Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 i NİSAN 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAY!
EKONOMI ekonomi® cumhuriyet.com.tr
ŞtRKETLER
• VO-VO
TİRKTVE'DE, "21.
yüz/ıluı harikası" olarak
adlandın lan "No-no
deterjan'" Türk pazanm
sürilüyor. Deterjan
kulluumında büyük
tasaırufs^ğladığj
belütilen No-no
deterjanın çama^ır
maknelerinde tiiketilen
detenanm yüzde 20'sini
kulJandığı bildirildi.
• EV:4.\S, 44 beden ve
üstü bayanlara yönelik
tasanmJannda bu yaz,
Çingene v e Latin
tarzlannı kent küJtüriiyle
birleştiren çizgiler
kullarjyor.
• LtTVÖNA
AYDINXATlVLVrıin
temsilciliğini yüriittüğü
Zumbotel Staff
firmasırun yeniJenen
armarürii M ellow Light
IV gökyüzunün
renJclerini i ç mekânlara
yansıtarak doğal
aydınlarma sağlıyor.
MCEYLAS
E\TERCONTINENTAL,
2002 baharve yaz
düğünleri için hazırlanan
özel paketinde çiftlere
Tan Sağtürk Bale ve
Dans Okulu
eğitmenlerinden ders
alma şansı veriyor.
• DIGICOM, LG
Elektronics ile yaptığı
anlaşma ile L G Plasma
TV'leri Türldye'de
pazarlayacak. Firma
Pioner, Hitachi ve
Fngidaire'nin Tûrkiye
distribütörü.
• MEDİKAL VİZYON
özel sağlık hizmetJeri,
se>Tek saç problemi
bulunanlar için ABD'de
üretilen ve saçla ilgili
arajfırmalarda yüzyılın
buluşu olarak
değerlendirilen Toppik'i
Tüıkiye'ye getirdi.
• 0'NEILL,2002
ilkbahar-yazı için
hazırladı|ı altı farklı
ayakkabı koleksiyonu ile
herzevke uygun
altematifler sunuyor.
• MSSAN, off-road
segroentinde sahip
olduğu 50 yılı aşkın
dene-imle ürettigi yeni
4x4^-Trail'inisan
ayına satışa sundu.
• SIPERONLEVE,
turizn sektörü
firaKİanndan VÎP
TURiZM'e kurumsal
intenet erişünleri için
hizmet vermeye başladı.
The Economist: TL olması gerekenden yüzde 21 daha değerli ve en pahalı 2. Big Mac Türkiye'de
Hamburgerli ekonomi dersi• "Big Mac Kurlan" adı verilen araştırmada, The
Economist, iktisat bilimindeki temel kurallardan birini, satın
alma gücü paritesi kurahnı McDonaJd's hamburgerlerinin tüm
ülkelerdeki fiyatlanna uygulayarak ulusal paralann "doğru
seviyede" olup olmadığmı değerlendiriyor.
EkonomiServisi- The Economist der-
gisi, dünya genelinde özellikle son iki
yıldır, yürütülen tahminlerin aksine ha-
reketeden döviz kurlan hakkındald tar-
tışmalara, hamburger fiyatlannı baz al-
dığı "Big Mac Kurtan" araştırmasını
güncelleyerek katıldı.
Araştımıa sonuçlan Türkiye açısın-
dan ilginç veriler ortaya çıkardı. Dolar
bazında en pahalı McDonald's hambur-
geri Isviçre'den sonra Türkiye'de sahlı-
yor. Satın alma paritesine göre ise araş-
hrmanın yapıldığı sırada 1 milyon 324
bin 500 lira olan dolann fiyannın 1 mil-
yon 606 bin 426'ya çıkması gerekiyor.
Bir başka deyişle Türk Lirası dolar kar-
şısında yüzde 2 İ daha değerli bulunuyor.
"Big Mac Kurlan" araştırmasında,
The Economist. iktisat bilimindeki te-
mel kurallardan birini, satın alma gücü
paritesi kuralını McDonald's hambur-
gerlerinin tüm ülkelerdeki fiyatlanna
uygulayarak ulusal paralann "doğnı se-
viyede" olup olmadığıru değerlendiri-
yor. Kuralagöre, dö\iz kurlan uzun va-
dede, her ülkedeki belirli bır malın fi-
yatını birdiğer ülkedekiyle denkleyecek
seviyeye doğru hareket eder. Yani Ame-
rika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD)
fiyatlar göz önüne alınırsa ABD'de 2.49
dolar olan bir rnaun (hamburger) fîya-
tının (herhangi bir zam görmeksizin)
diğer ülkelerde de 2.49 dolara çıkması
ya da inmesi beklenir. Bu da ancak ül-
İce parasının dolar karşısındaki değeri-
nin artması ya da azalmasıyla mümkün
olur. Hamburger fiyatı 2.49 dolardan
fazla olan ülkelerde ulusal paranın aşı-
n değerli olduğu ortaya çıkar.
Bunun yarattığı olumsuz sonuçlar ise
djş ticaret seviyesi ve yabancı sermaye
akışında görülebilir. Parası aşın değer-
li olan bir ülkenin ihracatkazancı düşer
ve maliyeti dolar bazında hesaplayan
yabancı yatınmcı, bu ülkeden uzaklaşır.
Örneğinhamburger satın alarak iş ku-
ran bir yabancı yatınmcı, Türkiye'de
dolann değer kaybetmesi nedeniyle 3
dolann üstüne çıkan fiyatı fazla bulup
yatınmdan vazgeçer. Bu nedenle de
Türkiye'de uzun vadede dolann değeri-
nin yükselmesi gerekir. Oysa, devalüas-
yonun ardından dolann 1 milyon 500
bin seviyelerinde bulunduğu hamburge-
rin ise zam öncesi 3 milyon seviyesin-
de olduğu dönemde Türk Lirası'nın de-
ğeri, olması gerekenin yaklaşık yüzde
25 daha altındaydı ve bu nedenle ihra-
cat ve yabancı yatınm için gerekli ko-
şullara sahipti.
Bîg MaBKndeksi•mr
Hamburger fiyatlan Dolar karştstndaki değer
Ulke
ABD
Arjantin
Brezi/ya
Ingtltere
Çin
Rusya
G. Kore
Isvıçre
Tay/and
Türkiye
Venezüella
ulusal para Ariar
2.49
2JS0 0.78
3.60 1.55
55.00 1.27
4000000
2500*
3.06
gereklikur mevcırtkur oran
1.00 3.13 -68
1.45 2.34 -38
53
22.1 43.3 -49
1606426
' 1 steriin içm dolarfiyatı 11 euro için dolar fiyatı
Araşttrmaya göre en ucuz hamburger
devalüasyonun ardından Arjantin'de
bulunuyor ve bu ülkede dolann değeri-
nin yüzde 68 oranında düşmesi gereki-
yor. Araştırma, uluslararası pıyasada en
fazla ilgi gören dolar-yen ve Euro pari-
telenne ilişkin de öngörülerde bulun-
ma imkânı veriyor. ABD Dolan baz alı-
nıp Japonya'daki hamburger fiyatı
ABD'dela fiyata bolündüğünde, Japon-
ya'daki satın alma paritesinin 105 yen
olduğu, yani bir dolann 105 yen olma-
sı gerektiği, ancak şu anda 130 yen se-
viyesinde bulunandolann yüzde 19 faz-
la değerli oJduğu ortaya çıkıyor. Euro
bölgesinde aynı yöntemle, şu anda 0.89
dolar seviyesinde bulunan 1 Euro'nun
değerinin yüzde 5 oranında artarak 0.93
dolar se\ıyesınde denge bulacağı öngö-
rülüyor.
Ülkeyi hiperenflasyonlu dönemden beter günlerin bekJediği düşünülüyor
Arjantin'de karanbğa dönüşEkonomiServisi - Krizın sos-
yal tansiyonu üst seviyeye ulaş-
tırdjğı Arjantin'de, ekonomik
yıkıntının sonuçlannı paylaş-
mayı reddeden politikacılann
ülkeyi belırsızliğe doğru itriği
iddia edildi.
The Economist dergisi, "Ka-
ranbk günlere dönüş" başlığını
kullancüğı değerlendirmesinde,
"Politikacılarekonomik \ıkınö-
nın sonuçiannı pa>1aşmavı red-
detti.Şimdiülkedeenflasyon ba-
şa geçecek ve hükümed de >a-
nında götürecek" yorumuna
yer verdi.
Sürekli ucuna kadar geldiği
ekonomik ve politik çöküşün
Arjantin 'i bu kez içine alacağı-
nı öne süren The Economist,
son başkan Eduardo Duhal-
de'nin de bu hafta göre\ınden
alınabileceğini belirtti. Dergi,
böyle bir gelişmeyi engelleye-
cek tek sebebin Duhalde'nin
yermi alabilecek bir polirikacı
bulunamaması olacağını yazdı.
Ülkede polıtikacılann ekono-
miye müdahaleyetisinden uzak
olduğunu ifade eden dergi, Du-
halde'nin IMF'den destek al-
mak için gerekli olan reformla-
nn hiçbirini yerine getiremedi-
ğine dikkat çekti.
IMF'nin Arjantin 'in gayri sa-
fi yurriçi hasılasımn yüzde 10-
15 arasında küçüleceğini ön-
gördüğünü beJirten The Econo-
mist, bankacıhk, kamu harca-
malannda kısıntı ve kur politi-
kasını değiştinne gibi önlem-
lerle ekonomiyi düze çıkarama-
yan parlamentonun yeni hede-
finin enflasyon politikası ola-
cağım öne sürdü.
Bir sosyoloğun görüşlerine
de yer vererek zaten yüzde 9.7
oranında yükselen enflasyonun
çare olarak görülmesıni değer-
lendiren dergi, "Zamlann yüz-
de 50'Ieri bulması dahi, ülkede
1989-90 >Tllarındaki hiperenf-
lasyon döneminden daha bü\1ik
bir sosyal zarara yol açacakör"
değerlendırmesini yaptı.
Hormonlu
gıdaya
önlem
ANKARA (ANKA) -
Tanm ve Sağlık bakanhk-
lan, halk arasında 'bor-
monlugıda' olarak adlan-
dınlan, kimyasal madde
kalıntısı içeren besin
maddelerine karşı önlem
aldı. Hayvansal kökenli
gıdalarda bulunabilecek
veteriner ılaçlan kalınhsı
miktarlan tek tek belirle-
nirken, tüketici sağlığını
tehlikeye sokan farmako-
lojik etJdli 10 maddenin
bulunması ise tamamen
yasaklandı.
Tanm ve Sağlık bakan-
Iıklan tarafindan yayımla-
nan tebliğ uyannca, tüke-
tici sağlığj için oluşturdu-
ğu tehlike dolayısıyla hay-
vansal kökenli gıdalarda
"hiçbir düzevde" bulun-
maması gereken farmako-
Iojik etkili maddeler şun-
lar: ^ Aristolochia spp.,
S Chloramphenicol,
• Choloform, •Chlorp-
romazin, ^ Colchicin,
• Dapson, i/ Dimetrida-
zol, ^ Metronidazol,
• Nitrofurane ve fıırazo-
lidone, ^ Ronidazol.
DUNYA EKOJVOMİStNE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOCLU LONDRA
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
FranssSan
Ülke kamuoyu, geçen hafta Fransa'da yapı/an
başkanlık seçimlerinin ilk aşamasından sonra, ken-
dini iyice Fransa seline kaptırdı, gidiyor. Değişik
çevreler, Fransız seçim sonuçlarından kendi ağız
tatlanna uygun sonuçlar çıkanyor; değişik teflerden
degişik sesler geliyor.
Bununla da yetinilmiyor; Türkiye'nin özellikle se-
çim sistemi konusunda bu olaydan büyük ders-
ler çıkarması gerektiği vurgulanıyor. Seçim sistemi
konusuna geçmeden, önce kimi önem/i noktalann
altı çizilmelidir.
Aşın sağcı J. M. Le Pen'in görüşleri, Türkiye'de
ıktidarda olsaydı ne olurdu?
Sıyasette. dirt duygulannı sömürerek oy avcı-
lığı yerleşir ve kurumlaşır; laikliği, aydınlanmayı ve
ilerlemeyi savunmak suçlanma nedeni olurdu.
"Kimlik" etiketi altında, etnik ve mezhepsel düş-
manlıklar körüklen/r; tıpkı, Çorum'da, Kahraman-
maraş'ta, Gaziosmanpaşa'da (Istanbul), Sıvas'ta
vb. yerlerde olduğu gibi krtlesel ölümler yaşanır-
dı.
Kendilerine mill/yetçi ve dinci denilenler, eği-
timden iç güvenliğe kadar tüm devlet dairelerinde
kadrolaşır; ılımlı Islamcı geçinen tarikat mensup-
lan kollanır ve korunur, buna karşılık, solcular, in-
san haklan savunuculan, laikler, demokratlar ve
Atatürkçüler, ezilir, horlanır, hırpalanır; işlerinden
kovulur, hapsedilir ve giderek öldünülürdü.
Milliyetçi vedinci kesimin sanıklan ve idamlık, üs-
telik birkaç kez idama mahkûm edilmiş olan katil-
ler, ses hızıyla çıkanlan af yasalanyla ödüllendirilir-
di.
Avrupa Birliği üyeliğinin ülkeyi böleceği korkusu
yayrlır; kitaplar, sinema filmleri, tiyatrolar vb. küttür
ve sanat etkinlikleri yasaklanır; insanlar salt dü-
şünceleri nedeniyle cezalandırılırdı. Yaratıcı düşün-
cenin yerine, ilkelliğe dönüş çağnlan yapıl/r; öteki
dünyanın nimetleri övülürdü.
Emeklilik, sağlık, işsizlik ve tanmsal destekleme
gibi alanlarda devfetin sosyal harcamalan iyice
azaltılır. gelir dağılımı çok daha eş/tsiz duruma ge-
lırdi.
Eğitim iyice yozlaşır, ilköğretimden üniversiteye
dek, gerici, tutucu ve bağnaz kadroların eline ka-
lırdı. Eğitim her düzeyde iyice özelleşir; sağlık gibi
çok parası olanlara sunulan bir hızmete dönüşür-
dü. Anayasada din dersteri zorunlu yapılırdı. Bu-
na karşılık kimi kesimlerin anadıllerini kullanmalan
ve özel okullarda öğretmeleri yasaklanırdı.
Devlet bütçesi ve be/ediye butçeleri, milliyetçi ve
dinci kesimlerin zenginleşmesi için kullanılır; kamu
yönetimi baştan sona rüşvet ve yofsuzluk batağı-
na sürüklenirken, bu konudaki araştırma ve soruş-
turmalar engellenir; siyasetçiler Meclis'te birbırini
aklar; rüşvet ve yolsuzluk suçlularına dokunula-
mazdı.
örnekler çoğaltılabilir. lyi ki Le Pen bu ülkeyi yö-
netmiyor(!)... Ya bir de yönetseydi?
• • •
Fransa olayı, içeriği bir yana bırakılarak, daha
çok bizdeki seçim sistemi bağlamında tartışılıyor.
Türkiye, ekonomik ve toplumsal yapısı nedeniy-
le, dar bölge ya da bir milletvekilinin seçilmesi uy-
gulamasına şimdiye dek geçememiştir. Dar bölge
uygulamasına geçilmesınin, var olan ekonomik ve
toplumsal ortamda, yani bireylerin ekonomik ve si-
yasal özgürleşme derecelerinin sınırlı kaldığı; sivil
toplum kuruluşlannın gelişemediği; işçi, çiftçi ve
esnaf örgütlerinin etkinlik kazanamadığı durumda,
ne kadar sağlıklı sonuçlar verebileceği, aynntılı ola-
rak araştınlmalı; tartışılmalıdır. Eğer uygulanacak-
sa dar bölge sistemi buradan çıkacak sonuçlara
göre düzenlenmelidir. Benzer bır kapsamlı ön ha-
zırlık başkanlık sistemine geçiş için de gerekirseya-
pılmalıdır.
Bir ülkenin seçim sistemi, o ülkenin nesnel ko-
şullarına göre düzenlenmelidir; bir başka ülkenin
alınan seçim sonuçlanna göre değil. Temelsiz, bil-
gisiz, köksüz ve ilkesiz bır biçimde dış riizgârlara
göre Türkiye'de yapılacak bir seçim sistemi dü-
zenlemesi, yalnızca, yeni ve daha büyük sorunlar
yaratır. Le Pen benzeri bir siyasal iktidan engelle-
mek bağlamında seçim sistemini tartışanların, ön-
ce, kendi düşüncelerini Le Pen benzerliğinden
kurtarmalan; en azından laik ve demokrat olma-
lan gerekir.
yakup@metu.edu.tr
Geçen hafta ABD ekonomisine il/şkın son
verileri izlerken Roma Imparatorluğu'nun çö-
küş dönemini anlatan Quo Vadis? (Nereye?)
filmi geldi aklıma. ABD dış polıtikasının dışan-
da daha militarist, hatta Venezüella bağlamın-
da gördüğümüz gıbı yenıden komplocu bir
hatta oturduğu, içerıde vatandaşlık, hatta ge-
nel insan haklarının giderek kısıtlandığı, mılitan
köktendincılenn devlet kademelerinde etkile-
rinin arttıgı bır gerçek. Bunlar bir ımparatorlu-
ğun genleme göstergeleriyle uyumlu.
Ama ya ekonomi? Adeta burada tam ters
yonde bır gelişme var. ABD hâlâ dünya eko-
nomisinin motoru o/maya devam edıyor. ge-
çen hafta açıklanan veriler. uzun bir ekono-
MEVZUAT İLANLARINfZA
ÖZEL TARİFE
ST/CM 15 USD
TÜRKİYE BASKISI FİYATLARIMIZDA
AJANS KOMİSYONU OAHİL KDV HARİÇTİR.
Cumhuriyet
PUBLİ MEDİA
TEL: 0-212 513 84 60 - 513 84 61 - 512 05 05
FAX: 0-212 513 84 63
mik büyurne ve genişleme dönemi-
nin ardından gelen resesyonun çok
hafifve kısa geçtiğini gösteriyordu.
ABD'ye ilişkin ekonomik gerileme teorileri
burada iflas etmıyor mu? Ancak geçen haf-
ta başka veriler de açıklandı: Mali piyasalar-
daki gelişmeler, ABD ekonomisınin gücüne
ilişkin izlenımleri kuşkuya düşürmeye devam
ediyor.
Ciiçia ekonomik büyıime...
ABD'de ekonomik büyüme2001 yılınınson
dört ayında yüzde 1.7 olmuş. böylece de
2000 sonunda başlayan resesyon da bitmiş.
Bu yeni toparlanmanın kaynaklan ve
olası gücü tartışıladursun, 2002'nin
birincı dört aylık venleri aç/klandı ve
ekonomik büyümen/n yüzde 5.8'e
ulaşarak daha da hızlandığını gös-
terdi. Yine "en büyükAmerika" değil
miydi? Ancak, geçen hafta, ABD
ekonomisindeki büyümeyi ayakta tu-
tan tüketici talebı eğiliminin, ters yön-
de gittiğinı gösteren ilginç bir veri de
açıklandı. Tüketim narcamalarının
büyüme nızı 2001 'ın son dört aylık
döneminde yüzde 6.1'den 2002'nin
birincı" dört aylık döneminde yüzde
3.5 gerilemişti. Herekonomi toparta-
nırken devreye girerek büyümeyi
sürdüren gecikmiş tüketim patlama-
sı bu kez ortada yoktu.
Diğer taraftan, bu çarpıcı ekono-
mik büyüme oranına rağmen geçen
hafta mali pıyasalar 11 EylüPden bu
yana en kötü performansı sergiledi-
ler: Dow Jones ve Nasdaq endeks-
leri haftayı, sırasıyla yüzde 3.4 ve
yüzde 7.4 gerileyerek kapattı. Çün-
kü şirket kârlarına ilişkin veriler hâlâ
olumsuz gelmeye, büyük şirketler
kan kaybetmeye devam ediyordu.
The Economist'in aktardıgma göre,
Quo Vadis' Amerika Ve küreselleşmenln
gerçek anlamı
2001 'in son dört aylık donemınde yüzde 13.8
düşen yeni ev yapımları dışındakı özel sek-
töryatırımlan, 2002'nin birinc/ üç aylık döne-
minde de yuzde 5.7 daha gerılemış. ABD
ekonomisınin en dinamık kesimi bilgisayar
piyasasmda da nıhaı satışlar yüzde 20 geri-
lemişti. Kısacası tüketici talebınde gerileme
var, şirket kârlarında bir iyileşme yok, borsa
dazayıf...
Peki bu çarpıcı ekonomik büyümenin kay-
nağı ne? Bu soruyla bırfikte gorüntu de de-
ğışmeye başlıyor. ABD yönetimi ekonomiyi
canlandırmak ıçın yalnızca faizlerı ve vergı-
leri düşürmekle kalmamış, dünyanın geri ka-
lanına dayattığı neolıberal reçetenm aksine,
2001 'in ilk 9 ayında kamu harcamalannı yüz-
de 10.2 oranında arrtıktan sonra, son dört
aylık donemde de yüzde 7.9
daha arttırmış. Dahası, askeri
harcamalar 2001 'in son dört
aylık döneminde yuzde 19.6 gi-
bi büyük bırsıçrama göstermiş.
Bu ABD'nin Vietnam Savaşı'na
büyük gucüyle dalmaya başla-
dığı 1967 yılının birincı dört
ayından bu yana en buyuk dort
aylık artış (Bloomberg 26/04).
Bir diğer çarpıcı artış da yüzde
15'iyle yeni ev ınşaatlarına yö-
nelık harcamalar. Morgan
Stanley Dean Witters'den
Andy Xie'ye göre ASD Merkez
Bankası (FED) borsa köpuğü
sönerken çıkan havayı evpıya-
sasını şışırmekte kuilanıyor, ama bunu da
uzun süre yapmak mümkün değil (Global
Economic Forum 26/04). Bu da bızı ABD
ekonomisınin gucunün arkas/ndakı esas dı-
nemiğe, diğer bır deyişle şimdi ev piyasası-
nı şirmekte kuilanılan havanın gerçek kayna-
ğına göturtüyor.
ABD ekonomisi büyümeye devam eder-
ken, yönetım ekonomiyi kamu harcamala-
rıyla desteklerken bütçe dengesinin 2001 'de
125 milyar fazladan 2002 yılında daha şim-
diden 100 milyar dolarlık bır açığa dönüştü-
ğunu görüyoruz (Washington Post 26/04).
Ikincısı ABD cari açığı büyümeye devam
ederek 2001 'ın son dört aylık döneminde
GSMH'nın yüzde 4.1 'ine ulaşıyor ve 2002 yı-
lında da yüzde 5'ıni geçmeye hazırtanıyor.
Böylece cari açık dolann yönünü etkileyebi-
lecek tehlıkeli parkura da girmış oluyor. Mor-
gan Stanley in başekonomisti Stephan Ro-
ach'a göre, tarihsel olarak bu yüzde 5'lik dü-
zey, bır müdahale ve düzeltmenin başlama
noktasını oluşturuyor (22/04). The Econo-
mist'te ABD Hazine Sekre-
teri O'Neill'le polemik ya-
pan bir yorumunda, bu açığın
2003te yüzde %6'ya ula-
şarak tüm gelişmiş ülkeler
açıs/ndan son 30 yılın re-
korunu kıracağını vurgula-
dıktan sonra, böyle bir nok-
tadan sonra başlayan dü-
zeltmelerin tarihsel olarak
yuzde 40"lara ulaşabildiği-
ne, dolann çok ciddi ölçu-
de değer kaybetme olasılı-
ğına dikkat çekti (25/04).
Tam bu noktada giderek
artan dış ticaret açığının,
ABD'deki korumacılık ve
devalüasyon lobilerinı güçlendirdığini de ha-
tırlayabıliriz.
Peki dolann devalüasyonun ABD ekono-
misınin gücüyle ilgısı ne? Diğerbırdeyişle bu
olgunun stratejik bir önemi var mı?ABD eko-
nomıs/nın son yıllardakı güçlü büyümesinin
arkasında küreselleşme olgusuyla yakından
bağlantılı bir gerçek gızli. ABD'nin cari açığı-
erginy@ tr.net
nı finanse etmek için günde yaklaşık 2 mil-
yardolarsermaye girişine gereksinimi var. Di-
ğerbirdeyişleABD dünyanın geri kalanından
emdiği fonlarla ekonomik büyümesini finan-
se ediyor.
Gerçekten de Fınancial Times'in bir yo-
rumunda işaret ettiği gibi (26/04), ABD her yıl
500 milyar dolardan fazla bır kaynağı, yani
dünyanın toplam tasarrufunun yüzde 10'unu
emerek büyümeye devam edebiliyor. Dola-
nn değerinde cari açıktan kaynaklanan bir
düzeltme, ki bu bir noktada mutlaka olmak
zorunda, başladığında uluslararası alanda
dolaşan sermaye. ABD varlıklanndan uzak-
laşmaya ve ABD'nin büyüme dınamiğinin
kaynağı kurumaya başlayacaktır. Ya da
ABD'de FED, faizleri yükselterek doların de-
ğerini korumaya çalışacak bu da yatınmlan
ve tüketimleri, borsayı, olumsuz etkileyecek,
tahvil/bono piyasasından sermaye kaçışını
hızlandıracak, en önemlisi ev pıyasasındaki
köpüğü delerek ekonominin frenine basa-
caktır.
Her halükarda ABD ekonomisindeki güç-
lü büyümeye olanak sağlayan kaynağın ku-
rumaya başladığı söylenebılir. Buradan ha-
reketle, dünya ekonomisine geçebilir,
2002'nin birinci üç aylık donemindekı kimi
başka gelişmeleri de göz önüne alarak küre-
selleşmenin geleceği üzerine bazı projeksi-
yonlar yapmayı deneyebilırız.
Bunu yazının ıkınci kısmında çarşamba gü-
nü tartışacağım, ancak hem bu kısmı bağlar-
ken hem de çarşambaya yönelik bir ipucu
verebilmek için iki saptama yapmak istiyo-
rum. Birincisi: ABD'nin dünya ekonomisinin
lokomotifi olma gücu artık ortadan kalkıyor.
Büyümenin kaynak/arı başka noktalara kay-
mak zorunda. (kıncisi ise London School of
Economic'ten Prof. Hunter Wade'ın dedi-
ği gibi: "ABD, dünya ekonomisini kendisi-
ni zenginleştirmek üzere yapıfandırmıştı.
Bu daha fazla devam etmez" (The Guar-
dian 5/01/02). Öyleyse dunya ekonomisin-
de yeni bir dönüşüm dönemi başlıyor olabilir.