Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2002 CUMARTESİ
HABERLER
DTJNTADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
E. Özkök Yanılıyor
Necmettin Erbalon'ın, cihat çağrısı yapan
btldiriye imza attığı i ddiası ortalığı kanştırdı.
Gerçi Erbakan bu i ddiay ı yalanladı ama, onun
her söylediğine inanmak için safın da ötesin-
de olmak gerekmez mi? Hem mahkeme kara-
nnda evrakta sahtelcâriık yaptığı söylenen (hat-
ta bir üye daha da ileri giderek fiilin dolandırı-
cılık olduğunu ileri s-ürüyor) bu zat, her zaman
her şeyi yalanlamış değil mi? Sonra bu yalan-
lamalann yalan olduğu ortaya çıkmadı mı?
Aynı Erbakan Kaddafi'nin çadınnda, Libya
Devlet Başkanı Türkiye'ye hakaret ederken, (s-
lami Komutanlık içındeki hiyerarşik disiplin adı-
na, el pençe divan gık çıkaımadan suspus otur-
muyor muydu?
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Er-
tuğrul Özkök perşembe günkü köşesinde,
"Demekki, Kaddafi'nin çadınnda yakalanan o
rnalum Islami Komutanlık, sandığımızdan da
korkutucu bir cihat komutanlığıymış " diyordu.
Saptamasında haklı.
Aynı şekilde, "Türkiye, Kaddafi'nin çadınn-
da suçüstüyakalanan bu cihat komutanlığının
hiyerarşisine asla teslim olmayacak bir de-
mokrasiyi kurabilmeli" temennisinde de haklı,
bu görüşüne katılmamak olanaksız.
Amayazının başlığındaki "Allah Bizi Korumuş"
ibaresinde de, "28 Şubat ite bir badireden kur-
tulduğumuzu" ileri süren ilk cümlesinde de fe-
na halde yanılmaktadır özkök.
Evet 28 Şubat bize bir badireden kurtulma ola-
nağını tanımış ve bu yolda bir süreci başlatmış-
tır.
Ama bu sonuç elde edilmiş değildir.
Evet 28 Şubat bizi Erbakan sultasından kur-
tarmıştır. Ama Erbakan zihniyetinin egemenli-
ği henüz kınlmış değildir.
Hep anlatmaya çalışıyorum, Türkiye'de iki
tür Erbakan iktidarı vardır. Birincisi Erbakan'lı
Erbakan iktidan, ikincisi ise Erbakan'sız Erba-
kan iktidan.
Buradaki Erbakan sözcüğü Necmettin Hacı'nın
özel adı olduğu kadar en çarpıcı temsilcisi olan
bir zihniyeti de ifade eden geniş bir anlam ta-
şıyor.
Bence en tehlikesiz Erbakan iktidan, Erbakan'lı
olanıdır. Çünkü halkın tepkisi ona karşı daha s o
mut bir biçimde belirmektedir.
Erbakan'sız Erbakan iktidan daha tehlikelidir.
Çünkü o iktidann üyeleri sureti haktan görünür-
ler, Erbakan'a karşı mücadele ettiklerini söyler-
ler.
• • *
Gerçi Erbakan'sız Erbakan iktidarlannın sa-
hipleri ve adaylan Erbakan'a karşı bir mücade-
le verirler, ama bu, sistemi ve laikliği koruma mü-
cadelesi değildir.
Onlar Erbakan'ın dini siyasete alet etme yön-
temini kendi tekeline almasına karşı mücade-
le bayrağı açarlar. Onlann demek istedikleri şu-
dur:
- Hoca biraz da bize bırak, din ticaretinden
biz de pay kapalım!
Aslında cihat komutanhğına teslim olmaya-
cak bir demokrasi, ancak laik sistemin bu ni-
teliğinin kıskançlıkla korunması ve geliştirilme-
siyle mümkündür.
28 Şubat'ın üzerinden bunca zaman geçme-
sine karşın bugün o noktadaolduğumuzu söy-
leyebilir miyiz?
Dahageçenlerde, SayınCumhurbaşkanı çok
haklı olarak irticatehlikesinin sanıldığından bü-
yük olan boyutlanna dikkati çekmeye çalışı-
yordu.
önceki gün Bülent Ecevit çok haklı olarak,
"Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu hak-
kındaki meclis soruşturması karannın hedefi-
nin bakanın kendisi değil, laik Cumhuriyet ol-
duğunu" söylüyordu.
Üstelik Metin Bostancıoğlu, bakanlıktaki an-
tilaik çöreklenmeyle yeternce mücadele ede-
memekle suçlanıyor kimi parti arkadaşlan ta-
rafından.
Bu olay bize neyi gösteriyor dersiniz?
Dilerseniz onu da değeriigazeteci-yazardos-
tum Hikmet Bila'nın diimü "Laiklikle Müca-
cte/e"yazısının son tümcesindegörelim. Bakın
ne diyor Bila:
"Laikliğe karşı mücadeta Meclis desteğiyle
sürüyor."
Bu durumda bir badirecen kurtulduğumuzu
söyleyen E. özkök fena halde yanılmıyor mu?
Emekli sandığı tepkisi
BES i§ bıraktı
IstanbulHaberServi-
si -Kamu Emekçiler.
Ser<likalan Konfederas-
yoru'na (KESK) baglı
Büro Emekçileri Sen<±-
kası'na (BES) üye
Ernekli Sandığı çalışan-
lan emekli sandığı bö!-
ge müdürlüklerinint4
ta-
samıf' adı altında kapa-
tünasını protesto etmek
amacıyla dün Türkiy
çapndaki 9 bölge miı-
dürüğünde iki saat iş bı-
rafcı.
Cağaloğlu'nda Emek-
li Sandığı Istanbul Böl-
ge Müdürlüğü önünde
düı toplanan BES iiye-
si emekli sandığı çalı-
şarian, kendilerine des
tekveren emeklilerle bir-
lik^"CVIFuşağıhülcû-
me istifa", "Emekliv
hiznetengeüenemez" v
"EnekH Sandığı kapafr
lanaz" sloganlanm at-
tıar. BES îstanbul 2
Ko'lu Şube Başkam Ha-
lim Özpınar, hüküme-
tu Emekli Sandığı'na
biğlı 170 bölge müdür-
ltğünü kapatmayı he-
deflediğini ifade eden
Özpınar, bu kapsamda
9 emekli sandığı bölge
rrüdürlüğünün de lağ-
vedildiğini söyledi. Öz-
pnar, bu karann, yüz
bnlerce kişiyi doğrudan
etdlediğini belirtti.
Eyleme katılan Istan-
bd EczacılarOdası Ge-
nd Sekreteri Semih
Ongör de Istanbul'da-
k: tüm eczacılann, so-
nına kadar emekli san-
d â çalışanlan ve emek-
li erin yanında olduğu-
nı belirterek müdürlük-
leın kapatılmaması için
ÎVjliye Bakanlığı'na
fks çekme kampanyası
bislattıklannı söyledi.
Devlet Bakanı Gürel, Güney Kıbns'ın tek yanlı üyeliğinin birliğe 'pahalıya mal olacağını' söyledi
Kıbrıs'ıABbaltalıyorAYHANŞİMŞEK
ANKARA - Kıbns'tan sorumlu
Devlet Bakanı ŞOkrüSinaGürel, Gü-
ney Kıbns Rum Yönetimi'nin tek
yanlı üyeliğinin "AB'ye pahabya mal
olacağı" uyansında bulundu. Gürel,
AB yetkililerinin hemen her gün yap-
tıklan "çözümünKıbns'm üyeliğiiçin
koşul olmayacağı" açıklamalannın
adada uzlaşma çabalannı baltaladığı-
nı vurguladı.
Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel,
Kıbns'ta süren doğrudan görüşmeler
ve AB sürecini Cumhurrvefe değer-
lendirdi. AB'nın, Türkiye ile ilişkdle-
rini Kıbns konusuna bağlamak iste-
mesiyle baştan büyük bir yanlış içi-
ne düştüğünü kaydeden Gürel, "Kıb-
ns'ta biz hangi adınıı atarsak atahm,
AB yetkililerinin "çözümün Kıbns'ın üyeliği için koşul olmayacagı' açıklamalannı eleştiren
Gürel, Rum yönetiminin AB'den cesaret alarak çözüme yanaşmadığını söyJedi. Gürel,
doğrudan görüşmeler sürecinde olumlu bir sonuç alınabileceğini düşünmediğini kaydetti.
AB üyeKği konusunda bize bir ufuk
açacağı konusunda garanti yok. Kat-
dı ki, hangi ufuk gösteriürse gösteril-
sin. Kıbns'ta bizhn nlusal irademizin
önüne geçebilecek bir ufuk da ola-
maz" diye konuştu. Gürel'e yönelti-
len sorular ve yanıtlan şöyle:
-Kıbnsgörüşmeferinin başansıiçin
umuthı musunuz?
- Açıkçası, AB'nin hayaleti masa-
nın üzennde oldukça görüşmelerden
olumlu bir sonuç alınabileceğini dü-
şünmüyorum. AB neredeyse her gün
Rum tarafina, "Siz ne yaparsanız ya-
pın, biz sizi AB'ye alacağız" diyor.
Böyle bir ortamda masada olumlu bir
tutum takınmalannı nasıl bekleyebi-
lirsiniz?
-AB'ninyıl sonuna kadarçözüm is-
temesi ne kadar gerçekçi?
- Bakmız, böyle dışandan empoze
edilmeye çalışılan takvimlerle çözüm
bulma çabası sonuç vermeyecektir.
Bu çok yanlış. Kaldı ki, AB zaten
baştan, Türkiye "nin AB ilişkilerini,
Kıbns konusuna ve Türk-Yunan iliş-
kilerine bağlamak isteyerek çok bü-
yük bir yanlışlık yaptı. Eğer bu yan-
lışlannı düzeltmezlerse, Türkiye-AB
ilişkilerindeki bir gerileme ya da du-
rağanlık yine onlann sorumluluğu
olacaktır.
-Kıbns'ta yıl sonuna kadarçözüm
bulunamazsa, AB içinde de üveliğe
karşı çıkacaklar olabilir mi?
- AB içindeki ülkelerin tek tek dav-
ranışlan ile AB'nin bir bütün olarak
karar ve davranışlannı birbirinden
ayırmamız gerekir. AB eğer bütün
olarak akılcı birkarar\ erebilirse, emi-
nim Türkiye'yi tam cepheden karşı-
ya ahnak istemeyecektir. Çünkü Kıb-
ns'ta yeni bir çatışma ortamı yarat-
mak, Doğu Akdeniz 'de yeni bir çıban
başı ortaya çıkarmak, Türk-Yunan
ilişkilerindeki dengeyi bozmak on-
lara çok pahalıya mal olacaktır. Biz
düşüncelerimızi net olarak söyledik.
Eğer AB akılcı olmayan bir karar alır-
sa bu Türkiye'yi Kıbns konusunda ta-
mamen özgürleştirecektir. Türkiye"nin
yapabıleceklerinın ve gideceği yerin
bir sının olmayacaktır?
- Bu, AB'den vazgeçmeye kadar gi-
debiKrmi?
- Bunu da AB değerlendirmeli.
Çünkü Türkiye'nin bir avcuna AB
üyeliği konulacak, diğer avcundan da
Kıbns'ı alacaklar gibi bir denklem
yok. Yani biz Kıbns'ta hangi adımı
atarsak atalım, AB üyeliği konusun-
da bize bir ufuk açacağı konusunda
garanti yok. Kaldı ki, Kıbns'ta bizim
ulusal irademizin önüne geçebilecek
bir ufuk da olamaz.
Başbakan Ecevit 3e
görüşen tKV
Başkanı Meral
Gezgin Eriş, AB
konusunda
karamsar
olmadığını, tam
üyelik
görüşmelerinin
2002 sonuna kadar
başla\abileceğinj
söyledi.
(Fotoğraf:AA)
Sivil kurulun koordinasyonunu îktisadi Kalkınma Vakfı yürütecek
Avrupa için yeni kurulANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB
ile resmi ilişkileri sürdüren AB Gene! Sek-
reterliği'nin ardından sivil koordinasyonu
sağlamak üzere de bir kurul oluşturuluyor.
Sivil toplum örgütleri, ünıversite mensup-
lan ve basrn mensuplannın bir araya gel-
diği kurulu, tktisadi Kalkınma Vakfi (tKV)
koordine edecek.
tKV Başkanı Meral Gezgin Eriş, Türki-
ye'nin 2002 yıh sonuna kadar AB ile tam
üyelik muzakerelerine başlayabileceğini,
bu konuda iyimser olduğunu \oirgularken,
hükümetin anadilde eğitim ve yayın ile ida-
mın kaldınlması konusunda bir çaba için-
de olduğunu söyledi.
IKV Başkanı Eriş ve yönetim kurulu
üyeleri dün Başbakan BülentEcevit ile gö-
rüştü. Toplantıda, Türkiye'nin AB'ye tam
üyelik sürecinde Ulusal Program'da (TJP)
öngördüğu taahhütlerkonusunda yapuğı ça-
lışmalar değerlendirildi. Toplanrı sonunda
açıklama yapan Meral Gezgin Eriş, Türki-
ye'nin kısa vadeli önceliklerinin büyük bö-
lümünü yaşama geçirdiğini vurgulayarak
diğer taahhütlerin de yerine getiriknesi ha-
linde Türkiye'nin tam üyelik muzakerele-
rine başlayabileceğini söyledi. Türkiye'nin
AB'ye üye olmasının siyasi, güvenlik, sa-
vunma ve ekonomik alanlarda büyük ge-
tiriler sağlayacağını ve yeniden büyüme
sürecine gireceğini belirten Eriş, "Idamın
kaldınlması, anadilde eğitimv?yjavm konu-
sunda hükümetin çözüm üretmek için cid-
di bir çabaiçindeokluğuizJeniminesahibiz"
dedi. Eriş, bunlann yerine getirilmesinin Tür-
kiye'nin AB'ye girmesi için yeterli olaca-
ğının altım çizerek "Hükümetiçinde debu
konudairadeve kararkhkvar.Bu,bizi mem-
nun etti" diye konuştu.
Necmettin Erbakan 'cihat çağnsı' bildirisiyle ilgisi olmadığını ileri sürdü
Savcı, imzalı belgeyi istediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara DGM Cumhunyet Savcısı
Nııh Mete Yüksel, Necmettin Erba-
kan ın imzası bulunduğu savlanan
"cihat çağnsr metnini istedi. Erba-
kan, cuma namazı çıkışmda, haber-
leri "uydurma" olarak nitelendirdi.
DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Er-
bakan hakkında başlattığı inceleme-
yi derinleştirdi. Hizbullah, HAMAS,
Mısırlı Müslüman Kardeşler'in yanı
sıra Erbakan'ın da imzasının bulun-
duğu savlanan belgeyi isteyen Yük-
sel'in, Terörle Mücadele Yasası'nın
"örgütmensuplarma yardunveörgüt
propagandasT fiilini düzenleyen 7.
maddesi uyannca soruşturma başla-
tacağı öğrenildi. Necmettin Erba-
kan, cuma namazı çıkışında gazete-
cilerin konuya ilişkin sorulanru ya-
nıtladı. Erbakan, "cihat çağnsı" bil-
dirisine ilişkin basında yer alan haber-
lerin "gerçekle hiç alakası" olmadı-
ğını söyledi. Yayımlanan haberleri
"uydurma" olarak nitelendiren Erba-
kan, "Bu haberleıieuzaktanyakmdan
hiçbir ilgimizmevcutdeğildir. flgimiz
de bilgimiz de yoktur" dedi.
"Hepsi tamamen uydurma ve ya-
landır" diyen Erbakan. "Bu yalanla-
mayı huzurlanmzda yapryorum. Bu,
kesin ve kati yalanlamadır" diye ko-
nuştu. Erbakan, bir gazetecinin "Si-
zin yerinize imza aülnuş olabilir mi"
sorusuna, "Hajır, kimseIdmsenin ye-
rine imza atamaz" yanıtını verdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Necmettin
Erbakan'ı sahtecilik suçundan mahkûm eden
mahkemenin duruşma savcısı Kadri Söğütoğhı,
Erbakan'ın sahtecilikten değil, "dolandıncılıktan'*
yargılanması istemiyle temyize başvurdu.
Söğütoğlu, aralannda eski RP genel başkan
yardımcılan Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal'ın da
bulunduğu 5 kişinin beraatını da temyiz etti.
Söğütoğlu, temyiz dilekçesinde, hapis cezası alan
Erbakan ile il başkanlan hakkında,"kamu kurum
ve kuruhışlannı dolandırmak" hükmünü
düzenleyen ve 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası
ile sağlanan haksız menfaatın iki katı ağır para
cezası öngören 504/7. maddesine göre hüküm
kuruhnası gerektiğini kaydetti.
AP Dışişleri Komisyonu
Ankara'yauyarı:
Reformlar sürmeli
BRÜKSEL (A.\) - AvTupa Parlamentosu Dışişlen
Komisyonu (AJFET), AB'nin genişlemesine ilişkin
bir rapor çerçevesinde, Türkiye'den reform hareketini
devam ettirmesini istiyor. AB ile tam üyelik
müzakerelerini başlatmış 12 aday ülkenin
durumlannın incelendıği, AFET Başkanı Alman
Hıristiyan Demokrat Ehnar Brok tarafindan
hazırlanan rapor ve bu rapora bağlı karar tasansı, 15
Nisan Pazartesi günü komisyonda görüşülecek ve
oylanacak. Karar tasansında, tam üyelik
müzakerelerini başlatmamış Türkiye'ye ilişkin bir
tek paragrafa yer veriliyor. Paragrafta, Ankara'dan,
"demokratikJeşme süreci açısmdan temel ohışturan
anayasal reforrniara de>'am edümesj" istenerek 2001
sonundan bu yana
u
bazı pozitif sonuçlar ahndığı
n
ifade ediliyor ve "insan haklan aJanında gerçek ve
beürgin geüşmeler kaydedttrnesi" beklentısi dıle
getiriliyor. Tasanda, Türkiye, Kıbns sorununun
çözümüne ilişkin müzakereleri desteklemeye de
çağnhyor. Kıbns bölümünde, "Klerides-Denktaş
görüşmelerinin 16 Ocak'tan beri devam etmesinden
dmulan memnuniyet" yansıtılırken "Kıbns
Cumhurtveti'ne (Rum kesimi) AB'ye tam üyelik
perspektifi \erilmesinin, sorunun çözümü yönünde
olumlu etkisi olduğu" ileri sürülüyor. "AB'ye
adayhğm sadece bir tek ve hükümran Kıbns devietine
açık olduğu" yazılan karar tasansında, bu devletin
"iki bölgeB ve iki toplumlu" olabileceği, ancak
uluslararası alanda ve karar mekanizmasında tek
vücut olması gerektiği belirtiliyor. Karar tasansında,
Kıbns'ta taraflann müzakerelere iyi niyetle devam
etmeleri, uzlaşma aramalan istenerek 2002 Haziran
ayına kadar sonuca ulaşma hedefine değinilıyor ve
bu görüşmelerdeki zaman etkeninin, Kıbns Rum
kesiminin tam üyelik müzakereleri takvimini
etkilemeyeceği, bu müzakerelerin 2002 sonunda
tamamlanacağı ifade ediliyor.
Bavyera Eyaleti Bakanı Bocklet:
Genişlemeye
Türkiye dahil değil
\lfWİH (AA) - Almanya'nın Ba\yera eyalerinin
AvTupa işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Reinhold
Bocklet, Türkiye'ye AB ile ilgili olarak özel bir statü
verilmesinden yana olduklarını belirterek "AB'nin
genişlemesine Türkiye dahil değil" dedi. Bocklet,
bakanlığı tarafindan Münih kentinde dün düzenlenen
AB'nin genişlemesine ilişkin forumda yaptığı
konuşmada, "Amerikan yönetiminin Türkiye'nin
AB'ye alınmasından yana olduğunu, ancak Avrupa
ülkeİerinin, Türkiye'yi üyelik için henüz hanr
bulmadıkian için İlişİdlerin yeni tespit edikcek bir
çerçevede yürütühnesini istediklerini" söyledi. "Bu
görüş. son yıOarda adayhk konusunda büyük çaba
harcayan ve ilerleme kaydeden Türkiye'ye düriist ve
samimi bir şekilde iktilmelidir" diyen Bocklet. diğer
aday ülkelerin de henüz "AB'ye girme olgurüuğuna
erişemedüderini" savaındu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo. com
CNN Intemational'da önceki akşam
Ürdün Kralı Abdullah'ı dinledim.
Christian Amanpour tarafindan,
Kral Abdullah'la ABD Dışişleri Ba-
kanı Colin Povvell'ın Ürdün'e ziya-
retınin hemen ardından yapılan bu çjö-
rüşme, Amanpour'un ve Abdullah'ın
yaklaşımlan açısmdan dikkat çekiciy-
di.
Amanpour. Ürdün Kralı'nı tıpkı Ara-
fat'a yaptığı gibi "Bombacı terörist-
leri kınıyor musun, kınamıyor mu-
sun?" diye sıkıştırmaya çalışıyordu.
Her cümlenin ardından bu soru gün-
deme geliyordu. Kral Abdullah, Ara-
fat kadar kötü koşullarda olmadığı
için o kadar sert konuşmadı. Sakin
bir şekilde, "Tabii ki teröre karşıyım.
Terörün her türünü defalarca kına-
dık. Bunu yalnızca ben değil bütün
Arap ülkeİerinin liderieri dile getirdi-
ler. Arafat da benzer bir tutum gös-
terdi."
Kral Abdullah konuşurken Aman-
pour, durmaksızınsoruyordu: "Bom-
bacı teröristleri kınıyormusunuz, kı-
namıyor musunuz?" Kral, sabırla ve
ikna edici bir üslupla benzer cevap-
Kral Abdullah'ı Dinlerken
lar verdi ve sözlerine şunları ekledi:
"Terörü kınamak yetmez. Beline
bomba bağlayan 16 yaşındakigenç
kızın öfkesini ve çaresizliğini anlama-
dan bu işe bir çözüm bulunamaz. 54
yıldır, topraklanndan ayn yaşayan, sü-
rekli kendilerine ait biryurdu bulun-
mayan bu insanların içinde bulun-
duğu koşulları değiştirmeden kına-
mak bir işe yaramaz. Gelin buna bir
çözüm üretelim."
• • •
Christian Amanpour, ABD'de tez-
gâhlandığı bilinen ve Şaron'un ıs-
rarla gerçekleştirmeye çalıştığı Ara-
fat'sız Filıstin sorusunu da günde-
me getirdi: "Terörü kınamayan bir
Arafat'la bu iş çözülebilir mi?" Kral
bu soruya ilginç bir karşılık verdi:
"ArafatArap dünyasının kahraman-
larından biridir. O bütün halkın des-
teğini alan büyük birprestije sahip.
Bu prestij, şu anda en yüksek nok-
taya ulaşmış durumda. Bu sorun
yalnız ve yalnızca Arafat muhatap
alınarak çözülebilir."
Kral ilginç bir noktaya daha dikkat
çekti: "Öte yandan Şaron da Israil
içinde büyük güce sahip. Bu soru-
nu Şaron ve Arafat dışında kimse çö-
zemez." Daha sonra Povvell'ın Şa-
ron 'u durdurup durdurmayacağı ko-
nuşuldu. Ürdün Kralı geleneksel Arap
yönetımlennin tutumunu sürdürerek,
"Bush 'un bu sorunun çözümünde
kilit lider" olduğunu söyledi. Colın
Povvell'a ve George VV.Bush'a öv-
güleryağdırdı. Umutlu olduğunu be-
lirtti.
• • •
Christian Amanpour'la Ürdün Kra-
lı Abdullah'ın arasındaki konuşma,
Batı ile Arap dünyası arasındaki iliş-
kiyi de yansıtıyordu. Amanpour. ken-
disinden emin ABD'Iİ bir sorgucu ro-
lündeydi. "Haydi bakalım bu kanlı
katilleri, bombacıları durdurun, gö-
relim sizi" diyerek üsrten bakıyordu.
Şaron ise yalnızca teröristlerin peşin-
deki olsa olsa sert bir siyasetçiden
başkası değildi. Onlara göre zorun-
lu olanı yapıyordu. Onun yaptıklan-
nın actmasız bir devlet terörü oldu-
ğu aklına bile gelmiyordu.
Ürdün Kralı ise iyı yetişmiş bir Ba-
tılı diplomatdurumundaydı. Ülkesin-
de yaşayan milyonlarca göçmen Fi-
listinlinin onun ağzından çıkacak söz-
lere baktığını biliyordu. ABD'ye ve
Şaron'a çağrılar yaparken, bir yan-
dan da Arafat'ı savunuyor ve bom-
bacı gençleri ise anlamak gerekti-
ğinde ısrar ediyordu. Tam iki arada
birderede hali vardı.
Arapyönetımlerinin hemen tama-
mı demokratık olmayan sistemlere
dayanıyorlar. Iktidarlannı sürdürebil-
melerının önemlı koşullarından biri-
si de ABD ile iyi geçinmeleri. Arap
halkları, bu yönetimlerden memnun
değiller. Filistin davasının kızışma-
sıyla birlikte Arap dünyasında Israil
ve ABD aleyhtarı öfke büyüyor. Bu
öfke giderek ABD yanlısı Arap yöne-
timlerıne yöneliyor.
Ürdün Kralı da bu ikılemi yaşıyor.
Arap dünyasının tepkilerini yumuşak
bir dille ifade ederken, ABD'ye olum-
lu mesajlar vermeye de dikkat edi-
yordu. Ortada acı bir durum olduğu
gerçek. Arap dünyası despotik yö-
netimlerin çaresizliği içinde yaşıyor.
Filistin halkı acı çekiyor ve Arap yö-
netimleri buna seyirci kalıyorlar. Işte
bu bütün Arap dünyasının dengele-
rini zorluyor.
Manzara öyle görünüyor ki Şaron
sonu belli olmayan bir macerayagi-
rişti. Başlangıçta bu maceraya Bush'u
da ikna etti. Evdeki hesap çarşıya uy-
madı.ABD son yılların en büyük tep-
kisiyle yüz yüze. Şaron'a artık dur
diye çağrıda bulunuyor. Şaron ise
durmam cevabını veriyor. Arap yö-
netimleri şaşkınlık içinde.
Filistın'de dünya çapında bir hesap-
laşma yaşanıyor. Banş güçleriyie sa-
vaş güçleri boy ölçüşüyor. Ivme ba-
rış güçlerinin lehine dönecek gibi gö-
rünüyor. Izleyelim...