25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2002 CUMA 12 KULTUR kuftur(S cumhuriyet.com.tr Baykarn. son kitabı 'Binyıl Kınlması'nda okurlan insanlık tarihinde bir serüvene davet ediyor YAZI ODASI Geleceğekınlanhatlar...GAMZE AKDEMLR BedriBaykam ın okurlarla buluş- tuğu, Piramid Film Prodüksıyon Ya- pımcılık ve Yayıncıl ık tarafından ya- yımlanan son kitabı 'Binyıl Kınlma- a', kendi düşünee,. bilınç ve yaşa- nılmışlık arşivinden süzdüklerinin yanı sıra genel insanlık tarihi serü- veninin belirli anlannı da değerlen- dirdiği bir toplam nitelığinde. Ve ilk banş antla>masından ilk aşk şiirine, 27Mayıs'tan, emperyalizme ilk karşı çıkışa, Spartaküs ten 28 Şubat'a, sanatrn bağımsızlığına ka- dar günümüze kişı, isim ve yerlerin değişerek yansıdığı onlarca tarihsel süreçte, dünyanın ve Türkiye'nin geçmişinin mercek altına aluıdığı, ki- mi gerginlik anlannın kimi tepki- Ierle okura sunuldugu kapsamlı bir kaynak... Gerginlik anlan... Baykanı'ın kitaptaki çıkış nokta- sı ve duygusunda, adalet ve gerçek- çilik paydasında bılgi paylaşma ar- zusu söz konusu. Kitabın bütünün- de. irdelediği her biri birer büyük atıhm olan ve toplumu, özgiirlükJe- ri, sanatı, siyasi devrimciliği ilerle- ten; aralanndaki ilışkileri kuran çok çeşitli gerginlik anlannı ikonlaşmış ya da ikonlaşmamış kişi, olaylar ve benzeri farklı konular bazında ele alarak ve bu konulan katalizör ola- rak kullanarak pencereler açan yazar bu noktada geçmişten günümüze ve geleceğe uzanan, düşletenbir 'uzun hat' çiziyor. Baykam, bu hattı ya- Inız bugünde bırakmadan 'Kemik' romanında da var olan düşünee alt- yapısının üstüne basarak bir üçüncü bilimin kurgusuna geçtiğini ve böy- lece üçüncü bilimin senaryolannın içinde fütüristik bir büimlaırgu ve- ya gerçeküstü spekülasyon dünyası- nın izdüşümlerine vardığını vurgu- luyor. Bu bağlamda Baykam kendi ''Dün- ya, sevgi ve banş üstüne kunılu obna- İı, bunun üzerine de özgür düşünee uyarlanmah" düşüncesini temsil et- mesi anlamında ilk aşk şiin ile banş anlaşmasını sembolik olarak karşı- 'aykam'ın, kitaptaki çı/aş noktası ve duygusunda, adalet ve gerçekçilik paydasında bilgi paylaşma arzusu söz konusu. Bütün olarak değeriendirildiğinde kitap, her biri birer büyük atılım olan ve toplumu, sanatı, siyasi devrimciliği ilerleten; çok çeşitli gerginlik anlannı ikonlaşmışya da ikonlaşmamış kişi, olaylar ve benzerifarklı konular bazında ele alan bir toplam nitelığinde. mıza çıkanyor. Kitap da yine sem- bolik olarak Baykam'ın 'aalizdüşüm' dediği; dünyanın sürekli olarak bir yandan yeni buluşlara bilimsel, sos- yolojik, sanatsal aJanda dünyaya hız. rvTne kazandıran çıkışlara sahne olur- ken bir yandan sürekli bunun karşı- sında yer alan baskıcı, emperyalist, faşist düşünceler, her türlü totaliter rejim düşüncesi ve dinsel baskı âle- miyle devinişini anlatmak... Bir yan- dan da bütün bunlarla boğuşan ilet- ken beyinlerin tüm bu gerginlik an- lannda yeni dünyanın altyapısını ne gibi dünya analizlerinden geçerek kurmaya çahştıklannı büyüteç altı- na almak... Kemik romanının üstü- ne basarak yeni yaratıcı fikirlerin kurduğu senaryoya ilave sanat bilim ilişkisine bakarak üçüncü binyılın anlatımı... 8O'li yıllarda Türk sana- tının dünyaya açılması ve Batı'nın dört beş ülkeyle sürekli sergiler ya- pıp diğer ülke sanatçılannı yok sa- yarak bunu uluslararası sanat tarihi t diye yutturmasına karşı çıkış... da kitabın ana cümleleri arasında. "27 Ma>ıs öncesinde de uzun bir özgürlük vedemokrasi arayışı vardı, bugün devar. Köprülerin aftîndan çok su akmış, Türkrve büyük bir medya ülkesi haline gebniş ama bir yandan hâlâ düşünee özgürlüğü savaşı veri- Byor. Medya, çıkar ilişkileri ve iş dün- yası ve siyaset,ticaret,medya iHşkile- rinin getirdiği sansürler var. Bütün bunlara karşı mücadeiearaeıniız ' dü- şünee '. Bu geçmişte de böyle obnuş. Fran- sız Devriıni'nin de kavramlan ve fı- kuieri oluşturuJurken işte Sparta- küs'ün başkaidınsı da örgütlenirken Mustafa Kemai'de kendi karşı çıkı- şını emperyaJizme ve padişahlartn diktasına karşı başkakünsını hazır- layıp Fransız Devrimi'nden esinle- nen o yeni dünyayı kurarken hep bu iküem arasında kalmış. Yani baskı dünyası, tutucu dünya, her türlü dü- şünseL, sanatsal, siyasi devrimin otuş- masmı engeflemek isteyen bir dünya. Öte yandan her ne pahasına beyin- lerinde bu tepkilere açık ister siyasi, sendika,basm,sanatatanındabu dev- rimleri yapan, çıkışlan üstienen insan- lar. Onun için apayn dönenüerden, konulardan bahseder gibi görünse de bütünü değeriendirildiğinde ki- tapta sürekli bir gerginlik ve yoğun- luk anlannın,bu mücadelenin, omu- rilik Uişkisi söz konusu" Okurla çıkılan yokuluk.^ Bu bağlamda çizdıği hat da okur- la birlikte Atatürk'ünCumhuriyet'i kurarkenki mantığı, sanata, bilime nasıl baktığı ve onun da Jöntürkler, tttihat Terakki içinden gelen ve Ku- vayı-Mifliye'de mücadele anlamına dönüşen ve sonra da Cumhuriyet kadrolanna geçen zincirde yer alan ınsanlann getirdiği tohumun çeşitli yeşermelerinden... Kendisinin de yer aldığı Batı kültürel emperyalizmine o büyük karşı çıkış, 80 li yıllar, bü- vuk aydınlanma dönemı 1923. ara- da 1950-60 döneminde Demokrat Parti faşizminın getirdiği büyük bas- kı dönemine... Türkiye'nin 12 Ey- lül sonrası Özal ve tkinciCunıhuri- yetçi medyaca yönlendırilmesı sıra- sında 27 Mayısın oluş gerekçeleri- nin kazandırdıklannın, nedenleri- nin ve olmasa neler olacaklann ta- mamen unutturulduğu. sapnnldığı bir ortamda sanki ordu bir gün geldi çok iyı görev yapan Adnan Mende- res ve arkadaşlannı indinp idam et- ti gibi ideolojik saptırmalara değin- melere... 27 Mayıs'ın tarihte yargı- sız infaza götürülmesine, 12 Eylül sonrası gerçek kimliğin yok edilme- sine çeşitli soyutlar ve sosyal de- mokratlarca pasifce seyirci kalın- masına, hatta kimi destek olmalan- na değinmelere... Yargısız infazlara... Cumhuriyet, 27 Mayıs ve 28 Şubat ve onun öncesi ve sonrası errafında- ki Kemalist çıkışa... da yolculuk et- riklerini söylüyor Baykam. Bütün boyuüanyla Nâztnt Hikmet Kültür Servisi- BEKSAMNâzını Hikmet'in 100. doğum yılı nedeniyle 'Bütün Boyutlanyla Nâztm Hikmet Ran' başlıklı bir sempozyum düzenliyor. Sempozyum 6-7 Nisan tarihleri arasuıda BEKSAV Konferans Salonu'nda yapılacak. 6 Nisan cumartesi günü saat 11 .OO'de gerçekleşecek sempozyumun açılış konuşması Vedat Türkali tarafından yapılacak. Aym gün saat 13.00'teki 'Nâzım Hikmefin Yaşamından tki İzlek' başlıklı oturumun konuşmacılan ise Nihat Behram (Inançlanna Baglı Putlanna Savaş Açan Adam Olarak Nâzım Hikmet) ye SerolTeber (Kuledeki Adam. Sokaktaki Adamve Yangın). Saat 15.00'teki 'Nâzım Hikmet** Sanat, Poh'tika vm fdeoloji' başlıklı oturumunda da tbrahim Çiçek 'Nâzım Hikmet^ı Yaratan Sosyopolitik Koşullar', Kutsijî Bozoklar 'Nâzıru Hikmet ve Toplumcu Gerçeklik', Ayda Çubukçu 'Nâzırr. Hikmet'in Şiirlerinde Ajitasyon ve Slogan' ve Emin Karaca 'Nâzım Hikmet ve TKP' konuklanyla katılacaklar. Sempozyum saat 18.00'de Tiyatro tmge'nin sahneleyeceği Tanya adh oyunla son bulacak. 7 Nisan pazar günü saat 13.00'te •Nâzım Hikmet Üstüne Sorgulama' etkinliğine Haluk Gerger"Nâzım Hikmet, Kürt Sorunu ve Kjemalizm", Sezai Sanoglu"Nâzım Hikmet'in Şiirine Eleştirel Bir Bakış" ve Mustafa Köz"Nâzım Hikmet'in Son rülan" başlıklı tonuşmalanyla katılacaklar. Cengiz Gündoğdu nun saat 15.30'da konuşmacılığını laptığı söyleşinin konusu •NâzunHikmet İçin Ayaklanmalar" aduıı taşıyor. Saat 17.00'de ckunacak ttldinjenin ardmdan kapanış konuşması Hacı Orman tarafından }apılacak. Sempozyum Sezai Sanoğhı, Ruhan Mavruk ve Nihat Berham'uı latılacağı şiir anletisiyle son balacak. () 216 349 91 55- Iş Sanat'ta neşeli nisan Kültür Servisi - İş Sanat, bu ay Zuhal Ol- cay'dan Cesaria Evora'ya, Zejnep Üçbaşa- ran'dan Dee De Bridgevvater'a çok genış bir yelpaze sunuyor. 6 Nisan'da saat 19.30'da Şef Alpaslan Er- tüngealpın yönetimindeki FranzIizstOdaOr- kestrası'nın konsen dinlenebilir. Konserde, Shostakwich,Bach.Barber\ e Britten'ın eser- leri seslendirilecek. 10 Nisan"da saat 19.30"da Atilla Birkiye'nin hazırladığı. Mehmet Birki- ye'nın sahneye uyguladığı 'Behçet Necatigil: Asü Şiirler Bekler Baa \aşlan" adlı şiir dinletisi yer alacak. Din- letide şiirler SerdarYalçm'ın pi- yanosu eşliğinde Metin Belgin, SuatÖzturna,Güneş Berberoğ- lu, Hakan Gerçek tarafından okunacak. 11 Nisanda saat 19.30'da günümüzün genç Paga- nini'si olarak tanınan Iha Grin- ^ ^ ^ " ^ ^ golts'un solo keman resitali dinlenebilecek. Philadelphia Orkestrası. tsrail Filarmoni, DetroitSenfoni, VVashington l lusal Senfoni Or- kestrası, BBC Senfoni. Kralhet Lherpool Fi- larmoni, Suisse Romande Orkestrası ve Zürih Oda Orkestrası gibi belli başlı orkestralarla konserler v eren Gringolts, konserde Ysaye So- lo Keman Sonauannıseslendirecek. 12-13 Ni- san'da saat 19.30'da Cesaria Evora iki konser verecek. Afrika'nın batısındakı Cabo Verde adalanndan başlayıp tüm dünyaya uzanan Evo- ra, 'Distino di Belita' ve 'Mar Azul' albümle- riyle birlikte etno - müzik dünyasının en önem- li sanatçılanndan biri oldu. Evora, son olarak 1999'da ülkesini anlattığı 'Cafe Atiantico' al- bümünü çıkardı. 16 Nisan"da saat 19.30'da Dee Dee Bridgevvater'ın konseri yer alıyor. 'Dear Ella' adlı albümüyle "En İ>i Caz Per- formansı' ve 'Vokal Eştikli En lyi Ensrrüman- tal Düzenleme' dallannda iki ödül kazanan -Lss>şsanat bu ay müzikseverlere Zuhal Olcay'danCesaria Evora 'ya, Zeynep Üçbaşaran'danDee De Bridgewater 'a şef Alparslan Ergüngealp yönetimindeki Franz Lizst Oda Orkestrasına kadar uzanan geniş bir seçki sunuyor. Bridgevvater, günümüzün en şaşırhcı caz şar- kısı ve sahne aktrislerinden biri olarak göste- riliyor. 18 Nisan'da saat 19.30'da ihsanOzgen (kemençe), Sadreftin Özçimi (ney), Yurdal Tokcan(ud), DidemBaşar(kanun), Emrullah Şengüller'den (viyolonsel) oluşan Bektaşi Ne- fesleri'run konseri yer alacak. Sanat yönetmen- hğıni Gürsel Koçak'ın üstlendiği konsere, Hamdi Demirci, Dhan Vaacu Ahmet Çahşır solist olarak kaülacak. 19 Nisan'da saat 19.30'da % Paria>-anYorumculanmız 2' kapsamında Zey- nep Üçbaşaran'ın piyano resitali dinlenebilir. Sanatçı, resitalde Schubert ve Lizst'in eserle- rini seslendirecek. 'Otoportreler III' kapsa- mında Zuhal Olcay, 26 Nisan"da saat 19.30'da bir konser verecek. Olcay'ın'KüçükBirÖ\kü'(1990),'lkiÇift LaT (1993), 'Oyuncu' (1996), 'thanet' (1998) ve 'Başucu Şarkılan' (2001) adlı albümleri bulunuyor. Grammy Ödülleri'nde En İ\i La- ^^^™^™ tin Caz Albümü Ödülü'nü alan Charlie Hadenın 'Nocturne' projesi, 27 Nisan Cumartesi gü- nü saat 19.30'da Iş Sanat'ta caz- severlerle buluşacak. Yanm yüz- yılı aşkın bir süredir müziğin içinde olan Charlie Haden'in grubu, Charlie Haden (bas), Gonzalo Rubalcaba (piyano). Federico Sanchez (saksafon). Ignacio Ber- roa'dan (davul, perküsyon) oluşuyor. Tedi Pa- pavrami (keman), Gerard Causse (\iyola), Garv Hoffman (viyolonsel). PhiHppe Bianco- ni (piyano), 30 Nisan Salı günü saat 19.30'da 'AIIStarOdaMüziği' projesi kapsamında kon- ser verecekler. Konserde, Dohnanyi, Dvorak ve Brahms'ın eserleri seslendinlecek. (Biletvc: 0 216454 15 55) SELİM İLERİ Haşlamalar Çocukluğumun uzun süren kışlarında, sofra- mızda haşlamanın apayn biryeri vardı. Sanki kış olmazsa, kar yağmazsa haşlama yapılmayacak- tı. Cihangir'deki kiraevimiz kaloriferliydi. 1950'le- rin Istanbul'unda kalorifer hâlâ bir lükstü. Bunun- la birlikte, sobalı evler ısınırken, bizım kalorifer pek işe yaramazdı. Hele kar yağdığında... Karyağdığında içımizi ısıtan annemin haşlama- larıydı. Kar lapa lapa yağarken, Cihangir Parkı kar- lar altında kalırken, mutfakta haşlama pişeceği muhakkaktı. işleryoğun.sıkışıkdeğilse, haşlama için düdük- lü tencere asla kullanılmazdı. Zaten düdüklü ten- ceremıze güvenmemek gerekirdi. Çünkü düdüğü- nü aklına eserse ötturür; çoğu kez sus pus, haş- lamanın kavrulmasını beklerdi. Düdüklü tencerenin yeglenmemesinin bir sebe- bi de, haşlamanın mutlaka ağır ateşte pişmesi ge- reğiydi. Bu soruna tekrar döneceğim. O zamanlar daha iyı koşullarda yaşayabilen bir Türkiyesöz konusuydu. Gerçı "hermahalleye bir milyoner" fırtınası esmeye başlamıştı ama, bu- günkü gibi, ayda yılda bir et yiyenlerin sayısı kor- kunç rakamlara ulaşmamıştı. Kasaba gittiğinizde elinız yanmaz, gönül rahatlığıyla et alabilirdiniz. Biz galiba kuzu eti alırdık. Koyunun kokusundan hoşlanılmazdı. Kasaptan sonra, kar altında, hemen manava koşulur: haşlamaya o kadar lezzet katan sebzeleralınırdı. Oylesinetelaşlı birkoşuşturmay- dı ki bu, kar sanki yollan kapayacak, bir daha ev- den dışarı çıkılamayacaktı... Hep bildik bu sebzeler, haşlama söz konusu olunca, benim için bambaşka sebzeler olup çıkar- dı. örnekse. pek sevmediğim havucun biletadı de- ğişırdi. Sonra, arpacık soğanlarını hiç unutamam. Patates, kereviz alınır, eve dönülürdü. Büyük tencereye ırice doğranmış havuç, kere- viz, kabuğu soyulmuş arpacık soğanları, kuzu etı konur, yedi sekiz bardak içme suyu boşaltılır; ten- cere ateşe oturtulurdu. Yemek kaynamaya başlar başlamaz ateşi kısa- caktınız. Annem, hızlı, farfaracı ateşte pişen haş- lamanın lezzetsız olacağını söylerdi. Üstelik etin ren- gı koyulaşır, et suyu da bulanık olurmuş. Düdük- lü tencerede ateşi ayarlamak olasız... Dahası, bir sure tencerenin kapağı ille açık tu- tulacak. Köpükler kaşıkla alınacak, ondan sonra kapak kapatılacak. Bir buçuk iki saat pişirilecek. Tuz ve karabiber et pişmeye yakınken serpilecek. Patatesler de öy- le: Ayıklanmış, dörde bölünmüş patates kararma- sın diye suda bekletıliyor, tencereye en son atılı- yor. Patatesin pişme suresi kısa. Gün batmış, ortalığı Ahmet Muhip Dıranas'ın eşsiz "Kar" şıirindekı "mavilık" saımıştır: "Nesa- bahtır bu mavilik, ne akşam!" Ama bız akşam yemeğine oturmak üzereyiz. Çukur tabaklara sebzelı haşlama, bol sulu olarak konuyor. Ben ekmek de doğrayacağım. Nerdeler şimdi?! Hepsi anılarda, uzak geçmiş- te. Yanı başımda olan yalnızca "Kar" şiiri: "Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!" Yaşadığımız toplum sonsuz acısıyla üstüme ge- lirken çocukluğun biryemeğinden yardım umuyo- rum. Yltınlmiş her şey adına... "Kaybolmuş sevdiklenmiz aşkına, Allah aşkına, gök deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram buram..." Ne zaman yazmış bu şıiri Ahmet Muhip Dıranas? Neden bu kadar acı?! "Sırf unutmak için, unutmak ey kış! Büyük yalnızlığını dünyanın." Takvimde Iz Bırakan: "Matem maskelerini ne çabuk soyunmuşlar- dı. "Gönül Kıvılcım, Kasaba ve Yalanlar, Can Ya- yınlan, 2001. BUGUN • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZtnde saat 12.30'da Stephanie De FaiDy - Le\1a Pmar'uı keman ve klavsen resitali. (0 212 292 0655) • .\KM BÜYÜK SALON'da saat 19.30'da İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nuı konseri. Şef: Howard GrifiRths. Solistler: Paul Barritt (keman), Semra Griflîrhs (\iyola). (0212 251 56 00j M TAYYARE KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 20.00de Bursa Devlet Senfoni Orkestraanın konseri. Şef: Ibrahim YazKi. Solistler: Peter Bruns (viyolonsel), Ozgür Turgut (korangle). (0224 220 88 48) • BABYLON'da saat 23.00'te 'The British CouncO Presents' kapsamında Marc De Clive - Lowe'un konseri. (0 212 292 73 68) • BAŞKA KÜLTÜREVİ'nde saat 20.00'de Ahmet tnsel'in 'Neo Patrimonyal Devlet' konulu söyleşisı. (0 212 249 12 84) • AKM'de saat 20 OO'de İstanbul Devlet Ojpera ve Baksinın 'IVIozart'ı Sever misiniz?" adlı müzikli göstensi. (0 212 251 56 00) • İSTANBUL METROSU KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 15.00'te 'Nur Akahn'la 7amana Yolculuk' kapsamında 'Şimdiki Geçmiş Zaman', 'Tavşan Kaç', 'Med - Cezir', Buradan Uzağa', 'Ügisiz' filrnlerinin gösterimi ve söyleşi. (0212 297 5631/1177) • ADANA BLIYÜKŞEHİRBELEDİYESİ KONSER SALONLf'nda bugün saat 20.00 ve yann saat 11 OO'de Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'nın konseri. Şef: Antonkt PiroDL Solist: Sergei Podobedov (piyano). (0 322 453 68 74) I. ULUSLARARASI CENÇLİK VE SİNEMA ŞENLİĞİ'NDE BUGÜN • AKM'de saat 14 OO'te 'HoByw)od Kaçaldan', saat 16. 30'da Danteffi Siestalar', saat 19.30'da 'O da Beni Seviyor' filmlerinin gösterimi. (0 212 251 56 00) • BİLGİ ÜNTVERSİTESİnde saat 11 OO'de Senaryo Atölyest saat 16.30'da Majid Majkü'nin 'Cennetin Rengi', saat 19.30'da Darejan Omirbaev'in 'Kairat' filmlerinin gösterimi. (0 212 293 5010) • TAREK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 14.00, 16.30, 19.30'da 'BiDy Elliot' filmınin gösterimi. (0 212 317 77 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle