Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2003 ÇARŞAMBA
HABERLER
'Memurun alacağı yok' diyen iktidara, eski hükümet döneminde imzalanan metin karut olarak gösteriliyor
RakamlarAKP'yi yalanlıyorEBRU TOKTAR
ANKARA - Memurlar adına toplu
görüşmeleri yürüten Türkiye Kamu-
Sen, kamu görevlilerinin 2003'ten
kalan en az yüzde 12.2 oranında ala-
cağı olduğunda ısrarediyor. Hükümet
ise Türkiye Kamu-Sen'in hesaplama
yöntemine karşı çıkarak memurlann
alacağı olmadığını savunuyor. Başba-
kan Tayyip Erdoğan, sendikanın ge-
çen yıldan kalan 25 milyon liranın
ücretlere dahil edilmesi istemine olum-
lu yaklaştı. Hükümet. bu çerçevede
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT),
Devlet Istatistik Enstitüsü (DİE) ve
Hazine Müsteşarhğı yetkilileriyle ça-
hşmalara başladı.
KESK'in; 2004 bütçesi öncesinde
memurlara verilecek zam oranını be-
lirleyemeyeceklerini açıklayan hükü-
yöntemine İtiraz Türkiye Kamu-Sen, ortalama aylık hesaplanna askeri
personel ile emniyet mensuplannın ücretlerinin dahil edilmesine karşı çıkıyor. 4688 sayılı yasaya
göre, sendikaların sadece mensuplan adına toplu görüşme yaptığına işaret eden Türkiye Kamu-
Sen, hesaplamalann sendikalı olabilecek memurlara göre yapılması gerektiğinde ısrar ediyor.
mete tepki göstererek toplu görüşme
masasından çekilmesinin ardından
gergin bir ortamda devam eden mü-
zakereler, cuma günü yapılacak dör-
düncü toplantıya kilitlendı.
Müzakereleri sürdüren Türkiye Ka-
mu-Sen ise 2004 yılı zam oranlannı
görüşmeden önce, memurlann 2003
yılı alacaklanna ilişkin sorunun çö-
zülmesi gerektiğini belirtiyor. Kamu-
Sen, hükümetın olumsuz ta\n nede-
niyle 2003 yılı kayıp oranlannı ise
yüzde 18'den yüzde 12.2'ye çekti.
Cuma günkü toplantı öncesinde bir
raporhazırlayan Türkiye Kamu-Sen,
eski hükümet döneminde imzalanan
mutabakat zaptını kanıt olarak gös-
tenyor. Sendikanın raporuna göre,
geçen yıl hükümet ile sendika ara-
sında yapılan müzakelerden sonuç
çıkmaması üzerine Uzlaştırma Ku-
rulu'nun aldığı kararla memurlann
ekim, kasım ve aralıkta aylıklanna
75 milyon lira (brüt 100 milyon lira)
ilave edildi. Kalan 75 milyon lira tu-
tanndaki farkın ise Ocak 2003'de
ödenmesi kararlaştınldı.
Türkiye Kamu-Sen raporunda, bu
kazanımın 2002 'ye ait olduğunu vur-
gulayarak, "Kamu İşveren Kurulu
adına toplannya kanlan uzmanlann
yapnıış olduğu 2003 ücret aröşı hesap-
lamasına itiraz edilerek, 25 milyon li-
ranın Araiık 2002 ücretierine dahil
edilmesi istenmiş ve alternatif hesap-
lama yapılması sağlanmışnr" sapta-
masında bulunuldu.
Erdoğan'dan yeşil ışık
Sendika, bu durumu önceki gün
yaptığı görüşmede Erdoğan'a anlat-
tı. Erdoğan, sendikanın talebine olum-
lu yaklaşarak, "Bu kazanılmış haknr.
Bunagöre hesaplamayapmaklazırrT
dıyerek, cuma günü yeni rakamlann
ortaya konması gerektiğini söyledi.
Türkiye Kamu-Sen raporunun di-
ğer bölümünde de; daha önce ortala-
ma ücret hesaplannda kullanılmayan
aile yardımı ve çocuk parasının ilk kez
2003 yılı ortalama aylık ücret oran-
larına dahil edıldığine dikkat çekti. An-
cak bu olanaktan yararlanan memur-
lann oranının yüzde 25 "te kaldığı vur-
gulanan raporda. yapılan ödemenin ça-
hşanlann geneline oranlanmasının
yanlış olduğu ifade edildi.
Raporda. memurlann ortalama ay-
lık hesaplannda bugüne kadar 1 mil-
yon 544 bın çalışan sayısının dikka-
te alındığı, ancak son uygulamada bu-
na askeri personel, emniyet mensup-
lan ve özel statülü çalışanlann da
dahil edildiği belirtildi. Bunun doğ-
nı bir uygulama olmadığını vurgu-
lanan raporda, 4688 sayılı yasaya
göre sendikalann sadece kendi men-
suplan adına toplu görüşme yapabi-
leceğinın altı çizildi.
ERDOĞAN GELENEĞÎNÎ SÜRDÜRDÜ
Şimdi de
çiftçiyi
azculadıMUŞ (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Muş'taki temaslan sırasında "birük ve beraberlik'
1
çağn-
sında bulunurken kendisinden yardım isteyen çıftçilen
azarladı. Erdoğan, "Ekinlerim kar alünda kaldT diyerek
yardım isteyen bir çiftçiye, "Ekinlerini de kann alündan
ben çıkaracak değuîm. Neyi kimden isteyeceğinizi bilin"
dedi. Katıldığı toplantılarda hükümete yönelık eleştirilere
ve yurttaşlann istemlerine alışılmadık sertlikte yanıtlar
veren Erdoğan, bu geleneğini Muş'ta da sürdürdü. Ma-
lazgirt Zaferi'nin 932. yıldönümü kutlamalanna katılan
Erdoğan, yoksulluğa karşı "Kurtuluş Savaşı* başlattıkla-
nnı belirterek hükümete güvenilmesinı ıstedi. Erdoğan
daha sonra Muş Devlet Hastanesi'nin ek binasının açılışı-
nı yaprı. Konuşmasında çiftçilerin sorunlanna değinen
Erdoğan, parasızlık nedeniyle ekınlerinın kar altmda kal-
dığını söyleyerek yardım isteyen bir çitçiyi, "Ekinlerini
de kann alündan ben çıkaracak değflim ya. Neyi kimden
isteyeceğinizi bittn" diyerek azarladı. Erdoğan, bu yönde
— ^ _ isteklerini dile getiren va-
Katıldığı
toplantılarda
hükümete yönelik
eleştirilere "azar"la
karşılık veren Erdoğan,
Muş'ta "Parasızlık
nedeniyle ekinlerim
karaltındakaldı"
diyerek yardım isteyen
bir çiftçiye, "Kann
altından ben çıkaracak
değilim" dedi.
tandaşlara da "Yohınu bil-
miyorsanrz, geBn yolunu öğ-
retehm. Arok bu ülkede her
şey devletten olmayacak"
yanıtını verdı. Erdoğan, ge-
çen günlerde kendı görüşleri
dikkate alınmadığı gerekçe-
siyle toplu görüşmelerden
çekilerek Ankara Kızılay
Meydam'nda hükümetin tu-
tumunu protesto etmek için
miting düzenleyen kamu
emekçilerini "antidemokra-
tik" olmakla suçlamıştı. Er-
Malazgirt'te düzenlenen kutlamalara katılan Başbakan, izci ateşi yakü. (Fotoğraf: AA)
doğan, AKP Trabzon tl Kongresı'nde yaptığı konuşma-
da, memurlara yapılan zammı protesto edeceklerini açık-
layan sendikalara tepki göstererek "Memur sendikalan
sokağa döküleceklerini söylüyorlar. Nereye dökülüıierse
dökülsünler" demişti. Başbakan, İstanburdakı bir konfe-
ransta ise, Halkevleri üyesi bir öğrenciyi kendisini eleştir-
mesi üzerine salondan çıkarttırmıştı. 1 saat tuvalette bek-
letilen öğrencinin daha önce bir gösteriye katıldığını öğ-
rendikten sonra da "Sicfli zaten bozukmuş" suçlamasında
bulunmuştu. Erdoğan, AKP Erzurum 1. Olağan ll Kong-
resı'nde. paralannı thlas Finans"a kaptıran partililerin,
"Paralannuzj İhlas'a kapordık, yediler bizi bitirdüer" di-
yerek yardım istemeleri üzerine de "Paralan yatmrken
sormuyorsunuz, kapürdıktan sonra Biz ne yapacağız'
dryorsunuz" diyerek azarlamışrı. Erdoğan yine Erzurum
meydanındaki konuşması sırasında vatandaşlann. "tş isti-
yoruz" diye bağırmalan üzerine, "Burada Başbakan ko-
nuşuyor. Saygıh ohın" diyerek meydandakilere çıkışmıştı.
Erdoğan, sürekli bağıran iki mevsimlik işçiyi de kürsü-
nün önüne çağırarak "MevsimKk işçüer geçici olarak ahnı-
yor. Sonra da kalmak istiyorlar" diyerek azarlamıştı.
YÖNETMELtK DEĞIŞTÎ
Disiplin cezası
yükselmeye
engeldeğil
ANKARA (ANKA) - Malıye Ba-
kanhğı, Et ve Balık Ürünlen AŞ
Personelinin Görevde Yükselme
Yönetmeliği'nde Degişıklık Yapıl-
masına Dair Yönetmelik'te değışik-
lik yaparak disiplin cezası almış ki-
şilerin kunım içinde yükselebilme-
lerinin önünü açtı.Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren yönet-
meliğin birinci maddesi. 2001 yılın-
da yayımlanan, önceki Et ve Balık
Ürünleri AŞ Personelinin Görevde
Yükselme Yönetmeliği'nde değişik-
likler yaptı.Önceki yönetmeliğin
7'nci maddesi "Sınavsız Atama"
başlığını taşıyordu ve kurumdaki
görevlere sınavsız atamalann nasıl
gerçekleşeceğini belirliyordu. Buna
göre, diğer görevlerde olduğu gibi
"müşavir" ve "başuzman" kadrola-
nna atanmak için de 657 sayılı Dev-
let Memurlan Yasası'nda öngörülen
"ayhktan kesme" ve "kademe ilerle-
mesinin durduruhnasr cezalanna
çarptınlmamış olmak gerekiyor-
du.Ancak yapılan değişikhkle
müşavir ve başuzman kadrolanna
atanabilmek için aylıktan kesme ve
kademe ilerlemesinin durdurulması
cezalanna çarptınlmamış olmak
koşulu ortadan kaldınldı.
Türkiye Kamu-Sen, Türk-iş ve Memur-Sen hükümeti eylemlere saygı duymaya çağırdı
SendikalarKESK'e sahip çıktıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kızı-
lay'da geçen hafta sonu eylem yapan KESK'e
polisin şiddet kullanması, mitinge katdan-
İann da "bölücülükle" suçlanması, sendi-
kalann tepkısıne neden oldu. KESK'e sa-
hip çıkan sendikalar, hükümeti toplumsal
tepkiyi yansıtan eylemlere saygı duymaya
çağırdı. Hükümetle toplu görüşme-
leri sürdüren Türkiye Kamu-Sen'in
genel başkanı Bircan Akyıkhz, em-
niyetin, Kızılay'ın yasal miting ala-
nı olmadığı yönündeki açıklamasına
karşı çıkarak "Eyleminyerivezama-
nımsınıriarnakyerineeylerninneden-
lerini arastırsınlar" dedi.
KESK'in toplu görüşme masasından
çekilmesinden sonra hükümetle müzaka-
releri sürdüren Akyıldız, iktidara uyanda
bulundu. Kamu çalışanlannın tepkileri-
nin şiddet kullamlarak önlenemeyeceği-
ni belirten Akyıldız sunlan söyledi: "Hü-
kümet, tepkikri ortadan kakhrmak istiyor-
sa memurlann ekonomik beklentilerine
yanıt vermesi gerekir. Toptanb ve gösteri
yürüyüşüne ilişkin yasaya dayanarak de-
mokratik haklar engeüenemez. Demok-
ratik haklann kullanımındaki okaruklan
yasal düzenleme > aparak gidersinler. Fa-
• Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Akyıldız,
kamu çalışanlannın tepkilerinin şiddet kullanılarak
önlenemeyeceğini belirterek "Hükümet, tepkileri
ortadan kaldıımak istiyorsa memurlann ekonomik
beklentilerine yanıt vermesi gerekir" dedi.
mak kaydıyla demokratik tepkikrin orta-
ya konması. memurun en doğal hakla Hü-
kümet, eyleme kaölanlan bölücüJükle suç-
luyor. Herkesi bölücü potasına koymaya
kbnsenin hakkı yok."
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Ak-
su ise hükümeti memuru ciddiye almamak-
la suçlayarak, "Önemimizi sadecese-
çim dönemlerindedeği,akmümıaçö-
zerek fark etmeHter" dedi.
SHP Genel Sekreteri Fflai Sağiar,
hükümetin hak arayan memurlara te-
rörist muamelesi yapmasınm anti-
demokratik zihnivetin vansıması ol-
rurayı çahşanlara çıkarmasınlar."
Türk-Iş Genel Başkanı Salih Kıhç da ey-
lemlerin dayanağı olduğunu kaydetti. Top-
lumsal tepkiyi yansıtöğı için eylemlere say-
gı duyulrnası gerektiğini belirten Kılıç, tep-
kisini şöyle dilegetirdi: "Bunlankınamak,
yermek,yakışıkahnaz.Yasalsınırlardakal-
duğunu belirterek, "AKPkendi iktidanuğ-
runa toplumsal banşı tehdit etmektedn-"
dedi. Sağiar, hükümetin istifa etmesini is-
tedi. Hükümetin uyum paketlerini yaşama
geçiremediğini kaydeden Sağlar, "Cum-
hurrvet tarihinde hiçbir iktidar bu kadar
sorumsuz davranmamıştır'' dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Türkiye'nin Kuzey Irak'ta ne yap-
mak istediğini anlamak mümkün de-
ğil. Hükümet bu konuda ne düşünü-
yor, onu da bilmiyoruz. Ancak yıllar-
dan beri Kuzey Irak'ta konuşlanan
güvenlik ve istihbarat güçlerinin ken-
dilerince birsiyaset geliştirdikleri an-
laşılıyor. Şimdi bunun ne olduğunu el-
deki verilere göre saptamaya çalışa-
lım:
Kuzey Irak'ta Türkmenler, Türki-
ye'nin temel müttefiki olarak benim-
senmiş durumda. Türkmenlerin ora-
daki varlığı, hakları ve örgütlenmele-
ri çok açık bir şekilde "milli mesele"
olarak sayılmaya başlandı. Gazete-
lerdeki haberlere ve yorumlara bakar-
sak, bunu böyle değerlendirebiliriz. Ta-
bii, bu bakış açısının askeri olarak
nasıl bir arka plana sahip olduğunu
tam olarak bilmiyoruz. örnegin Türk-
menler silahlandırılıyorlar mı? Aske-
ri eğitimden geçiriüyorlar mı? Yıllar ön-
ce Türkiye'nin bu konuda bir örgüt-
lenme içinde olduğuna dair haberier
Kuzey Irak'ta Türkmen Kartı?
çıkmıştı. Süleymaniye'de "çuvalge-
çirme" olayında dafürkmenlerle iliş-
kinin bir rolü olduğu anlaşılıyordu.
Son Kerkük gösterileri sırasında
Türkmenlere ateş açılması ve bazı
Türkmenlerin yaşamını yrtirmesi, Tür-
kiye'de büyüktepkiyle karşılandı. Ül-
kücüler ve ADKF gibi örgütler, peş-
mergeler aleyhinde gösteriler yaptı-
lar. Barzani ve Talabani posterieri ya-
kıldı.
Türkiye, Türkmenlerden yana ağır-
lığını koydukça, Kuzey Irak'taki Kürt-
lerie olan ilişkiler de gerginleşmeye
devam ediyor. Bu gerginlik nereye
kadar gidebilir? Kuzey Irak Kürtleri,
Irak'ta ABD'nin en yakın müttefiki ol-
maya devam ediyorlar. Kuzey Irak'ta
egemen güç olarak variıklannı sürdü-
rebiliyorlar. Bölgenin en örgütlü ve
kalabalık topluluğu olarak Kürtler,
ABD'nin bu zor koşullarda vazgeçe-
meyeceği bir öneme sahipler.
Türkiye, ABD'yi "Ya bizimle işbir-
liğiyap ya Kürtleıie" diye bir ikilemin
içine sokabilir mi? Türkiye'deki bazı
çevreler, bunu sürekli gündeme ge-
tiriyorlar. Şimdi Irak'a ABD'ye destek
amacıyla gönderilmesi gündemde
olan asker konusu da bu tartışmayı
canlandırtyor. Son günlerde emekli-
ye aynlan bazı paşaların sözlerinde
de bu yöndeki imaları görüyoruz.
Ecevrt, Mehmet Ağar gibi politika-
cılar da Kuzey Irak'a bir an önce gir-
mekten yana bir eğilimi ifade ediyor-
lar.
•••
Türkiye, yıllarca Kuzey Irak'taki Kürt
gruplanyla dengeli ve dikkatli bir iliş-
ki sürdürdü. Zaman zaman sorunlar
çıksa da bu ilişkiler istikrannı korudu.
ABD işgalinin gündeme gelmesin-
den bu yana Kuzey Iraklı Kürt grup-
lanyla Türkiye'nin ilişkileri eskisinden
daha kötü bir noktaya geldi. Türki-
ye'nin Kuzey Irak'ta eskisi gibi rahat
hareket edememesi, Türkiye'nin Türk-
men kartına sarılmasını beraberinde
getirdi.
Türkiye'nin bu kartı giderek daha
sert ve zorlayıcı bir şekilde gündeme
getirmesi ne kadar akılcı? Bu konu-
yu şimdiye kadar kimse tartışmadı.
Türkmen kartı, Türkiye için gerçek-
ten geleceği olan bir kart mı? Gele-
ceğin Irak yönetiminde de Kuzey
Irak'ta da Türkmenlerin ciddi birağır-
lık yaratmalan mümkün mü? Türk-
menlerin sayıları konusunda çok çe-
şitli iddialar bulunuyor. örnegin Ku-
zey Irak'taki Türkmen nüfusunun Kürt-
lerle ve Araplarla kıyaslandığında çok
az olduğu belirtiliyor. AyncaTükmen-
lerin ne kadarının Türkiye'yle işbirli-
ği istediği, ne kadannın Kürtlerle bir-
likte hareket ettiği de tam olarak bi-
linmiyor
Şurası bir gerçek ki, Türkiye'nin
bütünlüklü ve geleceğe yönelik bir
Kuzey Irak politikası olduğu çoktar-
tışma götürür. Daha çok güvenlik
güçlerinin belirtediği, dünya ve böl-
gesel güçleri hesaba katmayan birsi-
yaset izleniyor gibi.
•••
Türkiye'nin Kuzey Irak'ta ikircikli
birsiyaset izlemesi, elini kolunu bağ-
layan ve ABD'ye teslimiyeti arttıran
bir etki yapıyor. Irak'a asker gönder-
me tartışması sırasında, gönderme
yanlıları da bu ikircikli duruma dikkat
çekerek "Haydi Irak'a" çağrılan ya-
pıyorlar. Türkiye'yi ABD ne isterse
yapsın diye zoriuyorlar.
Türkiye, Kürt sorununu bir banş ve
demokrasi sorunu olarak kabul etme-
dikçe, Irak konusunda bağımsız bir
siyaset geliştirmesi de çok zor. Türk-
men kartı tercihini kim yaptı? Bunun
Türkiye'ye ne yaran var? Tartışalım.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN Y1LDIZOĞLU
Kötü Kopyalar...
"Vatan toprağı" tartışmaları içinde doğum yap-
mayabaşlayan, imparatorluk, büyükdevlet'lan-
tezilerini ibretle izlerken Dışişleri Bakanı Gül'ün
"Türkiye'nin stratejik çıkarlan, Anadolu'ya hap-
sedilemez" sözlerini okuyunca birden jeton düş-
tü: Artık bizim de "Neo-con"lanmız (Yeni- muha-
fazakârlanmız) var!
'Amerika'ya özgü bir eğilim'
ABD'nin küresel imparatoriuk projesinin arkasın-
dayatan "Neo-con" hareketinin, "manevi baba-
sı" Irving Kristol'un editörlüğünü yaptığı The We-
ekly Standard dergisinde, "The Neoconservati-
ve Persuasion" (Yeni-Muhafazakâr Eğilim) başlık-
lı biryazısı yayımlandı. "Neo-con" hareketin mo-
dern bir demokrasiyi yönetmeye uygun muhafa-
zakâr bir yaklaşım ararken oluştuğunu açıkladık-
tan sonra Kristol, şu saptamayla yazısına devam
ediyor: "Hiç kuşku yok ki Yeni- muhafazakâr si-
yaset ABD'ye özgü bir eğilim. Avrupa'da Yeni-
muhafazakâriığa benzer bir şey yok". Peki na-
sıl oluyor da bu ABD'ye özgü eğilim bizde de or-
taya çıkıyor? Bu sorunun cevabı, aşağıdadeğine-
ceğim gibi, ülkenin yazarçizertakımı arasında ne-
redeyse bir yüzyıldır yaygınca rastlanan bir "has-
tahkla" ilgili.
Ama önce Kristol'un yazısını biraz daha okuya-
lım. Kristol'un, ABD ekonomisinin sorunlanna iliş-
kin satıriannı hızla geçip, bizi doğrudan ilgilendi-
ren dış politika ve "ulusal çıkar" üzerine savları-
na gelince şu ilginç saptamalarla karşılaşıyoruz: "Bü-
yük bir güç için ulusal çıkar... asla coğrafi bir
kavram değildir. Daha küçük uluslar, haklı ola-
rak, ulusal çıkann ülke sınıriannda başladığı-
nı ve bittiğini, dış polrtikalannın hep savunma
aşamasında kalacağını düşünebilirler. Daha
büyük ulusların daha geniş çıkarlan vardır;
kimlikleri ideolojiktir, ister istemez ideolojik çı-
karlara da sahiptirler". (abç)
Kristol diyorki, "Tüm bunların (tezlerin - E.Y.)ar-
kasında, ABD'nin diğer uluslann karşısında... ina-
nılmaz bir askeri üstûnlüğe sahip olduğu gerçeği
yatıyor". Son olarak, Kristol'un Yenı-muhafazakâr
hareketin, 1970'lerde düş kırıklığına uğramış libe-
ral (Amerika bağlamında bu, sol anlamına geliyor)
aydınlardan kaynaklandığını yazdığını da aktara-
lım.
O bildik hastalık
İmparatoriuk hayali, "başkalannın toprağınagöz
dikme", "ülke sınırlarını aşan ulusal çıkar" kavra-
mı, sosyalizm ve siyasal islam gibi bireyi, para ve
mal edinmenin ötesinde, kendinden büyük bir
amacın içinde anlamlandıran akımlardan düş kı-
nklığına uğrayarak bu noktaya gelmiş olmak gibi
benzerlikler sizin de dikkatinizi çekmiştir. Ancak iki
önemli fark yüzünden bizimkiler kötü bir kopya ol-
maya mahkûmlar: Birincisi, bizimkiler "ideolojile-
rin sonu" fantezisiyle oynayadursunlar, Kristol,
ABD'nin ideolojik kimliğinden ve çıkarlarından;
bunlar için (kendi çıkannın ifadesi olan dünya gö-
rüşünü egemen kılmak için) savaşacağından söz
ediyor. Ikincisi, Türkiye ekonomik olarak borçları-
nı ödeyemez, askeri olarak da Süleymaniye'de iti-
lip kakılır bir coitus interraptus yaşarken Kristol, dün-
yanın en zengin ülkesinde ortaya çıkan "Neo- con "
hareketin, imparatoriuk projesine, diğer bir deyiş-
le başkasının toprağına göz dikmeye, kendi görü-
şünü dayatmaya kalkmasına olanak veren bir ra-
kipsiz askeri güce gönderme yapıyor. Peki bizim-
kilenn, bu farklara rağmen imparatoriuk hayali gör-
mesi nasıl açıklanabilir?
Para hırsı ve korku gibi "bayağı" gerekçeleri bir
kenara bırakır, ABD'nin ideolojik çıkar dediği şeyi
de dikkate alırsak, "bizden" bir şey olmayacağı-
na bir kez karar verdikten sonra, yüzünü "Batı 'ya "
(bu Avrupa, ABD olabilir, eskiden SSCB de olabi-
liyordu) çevirmiş olanlar arasında sık rastlanan,
sanınm kökleri de 19. yüzyıla kadar uzanan bir
hastalıkla karşılaşırız. Yüzünü "Batı"ya çevirmiş
olanlann birkısmı giderek "6af/"ya, Türkiye'den bak-
tıklarını unutmaya ve "Baf/"dan Türkiye'ye doğru
bakan gözün "bakışını" benimsemeye, ülkeyi bu-
nunla görmeye başlıyorlar. Bir kez, ülkeden ken-
dilerine bakan gözleri unutup, dışandaki bakışın et-
kisi altına girince de, o bakışın çıkannı ifade eden
ideolojiyi benimseyerek savunmaya başlıyorlar,
tıpkı bugün, gözlerini ABD'ye dikmiş olanlann ora-
dan kaynaklanan bir siyasi hareketi, bu hareketin
ABD'nin ulusal çıkarian olarak gördüğü şeyin böl-
gemizdeki izdüşünümü benimsemeye ve savun-
maya başlamış olmaları gibi...
Tekirdağ F Tipi Cezaevi
Tutukluya
şiddet iddiası
Istanbul HaberServi-
si- Insan Haklan Derne-
ği'nin(ÎHD), Tekirdağ F
Tipi Cezae\i raporun-
da, tutuklu ve hüküm-
lülerin sayım ve arama
sırasında infaz koruma
memurlannm saldınsı-
na uğradığı belirtildi.
IHD Cezaevleri Ko-
misyonu üyesi a\oıkat-
lar, Tekirdağ F Tipi Ce-
zae\i'ndeki izlenimleri-
ni içeren "gözlem rapo-
ru"nu açıkladı. Raporda,
cezae\indeki tutuklular
CihatÖzdemir,ABHay-
dar Saygıh \ e HabipAk-
kaya'nın fiziki saldınya
uğradıklan beiirtilerek
şöyle denildi: "Cezae\i
l.müdürübizepersonel
hakkında soruşturma
başbûldığırubiklinlLŞid-
dete maruz kalan tutuk-
lular ise saldınyla ilgili
verdSderiüçsuç dıryııru-
sunun kayrt edilmediği-
ni ve savcıhğa yansınl-
madığıruifedeeni'' İHD
Genel Merkez Yönetim
Kurulu üyesi Kamber
Erkoçakve avukat Gül-
seren Yoleri ile cezaevi
komisyonu üyesi avu-
katlar DenizTunave Ah-
met Tamerin cezae\in-
deki uygulamalarla ilgi-
li izlenımleri şöyle:
"Cezaevinde görüştü-
ğömüzsorumhı düzeyde-
ki göre\ Bler art niyetli
değiller. ancak pasiflik
içinde kanyoriar. Bu da
cezaevi koşullannın
olumsuzlaşması yönün-
de ciddi bir tehdit unsu-
ru anlamına gelmekte-
dir. YetkiKkrsorunun tu-
tukhı ve hükümlülerin
tecrit edilmesinden kay-
naklandığını da kabul
ediyorlar. Bu koşullar
içinde huzursuzluldann
var olmasıru doğal kar-
şdrvvrtar. Yinede tecritin
büvükoranda nıtuklula-
nn kendi rutumundan
kaynakh olduğunu dü-
şünüyorlar."