02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2003 CUMARTESİ HABERLER Melek Keçecioğlu, rüyasında gördüğü babasını dinleyerek 20 yıl ayn olduğu Türkiye'ye döndü Artıkülkesinin 'kraüçesi'• Iki milyon insanın haftada bir öğün yemek yediği, doğumlann değil, ölümlerin kutlandığı Afrika'da geçirdiği yıllar boyunca büyük ölüm tehlikeleri atlatan Melek Keçecioğlu, 20 yıldır ayn olduğu Türkiye'ye bir gün rüyasında babasını gördükten sonra dönmeye karar verdi. Keçecioğlu, Türkiye'de eğitim ve sağlık hizmetleri kapsamında yeni projeler hayata geçirecek. İPEKYTZDANİ -2- Melek Hanım en son Tanzanya'da öksüz AIDS'li çocuklar için bin ya- takh birhastane yaptırmaya başlamış. Şu anda bu hastanenin inşaatının bit- mesi için mücadele veriyor. Mısır'daki El Ahram gazetesi. Ke- çecioğlu hakkuıda bir kitap yayımla- mak istiyor. Keçecioğlu ise kitabın adı- nı kendisi koyması şartıyla bu öneriyi kabul ediyor. Keçecioğlu'nun adını "Benim dinim sevgktir" koyduğu ki- tap, bu yıl kasım ayında yayımlanacak. Maceralı Afrlka yılları Insanlara yardım etmeyi olduğu ka- dar "tehlikeyi ve macerayı da" sevdi- ğini söyleyen Melek Keçecioğlu, Af- rika'da geçirdiği yıllar boyunca çok çe- şitli maceralar yaşamış, büyük ölüm tehlikeleri atlatmış. Gana'da 7 yıl ön- ce Birleşmiş Milletler'in emrine ver- diği helikopterle bir bölgeye yardım götürijrken helikopterormanda çok bü- yük bir ağacın üzerine düşüyor. Ke- çecioğlu, olayın gerisini şöyle anlah- yor: "Aşağı baktığımda yılanlar, leopar- lar, bir sürü vahşi hayvan göriiyor- dum. O an öleceğimi diişündüm ve dua etmeye başladım. 'Tannm, ben bu ülkeye bu insanlara yardım etmek için geldim, neden bana böyle bir ölü- mü, ceiayı layık gördün, lütfen hayat- fa kalmamı sağla' diye dua ettim. O sırada ormanın kenanndaki yoldan geçen işçiler ağacın iistiinde heKkop- terigörmüsJer,gefipağaca ipatülar, be- ni kurtarduar." Keçecioğlu, Fildişi Cumhunyeti'nde büyükelçi olduğu dönemde bir gün cüzam hastalannı ziyaret etmek ve onlara ilaç götürmek için Lepra Has- tanesi'ne gitmek istiyor, ancak nehir- den kanoyla geçerken ftrtına çıkıyor ve ağaçlar devriliyor. Devrilen ağaç- lardan biri de kanoyu deviriyor ve ka- Keçecioğlu, bir pftonun, kan kokusunu izleyerek geldiği köyde yeni doğum yapmış bir kadının bebeğini yediğini gördükten sonra Burkj Nafaso'da kadın-doğum hastanesi yapürmak için büyükannesinin kendisine verdiği 500 bin dolarhk pırlanta yüzüğü satmış. Kahire Opera Evi, Keçecioğlu'nun çabasıyla 10 Haziran'da Türkiye'ye gelerek Bingöl dcpreminde zarar gören aileierüı çocukian ve Afrika'daki öksüzler yaranna bir gösteri düzenleyecek. nodaki herkes timsahlarla dolu nehre düşüyor. Keçecioğlu, bu kazadan da "şans eseri" kanonun korumalan ta- raftndan düzeltilmesi sonucu kurtul- duğunu anlatıyor. Keçecioğlu, Benin'de bir lculübede yatarken bırden sağ ayağına dünyanın en tehlikeli yılanlanndan olan siyah bir mamba yılanı dolanıyor. Melek Harum o anda ayağında bir soğukluk hissediyor ve annesinin kendisine söy- lediği "insan ölmeye başlayınca so- ğur" sözünü anımsayıp ölmeye baş- ladığını düşünüyor ve yine dua etme- ye başhyor. Yerliler kendisine "kesin- Hkle hareket etmemesini, aksi haide öleceğini'' söylüyor. Ardından kabile reisı gelip dua ediyor ve yılan Melek Hanım'ın ayağından çözülüyor. An- cak Melek Hanım, Tann'nın kabile re- isinden çok, kendi duasına cevap ver- diğine inanıyor: "Tann insanlara yar- dım edebilmem için benim hayatta kalmamı istedj" diye düşünüyor. 20 yıl sonra ülkeslnde Keçecioğlu, 20 yıldır ayn olduğu Türkiye 'ye bir gün rüyasında babası- nı gördükten sonra dönmeye karar ve- riyor: "Bir gün rüyamda babam ba- na 'Türkiye'ye dönmelisin, insanlara hizmetlerini orada sürdürmelisin' de- dL Ben dezaten bir süredir Türidye'ye gelmeyi düşünüyordum, en sonunda 50'nin üzerinde fazla yabancı ülkede vaşadıktan sonra köklerime, kendi ÜJ- keme döndiim ve şimdi çok mutlu- yum." Türkiye'de başta eğitim ve sağlık ol- mak üzere çeşitli alanlarda projeler yapmayı düşünen Keçecioğlu, önce- İikle Bingöl 'e giderek depremden za- rar gören ailelerin çocukian için ne yapabileceğini belirleyecek. Keçeci- oğlu, Bingöllülerin gelecekte başka yerlere göç etmeden iş bulabilecekle- ri. kendi iş sahalannı yaratabilecek- AIDS rakamları Çağın 'vebast' yayılıyor Bulaşıcı bir virüs hastalığı olan AIDS'üı mikrobu HlVadı verilen virüs. HTV viriisü, vücudun mikroplara karşı koyma yeteneğini sağlayan bağışıklık sistemini etkileyip yok ediyor.Kan yolu ve cüısel yolla bulaşan Hiy anneden bebeğe de geçebiliyor. HIV, ağızda açık yara olması durumunda da bulaşabiliyor. Prezervatif kullanımı ile, cinsel yolla bulaşım yüzde 98 oranında engellenebiliyor. 43 milyon hasta Halen dünyada 43 milyon kişi HIV ile enfekte dununda ve dakikada 1 kişi AIDS nedeniyle ölüyor. Dünyada HTV'in en çok görüldüğü ülkeler Ukrayna, Romanya ve Moldova Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de 452 AIDS'li ve 1063 HIV taşıyıcısı olmak üzere toplam 1515 hasta yaşıyor. Türkiye'de HIV enfeksiyonunun en çok görüldüğü grup 25-35 yaş arası erkekler. HTV kadınlara oranla erkeklerde 2.5 kat fazla görülüyor. Ancak, HTV'in kadına bulaşma oranı 8 kat daha fazla. leri şekilde kendilerine yetebilecekle- ri projeyi hayata geçirmek istiyor. Kahire balesl Keçecioğlu, 10 Haziran'da Kahire Opera Evi"nin "Mısır Opera ve Bale- si gösterisinr Türkiye'ye getirterek Bingöl depreminde zarar gören aile- lerin çocukian ve Afrika'daki AIDS'li öksüzlerin yaranna bir gösteri düzen- leyecek. Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek gösterinin biletleri Bileta gişelerinden temin edilebilecek. BİTTİ Futbol oynamak için Afrika ülkelerinden Türkiye'ye gelen oyunculann hayatı belgesel oluyor Türkiye, Avrııpa için vize demek HtLALKÖSE Amerikalı Heykeltıraş Consuelo Eche- verria ve Istanbul Bilgi Üniversıtesi Rad- yo Televizyon Bölümü'nde Video Ses Editörlüğü yapan Dylan Pank fiıtbol- cu olmak için Türkiye'ye gelen Af- rikalılann hayatını belgesel yapıyor. Afrikalı futbolculann yalnızca saha- da kendilerirü ınsan gıbi hissettik- lerini belirten Echeverria, "Futbol onlar için kişisel bir krnıBk" diyor. Newyork'ta küçük bir kasaba- da yaşarken Türkiye'ye gel- diklerini anlatan Echeverria îstanbul'un sanat yaşamı için vazgeçihnez bir mekân oldu- ğunu vurguluyor. 'Dolandırılıyorlar' Istanbul Bilgi Üniversite- si işbirliği ile gerçekleşen belgeselde Afrikalı futbol- culann Türkiye'deki ya- şamlannın anlatıldığını söyleyen Echeverna. amaç- lannın öteki dünyanın insan- lannın hikâyelerini anlatmak • Çokkötü koşullarda yaşayan Afrikalı futbolculann bazıları, Türkiye ikinci lig takımlarmda oynarken bu şansı bulamayanlar umudunu kesip Türkiye'den aynlıyor. olduğunu söylüyor. 1 milyarkişininherak- şam futbol izlediğini anlatan Echeverria, "Futbol büyük bir ekonomi. Bir de Afri- katalar dürryadan dışlanryoriar. Bu yalnız- ca Türkiye'de değil bu sorun her yerde var" diye konuşuyor. Futbolculann ülkelerinde kendüerini me- najer olarak tanıtan insanlar taraflndan do- landınldıklanru da anlatan Echeverria, Af- rikalılann Türkiye'de birçok sorunla kar- şılaştıklanm belirterek şunlan anlatıyor: "Futbolcu olmak için Türkiye'ye gelen Af- rikaldara Türkiye'de kontratişlemleriniya- pabihneleriiçinyalnızca 15günveriHyor.Bu süredehiçbirşeyj apılarmyorveondan son- ra onlariçin illegâlyaşam başuyor." Futbol- cular için saha dışındaki hayann korku ve güvensizlikle dolu olduğuna işaret eden Echeverria, şöyle devam ediyor: " Futbol onlar için kişisel bir kimlik. Kendilerini sadece sahada insan gibi his- sediyorlar. Saha dışındaki hayatta kendi- S A V A Ş T A N VE YOKSULLUKTAN KAÇAN TÜRKİYE'YE GELİYOR Savaştan ve yoksulluktan kaçıp daha iyi bir yaşam umuduyla Türkiye'ye gelen Afiikah mülteciler Türkiye'de oturma izni alamadıkla- nndan yakınıyorlar. Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne başvurarak mülteci bakkı alan Airikahlann yaşamı savaşın insanlara nelere mal olduğunu gösteren acılarla dolu. Etiyopya ile Eritre arasındaki savaş nedeniyle kaçan 24 yaşındaki Mary 2.5 yıldır Türkiye'de yaşıyor. Etiyopya'dan kaçak olarak önce Sudan'a oradan da Suriye'ye giden Mary, Türkiye'ye Hatay'dan girmiş. Başka bir ülkeye gitmek için bekleyen Mary, Istanbul'daki ilk günJerinde çok fazla sorun yaşadığını anlatıyor. Mary, "Kendimi çok yabuz hissettim. Şimdi Türk arkadaşlarun var. Umanm bir gün hayat yine iyi olur" diyor. Ülke- sindeki savaştan kaçan ve 10 yıldır Istanbul'da yaşayan Ruandalı 36 yaşındaki Joseph de başka bir ülkeye gitmek üzere bekliyor. Joseph, "Bflryorum Türkiye'de issizJik çok fazla. Ama bizinı yasal çahşnıa hakkımız da yok. Çok yüksek maaşlar değil, yaşayabfleceğiıniz kadar para istiyoruz" diye konuşuyor. Avizecüik, elektrikçilik, Kapalıçarşı'da Rusça tercümanlık yaptığını söyleyen Joseph, yaşadıklannın en kötüsünün Şabancı çocuklann okula gjdememesi" olduğunu vurguluyor. krini güvende hissetmh orlar. Dışansı on- lar için belirsizlikk dolu." Türkiye "deki bazı zengin otel sahiple- rinin bu futbolcular üzerinden bahis oy- nadıklannı da açıkJayan Echeverria, sam- larun aksine bu futbolculann uyuşrunıcu ticareti yapmadıklannı belirtiyor. Eche- verria, "Bazılanişlemecilikyapı>'orveon- lan satiyor. Profesyonel sporcu oiduklan için sigara içmiyorlar. lçki içen de çok az. Hergün düzenli olarak an trenman \apr\ or- lar" diye konuşuyor. Tarlabaşf nda çok zor şartlar altında ya- şadıklannı vurgulayan Echeverria, şunla- n anlatıyor: "Küçük bir evde 15 kişi bir arada kalryorlar. Futbol için bir umut ol- madığını anJadıklan zaman Türkrye'den gidiyorlar." İylslyle kötüsüyle futbol Kenny: Türkiye'ye 2002 'de geldim. Adanaspor ile kontrat yaptık ama vize sü- rem bitti. Nijerya'da iyi bir takımında oy- nuyordum. Dünyaya adımı duyurmak için o takımı bıraktım. Bana Avrupa'da futbol oynamak için Türkiye "nin bir fırsat ola- cağı söylenmişti. Frank: Daha iyi bir imkana sahip ol- mak için buradayım. 5.5 ay oldu. Türki- ye'de bir futbol takımında oynayabilme ümidim devam ediyor. Peter: Kendi ülkemde özgürdüm ama şimdi baskı var. Burada 15 gün içinde vi- ze süremiz doluyor ve yasadışı bir şekil- de yaşamaya başlıyoruz. Türk Futbol Fe- derasyonu yabancı futbolculan kolay al- mıyor. Böyle olmasa, Türkiye'nin futbo- lu daha başanh olabilir. Raşhlt:Türkiye'de yabancılara ambar- go var. Bu kaUcmalı. Futbol bizim için ha- yat demek. lyisiyle kötüsüyle futbol. CÜMARTESt YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Bir Anket Sonuçlarının DüşündÜPdükleri Uluslararası bir ABD araştımna merkezinin 10-17 Mayıs tarihlerinde aralarında ülkemizin de bulun- duğu21 ülkede düzenlediği bir anketin sonuçlan 5 Haziran taribli gazetelerimizde çarpıcı başlıklaria yayımlandı: Cumhuriyet: "ABD Türkiye için tehdit." Radikal: "Amerika imajı en çok Türklerarasında sarsıldı." Milliyet: "Türk halkı ABD'yi tehditgörüyor." Sabah: "Amerika'yı sevmiyonız. Bush'tan nefret ediyoruz" vb... Dikkatle birkaç kez bakmama karşın büyük ga- zeteterimizden Hümyet'te konuyla ilgili birhabergö- remedim... Buna karşılık aynı tarihli Hürriyet'in "ABD-AB ' Aya, Biz Yaya" başlığını taşıyan "Gündem"yazısın- da, özetle, Körfez Savaşı sonraanda prestij yrtirmek- le biriikteABD'nin dünyadaki konumunu güçlendir- diği, bu ülkeyleAlmanya ve Fransa başta olmak üze- re AB ülkelerinin yeni bir işbirliğine yöneldikleri ile- ri sürülüyor, kaybedenin ise reddedilen "tezkere" nedeniyle Türkiye olduğuna ilişkin görüş yineleni- yordu... • • • ABD araştırma şirketinin bütün gazetelerde ilk sayfadan verilen haberi" Hürriyef'te neden yer al- madı? Birinci sayfalan Türkiye insanının ABD'ye güven- sizliğine ilişkin haber başlıklan kaplamışken bu ga- zetenin aynı tarihli "gündem"\ni neden ABD hay- ranlığı oluşturdu? Bunları yazarken yine de dikkatsizlik yapmış ola- bileceğimi ya da söz konusu anket sonuçlarının bu gazetede belki de daha önceki bir tarihte yer almış olabileceğini düşünmekten kendimi alamıyorum... ••• 21 ülkede 16 bin kişinin katıldığı anketin en be- lirgin sonucu Amerika Birleşik Devletleri'nin bugün- kü yönetimine duyulan güvensizlik ve sevgisizlik... Buna göre, her iki kişiden biri ABD hakkında olumsuz düşünüyor... ABD'yi terörte mücadelede destekleyenlerin ora- nı yüzde 30'dan yüzde 22 'ye düşmüş... Bu demek- tir ki terörle mücadele yalanının hangi amaçlara hizmet ettiğini anlamaya başlayanlann sayısı artı- yor... Türkiye'de ABD'ye güvensizlik ve sevgisizliğe ilişkin rakamlar çarpıcı... Ankete katılan yaklaşık bin kişiden yüzde 82'si ABD'yi sevmiyor, bu ülkeye güvenmiyor... Yüzde 71 'i Amerika Birleşik Devletleri'™ ülkemiz için askeri bir tehdit olarak görüyor... Anket sonuçlannın her zaman tartışmaya açık oiduğu kuşkusuz... Fakat sağduyu sahiplerini ya da ABD hayranlığı gözlerini körleştirmemiş olanlan bu sonuçlann şa- şırtmayacağını sanınm... • •• Söz konusu anketin başkaca ilginç sonuçlanna göz atmayı sürdürelirn... Din ve devlet işlerinin ayn olması gerektiğine (bu demektir ki laisizme) inananlann geneldeki oranı yüzde 73'ken bu oran ABD'de yüzde 55! Kimi eyaletlerinde "evrim kuramı"n\n reddedildi- ği, idam cezasının geçen yüzyıllara özgü bir şeh- vetle uygulandığı; ortaçağlara özgü fanatik bir din- dariığın sıradan yurttaştan başkanına kadar toplu- mun hemen her kesimini etkisi altına aldığı bir ül- kede bu da şaşırtıcı bir sonuç olmasa gerek... • • • Ankete katılanlann yüzde 84'ü kendi kültürlerinin öteki ülkelerin kültüründen üstün olduğunu düşü- nüyor... Halkın yaşam tarzının yabancı etkilere karşı ko- runması gerektiğini düşünenlerin oranı Türkiye'de yüzde 89!.. Bu sonuç, anketin bu bölümünün en yük- sek oranı... Tüm katılımcılann yüzde 6O'ı serbest piyasa eko- nomisini desteklerken küreselleşme olgusuna yüz- de 45'i olumlu, yüzde 18'i olumsuz bakıyor... Insanlann Tann'ya inanması ve ahlaklı olması ge- rektiğini düşünenlerin oranı yüzde 84... • • • Bütün bu vb. sonuçlan herkesin kendi anlayışı, eğilimleri, kendi "meşreb"\nce yorumlayacağında kuşku yok... Ben çıkardığım bazı sonuçlan şöyle sıralayabili- rim: ABD yönetiminin bugün kazanmış göründüğü savaş başansı aldatıcıdır. Dünya halklan bu ülke- nin teknolojik üstünlüğüne, hegernonyacı anlayışı- na giderek artan bir kuşku ve öfkeyle bakıyor... Kendi ülkemin bu alanda tıpkı "tezkere" olayın- daki gibi belirgin bir tepkisel konumda olmasından övünçduydum... İnsanlar küreselleşme olgusuna da giderek artan bir kuşkuyla bakmaktalar... Ulusal, halksal kimlikleri korumak bilinci giderek güçleniyor... Teknolojik gelişim insan mutluluğuna yeterii ola- mıyor... İnsanlar daha başka etik arayışlann gerek- sinimindeler... Bütün bu ve benzer sonuçlar topluca değerien- dirildiğinde ise insanlığımızın geleceği bakımından karamsar değil iyimser sonuçlara ulaşabiliriz... Yeter ki köle ruhlu, uşak kimlikli olmayalım... Insandan soyutlanmış, daha çok sömürüye hiz- met eden bir teknolojik üstünlük yarışına, kaba gü- ce, paraya tapınmayıp, insanın hizmetindeki bilime, en başta da kendi halkımızın yaratıcı gücüne ina- nalım... ataol [email protected]. Faks:(0212)513 85 95 krtennet kurutundan kesintiye tepki • Haber Merkezi - Cezayır'de 21 Mayıs gecesi meydana gelen depremin ardından yurtdışı ınternet bağlantısındaki tıkanmanın gidenlmesı ıstendi. Internet Kurulu adına açıklama yapan Mustafa Akgül, tıkanmanın. "okuyan, araştıran, üreten ve dünya ile iş yapan vatandaşlann hayat damarlannı' kestiğini belirterek sorunun çözümü için telekom sektörünün tam rekabete açılmasını ıstedi. KİRALIK DEVREMÜLK Bodrum - Torba - SlMPA'da 17-31 Temmuz Tel: 0 216 474 84 77 02164148410
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle