Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 AĞUSTOS 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DIZI
Cumhuriyet gazetesi, karşıdevrim sürecinin başladığı 50'li yıllar boyunca DP'yi uyaran yazılara yer verdi
NadirNadi sessizkalmadı
Mivase İlknur -8^
T"""VP lıstelennden bağımsız mıl-
/ lletvekilı seçılmesine karşın Na-
J-~S dirNadi, karşıdevrim sürecinin
başladığı 195O'lı yıllar bo>r
unca ıktı-
dan uyancı yazılar yazmayı sürdürdü.
Cumhuriyet gazetesi, DP'run iktıdar
olduğu günden beri Atatürk devnmle-
rinin kemirilmesini eleştırdi. Atatürk ta-
rafindan Türkçeleştırilen ezanın yenı-
den Arapça okunması karannı alan DP
iktidanna karşı 7 Haziran günü "Ezan"
başlıklı yazısında Nadir Nadi şöyle di-
yordu. "Din islerini düma tşlerinden fi-
ilenayırmadkçacenıhetiıniflzaınan/a-
man rahatsızeden sürçmeleri önkmek-
tegüçiükçekeceğiz. 'tokeğersahiden la-
ik bircemiyet sotyesine ulaşoğımızdan
şüphemiz varsa, Atatürk yasalanndan
bir tekine olsun dokunmayı kendimi/-
de hak görmemelhiz. Çünkü ancak o
yasaiarsayesindedirkigerçekvicdanhür-
riyeti bu memJckette kök salacakür."
Bayar'ın sessizliği
Nadir Nadi 'nın DP iktidan öncesin-
de Atatürk devnmlerine en az İnönü ka-
dar sahıp çıkar dıye umutlandığı Ceial
Bayar, de\Tim]ere yapılan saldınlarkar-
şısında sessız kalmayı yeğlemiş, ezanın
yenıden Arapça okunması ginşımı kar-
şısında kılını kıpırdatmamıştı. Mende-
res hükümetınde kısa bir süre sağlık
bakanlığı yapan Dr. NihatReşatBdger'ın
Nadir Nadı'ye anlattığına göre, Ba-
yar'ın baskanhğında toplanan hükümet
Arapçaezanyasağının kaldınlmasını ko-
nuşmaktadır. Bu DP'nin ilk icraatla-
rından biri olacaktır \e genç yaşlı bü-
tün kabine üyeleri bu konuda Mende-
res'i destekJemektedir. Yalnız Bayar,
dalgın ve düşüncelidir. Bir aralık:
- Arkadaşlar, karannızla Atatürk'ün
nıhu muazzep olmaz mı? sorusunu or-
taya atarak yüreğmı burkan tereddüdü
açığa \nrur. Toplantıda bulunan Nıhat
Reşat, oturduğu yerden söze kanşır:
- Büyük zafenmız üzenne Atatürk'ün
ruhu o kadarcık kusuru bağışlar efen-
dım!
Ve derhal yanşan Bayar toplantıya hâ-
kim olan neşeli havaya katılır.
Menderes'le ara açılıyor
1954 yıhndan sonra Menderes'le
Cumhuriyet'in arası iyıce açılır. Nadir
Nadi, yazılannda genellıkle ılımlı bir
dıl kullanarak iktidann yanlış uyguJa-
malannı eleştiriyordu. Ancak Mende-
res bu ılımlı yazılara bile tahammül
edemiyor, Nadir Nadi ile rastlaştığın-
da elini sıkarken suratını çevınyordu.
Menderes surat asmakla kalmıyor, ga-
zetenin ve Nadir Nadi'nin eleştırilen-
ne kızdığı zaman bir gazete ıçin ya-
şamsal önem taşıyan kâğıt ve mürek-
kep temininde yasal engeller çıkanyor-
du. Menderes'in o günJerde Cumhun-
yet'e öfkesını gösteren bırolayı Yenı Sa-
bah gazetesınin sahibi SafeKıbçoğiuson-
radan Nadir Nadı'ye anlatır. Nadi bu
olaydan şöyle söz ediyor:
"Cağaloğlu'nda matbaalarunızkar-
şı karşrya idi Aramızda dar bir sokak
vanfa. DostiuJdannın hi olduğu dönem-
lerde sık sık bir araya gefip yemek yer-
lermiş. Cumhurhet'e kızdığı günler-
den birinde pencereden bizün makine
dairesini göstererek "Şu sokağı genış-
letmek gerek. Cumhuriyet binasından
LNadir Nadi yaşamını adadığı Cumhuriyet gazetesinin terasında...
Şoldan: Bülent Dikmener, Nadir Nadi, Günıan Birincioglu, Çetin Özbayrak, Ergun Baicı, Aykur Sağanak.
Önde: Berin Nadi, Engin Konuksever...
Nadir Nadi tren ganndan çiçeklerie uğurlaıuyor...
üç metre istimlak etsek nasıl olur?' di-
ye danışnuş. Karar verip de uygulama-
ya koysaydı, Cumhurhet'in koca rota-
tifi sökülecek, gazete de kuşkusuz kim
biBrne günekadarçıkmayacaktL Araa
Adnan Beyduygusal bir adanıdı. Ne de
olsa bize kryamazdı san/\orunL"
mısyonu'nun kurulması, bardağı taşı-
ran son damla olur:
"Bu öyle bir komisyondu ki, nere-
deyse TBMM'nin tüm yetkflerini faz-
lasıyla nefsinde toplıryordu. tnsanlan
sorguva çekiyor, gerekirse rutukluyor,
dernek toplantılannt. hatta Meclis gö-
30 Nisan 1960 tarihlı Cumhuriyet'te
AK UKi'nin bir kankatürü yayımlanır.
Altında "Uçtu uçtu"yazısı bulunan bu
karikatür, başta Neron, Hider. Musso-
Kni,Batistaolmak üzere gelmış geçmiş
baş altı diktatörün arkasından Adnan
Menderes'i sıraya kojTiyor, sonucun
A 7adir Nadi'nin DP iktidan öncesinde Atatürk devnmlerine en az
1V İnönü kadar sahip çıkar diye umutlandığı Celal Bayar, devrimlere
yapılan saldınlar karşısında sessiz kalmayı yeğlemiş, ezanın yeniden
Arapça okunması girişimi karşısında kılını kıpırdatmamıştı.
NadirNadi 1957seçımlenndeaday-
hğını koyTnaz\e mılletvekıllıgı sona erer.
1957 seçımlen, DP oylannın düştüğü-
nü kanıtlar. Otuz kişılik CHP meclis gru-
bu, bu seçimlerde 170'e yükselmıştır.
Hem de DP'nin kendi yandaşlannı
kamyonlara doldurup yargıç karan ile
bırkaç sandıkta oy kullanmalanru sağ-
ladığı \e CHP'ye oy vereceği sanılan
seçmenlen lıstelere yazdmnadığı hal-
de. 1960Nısan'ındaünlüTahkikatKo-
rüşmekrinin>a\ımiann(asını\asakb\or-
öu. Bu komisvonunohışmasnunhenıen
ardındaa ilktn tstanbuL ertesi gün de
Ankara ünKersitelerindeöğrencfler pro-
testo gösterikrine başladılar. Artık ba$-
kı protesto, baskı protesto birbirini iz-
le>ereksürüpgidi\w. Avni Doğan\«ar-
kadaşlannın verdiği. komisyon işlemle-
ri üstüne meclis soruşturması hakkın-
daki önergenin basındaya\Tnını, a\ nı ko-
misyon yasaklryor."
ıyı olma>'acağını belırtiyordu. O sabah
sıkıyönetımden Nadir Nadi'yı çağmr-
lar. Gazetenın o günkü sayısı da erken-
den toplatılmıştı. Öğleden sonra gaze-
tenin on gün süreyle kapatıldığınj bıl-
dıren Sıbyönetmı Komutanlığı tezke-
resi Nadi'nin eline venlir. Ali Ul\i de
gözaltuıa alınıp Topkapı Maltepe Kış-
lasrnagötürülür.
1 Mayıs günü tstanbul Belediye Sa-
rayı'nda NATO Bakanlar Kurulu top-
lantısı yapılacaktı. Öğrencilerin o gün
protesto yürüyüşü yapacağı haftalar
öncesinden bihnıyordu. Sıkıyönetim
Komutanlığı göstenyi önlemek için o
gün sokağa çıkma yasagı ilan etti. An-
cak yine de birkaç bın genç aniden or-
taya çıkarak protesto gösterisi yapma-
yı başardı. Sokakta görevli genç su-
baylar, öğrencılere karşı genelde seve-
cen da\Tanıyor, şiddet hareketlerine
meydan vermemek ıçin çaba gösten-
yorlardı.
Purum kötuleştyor
27 Mayıs thtilali'nin arifesi olan o
günleri Nadir Nadi, bakın nasıl anlatı-
yor: "Duruın gittikçe kötüleşhordu.
Aylardan beri sürdürülen \ atan Cep-
hesi propaganda» iktidara hiçbir ya-
rar sağbmamış, tam tersine halk ara-
sında aJa> konusu hatine dönüşmüştü.
Kimlerkaalmanıtsü \ atan Cephesi'ne?
Aynısq\Bduutaşnan ismi \ar cisnıi \ok
takı/ıı takım ailder. öldükleri yakuıla-
nnca bilinen sürii sürü imanlarve bun-
lararasuıda iktidardan nimetbekleyen
kimi a/ çok tanınmış kişiler. sokaktaki
adam \ atan Cephesi'ni ciddhe abnrvor,
\ C deyip geçhordu. Radyoda ideoiog
Burhan Asaf Belge'nin her akşam. be-
ni de sık sık hedef alan sövüp saymala-
nna kimse aJdınş etmez obnuştu.
Menderes çaresizdi, şaşkmdı. DPgru-
bunda da birpanik havası esmeve baş-
lanuşo. 25 Mayıs günü Başbakan Tah-
kikat Komisyonu'nun işini bitirdiğini
ilan etti. O\sa bu komisyon 4 Nisan'da
3 ay süreyle çahşmak üzere kurubnuş-
tu. Bir buçuk ay içinde ne yapmıştı da
bö\1e çabucak işini bitinniş oluyordu.
Niha\et beklenen ya da beklenildiği
sanılan şe> gektL 26 Mav ıs'ı 27 Mayıs'a
bağiayan gece yansı bir arkadaşuı teie-
foau\ia u\-anduiLRadyoyuaçmamısöy-
lüyordu. Ordu yönetimeel kovTnustu."
Türkçe kampanyası
Ordunun yönetime el koymasmdan
bırkaç gün sonra bazı gençler, daha çok
Beyoğlu ve Taksim bölgesınde "Va-
tandaşTürkçekonuş" kampanyası baş-
latarak Türkçe konuşmayan azınlıkla-
ra ve turistlere baskı yapmaya başlar.
Bu olay, Nadir Nadi'yi kızdınr: "Tu-
ristin ne münasebede 'vatandaş' say>
labileceğûıi bir vana bırakalım. azuhk
>a da çoğunluk, Türkiye Cumhurrveti
uyruklu \ urttaşları hangi hakla illa
Türkçe konuşmayazorlavabflinnk? Ko-
yu şovenizm ve ırkçdık kokan bu gidiş
geüşir de yayıhrsa sonu nerelere \anr?
BaJkanlar'da toplam savisı mihonu
aşan so\ daslanmız yaşıyordu. Bu ülke-
ler 'Vatandaş Bulgarca, Supça, Rum-
ca konuş' diye baskıya alınsalar hoşu-
muza gkJer mrvdi? Ana>asamıza ve in-
san haklannaolduğu kadarmanbkku-
raDarma da ters düşen bu yakışıksız ru-
tumu birbaş>azanız)a sıc^ı sıcağınaeleş-
tirdim. İstanbul Vahliği'ne atanan Ge-
neralRefıkTulga Atatürk ükekrinebağ-
h, uygar komutanlanmızdan biriydi
Derhal konunun üstüne eğilerek gerek-
B önlemleri akh. Böylece ülkemizi gör-
meye gelen yabancuar sokaklarunızda
dolaşmak için Türkçe öğrenmek zo-
runluluğundan kurtulduklan gibi öz
yurttaşlanmız da diledikJeri diDe konu-
şabilmek özgürhığünü korudular. Zira
ırkçılann başlatbğı baskı güçlenerek
sürdürülsey di. arkasından hangiTürk-
çe ile konusacağı sonısu orta>a çıka-
cakü.ÖzTürkçe mi, Osmanhca mı der-
ken dü de\rimi(hem de sokakta) yeni
bir saldınva uğrayacakn."
Yarın: Askerler
Nadi'yi sorguluyor
NadirNadigözüyleNecipFagl !| ZekeriyaSertel'ügünler
Birgün NecnjFaaL,matbaaya gelerek Cum-
huriyet'te Peyami Safa'dan açılan fikra süru-
nuna istekli olduğunu söyledi. Şöyle diyordu
Necip Fazıl:
- Cumhuriyet devrimci, ilerici bir gazetedir.
Türkiye'nin en iyisidir. Bundan ötürü çok se-
ver, takdir ederim Cumhuriyet'i. Ben de dev-
rimci ve ilerici bir yazanyım bu memleketin.
Aranıızda sağlam bir fıkir birliği var. Bana ga-
zetede bir köşe verirseniz Cumhuriyet'e öyle
yaranm dokunacak ki, ihya olacak gazete.
Oysa ben, Necip Fazıl'ı yakmdan tanıyor-
dum. Bugün ak dediğine yann rahatça kara di-
yebilirdi bu tilki ozan. Kendi çıkardığı bir der-
gide, Cumhuriyet'in devrimci tutumuna şid-
detle çatan yazılanm unurmamıştun. Böyle
damdan düşer gibi bize başvurmasına hayret
ettim. Yine de kırmamaya çalışarak atlattım
Necip'i. Akşam üzeri Sipahi Ocağı'nda rast-
ladığım Necmettin Sadak'a, birkaç saat önce
başımdan geçen olayı anlattım. Beni gülüm-
seyerek dinledi ve hiç hayret etmeksızin o gün
Necip'in kendisini de ziyaret ettiğini söyledi.
Meğer tilki ozan ilkin Akşam a uğramış. Nec-
mettin'i görmüş. Ona da hemen kelimesi ke-
limesine, aynı dili kullanmış:
- Akşam devrimci, ilerici birgazetedir. Tür-
kiye'nin birinci gazetesidir. Cok severim Ak-
şam'ı. Aramızda sarsılmaz bir inanç birliği var.
Gazetede bana bir köşe ayınrsanız hem benim
için şeref olur, hem de size çok yaranm do-
kunur.
Kısakürek'i atlatıncaya kadar epey zahmet
çekmiş Sadak. Gerçi Akşam'la Cumhuriyet ara-
sında devrimcilik bakımından büyük bir gö-
riiş aynlığı yoktu. Fakat tilki ozarun ne Akşam'la
ne de Curnhuriyet'le en ufak bir fikir yakın-
lığı ohnaması gerekirdi. Nitekim. o tarihten
birkaç yıl geçince onun derece derece nasıl
gericilere yanaştıgıru, sonunda da 'Süper Mür-
şid'lik payesine ulaşarak kendi gibileriyle ne
kolay anlaştığını gözlerimizle gördük.
Cumhuriyet gazetesinin temelinde harcı bu-
lunanlardan biri de Zekerij'a Sertd'dir. 1923
yıh yazında Ankara 'ya gelen Zekenya Sertel,
Matbuat ve tstihbarat Umum Müdürlüğü'nü
Ağaoğlu Ahnıet Bey'den de\Taldı. Zekeriya
Sertel, Nebizade Hamdi Bev'le 1918'de mü-
tarekedöneminde Yunus Nadi'nin tstanbul'da
yayımladığı "Yeni Gün"de bir süre çalışmış-
tı. Yunus Nadi'yle olan dostluğu Selanik'e
dayanıyordu. Yeni Gün'den aynldıktan sonra
Nebizade Hamdi ile birlikte Yeni Ses'i çıka-
ran Zekeriya Sertel, Damat Ferit döneminde
tutuklanıp Bekiraga bölüğüne gönderilenler ara-
sındaydı. Tutukluluk hali bitrikten sonra bir sü-
re "BüyükMecmua'' adlı birdergi çıkaran Ser-
tel, daha sonra New York'ta Columbia Üni-
versitesı"nin Gazetecilik Okulu'nda üç >ıl eği-
tim aldı.
Sertel, Amerika dönüşünde atandığı Mat-
buat ve fsrihbarat Umum Müdürlüğü göre-
vınde fazla kalmadL Amacı fstanbul'adönüp
kendi başına çalışmaktı. İstanbul'a hareketin-
den birgün önce Yunus Nadi'den birdavet ahr.
"tstanbul'da günlük bir gazete çıkarmayı dü-
şünüyorum, beninüe çahşmak ister misin?"
diye soran Yunus Nadi'ye Sertel olumlu ya-
nıt verir. AnJaşma sağlandıktan sonra derhal
harekete geçilir. Yunus Nadi. Zekeriya Sertel
ve Nebizade Hamdi üç ortaklı bir şirket ku-
rarlar. On bin liralık üç eşit miktarda serma-
ye koyan ortaklar, gazeteyi hazırlayıp çıkar-
makla Zekariya Sertel'i görevlendİrir.
Cumhuriyet gazetesi yayımlandıktan kısa bir
süre sonra hilafet yanlılannın hedefı hahne ge-
lir. Gazete biryandan rejim düşmanlanna kar-
şı kavga verirken öte yandan ekonomik zor-
luklar karşısında ayakta durmaya çahşıyor-
du. Ilk başta koyulan 10 biner liralık sermaye
yetersiz kabnıştı. Sermayeyi önce 20 bin, ar-
dından, 30,40 ve 60 bin liraya çıkaran ortak-
lardan önce Nebizade Hamdi, Yunus Nadi'nin
önerisi üzerine sermaye payını alarak aynlır.
Cumhuriyet
faria vekim/iği
ortayaçıkıyor
ŞÜKRAN SONER
-8-
1970'li yıllarda Nadir Nadi yönetiminde
Cumhuriyet farkı. kımliği çok boyutlu öne
çıkmıştı. Gazete patronlanndan medya
patronlanna geçiş sürecinde, genel olarak
insana, gazeteciye yatınmın yerini okuru
etkileyecek teknolojiye, promosyona
yatınm alıyordu. Rerikli basın, promosyon
basını dediğimiz kimlikier öne çıktıkça da,
bu anlamda haber kaynağı desteğı de güç
kazanıyordu. Tabıı ki bu tabloda 12
Mart'ın Türkiye'de 1960'la başlayan
demokratik açılım, örgütlenme gücünün
hızını fazlaca kesememesinın payı
büyüktü. Sol, sosyal açılım örgütlenmeleri,
dinamikleri kendılerinı Cumhuriyet
gazetesi aracılığı ile topluma yansıtma
çabasındaydılar. Cumhuriyet bu işlevi
üstlenmiştı. Nadir Nadi bu işlevin,
etkınliğinin arttınlmasında gereken
gazetecilik ortamının yaratılmasında temel
taşı olusturuyordu.
Dostlarını kayırmadı
Oysa gazete içı günlük ilişkilerde Nadir
Nadi eskisı gibi görünrnezdi. Yine
odasından dışanya fazlaca çıkmıyor,
yazarlar ve aydınlar, sanatçılardan oluşan
geniş bir dostlar kadrosu ile ikili, grup
sohbetlerinde tartışmayı, sohbeti
seviyordu. Yönetıcilere uyanlan birkaç
cümleyi geçmez, bardak taşmadıkça
müdahale gündeme gelmezdi. Mıadı
dolmuşsa da gazete için gereken yapılır,
dostun kayınlması söz konusu olamazdı.
Cumhuriyet'te aynlmalar genellikle
öylesine sessiz olurdu ki, çahşanlar günler
sonra, genellikle dışardan duyarlardı.
Cumhuriyet aılesınde aynlma zaten istisna
sayılır, çahşanlar (bugünlerde benim de
sıkça yaptığım gibi) kıdemleri ile hava
basarlardı.
Berin Nadi geleneğl
12 Mart aynlığı Nadir Nadi'nin evinde,
Berin Nadi'nin geliştirdiği bir gelenekle
dostlannın toplanmasını alışkanlık haline
getırmişti. Buna bir de yakın dostlarla
çarşamba yemekleri eklendi. Doğrusu bıraz
erkekçe, özgürlük, ayınmcılık kokusu da
vardı. Berin Nadi'nin örgütlemesinde ev
toplantılan. çarşamba toplantılan, Nadir
Nadi 'nin gazetedeki odasında hiç eksik
olmayan dost ziyaret ve sohbetleri bir
bütünlük içinde, Nadir Nadi'nin, içinde
yaşamadığı çok geniş bir dünyaya, sosyal,
kültürel çevreye açılımı idi.
Oncü aydınlar blleşkesl
Şimdi uzaktan baktığımda daha iyı
görüyorum ki Nadir Nadi'nin çevresinde
topladığı, yaşamı paylaştığı dostlan,
ülkenin, yaşamın her kesırinden sanki
seçilmış öncü aydınlar bileşkesiydi.
Bulunduklan yerin tartışmasız hakkını
veren en seçkin, özgür düşünen aydınlar.
sanatçılanndan bir seçmeler demeti
gibıydı. Çıkar ılişkilerinden uzak bılime,
sanata. edebiyata, düşün dünyasına çok
önemli katkılan olan bu dostlar. şüphesiz
Nadir Nadi'nin özel yaşamı yanında,
Cumhuriyet'in kimliğinin oluşmasında
önemli katkılan olan insanlardı. Doğrudan
yazan olmasalar bıle ikinci sayfada yazı
ailesinin içinde, bir biçimde Cumhuriyet
içinde yerlerini almış olurlardı.
yalışanlara özgürlük
Nadir Nadi hem hep gazetenin içinde, hem
de çahşanlannı özgür bırakan kimliği ile
görünmez ağırlığı ile varlığını, etkinliğini
yaşamı boyunca, sonrasında da sürdürdü.
Odasından çıkmaz gibi, ama beklenmedik
saatlerde, beklenmedik servislerde
dolaşması, kibar, sevecen selamlaşıp
birkaç kelıme ile bilgilenmesi ilginçti.
Zamanla bu dolaşmalann, gazete düzenine
günlük fazlaca kanşmadan ilgi göstergesi
olduğunu anlayacaktım. Nadir Nadi'nin
şaşmaz dolaşmalan, çalışanlann
sayılannın azaldığı, çalışmanın öz\eri
oluşturduğu saatlere, en çok özel günlere
denk düşerdi. Bayram. tatil günlerinde
örneğin. Ya da siyasal önemli
gelişmelerde. Sanki "Yanınızdayun''
\oirgulamasi gibiydi. Önemli bir olay
gününü, anını, tatili atladığını hiç
anımsamıyor gibiyim.
Yarın.-12 Eylül'e doğru