06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2003 CUMA HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Gepçeği Haykıran Mektup CHP Istanbul Milletvekili Onur Öymen, Ga- latasaray'dan sınıf arkadaşım olduğundan, da- haçocuklukdöneminden beri, nasılçalışkanve takipçi bir kişi olduğunu yakından görmek ola- nağını buldum. Diplomatlık mesleginde de terk etmediği bu tavrı milletvekilliği görevi sırasında da sürüyor. Dün telefonu açıp da karşımda onu bulduğum- da yine bilgi ve belgeler ulaştıracağını biliyor- dum. Nitekim, Meclis kürsüsünden yaptığı konuş- masının dışında, bana bir de 1998 tarihli bir bel- ge faksladı. Dilerseniz, belgeye göz atalım. Başkan Clinton'a yazılmış bir mektup bu. Birlikte okuyalım: • • • "Saygıdeğer, VVİIIiam J: Clinton ABD Başkanı Washington DC. Sayın Başkan, Amerikan 'ın Irakpolitikasının acilert değişme- si gerekmektedir. Saddam'ın varlığı ve elindeki silahlar bölge- deki müttefik ülkeler ve Körfez'deki askerleri- miz açısından tehdit teşkil etmektedir. Bu teh- didin ortadan kaldırılması, Ortadoğu banş sü- recinin hızlandırılması ve bölgedeki petrol kay- naklarının güvenliğinin sağlanması için Sad- dam rejiminin yıkılması gerekmektedir. Bu ama- cın yerine getirilmesi için her türlü diplomatik ve askerı imkân kullanılmalıdır. Bu noktada ABD'nın BM üzerinde gerekli etkiye sahip ol- duğuna inanıyoruz. Ancak Güvenlik Konse- yi'nden oybiriiği çıkmaması halinde bile Ame- rika, savunduğu politikalan hayata geçirmeye devametmelidir. Buyaklaşım Amerika'nın 21. yüzyıldaki dış politikasının temeli olmalıdır. Saygılanmızla, Elliot Abrams, Donald Rumsfeld, Richard Perle VVilliam Bennet, James VVoolsey, Paul Wol- fowitz John Bolton, Robert Kagan, Zalman Halilzad" • • • Yukarıdaki mektup, bir gerçegi haykırıyor. ABD'nin Irak politikasının ve bugünkü Irak sa- vaşının temelinde yatan, 11 Eylül ikiz kuleler olayı değildir. O politikaçok önceden kotanlmıştır ve 21. yüz- yıldaki Amerikan dış siyasetinin temelini oluş- turmaktadır. Nitekim mektupta imzası bulunan, bugün Mil- li Savunma Bakanlığı koltuğunda oturmaktadır. Yardımcısı ise, şahinlerin de şahini Paul Wol- fovvrtz'tir ki, o da mektubun imzacıları arasın- dadır. Namenin altındaki son imza ise, Bush'un Irak Danışmanı olan ve Türkiye'nin K. Irak'a müda- halesi karşısında kesin tavır koymuş bulunan Zal- man Halilzad dır. Karanlık Prensi olarak adlandınlan ve ülkemiz- de de, ilgililerin yakından tanıdığı Richard Per- le' de imzacılar arasındadır. Daha fazla uzatmaya gerek yok. Bu mektup birgerçeği haykırıyor. Bu mektup 21. yüzyıldaki Amerikan politikasının temel ta- şını gösteriyor. Resmi açıklamaları bir yana bırakalım ve bu mektubun haykırdığı gerçeklerin ışığında olay- lara bakalım. Birleşmiş Milletler'in devre dışı bırakılması gi- rişimi de dahil olmak üzere, mektupta ileri sü- rülen hususların hepsi yaşama geçmiştir. Bize demokrasiden, insan haklarından, Sad- dam'ın kişiliğinden söz edenlerin laflarını birya- na bırakıp gerçeğe bakalım . önümüzdeki dönemde neler olacağını, içeri- ğinin sizi hiç şaşırtmadığına emin olduğum bu mektubun yansıttığı gerçeklerin ışığında değer- lendirmeyi sürdüreceğiz. Olaya bu açıdan baktığımtz zaman, K. Irak'ta- ki muhtemel müstakbel gelişmeler de dahil ol- mak üzere, birçok gerçeği daha değişik bir açı- dan görmek olanağı bulacağız. Temyiz karara bağlanacak Yargıtay'dan Manisa davasına güvence ANK\RA(Cumhuri- yet Bürosu) - Yargıtay Başkanı Erasian Ozkaya, Manisa davasında olduk- ça "hassas" olduklannı vurgulayarak sanık po- lislere tebliğnamelerin tebliğinin büyük ölçüde yapıldığını, temyiz iste- minin zamanaşımı süre- si dolmadan karara bağ- lanacağını söyledi. Yargıtay Başkanı Öz- kaya dün yaptığı açıkla- mada. Yargıtay 1. Baş- kanlık Divanı tarafindan "rüşvetearacıhk eünek" suçundan yargılanması- na karar venlen 14. Hu- kuk Dairesi üyesi Hüsnü Çağjayan hakkındaki id- dialan değerlendirdı. Öz- kaya, Hüsnü Çağlayan haİckındaki iddialan cid- di bularak 1. Başkanlık Dh'anı"nın son soruştur- manın yapılmasına ka- rar verdiğıni söyledi. Başkanlık Divanı'nın delilleri değerlendirme yetkisi bulunmadığını anımsatan Özkaya, iddi- alan ve delilleri yargıla- manın yapılacağı Ceza Genel Kurulu'nun de- ğerlendireceğini ifade et- ti. Yargıtay Başkanı Erasian Ozkaya, Manisa- lı gençlere işkence yap- tıklan gerekçesiyle mah- kûm olan 10 polis memuru hakkındaki da- vanın temyiz sürecıne ilişkin bir soru üzerine de bu davanın temyiz sü- recınde "hassas" olduk- lannı belirtti. Özkaya, sanıklara teb- liğnamelerin tebliğinin büyük ölçüde yapıldığı- nı ifade ederek temyiz isteminin zamanaşımı sü- reci dolmadan karara bağlanabıleceğini kay-. detti Türkiye, Katılım Ortaklığı Belgesi'nin içeriğinden memnun... Kısa- orta vade aynmı kalkıyor AB ileteksorunKıbnsSERKAN DEMİRTAŞ ANK\RA-Türkıye, AB Komisyo- nu'nun hazırladığı ve 14 Nisan'da konseye sunacağı gözden geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi'nı (KOB) olumlu değerlendiriyor. Siyasi kriter- lerin karşılanmasında tasa ve orta va- de aynmının kaldınlmasını isteyen Türkiye, böylece tek hedefinin kri- terleri bir an önce tamamlayarak 2004 Aralık' ından sonra tam üyelik müza- kerelerine başlamak olduğunu göste- riyor. KOB 'de Türkiye için yeni bir kriter gündeme gelmezken, tam üyelik mü- zakerelerine geçiş sürecinde Türki- ye'yi zorlayacak en önemlı iki konu "Kıbns ve asker- siyaset ilişldsi" ola- rak görülüyor. AB Genel Sekreterliği ve Dışişleri TOBB'den Kıbrıs raporu: • AB Komisyonu'nun hazırladığı KOB taslağı Ankara'da değerlendirilmeye alındı. Belgeyi genel olarak olumlu bulan Ankara, siyasi kriterlerin karşılanmasında kısa-orta vade aynmmı da kaldırtarak tek hedefinin 2004 olduğunu gösterdi. Tam üyelik müzakerelerinin başlaması sürecinde Türkiye'nin en büyük sorunu olarak Kıbns ve asker- siyaset ilişkisinin düzenlenmesi öne çıkıyor. Bakanlığı, komisyonun hazırladığı KOB taslağı üzerindeki değerlendir- melerini sürdürüyor. 14 Nisan'da ke- sinleşmesi beklenen ve o tarihe kadar değiştirilmemesi için diplomatik ça- balannı sürdüren Ankara'nın 27 say- falık belgeyle ilgili ön değerlendir- meleri şu unsurlardan oluşuyor: 1. Türkiye'nin önem verdiği konu- lardan biri, ilk metinde siyasi kriter- lerin karşılanması yönünde belirle- nen kısa- orta vade aynmının kaldı- nlmasıydı. Komisyona iletilen bu is- temin olumlu karşılanması üzerine yeni KOB'de siyasi kriterlerle ilgili "vade" kaldınlmış oldu. Böylecek Türkiye, tek hedefinin en kısa sürede siyasi kriterlerin karşılanması olduğu- nu, 2004 Aralık'ın ardından da tam üyelik müzakerelerine geçiş olduğu- nu göstermiş oldu. 2. Gözden geçirilen KOB, ilk bel- ge gibi Türkiye' nin duyarlılık göster- diği noktalarda dikkatli ve özenli ifa- delereyerveriyor. Belge, Türkiye'nin tepki göstermeyeceği bir uslupla ya- zılmış. 3. tlk KOB'e Türkiye ile ilgili bek- lentiler muğlak ifadelerle dile getiril- mişti. Türkiye, ikinci KOB yazılırken beklentılerle ilgili ifadelerin daha so- mut olmasını, hangi kriter için nasıl bir yasal değişiklik istendiğinin belir- tilmesüıi istedi. Komisyon, belgenin yapısı nedeniyle bu tür ifadelere yer verilemeyeceğini kaydetmesine kar- şın, AvTupa İnsan Haklan Sözleşme- si'ne daha çok atıfta bulunma yolunu seçtiler. Annan y ın planı yetersiz • BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbns sorununun çözümü için hazırladığı planın ekonomik konularda da yeterli olmadığı belirtilen TOBB raporunda "Plan, Türk ekonomisini fakirleşme sürecine sokar" denildi. HACER BOYACIOĞLU ANKARA - Türkiye Odalar ve Bor- salar Birliği (TOBB), Birleşmiş Mil- letler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbns'a ilişkin çözüm planınuı ekono- mik açıdan da yetersiz olduğunu belirt- ti. TOBB tarafindan hazırlatılan rapor- da, Annan planının Türk tarafının eko- nomik gereksinimlerini karşılayacak konularda öneriler geiiştirmediği kay- dedildi. Raporda, Türk ve Rum kesimi ekonomilerinin bürünleşmesine yöne- lik geçiş sürecinin de, Türk kesimini fakirleşme sürecine sokacağı uyansın- da bulunuldu. TOBB, Kıbns'a yönelik Annan pla- nının ekonomik boyutunu mercek altı- na aldı. TOBB tarafindan Girne Ame- rikan Üniversitesi'nden Profesör Ca- nan Balkn-'a hazırlahlan raporda şu sap- tamalara yer verildi: • Plan, ekonomik açıdan yoruma açık bulunuyor ve birçok önemlı konu- nun netleştirilmesi benimseniyor. • Ekonomik konularda yeterince ti- tiz hazırlanmayan rapor, Türk tarafinın ekonomik gereksinimlerini karşılayacak konularda öneriler geliştirmiyor. • Türk ve Rum kesimi ekonomile- rinin bütünleşmesi için öngörülen ge- çiş süresi yeterli değil. Böyle bir stra- tejı. Türk kesimini fakirleşme sürecine sokacak ve ekonominin rekabet gücü- nü tamamen kaybettirecektir. • Annan Planı'nda kurulacak ortak devletin, oluşturucu devletlerin anlaş- madan önce aldığı dış borçlan üstlen- mesi öngörülüyor. Yıllarca ambargo al- tında kalan Türk kesiminin anlaşma sonrası toplayacağı vergilerle, Rumla- nn aldığı borçlann ödenmesine katkı ve- rilmesi anlaşılır değıl. Çiftehavuzlar davasında eylem Istanbul Kadıköy'de 16-17 Nisan 1992'de düzenknen operasyonda Dev-Sol öyesi oJduklan gerekçesiyle Sabahat Karataş. Eda Yüksel ve Taşkın Usta'nın ölümünden sorumlu rutulan 22 güvenlik görevBsinia beraaüna ilişkin karann Yargrtay'ca bozutmasının ardmdan vargılanmaJanna devam edildL Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklaria müdahilkr ve avukatian kaölmadL Mahkeme müdahiller Hüseyin Usta, Hacer Usta ve Reşat Karataş ile sanıklann, Yargıtay bozma ilamına karşı diyeceklerinin tespiti için İstanbul'daki mahkemelere gönderilen taünıaün bekknmesine karar vererek duruşmavı erteledi Duruşmanın ardından 200 kişi Sabahat Karataş, Eda Yüksel ve Taşkın l sta'nın fotoğraflanyia "Bağunsızlık uğruna al kanlara bovandık" vazılı pankart taşıyarak adlhe önünde toplandL Grup adma basın açıklaması yapan Ali Öksüz, 10 yıkbr süren davada, sanıklann korunduğunu betirirti. Müdahfl avukaû Behiç Aşçı da kent gjrişinde polis tarafindan kimiik kontroKi bahanesiyle kasıdı olarak dnrdurulduklannı ve duruşmaya yetişemediklerini savundu. AdMye yakmlanndaki Ahmet Paşa Üköğretim Okuhı'ndaki baa öğrencfler ise eylemi savaş karşıü gösteri sanarak, "Savaşa Hayn-" diye slogan attî (Fotoğraf: AA) 4. Türkiye, KOB'nin oluşumu sü- recinde AB "den yeni kriterlerin belge- ye konmaması ve gerçekleşen düzen- İemelerin belgeden çıkanlmasını is- temişti. KOB'nin Türkiye için yeni bir kriter getirmediğı görüldü. 5. Buna karşın, Kıbns ve Türk-Yu- nan ilişkileri yine siyasi kriterler baş- lığı altında bulunuyor. Ancak bu iki konuyla ilgili ifadelenn son derece dikkatli yazıldığı görülüyor. KOB'nin ışığında yapılan değer- lendirmelerde Türkiye'nin tam üye- lik müzakerelerine geçiş için en önem- li iki konunun Kıbns ve asker- siya- set ilişkisinin düzenlenmesi olduğu ortayı çıkıyor. Ankara, Annan planının başansız- hkla sonuçlanmasının Türkiye'nin AB üyeliği yoluna olumsuz etki ya- pacağını öngörüyor. ATO'dan tepki: APraporu küstahhk ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günther Verheugenin "Türkiye Kuzey Irak'a girerse AB üyeliği şansı azahr" sözünün, düşmanca rurumdan kaynaklanan diplomatik bir rezalet olduğunu kaydetti. Yazılı biraçıklama yapan Aygün, "Verheugen'üı çizme\i aştığını ve Türkije'nin ulusal hassashetierini kaşıyarak sabuian taşırdıgını" dile getirdi. Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesi durumunda AB'nin vermeyi taahhüt ettiği 1 milyar Euro'luk yardımı keseceğini anlatan Aygün, AB'nin Irak'ı işgal eden Ingıltere'ye ses çıkarmamasına dikkat çekti. Avrupa Parlamentosu'nun "Kemaüst felsefe Türkiye'nin önünü ükryor" içerikli raporuna da değinen ATO Başkanı. raporun siyasi bir küstahhk olduğunu belirtti. Türkiye'nin, ABD ile AB arasında sıkışmış durumdan 5 yıl içerisınde sıynlması gerektiğini \-urgulayan Aygün, "Clke olarak ikinci bir ulusal kurtuluş mücadelesine girmeje hazır olmahyız" dedi. Kemalizmin Türkiye'nin yolunu tıkadığmı savunan Oostlander'i kınadılar Tiiı-k kadınlanndan tokat gibi yanıt • îstanbul Kadın Kuruluşlan Birliği AP'nin Hırisriyan Demokrat Grubu üyesi Arie Oostlander'e yolladığı îngilizce mektupta, Kemalizmin Türkiye için önemini ve Türk toplumunda sağladığı gelişimi vurguladı. BARIŞDOSTER Avrupa Parlamentosu (AP) için hazırla- dığı raporda, Kemalizmin Türkiye'nin yo- lunu tıkadığını öne süren AP'nin Hırisri- yan Demokrat Grubu üyesi Arie Oostian- der'e, Türk kadın örgütlen büyük tepki gösterdi. 35 kadın örgütünden oluşan Is- tanbul Kadın Kuruluşlan Birliği (İKKB), Oostlander'e yolladığı İngilizce mektup- ta, Kemalizmin Türkiye için önemini vur- guladı. IKKB koordınatörleri Prof. Necla Arat ve Nazan Moroğlu'nun Oostlander'e yol- ladıklan mektupta, AP'nin Hollandalı üye- sine, Kemalizmin "devrimci bir aydınlan- ma ideolojisi" olduğu. temelinde de ba- ğımsızlık ve çağdaşlaşmanın yer aldığı anımsatıldı. Mektupta, Kemalizmin altı ilkesinden ulusçuluk, cumhuriyetçilik ve la- ikliğin Fransız Devrimi ve liberalizmden; devletçilik, halkçılık ve devrimciliğin ise sosyalizmden esinlendiği ve Türkiye'ye özgü bir sentez oluşfurulduğu anlatıldı. Türkiye'nin, Müslüman ülkeler arasında- ki tek laik, demokratik hukuk düzenine sa- hıp olmasının, Kemalizmin eseri olduğu ifa- de edilen mektupta, Kemalist düşünce sis- teminin, akıl ve bilime inanan, gerçekçi, in- sancıl, özgürlükçü ve devrimci yönlerine dikkat çekıldi. Mektupta, raportör Oostlander'in Türki- ye karşıh kimi gruplarca yanhş bilgilendi- rildiği dile getinldi. tKKB, Is\eç"te ya>m yapan Dema Nu ad- h Kürt gazetesinde, TBMM üyelerine çağ- nda bulunarak "Türki\ r e'nin Günej' Kür- distan'ı işgal etmelerine karşı çıkmalannı isteyen" ts\eçli 40 kadın parlamenten de gerçekçi olmaya davet ettı. Arat ve Moroğ- lu, tila Hoffman adlı îsveçli kadın parla- mentere yolladıklan mektupta. TBMM'nin aldığı kararlan ve Türkiye'nin işgal gibi bir niyeti olmadığuıı açıkladılar. iKKB'nin mektubunda, PKK terörünün ülkemize ver- diği zarar ortaya konularak "Türkordusun- da,Irak'a yönetik hiçbirharekâtvvktur..\ma ABD ve tngiliz kuvvetierL, Irak topraklan- na saldırnıışlardu-. Sizlerin gerçek hedefi- nin, ABD Kongresi ve tngiliz Parlamento- su olması gerekir'' denildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Istanbul trafiğinin içinden çıkılmaz saatlerinden birinde arabamın radyo- sunda bir program izliyordum. Prog- ramın konuğu bir üniversitenin rek- törüydü. Bir ara konu TÜSİAD Baş- kanı Tuncay Özilhan'ın konuşması- na geldi. Kulaklanma inanamadım. özilhan'ın Divan-ı Harb'e verilmesi- ni isteyene kadar, geniş birsaldın te- lefonu yaşandı. Konu Irak savaşıydı; birden çığırından çıktı ve özilhan'ın hangi yabancı güçlerin ajanı olduğu noktasına kadar geldi. TÜSİAD Başkanı'nın konuşmasını ayrıntılı olarak bilmediğim için ne de- diğini merak ettim. Bu arada üniver- site rektörünün de "Ozaten AByan- lısıdır. Dediklerine güvenilmez, za- ten küçük bir azmlığın sözcüsü" tü- ründen söyledikleri de ilgimi arttırdı. özilhan'ın konuşmasını yeni baştan okudum. TÜSİAD, büyük işadamlannın ge- nel eğilimlerini ifade eden bir örgüt. Son yıllarda, devlet politikalannı eleş- tiren ve daha çok liberal bir sistemi savunan bir siyasi tutumun içinde. TÜSİAD Başkanı'nın Açıklaması... Demokratik hak ve özgürlüklerle pi- yasacı bir çizgiyi birleştiriyorve bir de- ğişimi gerekli görüyor. Kıbrıs, Kürt sorunu, militarizm gibi konularda, geçmişte büyük burjuvazinin izledi- ği çizgiden farklı bir yol turturuyor. Askeri darbelerin arkasında geç- mişte mutlaka büyük sermaye olur- du. Aynı büyük sermayenin siyasi tutumunu değiştirmesi, Batı ile en- tegrasyon ihtiyacının ve küreselle- şen sermayenin bir parçası olma is- teğinin yansıması olarak degerlendi- rilebilir. • • • Tuncay özilhan, şu anda büyük birkriz içinde bulunan sermayenin bir anlamda umutsuzluğunu ve çare- sizliğini de yansıtıyor. Türkiye, Kıb- ns konusunda eski çizgiyi inatla sür- dürerek ve Annan Planı'nı reddede- rek, aslında AB ile ipleri koparacak birtutum içine girdi. Bu olayın vaha- meti, Irak'a saldırı gerginlikleri ara- sında yeteri kadar dikkat çekmedi. Fakat, Kıbns sorunu çözülememiş bir sorun olarak ve reddeden tarafın Türk tarafı olduğu görüntüsüyledip- lomasinin dosyalan içinde duruyor. Oradan daha çok sıkıntı çıkacak. Ya- şayarak göreceğiz. AB ile ilişkilerin Kıbns nedeniyle ge- rildiği sırada Türkiye'nin önünebirfır- sat çıktı. ABD askerierinin Türkiye'de konuşlandınlması isteğinin TBMM ta- rafından reddedilmesi, savaş karşıtı AB ülkelerinde ve dünya kamuoyun- da büyük bir sempatiyle karşılandı. Bu yeni ve önemli olanaklann yolunu aça- bilirdi. Tam bu konu gündemde iken Türkiye'nin Kuzey Irak'a müdahalesi tartışması öne çıktı. Bu noktada neredeyse bütün Ba- tılı ülkeler ABD, Ingiltere, Almanya ve Fransa, Türkiye'ye tepki gösterdiler. Iş, bu kez bütün Batı ile kopma nok- tasına geldi. Türkiye'yi yönetenler, güçleriyle orantılı olmayan birtehdit- kâr tutum içine girdiler. Sonra, "Ben dedim miyaparım" havası bir yana girti ve siyasetin gerçekleri kendini gösterdi. ••• Bütün bu gerilim dolu aylar ve gün- ler, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini de sı- kıntılı bir sürece soktu. Zaten Irak'a saldın nedeniyle ABD ile ilişkiler ye- teri kadar gerilmişti, üstüne AB ile gerilim binince korkutucu bir tablo ortaya çıktı. TÜSİAD Başkanı'nın konuşmasını bu tablo içinde değeriendirmek ge- rekir. Ona vatan haini gibi anlamsız sıfatlaryakıştırmak yerine, derdinin ne olduâunu anlamak gerek. Bu nokta- da özilhan ne diyor ona bakalım: "Acaba Batı dünyası ile aramıza me- safe koyarak, Türk'ün Türk'ten baş- ka dostu yok' tezine haklılık kazan- dınlmaya mı çalışılıyor. Acaba Türki- ye küçültülerek ve içine kapatılarak, kolay yönetilebilir bir haJe mi getiril- meye çabalanıyor. ..ABD gibi 50 yıl- lıkbir müttefîkinizle olan ilişkinizi ona- nlması güç bir noktaya getihrseniz, Avrupa Birliği ile ilişkilerinizi çıkma- za sokarsanız, Kıbns sorununu çö- zümsüzlüğe sürükleyerek dünyanın geri kalanından da tecrit olmayı gö- ze alırsanız, önünüzde kalan seçenek nedir? Otoriter ve düşükgeiirii bir Or- tadoğu ülkesi olmak mı?" "Dörtay içinde Türkiye'nin bu nok- taya gelmesinde iktidanyla, muhale- fetiyle, devletin zirvesindeki kurum- larıyla, tüm yönetim mekanizmalan- nın ortak sorumluluğu vardır. Bu ger- çeği olduğu gibi görmez ve dile ge- tirmezsek, çıkış yollannı da bulma- mız mümkün olmaz." Büyük işadamları böyle düşünü- yorlar. Bu konuşmalarda benim ka- tıldığım ve katılmadığım noktalar bu- lunduğunu söyleyebilirim. Fakat, Tür- kiye'nin ciddi bir sıkıntı içinde oldu- ğu, Batı ile ilişkilerinin kritik döne- meçlerden geçtiği de bir gerçek. Bu konulan daha derinlemesıne tartışmak durumundayız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle