Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6WtAYtS2003SALI CUMHURİYET SAYFA
17
fs
a»
Futbol
FLftbolcu eskisi
bir Islamcının
başbakanlığında yeni
futbol terimlen: Halrfe-i
gol: Gol kralı. Taaruz-u
beleş: Ofsayt Vahşet-i
seyr-ül hareket-i
beşeriyyen umumiyyet
Holigan. Akibet-ül
hiizzam: Elenme.
Arafat-ül safha: Oevre
arası. Cemaat-ül
mahşer-i cümbüş:
Tezahürat. Mefta-i
kürre: Ölü top. Darbe-i
abes: Faul. Süttül
minare: Hava topu.
Müsabaka-i hicret-ül
gurbet: Oeplasman
maçı. Darbe-i
miistehcen: Elle
oynamak. Taarruz-ül
aleykümselam:
Kontratak. Zam-ül
zaman-ı ıvır zıvır:
Uzatma dakikalan.
İstekler
Akif Kökçe: "Burası
Amerika'nın Sesi
radyosu... Şimdi istek
parçalar Önce
Texastan arayan
bir petrol şirketi
için, fraktân üç
petrol yatağı
çalıyoruz... Ardından,
Hayfa'dan arayan
dinleyicimiz için,
Kerkük-Yumurtalık
boru hattını çalıyoruz..."
- BülentAnnç, Türkçeyi
Avrvpa Pariamentosu'ndan
çıkartmış...
"Araocava merakındandır!"
argıtay 15. Hukuk Dairesi'nin çelişkili karar-
lan üzerine Yargıtay Birinci Başkanlık Kuru-
lu'na verilen bir şikâyet dilekçesinden söz
etmiştik... Yargıtay Onursal Üyesi Çetin Aş-
çıoğlu konuya ilişkin bir mektup gönderdi:
"2 Haziran 1988'de Yargrtay'ın kuruluşunun 120.
yılı kutlamalan nedeniyle düzenlenen sempozyumda
bir bildiri sunmuştum. Başta dönemin Yargıtay Baş-
kanı ve yüksek yargıçlann bir bölümünün, sataşma
ve söz atmalan kürsüden ininceye kadar sürmüştü.
Konuşmamın giriş kısmından bir bölümünü birlikte
okuyalım:
'Senelerin ihmali ve yanlış tanılanndan kaynakla-
nan hatalar bugün Yargrtay'ı tehlikeli bir darboğaza
getirmiştir; saygı ve güven duygulan açısından çan-
larçalmaya başlamıştır. Hemen hemen hiçbir kurum-
da olmayan çok ağır çalışma koşullan içinde göste-
rilen tüm özveri ve iyi niyete karşın olumsuz koşullar
ve sonuçlar ortadan kaldınlamamaktadır. Yurttaşlar,
Yargıtay uzerine
hukukçular işlerin iyi incelenmediği, dosyalann iyi
okunmadığından; gerekçesiz ve çelişik karariardan
yakınmaktadırlar. iş çokluğu olgusu veya tartışmala-
nn yüksek mahkemenin manevi yapısını, kişiliğini yıp-
ratacak gerekçesiyle yakınmalan göz ardı etmek; so-
runlan içinden çıkılmaz hale getirecektir'
Bildirinin tartışmalarına geçildiğinde, oturum baş-
kanı Necip Kocayusufpaşaoğlu'nun 'Çetin Aşçıoğ-
lu'na yaptığı eleştireler, özeleştiriler ve ileri sürdüğü
ilginç fikirlerdolayısıyla teşekkürediyorum, açıklama-
sından sonra söz alan Prof. Üstündağ'ın 'Yüce hâ-
kimlerin tepkilerini doğal karşılıyorum; yalnız kendi-
lerine katılmıyorum.. Biz size yardım etmek üzere eli-
mizi uzatıyoruz; mevcut Yargıtay' ı hiç degiştirmeden
devam edelim diyorsunuz. Vallahi siz bilirsiniz, dile-
ğiniz gibi hareket edebilirsiniz' sözleri de tepkileri
durduramamıştı.
Toplumu bir kanser gibi kemiren yiyicilik ne Yargı-
tay'da ne de yargının diğer kesimlerinde söylendiği
kadar yaygın değildir; diyebilirim ki diğer alanlara gö-
re çok düşük düzeydedir. Ancak azı dahi hoş görü-
lemez; çünkü yargı eğrilikleri kabul etmeyen biralan-
dır.
Yargıdatemel sorun, insan unsurunun yani nitelik-
li, bilgili ve kültürlü yargıç kimliğini kazanmış, koru-
yabilen yargıçlann soylannın giderek tükenmekte ol-
ması ve doğru ve güvenli (adil) yargılamanın yapıla-
mamasıdır. Bu sorunlar düzelmedikçe güvensizliğin,
söylentilerin sonu gelmeyecektir.
Senelerdir söyleye söyleye, yaza yaza dilimde tüy,
kalemimde mürekkep bitti, ne yargıç arkadaşlanma
ve ne de politikacılara anlatabildim; bugün artık so-
runlar içinden çıkılmaz duruma geldi; işimiz hepten
Tann'ya mı kaldı dersiniz?"
SESStZSEDASIZ(')
Yüksek Yerilim Hattı
erdincırtku - yahoo.com
Dağlanna deprem gelmiş memleketimin!
Balıkesir Valisi'nin solcu menakı
Baljkesir VaJisi Atıl Uzelgün,
Balıkesir Üniversitesi Rektörlüğü'ne
gönderdiği yazıda, üniversitedeki
solcu öğrencilerinin izlenmesini,
Amerika karşıtı eylemlere katılarak
terör örgütü sempatizanı
olabileceklerin kontrol altında
tutulmasını istiyordu...
Meğer bir öğretim üyesi de Vali Atıl
Uzelgün'ü yakından izlermiş:
"Sayın Vali Uzelgün, DYP-SHP
koalisyon hükümeti döneminde,
Başbakan Yardımcısı Erdal
Inönü'nün danışmanı Ahmet
Karabilgin Sivas'a vali olunca, onun
yerine Erdal Inönü'ye danışman
olarak atandı.
Daha sonra SHP kontenjanından
Tunceli Valisi olarak görevlendirildi.
Sonraki hükümetler
zamanında Çorum Valiliği
yaptı.
Bu hükümet tarafından da
Balıkesir Valisi olarak atandı.
SHP kontenjanından vaji olarak
atanan birinin Balıkesir Üniversitesi
Rektörlüğü'ne gönderdiği yazı ne
kadar düşündürücüyse, sosyal
demokrat olan ya da öyle görünen
insanlann, şimdi geldikleri konuma
şahit olmak da o kadar
düşündürücüdür.
Bunun sebepleri ya kadrolan
tanımadan seçmek ya da
önemsememektir. Ancak bunun
sonunda önce sosyal demokrat
partiler, sonra da ülkemiz
kaybediyor."
Isa da Bağdat'ta!
TÜRKKAYA ATAÖV
New York: Işgal altında I-
rak'ta ihaleler Cheney'nin
Halliburton ve Rumsfeld'in
Bechtel şirketlerine, Bağdat
müzelerinden yağmalananlar
da Amerika'ya doğru akarken
Başkan Bush "Isa'ya sanldı-
ğını" sıkça yineliyor. Dahası,
Jsa da Bağdat yolunda! Ge-
çen günkü "Paskalya öncesi
(İyi) Cuma" Hıristiyan bayramı
nedeniyle Pentagon'da "şe-
ref konuğu" olan Franklin
Graham'agöre, Isa'nın şimdi
de Bağdat'ta "zuhuretmesi"
bekleniyor.
Kim bu Graham? önce,
(benim burada doktora öğ-
renciliğim yıllannda) televiz-
yonlardan ve meydanlardan
eksik olmayan "din adamı"
Billy'nin oğlu. Franklin Gra-
ham da Bush'un başkanlık
yemininde resmi duayı oku-
yan Evangelist papaz. Bush
onun için "Kalbime bir tohum
ekti" diyor. Aynı Graham, Ba-
ba Bush'un da kalbine bir to-
hum ekmiş, o da Irak'a silahlı
müdahalede bulunmuştu.
Oğul Graham son kitabında
Hıristiyanlıkla Müslümanlığı
karşılaştırıp "aydınlık ve ka-
ranlık kadar farklı" olduklarını
söylüyor. O da birtür "ampul-
cü"! Londra'da çıkan Surtday
Tımes'a da "Gerçek Tanrı In-
cil'de, Kuran'da değil!" bu-
yurdu. 11 Eylül'den hemen
sonra da NBC'ye demişti ki:
"Bu saldırıdaki uçaklan Me-
todistler, Lutherenler değil,
Müslümanlar kullandı." Ken-
di oğlu da Vvest Paint Askeri
Okulu öğrencisi olan Franklin
Graham "şeref konuğu" ko-
nuşmasında da şunu yumurt-
ladı: "Tann'ya Isa dışında uia-
şan yol yoktur. Isa kalkmıştır
ve ayaktadır.. geri geliyor.. ve
yakında."
Pentagon'da çalışan Müs-
lüman kökenlilerbu kafadabi-
rini Savunma Bakanlığı'nda
konuşturmakla Islama saldın-
lann resmen "onaylanmış" ol-
duğunu söyleyerek şikâyetle-
ri üzerine, Graham, ne denli
"hoşgörûlü" olduğunu göster-
mek ister gibi, o Müslüman
grupla fotoğrafçektirmek iste-
di ama hiçbiri kabul etmedi.
Pek umursamayan Graham'ın
bir vakfı da var "Samaritan-
lar'ın Para Kesesi." Bunu tem-
silen bir grup şu anda Ür-
dün'de. Bağdat'a geçip "Tan-
nsız Iraklılan Isa ile tanıştırma"
görevlerini yapmak için sabır-
sızlanıyoriar. Irak harekâtını Isa
için de bir fırsat gören Gra-
ham, yönettiği dinsel web is-
tasyonunda şunlan yazıyor:
"Onları bir daha kurtarmaya
gidiyoruz. Bunu Hıristiyan ola-
rak ve Isa adına yapıyorum."
öte yandan, Bağdat Camii
vaizlerinden Ahmed el-Ku-
beysî cuma namazında şunu
dedi: "Biz sizi er geç atma-
dan bir an önce çıkıp gidin!"
New York Times yazarlann-
dan Maureen Dovvd haklı
olarak soruyor: Usame bin
Ladin de işe böyle başlama-
mış rnıydı?" Pentagon'da bir
ara danışmanlık yapmış olan
Prof. Y. S. Aronoff şunu ekli-
yor: "Bush dış politikada akıl-
cılığı biryana itip konuyu iyi-
lere karşı şeytanlaria bezedi.
Acılaria dolu ve pahalıya pat-
layacak bir geleceğe doğru
yol alıyoruz."
ÇtZGÎLİK KÂMİL MASARACl
H A R B t SEMİHPOROY semihporoy(g yahoo.com
KEDtLEVO APTLÜKA aptulKahotmail.com
"MAPEM ÛYIE8f*YH.Pf*
M£0£N AYNI FîkHi
Ü
3AKIN
BİRKO. \ .C
VAHA SefY.
LÜYOfiUM...
BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇ! bulutbebek a hotmail.com
KOOP-C'DEN DUYURU
16-19 Mayıs 2003 tarihlerinde
AYVALIK-FOÇA-BERGAMA
kültür turundayız.
•••
BİLLURCU OTEL
3 Gece 4 Gfin Yanm Pansiyon
tktkişiUkodadaIdşibaşı: 220.000.000.- TL.
Tek kişilik oda: 250.000.000.- TL.
Çocuk: 160.000.000.- TL
AYVALDC ALI BEY ADASI. TEKNE ILE ADALAR TURU. BERGAMA
AKROPOL, KIZILAVLU, ASKLEPlON, FOÇA. ATENA VE KV'BELE
AÇDC HAVA TAPINAĞI GEZlLERl
Daha genış bilgi için lütfen aşağıdakı numaralan aravınız
Td: (0 212ı 520 21 91-92 Fıks: 520 50 23
E-mail: cflmhariyet a cumhDriyetmahaIlesi.coin.tr
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 6 Mavıs
ANTALYA 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİNDEN
EsasNo:2001 312KararNo 2002 1221
Emrullah Özen tarafından Gülseren Özen hakkında açılan boşanma da-
vasının japılan yargılamalan sonunda, Davanın kabulü ıJe Düzce ılı. mer-
kez ilçesı. Ozanlar Köyü. 5 Hane. 8^ Cılt'te nüfusta kayıtlı Rafet oğlu 1965
d.lu Emrullah Özen ıle Hakkı ve Sultan kızı 1971 d.lu Gülseren Özen'ın bo-
şanmalarına, çocuklan Hıra Nur'un vela>etının Emrullah a venlmesıne,
Gülseren'in ıstedıği takdırde çocuk ile aynı yerde bulunmaları halmde her
ayın 2 \ e sonunda cumartesi 9'dan pazar 20'ye kadar. Ramazan ve Kurban
bayramlannm 2 günü 9'dan 20'ye kadar, ayn yerde bulunmaları halınde
her yılın temmuz ayı 1 günü 9'dan son gunü 20'ye kadar ve sömestr tatılı-
nın 1. günü saat 9'dan 10. günü saat 20\e kadar, Ramazan ve Kurban bay-
ramlannın 2 \e 3 günlen 2. gün saat 9'dan 3 gün saat 2O'\e kadar şahsı
munasebet kurabilmesine, yanına alabılmesıne. da\a tanhınden ıtıbaren ka-
rar kesuıleşınceye kadar davalı ıçm aylık 25 mılyon lıra. müşterek çocuk
Hıra Nur ıçın aylık 25 mılvon lıra tedbir nafakasının davacıdan alınarak.
davalıya venlmesıne daır 18 11.2002 tanhınde Yargıtav volu açık olmak
üzere venlen karar, adresınde bulunmavan davalı Gülseren Özen'e karar
teblığı yerine geçmek üzere ılanen tebliğ olunur 24 4.2003 Basın 21343
YAŞAYAN PL£VNE GAZİSI!
1962 '0£ BUGÜM, PL£VM£ GAZ/Sf Ç
uaf, 11? X4ş/A/A eıGtorşr/. 1877 'DE KusyA '*$
ACA&ff YAPftAM ÜMUİ PL£l/A/£ SAVUNMAS-/
SteASMOA (S/9Z/) OSM4A/ />/»$# W//V
CAKTA/Zf OCAM M4*X/ ÇAl/OÇ, mL4
/Â A
, 1S6Z '
ço*: YOKSUC
SAZf '
. SON O6ÇU
$&4 öiMüfr
Solela, P/eıf*>e savım
ÇOCOĞU
YfL Öuce 83
kt'r saiınc gorüfü
Öğrenci
karnemi
kaybettim.
Hükümsüzdür.
FERDA
KORKUT
MALAZGİRT KADASTRO MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 1989 160
Karar No: 1998 '229
Davacı Hazine tarafından davalı Reşit Çakar aleyhine Malazgirt ilçesı, Konakkuran KÖVTİİ, Bezirçân mevkiinde
bulunan 478 parsel sayılı taşınmaza ılışkın tespıte ıtıraz ve tescıl davası sonucunda verilen "Davacı Hazine'nin da-
vasırun kabulü ıle Malazgirt ılçesi, Konakkuran Köyü. Bezırgân mevkiinde kâin 56.500 m2 yüzölçümlü 478 par-
sel sayılı taşınmazın hazine adına tapuya kayıt ve tesciline" şeklindeki hüküm tebliğ yerine geçmek üzere adresı
tespit edılemeyen ölü Yusuf Çakan mirasçısı Bese Varkan'a (Çakan) ılanen tebliğ olunur. tlanın gazetede yayınlan-
dığı günden ıtibaren 15 gün içerisinde temyiz edilmediğı takdirde dosyanın bu şekılde kesınleşeceği ihtar olunur.
Basın:2ll40
KALEM
METİN ERKSAN
Yerinde Say
Yerinde Say deyimi; bildiğim kadarıyla askerlik
öğretimi (talim) ve beden eğitimi öğretiminde, komut
olgusu kapsamında kullanılan bir deyimdir. Bir sıra-
da veya bir çizgide ayakta duran ınsanlar "Yerinde
Say" komutunu işitince sağa/sola/öne/arkaya git-
meden, sağVsol bacak ve ayağını yürür gibi yuka-
rı/aşağı kaldırıp indirirler.
Türkiye'de; siyaset, ekonomi, toplumsallık, dü-
şünce, kültür, sanat, sanayi, ulaşım, iletişim, tarih-
bilim, deprembilim, edebiyatbilim, hukukbilim, sö-
zün kısası her şey yerinde saymaktadır. Türkiye'de
düşünüldüğü ve yapıldığı söylenenler tümüyla ya-
landır. Türkiye'de "İnsan Insanın Kurdudur" sözü
geçerlidir. Bu özdeyiş içindeki "/a/rî"sözcüğü; dağ-
daki kurttan, kurtlanmış etin içindeki "kurt"a kadar
milyonlarca "kurt"u kapsar.
"Kurt"un iki içgüdüsü vardır: "Beslenmek" ve
"Üremek". "Kurt"un bu iki içgüdüsü "kurt"un ya-
şaması için zorunlu iki itici güçtür. Fakat insanoğ-
lu'nun "beslenmek" ve "üremek" içgüdülerinin ya-
nı sıra; bencillik, fırsatçılık, çıkarcılık, kıskançlık, top-
layıcılık, biriktiricilik, tapudaşlık, konutdaşlık, zen-
ginlik, fakirlik, üstünlük, kıyıcılık, acımasızlık, öç, nef-
ret, kin, öfke gibi; hayvanlarda, bitkilerde ve nesne-
lerde bulunmayan milyonlarca düşüncesi ve davra-
nışı vardır.
Yalnız insanlarda bulunan bu düşünceler ve dav-
ranışlar "İnsan Insanın Kurdudur" özdeyişinin teh-
likeli yanlışlığını kanıtlar. Beslenmek ve üremek iç-
güdüsü iledavranışlarını sınırlayan "kurt", insanog-
lunun milyonlarca olumsuz davranışının yanında çok
suçsuz ve temizdir.
Patinaj; araçlann, gereçlerin, nesnelenn "yerin-
de saymasıdır". Böyle bir olgunun komutu insanlar
tarafından verilmez. Çünkü cansızlarişitmezler, "Pa-
tinaj" olgusu doğal ve yapay olaylar sonucu oluşur.
Türkiye'de; siyasetbilim, ekonomibilim, toplumbi-
lim, hukukbilim, düşüncebilim, mantıkbilim, yön-
tembilim, tarımbilim, ormanbilim, karabilim, deniz-
bilim, havabilim, kitapbilim, kitapcildiyapmakbilim
veya ciltbilim (ciltbilim deyimini kullanırken tıpbilim
kapsamındaki ciltbilim kavramını belirtmek gerekir),
sözün kısası her şey patinaj yapmaktadır.
"Az Gittik Uz Gittik, Dere Tepe Düz Gittik, Bir de
Arkaya Dönüp Baktıkki BirArpa Boyu Yol Gittik (ve-
yaGitmişiz). Buözdeyişde Türkiye'dekiherşey için
söylenebilir. Bu sözlerimi kanıtlamak için şunlan
söylemek isterim. Türkiye'de hiç kimse "Dan Ektim
ArpaÇıktr, "Buğday Ektim MısırÇıktı", "Susam Ek-
tim Soğan Çıktı", "Gül Ektim Isırgan Otu Çıktı" di-
yemez.
"Dönme Dolap" Türkiye'deki her şey için söyle-
necek en doğru sözlerden biridir. Dönme dolapta
hiçbir ilerleme yoktur. Dönme dolap; olduğu me-
kânda dönüp duran, içine kapanık ibret alınacak bir
devinimdir.
Cumhuriyetin ilk yıllannda bayram törenlerinde
kullanılan bir özdeyiş vardı: "Birimiz Hepimiz İçin,
Hepimiz Birimiz İçin ". özdeyişin kuruluşu bile doğ-
ru, güzel ve cesaret veren bir yapıydı. özdeyiş; "He-
pimiz Birimiz İçin, Birimiz Hepimiz İçin" kuruluşun-
dadeğildi. özdeyişin kuruluşunda "Birimiz Hepimiz
İçin, Hepimiz Birimiz İçin" söyleyişi güven verici
coşku verici bıranlatımdı. Türk ulusu veya tüm yurt-
taşlar o "Birimiz'"m kim olduöunu bilirdi. Sonra bu
özdeyişin yarısı kayboldu. Özdeyiş şöyle oluştu:
"Hepimiz Birimiz İçin". "Hepimiz" sözcüğünün kap-
sadığı tüm yurttaşlar, bir avuç zengin için çalıştı.
Aynı yıllarda "Durmayalım Düşeriz" özdeyişi de
cesaret verici, güven verici bir özdeyişti. özdeyişin
tüm öğreticiliğine karşın, özdeyişin temel düşünce-
si yok edildi. Duruldu ve düşüldü. Şimdi yalnız yer-
lerde yatanlar var.
Gene aynı yıllarda oluşturulmuş "BizBizeBenze-
riz" özdeyişi, bilgelik dolu, özgünlük dolu, sıradışı,
olağanüstü, düşünce dolu dünya ölçeğinde eşsiz bir
özdeyişti. Türk kültürü kapsamında düşünmeyen-
ler, yabancı kültürler kapsamında düşünenler, bizim
dünya kültürüne hiçbir özgün yaratış katamayaca-
ğımızı haince düşünenler bu özdeyişle alay ettıler.
Sonuç bir facıa oldu. Ortada hiçbir "Türk Maiı" dü-
şünce kalmadı.
"Ebedi Şef, Milli Şef" sözlerine ne olduğu belir-
siz "demokrasi" kavramı içinde karşı gelenler, yur-
tiçinde din tüccarlannın, şeriat yandaşlarının, laiklik
düşmanlannın, siyaset şariatanlarının, devleti so-
yanların arabalarına koşuldular. Yurtdışında insan
düşmanı maceracıların düşüncelerinin peşlerinden
gittiler. "Sıfırçarpı sıfırelde varsıfır" işte buna der-
ler. Olan Türkiye'ye oldu.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SA-
ĞA:
1/ Azarlama,
tersleme. 2/Ar-
goda çok çalı-
şan öğrenciye
verilen ad...
Kütahya'nın
bir ilçesi. 3/
Garajlarda,
otobüslerin ha-
reket edeceği
bölümlerden
herbiri... Kan-
şık renkli. 4/ Deniz
Kuvvetleri'nde bir
rütbe... Tıpta en geliş-
miş göriintüleme
yönteminin kısa yazı-
lışı. 5/ Yeterince ay-
dınlık olmayan..
Fas'ın başkenti. 6/
Mahkemede taruk ve
sanıkJann olay hak-
kında sözlü açıklama-
lan... Akıl. 7/Damaı-
h ve yan saydam bir taş... Duman lekesi 8/Avrupa Bir-
liği'nin kısa yazıhşı... Kaliforniya'da yetişen büyük
bir orman ağacı. 9/Atın eşkin yürüyüşü... "Nuri —":
Ressamımız.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Argoda bir şarkıcı ya da çalgıcının yaptığı iş karşı-
hğındaaldığı ücrete verilen ad... " — Pacino": ABD'li
aktör. 2/ Rüzgâr korlcusu. 3/ "Bir başıma olsam gam
çekmez idim / Bir ben değil cümle âlem — " (Karaca-
oğlan). 4/ Müzikte üç ya da daha çok sesin bir arada
tmlaması... Omurlan birbirine birleştiren ana madde.
5/ Karagöz oyununda kullanılan kamış düdük. 6/ Bir
cetvel türü... Birnota... Kayak. 7/Gözleri görmeyen...
Bir gösterme sıfatı.. Rey. 8/ Dondurulmuş meyve su-
yundan yapılan bir türpelte. 9/ "Çıkış" anlamunda kul-
lanılan spor terimi... "Hadi ver ellerini / Ufkumdan e-
sen — yellerine" (B Necatigil)