Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2002 PAZARTESİ
8 HABERLERİN DEVAMI
Kışlalı'nın kızı Dolunay Uluc:
Türkiye
y
nin
ışıklan
sönmesin
MUSTAFA ÇAKTR
L
ANKARA - Bombalı saldın sonucu yaşamını
yitiren gazetemiz yazan Prof. Dr. Ahmet Taner
Kışlalı'nın kızı Dolunay Ulnç, babasının
bıraktığı değerlere halkin önemli bir kesiminin
sahip çîktığını belirterek "Ben, Kemalist
Kışlalı'nın savunduğu ilke ve değeriere sahip
çıkmayanlann siyasetçiler olduğunu
görüyorum. tşte seçimler yaklaşıyor,
nutuklan dinlivoruz. Siyasiler, bu ortamda,
değil Kemalizmden söz etmek, Atatürk'ün
adını anmakta bile tereddütlü
gözükûyorlar" dedi.
Dolunay Uluç, Türk yargı sisteminden iki
beklentisi olduğunu, yargı sürecinde müdahil
taraf olarak bu iki unsur üzerinde ısrarla
durduğunu söyledi.
Yargılanan tetlkçller blrer 'maşa'
flk olarak yargılanan tetikçilerin birer "maşa"
olduklannı, DGM'den gerekçeli kararda gerçek
katillerin adreslerini göstermesini istediğini
anlatan Uluç, "tkinci olarak da idamın bir
ceza oimadığına inancımı vurgulayıp bu
kişileri idam etmeyin, cezalandırın dedim.
Mahkeme, sanıklann suçlannı sabit görüp
idama mahkûm etti. Neyse ki. biraz da AB
baskısıyla, Türkiye'nin çağdaşlaşmasından
yana olanlar ölüm cezasını kaldırdılar, bu
utançtan kurtulduk" dedi. Uluç, DGM'nin
gerekçeli karannda, gerçek katillerin adresinin
Tahran olduğunun belirtildiğini, karann bu
bölümünün kendisini rahatlattığını dile
getirerek şunlan söyledi: "Çünkü o güne
kadar, elimizdeki çeşitli verilere, polis
raporlanna ve adli dosyalara dayanarak, bu
cinayetin arkasında tran'daki mollalar
rejiminin bulunduğunu söylediğimde,
bazılan tereddütlü bakıyorlardı. Neticede,
Kışlalı dosyasında, emniyet birimleri ve yargı
gücü görevlerini yapmışlardır. Görevini
yapmayan, vürütme gücü ve siyasiler
olmuştur."
Yargı karanna tepklslz kalındt
Uluç, Çetin Emeç davasında da gerçek
katillerin Iran'daki "yobaz rejim" olduğunun
açıkça belirtilmesine karşnı, bazı kesimlerin
yarguun bu karanna karşı tepkısız kaldıklannı
söyledi. Bu kişilerin Umut Davası sonrasında
da "havaya bakarak ısbk çaldıklannı"
anlatan Uluç, "Karardan önce konuştuğum
hükümet üyeleri, 'Elimizde kanıt yok. Yargı
karan yok' bahanesiyle tepki
göstermediklerini anlatıyorlardı. Karardan
sonra,Türk yargı gücünün uyarısını gene
görmezden geldiler" diye konuştu. Siyasilerin,
fran rejiminin beslediği teröre kurban gitmiş
Kışlalı'nın ve diğer pek çok aydının
dosyalannın kapatılrnası ve unutulması için
çalışmaktan öteye gidemediklerini vurgulayan
Uluç, "Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı
Romano Prodi bile, kendisine yaptığım
başvuruyu yazılı olarak yanıtladı, îran'daki
rejimle AB ilişkilerinde terorizm konusuna
öncelik verdiklerini, bu sorun aşümadıkça
bu ilişkilerin düzelmeyeceğini bildirdi" dedi.
Siyasiler değerlere sahip çıkmıyor
Kışlalı'nın değerlerine halkin önemli bir
kesiminin sahip çıktığını vurgulayan Dolunay
Uluç, "Ben, Kemalist Kışlalı'nın savunduğu
ilke ve değerlere sahip çıkmayanlann
siyasetçiler olduğunu görüyorum. tşte
seçimler yaklaşıyor, nutukları dinlivoruz,
Türkiye'nin nasıl karanlık bir yola
sürükîenmek istediğini fark ediyoruz.
Siyasiler, bu ortamda, değil Kemalizmden
söz etmek, Atatürk'ün adını anmakta bile
tereddütlü gözükûyorlar" dedi. Dolunay
Uluç, sözlerini şöyle tamamladı: "Babamın
anısını korumak için benim sürdürdüğüm
mücadele artık diğer aydınlar için...
Terorizmin kaynaklarınm kurutulması,
terör örgütlerine maşa olan insanlann
kurtanlması, eğitilmesi için... Kışlalı gibi
aydınlann öldürülmesini önlemeye
çahşmak, yeni kayıplar vermemek lazım.
Türkiye'nin ışıklannın tek tek
söndürülmesine son verilmeli."
Hedef laik Türkiye idi• Baştarafi 1. Sayfada
si 13 Kasım'da temyiz istemini
sonuçlandırarak karannı açıkla-
yacak.
Atatürk ilke ve inkılaplan-
nın ödünsüz savunucusu Prof.
Dr. Ahmet Taner Kışlalı, 21
Ekim 1999 tarihinde Ankara
Üniversitesi tletişim Fakülte-
si'nde vereceği derse gitmek
için arabasına bindiği sırada si-
leceğe yerleştirilen bombanm
patlaması sonucu yaşamını yi-
tirdi. Suikastm ardından başla-
tılan soruşturma, Istanbul Bey-
koz'da şeriatçı terör örgütünün
hücre evine düzenlenen operas-
yonla yeni bir boyut kazandı.
Operasyonda ele geçirilen do-
kümanlardan suikastlan aydın-
labcı bilgilere ulaşıldı. Bu bil-
giler doğrultusunda faillere yö-
nelik ilk operasyon, 6 Mayıs
2000 tarihinde gerçekleştirildi.
"Umut" adı verilen operas-
yonda îran güdümlü Tevhid Se-
lam örgütünûn üyeleri Yusuf
Karakuş, Abdülmecit Çelik,
Hasan Kılıç, Mehmet Ali Te-
kin, Muzaffer Dağdeviren,
Mehmet Şahin, Fatih Aydın,
Talip Özçelik ve Arif Tan ya-
kalandı. îfadeler doğrultusunda
suikastlann kilit isimleri Nec-
det Yüksel ile "Tekin" kod ad-
lı Ferhan Özmen'e ulaşıldı.
Sincan'da ele geçirilen ikinci
örgüt cephaneliğinde, Kışlalı
suikastında kullanılan zaman
ayarlayıcı Serkisof marka saat
ile elektronik düzenek, 80 ki-
lograma yakın C-4 patlayıcı ve
bilyalar bulundu.
3 İdam karan
Umut Operasyonu'nun ilk
duruşması 14 Ağustos 2000 ta-
rihinde yapıldı. 22 olayın fail-
lerinin yargılandığı 24 sanıklı
dava 7 Ocak 2002 tarihinde so-
nuçlandı. Sanıklar Ferhan Öz-
men, Necdet Yüksel ve Rüştü
Aytufan, "Anayasal düzeni
değiştirmeye cebren teşeb-
büs" suçundanTCY'nin 146/1
maddesıne göre ölüm cezasına
çarptınldı. Derviş Polat ile
Yüksel Pekdemir örgüte yar-
dım yataklıktan 3 yıl 9'ar ay
ağır hapis cezasma çarptınldı.
Mahkeme, Mehmet Ali Te-
Ankara'daki ilk etkjnlik evinln önünde yapılacak
Kışlalı'yı amyorıızANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eski Kültür Baka-
nı, Ankara Üniversitesi lleti-
şim Fakültesi Öğretim Üyesi
ve gazetemiz yazan Ahmet
< Taner Kışlalı, şeriatçı katıl-
ler tarafından katledilişınin
3. yılında anıhyor.
Kışlalı, Ankara Üniversite-
si tletişim Fakültesi, Atatürk-
çü Düşünce Derneği Genel
Başkanlığı ve CHP Yenima-
halle îlçesi Çayyolu Temsil-
ciliği ve Devlet Opera ve Ba-
lesi'nin düzenlediği çeşitli
etkinliklerle anılacak. Kışla-
lı'yı anma etkinlikleri şöyle
devam edecek:
• Katledildiği Çayyolu En-
gürii Sitesi'ndeki evinin
önünde dostlan, sevenleri
buluşuyor. AÜ îletişim Fa-
kültesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Türker Alkan, ADD Ge-
nel Başkanı Halil tbrahim
Şahin ve gazetemiz Ankara
kin, Abdül Hamit Çelik, Mu-
zaffer Dağdeviren, Fatih Aydın,
Mehmet Şahin, Talip Özçelik,
Hakkı Selçuk Şanlı, Mehmet
Kasap, Mehmet Gürova,Adil
Aydın ve Murat Nazlı'yı 12
yıl 6'şar ay ağır hapis cezasına
mahkûm etti. Mahkeme, Yusuf
Karakuş'u 15 yıl ağır hapis,
Hasan Kılıç'ı da örgütün yö-
neticisi olmaktan 18 yıl 9 ay
ağır hapis cezasına mahkûm et-
ti.
Adres İran
Mahkeme, gerekçeli kararın-
da Kudüs Ordusu ve Tevhid Se-
lam örgütünün Iran bağlantısı-
na işaret etmişti. Gerekçeli ka-
rarda, örgütlerin tran'dan silah
ve mühımmat desteği aldıklan-
na dikkat çekilerek "Tüm ey-
lemlerin amacı Türkiye'de
kaos oluşturarak silah zoruy-
la anayasal düzeni yıkmak,
yerine tran benzeri bir tslam
Temsilcisi Mustafa Balbay
birer konuşma yapacak.
(10:30)
• Kışlalı amtının yer aldı-
ğı parka yürüyüş. (11:00)
• Karşıyaka Mezarb-
ğı'ndaki mezan başında an-
ma. (11:45)
• 15.30'da Ekin Tiyatro-
su'nda, ADD Genel Başkanı
Halil îbrahim Şahin başkan-
lığındaki panel, CDP Genel
Başkanı Yekta Güngör Öz-
den, eski Türk Dil Kurumu
Başkanı ŞerafettinTuran ve
ADD Genel Sekreteri Ertuğ-
rul Kazancı'nın katılımıyla
düzenlenecek. (15:30)
Öğrencllerl anıyor
Ahmet Taner Kışlalı, An-
kara Üniversitesi îletişim Fa-
kültesi'nde de bir dizi etkin-
likle anılacak. Saat 10.30'da
başlayacak anma programı
devleti kurmaktır" görilşüne
yer verildi. Kararda, 1979'da
Ayetullah Humeyni'nin ger-
çekleştirdiği Islam devriminin
arduıdan Iran' ın devrim ideolo-
jisini ülke içinde tamamen hâ-
kim kılabilmek ve dışanda da
kendisini devrimci hareketlerin
doğal lideri ve hamisı kabul
ederek küresel bir önderlik
misyonu yüklendiği anımsatıl-
dı. Türkiye'nin, Iran'ın hedef
aldığı ülkeler arasında olduğu-
na dikkat çekilen gerekçeli ka-
rarda, sanıklann gruplar halın-
de defalarca tran'a giderek eği-
tim aldıklan vurgulandı.
Türkiye hedef ülke
Türkiye'nin de hedef alınan
Müslüman ülkeler arasında ol-
duğuna vurgu yapılan gerekçe-
li kararda şöyle denildi:
"tran'ın devrim ihracı politi-
kası çerçevesinde ilişkiye geç-
tiği dosyamız sanıkları,
çerçevesinde önce Kışla-
lı'nın yaşamı ile ilgili video
gösterimi yapılacak, ardm-
dan Iletişim Fakültesi Deka-
nı Prof. Dr. Ahmet Tolungüç
ve Ankara Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Nusret Aras,
birer konuşma yapacak. Ko-
nuşmalardan sonra gazete-
miz tarafından hazırlanan
"Yurtseverlik Öğretmeni"
adlı belgeselin gösterimi ger-
çekleştirilecek. Belgeselin
ardından "Üç Anadolu" ad-
lı bir müzik dinletisi ve Fik-
ret Özkaplan'ın "Atatürk
Kalbimizde Yaşıyor" adlı
fotoğraf sergisı açılacak.
Devlet Opera ve Balesi Ge-
nel Müdûrlüğu de W. Sha-
kespeareın "Romeo veju-
liet" adlı yapıtuu, S. Proko-
fîev'in müziği ve Andre
Prokovsky'in yorumu ile
Ahmet Taner Kışlalı anısına
sahneleyecek.
1980'li yıllarda gruplar ha-
linde defalarca bu ülkeye gi-
derek Devrim Muhafızları
komutanlanndan askeri ve
siyasi eğitim almışlardır.
tran'ın dış politikasında bir
araç olan terorizm, mevcut
potansiyelden yararlanılarak
bu ülke tarafından bölgede
kendine karşı en büyük ra-
kip olarak gördüğü Türki-
ye'ye karşı sık sık kullanıl-
mıştır." Gerekçeli kararda,
tran gizli servisi Savama ile
Kudüs Ordusu örgütünün, Tür-
kiye'deki elemanlanna değişik
kanallardan silah ve mühimmat
desteği sağladıklan bildirildi.
Kararda, Türkiye'deki Tevhid
Selam örgütüyle tran'daki Ku-
düs Ordusu örgütünün hedef-
lerinin aynı olduğu belirtilerek,
tran'dan askeri eğitim alan tüm
sanıklann Kudüs Ordusu ile or-
ganik bağlan nedeniyle aynı
statüde değerlendirildiklerine
dikkat çekıldı.
Dolunay Uluç'un babasıAhmet Taner Kışlalı'yayazdığı mektup:
Annemi de seni de çok özledim
Sevgili babacığım,
Üç yıl geçti... Çok merak edi-
yorum: Cennete gittiğin zaman,
herhalde annemi görmüş ve on-
dan fena halde azar işitmişsindir.
Annem, öldüğü güne kadar, yıl-
lar boyunca, sen arabaya binme-
den önce "bomba kontrolü" ya-
pardı. Arabanın altına, üstüne ba-
kar; hatta motoru çalışrınr, son-
ra, bir tehlike olmadığını görün-
ce seni ve bizi çağırırdı. Sen de o-
nun bu duyarlılığına kızar, "Nil-
gün,öldüreceklerse zaten öldü-
rürler" diye söylenirdin.
öldürdülerişte!...
Annem haklıydı. Korktuğu için
değil; seni ve bizi çok sevdiği için
öyle yapardı. Eğer 21 Ekim
1999 'da hayatta olsaydı, arabanın
üzerindeki bombalı paketi o gö-
recek ve belki ölecek, belki seni
kurtaracaktı!
...Gördün mü bilmiyorum, se-
nin öldürülmenden sonra başımı-
zı hiç öne eğmedik, dik ruttuk.
Mollalar, yobaz takımı, Atatürk
ve Cumhuriyet düşmanlan; gaf-
let, dalalet ve hı-
yanet içindekiler
karşısında hiç
susmadık. Molla-
lann kiralık katil-
leri yakalandı,
idama mahkûm
edildiler de
"tdam etmeyin,
cezalandırın "
diyeyalvardık.Ve
nihayet, Devlet
GüvenlikMahke-
mesi, gerçek ka-
tillerin adresinin
Tahran olduğunu
resmen açıkladı
da, nefes aldık.
Zaten Tahran'da-
ki katiller, senden
sonrakiler öldürül-
mezdiniz...
Dinleyen olma-
dı! Biz de avaz
avaz bağınyoruz a-
ma gene dinleyen
yok zaten...
Türkiye'deki
oyunlar trajiko-
mik. Siyasetten
konuşmuyorum,
çünkü konuşmaya
değer bir siyaset
yok zaten. Avrupa
Birliği'ndendeko-
nuşmayalım. Sen
haklıymışsın. Biz
"Baö'ya rağ-
men" uygarlaşma
Dolunav Uluç. , ,
yolundayız.
sonra çok insan öldürttüler. ...Ha- 30 Ağustos'ta, Brüksel'de, As-
tırlar mısın? Çetin Emeç öldü- keri Ataşe'nin bir kutlama dave-
rüldüğu zaman da katilleri yaka-
layan pob's ve onlan mahkûm e-
den yargı gücü, "Gerçek katil-
ler tran'da" diye avaz avaz ba-
ğırmıştı da dinleyen olmamıştı!
Olsaydı, belki sen ve senden
tine katıldım. Bir kadın benimle
tanışmak istemiş, tanıştırdılar.
"Kışlalı'nın kLa"yım ya. O ba-
yan birkaç cümleyle sana ve dü-
şüncelerine verdiği değeri anlat-
tı. Gözleri doldu, zor konuştu.
Belli ki senin öldürtülmene çok
ûzülen milyonlardan...
Ben gene ağlamadım.
Gene başımı dik tuttum.
Ama içim bir yandı ki, anlata-
marn.
Üç yıl geçti baba...
...Neticede, seni öldürttüklerin-
den bu yana, son 3 yılda olumlu
yönde gelişen pek bir şey yok. A-
ma senin aşıladığın iyimserlikle,
laik Türkiye Cumhuriyeti'nin ve
Atatürk'ün ilkelerini korumaya
çahşmayı sürdürüyoruz.
Seni öldürttükleri gün söz ver-
miştik: "Susmayacağız" demiş-
tik.
Ölümün bir ceza oimadığına,
cinayetlerin aydınlık fıkirleri yok
edemeyeceğine hep inanıyoruz.
Hayat tiyatrosunda kendilerini
aktör zanneden ama seyirciükten
ileri gidemeyenleri hüzünle izle-
yerek senin mirasın olan "insan
veTürkiye sevgisi''yle, yolumu-
za devam ediyoruz.
Hoşçakal baba. Annemi de se-
ni de çok özledim...
Kıvılcımlı'nın
anısı yaşatılıyor
tstanbul Haber Ser-
visi - Türkiye sosyalist
hareketinin öncülerin-
den Dr. Hikmet Kıvıl-
cımh ölümünün 31. yıl-
dönümünde çeşitli et-
kinliklerle anıhyor.
11 Ekim 1971 'de ya-
şamını yitıren Kıvılcım-
lı için dün Eminönü Be-
lediyesi 75. Yıl Eğitim
ve Kültür Merkezi'nde
anma etkinliği düzen-
lendi. "Hikmet Kıvıl-
cınıü Türkiye ve dünya
halklarının devrimci
mücadelesinde yol gös-
teriyor" başlıklı etkin-
likte konuşan Nakliyat-
tş Genel BaşkanıAURı-
za Küçükosmanoğlu,
Kıvılcımlı'nın yaşamı-
nın 22 yılının cezaevin-
de geçtiğini belirterek,
"Yaşamı boyunca dev-
rimci sorumluluğunu
yerine getirmeye çahş-
tı" dedi. Devrimci Mü-
cadele Dergisi GenelYa-
yın Yönetmeni Gürdal
Çıngı da Kıvılcımlı'nnı
taşıdığı "insanlığın
kurtuluş bayrağının"
dalgalanmaya devam et-
tiğini söyledi. tşsizlikve
Pahalüıkla Savaş Der-
neği'nin Genel Başkanı
Safiye Erdoğan ise der-
neğin 34 yıllık mücade-
lesini anlath.
Istaııl>ııl\la beyin firtması esecek
• Baştarafi 1. Sayfada
mu'ndan öğretim üyelerinin
değerlendireceği bildniler için
son tarih 1 Şubat. tstanbul'da dü-
zenlenecek olan kongrenin Üni-
versite Öğrencileri Oturumlan
Düzenleme Komitesi dört öğren-
ciden oluşuyor: Başak Ertür,
Deniz Mardin, Ateş Altınordu
(Yale Üniversitesi), FerhatTay-
lan (Paris Pantheon-Sorbonne
Üniversitesi).
Zirveye ilişkin düşüncelerini
aldıgımız gençlerden Başak Ertür
tngiltere'deki Durham Üniversi-
tesi Felsefe Bölümü mezunu, De-
niz Mardin ise ttalya'da Padova
Üniversitesi'nde tıp öğrencisi.
tkisinin de felsefeye olan ilgi-
si lise yıllarmda başlamış. Kendi-
lerini felsefeye asıl yönlendiren
ve heyecanlandıran noktanın Tür-
kiye'de çok büyük bir birikimin
olduğuna duyduklan inanç oldu-
ğunu vurguluyorlar.
Komitede yer alan öğrenciler-
den Deniz Mardin "Kongre bu
yıl ilk olarak üniversite öğren-
cilerinin de yer alabileceği,
FTSP'ye bağh olsa da aynı za-
manda yürütülmesi ve prog-
ramlanması açısından bağım-
sız bir şekilde, dışandan gele-
cek öğrencilere ve bizlere de
açılacak düşün platformu nite-
liğinde olacak" diyor. Başak Er-
tür de görüşlerini "Aslında fel-
sefe dünyadan kopuk gibi gö-
züküyor. Neden felsefe okuyor-
sun, ne işine yarayacak. gibi
yargılar var. Oysa dünya tari-
hiyle çok birebir gidiyor felse-
fe" diye özetliyor.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
Kışlalı'nın bıraktığı yazılarda, kitaplarda ortaya koy-
duğu görüşler güncelliğini koruyor; dün yazılmış ka-
dar, bugüne ve geleceğe ışık tutuyor.
Bir aydında bulunması gereken özelliklerin tümü-
ne sahip olan Kışlalı'nın kimi yönlerini paylaşalım...
O, Atatürk'ü tüketen değil, çoğaltan bir aydındı.
Mustafa Kemal'e sarılmakla kalmadı, onu anlama-
yı, anlatmayı görev bildi. Zaman zaman i-kinci cum-
huriyetçi saldınlar olduğunda ödün verip orta yol bul-
maya girişmez, tam tersine inatla ama centilmence
tartışmaya girerdi.
O, Atatürk'ün evrenselliğini en iyi görmüş aydınlar-
dan biriydi.
"Tunus'un Kemalistleri" başlıklı bir yazısını anımsı-
yorum. Tunus yönetiminin Mustafa Kemal'in deneyi-
minden yararianma girişimlerini konu ettikten sonra,
öteki Arap ülkelerinin de kendi Kemalistlerini yetiştir-
mesiyle bu coğrafyanın aydınlanabileceğini vurgulu-
yordu.
O, ülke bütünlüğünü sloganla değil, yürek ve be-
yinle savunan bir aydındı.
Sık kullandığı tümcelerden biri şuydu:
"Ulus devlet çatısı altında yürüyen bir toplumda su
sorunun yanıtı önemlidir, aynlıklan öne çıkarmak mı,
ortak yönleri öne çıkarmak mı? Aynlıklan öne çıkanr-
santz işte önünüzde Yugoslavya deneyimi..."
Ülke bütünlüğüne ilişkin tartışmalarda da tıpkı Ke-
malizm ve cumhuriyet konusunda olduğu gibi kendi
safına en yakın kişileri karşısına almaktan çekinmez-
di. Onlara birilerinin gerçeği söylemesi gerektiğine
inanırdı.
Geleceğin yapısına harç...
O, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve sivil toplumun öne-
mini en iyi anlamış aydınlardan biriydi.
Orduyagüveni herbakımdantamdı. Yazılanndaor-
du sözcuğünü sık sık "Musfafa Kemal'in ordusu" ta-
nımıyla kullanırdı. "Harp Okulu'nda okuyanlann yüz-
de 78'i işçi, köylü, memur çocuğu. Ordumuz halkin
ordusu, Atatün\'ün ordusu" derdi. Bu düşüncesinin
yanına şunu da eklerdi:
"Sivil kurum ve kuruluşlara bağlanan umutlann bit-
tiğiyerde, demokrasi için tehlike çanlan çoktan çalı-
yor demektir."
O, tarih bilincini en iyi kavramış aydınlardan biriy-
di.
Cumhuriyet'teki köşesini sık sık Türkiye Cumhuri-
yeti tarihinin kilometre taşlarının yıldönümlerine ayı-
nrdı. Geçmişi iyi bilmeyenler, geleceği doğru kuramaz
sözünü yaşıyordu, yazıyordu. Bu görüşünün yanına
şunu da koymadan geçmezdi:
"Kemalizm, geçmişin bekçiliği değil, geleceğin ön-
cülüğüdür."
O, en hassas konulann üzerine cesarette gider, dü-
şüncelerini topiumla paylaşırdı.
Bunlann başında Kürtlerin durumu ve din konusu
geliyordu. Bu nedenle her iki konuyu da siyasal amaç-
laria kullananların ayrıca hedefı haline gelmişti.
O, çalışkan bir aydındı.
Belki de en önemli özelliklerinden biri bu. Katledi-
lişinin hemen öncesinde bir Anadolu kentinden ken-
disine gelen çağnyı ilettim. "Ajandama bakmam ge-
rekir" dedi. 1999'un Eylül'ünden 2000 yılı Şubat'ına
dek hemen her hafta sonu doluydu. Çağnyı yapan
kente de daha önce gitmişti. "Hiç gitmediğim yerle-
re öncelik vermek istiyorum" dedi.
O, bugünkü yapının haracını yemeyi değil, gelece-
ğin yapısına harç taşımayı yeğlemiş bir aydındı.
Kışlalı, çoksağlam bir düşünce dokusuylaörülmüş
eserlerinde Türkiye'nin geleceğine harç taşımaya de-
vam ediyor. Bugünkü kuşaklara o harcı yerine koy-
mak kalıyor. Koymazlarsa, o harca verilen emeğe ve
cana yazık değil mi?
Centilmen devrimcinin önünde bir kez daha say-
gıylaeğiliyoruz...
ankcum@ttnet.net.tr
Afumudu 11
katrilyonyedi
Deniz Mardin ve Başak Ertür tstanbul'da düzenlenecek olan
kongrenin Üniversite Öğrencileri Oturumlan Düzenleme Komi-
tesi'nde yer alan öğrencilerden. (Fotoğraf: UĞUR DEMtR)
• Baştarafi 1. Sayfada
formans düşüşü göste-
riyor. 2000'de yüzde
89.2, 2001'de yüzde
88.5 olan tahsilat oranı
yıun ilk 7 ayında yûzde
79.3'edüştü.
Maliye verilerinden
yapılan hesaplamalara
göre, ilk 7 ayda devletin
tahakkuk eden gelirleri
52.8 katrih/on TL'yi bu-
lurken tahsilat 41.8 kat-
rilyon TLde kaldı. Böy-
lece 7 ayda 11 katrih/on
TL vergi ve diğer gelir-
ler "bakaya" kaldı. Ge-
ciktirilen 11 katrilyon
TL'lik gelirin 7.2 katril-
yonunu vergiler, kalanı-
nı da diğer devlet ala-
caklan oluşturuyor.
Tahsilatı yapılamayan
vergiler içinde ücretli-
lerden kesilen "gelir
vergisi tevkifatı" ön
planda. tşverenler, üc-
retlilerin geür vergisinin
yüzde 22 'sini Maliye'ye
yatırmamış durumdalar.
Tüketiciden kesilen
KDV'lerin de yüzde
30'u Maliye'ye yatınl-
mamış görünüyor. Şir-
ketler, tahakkuk eden
kurumlar vergisinin de
üçte birini ödememiş
görünüyorlar, dahilde
alınan KDV ve kurum-
lar vergisi ön planda.
Servetten alınan vergi-
lerin tahsilati da tahak-
kuk edilenin yüzde 45
altında. Tahsilatta dü-
şüşte, seçim öncesi ver-
gi affi beklentisi ve kri-
zin şirketlerin ödeme
gücünü yıpratmış olma-
sı etkili.
DYP'den sonra
ANAP da, ekonominin
tamamını kapsayan ve
tüm yapıyı etkileyecek
bir "genel ekonomik
a P vaat etti. ANAP Ge-
nel Başkanvekili Cen-
giz Altınkaya iktidara
gelmeleri halinde; af
stratejisini şöyle açıkla-
dı: "Gtriye doğru bir
vergi affi ile sağlam bir
hareket noktası oluştu-
rulacak. Vergi yüküm-
lüsünün güven sorunu
aşılacak. Stok affi da
yapacağız. Bu af ile de
kayıt dışı stoklann iş-
letme kayıtlanna aun-
masını sağlayacağız.
1998'de sistem bir bü-
tün olarak ele alınma-
dı ve kapsamu bir ver-
gi affi yapümadı. Bu
yüzden de stok affi o
zaman başanlı olama-
dı. Şimdi vergi affıyla
birlikte stok affi ola-
cak. Vergi affi geçmişe
doğru 5 yılı kapsaya-
cak. Aynca senet affi
yaparak da kayıtdışı
çeklerin, nakit banka
hesaplannın kayıth
hale getirilmesini
amaçhyoruz. Bu da
vergi affinın bir parça-
sı olarak düşünülüyor.
Sicil affinı da mutlaka
yapacağız. Çünkü kriz
döneminde özellikle
çek, senet ve krediler
yüzünden bankacüık
ve icra sisteminde çok
körü bir sicil oluştu."
Siyasi parti vaatleri ile
vergi affi beklentisinin,
vergi tahsilatını aksat-
ması, bunun da dengele-
ri daha çok bozması
bekleniyor. Böyle bir
durumda, Hazine'nin
yüksek faizli ve kısa va-
deli borçlanma ihtiyacı-
nın artacağı, bunun da
program hedeflerinden
büyük sapmalara neden
olaca&ı bildirilivor.