05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 5 MAYIS 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 ' UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ jPınarbaşı'nda doğanın koynuna girdik, Eflani'de görmüş geçirmiş tarihin elini öptük... IPaflagonya'nın güzelleriNe güzeller güzeli Pınar- başı görmüştü böylesi bir coşkulu kalabalığı; ne de bin- yıllann görmüş geçirmişi Ef- lani... HelekiEflani... Aynı binyıllann derinlikle- rinde "Paflagonya" (Paphla- gonıa) adını bugünlere getire- ne dek kim bilir neler çekmiş, nelere katlanmıştı... Çoğunda da yalnız kalmış, tek başına dırenmişti... Tarihi Kentler Birliği (TKB), 16-20 Nisan 2003'teki Saf- ranbolu Kastamonu - Bartın - Amasra etkınlıklennde Pınarbaşı ve Eflani'yi de "merhaba toplantıla- n " ile programına alınca, Edirne'den FCars'a, Antalya'dan Sinop'a kadar yurdun dört bir yanından bu buluş- maya katılan 30Ö'ü aşkın "Anadolu âşığf, Paflagonya'nın tarihine ve dogasına el verdiler... Daha doğrusu, geçmişlenne ve ya- şam kaynaklanna artık sahip çıkrna- ya başlayanlan kutladılar, destek sözleri verdiler... "Pınarbaşım" diyenlerle... Kastamonu'dan yola çıkıp, Azda- vay'dan batıya dönerek Bartın'a doğ- ru ilerlerken ormanlık tepelerden aşağıya doğru birdenbire Pınarba- şı'yla karşılaşınca, neden "artık" dediğimizi siz de görebilirsiniz. 1987'de 2000 nüfuslu bir "orman köyü" iken 1987'de "ilçe" olmasıy- la birlikte eklenen kimi çok katlı ye- ni betonarme binalar, bulunduklan yerin peyzaj ve kimlik değerini umursamayan türün en acımasız ör- nekleri... Küre Dağlan Milli Parkı'na doğ- ru uzanan yemyeşil vadinin içinde adeta bir resim gibi duran eski köy dokusu içinde, belli ki yapanlann da, yaptıranlann da adeta birer "piş- K A R A D E N İ Z CtDE AMASRA v 1 0 1 TREBGOr 2ONGULDAK EFLANİ 1JATOAVAY BARTIN S* •" « 23 79 /PIMARBAŞI «n W .BOU»K A S T ÇANKIRI Paflagonya'nın bugünkü kentleri ANKARA manlık belgesi" olmuşlar... Herkes gibi bizi de kentin girişin- de karşılayıp bahçesinde de "Pınar- başı Forumunu" yapmamıza ev sa- hipliğini üstlenen tarihi "Paşa Ko- nağı" ise aynı pişmanlığın duygulu bir "özür dileme" projesi gibi... Çünkü Belediye Başkanı Halil Sa- rımeşe. gözlemlerimizi yazdırdığı anı defterinde güzelliklerin yam sıra çirkin yapılara da dikkat çekmemiz üzerine dedi ki: "Imarı da bu doğal güzelliğe saygüı hale getirmek isti- yoruz... Yeni yapıların. Pınarbaşı- nı bozmaması, bu tarihi konak gi- bi süslemesini nasıl sağlanz; bunu araştırıyoruz..." Yaklaşık 200 yaşmdaki Paşa Ko- nağı'nı, eski ahşap yapısını bozma- dan restore edip 8 odasını da 30 ya- taklı bir konaklama tesisine dönüş- türerek yeniden yaşama kavuşturan "Pınarbaşım" şirketinin başkanı Selahattin Mildan da dedi ki: "Eğer bu yapıyı kurtarmasaydık, doğayla uyumlu mimarinin ne ol- duğu tümüyle unutulacaktı... Şim- di, hem ders veriyor,hem de çev- reyle dost bir turizme hizmet edi- yor..." Tek amacı, "adını aldığı sevgiliyi aynı güzellikte korumak" olan Pı- narbaşım şirketinin diğer yöneticile- n Tevfık Terzi, Sadık Ğök, Bay- ram Sarımeşe, Aii Altunışık ve gönlünü bu köye kaptırmış Cumhu- riyet gazetesi emektan Hayri Arslan ise konağın önünde hep birlikte fo- ORMANDA BETON YERÎNE AHŞAP - 200 yaşındaki Paşakonağı, orman içindeki Pınarbaşı'nda doğaya uyumlu mimari için "ders versin" diye kurtarıldı ve yeniden yaşama _ kavuşturuldu... Üst solda, bu çabanın emektarları, konakla birlikte... (Fotoğraf: HAYRİ ARSLAN) toğrafçektirirkendedilerki: "Doğa- yı ve kültürü denizden ve güneşten daha önemli görenlere bir cennet sunuyoruz... Bu nedenle gelenler, vadimizdeki eski yerleşimlere ku- cak açnıış mağaralarla ve tarih bo- yunca aşklara, şarkılara ilham ol- muş şelalelerle buluşmak için de unutamayacakları günleri baştan ayırarak konuğumuz olsunlar..." Kahraman "Paflagonlar"la... Biz ise aynı gün kucaklaşmaya söz verdiğimiz Eflanilileri bekletmemek için, Pınarbaşı Kaymakamı Ahmet Aydın'ın; "Anlatüamaz, ancak ya- şanır" diye yazdığı, IÖ 2000'lerden yaşam izlerini banndıran Ilgarini Mağarası nı. gezginlerin "Vahşi Cennet" adını ver- dikleri Varla Kanyonu'nu, su sesini şıire dönüştüren Ilı- ca Şelalesi'ni ve daha nice güzellikleri doyasıya yaşa- mayı, bir başka ziyaretimize erteledik. Ardından yola devam edip "Paflagonların başkenti- ne" ulaştığımızda da Efiani Kaymakamı tlker Özerk Özcan, Belediye Başkanı Muzaffer Bildik ile koca bir düğün salonunu dolduran kasaba halkının tarihten süzülüp gelen duy- gu ve uygarlık yüklü bakışlanyla bu- luştuk, tokalaştık... Paflagonlar, aynı zamanda Troya savaşlanna katılarak Anadolu'yu da- ha o çağlarda savunmaya koşan, ta- rihin ilk "yurtsever cengâverleri"... Tarihçi Necdet Sakaoğlu, Efla- ni'deki toplantıda, bu kahramanhğın binlerce yıl sonraki Çanakkale Sa- vaşlan'nda da yine Anadolu'nun her yöresinden gençlerin katılımıyla ve yine Anadolu insanının yurt sevgi- siyle yinelendiğini anımsattı... Kendini, bölgenin kültür ve çevre hazinelerini tanıtmaya ve korumaya adayan, Karabük-BRTV'den Meh- met Çetinkaya da son sözü Prof. Dr. Metin Sözen'e venrken çekıngen bir samımıyetle "özür dileyerek" elini öpmek ıstedi... Metin Sözen'in bu pembe yüzlü "utangaçuk" karşısın- dakı "teselli" sözlen ise Eflani'nin neden bugüne dek tarihiyle hak etti- ği ılgiyı görememiş olmasının özeti gibıydi: "Şimdiye kadar hep yan- lış eller öpüldûğü için özür diler gibisin..." Pınarbaşı v e Eflani için anlatacak çok şey var... Ancak, gerçekten gör- menin de ötesinde yaşamak gerek... Doğanın ve tarihin bekçileriyle dert- leşmek ve onlan yalnız bırakmamak, yaz aylannızın hedefi olsun... IJOĞAZİÇÎ ÜNÎVERSİTESİ'NDE SEMPOZYUM~ Otobiyografik eserler incelenecek Kültür Servisi - Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Istanbul Orient-Instiut der DMG'nin ortaklaşa düzenledikleri 'Türk Edebiyatında Otobiyografik Temalar: Kuramsal ve Karşüaştırmah Bakışlar' başlıklı uluslararası sempozyum Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu'nda bugün başlıyor. Çeşitli ülkelerden ve farklı disıplinlerden akademisyenlerin bir araya geleceği sempozyumda otobiyografik eserler sadece tarihsel bağlamlanyla değil bir edebi tür olarak ele alınacak. Gezi notlanndan sergüzeştlere, anılardan otobiyografik romanlara pek çok türün tartışılacağı panellerde farklı coğrafyalardan ve dönemlerden eserler tematik, kuramsal, yapısal, tarihsel ve karşılaştırmalı olarak incelenecek. Etkinlik çerçevesinde 16 Mayıs Cuma günü saat 18.30'da Orhan Pamuk da "Özyaşam mı, İtiraf nu" başlıklı bir konuşma yapacak. Sempozyum 17 Mayıs cumartesi yapılacak oturumla sona erecek. (Bilgi için: 0 212 293 60 67- 0 212 358 15 40 ' 1656) Adnan TuranVninfirçasından... Kültür Servisi - Türk resim sanatının ustalanndan Adnan Turani nın kişisel sergisi, bugün saat 18.00"de Doku Sanat Galerisi'nde açılacak. 3 Haziran'a kadar devam edecek olan sergide, sanatçının 2002-2003 yıllannda yaptığı yaklaşık 60 eseri sergilenecek. Sanatı 'kalıcı. heyecan veren, şaşırtıcı bir eylem' olarak aitelendiren Adnan Turani "Bir sanat yapıtı sizi çok şaşırtmıyorsa, sizin beyninizde bir esin şimşeği yaratmıyorsa yeni ve değerli olamıyor. Sanat yapıtı biçinılendirilmeden önce, onun yapılmasını olanakhlaştıran, zaman abcı, yeni birçok biçim ve teknik araştırmaların yapılmasını, onu gerçekleştirmeye cüret edenden istiyor. Bu teknik denemelere ilişkin tasanlar, sanatçının bcyninde kıvılcımlar yaratıyor ve bu yenilik onu büyülüyor, heyecanlandınyor, arkasından koşturuyor" dıyor. (0 212 246 24 96) Ülker Mozart Günleri, Musica Viva Orkestrası'nm konseriyle başlayacak Musica Viva Orkestrası, Aleksander Rudin, Aleksei Lubimov ve Kiril Ribakov'la çalacak. Aya Irini'deIdasikmüzik tınılan Kültür Servisi - Ülker Mo- zart Günleri bu yıl 20-27 Ma- yıs tarihleri arasında Aya Irini'de dünyaca ünlü orkestra ve solist- lerin katılımıyla gerçekleştirile- cek. Festival Musica Viva Or- kestrası'nın konseriyle başlaya- cak. Orkestra 2 gün boyunca farklı programlarla, dünyaca ün- lü solistler Aleksander Rudin, Aleksei Lubimov ve Kiril Ri- bakov'a eşlik edecek. Mozart Günleri'nde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da çocuk sa- natçılar sahneye çıkacak. Mos- kova Konservatuvan'nda eğitim gören ve yaşlan 10-14 arasında değişen 5 çocuk, verecekleri 2 gündüz konseriyle festivale ayn bir renk katacak. Istanbullu sanatseverler bu et- kinlik çerçevesinde, Koreli üç kız kardeşten oluşan ve Alman- ya'nın en saygın ödüllerinden biri olan ECHO'ya değer bulu- nan Ahn Trio'yu da dinleme olanağını bulacaklar. Festival, tarihi çalgılar kulla- narak yapıtlann özgün hallerini izleyiciye sunmayı amaçlayan Salzburger Hofmusik'in kon- seriyle sona erecek. Topluluk Ulrike Hofbauer, Wolfgang Brunner ve Nikolaus Walch'a eşlik edecek. Özenle hazırlanan konser da- ğarlanyla, her kesimden sanatse- vere seslenecek olan Ülker Mo- zart Günleri'ni Hakan Erdoğan Productions düzenledi. Tamamı Aya Irini'de yapılacak olan etkinliğin akşam konserle- ri saat 20.00'de, gündüz konser- leriyse 14.30'da başlayacak. Biletix tarafından satışa sunu- lan biletlerin fiyatlan öğrenci 20 milyon, tam 30 milyon olarak belirlendi. (0 216 454 15 55) tstanbullular, Koreli kız kardeşler Ahn Trio'yu tanıyacaklar. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Ayla Algan, Beklan Algan, Erol Keskin Güneşü bir mayıs gününün öğlenden sonrası, Erol Keskin ve Onur Bayraktar'la birlikte Ekol Drama Sanatevi'rim en üst katında, balkona açılan kapının hemen gerisinde oturuyoruz. Arada bize Ayla Algan da katılıyor. önümüzdeki eğitim yılın- da, bu sanatevinin çatısı altında kapılarını açacak olan üç yıllık tiyatro okulunun ayrıntılarını konuşu- yoruz. O gün, Erol Keskin de öğretim kadrosuna katılı- yor. Konuşma sırasında bir ara düşüncelerim geriye kayıyor. Ayla Algan, Beklan Algan ve Erol Kes- kin'le tanışma mutluluğuna erdiğim günleri anım- sıyorum. Erol Keskin'i daha önceden de tanıyor- dum. O da benim gibi yıllardır Anadolu Üniversite- si'nde, Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Bö- lümü'nde ders veriyor. Ayla ve Beklan Algan'la ya- kından tanışmamı ise bundan yaklaşık iki yıl önce beni TAL'e (Istanbul ŞehirTiyatroları Araştırma La- boratuvarı) çağırmış olmalarına borçluyum. Orada birlikte başlattığımız "Kavram Çalışmalan"sırasın- da ve o çalışmalara eşlik eden özel sohbetlerde, bu üç ustanın birikimlerine neler borçlu olduğumu dü- şünüyorum. Ayla Algan, konuşma hızını düşünme hızına uy- durmaya çalışan, bu yüzden de karşısındakileri - hele onunla yeni tanışmışlarsa!- ilk anda bilgi ve be- yin fırtınalan içersinde bunaltan birdüşünür-sanat- çı. Ama ilk şokun ardından, insan karşısında ne tü- kenmez bir özünsenmiş bilgi dağarcığının bulundu- ğunu hemen anlıyor. Bu dağarcığın taşıyıcısında, bu yüzden herhangi bir büyüklenmenin izi bile yok. Yılların hocası Ayla Algan, torunu yaşında birinde yeni bir bilgiye rastladığında, hemen onun öğren- cisi olmaktan hiç gocunmuyor. Sanırım gerçeköü- yüklüğün kaynaklarından biri de bu. Beklan Algan'a gelince, o, genelde daha bir so- ğukkanlılıktan ve sistemden yana. Toplantılara bir- likte katıldıklarında, Ayla Algan'ın kopardığı beyin fırtınalarını belli bir zemine oturtmayı o üstleniyor. Büyük deneyimlerini gençlere ve çevresine akta- rırkenki tavrı ise genelde sanki sıradan şeylerden söz edermiş gibi. Beklan Algan'ın söylediklerinden hangi sorulara ve hangi yanıtlara yol alabileceğini- zi ancak onun yanından ayrıldıktan sonra daha iyi anlayabiliyorsunuz. Alçakgönüllülük ve sınırsız bir sevecenlik, Al- gan'ların sergilemekte yarıştıkları özellikler. Onlar- la herhangi bir sohbete başlarken, önce içınizin sevgıyle ısındığını hissediyorsunuz; sohbetin geri- si ise bu sevgi zemininde filizleniyor. Erol Keskin'le yıllardır ne zaman karşılaşsam, bil- geliğin cisimleşmesiyle karşılaşmış gibi oluyorum. Çok geniş bir sanat düşüncesi zeminine oturmuş olan tiyatro kültürü sayesinde, her sohbetimizin ar- dından en az bir kitap bitirmiş olduğumu hissedi- yorum. Ondan bir şeyler -daha doğrusu, hep çok şeyler!- alırken verdiklerinin hep çok sağlam bir mantığın süzgecinden geçen, sınanmış bilgiler ol- duğunu hissedebiliyorsunuz. Ve Erol Keskin, tam bir diyalog ustası. Deneyimlerini size aktanrken si- zin görüşlerinizin de dikkatle dinlendiğinden emin olabiliyorsunuz. Aslında bu, Algan'larda da olan bir özellik. Belki de o kuşağa özgü sayılması gereken, şimdi ise yerini giderek monolog tutkusuna bırak- mış bir özellik. Sanki birikim azahşıyla ve bilgi yok- sulluğuyla monolog tutkusu, doğru orantılı. Algan'larla biriikteliğimiz, TAL'den ayrılışımızdan sonra da bitmedi. Kısa bir aradan sonra bu kez Ekol Drama Sanatew"nin çatısı altında, Gülsen Çartıl'ın binbir emek, özveri ve sevgiyle kurduğu o yuvada, Çağdaş Tiyatro Bölümü'nde, yine binbir proje üret- menin coşkusuyla bir araya geldik. Şimdilerde de hep birlikte bir Tiyatro Okulu'na doğru yelken aç- tık. Onur Bayraktar, TAL'deki Kavram Çalışmala- n'nda olduğu gibi burada da bu kez bölüm başka- nı olarak bizimle. Tiyatro Okulu'nun hazırlık süre- cinde, çevresindekı biz yetişkinler kimi zaman, el- bet yaşlarımızın da gereği, ayrı tellerden çalmaya başladığımızda, Onur sessiz sedasız gerekli özef- leri çıkarıp bizi toparlayıveriyor! Evet, bunları güneşli bir mayıs gününde düşün- düm. Kimi zaman sohbetlerimizi akşam vakitlerin- de, ressam dostumuz Sevgili Ediz Tezel'in Boğaz'ı kucaklayan evinde de sürdürüyoruz. Ve ben, sığlı- ğın kol gezdiği bir zaman parçasında böyle insan- larla beraber olabildiğim için, yeniden öğrencilik yapabildiğim için, kendimi ayrıcalıklı sayıyorum... e-posta: ahmetcemalîa superonline.com acem20((/ hotmail.com BUGUN • ATATÜRK KLXTÜR MERKEZİ'nde 20.00'de tDOB'dan 'Prens Igor' operası. (0 212 251 56 00) • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONL'nda 19.30'da tstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası konseri. Solist: Grup Rönesans. (0 212 232 98 30) • tSMET İNÖNÜ KÜLTÜR MERKEZt'nde 15.00'te tZDSO Çoksesli Korosu - Madrigal Grubu konseri. (0 232 489 09 26) M BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde 18.30'da İTÜ MIAM Öğrenci Sunumu: Tolga Yayalar'dan 'VVebern'in 12 Ton Tekniği'. (0 212 292 06 55) • BABYLON'da 21.00'de İhtiyaç Molası & Found Deep konseri. (0 212 292 73 68) • NARDİS'te 22.00'de Metin Paksoy Quartet konseri. (0 212 244 63 27) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 20.00'de Genco Erkal ve Zeynep Tanbay'dan 'Şür ve Dans' gösterisi. (0 212 252 35 00) • YAPI KREDİ KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ SERMET ÇİFTER SALONU'nda 18.30'da 'Bakış Açılan: Beden / Hareket / Uyum' adlı Sanat Dünyamız Atölyesi. Yöneten: Göze Saner. (0 212 252 47 00) • İFSAK ta 19.30'da Banu İplik ten 'KapUar Çocuklar' adlı saydam gösterisi. (0 212 292 42 01) • MALTEPE ÜNTVERSİTESt ÎLETİŞİM FAKÜLTESİ'nde 10.00 - 18.00 arası 'IV. Belgeselciler Haftası' etkinlikleri. (0 216 441 52 18)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle