Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2002 CUM>
2 OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus <( cumhuriyet.com.tr
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Tutarsrzlığın Sonu
ÖZELLEŞTİRME Idaresi Başkanı'nın başına
gelenler. dünkü Cumhuriyet'te güzelce sırala-
nan nedenlere de bağlansa, işin özünde bunla-
n aşan birtemel neden var: "özelleştirme" de-
nen politikanın yanlışlığı, bu politikanın uygulan-
masindaki yanlışlar, daha doğrusu yanlışların da
yanlışlaria tutarsızlığı.
Baştan başlayalım: Kamu hizmetinin özelleş-
tirilmesi ne demektir?
Bir kamu hizmetinin kamu yönetimince yapıl-
masında şu ya da bu nedenle sakınca görülüyor-
sa, hukukun buna bulduğu çareler bellidir: Ya
yönetimin kendisi çeşitli sermaye formülleriyle da-
ha serbest çalışabilecek kamu ağırlıklı bir şirket
kurar ya da yine "imtiyaz" sözleşmesiyle bunu
bir özel şirkete verir. Koşullar yasalarla belirlen-
miş, halkın ve kamu yönetiminin zararlı çıkma-
ması gözetilmiştir.
Türkiye'de HAVAŞ adıyla böyle bir anonim şir-
ket kurulmuştu. Ama onun özelleştirilmesiyle ka-
lınmadı, havaalanlannın yerhizmetien' ruhsatla baş-
kalanna da açıidı. Siz hiç, çeşitli kumpanyalara
ait otobüs, kamyonet, bagaj arabalarının ve tür-
lü şirketlerden üniformalı-üniformasız bir yığın
insanın aproniarda yanşıp koşuştuğu, birbirleri ve
uçaklar için tehlike yarattığı, hattazaman zaman
kazaya yol açtığı bir havaalanı gördünüz mü?
Istanbul'un Yeşilköy'ündeki görüntü budur.
Şimdiki olay da, kısmen Türk Hava Yolları yö-
netimindekilerin "hidayete erip" yeniden böyle
bir şirket kurmaya karar vermelerinden kaynak-
landı.
İkincisi, kamu işletmelerinin ve hele kâr etmek-
te olanların "programa ya da kapsama alma"
/oluyla Özelleştirme Idaresi'ne baölanmasında-
<i neden, o idarenin mensuplannı KİT yönetim ku-
-ullanna üye yapıp ek geçim yolu sağlamak mı-
dır? Gerekçe, KlT'leri düzeltmek ise bunun tek
çaresi yönetim kurullanna komiser gibi gimnek mi-
dir? KİT'lerin düzeltilmesi. büyük bir holdinge
dönüşen bu başkanlığın mı üstüne vazifedir, yok-
sa gereken serbestlik ve yeni olanaklarla dona-
tılacak KİT'lerin mi kendi görevi ve hedefi olma-
lıdır?
Üstelik kamu işletmeleri ekonomideki yerieri ve
rolleri unutulup "ehven fıyat"\a koyun pazarına
çıkanlmak üzere mi kurulmuştur ki kurbanlıklar
gibi satıştan önce bir süre semirtilip sırtlanna kı-
nalar yakılmaktadır?
Yabancı reçetelerle iyileşmek şöyle dursun,
büsbütün hastalanıp yatağa düşen ve şaş-
kınlaşan Türkiye, işte bu tutumlarla komadan ko-
maya sürükleniyor: Iktidar içi tuzaklar, bakanlar
arası kumpaslar, bakanla bürokrat kapışması.
Oysa, vakit daralmakta ve bu koca ülke, göz
göre göre, bunca insanı ve tutarlı ulusal yakla-
şımlar bekleyen olanaklan varken kendisıne hiç
yakışmayan bırakıbete dogru sürüklenmektedir.
Meslek Orgütleri ve TMMOB
Şevket ÇORBACIOĞLU Inşaat Mühendisleri Odası Genel Sekreteri
U
ikemızde demokratikleşme ve uygar-
laşma seyrine koşut olarak oluşan
STÖ'ler ve mesiek odalan sayısı. özel-
likle son 15 yılda. Cumhuriyet"in ilk 50
yılında oluşan STÖ ve meslek odalan sayısının
iki katına ulaştı. Dayanışmanın temel öğesi olan
bu süreç: gfinümüzde 120 binleri aşan örgütlülü-
ğü yaşama geçirdi. tster istemez böylesi bir yo-
ğunluğun; uygarlaşmaya ve demokratikleşmeye
olan katkısını sorguluyorsunuz. Her ne kadar ka-
mu kurumu niteliği taşıyan fakat işlevleri ile dev-
letten bağımsız olup, toplumu yönlendirmede et-
kin çalışan demokratik İdtle orgütleri"nden "Mes-
lek odalanmn önceiikle bu bağlamdaki konumu
ve işlevi nedJr?"in üzerinde durmamız gerekmek-
tedir. îşlev ve içeriği ile meslek odalan. öbür
STK'lerden daha yetkin ve etkin özellikleriyle
toplumu yönlendirmede **shil hükümet işlevi"
üstlenme bağlamında daha avantajlı kuruluşlar-
dır. Fakat ülkemizde me\eut yasa ve yönetmelik-
ler meslek odalannı böylesi işlevlerden soyutla-
maktadır. Bu işlevleri üstlenebilmesi; ekonomik,
sosyal ve demokratik reformlann yaşama geç-
mesindeki toplumsal istemlerde (taİeplerde) be-
lirleyici olabilmesi için. merkeri yerel yönetimle-
rin kararalmasüreçferindeetküı obnasıgerekmek-
tedir. Bu süreci isletmesi için de; iki yüz binleri
aşan üyesiyle demokratik mesleksel kitle örgürii
olarak TMMOB ve ona bağlı odalann yasa ve yö-
netmelikler bağlamında kendilerinı yenilemele-
ri gerekmektedir. İşte ancak o zaman. meslek oda-
lan yerleşik siyasal kirlilikten kendilerini uzak tu-
tarak. çağcıl ve akılcı sivil inisiyatif kimliğiyle dev-
letten farklı söylemlerde bulunabilir... De\ lete
benzemeye çalışmaz. Demokratik merkezsel ya-
pıyı bozmayan. Devtet'i esas aJan biryaklaşım bü-
tününde Devlet'i kendisine benzetmeyeçalışır...
Fakat önceiikle; toplum ve mühendislik bilimi
doğrultusunda akılcı söylemler geliştirerek. gü-
ven imajını tazelemeye büyük ölçüde gereksinim
vardır. Meslek odalan. üyelerinin sorunlannı top-
lumsal sorunlardan so>iıtlamaksızın birlikte dâ-
yaruşma içinde çözmenin yöntemlerini seçmek zo
rundadır. Tersine karşılaşılan sorunlan birleşe-
rek çözmek verine. tümüyle hiyerarşik yapı için-
de bir üste de\ rederek çözme yoluna gidilmekte-
dir. Nedeni; merkezsel veyerel yapıva olan bağım-
lılıktır. Böylesi bir yapı meslek odalannı; tüm >a-
pılanyla iktidarlarla bütünleştirdiğinden prog-
ramlann bağımsızJığı önlenmektedir. En azından
Hükümet \e Devlet. sürecin böyle işlemesini is-
temektedir. Kendisine müdahale edebilecek meş-
ru yatay kuruluşlu meslek odalan verine. ast-üst
ilişkisininsürdüğühiyerarşi vedikev kurullu mes-
lek odalannı "yasahaptirunlarla" zorunlu kılmak-
tadırlar. Bu da beraberinde insanlann sorunlan-
nı birleşip çözme verine. politık yandaşlanna ula-
şarak veya onlarla bütünleşerek çözmevi "önpla-
na" getirmektedir. Tüm bunlann çözüm bulma-
sı çağcıl ve evrensel ilkelerle donanmış sivılleş-
me anlayışının kurumsallaşmasına bağlıdır. Bu-
rada dikkat edilmesi gereken olgu "küreselleş-
me" anlayışının sivilleşme vaklaşımıvla. devle-
tin planlayıcı ve denetleyici işlev lerinden uzak-
laştınlmamasıdır. Yanı demokratik merkezsel ya-
pının örselenmemesi... Böylesi yaklaşımlarla:
devietin küçültülmesi -ki zayıflatılmasıdır- ile da-
ha demokratik bir toplumsal yapılanmanın oluş-
turulabileceği savlanmaktadır. Bunda demokra-
tik kitleörgütlerinin özellikle yetkin ve aydın ke-
sıme seslenen TMMOB ve odalanmn çok daha
fazla duyarlı olmaları gerekmektedir. Çünkü
1980'den sonrası bazı meslek odalan dernek an-
lav ışıyla degerlendirilmiş. bazılanmızca da mes-
lek odalan; siyasal ve ekonomik rant platformu
olarak görülmüştür. Bu nedenle -bir kez daha vur-
gulamakta yarar var- -TMMOB ve odalan böy-
lesi >aklaşımlardan uzak tutulmalıdıriar"
Yıllarca bütçelerde yer alan altyapı. konut, tu-
rizm. enerji. tanm, sanayi ve kamu hizmeti yatı-
nmlannın tümünü gerçekleştiren teknik hizmet-
ler sınıfı, yan sanayi dallanyla birlikte yarattığı
katmadeğer v e işlendirme (ıstihdam) genişl iğiv -
le ülke ekonomisi içinde çok önemli bir yere sa-
hiptir. Bu hizmet sınıfının üretimı. iç pivasadaki
ö>ıemine koşut (paralel) olarak son yıllarda gıt-
tikçe artan bir ivmeyle dışa açılmak suretiyle
emek. malzeme ve teknik hizmet ihracıyla döviz
kazandıncı sektörlerarasında da önemli konuma
sahiptir... Dünyada gelişen ileri teknoloji ve bil-
gi birikimi olgusu karşısında. ülkemizin yatınm.
üretim. sanayileşme \ e kalkınmasının en temel öğe-
si mühendis/mimarlardır. Kamuda ve özelde çe-
şitli statülerde çalışanlann içinde bulunduğu eko-
nomik ve sosyal durum son yıliarda üretim süreç-
lerindeki konumlanna. üstlendikleri sorumluluk-
lara \e sahip olduklan eğitime uymayan bir dü-
zeyde geriiemektedir.Ülkemizin yatınm. üretim,
sanavileşme ve kalkınmada lokomotif görevini
üstlenmiş olan mühendis ve mimarlann ve öbür
teknik elemanlann bugüne değin kendi özellik-
lenni belırten ya da tanımlayan bir vasalannınoJ-
nıaması düşündürücüdür. Bugün kamuda çalışan
20yıllık mühendis mimann ücreti. iki yıllık mev-
simlik işçinin ücretinin altındadır. Son deprem
felaketınde günah keçisiseçilen mühendisJerin bu
temel sorunlan ülke sorunlanndan soy utlanmak-
sızın kesinlikle çözüme ulaştıracak tnşaat Mühen-
disleri Odası"nın (İMO) hazırladığı ve ilgili ve yet-
kililere sunduğu taslak baz alınarak 'TeknikHiz-
metler\asaTaslağı' TMMOB tarafmdan öncelik
ve ivedilikle hazırlanmalıdır. Öncelikle TMMOB'yi
taşımaktan yorulan yasa ve vönetmelikler veni-
lenerek. TMMOB ve bağlı odalann yönetim or-
ganlan mühendislik bilimi ve dısiplini ijkelen
dogrultusunda etkin olarak işletilmelidir. Örgüt-
lü toplumun çağdaş toplum olacağı gerçeğinden
yola çıkarak kendi meslek disiplinini tümüyle ku-
caklayan. meslek ve meslektaş sorunlannı gide-
recek politikalar geliştirme erkine sahip çağcıl. de-
mokrat ve katılımcı birlikterliğin kurumsallığı
evrensel gereklilik olarak görülmelidir. Bu bağ-
lamda işlev ve özgörevi (misyonu) belirlenmış mes-
lek odalannı yaşama geçirmek istiyorsak; örgüt
özgörevi ve işlev ıni. mesleksel yeterliliklebütün-
leştirme etiğine sahip karivenst ve popülist kim-
liklerden soyut, siyasal ve ekonomik rant duruş-
lannı reddeden. evrensel ilkeleri özümsemiş. yağ-
danhk katsayısından uzak bireylerin oluşturduğu
vönetimlerfen çok 3 dönem koşulunda) egemen
kılınmalıdır.
Kalıcı Bir Sinema Büyüsü: Sinematek...
PPOf. DP. ERDBVER YURTCAN
Ceza Yargılaması Hukuku
8. Baskı çıktı
Yasemin YAZICI
N
isan ayı Istanbulda bir sinema şöleni;
üstelik artık o yiımi bir yaşında. Ulusla-
rarası bir kimliği var, bağımsız. yetkin.
kendi dünyasını kurmuş bir sinema festivali.
Festival günleri sinema}a gönül \erenler için,
sinemavı bir sanatolaraksevenleriçin tatlı bir yor-
gunluk. Elbette kentin her köşesi kendini bu şö-
lenin içinde duyumsamayabilir... Televizyonun
magazinleşen haber bültenleriyle. mankenler ve
aşklannın bitip tükenmez konulanna v e günlük
hayatın başa çıkılamaz ekonomik sorunlanna ta-
kılıp kalmış çoğunluk için; böyle bir festival bel-
ki de kentin en yabancılanna(î) sunulan ruhaf bir
girişım. Ne yazık ki. siyasal iktidarlann yıllar-
dırplanladıklan kültürsiizleşmepolıtikalan; sa-
nata ve edebiyata aldınşsızlığı. yaşama biçimi ha-
line getirdi. İktidarlar düşünen insana düşman.
onlar ki, insan değil ruhs:uz robotlan yönetmek
istiyor tabii.
Görünen köy böyle de olsa, binleri elden avuç-
tan kaçıp sessizliği kendi seslerine dönüştürüyor-
lar. Bu düzenlemeye (organizasyona) yıllardır
emek v eren HüKa l'çansu, gençlere sinema sev -
gisinin bu festivallerle aşılandığını belirtirken
çok doğru söylüyor. Gerçekten seksen sonrası ye-
niden alev lenen Türk sineması da. sanınm, o si-
nema günlerinin hevesleri tazeleyen etkisiyle atı-
lım yapmıştı. Keşke o günlerin yapımcılan da bu
denli sinema heveslisi olabilseydi. Şimdi sek-
törleşen bir Türk sineması oluşabilirdi. Yurtdışı
tanıtunlarda sinemacılanmızarkalannda birdes-
teğin varlığını duyumsayabilirlerdi.
Böyle olmaması ne ki ülke koşullan için ya-
dırgatıcı hiç değil. Kültürsüzleştirmepolitikası-
nın verimlı(!) doğal bir sonucu... Ama yine de
bu sonucun bir parçası olmamak için. birileri şu
ya da bu biçimde direniyorlar. Heryıl yeni genç-
ler katılıyor bu kervana. Moda için gelenler bu
zorlu yolculuğu erken terk ederken kimisı de ya-
şama keyfine dönüştürüyor erken yaşlarda du-
vumsadıİclannı. Saçlarbeyazlayıp dokülürken. ya-
kın gözlükleri el altında tutulurken >Ü2İerde de-
rinleşen hayat çizgilerine karşın, dünün gençle-
ri bugün o genç kalpleriyle hâlâ bilet kuyrukla-
nnda; ne güzel. Hayat herkes için bir seçim. eğer
yakanızı iktidann rüzgânndan kurtarırsanız...
Son yıllarda, özellikle sabah seanslannda, eski
siyah-beyaz yapıtlan izlemekten büyük zevk du-
yuyorum. Oysa çoğunu televizyonda izlemek
olası. Olası ama. bu filmler büyük sinema salon-
lannın geniş perdeleri için çekildiğinden tadına
da sinema perdesinde vanlıyor. Şu yenj zaman
filmlerinindijital efektlerinden uzak. hayatın da-
ha usul usul akıpgittiği zamanlarda yapılmış. iyi
bir sinema filmi izlemek, aslında ruhumuzun
hız, gürültü v e kalabalıktan yıpranmış yanına da
iyi gel iyor doğrusu. Ben sinema günlerinden kal-
ma bir sinemasev er olarak. o günlerde toplandı-
ğımız yerlerde, eski sinemacılardan (OnatKut-
lar, Giovanni Scognamilio, Vavuz«rÇetinkaya ..)
hep Sinematek günlerini dmlerdik. Sahaflarda bul-
duğumuz eski dergilerde yayımlanmış Sinema-
tek etkinliklerini okurduk... Bu yüzden içımiz-
de hep bir sinematek tutkusu kalmıştır. Ah. bir
Sinematek olsa!
1
Kuıru» • SANAT www.perareklam.com.tr • www.sinemafilm.com • (0212) 293 89 78
ÖZEL TIYATRO
İKİ PERDE OYUNLU MUZIK
Çalıp Oynayan
Yazan: İlhan ŞEŞEN Yöneten: Levent KIRCA
17Nisan PazarSaat:19.30
'İSVİÇREHASTANESI •GerçekStvıatıııImuâı
NÜIİHIKHEl
-BİRCIFTSOZÜMUZWR4SMDAİfT
Ydneten; Ma/ımutGökgöz
Oynayan: MÜMAZSEVINÇ
Uyariayan:BanuH.
"^13 NisanCumartesıSaat:18.30
14Nisan PazarSaat:15.30
12 Nisan Cuma Saat: 20.30
HALKALI 2.ETAPT0P.K0NUTK.M (0212) 693 0816
YENİ ALBÜM, YENİ ŞARKILAR
StopBEYOĞLU'NDA İLK DEFA
HİCAZ'DAN JAZZ'A YORUMLAR
Her Perşembe NİSAN AY( BÛYUNCA
HER SALI 23.00
Rezervasyon ve Bilgi İçin: 0212 252 9314-15 BüyükparmaMap, Sk. Sonu Tel Sk. No.'9 Beyoğlu-Takstraist
www.jazzstop.com E-mail: jazzstop@iazzslop.com
İSVİÇRE HASTANESI "GerçekSanatın Yanında"
DİALO
I I Vllui başanlarıyla
Seslendîrme Eğitimi
Dizi, Film, Reklam
Sektörün artan ihtiyacına yeni sesler
kazandırmak üzere, PROMAY Stüdyolannın
katkılartyla
(Başanlı öğrencilere iş garantisi verilir)
Spikerlîk - Sunuculuk
Eğitimi
Profesyonel amaçlı mesleki eğitim
(Radyo ve Televizyonlar için)
Mim Kemal Oke Cad. 16/1 Nişantaşı
Tel: (0212) 225 37 24 -25
İSVİÇRE HASTANESI'
m KUÇUK SAHNE
t SADRİ ALIŞIK TİYATROSU
rezervasyonlarınızı kredi kartı ile yapabilirsiniz
Imam Adtıan SK. No.10 K.3
T e l : O.212 2 4 9 8O 8 T / 2 9 2 4O 4 O
DOLUNAV TAfİLI
A 0 m e d i
Yazan: ROLF OLSEN / Çeviren: HALE KUNTAY
Yöneten: MERAY ÜLGEN
Dekor: SEMA OLGAÇ Kostüm: ÇOLPAN İLHAN
ÇOLPAN İLHAN /SELÇUK YÖNTEM
SBHA V SEVEH / MEHMET ESEH
26 NİSAN CUMA 2O.3O
2O / 27 NİSAN C.TESİ 1S.3O-2O.3O
21 / 28 NİSAN PAZAR 1 5.3O
Blletler Gişe ve Vakkoramalarda Satılmaktadır.
GİŞE TEL: (0212) 292 39 19 - 20 sadriallslktlyatrosu@lsbank.net.tr
istlklal Cd. No:209 Atlas Pasajı Beyoğlu-İST.
MSVİÇREHASTANESİ İSVİÇRE HASTANESI
CABARET
CİNEcabareteine@yahoo.com
BURHAN
ÖZER
suluboya
resim sergisi
9 nisan - 4 mavıs
Yeşilpınar sokak No:2
Arnavutköy istanbul
Tel: (0212) 257 74 38
tSVOEHASIAHES)
1 3 - 2 0 - 2 7 N İ S A N S A A T 2 0 . 0 0 D E
[» NAZIM HIKMET KULTUR VE SANAT VAKFI TIYATRO
SALONU. TAKSIM SIRASELVILER i-8 TEL 10212) 245 13 U
KURGULAYIP OYNAYANLAR: SELMA KÖKSAL.
EMRAH KOLUKISA, GÜLSÜM SOYDAN MUZIK: İLKER GÖROÜLÜ
SAHNE TASARIMI ASLI TÜLÜOĞLU. I$IK TASARIMI JON STIGNER
İSVİÇRE HASTANESİ "(krçekSanataıhanda"
KÜÇÜKÇEKMECE 3. İCRA MLIDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2001 1623 Talimat
SatılnMsın» karar M-rilen gavrimeokDİün cinsi, kjımeti. adedi. eısafı:
A) Tapu Kaydı: istanbul ılı. Küçükçekmece üçesı, 2. Bölge Ikitelli Kö>û Bü\-uktarla me\ kıınde kaın 50 pafta. 280! parsel sav ılı \ e 20702 m2 mıktanndakı tarlanın
7
95 46000 hissesı.
B) MıJuIli Dorumu: Satışa konu taşınmaz. istanbul ılı, Küçükçekmece ılçesı. Zıya GökaJp Mahallesı. Ikitelli yolu ûzennde dekîni sanlralının tam onünde Kerestecıler Sitesfnın tam karşısındakj adreste bulunan 50 Pafta. 2801 Parsel sa>ılı yerdekj tarlada bulunmaktadır
\evcut larlada bazt yapıiann buJundugu, satışa konu yerin ise boş oldugu tespıt edılmiştır Satışa konu olan tarla Ikitelli Köyii'ne. tkitelh Sanayi Sıtesıne\e tkıielh anavoluna çok yakın bir yerde olup. ımar planmda konuı aianında kaldıâı tespıı edılmıştır
C) Muhammen Değeri: 14 311.382.608.-TL"dir
Satış $artlan: 1- Satış. 04 06 2002 günu saat 14.00'ten 14.15'e kadar Kuçûkçefcmece 3 îcra Müdûrlügü'nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmm edılen kıymetın yüzde ^5ını ve ruçhanlı alacaklılarvarsa alacaklan mecmuunu ve saıış masraflannı geçmek
şatı ile ıhale olunur Bdyle bir bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhüdü bakj kalmak şartıvla 14 06 2002 günü aynı yer \e saatler arasında ıkıncı arttırma>a çıkanlaeaktır Bu arttırmada da bu mıktar elde edılememışse gaynmenkul en çok arttıramn taahhûdü saklı kaîmak
ûsre arttırma ilanında gösterılen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edilecektir Şu kadar kı arttırma bedehnm malm tahmın edilen kıymeunm yûzde 40'ını bulması ve sarış ısteyemn alacagına rüçhanı olan alacaklann loplammdan fazla olması \e bundan başka paraya çevirme
v{pay laşnrma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı duşecektır
2- Arttırmaya iştırak edeceklenn, tahmin edılen kıymetın yüzde 20'sı nıspetmde pey akçesı veya bu miktar kadar mılli bir bankanın temınat mektubunu lermelen lazımdır Satış.. peşın para ıledır. alıcı istedıginde 20 gunü geçmemek uzere mehıl lenlebılır Tellalıye resmı. ıha-
leiamga pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıtür. Keza KDV alıcıya an olacaktır B'mkmış vergıler satış bedehnden ödenır.
3- tpotek sahıbı alacakJılarla dığer ilgılilenn (•) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususı>le faız \e masrafa daır olan ıddıalanm dayanagı belgelen ile on beş gün içinde dairemıze bıldırmeleri lazımdır. Aksı takdırde haklan tapu sıcilı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç
brakılacaklardır.
4- Ihaleye katıiıp daha sonra ıhale bedelinı yatırmamak suretiyle ifıalenın feshıne sebep olan tüm alıcılar ve kefıllerı. teklıf ettıklen bedel ıle son ıhale bedeh arasındakı farktan ve dıger zararlardan ve avnca temerrüt faizınden mûteselsılen mesul olacaklardır thale farkı ve te-
•mrüt faızı aynca hükme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl olunacak. bu fark. varsa öncehkle temınat bedelınden almacaktır
5- Şartname. ilan tanhinden ıtıbaren herkesm görebılmesı ıçın daırede açık olup masrafı venldıfı takdırde ısteyen alıcıva bırömeğı göndenlebılır
6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı görmüş \e münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak ısteyenlenn 2001 1623 Tal sayılı dosya numarasıvla müdürluğtimüze başvurmalan ilan olunur 04 04 2001
'*) Ilgılıler tabmne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır Basın: 20485
PENCERE
Bir Meçhul Kahraman:
Gülçin•••
Mahkeme salonu..
Yargıç kürsüsü..
Savcı..
Sanık sandalyesi..
Sanık sandalyesinde ben oturuyorum, avukat-
lann sırasına bakıyorum..
Gülçin..
Kısa kesilmiş saçları, siyah cüppesi, güzel yü-
züyle sakin ve onurlu..
Bir yıl, iki yıl, beş yıl, on yıl, on beş yıl, yirmi yıl,
yirmi beşyıl, otuzyıl...
Davalann biri bitiyor, öteki başlıyor, biri brtiyor, öte-
ki başlıyor..
Gülçin yalnız benim değil, başı derde giren ne
kadar gazeteci, yazar, solcu, sanatçı, aydın varsa,
hepsiyle dost, dosyalanyla haşır neşir, kendisini tüm
yaşamıyla bu davaya vermiş...
Peki, davasının gündemi ne?..
Demokrasi ve hukuk devleti adına bir ömür bo-
yu savaşım verdi Gülçin...
•
Bilgesu Erenus, avukat Gülçin Çaylıgil'in anı-
lannı kaleme almış; sorgulama yöntemiyle düzen-
lenen kitapta yalnızca Gülçin'in yaşamı yok...
Bizim hayatımız bu...
Banş, demokrasi, hak, hukuk, fikirözgürlüğünün
dökümü, hesabı, çatışması, geçmiş yanm yüzyıl bo-
yunca adliye koridorlarında, sıkıyönetim hapisha-
nelerinde, mahkeme salonlannda, savcılık makam-
lannda, avukat yazıhanelerinde, bitmez tükenmez
biruğraşın dalgalanndayaşandı; Gülçin Çaylıgil bu
hayatın içinde ve ön sırada, ama hep avukat kim-
liğiyle yeraldı; yıllar boyu savunduğu kişilerin yal-
nız adlan bile üstlendiği uğraşı tanımlamaya yeter:
Orhan Kemal, Orhart Apaydın, Memet Fuat,
Can Yücel, llhami Soysal, Çetin Altan, TalatTu-
ran, Alp Kuran, Adnan Benk, Ali Sirmen, Vedat
Günyol, Kerim Korcart, Doğan Avcıoğlu vb...
Çoğu kişi bu adlan tanır, avukat Gülçin Çaylıgil'i
tanır mı?..
O meçhul kahraman!..
Bir ömür boyu emeğiyle, çilesiyle, kafasıyla, fi-
kirleriyle davanın yükünü sırtlamış; ama, hep göl-
gede kalmış alçakgönüllü demokrasi savaşımcısı...
•
Bilgesu Erenus'un kaleme aldığı "Böyle BirOün-
ya" (Adam Yayınlan) adlı kitap bir açıdan da dost-
lar çevresinde insan manzaraları sergisi..
Manzara birkaç fırça darbesiyle çiziliyor..
Renklerçarpıcı..
Çoğunluklatanıdığımız kişiler; Gülçin Çaylıgil'in
"müvekkilleri" aynı zamanda ailecek dostlanydı; bu
değişik özel durum, ilişkileri avukatlığın koşullan dı-
şına taşıyor, en çekilmez konumlarda bile insanla-
ra güç veriyordu...
Ne diyordu Gülçin:
"- Çok insan girdi içeri. Hiç işsiz kalmayışım bu
yüzden. Her cezaevi ziyaretinden sonra birutanç
duymuşumdur senbesfçe yürümekten; ben yürü-
yonım, o içerde, ben denize bakıyorum, o içerde,
derim. Rüyalanmda sık sık hapishanede görûrüm
kendimi, demir parmaklıklann arkasında ben var-
mışım gibi hissederim; dışarda olmanın utancıdır
yaşanan..."
•
Peki, nereden nereye geldik?.. Verilen hiçbir uğ-
raş boşa gitmez, hiçbir savaşım boşluğa düşmez,
hiçbir katkı boşuna değiidir; insanlık adım adım iler-
ledi; insanın insan oluşu da adım adım gerçekleş-
miştir...
Gülçin'in hayatı, bu yoldaki güzel oluşumun özel
bir anı defteri gibidir...
VEDAT GÜNYOL İÇİN TÖREN
Açılış: Fılm Gösterimi: "Ben Vedat Günyol"
ve Açış Konuşması.
Prof. Mesut Razbonyalı
Maltepe Üniversitesi Rektörü
Vedat Günyol'un Yaşamöyküsü:
Sami Karaören Gazeteci. Yazar
Anılarla Vedat Günyol
Mehmet Başaran Eğirimci, Yazar
Doğan Hızlan Gazeteci. Yazar
İlhan Selçuk Gazeteci. Yazar
Ferhan Şenso> Tıyatro Sanatçısı
V'ılmaz Erdoğan Tiyatro Sanatçısı
Celal Ülgen A\-ukat
Fahri Doktora Diplomasının Takdimı
Kapanış
KOKTEYL
13 S'isan 2002 Cumartesi Saat. 14.00
LCV 0 216 459 56 49,FilizA Coşar
T.C Maltepe Cniversıtesı. Sahıl Yolu.
Dragos Haltepe-ISTASBUL Faks. 0 216 JSS 96 45
özünüz iııternette olsun...
mternet
yaşamdır!
www.internethaftasi.org.tr
bilgi@internethaftasi.org.tr
Turkfye Gazeteciler Cemiyetı'nin yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ülke sorunlanna ılışkın raporianyla, araştırmaianyla,
köşe yazılanyla. tarafsız haberleriyle sivil toplumlann gazetesı.
Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212.51108 75