02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2002 CUMARTESİ HABERLER DTJNTADA BUGÜN ALİ SİRMEN E. Özkök Yanılıyor Necmettin Erbalon'ın, cihat çağrısı yapan btldiriye imza attığı i ddiası ortalığı kanştırdı. Gerçi Erbakan bu i ddiay ı yalanladı ama, onun her söylediğine inanmak için safın da ötesin- de olmak gerekmez mi? Hem mahkeme kara- nnda evrakta sahtelcâriık yaptığı söylenen (hat- ta bir üye daha da ileri giderek fiilin dolandırı- cılık olduğunu ileri s-ürüyor) bu zat, her zaman her şeyi yalanlamış değil mi? Sonra bu yalan- lamalann yalan olduğu ortaya çıkmadı mı? Aynı Erbakan Kaddafi'nin çadınnda, Libya Devlet Başkanı Türkiye'ye hakaret ederken, (s- lami Komutanlık içındeki hiyerarşik disiplin adı- na, el pençe divan gık çıkaımadan suspus otur- muyor muydu? Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Er- tuğrul Özkök perşembe günkü köşesinde, "Demekki, Kaddafi'nin çadınnda yakalanan o rnalum Islami Komutanlık, sandığımızdan da korkutucu bir cihat komutanlığıymış " diyordu. Saptamasında haklı. Aynı şekilde, "Türkiye, Kaddafi'nin çadınn- da suçüstüyakalanan bu cihat komutanlığının hiyerarşisine asla teslim olmayacak bir de- mokrasiyi kurabilmeli" temennisinde de haklı, bu görüşüne katılmamak olanaksız. Amayazının başlığındaki "Allah Bizi Korumuş" ibaresinde de, "28 Şubat ite bir badireden kur- tulduğumuzu" ileri süren ilk cümlesinde de fe- na halde yanılmaktadır özkök. Evet 28 Şubat bize bir badireden kurtulma ola- nağını tanımış ve bu yolda bir süreci başlatmış- tır. Ama bu sonuç elde edilmiş değildir. Evet 28 Şubat bizi Erbakan sultasından kur- tarmıştır. Ama Erbakan zihniyetinin egemenli- ği henüz kınlmış değildir. Hep anlatmaya çalışıyorum, Türkiye'de iki tür Erbakan iktidarı vardır. Birincisi Erbakan'lı Erbakan iktidan, ikincisi ise Erbakan'sız Erba- kan iktidan. Buradaki Erbakan sözcüğü Necmettin Hacı'nın özel adı olduğu kadar en çarpıcı temsilcisi olan bir zihniyeti de ifade eden geniş bir anlam ta- şıyor. Bence en tehlikesiz Erbakan iktidan, Erbakan'lı olanıdır. Çünkü halkın tepkisi ona karşı daha s o mut bir biçimde belirmektedir. Erbakan'sız Erbakan iktidan daha tehlikelidir. Çünkü o iktidann üyeleri sureti haktan görünür- ler, Erbakan'a karşı mücadele ettiklerini söyler- ler. • • * Gerçi Erbakan'sız Erbakan iktidarlannın sa- hipleri ve adaylan Erbakan'a karşı bir mücade- le verirler, ama bu, sistemi ve laikliği koruma mü- cadelesi değildir. Onlar Erbakan'ın dini siyasete alet etme yön- temini kendi tekeline almasına karşı mücade- le bayrağı açarlar. Onlann demek istedikleri şu- dur: - Hoca biraz da bize bırak, din ticaretinden biz de pay kapalım! Aslında cihat komutanhğına teslim olmaya- cak bir demokrasi, ancak laik sistemin bu ni- teliğinin kıskançlıkla korunması ve geliştirilme- siyle mümkündür. 28 Şubat'ın üzerinden bunca zaman geçme- sine karşın bugün o noktadaolduğumuzu söy- leyebilir miyiz? Dahageçenlerde, SayınCumhurbaşkanı çok haklı olarak irticatehlikesinin sanıldığından bü- yük olan boyutlanna dikkati çekmeye çalışı- yordu. önceki gün Bülent Ecevit çok haklı olarak, "Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu hak- kındaki meclis soruşturması karannın hedefi- nin bakanın kendisi değil, laik Cumhuriyet ol- duğunu" söylüyordu. Üstelik Metin Bostancıoğlu, bakanlıktaki an- tilaik çöreklenmeyle yeternce mücadele ede- memekle suçlanıyor kimi parti arkadaşlan ta- rafından. Bu olay bize neyi gösteriyor dersiniz? Dilerseniz onu da değeriigazeteci-yazardos- tum Hikmet Bila'nın diimü "Laiklikle Müca- cte/e"yazısının son tümcesindegörelim. Bakın ne diyor Bila: "Laikliğe karşı mücadeta Meclis desteğiyle sürüyor." Bu durumda bir badirecen kurtulduğumuzu söyleyen E. özkök fena halde yanılmıyor mu? Emekli sandığı tepkisi BES i§ bıraktı IstanbulHaberServi- si -Kamu Emekçiler. Ser<likalan Konfederas- yoru'na (KESK) baglı Büro Emekçileri Sen<±- kası'na (BES) üye Ernekli Sandığı çalışan- lan emekli sandığı bö!- ge müdürlüklerinint4 ta- samıf' adı altında kapa- tünasını protesto etmek amacıyla dün Türkiy çapndaki 9 bölge miı- dürüğünde iki saat iş bı- rafcı. Cağaloğlu'nda Emek- li Sandığı Istanbul Böl- ge Müdürlüğü önünde düı toplanan BES iiye- si emekli sandığı çalı- şarian, kendilerine des tekveren emeklilerle bir- lik^"CVIFuşağıhülcû- me istifa", "Emekliv hiznetengeüenemez" v "EnekH Sandığı kapafr lanaz" sloganlanm at- tıar. BES îstanbul 2 Ko'lu Şube Başkam Ha- lim Özpınar, hüküme- tu Emekli Sandığı'na biğlı 170 bölge müdür- ltğünü kapatmayı he- deflediğini ifade eden Özpınar, bu kapsamda 9 emekli sandığı bölge rrüdürlüğünün de lağ- vedildiğini söyledi. Öz- pnar, bu karann, yüz bnlerce kişiyi doğrudan etdlediğini belirtti. Eyleme katılan Istan- bd EczacılarOdası Ge- nd Sekreteri Semih Ongör de Istanbul'da- k: tüm eczacılann, so- nına kadar emekli san- d â çalışanlan ve emek- li erin yanında olduğu- nı belirterek müdürlük- leın kapatılmaması için ÎVjliye Bakanlığı'na fks çekme kampanyası bislattıklannı söyledi. Devlet Bakanı Gürel, Güney Kıbns'ın tek yanlı üyeliğinin birliğe 'pahalıya mal olacağını' söyledi Kıbrıs'ıABbaltalıyorAYHANŞİMŞEK ANKARA - Kıbns'tan sorumlu Devlet Bakanı ŞOkrüSinaGürel, Gü- ney Kıbns Rum Yönetimi'nin tek yanlı üyeliğinin "AB'ye pahabya mal olacağı" uyansında bulundu. Gürel, AB yetkililerinin hemen her gün yap- tıklan "çözümünKıbns'm üyeliğiiçin koşul olmayacağı" açıklamalannın adada uzlaşma çabalannı baltaladığı- nı vurguladı. Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Kıbns'ta süren doğrudan görüşmeler ve AB sürecini Cumhurrvefe değer- lendirdi. AB'nın, Türkiye ile ilişkdle- rini Kıbns konusuna bağlamak iste- mesiyle baştan büyük bir yanlış içi- ne düştüğünü kaydeden Gürel, "Kıb- ns'ta biz hangi adınıı atarsak atahm, AB yetkililerinin "çözümün Kıbns'ın üyeliği için koşul olmayacagı' açıklamalannı eleştiren Gürel, Rum yönetiminin AB'den cesaret alarak çözüme yanaşmadığını söyJedi. Gürel, doğrudan görüşmeler sürecinde olumlu bir sonuç alınabileceğini düşünmediğini kaydetti. AB üyeKği konusunda bize bir ufuk açacağı konusunda garanti yok. Kat- dı ki, hangi ufuk gösteriürse gösteril- sin. Kıbns'ta bizhn nlusal irademizin önüne geçebilecek bir ufuk da ola- maz" diye konuştu. Gürel'e yönelti- len sorular ve yanıtlan şöyle: -Kıbnsgörüşmeferinin başansıiçin umuthı musunuz? - Açıkçası, AB'nin hayaleti masa- nın üzennde oldukça görüşmelerden olumlu bir sonuç alınabileceğini dü- şünmüyorum. AB neredeyse her gün Rum tarafina, "Siz ne yaparsanız ya- pın, biz sizi AB'ye alacağız" diyor. Böyle bir ortamda masada olumlu bir tutum takınmalannı nasıl bekleyebi- lirsiniz? -AB'ninyıl sonuna kadarçözüm is- temesi ne kadar gerçekçi? - Bakmız, böyle dışandan empoze edilmeye çalışılan takvimlerle çözüm bulma çabası sonuç vermeyecektir. Bu çok yanlış. Kaldı ki, AB zaten baştan, Türkiye "nin AB ilişkilerini, Kıbns konusuna ve Türk-Yunan iliş- kilerine bağlamak isteyerek çok bü- yük bir yanlışlık yaptı. Eğer bu yan- lışlannı düzeltmezlerse, Türkiye-AB ilişkilerindeki bir gerileme ya da du- rağanlık yine onlann sorumluluğu olacaktır. -Kıbns'ta yıl sonuna kadarçözüm bulunamazsa, AB içinde de üveliğe karşı çıkacaklar olabilir mi? - AB içindeki ülkelerin tek tek dav- ranışlan ile AB'nin bir bütün olarak karar ve davranışlannı birbirinden ayırmamız gerekir. AB eğer bütün olarak akılcı birkarar\ erebilirse, emi- nim Türkiye'yi tam cepheden karşı- ya ahnak istemeyecektir. Çünkü Kıb- ns'ta yeni bir çatışma ortamı yarat- mak, Doğu Akdeniz 'de yeni bir çıban başı ortaya çıkarmak, Türk-Yunan ilişkilerindeki dengeyi bozmak on- lara çok pahalıya mal olacaktır. Biz düşüncelerimızi net olarak söyledik. Eğer AB akılcı olmayan bir karar alır- sa bu Türkiye'yi Kıbns konusunda ta- mamen özgürleştirecektir. Türkiye"nin yapabıleceklerinın ve gideceği yerin bir sının olmayacaktır? - Bu, AB'den vazgeçmeye kadar gi- debiKrmi? - Bunu da AB değerlendirmeli. Çünkü Türkiye'nin bir avcuna AB üyeliği konulacak, diğer avcundan da Kıbns'ı alacaklar gibi bir denklem yok. Yani biz Kıbns'ta hangi adımı atarsak atalım, AB üyeliği konusun- da bize bir ufuk açacağı konusunda garanti yok. Kaldı ki, Kıbns'ta bizim ulusal irademizin önüne geçebilecek bir ufuk da olamaz. Başbakan Ecevit 3e görüşen tKV Başkanı Meral Gezgin Eriş, AB konusunda karamsar olmadığını, tam üyelik görüşmelerinin 2002 sonuna kadar başla\abileceğinj söyledi. (Fotoğraf:AA) Sivil kurulun koordinasyonunu îktisadi Kalkınma Vakfı yürütecek Avrupa için yeni kurulANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB ile resmi ilişkileri sürdüren AB Gene! Sek- reterliği'nin ardından sivil koordinasyonu sağlamak üzere de bir kurul oluşturuluyor. Sivil toplum örgütleri, ünıversite mensup- lan ve basrn mensuplannın bir araya gel- diği kurulu, tktisadi Kalkınma Vakfi (tKV) koordine edecek. tKV Başkanı Meral Gezgin Eriş, Türki- ye'nin 2002 yıh sonuna kadar AB ile tam üyelik muzakerelerine başlayabileceğini, bu konuda iyimser olduğunu \oirgularken, hükümetin anadilde eğitim ve yayın ile ida- mın kaldınlması konusunda bir çaba için- de olduğunu söyledi. IKV Başkanı Eriş ve yönetim kurulu üyeleri dün Başbakan BülentEcevit ile gö- rüştü. Toplantıda, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinde Ulusal Program'da (TJP) öngördüğu taahhütlerkonusunda yapuğı ça- lışmalar değerlendirildi. Toplanrı sonunda açıklama yapan Meral Gezgin Eriş, Türki- ye'nin kısa vadeli önceliklerinin büyük bö- lümünü yaşama geçirdiğini vurgulayarak diğer taahhütlerin de yerine getiriknesi ha- linde Türkiye'nin tam üyelik muzakerele- rine başlayabileceğini söyledi. Türkiye'nin AB'ye üye olmasının siyasi, güvenlik, sa- vunma ve ekonomik alanlarda büyük ge- tiriler sağlayacağını ve yeniden büyüme sürecine gireceğini belirten Eriş, "Idamın kaldınlması, anadilde eğitimv?yjavm konu- sunda hükümetin çözüm üretmek için cid- di bir çabaiçindeokluğuizJeniminesahibiz" dedi. Eriş, bunlann yerine getirilmesinin Tür- kiye'nin AB'ye girmesi için yeterli olaca- ğının altım çizerek "Hükümetiçinde debu konudairadeve kararkhkvar.Bu,bizi mem- nun etti" diye konuştu. Necmettin Erbakan 'cihat çağnsı' bildirisiyle ilgisi olmadığını ileri sürdü Savcı, imzalı belgeyi istediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Cumhunyet Savcısı Nııh Mete Yüksel, Necmettin Erba- kan ın imzası bulunduğu savlanan "cihat çağnsr metnini istedi. Erba- kan, cuma namazı çıkışmda, haber- leri "uydurma" olarak nitelendirdi. DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Er- bakan hakkında başlattığı inceleme- yi derinleştirdi. Hizbullah, HAMAS, Mısırlı Müslüman Kardeşler'in yanı sıra Erbakan'ın da imzasının bulun- duğu savlanan belgeyi isteyen Yük- sel'in, Terörle Mücadele Yasası'nın "örgütmensuplarma yardunveörgüt propagandasT fiilini düzenleyen 7. maddesi uyannca soruşturma başla- tacağı öğrenildi. Necmettin Erba- kan, cuma namazı çıkışında gazete- cilerin konuya ilişkin sorulanru ya- nıtladı. Erbakan, "cihat çağnsı" bil- dirisine ilişkin basında yer alan haber- lerin "gerçekle hiç alakası" olmadı- ğını söyledi. Yayımlanan haberleri "uydurma" olarak nitelendiren Erba- kan, "Bu haberleıieuzaktanyakmdan hiçbir ilgimizmevcutdeğildir. flgimiz de bilgimiz de yoktur" dedi. "Hepsi tamamen uydurma ve ya- landır" diyen Erbakan. "Bu yalanla- mayı huzurlanmzda yapryorum. Bu, kesin ve kati yalanlamadır" diye ko- nuştu. Erbakan, bir gazetecinin "Si- zin yerinize imza aülnuş olabilir mi" sorusuna, "Hajır, kimseIdmsenin ye- rine imza atamaz" yanıtını verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Necmettin Erbakan'ı sahtecilik suçundan mahkûm eden mahkemenin duruşma savcısı Kadri Söğütoğhı, Erbakan'ın sahtecilikten değil, "dolandıncılıktan'* yargılanması istemiyle temyize başvurdu. Söğütoğlu, aralannda eski RP genel başkan yardımcılan Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal'ın da bulunduğu 5 kişinin beraatını da temyiz etti. Söğütoğlu, temyiz dilekçesinde, hapis cezası alan Erbakan ile il başkanlan hakkında,"kamu kurum ve kuruhışlannı dolandırmak" hükmünü düzenleyen ve 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile sağlanan haksız menfaatın iki katı ağır para cezası öngören 504/7. maddesine göre hüküm kuruhnası gerektiğini kaydetti. AP Dışişleri Komisyonu Ankara'yauyarı: Reformlar sürmeli BRÜKSEL (A.\) - AvTupa Parlamentosu Dışişlen Komisyonu (AJFET), AB'nin genişlemesine ilişkin bir rapor çerçevesinde, Türkiye'den reform hareketini devam ettirmesini istiyor. AB ile tam üyelik müzakerelerini başlatmış 12 aday ülkenin durumlannın incelendıği, AFET Başkanı Alman Hıristiyan Demokrat Ehnar Brok tarafindan hazırlanan rapor ve bu rapora bağlı karar tasansı, 15 Nisan Pazartesi günü komisyonda görüşülecek ve oylanacak. Karar tasansında, tam üyelik müzakerelerini başlatmamış Türkiye'ye ilişkin bir tek paragrafa yer veriliyor. Paragrafta, Ankara'dan, "demokratikJeşme süreci açısmdan temel ohışturan anayasal reforrniara de>'am edümesj" istenerek 2001 sonundan bu yana u bazı pozitif sonuçlar ahndığı n ifade ediliyor ve "insan haklan aJanında gerçek ve beürgin geüşmeler kaydedttrnesi" beklentısi dıle getiriliyor. Tasanda, Türkiye, Kıbns sorununun çözümüne ilişkin müzakereleri desteklemeye de çağnhyor. Kıbns bölümünde, "Klerides-Denktaş görüşmelerinin 16 Ocak'tan beri devam etmesinden dmulan memnuniyet" yansıtılırken "Kıbns Cumhurtveti'ne (Rum kesimi) AB'ye tam üyelik perspektifi \erilmesinin, sorunun çözümü yönünde olumlu etkisi olduğu" ileri sürülüyor. "AB'ye adayhğm sadece bir tek ve hükümran Kıbns devietine açık olduğu" yazılan karar tasansında, bu devletin "iki bölgeB ve iki toplumlu" olabileceği, ancak uluslararası alanda ve karar mekanizmasında tek vücut olması gerektiği belirtiliyor. Karar tasansında, Kıbns'ta taraflann müzakerelere iyi niyetle devam etmeleri, uzlaşma aramalan istenerek 2002 Haziran ayına kadar sonuca ulaşma hedefine değinilıyor ve bu görüşmelerdeki zaman etkeninin, Kıbns Rum kesiminin tam üyelik müzakereleri takvimini etkilemeyeceği, bu müzakerelerin 2002 sonunda tamamlanacağı ifade ediliyor. Bavyera Eyaleti Bakanı Bocklet: Genişlemeye Türkiye dahil değil \lfWİH (AA) - Almanya'nın Ba\yera eyalerinin AvTupa işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Reinhold Bocklet, Türkiye'ye AB ile ilgili olarak özel bir statü verilmesinden yana olduklarını belirterek "AB'nin genişlemesine Türkiye dahil değil" dedi. Bocklet, bakanlığı tarafindan Münih kentinde dün düzenlenen AB'nin genişlemesine ilişkin forumda yaptığı konuşmada, "Amerikan yönetiminin Türkiye'nin AB'ye alınmasından yana olduğunu, ancak Avrupa ülkeİerinin, Türkiye'yi üyelik için henüz hanr bulmadıkian için İlişİdlerin yeni tespit edikcek bir çerçevede yürütühnesini istediklerini" söyledi. "Bu görüş. son yıOarda adayhk konusunda büyük çaba harcayan ve ilerleme kaydeden Türkiye'ye düriist ve samimi bir şekilde iktilmelidir" diyen Bocklet. diğer aday ülkelerin de henüz "AB'ye girme olgurüuğuna erişemedüderini" savaındu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo. com CNN Intemational'da önceki akşam Ürdün Kralı Abdullah'ı dinledim. Christian Amanpour tarafindan, Kral Abdullah'la ABD Dışişleri Ba- kanı Colin Povvell'ın Ürdün'e ziya- retınin hemen ardından yapılan bu çjö- rüşme, Amanpour'un ve Abdullah'ın yaklaşımlan açısmdan dikkat çekiciy- di. Amanpour. Ürdün Kralı'nı tıpkı Ara- fat'a yaptığı gibi "Bombacı terörist- leri kınıyor musun, kınamıyor mu- sun?" diye sıkıştırmaya çalışıyordu. Her cümlenin ardından bu soru gün- deme geliyordu. Kral Abdullah, Ara- fat kadar kötü koşullarda olmadığı için o kadar sert konuşmadı. Sakin bir şekilde, "Tabii ki teröre karşıyım. Terörün her türünü defalarca kına- dık. Bunu yalnızca ben değil bütün Arap ülkeİerinin liderieri dile getirdi- ler. Arafat da benzer bir tutum gös- terdi." Kral Abdullah konuşurken Aman- pour, durmaksızınsoruyordu: "Bom- bacı teröristleri kınıyormusunuz, kı- namıyor musunuz?" Kral, sabırla ve ikna edici bir üslupla benzer cevap- Kral Abdullah'ı Dinlerken lar verdi ve sözlerine şunları ekledi: "Terörü kınamak yetmez. Beline bomba bağlayan 16 yaşındakigenç kızın öfkesini ve çaresizliğini anlama- dan bu işe bir çözüm bulunamaz. 54 yıldır, topraklanndan ayn yaşayan, sü- rekli kendilerine ait biryurdu bulun- mayan bu insanların içinde bulun- duğu koşulları değiştirmeden kına- mak bir işe yaramaz. Gelin buna bir çözüm üretelim." • • • Christian Amanpour, ABD'de tez- gâhlandığı bilinen ve Şaron'un ıs- rarla gerçekleştirmeye çalıştığı Ara- fat'sız Filıstin sorusunu da günde- me getirdi: "Terörü kınamayan bir Arafat'la bu iş çözülebilir mi?" Kral bu soruya ilginç bir karşılık verdi: "ArafatArap dünyasının kahraman- larından biridir. O bütün halkın des- teğini alan büyük birprestije sahip. Bu prestij, şu anda en yüksek nok- taya ulaşmış durumda. Bu sorun yalnız ve yalnızca Arafat muhatap alınarak çözülebilir." Kral ilginç bir noktaya daha dikkat çekti: "Öte yandan Şaron da Israil içinde büyük güce sahip. Bu soru- nu Şaron ve Arafat dışında kimse çö- zemez." Daha sonra Povvell'ın Şa- ron 'u durdurup durdurmayacağı ko- nuşuldu. Ürdün Kralı geleneksel Arap yönetımlennin tutumunu sürdürerek, "Bush 'un bu sorunun çözümünde kilit lider" olduğunu söyledi. Colın Povvell'a ve George VV.Bush'a öv- güleryağdırdı. Umutlu olduğunu be- lirtti. • • • Christian Amanpour'la Ürdün Kra- lı Abdullah'ın arasındaki konuşma, Batı ile Arap dünyası arasındaki iliş- kiyi de yansıtıyordu. Amanpour. ken- disinden emin ABD'Iİ bir sorgucu ro- lündeydi. "Haydi bakalım bu kanlı katilleri, bombacıları durdurun, gö- relim sizi" diyerek üsrten bakıyordu. Şaron ise yalnızca teröristlerin peşin- deki olsa olsa sert bir siyasetçiden başkası değildi. Onlara göre zorun- lu olanı yapıyordu. Onun yaptıklan- nın actmasız bir devlet terörü oldu- ğu aklına bile gelmiyordu. Ürdün Kralı ise iyı yetişmiş bir Ba- tılı diplomatdurumundaydı. Ülkesin- de yaşayan milyonlarca göçmen Fi- listinlinin onun ağzından çıkacak söz- lere baktığını biliyordu. ABD'ye ve Şaron'a çağrılar yaparken, bir yan- dan da Arafat'ı savunuyor ve bom- bacı gençleri ise anlamak gerekti- ğinde ısrar ediyordu. Tam iki arada birderede hali vardı. Arapyönetımlerinin hemen tama- mı demokratık olmayan sistemlere dayanıyorlar. Iktidarlannı sürdürebil- melerının önemlı koşullarından biri- si de ABD ile iyi geçinmeleri. Arap halkları, bu yönetimlerden memnun değiller. Filistin davasının kızışma- sıyla birlikte Arap dünyasında Israil ve ABD aleyhtarı öfke büyüyor. Bu öfke giderek ABD yanlısı Arap yöne- timlerıne yöneliyor. Ürdün Kralı da bu ikılemi yaşıyor. Arap dünyasının tepkilerini yumuşak bir dille ifade ederken, ABD'ye olum- lu mesajlar vermeye de dikkat edi- yordu. Ortada acı bir durum olduğu gerçek. Arap dünyası despotik yö- netimlerin çaresizliği içinde yaşıyor. Filistin halkı acı çekiyor ve Arap yö- netimleri buna seyirci kalıyorlar. Işte bu bütün Arap dünyasının dengele- rini zorluyor. Manzara öyle görünüyor ki Şaron sonu belli olmayan bir macerayagi- rişti. Başlangıçta bu maceraya Bush'u da ikna etti. Evdeki hesap çarşıya uy- madı.ABD son yılların en büyük tep- kisiyle yüz yüze. Şaron'a artık dur diye çağrıda bulunuyor. Şaron ise durmam cevabını veriyor. Arap yö- netimleri şaşkınlık içinde. Filistın'de dünya çapında bir hesap- laşma yaşanıyor. Banş güçleriyie sa- vaş güçleri boy ölçüşüyor. Ivme ba- rış güçlerinin lehine dönecek gibi gö- rünüyor. Izleyelim...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle