Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 KASIM 2003 ÇARŞAMBA
HABERLER
Hükümet, Atatürk'ün mirası olan araziler üzerindeki işgali arttıracak yasa tasansını Meclis'e sundu
AKP gözünü çiftliğe diktiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP ıktidan, Atatürk'ün mirası
olan Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ)
arazilerinde yıllardır süren işgali da-
ha da artırmaya hazırlaruyor. Hükü-
met, AOÇ mülkiyetinde bulunan ve
sportifamaçlarlakullanılan 126 bin
5 72 metrekarelik arazinin, belirlene-
cek bedel karşılığında Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü'ne devredil-
mesi ıçin yasa tasansı hazırladı.
TBMM Başkanlığı'na sunulan ya-
sa tasansına göre Gazi Mahallesi'nde-
ki 2098 ada, 34 parselin bedeli Genç-
lik ve Spor Genel Müdürlüğü ile AOÇ
Müdürlügü arasında belirlenecek.
De\Tedilen arazinin spor hizmet ve fa-
aliyetlennde kullanılmak kaydıyla
spor kulüplerine tahsisi, amaca uygun
kullanmalan için her türlü önlemin
• Tasanda, Atatürk Orman Çiftliği mülkiyetinde bulunan ve sportif amaçlarla kullanılan 126 bin
572 metrekarelik arazinin, belirlenecek bedel karşılığında Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü'ne devredilmesi öngörülüyor.
alınması, denetrmin yapılması ve ge-
rektiğinde tahsislerin kaldınlmasın-
da Gençlik ve Spor Genel Müdürlü-
ğü yetkili olacak.
Tasannın gerekçesinde gençliğin
korunması ve sporun geliştirilme-
sine ilişkin Anayasa'nın 58 ve 59.
maddelerine atıfta bulunularak, şöy-
le denildi:
"Ankara ilinde mevcut spor saha
vetesislerinin yeteraz ofanası, sporsa-
ha ve tesislerinin yapımj için Genç-
Bk ve Spor Gend Müdürlüğü Be genç-
lik ve spor kulüplerince uygun taşın-
mazlara ihtryaç duyulması ve özel
müDdyette bulunan taşmmazlarara-
sında bu ihtrvacı karşdayacak bü-
yüklükte bir taşınmaz bulunmama-
sı karşısında bu tasan hazuiannuş-
ürT
Çiftükte yağmanın seyri
Çiftlik arazilerinin önemli birbö-
lümü şu anda özellikle kamu kurum
ve kuruluşlannın işgali altında bu-
lunuyor. Işgal edilen araziler üze-
rinde kentin ana yollan, lojmanlar.
okul, pazar yeri, karakol, cami gibi
tesis ve binalar yer ahyor. Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer' in em-
riyle AOÇ'yi inceleyen Devlet De-
netleme Kurulu (DDK) da raporun-
da, bu olguya dikkat çekildi.
Rapora göre, 1938'den bu yana
yaklaşık 22 miryon metrekarelik ara-
zinin satışı yapıldı. Aynca 7 miryon
metrekarelik arazi de kira ve benze-
ri sözleşmelerle gerçek ve tüzel ki-
şüerin kullanımına bırakıldı. Bu alan-
lar üzerine otobüs terminali, akarya-
kıt istasyonlan, kamu binalan. sos-
yal tesisler yapıldı.
1991 -1995 arasında çiftlik toprak-
lannın, 2 milyon metrekaresi Jokey
Kulübüne, 1 milyon metrekaresi ka-
mu kurumlanna ya da özel kişilere
kiraya verildi. Daruştay'ın 1998 ta-
rihli karan da topraklann kiraya ve-
rilmesini önleyemedi, yalnızca hızı-
nı azalttı.
Ağaçhk alan azaldı
Çiftlik topraklannın yaklaşık yüz-
de 13 "ü kamu kurumlannca kiralan-
dı. Kiralarda yüzde 43 ile en büyük
payı bakanlıklar, yüzde 33 ile bele-
diyeler ve şirketleri, yüzde 15 ile
BEDAŞ, TEAŞ gibi kurumlar ahyor.
Toplam 1.8 milyon metkarelik ala-
nın, 1.3 milyon metrekaresini Tanm
Bakanlığı: 378 bin metrekaresini
Başbakanlık; 112 bin metrekaresi-
ni Gençlik Spor kiraladı.
Başlangıçta büyük bir hızla ağaç-
landınlanve 1939yılında4milyon-
dan fazla ağaç bulunduğu belirtilen
çiftlikteki ağaçlık alan yıllar içinde
giderek azaldı.
Bakanlar birbirine düstıi
Bağış yasağından
Hmtiyaz'çıktı
• Kamu kuruluşlannın yurttaşlardan
"zorla bağış almasını" önlemek üzere
hazırlanan düzenlemeye özellikJe Içişleri ve
Adalet Bakanlığı'nın itiraz ettiği öğrenildi.
Bunun üzerine istisnai çerçeve çizildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu kuruluşlan
bünyesinde kurulan vakıflann yurttaşlardan "zorla ba-
ğış toplamasınu kamu kaynaklânıu kuUanmasuu ve bu
yoHa kayıt dışı gefir kaynaklarT oluşturmasını önle-
mek üzere hazırlanan tasan ölü doğdu. En büyük geli-
re sahip vakıflardan olan Türk Polis Teşkilatını Güç-
lendirme Vakfi'nı kollamak isteyen Içişleri Bakanlığı
ile kendi vakıflanna arka çıkan Adalet Bakanlığı, tasa-
nya itiraz etti. Bunun üzenne, bazı vakıflann istisna
kapsamına alınması ve inisiyatifin Bakanlar Kuru-
lu'na bırakılması öngöriildü. Kamu vakıflannın zorla
bağış toplamasını önlemek üzere
hazırlanan tasan dün TBMM'ye
sevk edildi. Başbakan Yardımcısı
Mehmet AK Şahin m basın toplan-
tısıyla açıkladığı tasannın Bakan-
lar Kurulu'ndaki görüşmeleri sıra-
sında sert tartışmalar yaşandığı or-
taya çıktı.Başbakan Yardımcısı Şa-
hin, hazırladığı ilk taslakta; nüfus
MehmetAB Şahin cüzdanından tapu, pasaport ve sü-
rücü belgesi alımına kadar tüm
kamu hizmetlerinde yurttaşlardan
zorunlu bağış adı altında para top-
layan 608 kamu vakfinı yasal dü-
zenleme kapsamına aldı. Ancak bu
düzenleme Içişleri Bakanlığı ve
Adalet Bakanlığf nın itirazına ne-
den oldu. Içişleri Bakanı Abdülka-
dir Aksu, 160.5 trilyonluk bütçeye
sahip Türk Polis Teşkilatı Güçlen-
dirme Vakfi başta olmak üzere
kendi bakanlığının vakıflannın ya-
sal düzenlemeden büyük zarar gö-
receğini ve yurttaşlara hizmet gö-
türemez hale geleceğini savundu.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in de
benzer kaygılan ilettiği öğrenildi.
Şahın ise istisnaya karşı çıktı. Bu
durumda yasanın bir anlamı kal-
mayacağını vurgulayan Şahin, va-
kıflann "kamudan nemalanması-
nın önlenmeanin" bütçedeki yükü de kaldıracağını
kaydetti. Diğer bakanlann kendi görüşlennde ısrar et-
mesi ve tasanya imza atmaya yanaşmaması üzerine,
kapsam maddesi değiştirildi. Ancak Şahin"in isteği
üzerine "istisna kapsamına girecek vakıflann adlan"
tanımlanmadı. istisna kapsamına girecek vakıflann
Bakanlar Kurulu karan ile beürlenmesi kararlaştınldı.
Tasanyla; "Kanunla kurulan dernek ve vakıflar ile
(TSK'yi Güçlendırme Vakfi ve Sosyal Yardımlaşma
ve Dayanışma Vakfi) ile vakıf üniversiteleri de yasa
kapsamı dışına çıkanldı. Tasannın son halinden hoş-
nut kalmayan Şahin, bu konudaki rahatsızlığını,
gazetecilerin sorulannı yanıtlarken gösterdi. Ken-
disinin hiçbir vakfa imtiyaz tanınmaması görüşünde
olduğunu vurgulayan Şahin, "Siz cümlelerimin içinden
ambızla ne demek istedigimi çıkanrsuuz" dedi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
OYLARı
Abdülkadir Aksu
Müzik, haber ve kültürel ağırlıklı programlar yayımlanabilecek
Kiirtçe yayın ulusal TV'den
CemüÇiçek
ANKARA(Cumhuri\et Bürosu)
- RTÜK, ülke genehnde ızleyici
ve dinleyici profüi çıkanlıncaya ka-
dar Kürtçe yayın yapma yetkisini
yalnızca ulusal kanallarla sınırla-
dı. Üst Kurul'un hazırladığı yö-
netmelikte radyo ve televizyonla-
nn bu dillerde yapacakla-
n yayınlann süresi arttın-
lırken, anında çeviri zo-
runluluğu getirildi.
RTÜK Başkanı Fatih
Karaca, dün basın toplan-
tısı düzenleyerek Kürtçe
yayına izin veren Radyo
ve Televizyon Yayınlan-
nın Dili Hakkında Yönet- ^~^~
melik'i açıkladı. Karaca'nın ver-
diği bilgiye göre. yurrtaşlann gün-
lük yaşamlannda geleneksel ola-
rak kullandıklan dil ve lehçeleri be-
ürlemek amacıyla bir izleyici- din-
leyici profıli çıkanhncaya kadar bu
yayınlan yalnızca kamu ve özel
ulusal kuruluşlar yapabilecek.
RTÜK'ün bu profıli çıkarmasımn
ardından yerel ve bölgesel yayın
kuruluşlannuı istemleri de değer-
lendinlecek. Karaca, izleyici- din-
leyici profilini hızla çıkarrmayı
planladıklannı bildirdi.
Radyolar günde 1 saati aşma-
mak kaydıyla haftada 5 saat; tele-
• RTÜK yurttaşların günlük yaşamlarrnda
geleneksel olarak kullandıklan dil ve
lehçeleri belirlemek amacıyla bir izleyici-
dinleyici profıli çıkanlıncaya kadar bu
yayınlann yalnızca kamu ve özel ulusal
kuruluşlarca yapılabileceğini açıkladı.
vizyonlar da günde 45 dakika ol-
mak üzere haftada 4 saat yayın ya-
pabilecek.
Bu dillerde müzik, haber ve kül-
türel ağırhkh tanıncı programlar ya-
yımlanabilecek.
Ancak televizyonlarda altyazıy-
la Türkçe çeviri, radyolarda da
programın hemen ardından çeviri
zorunlu olacak. Bu dil ve lehçele-
rin öğretilmesine yönelik yayın
yapılamayacak. Yönetmehkte her-
hangi bir dil ve lehçe sınırlaması
da getirihnedi.
Yayın yapmak isteyenler
RTÜK'e başvurarak izin alacaklar.
RTÜK aynca konuyla il-
gili bir çalışma grubu
oluşturacak. Karaca.
TRTnin de bu yayını ya-
pabileceğini belirtirken,
yönetmeliğin gerekli dü-
zeltmelerin yapılarak
Başbakanlığa gönderi-
leceğini söyledi. Yönet-
melikteki yayın süreleri-
nin AB ülkelerinde uygulananlar-
dan daha yüksek olduğunu vurgu-
layan Karaca, "Yönetmelikile bir
smırlama, daraltma söz konusu de-
ğiL Profil ohnadan hangi bölgede
hangi lehçe konuşuluyor bu bflin-
miyor. Kuruluşlar yasaya uyduk-
lan müddetçe rahatiıkla yayın ya-
pabimier" dedi.
Kamu yönetimi
Erdoğan
müfettişleri
suçladı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan,
kamu yönetimi taslaklan-
nı çıkarmakta kararh ol-
duklannı söylerken, ka-
mu teftiş kurumlanndaki
müfettişlere ağır suçlama-
lar yöneltti. Erdoğan, ye-
niden yapılandırma için
kendilerine olumlu görüş
bildiren kuruluşlann da
"sonradan takı»e yapü-
ğmı" ıleri sürdü.
Tayyip Erdoğan, dün
partisinin grup toplanrı-
sında, kamu yönetimi, ye-
rel yönetimler ve il özel
idareleriyle ilgili taslak-
lardan \azgecmeyecekle-
rini, Türkiye'nin gelece-
ğini ve medeniyet yanşı-
nı burada gördüklerini
söyledi. Bazı kurumlann
taslaklan eleştirmesine
tepki gösteren Erdoğan,
"ToplanoJarda bize kaü-
tayorlar, dışarda farklı söy-
lüyoriar.Acaba bize takrv-
ye mi yapryorlar? Şimdi
ben hakikaten bunu dü-
şünmeden edemiyorum.
Böyleönemli meselede ge-
lin bize taknye yapmavm.
Devktin üniter v-apısı za-
rar görür diyorlar. Biz ya-
sanıa ve yargr/la ilgiK dü-
zenleme yapmıyoruz,sade-
ce >üriitme\1e ilgili düzen-
leme yapryoruz. Bunu gör-
mezden gehyorlar. Bu ta-
kıyye değil de nedir ya-
hu?" diye konuştu.
Denetim anlayışını de-
ğiştireceklerini belirten
Erdoğan, kurumlann iç
denetünlerinin doğru ça-
lışmadığını söyledi, an-
cak taslakta daha da daral-
tılan u
iç denetim" uygu-
lamasını sa\-unarak çeliş-
kiye düştü. Erdoğan, "Ar-
tık teftiş teftiş olmaktan
çıkû. Şimdi her müfetti-
şin başma bir müfettiş dik-
mek zorundasuuz. O ka-
darparamızyok.Ö>1eşey-
lergefişiyorkio müfettişm
başma da bir başka müfet-
tiş dikeceksiniz. Denetim,
denetim. denetirrL. gkti>or.
Kurtulacaksınız bunlar-
dan" diye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
ABD, yüksek askeri gücüyle Irak'ın
üzerine çullanıp işgale giriştiğinde Tür-
kiye'nin kaderini ABD ile birteştirme-
yi savunanlar çok mutluydu. Işgal kı-
sa sürede tamamlanıp ABD birlikleri
Bağdat'ı ele geçirdiğinde, mutluluk
küstahlığa dönüşmüştü. "Nerede bu
Saddam'tn ordusu, amma da fos-
muş..." yorumlan ortalığı kaplamıştı.
Bu arada ABD askerlerinin Türkiye'de
konuşlanmasına izin vermeyen Mec-
lis karan alaya alınıyordu. "Geçti ar-
tık, ABD bizi cezalandıracak. Irak'ın
geleceğiniplanlamak olanağı varken,
şimdi tamamen dışında kaldık" deni-
yordu.
Aslında bu bölgenin üzerinde fela-
ket bulutlan dolaşıyordu. Şaron-Bush
ikilisi, çevrelerine topladıklan şahinler-
leOrtadoğu'yu kana bulamaya hazır-
lanıyorlardı. Bölgenin bütün dengele-
rini altüst edip, akıllannca yeni bir dü-
zen kuımak istiyorlardı. Irak'la başla
:
yan müdahalenin Suriye ve Iran'ı kap-
sayacağı da açıkça dile getiriliyordu.
Irak îşgalinin Bedeli...
ABD'nin bu planlannın Türkiye'ye de
yarayabileceğini düşünenler, "Haydi
dedikleriniyapalım" aceleciliği içindey-
diler. Hiç düşünmüyorlardı ki, bu bü-
yük altüst oluş en çok Türkiye'yi ge-
lişmelerin içine çekecekti. Türkiye,
ABD ile en fazla jşbiriiği yapan ülke olur-
sa, bu daha da büyük sonuçlar do-
ğuracaktı.
• • •
Gelişmeler, ABD'li şahinlerin istedi-
ği gibi olmadı. Şaron'un Filistinlilerin
üzerine yağdırdığı bomba Filistin'den
gelen tepkisel terörü önlemek bir ya-
na daha da azdırdı. Sonuç olarak
Irak'ın işgaliyle başlayan süreç, bazı-
larının beklediği sonuçları vermedi.
Irak'ta işgale karşı oluşan öfke ve tep-
ki, işgalci güçleri, önceden hesapla-
yamadıklan sorunlaria yüz yüze bı-
raktı.
"Biz demiştik" demenin bir önemi
yok. Ancak, Irak'ta akan kanın, altüst
olan yaşamın bölge ülkelerini etkile-
memesi mümkün müydü? Değildi. Iki
sinagogun önünde patlayan ve 25
yurttaşımızın ölümüne yol açan pat-
lamalar, yanı başımızdaki felaketin bi-
ze ödettiği bir bedel. ABD, bu bölge-
nin dengesini bozdu. ABD, bu bölge-
nin insanlannın psikolojisini de boz-
du. Şimdiye kadar karşılaşmadığımız
boyutlarda acımasızlıklaria yüz yüze-
yiz.
Türkiye, aslında 1950'lerden bu ya-
na bölgede hep ABD ile işbirliği yap-
tı. ABD'nin çıkartanyta Türkiye'nin çı-
karlannın üst üste çakıştğını söyleyen-
ler 50 yıl boyunca Türkiye'ye egemen
oldular. Bu 50 yılın doğru bir muha-
sebesini yapmanın zamanı artık gel-
di. Bu 50 yıl içinde üç buçuk askeri mü-
dahaleyle karşı karşıya geldik. 53 yıl-
lık çok partili rejim, ABD'den gelen
"antikomünist" müdahale ve yönlen-
dirmelerle özüriü hale getirildi.
•••
Şimdi yeni bir gelişmenin eşiğinde-
yiz. Şu gerçek artık bütün çıplaklığıy-
la ortaya çıktı: Bush'un ve Şaron'un
kana buladığı bu bölgede, iş iyice için-
den çıkılmaz bir hale geliyor. Bu böl-
genin ve dünyanın banş ve özgüriük
isteyen güçlerine her zamankinden
daha çok ihtiyaç var. Bush ve Şaron
bu ülkelerin başında kaldıkça ve bu
siyasetler devam ettikçe, bu bölgede-
ki çılgınlık, acımasızlık daha da arta-
caktır.
Geçen mayıs ayında Avrupa Işçi
Sendikalan Konfederasyonu Genel
Sekreteriiği'ne seçilen Ingiliz sendi-
kacı John Monks, ilginç bir saptama-
dabulunmuştu: "Umalım kiönümüz-
deki dönem ABD'de sol güçlensin.
Yoksa dünyanın hali çok kötü ola-
cak. " Dünyanın kaderi üzerinde tayin
edici bir ağnlığa sahip olan ABD'de
Bush'u yönetime taşıyan seçimlerin
şimdi ne kadar önemli olduğunu da-
ha iyi anlıyoruz.
ABD'nin savaş lobileri Bush'u yö-
netime getirerek insanlığın başına bü-
yük bir bela açtılar. Bu belanın en bü-
yük acısını ise Ortadoğu halklan çe-
kiyor. Sinagog baskınlanyla biriikte bu
felaket daha da yakıcı bir şekilde bi-
zim karşımıza dikildi.
Şimdi belki yeni baştan düşünebi-
leceğimiz bir döneme geldik. Bush'la
çok derin işbirliği, Türkiye'yi bir fela-
ketesürükteyecekti. Bundan kaçınmak
gerekiyordu. Şimdi ise umudumuz
ABD halkında. Bir yıl sonra Bush ve
takımını başlanndan atmalannı bekli-
yoruz. Bu felaket takımının bir şekil-
de dünyanın başından gitmesi dışın-
da başka bir çözüm kalmadı.
Irak'ın işgalinin ne anlama geldiği-
ni belki şimdi daha iyi anlıyoruz. Uma-
nm anlıyoruz...
GLOBALPOLİTÎKÜLTCR
ERGİN YILDIZOĞLU
Yüzsüzlere ve
Papağanlara Dair
Irak'ın işgalinin tüm gerekçelerinin yalan olduğu
ortaya çıktı. Ama Bush ve Blair yüzleri kızarmadan
ortada dolaşıyoriar, Türkiye'yi savaşa sokmak için
yırtınmış olan medya gülleri de... İlk ikisi yeni bir se-
naryo peşinde. Bizimkilerse olayın farkında değil; hâ-
lâ aynı dalgadan yayına devam...
Parlak ambalaj
ABD Irak'ta bataklığa saplandı; işgali sürmesine,
ekonomi, petrol vb. üzerindeki denetimine, dağıtmak-
ta olduğu ihateleri (imtiyazları) korumaya devam et-
mesine olanak sağlayacak yeni bir taktik deniyor:
2004 ortalanna kadar Irak Geçici Kuklalannm (par-
don konseyinin) yerini bir başka geçici kuklalar gru-
bu (pardon hükümeti) alacak. Bu hükümet bir ana-
yasa yapacak, ülkeyi seçimlere götürecek. Ama ye-
ni hükümet seçildikten sonra ABD güçleri Irak'ı terk
etmeyecek. Sömürge Valısı Bremerdiyor kı "Yöne-
timi geçici sivil hükümete devredince, bizim duru-
mumuz da değişecek. İşgalci bir güçten, davetle
gelmiş bir güce dönüşeceğiz". Hımm. Demek ki
seçimler, mutlaka ABD'yi davet edecek bir hüküme-
ti iktidara getirecek!
Şimdi, bu pisliğe parlak bir ambalaj gerekiyor. Po-
well yine Avrupa'da. AB dışişleri ve savunma ba-
kanlan da Irak, Ortadoğu ve savunma (ABD-AB iliş-
kileri) konulannı konuşmak için toplandılar. Bakan-
lar, sonra Povvell'le görüşecekler. BM destekli NA-
TO'nun Irak'ı devralması, daha doğrusu bölgenin
ABD- AB arasında nasıl paytaşılacağı konuşulacak.
Le Monde, olayın "nıhunu", Irak Çıkmazı", başlık-
lı yorumunda, Avrupa ülkelerini, "Şimdi haklı çıktık
diye böbürfenmenin zamanı değil" sözleriyle uya-
rarak ortaya koydu. Le Monde'a göre "ABD güçle-
rinin Irak'tan acele çıkışı, başansızlığın feci bir iti-
rafı olacak, tüm Ortadoğu'da istikrarsızlığa kapı
açacaktır" (16/11).
Ortadoğu'da, "/st/fcrann" (1948'den sonra Israil'in
güvenliğınin) önce Ingiliz, sonra ABD hegemonya-
sı altında Batı'nın emperyalist egemenlıği anlamına
geldiğini anımsarsak Le Monde'un istikrarsızlıktan
söz açarken aslında, Ortadoğu'da, Bati egemenli-
ğinin, Bush'un hatası yüzünden yıkılmasına izin ve-
rilemeyeceğini vurguladığını görebiliriz. Şimdi bu
emperyalist "çözümû", bize, "uluslararası toplu-
luk", BM kararian, NATO vb. gibi parlakkâğıtlarasa-
rarak sunmaya hazırianıyorlar.
Ve papağanlar
Emperyalist bir ittrfakın, çıkarları gereği iki yüzlü
davranması doğal. Ya bizdeki papağanlara ne de-
meli? Bunlardan birileri bazen Irak'agidiyor, dönün-
ce de hemen başlıyoriar: "Efendim direnişçiler ufak
birazınlık.." (sanki bir direnişin meşruiyeti için hal-
kın çoğunluğunun fıilen silafı tutması gerekirmiş gi-
bi- E.Y.), "aslında işler iyi gidiyor." Yani "ABD'nin
rejim inşa programı demokrasi, refah getirmek üze-
re ilehiyor." Ama, CIA işlerin iyi gitmediğini düşünü-
yor. ABD, sivil halkın bulunduğu bölgelen, her türiü
uluslararası hukuku, insan haklannı ihlal ederek bom-
balıyor. Stanford Üniversitesi'nden Prof. Krasner,
Los Angeles Times'da, "Biz Demokrasiyi nasıl inşa
edeceğimizbilmiyoruz... Kosova ve Doğu Tımor'da
başanlı olmadık" diyor (16/11). Neoconlann ide-
ologları, Kagan - Kristol ikilisi "banşı kaybetmek-
ten söz ediyor".
Bugün, Bush yönetiminin propagandasını tekrar-
layan papağanlar, aslında bu işi ilk kez yapmıyorlar.
Bunlar yıllardır, hertürtü halkçı politikaya, toplumun
genel çıkariarını biraz olsun korumak amacıyla pi-
yasayı, ekonomiyi yönlendirmeönerisine, "toplum-
sal mühendislik" deyip karşı çıktılar. Çünkü, birile-
rinden "toplumsalmünendisliğin" özgüriükleri aşın-
dırdığını duymuşlardı. Şimdi, o birileri, bırakın piya-
saya müdahaleyi, bir ülkenin rejimini, sosyo-ekono-
mik yapısını, hatta tüm bir bölgenin düzenini yıkıp
yeniden inşa etmeye kalkıyor. Bizimkilerden, des-
tekten başka ses yok. Hepsinin gözleri kamaşmış,
ağızlan sarkmış, salyalan akıyor... Bızlere düşüyor
yine, "Bu iş olmaz, buna kimsenin gücü yetmez, ABD
kaos yaratıyor, aman bulaşmayalım, "diyeuyarmak.
Onlar ise hiç sıkılmadan yazmaya, "Türkiye, 1 Mart'ta
tezkereyi çikaramadığı için ABD'yi kendi elleri ile
Irak'taki aşiretlere teslim etmişti" ya da "1 Mart'ta
(yani Irak savaşı arifesinde) tren geldi, önümüzde
durdu. Lüks vagonda bizeyeraynlmıştı. Binmedik"
gibisinden söylenmeye devam ediyoriar. Ordu şim-
di Irak'ta olsaydı, bir halkın emperyalızme direnişi-
ni bastırmak için ölüyor, öldürüyor olmayacak mıy-
dı? Ama papağanlann umutlan kınlmasın, aynı işi NA-
TO bayrağı altında yapmak için ellerine bir fırsat da-
ha geçebilir...
Dava bitinceye kadar yayın yasağı
Vakit'e ihtiyati
tedbir kondu
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Türk Si-
lahlı Kuvvetleri'nde ha-
len görev yapan 312 ge-
neral ve amirale hakaret
ettiği için hakkında açı-
lan davaya iüşkin sürek-
li yayın yapan Vakit'e
ihtiyati tedbir kondu.
Ankara 20. Asliye Hu-
kuk Mahkemesi, gene-
rallerin avukatı Bilgm
Yazıcıoğhı'nun, davanın
sonuçlanmasına kadar
gazetenin yayınlanna
tedbir konulması yönün-
deki istemini karara bağ-
ladı. Yargıç Bülent Ç>-
nar, Avukat Yazıcıoğ-
lu'nun istemini yerinde
bularak Vakit Gazete-
si'nin dava ile ilgili ya-
yınlannın önlenmesi ka-
rannı verdi. Mahkeme-
nin tedbir karannda şöy-
le dendi: "Yaymın yar-
gılama sürecini sistemH
şekilde ele alan ve eleşti-
ren davah gazetedekiyo-
rum ve haberkrin yar-
güama görevinin gereği-
ne uygun olarak yerine
getirilebilmesi için ko-
runması gereken bek-
lentivizedeleycceğiveka-
muoyunun inancnu.yar-
grya olan güvenini ko-
şuüandınp etldleyeceği
açıknr. Anayasanm bu-
vurucuhükumleriçerçe-
veande bu türya\mlann
esas davanın görühnesi
vesonuçlandmlması sü-
recinde tedbir amacrvla
önlenmesine karar ve-
rilmesi yolundaki istem
mahkemeceyerinde bu-
lunmuşrur.'"
Vakit Gazetesı'nde
Asun Yenihaber imza-
sıyla yayımlanan "On-
başı bile olamayacakla-
rmgeneralolduğu ülke"
başlıklı köşe yazısı ne-
deniyle 312 general ve
amiral, toplam 624 mil-
yar liralüc tazminat da-
vası açmıştı.