29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13NİSAN2003PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK -.- İNSANIN SERÜVENİ DÜRÜST TAEİATLI ÎSTANBUL ABDÜICANBAZ1 HASÎKÜIADE MACERALARI 32,KISIM TZKMİLİ BIEBEN Î ZAMANPA TURHANSELÇUK »*». ; -B iz de Vanz'da şiir okuyor Kurtiz, Yorum'un albümünde Ölüm, yalnızlık, içe kapanıklığı anlatan Replikas grubu, müzikal kalıplara sığmak istemiyor Şarkınıngittiğiyeredoğru HATtCE TUNCER Replikas, çocukluk, yaşhlık, ölüm, kısacası ınsanlık hallerini anlatan, müziğın türünden çok müzığin özûnü yapmaya çalışan bır grup. Istanbul Anadolu Lisesı'nde okurken birlikte müzik yapma düşüncelen olan Gökçe Akçehk ve Barkın Engin'e, Orçun Baştürk de katılır ve birlikte çalarak, müzikJe büyürler. Gençlik gruplan içerisınde rock parçalan çalarak geçer yıllar Kendı müzıklerini oluşturmaya, belli bir kımliğı oturtmalanna daha zaman vardır. Bir araya geldikleri 1993'ten 1996'ya geldıklerinde şimdiki müziklerini ipucu olabilecek şeyler ortaya çıkar. Ingilizce sözlü müzikler, heavy metal çalarken değişık arayışlar içindeki gruplardan etkılenmeye başlarlar. Sdçuk Artut'un 1998 de, Erden Özer Yalçınkaya'nın 2000'de katılımıyla Replikas gnıbunun kunıluşu tamamlanmış olur. Erkln Korav etklsl Replikas. birçok müzik eleştirmeninın 2000 yılının en iyi albümü olarak değerlendirdıği "Köledoyuran" albümünü hazırlayana kadar verdiği konserlerle geniş bır dinleyici kitlesi edinmişri. Serdar Akar'ın yönettıği "Maruf filmının müziklennı de yapan Replikas, 2002'de çıkardığı "Dadaruhi" albümüyle yaşadığımız topraklardan izler taşıyan yenı sesleri denedi: "Ük albümümüz 'köledoyuran'a yansıyan Anadolu etkikşimli bir rock müziğinde bize Erkin Koray rehbeıük etti. Yurtdışında ve yurtiçinde deneysei müzik yapan bir adam olarak Erkin Koray'la tanışmamız dönüm noktası oldu. Onun detih'ğinden bayağı etkUendik." Culyabanl müzllc Rock, arabesk, sufi, punk izleri taşıyan ama hiçbiri de olmayan müzikJeri sorulduğunda Replikas takipçileri için tekrar olacak ama "Gulyabani müzik yapryoruz* derler. Gulyabani sözcüğünü herhangi bir müzikal formla sınırlanmak istememek, enstriimanlan ellerine aldıklannda nereye kadar giderse zorlayarak yeniyı bulma çabasının bir ifadesi olarak kullanıyorlar. Replikas'ın müziğı ınsana gulyabani gıbi ürkütücü, bilinmeyen, tanınmayan gelmiyor. Enstriimanlan zorlayışlanna bildiğimiz öyle tınılar ekleniyor ki dinleyiciye yabancı kalmıyor. Poğaçlama var... u Bizimki daha samimi müzik ashnda. Yani dinlediğimiz alan çok geniş oMuğu için ortaya çıkan müzik çok geniş bir şeyleri kapsryor. Klasik bir rock ya da pop grubu gibi kuDanmaktansa hepimiz farklı enstrumanlann gnırlannı zoriamaya çahşryoruz. Yani tek tek aletlerin kendi içinde denemeler yaptığımızı söyleyebuuiz." Replikas şarkılan klasik girişler, nakaratlarla gitmiyor. Konserlerinde yaptıklan gibı stüdyoda kayıt sırasında da doğaçlama çalmayı seviyorlar. Şaricı çalmayı seviyorlar ama belli %/ "Şehirlerde büyüdük. Istanbul 'un müziği, ne Sıvas 'ın ne Erzurum 'un ne de Iran 'ın müziğinden kopukîur. Istanbul'danyola çıktığımız için müziğimiz Batılı altyapı üzerinde ama yaşadığımız yer ve zamandan kopuk değil. Birileri gidip Pink Floyd gibi müzikyapmak isteyebilir. Ama o zaman Istanbul 'dan, yaşadığı zamandan bir şey görmezsiniz. Bizimki öyle bir müzik değil." \ Kör taşın kıyısında Kör taşın kıyısında. Köryılanın hanında. Su içsen zehir olur. Hanm kör kuyusunda. Kör taşın gerisinde. Zordağın tepesinde. Bir ölsen, bin olur. Körierin gölgesinde. Zor dağın inişinde. Itin, namerdin ininde. 4&r çeker kül dutnandan. Aorterin ateşinde. Kâbuslar arasında. lnsafyoktur karasında. Bır duran, taş olur. Kör taşın kıyısında... \ \ DOĞAÇLAMA SEVtYORLAR - Replikas şarkılan klasik girişler, nakaratiarla gttmiyor. Konserkrinde yapükla- n gibi stüdyoda kayıt sırasmda da doğaçlama çalmayı seviyorlar. Şarkı çabnayı seviyorlar ama beui bir kahpta söy- lemek >erine nereye gidecegini şarkrva bırakıyorlar: "Ashnda ruh hati nereye giderse onun peşinden gitmek gibP- bir kahpta söylemek yerine nereye gidecegini şarkıya bırakıyorlar: "Birbirimizi kesin harJarla uyanp onu çok sınırh nakarat gibi şeylerle ayirmadan, ashnda ruh hah" nereye giderse onun peşinden gitmek gibi. Bir bestecinin ya da gnıbun amacı kendinden öncekileri aşmak, müziği daha ileriye götürmektir. Kendi dinlediklerinden daha üeri bir şe>ler yapmak dürtüsü vardır ya da olmahdır. Onun için böyle bir ses aramasma gim oruz. Eskiden türlerle daha çok ilgilrv dik. Belli bir yaştan sonra müziğin kendisi ile ilgilenmeye başladıkT 'Sehlrde büyüdük1 Bektaşi nefesleri, zikir ritmi de Replikas'ın müziğinde kendi yaşadıklan coğrafyayı keşfedışlenne bağlı olarak etkili olmuş: "Şehirlerde büyüdük. Fikret Kızılok gibi Anadolu'da gidip yaşamadık. Ama örneğin IstanbuJ'da Topkapı'nın kendine ait bir sesi vardır. Be\oğlu'nda pavyonlarda başka müzik, İstiklal Caddesi'nde yürürseniz başka müzik. AÜas Pasajı'nda başka şeyler dinlersiniz. IstanbuTun müziği, ne Srvas'ın ne Erzurum'un ne de tran'ın müziğinden kopukrur. tstanbul'dan yola çıktığımız için müziğimiz, Baülı alryapı üzerinde ama yaşadığumz yer ve zamandan kopuk değil. Birileri gidip Pink Floyd gibi müzik yapmak isteyebilir. Ama o zaman İstanbuTdan, yaşadığı zamandan bir şe> görmezsiniz. Bizimki öyle bir müzik değüT Dadacı ressamlar... Replikas'ın şarkılan, herkesin kendine göre bır anlam çıkaracağı ya da çıkaramayacağı imgeler, çağnşımlı sözcükJer üzerine kurulu. Şarkılar, Dadacı ressamlar, gerçeküstü anlayışta yazan şairlennkı gıbi bır anlatımla gidiyor. Grup elemanlan bırbirlerine burada ne anlarhn dıye sorma gereğini duymuyor: "Hani içindeki zehri akıtma durumu var ya. Herkesin içine bir yerde dokunacak ama neden dokunduğunu burada formülize edip anlatamayacağımız şeyler. tnsan manbğının tam içinden çıkama>acağı ama insanlara aşağı yukan ortak şeyleri hissertirecegi açık. Dadacı bir ressamın bir resmi harika bir şev dir, ama insanın kafasında hiçbir şe> çağnştırmıyor. Hiçbir şey anlamana da gerek yok. İnsanın kafasına beUi imgeler getiri\or, yüklüyor. tnsan o boşluk içinde kaybohıyor. Bir sanatçımn röportajda 'ben bunun için yazdım' diye açıklaması hep irite etmiştir. Bazı şarkılan, gerçekten yazan kişiler açıklayabüir. Ama bence bizim için önemU olan insanlaruı sesler ve keümeier üzerinde kendi taraflarmda bir şey bulabümeleri" Şarkılannın çoğunlukla ölüm, yalnızlık, içine kapanıklık gibi duygular anlattığını dinleyenlerin yonımu üzerine kendileri de keşfetmiş. Replikas elemanlannın, bu içe dönüklüğün dinleyiciye verdiği ya da bizim algıladığımız çıkışsızlık duygusuna bir itırazlan yok: "Çıkışsızhk doğru olabilir ashnda. Müziğin içinde öyle bir şey var gibi. Bir türtii patiamayan bir patlanıa hissi, ama bir sonuca vanyor." İçe dönü$ Bu iç dünyaya dönüşlerin, 1990'lann toplumundaki yalnızlaştınlmış insanın, savaşlann, küreselleşmenin bir sonucu olabilir miydi? Replikas elemanlan sanatın bütün bunlardan soyutlanabileceğini düşünüyor: "Sanabn özfinün insanın içinde başka bir yerde durduğuna mamvonım. Tüm toplumsal olaylar insanm kişUiğinin gehşimini etkihyor. Sanatın çıkışuıda bu etkiye rasthyoruz ama sanatın özün başka bir verde duruyor. Dünyada olan biten her şey bizi etkihyor. Ama bizim müziğimizde, yaşanan koşuDardan çok bağımsız tamamıyla içe dönük bir yaraöm süreci söz konusu ve bunu etkflemiyor." îtirazımız üzerine bu kez Replikas soruyor: "Farkh bir toplumda bu sözkrin daha değişik olacağmı htanıyor musunuz?" "Evet" yanıtımızla tartışmayı şöyle yürütüyorlar. "İngiKere doğumhı okaydık kör bir taşın kryısında belld demezdik ama o hissi anlatan başka ketimeler ohırdu. Sonuçta insanı anlatıyor. Yaşhhk, ölüm, çocukluk, buıüar toplumlara göre değişen şeyler değil. Bizim kendi içimize dönüp yaptığmıız şe>1er; bölgeye, sosyal şarüara göre değişen şeyler olamaz. Fon değişik, öz aym kahr." Çocukluğa özlem... Oyunlannı parklarda oynayanla, bombalar altında yaşayan çocuğun duygusu bir olur mu?: "Ama bu vaşlanmanın getirdiği geriye bakışm acısuu hafifletmez. Zengin bir çocukluktan bahsermiyonız. Bir olay karşısmda yaşlanma korkusu. O çocukluk nasıl yaşanırsa yaşansın bir çocuk baİaşı. Çocukken dünyayı nasıl gördüğünüzle ilgili. Dünyadan o kadar kopuk bir şey değİL Zaman ve mekândan bağımsız yani" B ağdat'uı bır direnme destanı yazmasuıı bekleyenler, bir Vietnam zafen umudu taşıyanlar tele\Tzyonlarında Bağdat'a giren ABD tanklannı gördüklennde bır an için kendılerını çaresız hıssettı. Dünya yıllardır savaşlarda ölen, ambargolara kıstınlıp ilaçsız, yiyeceksiz kalan ve bebeklerini kaybeden bir halkın ezüışini naklen seyretti. Oysa savaş karşıtlannın, ellenndeki olanaklarla bulunduklan her ortamda işgalcilere karşı çıkanlann, yıkılan Saddam heykellerinin altında kalmaya hiç nıyetleri yok. Grup Yorum, yıllann tıyatro ve sinema oyuncusu Tuncel Kurtiz'le birlikte çıkardığı bır şarkı ve bir şiirden oluşan "Biz de Vânz" albümüyle işgalcilere karşı dünyada çıkan seslere bir ses daha ekliyor. Tuncel Kurtiz, sözlerini Ümitİlter'inyazdığı "GeçıtYok" adlı şiin Grup Yorum'un müziği eşliğinde okuyor. Tuncel Kurtiz'in sesiyle bir halkın ınsanlıktan çıkanhşına tepkı daha da büyüyor: "Bombalanan topraklarda yakuan hayarJann/Söyleyecekleri brtmedi daha/Bitmeyecek/Bombalanan topraklarda >-alolan haDdarm/Soracaklan hesap bitmedi daha bitmeyecek-'' Grup Yorum'un 18. yılında yaptığı 17. çahşma olan mini albüm adını "Biz Vanz" şarkısından alıyor. "Biz Vanz"da Grup Yorum, kınlan umutlan yeniden canlandıracak sözlerle geleneksel müzik tarzını sürdürüyor. Yıldız Cıbıroğlu anlatacak Ortadoğu'da kamaval kültürü Y ıldız Cıbtroğhı, Ekol Drama Sanatevi'nde Sümer, Babil ve Anadolu'da tanmcılann kültüründen çıkan karnavahn ve soytannın kökeni üzenne bir konuşma yapacak. Cıbıroğlu 18 Nisan Cuma günü saat 19.30'da yapacağı konuşmasında karşılaştırmalı mitolojiler ve sözcük bağıntılanndan da örnekler'verecek. Cıbıroğlu, Ortadoğu'da karnaval ve soytan çalışmasına Leyla Erbfl'in Cüce romanındaki soytan Menipo'nun kökenini araştırarak başladı. ABD ve tngıltere'nin Irak'a saldınsı ve işgaliyle Mezopotamya'nın "gerçekbir kryamet alamna" dönüşmesinden etîdlenen Cıbıroğlu, çalışmasını Sümer ılahilenne kadar genışletti. Kanıavalın iki yüzünü oluşturan "ŞenKk" ve yeralh tannsının yeryüzüne çıktığı "Kıyamet''in eski toplumlarda neleri anlattığını inceleyen Cıbıroğlu çalışmasında şu soruya yanıt anyor. "Edward Said 'Batı'nın Doğu konusunda çok bilgısi olduğunu, bu durumun Batı'ya güç verdiğini' söyler. Buna karşm Doğu kühürünü kendi biHm dizgesinin dışmda bırakan Baü, tarih sahnesine nerede ve ne zaman çıkoysa kültür-tarihini oradan başlatnuşür. lşte bu noktada ne yapmah, eksik kaknı bu dizgeye katmah mıyız?" Cıbıroğlu'nun konuşmasının ardından sanatçı Gülsen Tuncer çalgılar eşliğinde Sümer ilahileri ve şenlik şıirlerini yorumlayacak. (Bilgiıçmtel:0212 234 09 93) Gökhan Birben'in ilk albümü Doğu Karadeniz'e türkü yolculuğu ize'nin Pazar ilçesinde bır ^dönem radyo programlan yapan Gökhan Birben'in ılk albümü, "HeyGidi Karadeniz" adıyla Beyoğlu Metropol müzik etiketiyle yayımlandı. Kazrnı Koyuncu'nun müziklerini yaptığı Gülbeyaz dizisinin fınal müziği olarak tanınan "Hey Gidi Karadeniz"le aynı adı taşıyan albüm. dinleyicileri Doğu Karadeniz'e doğru bir yolculuğa çıkanyor. Lazca şarkılann yani sıra Hemşince anonim türkülerin de yer aldığı albümün müzik yönetmenliğini Kazım Koyuncu ve KemaJ Sahir Gürel üstlenmiş. Gökhan Bir ben ılk albümü için şunlan söylüyor "Türkülere kültürel miras olarak yaklaşüması gerektiğini düşünüyorum. Onlan ucuz piyasa kaygdanyla ele ahrsamz koruyamazsınız, geUştiremezsiniz. En iyi koruma, onlan gefiştirerek yapıhr. Çünkü hayat statik bir seyir izlenıiyor. Dinamik kültürün yaklaşnnı en doğru yaklaşımdn-. Bu albüm aynı zamanda rant kaygdanyla türkülerin bozuhnasım onaylayan hastahkh yorumlan da gerOetecek adunlardan birktir." J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle