimızi şöyle örnekliyor: Müzakerelerin
ucu açık, yani sonucun ne olacağı belli değil "dı-
yortar", oysa raporun 3'üncü paragrafında "mü-
zakerelerin katılıma yönelik yapılacağı" yazılıy-
mış. Serbest dolaşım yasaklanıyor, "diyorlar";
oysa bunun müzakereye açık ve olağanüstü du-
rumlarda kullanılacak bir önlem olduğu açıkça
belirtiliyormuş.
Müzakerelerin her an askıya alınacağını "söy-
lüyohar"; oysa müzakerelerin askıya alınmasının
ancak askeri darbe, laik sistemin tehlikeye gir-
mesi veya reformlardan vazgeçilmesi gibi olağa-
nüstü durumlarda devreye sokulacağı açıkça
söyleniyormuş.
Saptamalar gerçeğin özeti: Rapor ve içeriği
üzerinde öyle bır kargaşa yaşanıyor ki, neyin ne
olduğu belli değil!
• • •
Kim bu variığından söz edilen cahıller? Yoksa
başımızdakiler mi?
Müzakerelerin ucunun açık olması, serbest do-
laşımın yasaklanması gıbi temel sakıncaları açık-
ça, resmen dile getiren kim? Hükümet!
Hımmm! Demek ki, Türk devletını yöneten, AB
gibi bır projeyi izleyen, ırdeleyen, raporu didik dı-
dik eden genış kadrolara sahıp olan, şaklar şuklar
arasında yüceltilen Türkiye Cumhuriyeti hüküme-
ti... Bıtmedi, az biraz durun; aynı konulardaki sa-
kıncaları, kaygıları dıle getiren ana muhalefet par-
tisi CHP'nin başta genel başkanı, ilgili elemanla-
rı... diğer partiter, kimi sıvil toplum kuruluşları... AB
raporunu her akşam TV'lerde dolaşarak saatlerce
didikleyen - 'tatlı su muhalifı' diye tanınan- kimi ya-
zarlar... topyekûn hepsi ca-hilll!
• • •
Birand, "Birde Avrupa'daki cehalet var"diyor.
Katıldığı konferanslarda, televizyonlarda öyletip-
ler ortaya çıkıyormuş ki, sözcüğün tek anlamıy-
la bilgisiz. Tam anlamıyla Türk düşmanlığı yapı-
yorlar.
Cehaleti ve cahilleri özetledikten sonra, oku-
yucuya Avrupalı olmanın (veya sayılmanın) koşu-
lunu açıklıyor.
"Birkaç konferansta dayanamadım ve 'Siz ne
derseniz deyin, Türkiye hakkını alacaktır' dedim.
Sonra da kendimden utandım. Tartışıp karşımda-
kilerin fikirterini değıştirmeye çaJışmakyerine, pat-
layıvermiştim. Yani... 'Avrupalı olmadığımı gös-
terdim'" diyor.
Oysa, Avrupalı gibi davranmak, Avrupalı ol-
mak?.. Sokakta, lokantada, işyerindekı -tartış-
maları değil- sadece yüksek sesli konuşmalar-
dan rahatsız olmak, adım başı cep telefonu ko-
nuşmalarını beş metreöteden dinlemek, arkanız-
dan gelenlerin bağırarak birbiriyle söyleşmeleri-
ni, lokantada, herhangi bir lokalde uğultu haline
dönüşen konuşmaları, çatal bıçak gürültüleriyle
yaşamak gibi... küçük ve basit örnekler diye o-
muz silkeceğimiz ama mide bulandıran öğeler...
ulus olarak henüz Avrupalı gibi yaşamadığımızı
-bir ölçüde- kanıtlamıyor mu?
• • •
Hayret verici son gelişme son günlerde yaşandı.
Avrupalı ölçeklere uygun bir devlet olmadığı-
mızı Almanya'nın Içişleri Bakanlığı Sözcüsü, irti-
caın sesi Metin Kaplan'ın Türkiye'ye iadesi sı-
rasında yineledi.
Sözcü; Kaplan gönderilmeden önce, "... Tür-
kiye DışişleriBakanlığı ve Adalet Bakanlığı'ndan...
(Içişleri Bakanımız Aksu da doğruladı) iade edil-
mesi durumunda (üstelik yazılı olarak) işkence
ve kötü muamele yapılmayacağı sözünü aldıkla-
nnı..." açıkladı.
Bizi Avrupalı sayan, AB üyeliğimize tam des-
tek veren Almanya'nın şimdiki tutumuna bakınız:
"Işkencenin ve kötü muamelenin varlığını kabul
eden" birgerekçeyleTürkiye'den yazılı güvence
istiyor.
Ovüyorlar, ama olumsuz bakış açılan içeren
kafa yapılarını değiştirmiyorlar.
Almanya'nın işkence ve kötü muamelenin var-
lığını kabul eden yazılı güvence istemi, son ör-
nek!
Cüler, Yusufov ile görüştü
Rusya üepetrol
taşımacüığı masada
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Enerji
ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanı Hilmi Güler, Rus-
ya Devlet Başkanı VTa-
dimir Putin'in özel
temsilcisi İgor Yusufov
ile boğazlan by-pass
edecek petrol boru hat-
lannı masaya yatırdık-
lannı söyledi.
Rusya Devlet Başka-
nı Uluslararası Enerji
Işbirliği Özel Temsilci-
si tgorYusufov başkan-
hğındaki, Transneft
Başkanı Semen Wa-
inshtock,TNK-BPlcra
Müdürü German Han
ve Rusya Büyükelçisı
Peter Stegny'nin de ka-
tıldığı toplântıda BO-
TAŞ yetkilileri de bu-
lundu. Toplantı bitimin-
de açıklama yapan Ba-
kan Güler, Samsun'dan
Ceyhan'a ya da Trakya
Bölgesf nden Ege De-
nızı'ne olmak üzere iki
güzergâhı görüştükleri-
ni, bunlann avantaj ve
dezavantajlannı konuş-
tukJannı arüattı.
Transneft ve TNK
şirketleriyle bundan
sonra da görüşmeleri
sürdürecekJerini vurgu-
layan Bakan Güler, "Iki
ülke arasında somut
proje olarak by-pass
boru hattının gerçek-
leştirilmesi bizler ta-
rafından mümkün
olur. Görüşmelerimiz
sürecek" diye konuştu.
Karar alınıp alınmadığı
yönündeki bir soru üze-
rine Bakan Güler,
"Başka alternatifler
de var onlar açısın-
dan... Biz kendi alter-
natiflerimizi, imkân-
lanmızı biitün açıklı-
ğıyla konuştuk" dedi.
Başbakanlık'ta yapılan zirvede Kerkük ve Irak'ta güvenük konulan masaya yatırıldı
Genelkurmay uyardıEBRUTOKTAR
ANKARA - Irak Kürdistan
Demokratik Partisi lideri Mesud
Barzani'nin, Ankara'da yaptığı
"Kerkük, Kürdistan'ın kalbi-
dir. Kerkük konusu. bizim içi-
şimizdir" yönündeki açıklama-
lan Genelkurmay BaşkanlığTnda
rahatsızlık yarattı. Irak'ta iş ya-
pan Türk firmalannın yaşadığı
güvenhk sıkıntılannın artması
üzerine Genelkurmay Başkanlı-
ğı, Başbakanlık'tan toplantı iste-
mınde bulundu. Lrak zirvesınde;
Türkiye'nın Irak'a yönelik yeni
önlemleri içeren bir eylem planı
belırlemesi, devlet kurumlan ara-
sındaki eşgüdümün arttınlması.
istihbarat ağının geliştirilmesi ve
Kerkük'te bir "oldubittiye" izin
verilmemesı kararlaştınldı.
Yüzde 10 barajı
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın
başkanlıgında yapılan toplantıya,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök, Mılli Savunma
Bakanı Vecdi Gönül. Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül, Genel-
kurmay tkinci Başkanı Orgenaral
tlker Başbuğ, Türkiye'nin Irak
Özel Temsücisi Osman Koru-
türk ve Dışişleri Bakanlığı Müs-
teşar Vekıli Ali Tuygan ile MÎT
Müsteşar Vekili karıldı.
Genelkurmay Başkanlığı, Bar-
zani'nin Ankara temaslan sıra-
sındaki tutumundan büyük rahat-
sızlık duydu. Genelkurmay, Kürt
grupların artan etkınliğının Ker-
kük'te bır oldubittiye neden ola-
bileceği uyansında bulundu. Ge-
nelkurmay, Kürt gruplann özel-
likle 17 Aralık zirvesi nedeniyle
AB'den müzakere tarihi alma
beklentisınde olan Türkıye'nin
Irak'taki gelişmelere müdahale
edemeyeceği düşüncesinde oldu-
ğunu aktardı. Irak ıçin daha güç-
lü bir eylem planı gereksinimini
ortaya koyan Genelkurmay, yeni
önlemlere işaret etti.
Erdoğan ve Gül. Barzani'ye
Türkiye'nın Kerkük ve Irak poli-
tikası konusunda oldukça net
uyanlarda bulunduklannı dile ge-
tirdiler. Irak'ın toprak bütünlüğü-
nün korunmasının önemine işaret
eden Erdoğan, bu yöndeki dış po-
litikanın değişmediğinin altmı
çızdi. Toplântıda, "Irak'taki is-
tihbarat çalışnıalarmın yoğun-
laştırılması. Irak'taki fürkle-
rin geçiş güzergâhlanna yöne-
lik güvenlik öniemlerinin arttı-
nlması, ticari Uişküerin yoğun-
laştınlması, koalisyon güçleri
ile daha yakın diyalog kurul-
ması, Irak'taki her gelişmenin
yakından izlenmesi, Kerkük'te
bir oldubittiye izin verilmeme-
si, diplomatik girişimlerin yo-
ğunlaştırılması" kararlaştınldı.
E$güdüm vurgusu
Toplantının ardından Başba-
kanlık'tan yapılan açıklamada,
devlet kurumlannın eşgüdüm
içinde hareket etmesi için Erdo-
ğan'm direktif verdiğinin vurgu-
lanması dikkat çekri. Açıklamada
şöyle denildi: "Toplântıda,
Irak'taki geçiş sürecinin içinde
bulunduğu aşama, güvenlik
durumu, bu durumun vatan-
daşlarımıza yansımaları, için
Türkiye'nin yapabileceği kat-
kıiar ve alabileceği tedbirler
gözden geçirilmiştir."
DEHAPh
Meclis'e
sokmaplanı
ANKARA (ANKA) - AB Ilerleme
Raporundaki eleştiriler karşısında
AKP'de, DEHAP'ın yüzde lO'luk
seçim barajı korunarak Meclis'te
temsilini sağlayacak bir formül
geliştirildi. Başbakan Recep
Tayjip Erdoğan'ın da sıcak
baktığı formüle göre 400 ya da 450
milletvekili mevcut yüzde 10
barajıyla seçilirken, "Türkiye
Millervekilliğr' benzeri bir
modelle 100 milletvekili de barajı
aşıp aşmadıklanna bakılmaksızın
partilere oylarına göre dağıtılacak.
AKP'de aynntılan üzerinde
çalışılan formülün esaslan şöyle:
• "Yüzde 10 barajı korunacak.
400 ya da 450 milletvekili yüzde
10 barajının uygulandığı mevcut
sistemle seçilecek. Böylece
Meclis'te çok parçalı
koalisyonlara izin vermeyecek.
• "Türkiye Milletvekillıği' ya da
'Kontenjan Milletvekilliği'
modeline benzer bir uygulamaya
gidilecek. Bu modelle de 100
milletvekilinin, barajı aşıp
aşmadıklanna bakılmaksızın
tum parriler arasında aldıkları
oylara göre dağıtılmalan
sağlanacak. Asıl olarak
DEHAP'ın TBMM'de temsU
edilmesi sağlanarak AB
raporundaki eleştiriler
karşılanmış olacak."
AP Genel Kurulu'nda konuşan Zana, "Kürt sorununu çözerek AB üyesi olacak bir
Türkiye'nin Batı medeniyetlerine zenginlik katacağını" söyledi. (Fotoğraf: REUTERS)
Leyla Zana ödülünü aldı
BRÜKSEL (AA) - Avrupa Parlamento-
sunun (AP) kendisine verdiği Sakharov
Ödülü'nü alan kapatılan DEP'in eski mil-
letvekillerinden Leyla Zana, "hüküme-
tin, Kürt sorununun demokratik çözü-
münü artık adını koyarak gündeme al-
masını" istedi.
AP Genel Kurulu'nda konuşan Zana,
"Kürt sorununu çözerek AB üyesi ola-
cak bir Türkiye'nin Batı medeniyetleri-
ne zenginlik katacağını" söyledi. Zana,
cezaevinde geçen günleri için "Cezaevi
yıllarım için ne kırgın, ne sitemkâr ne de
öfkeliyim. Demokrasi adına yaşamak ge-
rekiyordu, yaşadık" diye konuştu. Türk-
çe başladığı konuşmasını Kürtçe tamamla-
yan ve ödüle layık görüldüğü için teşekkür
eden Zana, "Aslında bu ödülü sadece ba-
na değil, Kürt halkına. kardeş Türk hal-
kına. Türkiye'ye vermiş oldunuz" dedi.
Zana, "Kürtîer, sorunun Türkiye'nin
coğrafi bütünlüğü içinde, barışçıl çözü-
münde kararüdır. Ancak hükümet
Kürtlerin diyaloğa açık içtenlikli giri-
şimlerini anlamamakta ısrarlı görün-
mektedir" dedi. Zana, yapılan reformla-
nn uygulaması için "makyaj görünü-
münde" nitelemesinde bulundu.
Türkiye çatlağı derinleşiyor
Fransa MeclisVndeyapılan oturumda Başbakan Raffarin Türkiye karşıtlannı ikna
etmeye çalışırken liberal eğilimli UDF 'ayrıcalıklı ortaklık'önerisine destek verdi
Haber Merkezi - Fransa
Meclisi Genel Kurulu'nda Tür-
kiye'nin AB üyeliği için görüş
birliğine vanlamadı. Görüşme-
lerde Türkiye karşıtı millerv ekil-
lerini yatıştırmaya çalışan Fran-
sa Başbakanı Jean-Pierre Raf-
farin, "Tam üyelik müzakere-
leri sonuna kadar gidebilir, ay-
rıcalıklı ortakhkla sonuçlana-
bilir veya hiçbir şey olmayabi-
lir. buna tarih karar verecek"
dedi. Türkiye'nin üyeliğine en
güçlü destek Yeşillerden geldi.
Liberal eğilimli Fransa Demok-
rasi Birliği (UDF), Türkiye'nin
AB üyeliğine kesinlikle karşı çı-
karken "avrıcalıklı ortaklık"
önerisine destek verdi.
Fransa Meclisi Genel Kuru-
lu'nda dün yaklaşık olarak 4 sa-
at süreyle Türkiye'nin AB üyeli-
ği tartışıldı. Hükümetin aldığı ka-
rar gereği oylamasız olarak ger-
çekleştirilen görüşmeler Raffa-
rin'in konuşmasıyla başladı. Tür-
kiye karşıtı mületvekillerini ya-
tıştırmaya çalışan Raffarin, "tam
üyeliğin hemen olamayacağım,
bunun için ne AB'nin ne deAn-
kara'nm hazır olduğunu" sa-
vundu. "İstikrarü, demokratik
ve modern bir Türkiye'nin
Fransa ve AB'nin çıkarına ol-
duğunu" belırten Raffarin,
"Türkiye'nin bölge için model
olabileceğini" ileri sürdü. Raf-
farin, "Tam üyelik müzakere-
leri sonuna kadar gidebilir, ay-
ncalıkh ortakukla sonuçlana-
bilir veya hiçbir şey olmayabi-
lir, buna tarih karar verecek.
Türkleri umutsuzluğa sürükle-
yemeyiz ve dışlayamayız" dedi.
Siyasi partilerin kendi aralann-
daki görüş aynlığınm yam sıra,
aynı parti içinde farklı görüşlerin
de yoğun bir biçimde dile getiril-
diği görüşmelerde iktidardaki
Halk Hareketi Birliği'nden
(UMP) söz alan bir grup millet-
vekilinden çoğu üyelik yerine
"ajTicahkh ortaldık" önerilme-
sini istedi. Liberal eğilimli Fran-
LÜKSEMBURCUN ÖNERİSİNE SICAK BAKIYOR
'Chirac,2005'e karşı değil'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Fransız diplomatik kaynaklar, Cum-
hurbaşkanı Jacques Chirac'ın Lük-
semburg'un Türkiye ile müzakerele-
nn 2005 yılı nisan ayında başlaması
önerisine karşı olmadığım kaydettiler.
Cst düzey bir diplomat, Chirac'ın AB
Anayasasf run 2005 yılı sonbahannda
yapılacak referandumuna bü\oik
önem verdiğini, bunun Türkiye tartış-
ması gölgesinde kalmasını istemedi-
ğini vurguladı. Yetkili, Chirac'ın bu
tartışmalan aymnak amacıyla, Türki-
ye ıçin ayn bir referandum önerisini
dıllendirdiğini belirterek "Chirac,
Türkiye ile müzakerelerin 2005 Ni-
san ayında başlatıiması önerisine
karşı çıkmayacaktır" dedi.
sa Demokrasi Birliği (UDF), Tür-
kiye'nin AB üyeliğine kesinlikle
karşı çıkarken "ayncahklı or-
taklık" önerisine destek verdi.
Nâzım örneği
Komünist Parti Meclis Grup
Başkanı Alain Bocquet de mü-
zakere karan verilmeden önce,
AB Anayasası'mn onaylanması-
nı istedi. Bocquet, "Bugünkü
Avrupa, sizin burada tarif etti-
ğiniz, Rönesans Avrupası; Ay-
dınlanma Avrupası falan değil.
20 milyon işsizin yaşadığı, kü-
resel ve askerileşmiş kapitaliz-
min pençesindeki bir Avrupa.
Oysa Avrupa sömürüye karşı
nıücadelenin. Türk şair Nâzım
Hikmet'in 'Yaşamak bir ağaç gı-
bı tek ve hür ve bir orman gibi
kardeşçesine' sözleriyle tarif et-
tiği Avrupa olmaüdır" diyerek
Türkiye'nin katılımının Avrupa
için bir kazanım olacağını belirt-
ti. Türkiye'nin üyeliğine destek
veren Sosyalist Parti içinde de
görüş aynlıklan ortaya çıktı. Tar-
tışmada söz alan bazı sosyalist
miUervekıllerirun, "sözde Erme-
ni soykırımının tanınmasını
müzakerelerin başlaması için
ön koşul olarak ortaya atmala-
n" dikkati çekti.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
Bush: Lan Kerry, senin her konudaki görüşün ge-
ri. Haline bak, bir kemik bir deri. Kendine bakama-
yanın Amerika'ya ne faydası olur?
Kerry: Işte ben bu yüzden herkese sağlık sigor-
tası yapılması gerektiğinı düşünüyorum.
Bush: O sigorta Amerikan bütçesine 5 trilyona
mal olur. Para mı sağlık mı? Tabii ki para. Senin baş-
kan olamayacağın bu bakışından da belli. Bırak bu
aşırı sol politikalan...
Kerry: Her seyı para olarak gördüğün için petrol
zengını dostlarını daha da zengınleştiriyorsun. Des-
teği de onlardan alıyorsun...
Bush: Yeme bizi Kerry. Sanki sen başkan olsan
petrol şirketlerınin dediğini yapmayacak mısın?
Kerry: Yapacağım, ama seninki kadar belli etme-
yeceğim. Kör kör parmağım gözüne ne bu böyle...
Bush: Adamlar istiyor kardeşim. Verme de göre-
yim... Bu savaşiarı n/çin çıkardığımızı sanıyorsun?
Kerry: Onu da yüzüne gözüne bulaştırdın. Irak'ta
her gün askerlerımiz ölüyor. Ne kadar Iraklı ölürse
ölsün beni ilgilendirmez, ama Amerikan askeri ölü-
yor. Usame bin Ladin'ı yakalayacağım dedin, kay-
bettiğımiz asker sayısı bin oldu. Sen 'bin'i böyfe mi
anladın?
Bush: Hah hah, çok komik... Onu bir süre daha
bulmamakta fayda var. Sankı sen başkan seçilsen
Irak savaşını devam ettirmeyecek misın? Sonrasın-
da planlanan bir sürü savaş var... Yapma da silah
şirketlerinden yiyeceğın zılgıtı göreyim...
Kerry: Yavv Bush, ben bu savaşiarı yapmayaca-
ğım demiyorum kı. Beni savaş karşıtı gibi gösterıp
silah şirketleri karşısındaki itibanmı azaltma. Daha
usturuplu yapacağım diyorum...
'Yok aslında farkımız'
Bush: Savaş savaştır be... Neymiş onun usturu-
bu?
Kerry: Bütün mesele hem savaş çıkarıp hem sem-
patik olmakta, dünyanın desteğini almakta. Sen bu-
nu beceremedin...
Bush: Haydi ordan sen de... Karşımda adam gi-
bi bir güç bırakmadım. Avrupa'yı üçe böldüm. Rus-
ya'yı kendi içiyle uğraşır hale getirdim. Çin'in Asya
içlerine girmesini engelleyıp buralarda üsler kur-
dum. Daha ne yapayım?
Kerry: Mesela Türkiye gibi ülkeleri tümüyle yanı-
na almayı başarmalıydın...
Bush: Türkiye her şeyiyle benim yanımda. Yöne-
timdeki hükümetin başını daha başbakan olmadan
Beyaz Saray'da ağırladım. Ekonomisinin dengesi
için çaba harcadım. Arada bir tatsız çıkışlan oldu-
ğunda da gerekli karşıhğı verdım...
Kerry: Işte bence onu beceremedin. Türkler bey-
niyle değil, kalbiyle düşünen insanlar. Onlaradamar-
dan ıki çift güzel söz söyle, her şeyı çözersin...
Bush: Senin devlet bilgilerinin tümüne hâkim ol-
man mümkün değil. O ışleri bağladık. Türkiye'nin de
bize desteği tam. O bölge o kadar karışık ki hem
Türkıye'yi üzmüyormuş gibi yapacaksın, hem terör
örgütleriyle hertürlü diyaloğa gireceksin... Hem her-
kesin toprak bütünlüğüne saygı gösteriyormuş gi-
bi yapacaksın, hem her türlü sınır senaryosunu di-
rı tutacaksın...
Schıeffer: Her neyse Sayın Bush, Sayın Kerry,
Türkiye ve onun gibi ülkeler nasıl olsa bizim için ol-
tada balık, daha fazla zaman yitirmeyelım... Şımdi
çok daha önemli konulan tartışalım... Mesela ilkgö-
rüşte aşk konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bush: Ben karım Laura'ya ilk görüşte âşık ol-
dum... Aile kurumu önemlidir...
Kerry: Ben annemi çok seviyorum. Bush'un da iyi
bir baba olduğunu düşünüyorum...
Bush: Sensin baba...
Kerry: Yok yanlış anladın, aile babası dedim, ama
mafyanın yöntemlerini bilmediğinizi de söyleye-
mem...
Bush: Sanki sen benden az biliyorsun...
Schieffer: Süremiz doluyor, varsa ortak mesajını-
zı alalım...
Bush-Kerry: Yok aslında bırbirimizden farkımız.
Kanla, canla, terörle, parayla, neyle olursa olsun, 21.
yüzyılı Amerikan yüzyılı yapmak ortak kaygımız!
ankcum« cumhurryet.com.tr
Ünh/epslte aflı için 80 bin imza
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitim-Sen
Genel Başkanı Alaaddin Dinçer ile üniversıteden atı-
lan bir grup öğrenci, TBMM Dikmen Kapısı önünde
bir basın açıklaması yaparak sorunun toplumsal bir
yaraya dönüşmeden af çıkanlması gerektığini belirt-
tiler. Grup. öğrencilenn affina ılişkin 80 bin imzah
dilekçeyi, TBMM başkanvekillenne verdi.
hsan tacirienlne 5 yri hapis
B ATİNA (AA) - Yunanistan'da Ramazan Puralı ve
Erkan Tümer adlı Türk yurttaşlan insan ticareti yap-
tıklan gerekçesiyle 5 yıl 2'şer ay hapis ve 45'er bin
Euro para cezasına çarpnnldı.Tümer ve Puralı'nın
kullandıklan tekneye el konulduğu bıldirildi.
Kamyon dohısu kaçak yakalandı
B SFVAS (AA) - Sıvas'ın Suşehn ılçesinde, bir kam-
yonun kasasında 80'i Pakistan, 29'u Bangladeş, 2'si
Güney Afrika ve 1 'i Afganistan ujTuklu olmak üzere
toplam 112 kaçak yakalandı. Kaçaklan para karşıhğı
Yunanistan'a götürdüğü belirlenen Ömer D ve Meh-
met K jandarma tarafindan gözaltına alındı.
Perakande fiüneşi ÖdüHert
• İstanbul Haber Senisi - "Perakende Günleri
2004" etkinlikleri kapsamında düzenlenen Perakende
Güneşi Ödülleri törenle dağıtıldı. Perakendeye Katkı
Ödülü Istikbal ve Bellona markalanndan dolayı Boy-
dak Grubu'na, Maximum Özel Ödülü Tepe Nauri-
lus'a. En Başanlı Profesyonel Yönetıci Ödülü Tansaş
Genel Müdürü Servet Topaloğlu'na. Yaşam Boyu Ba-
şan Ödülü ise Vitali Hakko'ya verildi Cem Yılmaz
da "Alaturca" reklamı ıle Taklıt ve Sahtecilikle Mü-
cadele Ödülü'nü aldı. Yılmaz. "Ben niye perakende
konferansındayun bilıyor musunuz'
7
Çünkü ben de
perakende çalışıyorum. Yani tek başıma çalışıyorum
ama parayı toptan alıyorum" dedi. Dontos adına Öz-
lem Öztekin ve reklamı yapan reklam ajansı adına
Hande Yılmaz da ödüle layık görüldü.