Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S/VFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2002 SALI
12 J v L J L J . U J A kutturfacumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN
SavaşlarveyaşamlarüzerineII Dünya Savaşı tükenmeyen bir kaynak,
sanıtdünyası için. Dün gifoi bugün de, Eve-
- resfin ulaşılamayan tepelerinden biri olarak
o gınp cazibesıni koruyor. Gerçek olanın
imgslemın ötesıne geçtiği bu savaşta ölüm-
ler, yaşamlar bir daha. bir daha irdeleniyor.
Birdöneme damgasını vuran ya da güçlü
çağnşımlan olmayan pek çok yazar, insan-
lan vlazi rejimiyle, faşizmin tırmanan gücüy-
le, ekonomik. politik gelişimlerle yüzleşti-
riyor.
Küçük Adam Ne Oldu Sana?
Bu yazarlardan bıri o l a n Hans Fallada.
"Küçük Adam Ne Oldu S a n a ? " ile ikı savaş
aras Alman insanının, küçük insanlann so-
runlınnı irdeler. Ama derin izlerbırakan ya-
zarlardan biri değildir sanki. YıbnazOnay'ın
Hans Fallada'nın romanıncian yola çıkarak
sahneye uyarladığı " K ü ç ü k Adam Ne Oldu
Sana?" 1930'lar Almanya'sında faşizmin
ayak seslennin uzaktan u:zağa duyulmaya
başladığı bir dönemde geçer. Onay'ın
1980'lerde AST için yaptığı bu uyarlama. yır-
mi yıl sonra, 2002'nin Türkiye'si için ne ya-
zık ki pek eskimiş sayılmaz. çünkü ortam ay-
nı orîam. ekonomik ve toplumsal çöküntü ka-
pıdan içeri girmiş, kolay kolay çıkmayacak
ve işsızlik gıderek tırmanmakta... Oyunda
böylesi bir ortamda sıkışıp kalmış bireyin
bilinçsizce kendi ekseni çevresine odaklanan
mücadelesi ele alınır.
Bu. boş bir çaba olmaktan öteye geçme-
yecektir. Küçük memur Pinneberg ve eşi Em-
ma'nın kurmaya ugraştıklan küçük dünya,
sert rüzgârlarla birlikte oradan oraya savu-
racaktır onlan. Beyaz gömleğiyle kravatını
sırtından hiç çıkarmayan, sürekli olarak bas-
tınlan. ezılen Pinneberg. bu koşullarda ne ka-
dar dayanabilecektir? Yılmaz Onay'ın "Kü-
çük Adam Ne Oldu Sana?**yı kabare türüy-
le örtüştürmesi 1930'lar Almanya'sının kar-
maşık ortamında yoksulluk ve hesapsız zen-
gınlik arasındakı çelişkilen vurgular. Tabiı bu
da bugün içinde bulunduğumuz bir gerçek.
Küçük bir bodrum kat kabaresinin oyuncu-
lan bir koro görevi üstlenmiş gibı, şarkılar
ve küçük danslar eşliğinde, küçük bir dün-
ya kurma çabası içindeki küçük adamın ve
kansının trajikomik öyküsünü dile gerinrler
ve bu arada çeşitli rollen d e üstlenerek kü-
çük adamın fükemşmın resmini çizerler.
Üç düzlemde gelişen oyunda Fallada'nın
kişileri, temsil ertikleri kesinrüere göre yerle-
rini alırlar oyunda. Kabare bir anlamda fark-
lı düzlemlerdeki buluşmalan, a>Tişmalan yo-
rumlar ve küçük adamın yanılgısı vurgulanır.
Bu, bilinçsizlikle örtüşen bir yanılgıdır. Ay-
mazlığın temelınde yatan husus. örgütlenme-
nin ve sendıkalaşmanın gerekliliğidir. Bugün
bu gerçeğın bilincinde olmayan var mı? "Kü-
çük Adam NeOWuSana?
w
başlıcarolleri üst-
lenmiş olan Işıl Yücesoy, Levent Öktem, Ha-
kan Yanlı. Hatice Aslan. Mahmut Gökgöz gi-
bi sanatçılann tempolu oyunculuklanyla da
renklenen bir oyun.
Marlene
Klaus Mann'ın "Mefisto"su aktör Gustav
Grüngens'ın mesleğindeyükselmek uğruna Hit-
ler Almanya'sında verdiği ödünler çevresınde
odaklanır, ama aynı bağlamda yazar siyasal \ e
ekonomik yapıyı da belirler.
. Dünya Savaşı
tükenmeyen bir kaynak,
sanat dünyası için. Dün
gibi bugün de, Everesî 'in
ulaşılamayan
tepelerinden biri olarak o
garip cazibesıni koruyor.
Gerçek olanın imgelemin
ötesine geçtiği bu savaşta
ölümler, yaşamlar bir
daha, bir daha
irdeleniyor.
Çağdaş tngiliz tiyatrosunun Caryl Churc-
hilL, Sarah Daniles gibi femınist yazarlan arasın-
da adı geçen Pam Gems de hemen hemen aynı
yıllarda ünü Amenka'da yakalayan Marlene Di-
etrich üstüne odaklanır "Marlene" adlı oyunun-
da. Sanatçının doğumunun 100. yılı nedeniyle
geçen yıl pek çok Avrupa kentinde ve New
York'ta oynanan bu eser, bizde de Murat Kara-
su rejisinde, Semiha Berksoy Opera Vakfi 'nın ilk
tiyatro çalışması olarak dikkat çekiyor. Pam
Gems, Almanya'dan 1930'larda fılm çekmek
için aynlarak Amerika'ya gidetı Marlene Dıet-
rich'in 65 yaşındayken bir dünya turnesi kapsa-
mında gittiği Pans'te, Olimpia'da sahneye çık-
madan önce yaşadığı iç çelişkiler üzerine lcur-
muştur oyununu. Ama bu kurguda feminist bir
söylem söz konusu değildir. Savaş sırasında
Amerika'dan geri dönmediği için vatandaşlan ta-
rafından reddedilen ünlü sanatçının sahne geri-
sinde ve sahne önündeki resmi ve bu iki resim
arasındaki derin uçurumdur yazann önemle üze-
nnde durduğu nokta Gems'in metninde sanat-
çının yaşamından belirleyici kesitler değil, onun
kışiliğı, bunalımlan ve dış dünyaya karşı takın-
dığıtavırişlenir Bu açıdan bakıldığında, "Mar-
lene" oyuncuyu beslemekten çok, oyuncunun
gücünden beslenen bir yapıt olarak tanımlana-
bılir. Bu bağlamda şanslı bir metın "Marlene".
çünkü Sian Philips, Judy Winters gibi güçlü
oyuncular tarafından yorumlanmış. İstanbuPda
da Zeliha Berksoy, Pam Gems'in metıundeki
boşluklan ustalıkla besleyen sanatçı.
İki bölümden oluşan "Marlene"i üç aşamada
incelemek mümkün. Yaşamı boyunca donuk ama
çekici, zarif, gızemli bir kadın kimliğine bürün-
müş olan bu sanatçı, özel yaşamında da böyle-
sine kontrollü müdür' Oyunun başında soğuk gö-
riintüsünün ardında saklı zaaflan, saldırganlığı,
çaresızliği ve de sanki onun ev kadını hali işlen-
mıştir. Tıtızdir, sıradandır, komiktir. hırçındır,
bıraz da dedikoducudur. Burada, Zeliha Berksoy.
orta yaşı geride bırakmış olan di\ anın anlık iniş-
çıkışlannı, hüzünlerıni. sevinçlerinı. kızgınlık-
lannı zarif giydiricısı Mutti (Almila Uluer) ile pay-
laşır. Farklı ruh hallenne girer çıkar. "Marle-
ne"in kurgusu, oyunun sonunda yer alacak olan
ve de büyük bir keyifle izlenen ve müziklerini
Cumhur Bakışkan'ın yorumladığı konsere yön-
lendırilmiştir. Bu açıdan bakıldığında. bırdönem-
le, bir yaşamla, savaşla yoğun bir hesaplaşma söz
konusu değildir Pam Gems'in metninde. Önem-
li olan anlardır Dietnch'ın oyunun başında dav-
ranışlanna adeta karşıt olan röportaj sahnesi \'e
ardından tek başınayken yaşanan kınlma nokta-
sında Zeliha Berksoy ölçülü performansıyla ka-
dının güçlü görünümünün ardındaki karşıtlıkla-
nn altını çizer. Küstahlık, kırgınlıklar, korkular.
yıkım... Tek başına kaldığı noktada 1938'lerde
Amenka'dan dönmeyış nedenlerini sorgular. Hit-
ler rejimine karşı sanatıyla mücadele ettiğini
vurgular, özlemini duyduğu Berlin havasını so-
luyor olamamanın acısını ufak dokunuşlarla ta-
şır seyirciye. Konser ise kulaklara olduğu kadar
gözlere de hitap eden bir finaldir. Tasanmmı Se-
vimÇavdar'ın yaptığı hnaletı ve görkemli kür-
küyle tepeden bakarak çıkar sahneye. Ramp ışık-
lan onun karamsar dünyasındaki tek aydınlıktır.
Söyler, söyler, söyler. Her alkış onu biraz daha
Marlene'leştirir.
Zeliha Berksoy sanatçının zengin repertuva-
nndan parçalan ustalıkla yorumlar ve bir ya-
şamdan resimler sanki "Lili Marlen"de bulu-
şur.
DENEME VE ELEŞTtRl USTALARIMIZ
Tahsin Yücel için
YTU'de sempozyum
• Yücel'in yaşamından kesitleri yansıtan dia
gösterisinin ardından Doğan Hızlan'ın
yöneteceği etkinlikte, Prof. Dr. Fatma
Erkman, Ferit Edgü, Prof. Dr. Osman
Senemoğlu, Prof. Dr. Mustafa Durak ve Zeki
Coşkun konuşmacı olarak katılacak.
Hızlan'ın yöneteceği, Prof.
Dr. Fatma Erkman, Ferit
Edgü, Prof. Dr. Osman
Senemoğlu, Prof. Dr
Mustafa Durak
ve Zeki Coşkun'un
konuşmacı olarak yer
alacağı sempozyum
gerçeldeştirilecek. Yücel,
1953'te Galatasaray
Lisesi'ni, 1960'taİÜ
Edebiyat Fakültesi Fransız
Dili ve Edebiyatı
Bölümü'nü bitirdi. Aynı
bölümde profesör olan
Yücel, 19.. ve 20. yüzyıl
Fransız yazuıı ve
göstergebilim alanında
uzmanlaştı. 'Hanej'
Yaşamah' adlı öykü
kitabıyla 1956 Sait Faik
Hikâye Armağanı'na,
'Düşlerin Ölümü' ile
1959 TDK Öykü Ödülü'ne,
'Peygamberin Son Beş
Günü' ile 1993 Orhan
Kemal Roman Ödülü'ne,
'Komşular' ile Dünya Kitap
1999 Yıhn Kitabı Ödülü'ne,
'Söylemlerin İçinden" ile
1999 Sedat Sünavi Edebiyat
Ödülü'ne, çevirileriyle de
1984AzraErhatÇeviri
Yazını Üstün Hizmet
Ödülü'ne değer görüldü.
Bu ay çıkan kitabı 'Yalan'da
Yücel, çağımızda toplumsal
bir alışkanlığa dönüşen,
ama evrensel boyutlara
uzanan yalanı ele alıyor.
Kültür Servisi -Üki Mefih
Cevdet Anday için yapılan
'DenemeveEleştiri
Istalanmız'
sempozyumlannın ikincisi
Prof. Dr. Tahsin Yücel
için 10 Nisanda saat
15.00'teYıldızTeknik
Üniversitesi
Oditoryumu'nda yapılacak.
Öykü ve roman yazan,
diİbilimci. deneme ve
eleştiri ustası Yücel, bu
sempozyumda 'denemeci ve
eleştirmen' yamyla ele
alınacak. Kendisine YTÜ
Rektörü Prof. Dr. Ayhan
AUaş'ca 'edebiyaumıza
katkılan için' YTÜ'nün
teşekkür yıldızı verilecek.
Yücel'in yaşamından
kesitleri yansıtan dia
gösterisinin ardından Doğan
'Othello', 'Beş Katlı Binanın Altıncı Katı', 'Meraki' ve 'Unutulan Adam'
îstanbul Şehir Tıyatrolan 'nınyeni oyunları
Kültür Servisi - İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Şehir Tiyatrolan, dört yeni
oyunla ızleyıcı karşısında.
Şehir Tiyatrolan. Azeri yazar Anar'ın
yazdığı 'Beş Katlı Binanın Altıncı Ka-
tı' adlı oyununu 24 Nisan-5 Mayıs ta-
rihleri arasında riyatroseverlerle buluş-
turuyor. Üsküdar Müsahipzade Celal
Sahnesi'nde ızlenebılecek oyunda, Cen-
giz Tangör, Sevil Akı, Ayşegül De\rim,
Sevil Uluyol, Tuğrul Arseven, Murat
Coşkuner, Kahraman Acehan. Suphi
Tekiner, Hasibe Eren, Mustafa Arslan,
İskender Bağcüar, Mldan Gürelman,
Berna Demirer, Yılmaz Meydaneri, Sey-
han Arslan, Caner Bilginer ve Ceren Er-
ginsoy rol alıyor. Rejisini Can Doğan'ın
yaptığı oyun, çağdaş bir aşk masalını
anlatıyor. 'Beş Kam Binanın Akmcı Ka-
tı', 196O'lı yıllarda Azerbaycan'da ya-
şanan bir aşkı artahrken bireyin toplum-
sal ilişkiler ve düzen karşısındaki yeri-
ni sorguluyor.
Zaman arahklanndaki değişimler
Molierein ünlü yapıtı 'Le Malade
Imaginaire'den Ahmet Vefik Paşa tara-
fından 'Meraki' adıyla Türkçeye uyar-
lanan oyunda Şehir Tiyatrolan'nın ye-
ni oyunları arasında. 24 Nisan'da Fatih
ReşatNuri Sahnesi'nde başlayacak olan
oyun, 17,19 ve 21. yüzyıhn zaman ara-
lıklannda insanoğlunun hayatında ne-
lerin değiştığini. nelerin olduğu gibi
kaldığını komedı öğelenyle irdeliyor.
Kâmran Usluer. Ayşe Kökçü, Sevinç
Erbulak, Esra Ede, Mehmet Çerezcioğ-
lu, Eraslan Sağlam, Metin Çoban, Tol-
ga Yeter, Sükan Kahraman, Hiisnü De-
miralay, Ergün Işıldar ve Hikmet Kör-
mükçü'nün rol aldığı oyunu ABTav'gun
yönetiyor.
1VJ. eraki' 24 Nisan 'da
sahnelenmeye başîarken 'Beş
Katlı Binanın Altıncı Katı' 24
Nisan-5 Mayıs tarihleri arasında
sahnelenecek. 'Unutulan Adam'
17Nisan'da, Othello' 1 - 5
Mayıs tarihleri arasında
sanatse\'erlerle buluşacak.
Şehir Tiyatrolan'nın sahneye koya-
cağı bir diğer oyun, bir zamanlar gaze-
telerin manşetlerinden inmeyen dün-
yaca ünlü bir doktorun. ününün bede-
lıni ödemek için özverilerini anlatan, Nâ-
zım Hikmet ın 'Unutulan Adam' adlı
oyunu. Oyun, 17 Nisan'da Harbiye
Muhsin Ertugrul Sahnesi'nde izlenebi-
lecek. Mazlum Kiper'ın tasanm ve yö-
netimındeki oyunda, Süleyman Balçuı,
Ayşegül İşsever, Demet Bozkaya, Ha-
kan Güner,Mert Kansak,Uğurtan Ata-
kan, Kubilay Pembekh'oğlu yer alıyor.
WîDiam Shakespeare'ın 'OtheDo'su.
Şehir Tiyatrolan'nca sahnelenenyeni
oyunlar arasında. Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti turnesi kapsamında, Ga-
zi Mağusa'daki Othello Kalesi'nde prö-
miyeri yapılan oyun. 1 Mayıs'ta Ka-
dıköy Haldun Taner Sahnesinde per-
de dıyecek. Oyun 5 Mayıs saat 18.00'de-
ki oynayışıyla sezonu kapatacak. A.
Vahit Turhan ve X. Turan Oflazoğhı ta-
rafından Türkçeye çevrilen 'OtheDo'yu
Şükrü Türen sahneye koydu.
Irkçı ön> argılann kuşatmasmda
'Othello'da, Hüseyin Köroğlu, Ar-
gun Kınal, Burak Davutoğlu, Murat
Dahaban, Naci Taşdöğen, Aytaç Yö-
rükaslan. Gürol Güngör, Tank Şerbet-
çioğlu. Zeki Yıldınm, Bestem Türen,
Binnur Şerbetçioğlu, Ashhan Kande-
mir, Murat BavlL, Ali Mert Ya\ıızcan,
Doğan AHmeL Rahmi EDıan ve Serdar
Orçin rol alıyor. Oyun, Osmanlı donan-
masının Kıbns'ı fethetmek için yol
alırken, askeri zekâsı ve cesareti ile
Venedik'e hizmet veren bir Arap olan
Othello'nun, âşık olduğu Desdemona
ile gizlice evlenmesini ve ırkçı önyar-
gılann kuşatması altındaki yaşantısı-
nı konu alıyor.
Muhsin Ertugrul Sahnesi: (0212
246 06 28)
YAZI ODASI
SELIM ILERİ
Korku (tirafları
Nice zamanlar bana öyle geldi ki, çocukken, kal-
bimin bir yanı kötülüklerle, çarpıklıklarta, sapkın-
lıkla doluydu.
Korkulardan, endışelerden uzak yaşıyorken, çok
garıp olan, korkulann, hatta dehşetin o garip, uç-
suz bucakstz, bendekı çekictliğiydi. Yalnız bu kor-
kular busbütün yanı başımda olmayacaktı.
Evde inanılmaz kertede düzenlı bir hayat vardı.
Sabahleyın kalkıhr, el yuz yıkanır. ille kahvaltı, son-
ra ağız yıkanacak, dış fırçalanacak. Okul. Sabah-
çıysam okul dönüşü öğle yemeği, oğlenciysem
okula gitmeden önce yemek. Akşamüzeri bir bar-
dak süt. Akşam yemeği. Dersler. Erkenden yatmak.
Bütün sonbahar, bütun kış, bütün ilkyaz böyle
yaşamak bende kötulük. çılgınlık arzuları uyandı-
nrdı.
Almanca bir kitap vardı, babamın kitabı, bol re-
i simli. Roma tarihinı anlatıyordu. Kötülüğü, çılgın-
lığı ilk orada, o resimlerde keşfettim galiba.
Zavallı ilk Hırıstıyanlar arenalarda gladyatörterın
önüne atılıyordu... Neron bir tepeye çıkmış, yak-
tığı Romayı seyrediyor. Alev alev bir Roma...
Sonra başka bir kıtapta da, Yahya'nın başı et-
rafında yedı tül dansı yapan Salome! Yahya'nın ke-
sik başını tepsıye oturtmuşlar...
O ne dalıp gidiş! Resimlere dakikalarca bakar-
dım. Annem, babam, herhangi bıri fark edecek di-
ye, bir yandan da tetikteydim. Yanıma biri gelse,
hemen sayfayı çevırıyordum: Roma'nın görkemli
ve masum bir tapınağı...
Kalbimin bu gizini, kötülüğe gönül vermişliğimi,
dehşetin uyandırdığı hazzı, komşularımızın eşya-
sını kımselere sezdirmeden küçük, sedefli çakım-
la bıçaklayışlanmı, hayvanlara, hele böceklere giz-
li gızlı eziyet edışlenmi. bitkileri, çiçekleri ınsafsız-
ca koparışımı karanlık bir ıhtirasla başkalarından,
ailemden, oğretmenlerimden, arkadaşlarımdan
saklardım.
Günün bırinde Hüseyin Rahmi'nin Ben Delimi-
yim? adlı kahkaha ve acı yüklu romanını okudum.
Orada Şadan benden başkası değildi.
Nöbetler geçince yıne sessız sedasız oluyor-
dum. Nobet bir kere gelmeyegörsün, kendi eşya-
mıza bile amansızdım. Ceviz kaplama gardıropta-
ki, çam taburedeki, gul ağacı yazı masasındaki
derin çakı çiziklerine uzun süre anlam verilemedi.
Kim yapıyordu?
Evde hepi topu dört kişiyiz. Yakalanmam uzun
sürmedı. Kıyametler koptu. Çakımı elimden aldı-
lar.
Bu kez gazetelerdeki cinayet haberlerine da-
dandım. Hürriyet, Akşam ve Cumhunyet alıyor-
duk. Cumhurıyet'in cinayet haberine rağbetı ne
ölçüdeydi, hatıriamıyorum. Ama ötekilerde bol bol.
O zamanlar akşamüzeri çıkan gazeteler vardı. Son
Saat, Son Telgraf falan. Gazeteci çocuklar bağıra
çağıra gazetedeki cinayet haberini duyururiardı.
Harçlığıma kıyıp hemen alırdım.
Dediğim gibi, cinayet haberlerıni tek satır atla-
mayarak dikkatle okurdum.
Mesela, bir kankocanın mı, yoksa bir metresle
evli sevgilisinın mi ya da kıbar bir fahışeyle dostu-
nun mu, sonu "tabanca kurşunları"yla biten aşk
hikâyelerini dün okumuşçasına anımsıyorum.
Erkeğin, aldatıldığını öğrendikten sonra, bir ak-
şamüzeri gelip çilingir sofrası kurdurtarak, çilingir
sofrasındayken tabancasını çekıp işlediği cinaye-
ti tüylerim diken diken okumuştum.
Sevdiği kadın önce yaralanıyor, bir kurşun da-
ha, erkek ağır ağır öldüruyor. Çilingir sofrası bal-
konda; bir yaz gecesıdir. Bu uzun ölümü mahalle-
li kendi balkonlanndan seyredıyorlar. Erkek, sev-
diği kadın öldükten sonra son kurşunu şakağına
dayıyor. Çifte ölüm!
Gündüz korkuyla okuduklarım, geceleyin dirim
kazanır; gözlenmi kapar kapamaz, adeta beyaz-
perdede, olup bitenleri görür gibi olurdum. Ürpe-
rışler geçerdı. Bütün benliğimle korkunun etekle-
rine sığınırdım...
Takvimde fz Bırakan:
"Veda edenin sevılmesı ne kadar daha kolay-
dır." VValter Benjamin, Tek Yön, Tevfik Turan'ın
Türkçesi, Yapı Kredı Yayınlan, 1999.
'MeddalT izleyicisiyle
buluşuyor
• Kültür Servisi - Empati Sanat Etkinlikleri
kapsamındakı, Erol Toy'un yazıp, Halil
Ibrahim Zengin'in sunduğu 'Meddah' adlı
oyun 11 Nisan'da saat 20.30'da Hit Kültür
Merkezi'nde sanatseverlerin beğenisine
sunulacak. Mümtaz Sevinç'in oyun içinde
seslendireceği belgeselin metni ise Prof. Dr.
Özdemir Nutku'ya ait. Müziklerini
Moğollar'ın yaptığı oyun aynca, 18 Nisan
saat 20.30 ve 27 Nisan saat 18.00'de
izleyicisiyle buluşacak. (0212 293 66 71)
Küçük Bir Iş İçin Yaşlı Bir
Palyaço Aranıyor'
• Kültür Servisi - istanbul Devlet Tiyatrosu,
Matei Visniec'in yazdığı 'Küçük Bir Iş îçin
Yaşlı Bir Palyaço Aranıyor'
adlı oyunu. 9 - 13. 16 - 19 Nisan
tarihleri arasında saat 20.00'de,
14 ve 20 Nisan saat 15.00'te
Devlet Tiyatrolan Taksim Sahnesi'nde
sahnelenecek. Ahmet Güngören'in
Türkçeye çevirdiği, Müge Gürman'ın
yönettiği oyunda, Levent Öktem,
Özkan Uğur, Mehmet Güleryüz rol alıyor.
Goethe Enstitüsü'nde Ensemble
Mosaique konseri
• Kültür Servisi - Ensemble Mosaique,
12 Nisan Cuma günü saat 19.00'da
Goethe Enstitüsü'nde bir konser
verecek. Aybegüm Şekercioğlu (obua),
Julia Schmutzer (fagot), Sarah IspirVien
(piyano) oluşan grup, konserde
Jean Francaix, Claude Debussy,
Alexandre Tansmann, Eugene Bozza,
Francis Poulenc'in eserlerini seslendirecek.
(0 212 249 20 09)