23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2002 PERŞEMBE DEI Hıristiyanlık dini, Avrupalılann ortak dini olmuş; onlan kilise çatısı altında toplamıştır AB 'nin düşünselaltyapısı DUNDENBUGÜNE ENİS COŞKUN irlik düşüncesinin kökenini, ortaçağa, hatta antik Yunanistan'a dek götürmek olanaklıdır. Nitekim Avrupa sözcüğüyle ilk kez Helenistik mitolojide karşılaşıyoruz. A shnda. Avrupa Birliği /\ düşüncesi yenı değildir. , x i Tarihin tüm zamanlannda AvTupa'nın kıtasal bır devlet olması düşüncesı hep varolagelmışrir. Tarihin bize gösterdiği şey, Avrupa'nın bir savaşlar latası olduğudur. Bir yandan kıtanın dışından, yanı kuzeyden, doğudan ve güneyden gelen akınJar, öte yandan feodallerin, krallıklann, mezheplerin. nüıayet ulusal sermayelerin pazar rekabetlerinin yol açtığı bitip tükenmez silahlı çatışmalar, AvTupa'nın birliği düşüncesine ağırhk kazandırmıştır. Birlık düşüncesinin kökenini, ortaçağa. hatta antık Yunanistan'a dek götürmek olanaklıdjr. Nitekim Avrupa sözcüğüyle ilk kez Helenistik mitolojide karşılaşıyoruz. Daha sonraki adımda kiliseyi görüyoruz. Hıristiyanlık dini, Avrupalılann ortak dini olmuş; onlan kilısenin çatısı altında, ortak inanç ve bu inanç temelınde oluşan ortak kültürel değerler etrafında toplamıştır. İstanbul'un fettil Birlik düşüncesini, uygulamada, fetihler yoluyla gerçekleştinne yönündekı ilk adımlar Pax Romano oluşumuyla atılmıştır. Şarlman'dan Şariken'e. XTV: Louis'den Napolyon'a kadar bir Avrupa imparatorluğu kurma ginşimlerine de tarih tanıklık etmektedir. Son iki Alman saldırganlığı da bu çizginin bir devamıdır. îstanbul'un fethı ile birlikte A\Tupa'yı tek bir politik otorite altında toplama girişimi, doğudan gelen ve daha 14. yy. başlanndan itibaren kıta topraklannda varlığmı göstermeye başlayan Osmanlılann eline geçti. Doğu Roma Bizans Imparatorluğu'nu sona erdiren Fatih Sultan Mehmet, Batı Roma'yı da alıp kendi "kayzerfiğı'' aJtında eski Roma Imparatorluğu'nu ihya etmeyi hedefliyordu. Bu girişim Avrupa'da, Müslüman Türk ordulannın karşısında, askeri planda göreceli ve periyodik bir birliğin, belki bir araya gelme demek daha doğru olacaİc, oluşumuna yol açmıştır. Ancak bu süreç, Fatih Sultan Mehmet'in yaşamının sona ermesiyle mzını kaybetmiştir. Osmanlı yüzünü doğuya çevirmişrir. Daha sonra yeniden batıya yönelmiş ise de Viyana kuşatmalannın bozgunla sonuçlanması, A\Tupa'nın Pax Osmanlı çatısı altında bütünleşme olasıhğını rümüyle ortadan kaldırmıştir. Önerller yüzyılı Dönemin düşünürleri, A\Tupa halklannı kıtadaki savaşlardan kurtarmak ve Avrupa'yı bütünleştirmek yönünde üretmeye çalıştıklan projelerini, Pax Osmanlı oluşumunu nirengi alarak, Hıristiyan düşüncesi temelinde geliştirmişlerdir. Örneğin, 1306 yılında, Fransız Pierre du Bois, Avrupa'da birliğin bir Hıristiyan cumhuriyeti ile sağlanacağını yazıyordu. Daha sonraki yıllarda Dante, Papaz Abb e de St Pierre ve çağdaşı John Beüer gibı yazarlarda da Avrupa'nın birliği düşüncesinin dile geldiği görülmektedir. 19. yüzyıl Avrupa'nın birliği için en hareketli ve zengin düşünsel öneriler yüzyılıdır. Avrupa Birliği PAPA PIE ü: GERÇEK HIRlSTl YANLÂR AVRUPÂ'DÂ YAŞAYANLARDIR Fatih Sultan Mehmet'e mektup A sıl adı Aeneas Süvius Piccoloınini (1405- / | 1464) olan Papa Pie II. Fatih'in Avrupa / l içine yönelmesi üzerine birçok girişimde bulunur. Onun anlayışında Avrupa ile Hırisriyanlık dünyası tek ve aynı kavramdır. Fatih'e yazdığı ünlü mektupta, Avrupa'nın kaynaklannı Hıristiyanlığm kaynaklan olarak sıralamakta ve "İspanya'nın ne kadar cesur olduğunu, Fransa'ıun savaşçılığını, Almanya nüfusunun çokluğunu, Ingütere'nin güçlütiiğünü, Polonya'nın yâirekliligjni ve Italyan ordulanmn deneyim, zenginiık ve yıkıcıhğını bilmediğine; Huistiyan halkının bu gücünün ne demek olduğunu görmediğine inanmıyonız" diye yazmaktadır. Papa Pie II, Fatih'in ele geçirmekle övündüğü topraklarda yaşayan Hıristiyanlann gerçek Hıristiyanhğı temsil etmediklerini, gerçek Hırisriyanlann Avrupa topraklannda yaşayanlar olduğunu, ötekilerin Avrupalı olmadıklannı vurguladıktan sonra, "Ermenüer, (Suriye'deki) Jacobistler, (Lübnan'daki) Maruniler ve öteküer Hıristiyan inamşına sahip olmalanna rağmen, yanhşüklar içinde yüzüyorlar. Yunanhlar, senin Constantinople'u zoria ele geçirmenden sonra Roma Kifisesrnin birtiğinden aynldılar. Onlar Floransa'da akdedilen mutabakan asla kabul etmediler, kendi yaıuışbklannda kalmayı sürdürdükr" diye bir saptama yapmaktadır. Fatih'in Hıristiyan topraklanna, yani Avrupa'ya yaklaştığında Hıristiyanlann gücüyle tanışacağını söyleyen Papa, Hıristiyan olmayı kabul ettiğinde, kendisine tüm Yunanistan'ın. tüm Italya'nın ve tüm Avrupa'nın hayranlığını vaat ediyordu. Pie II, kendi sözleriyle, Avrupa'dan imansızlan kovmak için Mantoue kentinde (Italya) bir haçlı ordusu örgütlemeye çahştı. Haçlılann başansı için dua ederken "Bize düşmanlanmıza karşı gaiibiyet ihsan et ki Yunanistan'ı yeniden kazanabm, tüm Avrupa bu zafere övgüler yağdırsın"diye Isa'ya yakanyordu. düşüncesinin 19. yüzyılda böyle zengin ve canlı biçimde tartışılması kuşkusuz bir rastlanh değildi. Sanayi de\Tİminin gelişmesi ve burjuvazının güçlenmesi, pazar arayışlan temelinde yükselen milliyetçilik akımlan, o dönemde Avnıpa kazanını yeniden kaynatmıştır. Ulusal sermayelerin pazar paylaşma güdülerinin yol açtığı savaşlann neden olduğu, akan kanlann ve yıkımlann önlenmesini isteyen halklann iradesi, düşünürlenn ve özellikle de aydınlanmacılann kalemlerinde dile gelmeye başlar. Manzini, Mctor Hugo, Rousseau, La Martin, Saint- Sünon ve daha pek çok düşünür, banş ve sosyal adalet isteklerinin yanıtını Avrupa'nın birlık ütopyasında bulmuşlardır. Bu yüzyıllardaki Avrupa bütünleşme düşünceleri. kimi yazarlar açık bir vurgulama yapmamış olsalar bıle, genelde ve esas olarak, Hıristiyan kültürü rengine boyalı Avrupahhk kimlik kartına sahip bir coğrafya ile sınırlıdır. Kimlerin bu coğrafyaya dahiJ olacaklan tartışmalannda hep bu anlayış ölçüt olmuştur. Bu çizginin temsilcilerine yırmınci yüzyılda, hatta günümüzde de rastlamaktayız. Avrupa dayanışma bHlncl 5 Haziran 1900 tarihinde, Paris'te toplanan Politik Bilimler Kongresi'nde, Birleşık Avrupa Devletleri raporu üzerine konuşan Anatole Leroy-BeauJieu, "Kıtanuan Hıristiyan halkiannm Müslüman istilasryta karşuaşnklan uzak geçmiste bir Avrupa dayamşma biUnci ortaya çıkmışnr" demekteydi. Yunanistan'ın bağımsızlığının ardından öteki Balkan ülkelerinin de kopması, nihayet Balkan Savaşlan'ndaki yenilgiler, Osmanlı'nın Avrupa'da sonu olarak değerlendınldi. Kont d'Haussonvüle. "Türk Imparatoıiuğunun Sonu" başlığıyla yazdığı bir makalede (4 Arahk 1912; Figaro) şöyle diyordu: "Dünya tarihini yazanlar 1912 yıhnı, Türklerin Avrupa'da sonu diye tarih düşeceklerdir. Ben, ne diplomabm ne romancı ne de romantik. Türklerin egemenliklerinin sona ermesinden üzüimüyorum. Bu durum gerçekten beni sevindiriyor. Türklerin işgali alündaki topraklar, ki bir zamanlar Hıristiyan topraklanydı ve Türkler buraya süah gücü ile yerieştüer, işgalci I de\1et olarak 5 asırdır buralarda ofurmaktaydılar. Bu son Hıristiyan Avrupa'nın hilale karşı galibiyeti beni derinden ilgflendiriyor." Yakın tarlh Bu haçlı anlayışına yakın tarihin ünlü devlet adamlanndan ve günümüz Avrupa Birliği oluşumunun köşe başı niteliğinde bir kilometre taşı olan La Haye Kongresi'nin öncülerinden Churchill'de de karşılaşıyoruz. Gerek 5 Mart 1946 Fulton (ABD), gerekse 19 Eylül 1946 Zürih Unıversitesi konuşmalannda, Avrupa birliğinden söz ederken hep Hıristiyan kültürü ve uygarlığına yollamalar yapmıştır. AJmanya'nın Gümrük Birliği'ni kurup (1815 Viyana Kongresi). ardından tek para birimıne geçmesi (1871); Italya Ulusal Birliği'nın gerçekleşmesi (1838-1870) ve tek para birimine sahip olması (1893) ve öteki ülkelerin de tek ulusal para sistemlennı gerçekleştirmeleri, Avrupa Birliği yolunda atılan önemli kilometre taşlannı oluşturmuşrur. Bu gelişmeler birlık düşüncesinde niteliksel bir değişimi getirmiştir. Arhk birlik üzerine üretilen düşünceler daha politik, daha yaşamla bağlantılıdır. Birleşik Avrupa tartişmalanna sosyalist kalemler de katılmış, politik ve ideolojık değerlendirmelerini dile getirmişlerdir. Ama ana dürtü olarak banş ve genlik arayışlan, fonda varlığını ve etkinliği korumayı, pazar arayıcısı güçlerin onu asıl amaçlanna alet etme mane\Talanna rağmen. sürdürmüştür. Yarın.- Düşiincenin polttiklesmesl CHURCHILL VE HIRtSTÎYAN KÜLTÜRÜ -AvrupaBirliği oluşumunun köşe başı niteliğinde bir kilometre teşı olan La Haye Kongresi'nin öncülerinden Eski Ingiltere Başbakanı Churchill, gerek5 Mart 1946 Fulton (ABD), gerekse 19 Eylül 1946 Zürih Üniversitesi konuş malannda. Avrupa'nın birliğinden söz ederken hep Hıristiyan kültürü ve uygarhğuıa yollamalar yapmıştır. Düşünürlerden damlalar M anzini. Avrupa "nın bir konfederasyon için büyük olduğunu. bölgesel farklılıklan koruyup gözetebihnek için kurulacak konfederasyonun, konfederasyonlardan oluşması gerektiğıni vurguluyordu. VıctorHugo, 21 Ağustos 1849'da Banş Kongresi'nin başkanı olarak yaptığı ünlü açış konuşmasında, "Siz Fransızlar, siz İtalyanlar. siz İngilizJer. siz kıtanın tüm uhıslan, onurunuzdan. özgünlüklerinizden hiçbir şey kaybetmeden, bir gün geîecek, İngiİiz Parlamentosu'nun, Alman Dieti'nin, Fransız Yasama Meclisi'oin yerini alacak gerçek ulusal oylann söz konusu olduğu bir Senato kuracaksınız..." diyordu. Saint-Simon. A\ rupa Toplumunun Yeniden Orgütlenmesi adlı çalışmasında (1814). Avrupa'da birliğin Fransız-Ingiliz itrifakından geçeceğini yazıyordu. St. Simon'a göre Alman milleti, nüfusuyla. merkezi konumuyla ve daha da fazlasıyla asil ve cömert karakteriyle özgür bir yönetim altında birleşecek Avrupa için öncü bir rol oynayabilır. Bu birliğin bir konfederasyon olduğunu söyleyen Simon'un düşüncesi daha çok federatif bir yaklaşım karakterine sahiptir. İmmanuel Kant, -*Ebedi Banş" adlı yapıtında, Avrupa banşının bir federasyonla sağlanacağmı, ancak bu federasyona iç yönetimlen halk iradesine dayanan devletlerin üye olabileceğı düşüncesini işlemekteydi. Lenin veBirleşikAvrupa A vrupa Birleşik Devletlen /\ Şian Czerine başlığıyla - / l 1915 yılında yazdığı bir makalesinde Lenin, Avrupa Birliği konusundaki düşüncelerini açıklıyordu. Ona göre; " (...) cumhunyetçi bir Avrupa Birleşik Devletler şian - Rusya'nuüd başta olmak üzere AvTupa'nm en gerici üç monarşisinin (AMisturya- Macaristan, Rusya ve Osmanlı İmparatorluklan E.C.) devrimle Mkilması sarüyla- siyasi bir şiar olarak her türİü saldınva dayanabilirse de ortada bir de bunun ekononıik muhtevası ve anlam sorunu \-ardir. Ve bu son derece önemli bir sorundur. Emperyalizmin ekonomik koşuflan -sermaye ihracı ve dünyanm 'ileri' ve 'medeni' sömürgeci devletleri arasında pa>laşılması- açısından, kapitaüst düzende bir A\rupa Birleşik Devletleri ya imkânsızdır >a da gerici bir şey dir. (...) KapitaHst düzende bir Avrupa Birieşik Devletleri sömürgelerin pa> laşılması üzerinde anlaşmaya varmakla birdir. Kapitah'stler arasında ve devletler arasında geçici anlaşmalar tabü ki mümkündür. Bu anlanıda bir Avrupa Birleşik Devletleri, Avrupa kapitah'stleri arasmda bir anlaşma olarak, mümkündür... Ama ne için? Sadece Avrupa'da sosyanzmi el birliği ile ezmek, sömürge çapulunu Japonya ve Amerika'ya karşı elbiriiği ile korumak için..." PERŞEMBE ORHAN BURSALI Riskin Büyügü Umudun Küçüğü Baştan beri özellikle bılım kamuoyunda yaygın dan ve bizim de savunduğumuz görüş, siyasiterin, hele Istanbul depremı konusunun tartışılmasına, günderne getirilmesine hiç sıcak bakmadıklanydı. Bır- den, BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araş- tırmalan Enstrtüsü'nün bıryasa ile "hükümetedev- n"nin gündeme getirılmesi bunu açığa çıkardı. DSP ve MHP'li girişımcilerin, özetle sıyasilerın Enstitütü'ye el koymak isteme gerekçeleri ilginç: Işı- kara çok konuşuyor, insanlarda panik yaratıyor, depremı hep gundemde tutuyor vs... Işıkara, on yıl kadar önce Cumhurıyet Bılım Tek- nik'te, "Istanbul büyük bır deprem yaşayacak, ey millet uyanın.," biçimindekı bır yazımız üzerine ara- mışve "Panikyaratıyorsunuz, bunu sizeyakıştıramı- yorum"demişti. Şimdi kendısı sıyasılertarafından pa- nik yaratmakla suçlanıyor. Hayatın cilvesi... Işıkara son zamanlarda olumlu bir misyon edindi, deprem konusunu sürekli gundemde tutuyor. siya- sileri bılgilendiriyor, istanbullulara depremi ciddiye alma çağrısı yapıyor. istanbul'da depremin zarannı azaltacak yatınmlara ağıriık verilmesinı istiyor vs. Bunlar kötü mü? Hayır. Bunlar, bilimin önümüze koyduğu olgular. Işıkara, özellikle Fransız bilımcılerle TÜBİTAK ve İTÜ'nün Marmara Denızı'nde yaptıkları genış çaplı araştırmalann sonucunda, artık tartışmasız ortaya çı- kan bulgu ve bilgilerin gereğıni yapıyor. Işıkara'nın bu bılgileri kamuoyuna aktarması da- ha etkili. Hükümet veya siyasiler, gazetecılerin veya araş- tırmanın b'ızzat içinde bulunan bılım insanlannın yap- tıkları açıklamalardan fazla etkilenmiyorlar. Ama kamuoyunda popüler bir kişilık kazanan Işı- kara'nın açıklamalanndan rahatsızlar, çünkü kamu- oyu Işıkara'yı ciddiye alıyor. Sanırım, meselenin püf noktası burada. Hükümet Istanbul depremi konusunda sessizliği- ni koruyarak ve bır şey yapmayarak itibar ve seç- men kaybettiğinin bilincinde. O halde yapılacak en iyi şey Kandılli'ye el koymak.'... • • • Farkında mısınız, Marmara'da cıddı deprem se- naryoları bire indirgendı. Deprem olasılığına yumu- şak yönünden yaklaşan Oğuz Gündoğdu bıle Mar- mara'da 7.6 büyüklüğunde depremi olasılık içinde gördüğünü açıkladı. Ciddi çevreler 7.2 ile 7.8 arasmda bir tehlike ris- kinden söz eder oldu. İki veya üç parçalı kırılmalar üzerinde gerçı tartışma var. Ama büyük parçanın kı- nlmasıyla en az 7,2 büyüklüğunde bir deprem ya- şanacağı konusunda genış fikir birliği de var. Fakat şunu da belirtelim: Dünyaca iki büyük ya- pısal yerbilimci ve Marmara Denizı araştıımalannın bilimsel ortak eşbaşkanları olan Le Pichon ile Şen- gör, Marmara'dakı araştırmalardan sonra yazdıkla- n ve yayımlanmak üzere bilimsel bir dergıye gönder- dikleri son makalelerinde, tek parça olarak kırılma olasılıgını oldukça yüksek gördüklerini belirtıyorlar. Neyi dikkate almak gerek? Tabü ki, bilimsel bir temeli olduğu sürece, riskin en büyüğünü!... Neyi ummak gerek? Tek seferde 7,2'den büyük bir deprem yaşama- mayı! • • • Öte yandan, toplumda "sa/7/7eye"kalabıfmeyi, rey- ting yapabilmeyı vetanınmayı, neredeyse "Deprem olmayacak" tutumuna endeksleyen bir bilim şarla- tanı ortalıktadolaşıyor. "Varsın bilımsei bir temeli ol- masın, önemli olan değışık bir ses olsun" mantığıy- la hareket eden kimı basın çevreleri de bu sesi cid- diye alıyor. Bu kişi, basında yer buldukça palavralannın do- zunu da yükseltiyor. Halkı ve sıyasilerı deprem ko- nusunda uyaran bilim çevrelerıni "inşaat rantçılığı" ile suçlama utanmazlığına kadar vardırıyor işı. Toplumun bilimsellık düzeyı yerlerde süründügü için, çok sayıda ınsana "bu ses" rahatlatıcı gelıyor. Doğru geliyor... Aslındasiyasilerin bu sesi, kendi "Depremcibaş- lan" ilan etmeleri uygun olur! Tencere de yuvarlanıp kapağını bulur. Böylece, depremi. deprem altında kalmayı, ölme- yi, mal-mülk kaybetmeyi kader olarak kabul etme- ye eğilimli genel toplumsal inancı güçlendirmiş ve bir felaket karşısında da paçayı lyice sıyırmış olur- lar!... obursali@ cumhuriyet.com.tr. AST'de tören düzenlendi Sovoş Yurttoş olhşlarla uğurlandı ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - Tedavi gördüğü hastanede ya- şamını yitiren tiyarro sanatçısı Sa\aş Vürttaş. dün son yolculuğuna uğurlandı. Savaş.uzun yıllar görev yaptığı An- kara Sanat Tiyatro- su'nda (AST) düzen- lenen törenin ardından Cebeci Asri Mezarlı- ğı 'na defhedildi. AST'taki törende Yurttaş'ın fotoğrafla- nndan oluşan bir sine- vizyon gösterimi yapıl- dı. Kültür Bakanı tste- mihan Talay, törende "Çok degerli bir tiyat- ro sanatçısını, ama ay- nı ölçüde dost, sıcak ve insanok sevgisi\1e dohı bir arkadaşımızı kay- beanenin üzüntüsüiçin- dejim* dedı. Yurttaş'ın uzun yıllar AST'ta bir- likte çalıştığı tiyatro sa- natçısı RutkayAaz. Sa- \-aş Yurttaş'ın hep onur- lu, ilkeli ve kararlı ola- rak işsızlikle, parasız- hkla ve diğer sıkmtı- larla savaştığını söyle- di. Yönetmen Çerin Öner de "Osempatik- Bği>1e, sıcakhğrv la san- ki Türkiye insanuun tü- münü kucaklamıştı. Bövie surarj olan bir iki kişidahavartü. Biri Er- kan Yücel, biri Yılmaz Güney ağabe\imizdi" dedi. Konuşmalann ardın- dan Yurttaş'ın cenaze- sı alkışlarla uzun yıllar görev yaptığı AST'tan uğurlandı. Törene Yurt- taş'ın eşi Bahar Yurt- taş, kızı Eylül Vürttaş, Devlet Tiyatrolan Ge- nel Müdürü Lemi Bil- gin. çok sayıda tiyatro sanatçısı, arkadaşları ve sevenleri katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle