Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
ARADABİR
Prof. Dr. MAHİR AYDIN m
Üniversitelerimiz...
Christoph Colomb, ılk kez karşılaştığı Amenkan
yerlılen ıçın, Ispanya krahna şoyle yazıyordu "Bu
insanlar öyJe uysal, öyie banşsever ki, yeryü-
zünde bunlardan daha iyi bır ulus bulunmadı-
ğına, majestelennin önünde ant ıçerim." Bu ye-
nı kıtada, yuzyıllar sonra bır devlet kuruldu Ame-
nka Bırleşık Devletlen CXırust kovboyların topra-
ğında, Avrupa'dan alınan bınkımle, yenı bır dunya
goruşu yaratıldı Ve Avrupa'nın katı yonetımlennın
yanında o, bır "ozgürlukJer u//ces/"ydı Hepımızın
bıldığı Özgûrtük Anıt, bunun en somut gosterge-
sıdır
Aradan çok zaman geçmeden, ABD bu guzellı-
ğını kaybettı Bu denlı parçalı yapısına karşın, us-
tun ırk olduğunu sanıyor Oysa bız kendısınden
"evrensel banş"\r\ yapı ustası olmasını beklıyorduk
Son Irak Savaşı'ndakı tutumu, dunyamız ıçın uzu-
cu, duşundurucu Kendın ı "dünyanın efendisi" ve
dunyayı "kendısının kölesi" olarak goruyor
Bızde de bır ozguriuk anrtı var Istanbul'un Şış-
lı semtınde Eskıler ona "Abıde-ı Hurnyet" derdı
Suttan Abdülhamrt ın, 3 3 yıllık baskıcı yonetımın-
den kurtulmanın sevıncıyie dıkılmıştı
Bu anıt, bır doneme damgasını vuran "korku
toplumu"nur\ somut gostergesıdır İnsanlar bırbı-
nyle karşılaşmaya çekınır, basına soluk aldınlmaz
ve dolayısıyla duşunce uretılemezdı Sansurgorev-
lılen, eleştınlmekten korktuğu ıçın, "kantann to-
pu"nu lyıden lyıye kaçınriardı
Oysa basın kendı toplumunda nıce buyuk ve
onemlı gorevler başarmıştır Bunun en parlak ör-
neğını, Fransız Devnmı'nden sonra Avrupa'da go-
ruruz Bızım basınımız da, üzenne duşen gorevı yap-
mıştır Toplumun susturulduğu yerde, konuşan or-
tak dıl oldu özguriuğunü nske atıp en buyuk er-
dem saydığı "doğru haber" ıçın savaştı Çunku
bu ılkenın dışına çıkarsa, "kimyasının bozulaca-
ğını" herkesten iyi bılıyordu
Ama 2003 Turkıyesı'nde basın, amaç, sorumlu-
luk ve ışlevınden uzağa düşmuş gorunuyor Elbet-
te bu değerlendırmenın dışında tutulması gere-
kenlervar Gelıngorunkı, bırelınparmaklankadar
değıl Ve artık basınımız, "toplumun ortak sesi"
hıç değıl
Toplum dengesınde yetkıler, sorumluluğa koşut
olmalıdır Yoksa mı? Yoksası uzun ve aykın bır se-
naryo Falanca patronun buyruğu, filanca ıhalenın
attyapısı, olmadı fışmekâna şınnlık muskası Bun-
lann sonu yok Basın mı, borsa mı soyleyın Tanrı
aşkına?
Bılıyoruz kı Sevr Antlaşması, Turk ulusunu Ana-
dolu'dan atmak ısteyen uluslararası dayatmadır Lo-
zan ıse bu dayatmayı kıran onur belgesı. Bunu ıçı-
ne sındıremeyenler, 80 yıl sonra bıle, gırtlağına ka-
dar borca batınlmış Turkıye'den ocunu alıyor
Doğaldır "Kuş kuşluğunu, kış kışlığını" yapa-
caktır Uzuntum, butun bunlarolurken basınımız ne-
rede
9
Bız onu, ulusun gözu-kulağı olarak bılırdık
Geçen ay Istanbul Unıversıtesı olarak Lozan Ant-
laşması'nın 80. Yılı'nı kutladık Ustelık "A" proto-
kolu bır toplantıda Bır-ıkı gazetemız dışındakıler
Gormedım, duymadım, soylemedım rolundeydı
Bınlerce yıllık kulturumuz, saygınlık merdrvenının
en ust basamağını bılım ınsanına ayırmıştır Çun-
ku bılım, ışıktır Ve ışık olmadan gorme olası değıl-
dır Insan haklarının yetersız olduğu geçmış yuz-
yıllarda bıle, bılım adamı cezalandırılmazdı Zorun-
lu durumlarda, once başka bır alana ataması ya-
pılır, kararı sonra uygulanırdı
Hıç kuşku yok kı unıversıteler, bır ulkenın "dün-
yaya açılan penceresi"dır önumuzdekı gunler-
de, yenı YÖK yasası çıkacak Lutfen soyleyın, bu
yasa, unıversıtelenmıze goruş alanı açıyor, kaynak
çoğaltıyor, ılerletıyor mu? Yoksa onu, sıyasallaştı-
np, bolgeselleştırıp genletıyor mu
9
Bunlan ongor-
mekzorundayız Yoksa bızıyanlışanlarlar Çağdaş
dunyadan sakladjğımız, bır art duşuncemızın oldu-
ğunu sanırlar
Bugun basınımızın onunde bır "altın fırsat" var
Torunlannakadaryansıyacak, kutsal bırgorev On-
lann, yenı YÖK Yasası'nı enıne boyuna değerlen-
dırerek en sağlıklı desteğı vereceklenne ınanıyorum
Anadolu, erdem ulkesı Çok ımparatoriar, kral-
lar, sultan ve padışahlar gordu Bırçok ımparator-
luğa, devlete ev sahıplığı yaptı Çok hukumetler ku-
ruldu ve yıkıldı Ama bugun Türkiye Cumhunye-
ti butopraklann "tektaşpıriantası"ö\r Kımse kork-
masın Bu varsıl topraklarda açlık değıl, bılgısızlık
oldurur
Unıversrteler, ulkemızın aydınlığıdır, yannlandır, oz-
lemıdır CumhunyetTurkıyesı'nınkalelendır Bırke-
narayazalım Ya bugun unıversıtelenmıze gereken
desteğı vereceğız ya da kul-köle olmaktan kurtu-
lursak eğer, yenı bır özgüriük anrtı ıçın taş taşıya-
cağız
Modern kölelık kapımızda, bızde de olsun mu?..
YAĞLIDERE SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NtN 2002/96 ESAS SAYILI
DOSYASINDAN
Gıresun 1 Noterlığı'nın 06 08 2002 tanh 150 sa-
>ılı yazısı ekınde avnı noterlıkçe duzenlenen 12
Hazıran 1996 tanh 07117 yevmıye nolu vasıyetna-
mede,
Gıresun ılı Espıye ılçesı Elmabelen koyu 46 ku-
tuk sıra 021-02 cılt ve 35 sayfada nufiısa kayıtlı bu-
lunan 1926 tanhmde babası Alı ve annesı Ayşeden
Elmabelen'de dunyava gelen Mustafa Ekız'tn vası-
yetnamesıne gore, Hasan Aydın ve Bayram Yıl-
maz'ın tanıklığında,
Mustafa Ekız vasıyetınde, bılumum kanunı mu-
nslennden \e murusı evvellennden dığer \ansler
meyanında bana da ırsen teselsulen veya set yolu
ıle ıntıkal etmesı lazım gelen veya ıntıkal etmış bu-
lunan, Gıresun ılı Yağlıdere ılçesıne bağlı Elmabe-
len hudutlan dahılınde mevcut bulunan gaynmen-
kullerdekı her turlu hak ve hısselennın tamamını uç
hısse ıtıbar ederek bu uç hıssenın bır hıssesını oğlu
Alı Ekız'e, bır hıssesını oğlu Mustafa Ekız'e ve bır
hıssesını de oğlu Şenel Ekız'e olumunden sonra va-
sıyet ettığını ve bıraktığını vasıyet ettığı ve bıraktığı
yukanda belırtılen gaynmenkullerdekı hısselennın
tamamıru, mulkıyetının tamamını yukanda belırtıl-
dığı şekılde adı geçenler Alı Ekız, Mustafa Ekız ve
Şenel Ekız'lere venlmesı hususunda gereğının ya-
pılmasını ıstemıştır
îşbu vasıyetçı Mustafa Ekız tarafindan venlen
Gıresun 1 Noterlığı'nın 12 Hazıran 1996 tarıh
07117 yevmıye nolu vasıyetnamesı ve bu vasıyet-
name ıle ılgılı Yağlıdere Sulh Ceza Mahkemesı'nın
2002^96 Esas sayılı dava dosyasının dunışma gunu-
nunde 06 11 2003 gunu saat 10 00 olduğu, mahke-
memızın anılan dava dosyasından mırasçı Şenel
Ekız'e teblığ yenne kaım olmak uzere ılanen duyu-
rulur Basın 38874
TemizToplum, Temiz Siyaset; Ama Nasıl? PENCERE
Özellıkle Ozal'lı yıllarda, denetım mekanızmalannm gevşetıldığı ve
yolsuzluğun orta sınıf ıçın bır hayatta kalma stratejısıne donuşmesının devlet
tarafmdan teşvık edıldığı bır doneme geçılmıştır
Selahattin BALTAfcfe De\let Denetım Elemanları Derneğı Genel Başkanı
T
urkıye yıne yolsuzluk skandallan
ıle çalkalanryor Arük bu olaylar hıç
kımseyı şaşırtmıyor ustelüc Du-
zenın "düzensizük" anlamına gel-
dığını hepmıız kanıksamış durum-
dayız Her gun bır yenı yolsuzluk skandalıgun-
deme gırerken, medyanın unutmamızı ıstedık-
lennı unutuyor, sonsuza değın ıstedıklennı
anımsıyoruz Tamdabuanlamdayolsuzluktan
konuşmanın dahı bır sıyasal yolsuzluk ya da en
hafifinden harekete geçırme (manıpulasyon) du-
rumuna geldığı bu donemde yolsuzluğa karşı
mucadele de topJuma karşı bır gostenye donu-
şuyor Bır başka deyışle donem donem "ycrf-
suz" bırkaç kışı ya da bırkaç siyaset, "temiz"
bırkaç kışı tarafindan bulunup çıkartıhyor, kı-
mı zaman cezalandınlyor ve topluma, yolsuz-
luğa karşı mucadelenın aslında "iyiler" ve "ko-
tıiler" arasında geçen bır guçler dengesi savaşı
olduğu mesajı venlıyor Oysa sorunun sıstema-
tık yanını gormeden yapılan bır larh-temız sı-
yasetçı ya da burokrat aynmı, yalnızca buzda-
ğının zaten görunen kısmına bır kez daha ışa-
ret etmek anlamını taşıyor Bu anlayışın alnn-
da yatar mantık, yolsuzluğu bır ahlakı yozlaş-
ma ya da sıyasal çurumuşluk olarak gormek
Oysa ahlakı soyut bır ka\Tam olarak değıl, top-
lumsal ılışkılen duzenleyen belırlı durumlara
ozgu bır savunma ve de yaptınm mekanızma-
sı olarak gorduğünuzde, tabloyu başka türlu
yorumlamak zorundasınız Sorun bu duzeyde
bır ahlaksızlık ya da yozlaşma değıl, toplum-
sal denetım mekamzmalannın çozulduğu bır
noktada burokratık ya da kurumsal denetım
mekanızmalannın onlann yennı alamayacak nı-
telıkte ya da kapasıtede olması olarak anlaşıl-
malı
'KirtenmeyT ne engefler?
Devlet bınmınde orgutlenmış olsun ya da
olmasın her toplumun kendısıne ozgu denetım
bıçımlen vardır Modern de\ let, toplumsal ık-
tıdann orgutlenışı bakımından bır donumnok-
tasını temsıl eder Devlet ıktıdanrunorgutlenış
bıçırru ıse eğıtımden sağlığa, gıyımden davra-
nış kalıplanna kadar her noktada bır "szma"
ve "yeniden biçunkndirme" olarak tanımla-
nabılır Devlenn, ıkndannı, henuz toplumsal ya-
pının tum dokulanna yaymamış olduğu toplum-
larda -gerek devlet ıktıdannın sızmasına karşı
dırenışın guçluğu nedenıyle gerekse devletın
sızmayı gerçekleştırebılecek kapasıteye ya da
kurumsallaşmaya sahıp olmaması yuzunden-
denetım daha çok enlormel kanallarla gerçek-
leşır Bır başka deyışle her topluma ozgu "de-
ğjşûni" duzenleyen kurallar değişimi -orneğın
pıyasalarda gerçekleşen alun satım anlamında
değışımı- daha ongorulebılır duruma getınrken
yıne kurallara uymayanlan kendıne ozgu yon-
temlerle cezalandınr
Yuz vuze ılışkılenn ve bılgılı, yetkılı (enfor-
mel) dt netım mekanızmalannın egemen oldu-
ğu bır toplumsal oluşumda basıt pıyasa değı-
şımını ımgeleyehm (tahayyul edehm) Bu ılış-
kı bıçımır de omeğın arsa satan ıle arsa alan kı-
şı ar
asındakı temel mekanızma karşılıklı gu\ en
olarak ortaya çıkar Taraflardan herhangı bın
değışımın toplumsal olarak yaratılan kuralla-
nna uymadığı, yanı karşılıklı guv en ılışkısını
zedeleyecek bıçımde davrandığı zaman, bu ta-
raf ıçınde bulunduğu toplum tarafindan ceza-
landınlacak, ya da bır daha kendısıyle herhan-
gı bır değışım ılışkısıne gınlmeyecek, pıyasa-
dan dışlanacak ve/ya da en genel anlamda ken-
dısı ve aılesı toplumsal olarak dışlanacaktır
Bu noktadan hareketle ıddıa edebılınz kı ah-
lak, durustlûk gıbı bılgıışlemsel denetım me-
kanızmalannın varlığı ve bu mekanızmalann
yaygınlığı kurumsallaşmanın olmadığı durum-
larda değışım ıhştalennın mümkun olabılme-
sını sağlar Ne kadar çok kışı tarafindan boy-
lesı kurallarpaylaşılıyor ve toplumsal denetım
ne kadar guçlu ışlıyorsa, değışım de o kadar
mumkun ve kolay olacakbr
Modern toplumlarda bılgıışlemsel denetım
mekanızmalan temel denetım mekanızması
olma ozellığıne sahıp değıldır Bu mekanız-
malann gorevı ancak devletın ustlendığı kurum-
sal denetımı daha kolay hale getırmek olabılır
Bır başka deyışle modern toplumlarda "ahla-
km" yennı "kunımsal ^pünm" alır Modern
oncesı toplumlarla modern dev letın yaygınlaş-
tığı toplumlar arasında bır karşıtlık kurmuyo-
ruz Burada sozu edılen, temel orgutleyıcı ıl-
kenın ne olduğudur Her modera oncesı top-
lum kendı ıçınde kurumsal ılışkılen de bann-
dırır ama, yolsuzluğu engelleyen egemen ılke
kurumsalhk değıl, ahlaktır Her modem toplum-
da da bılgıışlemsel ılışkıler kurumsal ılışkıler-
le yan yana devam eder, bılgıışlemsel yaptınm-
lann varlığı, kurumsal yaptınmlan ışler duru-
ma getınr, ama burada da temel ılke artık be-
lırlıbırkurumsallığınsağlanmışohnasıdır Tek
tek bırey lerher ıkı denetım mekamzmasının da
ıyı çalışmadığı durumlarda neredeyse evrensel
olarak, davranışlan hem kurallara hem de ah-
laka aykın olsa da kendı çıkarlannı ençoklaş-
tırmaya çalışır Fırsat olduğu halde ruşvet al-
mayıp çocuğunu ozel okula gonderemeyen bır
burokratın yakın çevTesı tarafindan "aptal"
olarak nıtelendınldığı bır ahlak anlayışı ıle bır-
lıkte, ruşvet alan burokratı denetleyebılecek go-
rev den alabılecek denetım mekanızmalannın
yetersız eksık \e de yetkıden anndınlmış ol-
duğu bır toplumsal ılışkıler ağı, yolsuzluğun ol-
masını değıl olmamasını şaşırtıcı duruma ge-
tınr Bu durumda yolsuzluk kamksanan bır
gundelık gerçeklık durumuna donuşur
Pfeki ya Türkiye?
Turkı> e yukanda anlatılan bu tabloya bıre bır
uymaktadır Ulkemız bılgıışlemsel ılışkı ağla-
nnın çozulduğu -kı bunun nedenlen arasında
kentleşme, goç, gelır dağılımı eşıtsızlıgı, po-
puler kultur ve medya gıbı bırçok faktor sayı-
labılır- ve yenne etkılı kurumsal denetım me-
kamzmalannın konulamadığı bır ara noktada
VTİlardır sıkışıp kalmışOr. Bunun da otesmde,
özellıkle Ozal lı yıllarda, denetım mekanızma-
lannın gev şetıldığı \ e yolsuzluğun orta sınıfıçın
bır hayatta kalma stratejısıne donuşmesının
devlet tarafindan teşvık edıldığı bır doneme
geçılmıştır
Yolsuzlukla mucadelede en onemlı adım,
devletın yolsuzluğu ıyı ıle kotu arasında sonu
gelmez bır savaş olarak değıl, yapısal bır so-
run olarak algılaması ve bu yapısal sorunu aş-
mayayonehkönlemleralmasıdır Bıçımsel de-
netım mekanızmalannm sağlamlaştınlması
temiz bır toplumu yaratacak en temel oğe ola-
rak gorulmehdır Bunun ıçın, yozlaşmaya mey-
dan vermeyecek bır kurumsallaşma yaratmak
gerekmektedır Devlete duşen temel gorev, de-
netım ışlevını kendısınden bağımsız ve surek-
lı duruma getırmektır Yargının ve burokrası-
nın bağımsızlığının onundeb kayırmacı (klı-
entalıst) golgeyı kaldırmanın zamanı çoktan
gelmışhr "SJyâseften annmış, kalıfıye ehlı-
yetlı, kendı alanında uzmanlaşmış, uzun donem
ış başmda kalacak gorevden alma yetbsı bu-
lunan, sıvıl toplum orgutlennın de katıldığı
guçlu ve yaygın bır denetım mekanızması ge-
rekmektedır Bu mekanızmada yer alacak de-
netım elemanlanndan beklenen nıtelık de art-
tınlmalı, burokrası sıyasete değıl, hukukun ış-
letılmesıne hızmet eden bır kurum konumuna
gelmelıdır Denetım, aklayıcı defıl, duzenleyıcı
bır mekanızmaya donuşmedıkçe yolsuzluk-
lann sonu gelmeyecektır Denetımın ışlevı, el-
len temızlemek değıl, kırlermemek olmalıdır
Çağdaş Eğitim ve Öğretmen...
Okşan MERAL Emeklı Yazın Oğretmenı ve Hukukçu
1
927 yılında yapılan ılk nu-
fus sayımmda ulkemızde-
kı okuma-yazma oranı
yaklaşık yuzde 8'dır Bu oran
erkeklerde yuzde 13, kadınlar-
da yuzde 3 olarak karşımıza çı-
kıyor (Bugun genel nufusun
yaklaşık yuzde 80'ı okuma-yaz-
ma bılmektedır Hedef yuzde
100'dur) Atatüric, 1928yılmm
9 10 Ağustos gecesı îstanbul
Sarayburnu'nda yapmış oldu-
ğu konuşmada yenı yazı ıle tum
yurttaşlanmızm okuma-yazma
öğreneceğını soylemıştır Yenı
harflenn oğrenılmesı ıçın yur-
dun her koşesını dolaşmış, tah-
ta başında kendısı dersler vermış-
tır
3 Kasım 1928'de "TûrkHarf-
lerinin Kabul ve Tatbiki Hak-
kında Kanun" Buyuk Mıllet
Meclısı tarafindan kabul edıl-
dı Yenı harflerle okuma-yaz-
mayı oğretmek ıçın 1 Ocak
1929 da "Millet Mektepleri"
açıldı Yıneaymamaçlal930'da
u
Halk Okuma Odalan" açıldı
Insanımızm okuması ve kultur
etkınlıklermde bulunması ıçın
1932'de "Halkevleri" açıldı
Butun bunlar Ataturk'un ulusu-
nu çağdaş uygarlık aşamasına
ulaştırma ulkusunu uygulama-
\ a koymasından başka bır şey de-
ğıldı
1936- 1937'de eğıtmen kursla-
n açıldı 193 7-1939 yıllan ara-
sında 4 koy öğretmen okulu hız-
mete gırdı Bu okullar 17 Nısan
1940'ta Koy Ensütulenne donuş-
turuldu Kısa zamanda sayılan
arthnlarak koy çocuklanmn oğ-
retmen olması sağlandı Ataturk
köyluyu bu memleketm gerçek
sahıbı, efendisi olarak goruyor-
du Yuzyıllardan ben ıhmal edıl-
mış bu ınsanlann eğıtılerek top-
luma kazandınlması gerekıyor-
du. Çok eskı yıllarda yaşamış bır
Çın şaın şoyle der
"Bir yıl sonrasını düşünüyor-
san, tohum ek. / Ağaç dik, on yıl
sonrasrvsa tasarladığın / Ama
yuzyıl sonrasıysa düşündüğün
halkı eğh. / Bir kez üriin verir,
ekersen tohum / Bir kez ağaç di-
kersen, on kez üriin verir. / Yüz
kat olur bu üriitı, eğttirsen hal-
kı / Oğretirsen bahk tutmasuu,
her zaman doyar karnı."
Koy Enstıtuleruıı Ataturk ıl-
kelennı yaşama geçıren ılk eğı-
tım kunımlan olarak algılamak
yanlış olmayacaktır Koy ço-
cuklanrruza uretıme yonehk eğı-
tım ve oğretım venlen bu okul-
lar "halkçıhk" ılkesının en can-
lı ve somut orneğını oluştur-
muştur Osmanlı eğıtım anlayı-
şının urunu olan
u
kakm efendi-
si'' yenne ış yapan, ureten, be-
cenlerle donanmış kışıleryetış-
mesı temel alınmıştır Daha son-
ra bu oğrencıler koye eğıtım hız-
metı goturen msanlar olmuştur
Eğıtım sıstemımızm bazı so-
runlanm ve çozumlennı kaba
çızgılerle belırtmek gerekırse
Eğıtım sıstemımızın başanlı
olabılmesınde bınncı gorev eğı-
tımcılenmızdedrr Bu nedenle
öğretmen yetıştırme gıınun ge-
reksınımlenne yamt verecek ıl-
ke ve programlara bağlanmalı-
dır Dalında uzman eğıtımcı ye-
tıştınnek ıçın hızmet ıçı kursla-
nrun daha venmlı çahşması ge-
rekıyor Ders kıtaplan ıçenğı,
bıçımı, dıl ve anlatımı yonunden
çağdaş olmalıdır Yenı teknolo-
jılenn özellıkle bılgısayann bu-
tun okullanmıza gırmesıyle eğı-
tım, oğretım çalışmalanndakı
venm artacaktır
Turkçemızm en doğru, en gu-
zel bıçımde kullamlmasında ye-
m dılımızm kultur ve bılım dılı
konumuna getınlmesınde oğ-
retmenlenmıze onemlı gorev-
ler duşuyor
Buyuk emeklerle yetıştırdığı-
mız oğrencılenmıze gereklı ola-
naklan sağladığımız, yurt ve
ulus sevgısını yureklere ışledı-
ğımız oranda dış ulkelere beyın
goçu olmayacaktır
Çağdaş eğıtımden yalnızca
sağlıklı bıreyler değıl, ozurlu
çocuklanmız da yararlanmalıdır
Sayısı mılyona varan ozurlu ço-
cuğumuzu topluma kazandır-
mak ıçın "özel eğitim'' program-
lannın gelıştınlmesı, uzman oğ-
retmenlenn yetıştınlmesı gere-
kıyor Ozurlu oğrencılenmızm
rahatça yararlanabılecegı oğre-
tım yerlennın yapılması zorun-
ludur Ayncaoğrencılenmızııl-
gı ve yeteneklen doğrultusunda
eğıtmek ıçm okullarda kultur ve
sosyal etkınhklere onem ver-
melıyız Bu etkınlıkler, oğren-
cılenn kendı aralanndakı etkı-
leşım ve ıletışımıne katkıda bu-
lunur Roman, hıkâye, şıır oku-
manın tadına varamamış, resım-
den hoşlanmayan, üıyarroya gıt-
meyen, sporyapmayan bıreyle-
nn topluma katkısı oldukça sı-
nırlıdır
Oğrencıler sınav stresınden
kurtanlmalıdır Çağdaş eğıtım-
de oğrencı "bilgi haman" ola-
rak gorulmez Oğrencı bılgıyı
ezberleyıp ıstendığmde tekrar-
layanpapağanolmamalıdır Test
çozmekten başını kaldıramayan,
yanş atı halme getırdığımız oğ-
rencılenmız, dunyaya at gozlu-
ğu ıle bakmaktadır Insanlara,
olaylara onyargı ıle yaklaşan,
yaşamdan kopuk, ulkesmm so-
runJanndan uzak oğrencı mo-
delının çağdaş eğıtımde yerı
yoktur
Çağdaş eğıtım, ulusal ve ev-
rensel değerlere sahıp, demok-
rasıyı ozumsemış, estetık beğe-
nısı gelışmış, kendını durma-
dan yenıleyen, gelıştıren oğret-
menlerle yapılır Bu bakımdan
aradığımız öğretmen
\taturk ılke ve devnmlennı
gonulden benımsemış, ancak
bunlan donmuş bırkalıp olarak
algılamayan, çağı doğru yonım-
layan, bılımsel duşunceye onem
veren, geçmışın kohne fıkırle-
nnı demokratık platformda ayık-
layan, ınsanın etîk değerlenne sa-
hıp çıkan, sorunlara akılcı ço-
zumler bulan eğıtımcıdır Bu
öğretmen, Reşat Nuri'nın "Ye-
şflGece" romanındakı Şahin'dır,
"Çahkuşu"ndakıFeride'dır Kı-
sacası, bıldığı doğrulan korku-
suzca soyleyebılen msandır ça-
ğımızın oğretmenı Ekonomık
çıkmazlar nedenıyle mesleğı ıle
ılgısı olmayan ışlen yapmak zo-
runda kalan oğretmemn ne ka-
dar eğıtımcılık gorevı yapabı-
leceğı tartışmaya açıktır Mes-
lek onurunu her şeym ustunde
tutan oğretmenedır ozlemımız
Ulkemızın en yoksul yerle-
nnde gorev yapan oğretmenle-
nmız her turlu ovguye layıktır
Ataturk'un Doğu Anadolu'da
gorevlendırdığı, dağ koylenn-
den topladığı kızlan ceketme
sanp okula goturen Öğretmen
Avar'adır hayranlığımız Ka-
dmlanmızm toplum yaşamına
çalışan, ureten, yoneten kışı ola-
rak katılması, Ataturk çızgısm-
dekı çağdaş eğıtımı uygulayan
eğıtımcılenmızın ozvensı ıle ol-
muştur
Halkın sorunlanna yakınlık
duyan, bunlara çozumler ara-
yan eğıtımcıdrr aradığımız Ya-
kup Kadri nın romanındakı "Ya-
ban" aydına, eğıtımcıye ıhtıya-
cımız yoktur
Ataturk ılke ve ınkılaplan bu
ulkenm asgan muşterekıdır Top-
lumsal banşı ve ulusal bırlığı
sağlamak, geleceğımızın guven-
cesı, ozgur duşuncelı, araştıran,
ınceleyen, sorgulayan, yargıla-
ma gucune sahıp gençlen yetış-
tırmek ıçın "Ataturk çizgisinde-
ki çağdaş eğHnni" ulkenın her ta-
rafinda yaşama geçırmek gere-
kıyor Bu konuda en onemlı go-
rev de oğretmenlenmızdedır
T.C.
RİZE ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİNDEN
EsasNo 2003/238
Karar No 2003 269
Davacı Dursun Ev tarafindan davalı Rıze Nufiıs Mudûrluğu aleyhıne açılan
ısım ve soyadı tashıhı davasuun yapılan açık yargılamalan sonunda davanın
kısmen kabulune karar venlerek Samsun ılı Bafra ılçesı Buyukcamı Mahallesı
Cılt No 1, Hane No 351 de nüfusa kayıtlı Nevzat ve Serpıl'den olma
10 06 1981 Bafra doğumlu Dursun Ev'ın soyadının "GOKMEN" olarak tashı-
hıne ve bu şekılde nufusa TCSClLlNE karar venldığı ılan olunur
Basın 38391
_ _
İLAN
PENDİK SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2003 280 Esas 2003 717 Karar
Mahkememızın 2003 280 Esas 2003 717 Karar sayılı ve
15 5 2003 tanhlı ılamı ıle Pendık Sulh Hukuk Mahkemesının
2002 168 sayılı ızaleı şuvuu davasında davalı Reşat Albay-
rakın hak ve menfaatlennuı korumnası bakımından Istanbul
Defterdarı'nın kayyum olarak tayın edıldığı ılan olunur
15 5 2003 ' Basın 38421
Medyada Ozdenetim
Gerekiyor...
Deneyımlı gazetecı Mehmet Ali Kışlalı (7 Ağus-
tos 2003 gunu) koşesınde gıttıkçe buyuyen bır
medya sorunsalını ele alıyor
1980'h yılların ortalan
Mıllıyet'te Apo ıçın bır roportaj yayımlanıyor, bı-
nncı sayfadan sunulan yazılarda PKK lıdennın kım-
lığı oylesıne sevımlı gosterılıyor kı devletın en ust
guvenlık makamlannın uyansıyla zamanın Başba-
kanı Özal duruma mudahale edıyor, dızı durduru-
luyor
Roportajı yapan kışı, gazetecılık sınırlannı aş-
mış Ocalan'ın destekçısı ya da yandaşı gıbı dav-
ranmış
•
Kışlalı yazıyor
"Aradan yıllar geçtığınde basınımızda sayılan
artan bu tursozde meslektaşın Turkye'ye karşı cep-
he oluşturmakta olduğu goruldu
Bu gelışmenın Avnjpa Bıhığı'nın Turkıye Tem-
sılcısı Karen Fogg adındakı bayan tarafindan ör-
gutlendığı ortaya çıkınca konunun artık gazetecı-
lık konusu olmadığı, doğrudan guvenlığı ılgılendır-
dığı ve 'ortulu operasyonlar' adı venlen gırışımler
ıçınde yer bulduğu anlaşıldı
Bu sozde gazetecılık faalıyetı yabancı kaynaklı
bırya da daha fazla tertıpçının kontrolunde uygu-
lanıyor Yabancı tertıpçı temsıl ettığı gucün yayıl-
masını ıstedığı fıkırlere yatkın yertı gazetecılen bu-
luyor Onlan örgutluyor Dısıplın altına alıyor Fıkır-
lenn yayılmasını sağlıyor
Sözunu ettığım kadronun sureklı olarak, adeta
ıstısnasız her Turkıye karşıtı konuya sahıp çıkma-
sı, demokrası ve fıkır ozgürluğü adına da yapılsa,
hıçbır Batı ülkesınde görülmüyor
Ama Turkıye'de gazetecılık adına pervasızca
sürûyor
Bır kısım meslektaş bu durumu 'Mutareke ba-
sını' olarak vasıflandınyor " (Radıkal, 7 8 03)
•
"Mutareke basını" deyışı bızım tanhımızden kay-
naklanıyor
Ve gunumuze yansıyor
2003'te bu konuya el atmak, gazetecılığın ulke-
mızde sağlıklı yurumesı ıçın bınncıl koşul oldu
Pekı, el atmak nasıl olacaktır'?
Hıç kımse duşunmesın kı 'el atmak' ıle yasak,
hapıs, dava, yasa gıbı sozcukler arasında bır ba-
ğıntı kurulacaktır, konuya gazetecılık etığı, gerçek-
ler ve mesleğın ıç denetımı açısından gırmek ge-
rekır
Pekı, bunu kım yapacak"?
Medyamızda meslek kuruluşlan var
Gazeteler var
önce olayın dunku ve bugunku boyutlan basın-
da tum gerçeklığıyle sergılenmelı
Kamuoyu uyanlmalı
Medya bugun Turkıye'de en az guvenılen kurum-
lar derekesıne boşuna duşmedı
Kendı kendımızı denetlemek ve aklamak açısın-
dan olayın aydınlatılması kaçınılmaz oldu, halkça
azımsanan, guvenılmez sayılan, kuçuk gorulen
'gazetecı' kımlığını taşımak ınsanı tedırgın ediyor
•
Konu Cumhunyet'ı özellıkle ılgılendınyor
Ankara'da Cumhunyet ılan edıldığı zaman Ba-
bıâlı 'Mutareke basını 'nın mırasınıtaşıyordu, Mus-
tafa Kemal Paşa, Yunus Nadi'yı gorevle Istan-
bul'a yolladı
- Bırgazete çıkaralım, adı Cumhunyet olsun'
Basın bızım yakın tanhımızde ıyı sınav verme-
mıştır, bugun de ustumuzde şaıbe var
Bu şaıbeyı devlet sılemez, basın kendı ıçınde
ozdenetımını yapabılmelı
1
ANKARA 17. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 2002 348 Esas 2003 675 Karar
Davacı Yakup Coşkun tarafindan davalılar Şadı
Lnal ve Ahmet Tıryakı aleyhlenne açılan tasamıfun
ıptalı davasının yargılaması sonunda
Davanın kabulu ıle Altındağ 1 Bolge Tapu Sıcıl
Mudurluğü'nun Guneşevler Mah 20497 ada, 7 par-
seldekı arsa nıtelığındekı taşınmazın 142 748 hıssesı
ıle ılgılı Ahmet Tıryakı ye satışına ılışkuı 18 6 1999
tanh, 3328 yevmıve Nolu tasamıfun ıptalıne daır ve-
nlen karar davalılar Şadı Lnal ve Ahmet Tıryakı'ye
ılanen duvurulur 01 08 2003 Basın 38428
ANKARA 10. ASLİYE HUKUK
MAHKEMES'İJSDEN
DosyaNo 2003 317
Davacı Goksal Kartal'a velaveten babası Yusuf Kar-
tal tarafindan davalı Nufus Mudûrluğu aleyhıne açılan
ısım tashıhı davasuun mahkememızde yapılan yargıla-
ması sonuncunda
Tokat ılı Almus ılçesı Dıkılı Mahicöy Cılt 27, Ha-
ne 31 de nufusa kayıtlı Yusuf ve Melahat oglu
05 01 1986 doğumlu Goksal Kartal m Goksal olan ıs-
mının 08 07 2003 tanh ve 2003 561 sayılı karan ıle
Emırcan olarak tashıhıne karar venldığı ılan olunur
10 07 2003 Basın 38825
ZEYTİNBURNU1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 2003 771
Davacı Zeytınburnu Beledıve BaşkanJığı
Vekılı Av Ahmet Balbav - Beledıve bınası hukuk
serv ısı Zevtınburnu
Davalı Matıldı Elenı Efrosını, lıyanıdı
Ka>
r
vum Istanbul Deftertan - Istanbul
Dava Bedel tespıtı ve tescıl
Davacı Zevtınburnu Beledıve Baskanlığı tarafindan
03 09 2002 tanh ve 2002 876 nolu encumen karan
ıle dava konusu olan Zevtınburnu \elı Efendı Mahal-
lesı hudutlan ıçersındekı 2385 ada 9 parselde kavıtlı
79 m2 mıktanndakı tamamı Matıldı Elenı Efrosmı
ve Irvanıdı adlanna kavıtlı arsa vasfında uzennde ge-
cekondu bına bulunan taşınmazın kıvmet takdır ko-
mısvonunca toplam 15 800 000 000 - TL bedel takdır
edılmış ve ıstımlakıne karar venlmış olup taraflar ara-
sında anlaşma sağlanamamış olması nedenı ıle 2942
savılı yasanın 10 maddesı gereğınce kamulaştırma
bedelımn mahkememızce tespıt ve taşınmaz malın
ıdare adına tescılı talep edılmış olduğundan adı geçen
yasa geregınce kamulaştırmarun gazetede ılam gerek-
tığınden yasa geregı kamulaştırmanm ılanı ıle mahke-
memızın 2003 771 esas savılı dosvasında açılan dava-
nrn duruşmasının 25 08 2003 günu saat 10 00'a bıra-
kılmış olup, ılgılılenn kamulaştırmadan ve davadan
haberdar olmaları hususu ılanen teblığ olunur
29/07/2003 Basın 38936