06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SA/FA CUMHURİYET 30 TEMMUZ 2003 ÇARŞAMBA HABERLER Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu'nun, 'sağlık, sosyal güvenlik, özelleştirme' alt komisyon raporu: ÖÖzelleştirmetalana döndüANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Yolsuzluklan Araştırma Ko- ınisyonu, -sağlık sosyal güvenlik ve özeBeştirme" alt komisyonu raporun- da, sağhk ve sosyal güvenlik sektör- lerindeki yolsuzluklann hâlâ devam et- tıği belirtildi. Raporda sağlıkta her geçen gün yeni yolsuzluk usullerinin ortaya çıktığı belirtilirken sosyal gü- venlikte de düzeltilen yapının kamu ihale yasasıyla yeniden "tepetaktak" olduğu ifade edildi. AKP Milletvekili Hamza Albayrak ile CHP Milletvekili Kemal Kıhçda- roğhı'nun imzasını taşıyan yolsuzluk alt komisyonu raporunda mevcut hü- kümetin gerçekleştirdiği Albayrak- lar'a satılan SEKA Balücesir ve Mil- li Gazete'ye satılan SEKA Aksu gibi Kacak elektrik krizi • AKP Milletvekili Hamza Albayrak ile CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun imzasım taşıyan yolsuzluk alt komisyonu raporunda, "özelleştirme geliri, özelleştirilen kurumlann sadece arsalannm bedeli dahi olamamakta" ibaresi kullanıldı ve "yapılan her özelleştirmenin ayn bir yolsuzluk skandalı olarak karşımıza çıktığı" saptamasında bulunuldu. özelleştinneler de dolayh olarak eleş- tirildi.Raporda isim verilmeksizin "özefleştirme geüri, özeHeştirilen ku- rumlann sadece arsalannm bedeli da- hi olamamakta" ıbaresı kullanıldı ve "yapılan her özelleştirmenin ayn bir yokuzhıkskandalıolarakkarşmnzaçık- tığT saptamasında bulunuldu. Raporda "yolsuzluğunboyutveet- küeri" şöyle anlatıldı: 1/ Sağhk; Ülkemizde sağlık sistemı çözüm getirilemeyen yoğun talebin bulunduğu, son derece karmaşık. han- tal, çok başh ve koordinasyonsuz bir görünüme sahiptir. Bu karmaşa için- de torpil, rüşvet ve yolsuzluk alabil- diğine uygun ortam bulmakta, gerek- li tedbirler alınamadığı için de her ge- çen gün yenı yolsuzluk usullen orta- ya çıkmaktadır. Sağlık sektöründeki fi- nans kaynağı, birçok kişi, şirket ve ku- ruluşun iştahını kabartmakta, sistem- sizliğin yarattığı kirlenme güçlü bir çıkar sektörü yaratmış durumdadır. V Sosyal güvenhk; Sosyal Sigorta- lar Kurumu maaş baglamaya esas bil- gileri elektronik ortama sağlıklı bir şekilde aktaramamıştır. Bunun sonu- cu olarak pek çok kez maaşlarda mü- kerrerlik, fazla ödeme, hak sahibi ol- mayana ödeme gıbi yersiz ve usulsüz uygulamalarla karşılaşılmaktadır. f/ SSK, Kamu İhale Kanunu yürür- lüğe girene kadar ürerici firmalardan yapılan alımlar ile piyasa fıyatlannın yüzde 40 eksiğine ilaç ahmlan müm- kün olabilmekteydı. Ancak yasa ile ilaç alımlanna ihşkin oturmuş sistem tepetaklak olmuş, böylelikle indirim- lerden vazgeçilmenin yanında, depo- cu kânnın da fiyatlara eklenmesi gi- bi bir sonuçla karşılaşılmıştır. • ÖzeDeştirme: Istihdama ve ülke ekonomisine katkıda bulunacak al- ternatif özelleştirme yöntemlerinin geliştirilememesi gibi uygulamayan- lışlıklan nedeniyle özelleştirme geli- ri, özelleştirilen kurumlann sadece arsalannm bedeli dahi olamamakta, birçok kuruluşun faaliyetlerine özel- leştirme uygulamalannın ardından alıcılar tarafindan son verilerek arazi ve arsalan değerlendirilmekte, bazı kârlı kuruluşlar ise alıcılann uygula- dığı politikalar sonucunda zararlı ku- ruluşlara dönüşmekte ve yapılan her özelleştirme ayn bir yolsuzluk skan- dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Siyasiler TEDAŞ'tan elini çeksin • Kaçak elektrikle mücadele ettiği için tehdit telefonlan alan TEDAŞ Müdürü Necati Hançerlioğlu'na EMO'dan destek geldi. Mersin EMO Şubesi Başkanı Kamer Gülbeyaz, bazı çevrelerin strtlannı siyasilere dayayarak yıllardır kamuya ait elektriği ücretsiz kullandıkJannı belirtti. MERStN (Cumhuriyet) - Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Mersin Şubesi Başkanı Kamer Gülbeyaz. bazı siyasetçilerin kaçak elektrik kullanan yandaşlannı kollamak için TEDAŞ görevlilerine baskı yaptığını savundu. Bazı eski milletvekillerinin siyasi kaygılarja TEDAŞ'ı kullandığını iddia eden Gülbeyaz. "Siyasikr eUerini TEDAŞ'tan çekmeüdir" dedi. Kamer Gülbeyaz, basın toplantısında kaçak elektrikle mücadele ettiği için tehdit telefonlan alan TEDAŞ Müdürü Necati Hançerlioğlu'na destek verdi. Bazı çevrelerin sırtlannı siyasilere dayayarak yıllardır kamuya ait elektriği ücretsiz kullandıklannı belirten Gülbeyaz, siyasilerin TEDAŞ'ı siyasi çıkarlara alet ettiklerini vurguladı. Gülbeyaz şöyle konuştu: 4 Baskı bugün de devam ediyor' "Oy için TEDAŞ'ın olanaklannı kuDanddar, israf ettikr. TEDAŞ görevüleri üzerinde baskı kurdular. Bugün de bazı eski Mersin milletvekillerinin kaçak elektrik kullanan yandaşlanna destek çıkmak adına TEDAŞ görevlilerini tehdit ettiğini biliyoruz. Siyasetçiler eDerini TEDAŞ'tan çekmeB, çahşanlara rahat bir çahşma ortamı sağlannıalıdır." Kaçak elektrik kullanan yandaşlannı koruyan politikacılan teşhir edeceklerine dikkat çeken Gülbeyaz, 3 yıldır elektriğe ücret ödemediği saptanan Ticaret ve Sanayi îl Müdürlüğü yetkilileri haİckında da yasal işlem yapılmasım talep etti.Mersin Vali Yardımcısı Mehmet Demir'in, olayın ortaya çıkmasının ardından "Sonınlar kurumlar arasmda çözûlebiHrdi" açıklamasını arumsatan Gülbeyaz. "Ticaret ve Sanayi Ü Müdürlüğü, Sayın Vati Yardımcısı'nın belirttiği gibi deviet değildir. Devletin bir kurumudur ve kurumun çalışanlan kaçak elektrik kullanmıştır. Sayın Vali Yardımcısı'nın nıanDğı hırsıznğa prim vermektir" diye konuştu. KemalKayacan mezarı başında anıldı Emekü Oramiral Kemal Kayacan, ölümünün 11. yıktönümünde Edirnekapı Şehitüği'ndeki mezan başında anıku. L ğradığı sUahh sakün sonucu 29 Temmuz 1992'de yaşamını yitiren Kayacan'ın anma törenine, emekn" Deniz Kuvvetleri Komutanı trfan Deniz, emekB Koramiral Nejat Serim ve emeldi Koramiral AtiDa Kıyafın yanı sıra ailesi, dostian ve çahşma arkadaşjan kaokb. Yapılan saygı duruşunun ardından başlayan töreru Kayacan'm bhografisinin ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Alpkaya'nın gönderdiği mesajuı okunmasuun ardından son buldu. Alpkaya, mesajmda "Ülkemize unutubnaz hizmetler vermiş olan Orgeneral Kemal Kayacan'm şehit edflişinin 11. yridönümünde onu kaybetmenin büyük üzüntüsünü taşımaktayız" ifadekrine yer verdL Kıbns Bans Harekâü'na da kaülan Kayacan, bir dönem CHP Ankara mflletvekilBği de yapmışu. (Fotoğraf: EVRİM KAYA) Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, Tîme'ın sorularını yanıtladı: Siyasi linç uygulanıyor Haber Merkesi - Son sa- yısında Uzan ailesine üç sayfa ayıran Time dergisi- ne konuşan Genç Parti Ge- nel Başkanı Cem Uzan, Tel- sim'in Motorola'ya olan borcunu ödemeyeceklerini hiçbir zaman söylemedik- lerini iddia etti. Uzan, "Pe- ki ne zaman ödeyeceksniz" sorusunu ise -Davanın so- nuçlanmasını beklememiz laanT dıyerek yanıtladı. Uzan Time muhabirine verdiği röportajda. u Her- kes bunun siyasi bir linç et- me okhığunubfliyor. Dünya- daBaşbakanErdoğan'mbe- nim ailemeyapoldannısize yapabilecek başka bir ülke yoktur" yorumunu yaptı. Aleyhlerinde alınan karar ve uygulanan cezalarla imajlanrun lekelenmesinin amaçlandığım savunan Uzan. "Bunda da başarüı oldular" dedi. Yurtdışındaki mal varh- ğının dondurulması konu- sunu "BunlarMotorola'ya gerekeni karşüamaz. Ayn- ca malvarlığımızın yüzde 99'u Türkiye'de" dıyerek yanıtlayan Uzan, muhabiri- n "Yüzde 99'u mu" diye şaşkınlığını ifade etmesi üzerine ise "Tamam, öyle değilse viizde 98T dedi! Uzan, IMF'ye karşı olu- şuna ise şöyle açıklık ge- tirdi: "Benfürkij'e'nineko- nomisinin EMF obnadan da yenidenyapüandmlabflece- ğinibffiy&rum." Cem Uzan, • Star Grubu televizyonlan önceki gece yansından itibaren 1 ay süreyle durdurulurken, Genç Parti lideri Cem Uzan, Time dergisine verdiği demeçte "Herkes yapılanlann siyasi linç olduğunu biliyor" dedi. Itarya Başbakanı SflvioBer- lusconi'ye benzerilmesine yönelik soruya ise "Bir ör- nek olmadığını söykmiyo- rum ama 0, ülkenin başba- kanı" şeklinde yanıt verdi. Star yayınlan 1 ay yok Öte yandan, Uzan ailesi- nin sahip olduğu Star Gru- bu televizyonlannın yayın- lan önceki gece yansı 00.00'dan itibaren 1 ay sü- reyle durduruldu. Star TV, Star Max, Kanal 6/ Anado- lu TV, Star 6 ve Star 8 RTÜK'ün karannı şu anons- la duyurdu: "Yayınınuz, Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan'ın Bursa mitin- ginin 13 Haziran 2003'te canh, 14-15Haziran 2003te banttanyayımlanan ana ha- ber ve ara haber bültenleri- nin 3984 Sayüı Kanun'un 4756 Sayıh Kanun'la deği- şik4. maddesmin (c) bendin- de beürlenen' Yayıncılığın gerek yayın organı, gerek- se hisse sahipleri ve 3. derece dahil olmak üzere, 3. dereceye kadar kan ve sıhri hısımlan veya bir başka ger- çek veya tüzelkişınin hak- sız çıkarlan doğrultusunda kullanılmaması' ilkesinin ihlal edilmesi nedeniyle KTÜK'ün 3.72003 tarüui topiannsmda ahnan kararry- la, 1 ay süre>1e kapanlmış- tir." Star Grubu TV'lerinin karara itiraz etme çabalann- dan ise sonuç alınamadı. 32 kişi sorguda BOTAŞ'ta yeni gözaltdar • Bursa'da başlatılan ve Ankara, lzmir ve Eskişehir'e yayılan BOTAŞ'taki yolsuzluk operasyonu kapsarrunda, kurumun îzmir bölge müdür yardımcısı da gözaltına alındı. Dün serbest bırakılan 2 kişi hakkında da gıyabi tutuklama karan verildi. BURSA (Cumhuriyet) - BOTAŞ'ta yaklaşık lOOtrih/on liralık yolsuzluk yapıldığı iddıasıyla Bursa Emniyet Müdürlüğü'nce başlatılan ve Ankara, îzmir. Eskişehir'e yayılan operasyon yeni gözaltılarla sürüyor. Aralannda Eskişehır Gaz Dağıtım AŞ (ESGAZ) Genel Müdür Yardımcısı Gûrsel Yagan'ın da bulunduğu 32 kişinin sorgusuna de\am edilirken BOTAŞ Izmir Bölge Müdür Yardımcısı Efendi Bingöl (38) tzmir'de gözaltına almarak Bursa'dan gelen Mali Büro Amirliğı ekibine teslim edildi. Polısteki sorgusunun ardından çıkanldığı mahkeme tarafindan serbest buakılan tahsildar Şölen Çekbi (Yayan) ve Mali Işler Müdürü Mehmet Aydm haklanda ise gıyabi tutuklama karan çıkanldı. 700 dosya incelendi Gıyabi tutuklama karannın ardından Şölen Çelebi ve Mehmet Aydm, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nce yakalanarak cezaevme gönderildi. BOTAŞ'ın 700'e yakm dosyası ve hesaplannın incelenmesinin ardından, 70 milyon metreküp doğalgazın hesaplara geçirilmeyerek kaybolduğu, yolsuzluk rakamının da 100 trilyon lirayı bulduğunun belirlenmesi üzerine başlatılan operasyonda, Bursa'dan 20, Ankara'dan 5, Eskişehir ve Izmir'den de 1 'er kişi gözaltma alındı. Bu arada Bursa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce yürütülen operasyonda, gözaltma almanlann sayısmın 32'ye yükseldiği öğrenildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Star Grubu'nun bütün kanallannın toptan 1 ay kapatılmasına basın öz- güıiüğünü kökten zedelediği için kar- şıyım. Uzan Grubu'nun siyasi çizgi- sini, yayıncılıkta izlediği yolu kesin- likle onaylamıyorum. Mesleğin etik değerlerini belki de en çok ihlal eden grup Uzan Grubu. O yönüyle biz ga- zetecilerin mücadele etmeleri gere- kiyor. Ancak ne yazık ki medya için- de aşın tekelleşme nedeniyle eleşti- ri mekanizması işlemiyor. Uzan Grubu'nun böyle davranma- sı başka şey, RTÜK isimli kurumun bir infaz müessesesi olarak çalışma- sı başka şey. Şu anda Star TV Gru- bu'nun tüm çalışanlan zor durumda. Onlar bizim meslektaşlanmız. Patro- nun onlara bir ay ücretsiz izin verdi- ği söyteniyor. Yani sonunda kabak ça- lışanların başına patlıyor. Asıl sakatlık, RTÜK Yasası'nın uy- gulanamaması. Yürüriükteki yasaya göre herhangi bir TV ya da radyonun Star TV'lerinin Kapatılmasına Karşıyım... mülkiyetinin yüzde 10'una sahip olan bir kimse, devlet ihalelerine giremez. Gelin görün kı, Türkiye'deki bütün devlet ihalelerine neredeyse TV ve radyo sahipleri giriyoriar. Bu yasa fi- ilen yürürlükte değil. Uzan Gaıbu da devlet ihaleleriyle en çok ilgilı gruplardan. Ellerindeki medya gücünü de bu amaçla kullan- dıklan konusunda kimsenin şüphe- si yok. Ertuğrul Özkök geçenlerde, "Zarareden gazete ve TV'lerneden yayınlanna devam ediyor" şeklinde bir soru sormuştu. Yerinde bir so- ruydu. Ancak bu soruyu belki dö- nüp kendi grubu için de sorması ye- rinde olurdu. Bütün Doğan Grubu gazete, TV ve dergileri kâr mı ediyor- lar? Türkiye'de medya asıl olarak bir ik- tidar gücü olarak kullanılıyor. Büyük medya devleri, ellerindeki yayın gü- cüyle siyasi iktidariar üzerinde bas- kıoluşturabiliyorlar. Basının biryönüy- le baktığımız zaman bir baskı gücü oluşturması gerekiyor. Ancak bu bas- kı gücü, mensup olduğu tekelin çı- karları için kullanıldığı zaman, asıl amacından sapmış oluyor. Yeniden başa dönersek, RTÜK'ün Star Grubu'na uyguladığı yasakçı mantık baştan aşağı yanlış. Ancak, bugün bu konuda basın özgürlüğü- nü anımsayanlar unutmasınlar ki, RTÜK yıllardır bu ülkede bunu yapı- yor. özellikle yerel radyo ve TV'ler bu kurumun giyotini altında. Bir yıl, altı ay kapatılan radyolar, TV'ler biliyo- rum. Büyük medyaya daha az ilişi- yorlar ve onlara karşı nispeten daha dikkatli davranıyorlar. Sahipsiz ve sesi çıkmayan taşra radyo ve TV'le- ri bu kurumun aşın yetkilerinin kur- banı durumunda. Birçok radyo ve TV, bu aşın karartma kararlan nede- niyle iflas etti, çalışanlan ortalıkta kal- dı. O zaman ne Star Grubu bunu dert edindi ne de başkası. RTÜK'ün yet- kilerini, yargısız infaz kurumu gibi ça- lışmasını ciddi bir şekilde tartışmalı- yız. Uzan Grubu, medya çalışanlan içinde de pek sevilmez. Ağır bir şe- kilde cezalandırılması bazılarını se- vindiriyor olabilir. Bu konularda ilke- sel davranmalıyız. Kimeyapılırsaya- pılsın bu türyasakçılığa karşı çıkma- lıyız. O zaman şöyle bir soru gündeme gelebilir: Saldırgan yayıncılığa karşı yurttaşın hakları nasıl korunacak? Yurttaşa yönelik saldırgan yayıncı- lık, özel yaşamı hedef alan yayıncı- lık pek cezalandınlmıyor ki. Bu kez direkt iktidan ve başbakanı hedef al- dıklan için, kuvvetliye çattıklan için başlan belaya girdi. RTÜK'ün zaten özel yaşamı koru- mak gibi bir derdi yok ki. Bu ülkede sıradan yurttaşın medya karşısında hiçbir hakkı ve hukuku olduğunu söy- ieyemeyiz. Bırakın sıradan yurttaşla- rı biz gazeteciler bile zaman zaman birçok haksız saldınya uğruyoruz ve kendi hakkımızı bile savunamıyoruz. RTÜK'ün uygulama ve anlayışı top- tan değiştirilmelidir. Kerameti ken- dinden menkul bir grup insan med- yayı hizaya sokmak gibi bir yetkiyi kendi elindetutmamalı. Basının ken- di kendisini denetleyeceği kurumlar yaratılmalı. Tabii en önemlisi gazete- ciler örgütsüz. Kendi haklannı, hukuk- lannı arayacak bir güce sahip değil- ler. Sırası gelmişken RTÜK'ün yet- kilerini yeniden tartışmakta yarar var. GLOBALPOLİTÎKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Üç Garip Ölüm Biyolojik silah uzmanı ve silah denetçisi Dr. Kelly'nin Ingittere'de ve Saddam'ın iki oğlu- nun Musul'da gerçekleşen ölümleri, Irak'ın iş- gal edilmesiyle ilgili ne kadar "karanlık" bir sü- reçle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu. Türkiye'de hükümet işte bu sü- rece ortak plmaya çalışıyor. 'Ölü olarak ele geçirildiler' Bir fanteziye göre Irak halkı, Saddam'ın geri dönebileceğini düşündüğü için koalisyon güç- leriyle işbirliği yapmaya korkuyor. Irak'ın "yeni- den inşası" işte bu yüzden gecikiyor. "Saddam 'ın bir daha geri dönemeyeceği bir kanıtlanırsa..." diye devam ediyor fantezi, "dıreniş bitecek is- tikrar gelecek". Geçen hafta ABD Irak halkını Saddam'ın bir daha geri dönemeyeceğine ke- sin olarak ikna etme şansını yakaladı... Sad- dam'ın oğullan Uday ve Kusay Musul'da bir evde kıstırıldılar. Eski bir özel tim görevlisinin Newsweek dergisininsöyledığıgıbi, "Artıkbun- lar bir özel tim operasyonuyla ele geçihlebilir", halkının önünde teşhir ve rezil edilebilir, daha da önemlisi Saddam'ın saklandığı yerler bunlar- danöğrenilebilirdi. AmaABDgüçleri, elindeKa- laşnikof ve tabancadan başka silahlar olmayan Uday ve Kusay'ın bulunduğu binaya, 200 as- kerle, zırhlı araçlarla, füzelerle taarruz helikop- teıieriyle, ama nedense hedeftekileri etkisiz kı- lacak göz yaşartıcı bomba, "yumuşatıcı gaz" kul- lanmayı akıl edemeden saldırdı. Daha sonra operasyon komutanının "Bu gazlann çevreye zarar vermesinden korktuk" gibi garip bir ce- vap verdiğini, ABD askeri sözcüsünün ise "Ne- den canlı yakalamadınız" sorusunu ısrarla ce- vapsız bıraktığını gördük. Fransız dergisi Le Point için Saddam üzeri- ne bir yazı hazırlayan gazeteci Jean Guisnet'in Fransız televizyon kanalı France-3'e "Uday öl- dürüldüğünde teslim olma koşullannı görü- şüyordu" (Dawn, 24/07) demesiyse çok düşün- dürücüydü. YaABD, Irak'tadirenişini/caöu/ed/- lebilir bir düzeyde kalmak koşuluyla sürmesini çıkarına uygun buluyorsa? YaABD aslında Irak'ı yeniden inşa etmekyerine, yalnızca kendisi açı- sından kullanılabilecek bir "dağınıklıkta" tut- mayı planlıyorsa? Biliyorum bu saptamalartüm resmi açıklamalarla çelışiyor. Ama zaten Irak'ın işgaline yönelik önümüze konan, Irak'ta kitle imha silahlan, Nijer'den nükleer madde alma ça- baları gibi gerekçelerin hepsi fos çıkmadı mı? 11 Eylül'ü soruşturan Komisyon. Saddam ile El Kaide arasında değil ama FBI muhabirleriyle hava korsanları arasında bağlantı bulmadı mı? (New York Times, 25/07). David Kelly Blair hükümetinin Irak dosyalarında tehlikeyi abarttığına ilişkin BBC haberinin kaynağı olarak adı basına sızdırılan Dr. Kelly'nin, hem meclis komisyonlarında hem de gizli servis tarafindan özel bir evde sorgulandıktan hemen sonra Ox- fordshire kırsalında bileği kesilmiş biçimde ölü bulunması da Uday ve Kusay'ın "ölü ele geçi- rilmesi" kadar garip bir gelişmeydi. The Economist, Nevvsatesmen, Observer ve GuarrJan da birçok yorumcu "aşın strese bağ- lı intihar" saptamasını kuşkuyla karşıladı. Kelly'nin ölümünden bir gün önce bir dostuna gönderdi- ği e-mail'de "kimi karanlık aktörierin oyunla- rından" söz açmış olması da ilginçti. Hem SSCB'de hem de 37 kez Irak'ta silah denetçili- ği yapmış bir bilim adamıydı Kelly, fiziksel ve ruhsal olarak zor koşullarda çalışmaya alışıktı, stresten intihar edecek biri değildi. Dostian da Bahai gibi yumuşak bir dini benimsemiş, sorun- suz bir aile yaşamı, iki yetişkin kızı olan, torun bekleyen Kelly'nin intihar edecek tip olmadığı- nı söylüyordu. Istihbarat çevrelerini bilenlerin kafasını ise "Adı kamuoyuna açıklandıktan sonra, gizlı eve götürülerek iki gün sorguya çekilecek kadar önem verilen biri, nasıl evinden çıkıp da kırsalda tek başına 2 mil yürüdükten sonra bir tariada intihar edebilecek kadar, gizli servisin gö- zetiminden, korumasından yoksun bırakılabi- lir" sorusu kurcalıyordu. Peki üst düzey bir BBC yöneticisinin, üç hafta önce Newstatesmen si- yasi editörü Kampfener'e, "Haberin kaynağını öğrendiğimde, bunu sonuna kadar korumak zorunda olduğumuzu hemen anladım. Bu... dosyanın (tartışmalı dosya - E.Y.) hazırlanma- sına katkıda bulunmuş üst düzey bir görevliy- di" sözlerine ne demeli? Kelly 'dosya'nın ha- zırlanmasına katlmamıştı ki? Karşımızda ahlaki zeminden, uluslararası meş- rutiyetten yoksun, yalana, fıtneye (conspiration) dayalı, nasıl işlediği belirsiz, karanlık ve çok kan- lı ve sonu belirsiz bir süreç var. Bu karanlık ve belirsiz sürece, sömürgecinin zulmüne, fıtneye ortak olma çabasını anlamak olanaklı değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle