Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
' NİSAN 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Anadolu halkına eğitim eşitliği getiren 'Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 62. yıldönümü
Kamnlıklan aydınlattı1954 YILINDA KAPATILDI
Tarihe
damgasını
vuranproje
İstanbul Haber Senisi - Köy Enstitüleri.
Anadolu da yasayan halkın üretıme dönük
eğitımini sağlamak amacıyla 17 Nisan 1940'ta
çıkanlan yasayla kuruldu. Enstitülerin yaşama
geçirilmesi yolundakı ilk girişim. Tanm ve Milli
Eğitim bakanlıklannın işbirliğiyle uygulamalı
tanm okullannın açılmasına karar verilmesiyle
gerçekleşti. Bu amaçla kurulan karma komisyon.
1936 yılında okullar için 40 yer saptadı. Proje.
Tanm Bakanlığı"nın arazi. araç ve gereç
sağlayamaması nedeniyle gerçekleştirilemedi.
Bunun üzenne Milli Eğıtim Bakanhğı. 1936'da
askerlikte çavuşluk ve onbaşılık yapmış olanlann
kurslarla eğitmen olarak yetiştirilmesinı öneren
yeni bir proje hazırladı. Aynı yıl İzmir. Eskişehir
ve Kastamonu'da ögretmen okullan açıldı.
21 verde kuruldu
Milli Eğitim Bakanı Saffet Ankan zamanında
başlayan bu uygulama Hasan .\li YüceTin
1938de bakan olması ile Türkiye'nin aydınlanma
tarihine damgasınr \iıracak bır proje halirte
dönüşrtirüldü. İsmail Hakkı Tonguç'un tasarladığı
proje kapsamında 1940'ta 3803 sayılı "Köy
Enstitüleri Kamınu" çıkanlarak Köy Enstitüleri
kuruldu. Enstiriilerin yönetimi Tonguç'a verildi.
Hemen ardından "Köy Okullan ve Enstitüleri
Teşkilatı Kanunu" kabul edildi. Köy Enstitülen.
yerleri saptanırken çevre köylere de katkıda
buiunabilmesi göz önünde bulundurularak. 21
yerde kuruldu. Enstitülerde okutulan derslerin
yüzde 50"si kültür. yüzde 25'i tanm dersleri ve
yüzde 25"i de teknik derslerdi. Enstirüler.
1946"dan 1947'ye kadar 5 bin 447 öğretmen, 8
bin 756 eğitmen. 547 sağlık memuru mezun etti.
Öğrenci sayısı 16 bin400'e ulaşırken. Enstitülere
öğretmen yetiştirmek için Yüksek Kö> Enstitüsü
açıldı ve kapanana kadar 104 mezun verdi.
1946'da girilen çok partili dönemde Enstirüler.
kanunla yasaklanmış ideolojik bir teşkilat. ahlak
kurallan ve geleneklere aykın davramşlann
merkezi olmakJa suçlandı. Bu nedenle Reşat
Şemsettin Sirer'in Milli Eğitim Bakanhğı
sırasında Yüksek Köy Enstitüleri kapatıldı.
Enstirüler Demokrat Parti iktidan dönemınde
1954 yılında tamamen kapatıldı.
ÖZLEM GÜ\r
EMLİ
HİLALKÖSE
Köy Enstitüsü mezunu eğıtimci-
ler. yazarlar "aydınlanmanın kilo-
metretası''Köy Enstitülerinin 1954
yılında Demokrat Parti iktidan dö-
neminde kapatılmasının. Türki-
ye'nin demokrasi tarihinde kapan-
ması zor yaralar açtığı görüşünde
birleşiyorlar. Köy Enstitüsündeki
eğitimin tanığı aydınlara göre "Köy
Enstitüleri kapaölmasaydı. Türki-
yebugün,'imam-hatip lıseleri. tür-
ban, köyden kente göç. tarikat. pa-
ralı eğitim' gibi sorunlarla uğraş-
mayacakn"
Köy Enstitüleri konusunda görüş-
lerine başvurduğumuz eğitimciler.
gericilerin şeriat taleplerinin zir-
veye çıktığı. türbanın bayrak hali-
ne getirildiği. Atatürk'ün adının
unutturulmaya çalışıldığı bir or-
tamda alınan 28 Şubat kararlan-
• Köy Enstitüsü mezunu eğitimciler, bu
aydınlanma yuvalannın kapatılmasının demokrasi
tarihinde kapanmaz yaralar açtığını vurguladılar.
Köy Enstitüleri'nin kapatılmasının Anadolu
insanına yapılan en büyük haksızlık olduğunu
belirten eğitimciler, "Bu olmasaydı, 28 Şubat'a
gerek kalmayacaktı" görüşünü dile getirdiler.
nm. "Köy Enstitülerinin gerek eği-
tün gerekse siyasi yaşamda ne ka-
dar büyük bir önemesahipolduğu-
nu ortaya koyduğuna" dikkat çek-
tiler. Köy Enstitülerinin ilk mezun-
lanndan emekli öğretmen. yazar
TalqpApa\ dm. enstitülerkapatılma-
saydı. tarikatlann. aşiretlerin bu-
günkü kadaretkin, gerici partilerin
de iktidarda olamayacaklannı be-
lirtti. Köy Enstirülerinin karanlık-
ta kalmış Anadolu köy lüsünü çağ-
daş insani değerlere getirmeyi amaç-
ladığını vurgulayan Apaydın. köy
çocuklannın köyden kopanlmadan
üretici eğitimin parçası yapılıp tek-
rar köylere gönderildiğini anım-
sattı. Apaydın." Enstitüleroyıllar-
daki diğer okullardan çok farkby-
dı. Alışılmış eğitim kalıplaraun dı-
şına çıkmısn. Avnıpa'da da örnek
eğitim modeli olarakgösterilhordu.
Bu nedenle çok eleştiri aJdı" dedi.
Eğitimciler Derneği (Eğit-Der)
Genel Başkanı Mustafa Gazalet
Köy Enstitülerinin yerini doldurmak
için açılan imam hatip liselerinin,
bu enstitülerin yerini doldurmak-
Köy Enstirülerinde okutulan derslerin yüzde 50'si kültür, yüzde 25'i tanm ve yüzde 25'i teknik derslerdi.
tan çok uzak olduğunu belirtti. Köy
Enstitüleri ile bilınçlenen toplumu
yönetemeyeceğini anlayan siyaset-
çilerin enstitüleri kapattığını ifade
edenGazalcı. "Yerineimamhatip-
leri niceliği ve niteliği düşük ezber-
ci eğitim sistemini koymaya çalışo-
lar. Buralardan yeni vöneticiler, bi-
lim adamlan, aydınlar yetişmedi.
Bu tikanma 28 Şubat 1997'ye ka-
dar sürdü" diye konuştu.
Ga2alcı. 62 yıl sonra Köy Ens-
titülerinin hâlâ özleniyor olmasının
burada ortaya konan ilkelerin çağ-
daşlığını gösterdiğini ifade ederek
bugünkü eğitimin ya dine ya da ez-
beredayalı olduğunu söyledi. 1997
yılında 8 yıllık kesintisiz eğitimin
toplumun pek çok kesiminden bü-
yük destek gördüğünü anımsatan
Gazalcı. "Busıçramadanvolaçıka-
rak eğitim ve aydınlanma rüzgân
devam ettirilebilirdL Ancak Ecevit
hükümeti eğitim alanına laikve de-
mokratik isimleri getiremedT de-
di. Gazalcı. enstitüye duyulan ih-
tiyacın eğitim bırliğine verilen öne-
min gösterdiğini vurguladı.
Aydınianma engellendl
Köy Enstitülerinin ilk mezunla-
nndan Mehmet Başaran da 1946'da
başlayan karşıdeMİmin. Türkiye'nin
laik olan eğitim sistemini değişti-
rerek "gericileştirdiğine" ve günü-
müzdeki sorunların ana nedenini
oluşturduğunadikkat çekti. 1946 yı-
lından itibaren okullarda laiklik il-
kesinin delindiğini anımsatan Ba-
şaran. "tlk önce isteğe bağlı din
dersleri konuldu. Daha sonra Uahi-
yat fakülteleri açıldı. 1950 yılında
ezan Arapça oMu. İmam hatipler
açıkü. daha sonra okula dönüştü-
rüldü ve bu insanlar üniversitelere
girebUdiler" diye konuştu.
Başaran. dönemin başbakanının
"Hilafeti bile getirebitinz" şeklin-
de açıklamalar yaptığını anımsata-
rak bu sürecin 27 Mayıs, ardından
12 Mart ve 12 Eylül'ü getirdiğini
söyledi. Köy Enstitülerinin aydın-
lanan Anadolu insarunın gelişme-
sini engellemek isteyen siyasetçi-
ler ve ağalann işbirliği üe kapatıl-
dığını belirten Başaran. "12 Eylül
darbesi ile Anadolu'nun aydın bi-
rikiminin üstünden tankla geçtiler.
Enstitüler kapaölmasaydı darbe-
lere, 28 Şubat'lara gerek kalmaya-
caktTdedi.
Eğitim ışığındaKöy EnstitüleritGÜRŞENKAFKAS
10 Kasım 1938 Atatürk'ün
öiümünden sonra İsmet İnö-
nü'nün cumhurbaşkanı seçilme-
siyle Başbakan Celal Bayar, Mil-
li Eğitim Bakanlığı'na Hasan
ÂK Yücel'i getirdi. Hasan Âli
Yücel hayatını eğıtime adamış.
milli eğitimin birçok kademele-
rinde bulunmuştu. Bakanlıkta
tam birdevTİm yaptı. Milli eği-
timde devTİm denecek yenilikle-
re. projelerde başan sağladı.
- Cniversite kanununu çıkar-
dı. özerldiği güvence altına aldı.
- Dünya klasiklerinden 500'den
fazla eserin dilimize kazandınl-
ması amacıyla tercüme bürola-
n kurdurdu.
- Hasan Âli Yücel'i ölümsüz-
lüğe kavuşturacak asıl eseri "Köy
Enstitülen'1
" oldu.
Hasan Âli Yücel. milli eğitim
şûrasında Köy Enstitüleri proje-
sini tartışmaya açtı ve bir yasa tas-
lağı hazırlatarak ülkeyı. tanm
koşullanna göre 21 bölgeye ayır-
dı. Herbölge 3-4 ili kapsıyordu.
Şehirlerden uzak. fakat ulaşım
nedeniyle tren istasyonuna yakın
yerler seçilecektı.
"Köy Enstitüleri'' köyün ve
köylünün kalkınması. okur ya-
zar sayısının artması için gerek-
li olan öğretmenlerin yetiştiril-
mesi amaçlıydı. Köylerde. oku-
ma-yazma öğretebilmenin ya-
nında. modern tanm teknikleri.
marangozluk. sağlık sorunlan.
müzik. spor vb.. birçok alanda yol
gösterecek "tophıbflgj"" sahibi öğ-
retmenlere görev verilmesi he-
deflenmişti.
Bir anlamda küçük yerleşim
yerleri olan köylere "yerelönder
ayduüar" yetiştinlmekteydi. Bu
proje ile köyden şehre göç ön-
lenecek. geri kalmış bölgeler kal-
kınacaktı.
Bu projedeki okulun adının
•'enstitü" olması, bilgiji-iş hali-
ne getirerek uygulayan bir eği-
tim sistemi oluşundandır.
Hasan Âli Yücel, Köy Ensti-
tüleri projesinin uysulanması ve
geliştirilmesi için fsmail Hakkı
Tonguç'u görevlendirdi. Ton-
guç. Isveç ve Alman eğitim bi-
limcılerinin. yoksul çocukJann
topluma kazandınlması ve oku-
tulması konulanndaki kitaplan-
nı Türkçeye tercüme etmişti.
1940 yılında. Türkiye'nin o za-
manın koşullannda "iş içinde
eğitim'"in çözüm getireceği inan-
cı vardı.
tsmail Hakkı Tonguç, Köy
Enstitülerinin yerlerinin tespıti ve
oluşumu ile ilgili yurt gezisine
çıktı. Düzenlediği raporu Hasan
Ali Yücel'e verdi. 1940'tadüzen-
lenen yasa taslağı Meclis'te gö-
Köy Enstitüleri amacmdan uzak-
laştınldı. 1954'tede kapatıldı.
1936'da geçici "eğitmen ye-
tiştirme kurslan" açıldı. Bu de-
neyin olumlu sonuç verdiği gö-
riildü. 1937'de İzmir (Kızılçul-
lu) ve Eskişehir"de (Mahmudiye)
yalnız köy çocuklannın alındı-
ğı ve köye yönelik öğretim prog-
ramı uygulayacak köy öğretmen
okullan açıldı.
1940'ta Köy Enstitüleri'nin
açılmasıyla bu okullar da kapsam
içinealındı. 1942'de Köy Ensti-
tülerinin öğretmen gereksinımi-
ni karşılamak üzere iki yıllık
"Yüksek Köy Enstitüsü" kurul-
du. Köy Enstitüleri kuruldukla-
n geniş vahadan mezunlannın
siklerin, yerli. yabancı yazarla-
nn kitaplanndan oluşan zengin
bir kütüphane \ardı. Her öğren-
cinin yılda, bu kütüphaneden 25
kitabı okuma zorunluluğu vardı.
Okumanın dışında isteyen öğ-
renciye müzik öğretmenleri ta-
rafindan keman. mandolia akor-
deon, bağlama. saz dersleri ve-
rilirdi. Mahalli âşıklar da KÖy
Enstitülerini gezerek yetenekJi
öğrencılere "ustaöğretici" özel-
likleriyle saz. bağlama dersleri
verirlerdi. Ömeğin Aşık Vfeysd" in
bu hizmetı yıllarca yaptığı eörii-
lür.
Bu okuma. aydınlanma v e öğ-
renme yoluyla bozkırlann orta-
sından ulusumuzun geleceğine
vatandaşından cumhurbaşkanı-
na kadar nerkes "ekmekle kita-
bı ' bir araya gerinebilirse gerçek
kalkınma başlamış demektir"
der. Köy Enstirülerinde eğitim.
teorik ve pratik eğitim yani uy-
gulamalı eğitim. başka biranla-
tımla "iş eğitimr şeklinde yapı-
lıyordu. Eğitimin yüzde 25'i uy-
gulamalı tanm dersleriydi. Zirai
teknıkleröğreniliyor, ürünlerye-
tiştiriliyor. bu ürünlerin bir kıs-
mı sofralannda tüketiliyordu.
Geri kalan değerlendiriliyordu.
Eğitim araştırmacılannın yıîlar-
ca tartıştığı "iş içinde uygulama-
lı eğitim". Köy Enstitülerinin
eğitim işlev inin bir parçasıydı.
Avnca teknik derslere de vüz-
Enstitüleri, köyün ve köylünün kalkınması, okur yazar
sayısının artması için gerekli olan öğretmenlerin yetiştirilmesi
amaçlıydı. Köylerde, okuma-yazma öğretebilmenin yanında,
modern tanm teknikleri, marangozluk, sağlık sorunlan, müzik, spor gibi
birçok alanda yol gösterecek 'toplu bilgi' sahibi öğretmenlere görev
verilmesi hedeflenmişti. Bir anlamda küçük yerleşim merkezi olan
köylere 'yerel önder aydm'laryetiştirmekti.
rüşüldü. Kâzun Karabekir ve
bazı millehekilleri taslağı eleş-
tirdiler. Onlaragöre. "köy-şehir
uçurumunun". bu yasa iîe iyice
derinleşeceğı savunuldu. Hasan
Âli Yücel ise "Asıl amaç köylü-
nün cğitinıinin sağlanması ile bu
uçurumun \e ayrınun ortadan
kaldınlmasıdır.." diyordu. Yasa
kabul edildi. 17 yeni Köy Ens-
titüsü açıldı.
Köy Enstitüleri. ulusumuzda
yaşanmış ilginç ve önemli bir
eğitim deneyidir. Amaç: köy kal-
kınmasına önderlik edecek "be-
cerilerle donannuş". köy öğret-
meni yetiştirmektir. Halkın uyan-
masına engel olundu; 1940'ta
kurulan. 1947'de öğretim prog-
ramlarında değişiklik yapılan
dağıldıklan \urdun her yanınaya-
yılacak ışığın bütün ulusu ay-
dınlatacağı umudu taşıyordu.
tkinci Cumhurbaşkanı İsmet
İnönü. Hasanoğlan Köy Enstıtü-
sü'nü zi\aretinde el yazısıyla
okulun anı deftenne şunlan ya-
zar: "Kö\ Enstitülerini Cumhu-
riyetin eserleri içinde en kıymet-
lisi ve en sevgilisi saydım. Köy
Enstitülerinde yetişen evlatian-
mızm başanlannı ömrüm bo-
>unca yakmdan ve candan i/Je-
yeceğim»»"
İsmet tnönü öğrencilerin gün-
lük çalışmalannı izler. Öğrenci-
ler spor yerine topluca zeybek oy-
nayarak güne başlar. birlikte kah-
valtı yapıp, okuma saatine baş-
larlardı. Köv Enstitülerinde. kla-
damgasını \iiracak "köylü ay-
dmlarkuşağı''yetişti. FakirB^'-
kurt. Mehmet Başaran. Dursun
Akçam, Mahmut MakaL Talip
Apa\dm. Adnan Binyazar bun-
lardan bazı örneklerdir.
.Artık Anadolu. bin yıllık uy-
kusundan uyanmaya başlamıştı.
Köy çocuklan köyü ve köylüyü
aydınlığa ulaştırmanuı çabası ve
sorumluluğu içindeydi.
İsmet İnönü. Kepirtepe Köy
Enstitüsü'nde bir kız öğrenciye
çantanda ne \ar. görebilir mi-
yim diye sorar. Öğrenci çantasın-
dan ekmek-köfte ve dünya kla-
siklerinden bir eseri çıkanr. gös-
terir. İnönü çok sevinir. Çe\re-
sindekilere, "Ne zaman Türki-
ye'de erinden. generaline, sade
de 25 yer\eriliyordu. Erkek öğ-
renciler yapı. demir, marangoz
işlerinde eğitüiyorken kızlar: biç-
kı-dikiş, elişi. yemek vb.. iş kol-
lannda eğitim göriiyor: yaparak.
yaşayarak. u>gulayarak öğreni-
yorlardı. Bulunduklan bölgenin
koşullarına uygun olarak hay-
vancıhk. ancılık. balıkçılık öğ-
reniyorlardı. Kuru vahalarağaç-
landınlıyor. her tür meyve ağaç-
lan dikiliyordu. Yörenin özel-
liklerine göre bol miktarda seb-
ze ekiliyordu. Böylece meyve-
lerini. sebzelerini ve her türlü
hay\'ansal. tarımsal ürünlerini
elde etme. tüketme ve hatta de-
ğerlendirerek maddi gelir sağla-
ma projenin uygulama kapsa-
mındavdı.
İsmail Hakkı Tonguç, çok iyi
bir eğitımciydi. Köy Enstitüle-
rinin her biriyle ayn ayn ilgile-
niyor. okullan geziyor, fotoğraf
çekiyor \
r
e enstitülerin işlerliği ko-
nusunda genelgeler gönderiyor-
du. bu genelgelerde, eğitim öğ-
retimin yanında öğrencilere na-
sıl davTanılması gerektiği. da-
yak atılmaması. kötü söz söy-
lenmemesi gibi konulara ağırlık
veriliyordu. Köy Enstitüleri ka-
dar hiçbir kurum bu kadar ulu-
sal. bu kadar yerel ve bu kadar
da devnmci olmamıştır. Musta-
fa Kemal'in düşüncelerini, ilke-
lerini ve devrimlenni geniş ve an-
lamlı şekilde yeşerten Köy Ens-
titüleri olmuşrur. Anadolu köy-
lüsünden yeni. yepyeni bir ulus
doğacaktı.
DevTİm kendi okullannı, ken-
di kurumlannı oluşturacak hal-
kaulaşmasını sağlayacaktı. Köy
Enstitüleri birer demokrasi ku-
rumu idi. Ama demokrasi gere-
ği ilk önce onlar ortadan kaldı-
nldılar. Çünkü halk aydmlannın
karşısına ağalık düzeni, set olup
çıkmıştı. Onlar kendilerine uy-
gun olan demokrasıye sahip çık-
tılar. Köy Enstitülerinde kızlann
ve erkeklerin yatılı olması. ens-
titülerin yeterince milliyetçi ol-
madıklan gibi eleştirileryapılma-
ya başlandı. İsmail Hakkj Ton-
guç. öğrencilerin "Tonguç Baba-
sı" olmuştu.
Ama Köy Enstitüleriyle ilgi-
li eleştirileri. sağ-sol suçlamala-
nnı önleyemedi. Bu suçlamalar
"aydmlıksesi". kısma. "köy-köy-
lü aşkını ve ain terinin hünerie
birleşmesini" yok etmeye yöne-
likti. Karalama kampanyalan gi-
derek bü>üdü. gelişti ve bu va-
halarda açan güzelim. "eğitim
güDerinin" 1954'te kapatılarak
soldurulmasma kadar sürdürül-
dü. Yazık. çok yazık edildi. Köy
Enstitülen kapatılmasaydı. bugün
okuma-yazma oranı >üzde yüz
ve aydtnlanma daha ileri düzey-
de olacaktı.
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Almanya'nınParadoksu
Şu sıralarda Almanya'da en önemli tartışma konu-
larından birisi, "Israil-Filistin çatışması"dır. Ger-
çekte böyte bir çatışmadan söz edilemeyeceğini söy-
leyenlerolacaktır; Israil'in, Filistin Otonom Devleti'ne
ait kasaba ve köyleri işgalinden söz etmek daha doğ-
rudur. Ama Almanya'daki tartışmanın tarafian, Filis-
tinli teröristlerle israil'in askeri harekâtını eşitlemeye
bile cesaret edememektedirler ve bu durum, dedik-
lerine göre tarihi bir zorunluluktan kaynaklanmakta-
dır. Işin doğrusu, günah gözleri kör etmektedir. Ne
terörün sosyal ve tarihsel nedenleri üzerinde ne de
Hamas ve Hizbullah'la Israil kışkırtmalannın ortaklı-
ğı ya da örneğin Şaron'un Mescid-i Aksa'ya paldır
küldür girişinin kışkırtıcı rolü üzerinde konuşulacak-
tır. BöylebirdurumdaAlmanyagerçekten israil'i eleş-
tirebilir mi? Şaron'a "Kıyıma son ver" diyebilir mi?
En azından Filistin'in işgalini kınayabilir, "Terörü ön-
lemek için uğraşmak başka, bir ülkeyi işgal et-
mek başka" diyebilir mi? Zor, çok zor. Ne kadar zor
olduğunu Alman gazetelerinde yayımlanan makale-
lerde, sorumlu politikacılann demeçlerinde görmek
mümkün. Hemen hemen hepsi. "Hayır, biz yapa-
mayız; hayır, biz geçmişteki günahlanmız yüzün-
den İsrail'i eleştiremeyiz" ana fikrinde birleşiyor. İs-
rail'i eleştirme cesareti gösteren politikacılar ise ckj-
diye bile alınmıyor. öyle makaleler var ki. onlardaki
açıklığa insan hayran kalabilır. 0 sözler ki, başka bir
zamanda söylendiğinde insanın gözleri yaşanr.
• • •
örneğin Almanya'nın Yeşil Dışışleri Bakanı Fisc-
her, "Bizim Almanlar olarak Israil'e karşı özel bir
sorumluluğumuz var" diyor. Bu cümle, geçmişte Ya-
hudilere karşı soykınm gerçekleştirmiş bir ülkenin dı-
şişleri bakanına gerçekten de yakışan bir cümledir.
Ama o cümle şimdi Israil'de egemen olan Şaron'un,
Rlistin'de döktüğü kanı gizlemektedir. O cümlenin için-
de Filistin halkına söylenmış şu tuhaf özür var: "Ku-
sura bakmayın, o size saldıranlara karşı geçmiş-
te öyle büyük bir günah işledim ki ben, şimdi si-
zi savunamryorum. Istesem de savunamıyorum."
Schröder hükümetinin eski Kültür Bakanı, Die Zeit
Şef Redaktörü Michael Nauman geçen perşembe,
gazetesinde bu durumu net bir şekilde kayda geçir-
di: "Başka ülkeler Israil ile Filistinliler arasında ah-
laki olarak eşit mesafe gözeten bir tutumu be-
nimseyebilirler. Biz bunu hiçbir zaman yapama-
yız."
Böylece soru, bir günahın kefareti olarak, bir kra-
vat iğnesi gibi parlıyor ve mideyle yürek arasında bir
yerlerde kalıveriyor: Ama geçmişteki o unutulmaz ve
affedilmez günah, başka halklara karşı şimdi işlenen
suçlan, günahlan affettirebilir mi?
Geçmişte Yahudilere soykınm uygulayanlar bu-
gün Filistin halkının kırımına göz yumarsa suçu tek-
rarlamış, derinleştirmiş olmazlar mı?
Almanlar ne yapacaklannı bilemiyorlar.
Almanlar böyle düşünmekte haksızlar, ama onla-
rı anlayabiliriz.
Anlayabiliriz, çünkü geçmişteki günahlan büyük,
çok büyüktür. Yine de onlara söyleyebileceğimiz söz;
"Günahlannızı çoğaltmayın" olabilir.
• • •
Peki kendimizi anlayabilir miyiz? Kanşan kafamı-
zı yeniden bir düzene sokabilir miyiz?
Antisemitizm, berbat. insanlık dışı bir şeydir. Ya-
bancı düşmanlığı, Türk düşmanlığı, Kürt düşmanlı-
ğı, Eımeni düşmanlığı, Rum düşmanlığı, Arap düş-
manlığı gibidir. Üstelik Yahudi soykınmı şu yakın ta-
rihteki en büyük kınm olduğu için. tarihin derinlikle-
rindeki bütün büyük kırımlan da temsil hakkına sa-
hiptir. Sonuçta halk düşmanlığını ifade eder. Hangi
halkolursaolsun, halklann kırımına karşı çıkanlaran-
tisemitizme karşı çıkarlar.
Bu nedenle, tam da bu nedenle şimdi antisemitiz-
me karşı çıkanlar Filistin halkını desteklemek duru-
mundadırlar. Ve bu hiçbir zaman İsrail'i yok etmek is-
teyen Arap milliyetçiliğine prim vermek anlamı taşı-
maz.
O nedenle bugün "terorizmle savaşıyoruz" adı
altında halkları kıranlara; Afgan halkının tepesine
bomba yağdıranlara, Filistin otonom bölgesini karış
kanş tarayıp sivil halkı, çoluğu çocuğu öldürüp "te-
rörist" arayanlara karşı çıkmak, antisemitizme karşı
çıkmak, onunla mücadele etmek anlamı taşır.
Antisemitizmle savaşın anlam kazandığı yer bugün
Ramallah'tır, Cenin'dir.
Orada tankıyla, tüfeğiyle karşımıza çıkan düşman-
sa, antisemit Şaron'dan başkası değildir.
Tüm yurtta etkinlik yapılacak
Enstitülerin hedefi
bağımsız Türkiye'ydi
AJVIC\RA/İZMİR
(Cumhuriyet)-Köy Ens-
titülerinin 62. kuruluş yıl-
dönümü bugün yurt ça-
pında düzenlenecek tö-
renlerle kutlanacak.
CHP.^nkarallBaşkan-
hğı'nca düzenlenen "Köy
Enstitülerinin Kuruluşu-
nun 62. Yıhnda Eğitim"
konulu panel. bugün saat
19.00'da gerçekleştirile-
cek. Prof. Dr. Cevat Ge-
raj'ın yöneteceği panele
konuşmacı olarak Prof.
Dr. MerayUysal Doç. Dr.
RıfatMiser ve Yrd. Doç.
Dr. Mehmet BiKr katıla-
cak. Panel. KennedyCad-
desi 4 No'lu adresteki
Çankaya Belediyesi Çağ-
daş Sanatlar Merkezi 'nde
izlenebilecek.
Ankara 1 ve 2 No'lu
Eğitim-Sen Şubeleri'nce
düzenlenen "Köy Enstitü-
leri Anma Resim Sergisi"
de aynı yerde saat 18.30'da
açılacak. Öğretmen Dün-
yası Dergisi Yazıişleri
Müdürü Zeki Sarıhan.
yaptığı açıklamada. Köy
Enstitülerinin. nasıl bir
eğitim düzeni kuruiması
gerektiği konusunda yol
gösterdiğini vurguladı.
Gereksınim du>Tilan
eğitime, eğitim düzenini
AB'ye uydurarak ka\"u-
şulamayacağını anlatan
Sanhan. "Türkiye eğiti-
mi ya bağımstdıkçu halk-
çı bir ikridar eliyle Köy
Enstitülerindeki eğitim
anlayışına dönecek ya
AB'yegirerekvatansız in-
san yetiştirecektir" dedi.
Izmir'de Yeni Kuşak
Köy Enstitülüler Derne-
ği Başkanı Prof. Dr. Ke-
mal Kocabaş. "Köy Ens-
titüleri Aydınlanması Işı-
ğı Altında Eğitimde Yeni
Arajışlar" konulu prog-
ram düzenlediklenru bil-
dirdi. Bugün başlayacak
etkinlikler kapsamında
dört gün süresince ensti-
tülüler ve onlann yakın-
lan bir araya gelecekler.
Buluşmada atölye çalış-
malan yapılacak ve yeni
projeler üretilecek. Yeni
Kuşak Köy Enstitülüler
Derneği'nin düzenlediği
etkinliklerin rümü Kül-
türpark tzmir Sanat'ta ger-
çekleştirilecek.
Nüfus cüzdanımı kaybettim. Geçersizdir.
ELİF BLLLT