19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 2001 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Nobel ödülüne aday gösterilen Prof. Dr. Nejat Veziroğlu, fosilyakıtlann çevreye zarar verdiğini söyledi: Gelecek hidrojen enerjisinde îFVÎ u t u n Soygun düzeni var1 Peki, sizce şubat krizi neden patlak verdi? IMF bizi kandırdı. öyle bir reçete verdi ki para spekülasyonları yapanlann ekmeğine yağ sürdü. Onlannreçetesinibize kabul ettirdi ABD'de gazeteleryazdı. IMF'de, Dünya Bankası'ndaçalışanlar, para spekülasyonu yapan firmaların da danışmanlan. 1999'da Türkiye'nin ekonomisi çok iyi yöndcydi. thracat artıyordu. Borçlar zamanında ödeniyordu. IMF'den para almaya kesinlikle ihtiyacı yoktu. Fakat, birileri Washington'da, "Buyıl hangi ülke soyulacak?" diye plan yapmışlar. Piyango Türkiye'ye isabct etti. Ondan bir yıl önce Malczya'yı soydular.. tşin daha fcnası, bu para spekülatörü şubal krizinden çok önce bizim iilkeye girdi. Iş dünyasında sondaj yaptı. Birkaç şirketin büyük ortağı oldu. Böylece Türkiye yolunacak kaz olarak seçiliyor. 1999'da ne oldu da IMF yine Türkiye'ye geldi? Durup dururken geldi. Çünkü o yıl Türkiye'nin soyulması karan alınmıştı. IMF'nin memurlan bize diyorlar ki: "Sizin enflasyonunuzu düşürnıeye gcldik. Bunu tok haneli enflasyona çekeceğfe." Ecevit de "Bir yıl sonra entlasyonu tek haneüyedüşiireceğiz" diye gazetelere açıklama yapiyor. IMF, "Doları değerli tutun" diyor. Ve dolar 650 bin lira gibi bir kurdan sabitleniyor. Ama enfiasyon ortalanıa yüzde 60. Doların da oua göre degerlenınesi lazıın. Ama Merkez Bankası zorla kunı sabit tutuyordu. Derken kasım ayında dolara hücum oldu. 0 zaman IMF geldi. TL'nin devalüe edilmemesi için, "Size5mttyar dolar daha vereceğiz"dedi. O zaman TL'nin kurunun düşeceği belli oldu. Para spekülasyonu yapan finnalar lıemen Türkiye'ye geldiler. "Biz büyük yatının yapacağı/, Bizc TL lazun" dediler. Bankalardan yaklaşık 60 nıilyar dolarlık TL topladılar. Bunu ucuz fiyattan dolara çevirdiler. Ecevit, şubat ayında Cumhurbaşkanı'yla kavga edince, TL'nin kunı baş aşağı inince aldıklan dolarlann bir kısmını getirip TL'ye çevirdiler. Bankalardan aldıklan borcu ödediler. Büyük bir soygun düzeni bu. A TÂV^ÂNOGI IJ ^ dünyadayeni enerji kaynakları bulma çalışmalan hız kazamrken ABD'de bir Türkprofesör, Dr. Nejat Veziroğlu, 27yıldır * üzerinde çahştığı hidrojen enerjisi fikrini büyükpetrol şirkeîlerine kabul ettirdi. Ankara da Milli Güvenlik Kurulu 'na da danışmanhk eden Prof. Veziroğlu, geçen haftalarda IstanbuVda düzenlenen Türkiye Enerji Forumu 'na konuşmacı olarak katıldı. Çokyönlü çalışmalan olan Prof. Veziroğlu 'nun dikkatini odakladığı bir konu da bir türlü düzelmeyen PORTRE / Prof. Dr. NEJAT VEZİROĞLU Türk ekonomisi ve Türkiye den yurtdışına hortumlanan milyarlarca dolar para. ABD 'de Miami Üniversitesi Temîz Enerji Arastırma Enstitüsü Direktörü. Enstitüde Veziroğlu, uluslararası para enerji, çevre, eğitim, ekonomi, kalkınma iliskileri ve sorunları konularında çalışmalar spekülatörlerinin, Malezya dan sonra yapthyor. Mart 1974'teMiami Beach'deyapılan Uluslararası Hidrojen Ekonomisi Konferansı 'nda küresel enerji ve çevre sorunlannın kalıcı çö'zümü için hidrojen enerjisi "batırılacak ülke " sistemi fikrini ortaya attı. 18 bilimsel derneğin üyesi, Uluslararası Hidrojen Enerjisi olarak Türkiye 'yi seçtiklerini, Derneği'nin de kurucu başkan t. 1974'te TÜBİTAK, 1982'deSovyetler Birliği Kurçatov, IMF ve Dünya Bankası memurlarımn da 1986 'da Insanhk İçin Enerji ödüllerini aldı. 1998 'de Eskişehir Anadolu Üniversitesi, bu para spekülatörlerine 2001 'de de Ukrayna Donetsk Devlet Üniversitesi 'nin fahri doktor unvanlarına layık yardımcı olduklarını söylüyor. Veziroğlu görüldü. 2000'de Arjantin Bilimler Akademisi üyeliğine seçildi. Aynıyıl Azerbaycan Bilimler Akademisi tarafından hidrojen enerjisi fikrini ortaya attığı ve ayrıca Türkiye gerçekleşmesindeki çalışmalan nedeniyle Nobel ödülüne aday gösterildi. içinde de kimi işadamlarının bu çabalara destek verdiğinin altını çiziyor. Bize 21. yüzyılın enerji sistemini açıklar mısınız? NEJAT VEZİROĞLU Fosil yakıtlar, yani kömür, petrol ve doğalgaz üretimleri 20152020 yıllarından itıbaren düşüşe geçecek. Öte yandan bu yakıtlar çevreye büyük zararlar veriyor. Bu iki sorunu çözmek için 1974'te Miami'de düzenlediğimiz Hidrojen Ekonomisi Miami Konferansı'nda hidrojen enerji sistemi fikrini önerdik. Bu sistemde hidrojen, güneş, rüzgâr ve su enerjileri gibi temiz enerji kaynakları kullanılarak sudan üretilecek. 1 lidrojen çok iyi nitelikleri olan bir yakıt. Sera tesiri yapan gazlar üretmcz, asit yağmurlanna neden olmaz, ozon tabakasını delen maddeleri üretmez. Randımanı yüksek olan bir yakıttır. Hidrojen kullanıldığı zaman yan ürün olarak su, yahut su buharı çıkar; hidrojenin iiretıminde kullanılan su yeniden elde edılmiş olur. Yanı hidrojen hıçbir zaman tükenmeyecektir. Çevreye zararı yoktur. Tükctici yakıtı, ısı enerjisi, mekanik enerji, yahut elektrik enerjisi üretmek için kullanılır. Bu enerji çevrimlerinde hidrojen fosil yakıtlardan çok daha randımanh, yüzde 26 daha fazla randımanlıdır. Yani, daha az hidrojen enerjisi kullanılarak daha çok faydalı enerji elde etmek mümkün olacaktır. Hidrojen enerjisi fikrini ortaya attığımız zaman, bize "hidrojenromantiğT adını taktılar. "Bu birhayaldir,gerçekleşemez" dediler. Fakat enerjıyle ılgili sanayilerbirerbirer hidrojen kervanına katıldı lar Bunlar arasında büyük otomobil sirkelleri, otobüs ve kamyon üreten şirketler, havacılık sanayii, elektrik santrallan üreten firmalar, klima şirketleri var. Son olarak da bu kervana petrol şirketleri katılmaya başladı. Shell ve BP bu kervana ilk katılan petrol şirketleri arasındadır. Hidrojen enerjisi konusunda ne gibi ilerlemeler var? Bu konuda ABD ve Japonya'da birçok çalışmalar yapılıyor. Daha küçük çapta olmak iizere başka ülkelerde de çalışmalar var. Önümüzdeki yıldan itibaren Mercedes şirketi hidrojenle çalışan otobüsleri piyasaya çıkaracak. 2003'te büyük otomobil şirketleri hidrojenli otomobilleri C'alifornia'da satmaya başlayacak. Petrol şirketleri ABD, Avrupa ve Japonya'da dağıtım istasyonlan kuruyorlar. Münih Havaalanı'ndaki taşıtların çoğu hidrojenle çalışıyor. Airbus şirketi hidrojenle çalışacak biruçağın yapılması için çahşmalara başladı. VVestinghouse şirketi hidrojenle çalışan bir elektrik santralını piyasaya çıkardı. Bu arada Izlanda'da hükümet, üniversiteler, otobüs şirketleri, balıkçılık fırmaları, elektrik şirketleri, Shell petrol şirketi ve DaımlerChrysler şirketi birkonsorsiyum kurdular. Bu konsorsiyumun amacı 2030'a kadar Izlanda'nın enerji sistemini hidrojene çevirmek. Oerekli finansmaıun çoğu büyük şirketlerden gelecek. Izlanda Hidrojen Enerjisi için bir laboratuvar olarak kullanılacak. Hidrojen enerjisiyle ilgili olarak Türkiye 'de neleryapılıyor? Birçok üniversitemizde hidrojen enerjisiyle ilgili çalışmalar var. Örneğin, güneş enerjisinden hidrojen üretimi, rüzgâr enerjisinden hidrojen üretimi, jeotermik enerjiden hidrojen üretimi ve hatta bitkisel artıklardan, örneğin fındık kabuğundan hidrojen üretimi üzerine üniversitelerimizde çalışmalar sürdiiriilüyor. Hidrojen yakıtınınkullanılması konusunda üniversitelerimizde ve Milli Savunma Bakanlığı'nda hidrojenli araçlar üzerine çalışmalar yapılıyor. Ayrıca hidrojenden yakıt pillerinde elektrik üretimi için de çalışmalar yapılıyor. Hidrojen enerjisi için Türkiye 'ye neler öneriyorsunuz? Bu konuda öncelikle Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi'nin kurulmasını tavsiye ederim. Birçok yabancı bılim adamının çalışacağı bu merkezde Türk bilim adamları da görev alacak. Bu şekilde, Türkiye'deki bilimsel hidrojen enerjisi araştırmaları hızlanacak. Türkiye'de birkaç pilot bölgenin kurulmasına başlanabilir ve bu şekilde hidrojen enerjisine hızlı geçiş sağlanabilir. Ayrıca, yapılacak doğalgaz bonı hatlarının hidrojen taşıyacak şekilde yapılması da faydalı olur. Çünkü doğalgaz kaynakları tükenmek üzereyken bu boru hatlarında önce doğalgaz ve hidpılan birçok öneri gerçekleşememekte. Bunlann nedenlerini şöyle sıralayabiliriz: • Mevzuat: Anayasa, yasalarımız, kararnameler vb. devletçiliğe göre hazırlanmıştır. Serbest piyasa sistemiyle çakışmaktadır. DevKonvanslyonel enerji kaynakları letçi mevzuat dolayısıyla biz bir türlü özelleştirmeyi, özel girişim kurumlarımızı güçlendirmeyi başaramıyoruz. • Siyasi parti enflasyonu: Türkiye'de siyasi parti enflasyonu var. Konvansiyonel enerji sistemleriyle ilgili neler öneriyorsunuz? Demin de söylediğim gibi hidrojen enerjisine dönüşüm üç Aynı siyasi ilkelere göre kurulmuş bir sürü parti bulunuyor. Dolayısıyla hiçbir siyasi parti yüzde 50'nin üzerinde oy alıp iktidar çeyrek yüzyıl alacak. Bu arada konvansiyonel enerji kaynaklarıolamıyor. Böyle olunca da sürekli koalisyon hükümetleri kuruluna ihtiyacımız olacaktır. Türkiye bir an önce yakıt enerjisi tüketiyor. Koalisyon hükümetleri randımanh çalışamıyor. Koalisyon ormini, elektrik enerjisi tüketimini arttırmak zorundadır. Ancak bu takları arasında hiç durmadan çıkar çatışmaları oluyor. Ülkenin ihşekilde Türkiye, ekonomisini güçlendirir ve çağdaş uygarlık dütiyaçlarından önce parti çıkarları ön plana çıkıyor. Bu da ülke sozeyıni yakalar. Bunun için ülke içinde petrol ve doğalgaz araştırmalannı hızlandırmalı ve yeni sahaları bu araştırmalar için açma runlannın çözümünü geri atıyor. • Diişükoyb seçilebilmek: Türkiye'de siyasi makamlara yüzde lıdır. Amerikalı petrol u/nıanlarırıın söylediklerine göre Kıbns'la 50'den az oy alınarak geçilme olanağı var. Bir kişi, bir parti yüzIskenderun Körfezi arasındaki bölgede deniz altında zengin petde 50'den az oy alarak iktidar mevkiine geçerse bunlann yaptıkrol ve doğalgaz kaynaklan vardır. Bu sahalarda petrol ve doğalları icraat ulusun isteklerini yansıtmıyor. Dolayısıyla da bunlar bagaz araştırmaları özendirilmelıdir. Öte yandan dünyada daha temiz olduğu için, petrol yerine giderek doğalgaz kullanılmaya baş şarılı olmuyorlar. Dünyanın hiçbir ülkesinde yüzde 50'den az oyla siyasi mevkilere seçim olmaz. lanmıştır. Bunun için doğalga7i olan ülkelerle Türkiye arasında doğalgaz boru hatlarının çekilmesi faydalı olur. Biliyorsunuz, Iran Kalkınmamızın önündeki engelleri saydınız, Peki, bu engelüzerinden, Türkmenistan'dan Türkiye'ye bir doğalgaz boru hattı lerden nasıl kurtulabiliriz? yapılıyor. Karadeniz üzerinden, Rusya'dan gelen bir boru hattı in tkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Fransa'nın durumu bugünkü Türkiye'nin durumuna çok benziyordu. O zaman Fransa'da birçok siyasi parti vardı. Durmadan koalisyon hükümetleri kuruluyor, hiçbirisi başarılı olamıyordu. Fransa Avrupa'nın hasta adamı olmuştu. Bu durumu gören Fransızlar ABD'yi örnek aldılar. Anayasalarını, siyasi parti yasalarını ABD'ninkine benzer biçimde değiştırdıler. Yanı, güçlü bir başkan ve iki partili sistem sağlayacak bir rejim kurdular. Fransa bu rejimi kurduktan sonra hızla ilerlemeye başladı. Bugün Fransa Avrupa'nın ve dünyanın en ileri gelen ülkelerinden birisi oldu. Fransızlaruzay sanayiinde ilerlediler. Uzaya gönderilen uydulann çoğunu Fransızlar atıyor. Fransızlar dünyanın iki büyük uçak şirketinden birisi olan Airbus şirketini kurdular. Bugünkü yolcu uçaklarının yüzde 40'ını onlar üretiyor. Elektronikte, hızlı tren sanayiinde, nükleer enerjide ve diğer birçok sanayi kolunda lider durumundalar. Ulusal gelirleri de hızla arttı. Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok. Dünyaya göz attığımız zaman görüyoruz ki iki parti rejimiyle yönetilen ülkeler en istikrarlı, en ileri olan ülkeler. Yani siz anayasayı, yasaları Fransız modeşaatı sürüyor. Bunun gibi Ortadogu dan da doğalgazı zengin Kör line göre değiştirmeyi mi öneriyorsunuz? fe7 ülkelcrinden bir boru hattı çekilmesi ve hatta bu boru hattının Evet. Güçlü başkan ve iki partılı sistemi kurmalıyız. Bunu Avrupa'ya kadar uzatılmasında yarar var. Boru hatları Türkiye ça yapmazsak, işi oluruna bırakırsak, ne yazık ki çağdaş dünyayla arapında yaygınlaştınlmalı ve Türkiye'nin her bölgesine yakıt enermızdaki fark gittikçe büyüyecek ve Türkiye yoksul ülkeler arasıjısı dağıtılmalıdır. na kanşacaktır. Miami Üniversitesi 'nde sizin bölümde dünyanın ekonomi Atom enerjisi şart haritası çizildL Buharitada Türkiye en gerilerdeyer alıyor. Türkiye'nin ekonomik ve parasal olarak bugün düstüğü durumun Yani en ucuz enerji nakli boru hatlarıyla mı yapılabiliyor? nedenleri sizce nedir? Evet. Ayrıca, demin de söylediğim gibi bu boru hatları ileride 1990'da dünyanın ekonomi haritası çizildi. Bu haritada göstehidrojen enerjisi naklinde kullanılabilecek biçimde yapılmalıdır. rilen yüksek gelirli ülkeler, yani ABD, Japonya, AB ülkeleri. OnÜlkenin sıvı yakıt ihtiyacını karşılamak için yeni rafinerilerin kulann kişi başına ulusal gelirleri bugün 20 bin ile 35 bin dolar ararulması gcrekecektir. Elektrik enerjisi ihtiyacı da hızla artıyor. Bu sında değişiyor. En yoksul ülkelerin gelirleri 1.500 doların altınnun için de yeni santralların kurulması gerekiyor. Türkiye, su ener da. O dönemde Türkiye, Güney Kore ile birlikte orta halli ülkeler jisi kapasitesinin büyük bir kısmını kullanmıştır ve kullanmak arasında gösterilmişti. Şubat 2001 krizinden sonra Türkiye'nin büüzeredır. Yeni elektrik ıhtıyacımı/ı karşılamak için atom enerjisi yüklüğü bunun yansına indi; yoksul ülkelerarasına girdi. Yine bisantrallarının kurulması şart haline geliyor. 7im bölümde yaptığımız bir grafik var. lkinci Dünya Savaşı'ndan Özellikle konvansiyonel enerji sistemleriyle ilgili önerileri sonra 1950'de ülkelerin kişi başına düşen yıllık gelirlerini göstenize benzer öneriler daha önce de yapılmıstı. Ama bunların riyor. O dönemde Türkiye bayağı iyi durumda. O zaman bizim milgerçeklesmesi tamamen ya da kısmen mümkün olmadu Bunli gelirimizden az gelire sahip olan Yunanistan bugün 5 mislimiz ların nedeni nedir? düzeyine geldi. Güney Kore bugün dört mislimiz arttı. Dünya or Bu, Türkiye için önemli bir soru. Bu, sadece enerji alanında talamasına baktığımız zaman da Türkiye'nın ortalamanın da çok değil, öbür alanlar için de geçerli bir soru. Kalkınmamız için yaaltında olduğunu görüyoruz. V I rojen kanşımı taşınabilir. Daha sonra da saf hidrojen taşınabilir. Bu şekilde I ürkiye'de hidrojen taşımacılığı için altyapı hazırlanmış olur. iflasa sürüklüyor Devlet, hükümet bunu nasıl kabul etti? Bu reçeteyi kabul eden Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası Başkanlığı ve Hazine Müsteşarlığı. Bu adamlar ya aptal ya rüşvet aldılar. Bu, para spekülasyonu yapanlar için hazırlanmış bir formül. Şubat krizinin ncdcni IMF reçetesinin sebep olduğu Türkiye'den kaçınlaıı paralar. Buna karşılık basil bir uygulama reçetesi var. IMF'nin alacağından düşülür. Bu yapılır. Borcunu almak için peşimizden koşsun. O zaman da bütün kirli çamaş.ırlarını dünya âleme ilan ederiz. Bu reçeteyle hangi ülke kalkınmış? Buna kim cevap verebilir? Niye bu reçeteyi Türkiye'ye kabul ettirdiler? ABD'de bu yıl "TheChastening" adlı bir kitap yayımlandı. Yazarı Paul Blumstein," IMF misyonu başanlı olamadın diyor. Gazete haberlerinde IMF'nin borç verdiği ülkelerin iflasa gittikleri, IMF'nin de bunlann iflasplanlannı hazırladığı haberleri var. IMF kalkındırmıyor, aksine iflasa sürüklüyor. IMF Türkiye'ye diyor ki: "Vergileri arttır. lşçimemur maaşlanıu arttırma. Fazla para topla. Banaolan borcunuöde." IMF'nin bir banka olduğunu düşünün. Türkiye de bunun yönetim kurulunda. O banka o yıl sonunda kâr gösteremezse yöneticüeri yönetim kunılu tarafından değiştirilir. Şimdi, bu yıl Türkiye, Brezilya, Arjantin gibi ülkelerborçlannın taksitlcrini ödemezlerse IMF bilançosu zarar göstcrecck. O zaman da genel müdür işinden atılır. Ama bize gelip zorla borç veriyorlar, sonra da "Taksitteri zamanında öde" diyorlar. öte yandan Wall Street Jotunal gibi saygın bir gazete de "lMFYJen borç abnayın. Vergileri de düşurün." diye yazıyor. IMF RuMÖRGÜTLERt YEMEĞtN VERİLDİĞ1 BÖLGEDEBÎLDtRlDAĞITTI GREENPEACE AKARYAKITINBOĞAZ'A ULASÂCAĞINIACIKLAD1 Denktaş 28 yıl sonra Güney Kıbrıs'ta Haliç teki çalışmalar sürüyor HabcrMerkeziKKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides'in onuruna verdiği yemek için dün akşam 28 yıldan sonra ilk kez Güney Kıbns'a geçti. KJeridesDenktaş yemeğine Rum politikacılar tepki gösterdi. Kıbns Rum Yönetimi Meclis Başkanı Dimitris Hıistofyas, Denktaş'ın Rum kesimine geçmesi nedeniyle gösteri düzenlemenin uygun olduğunu açıklarken bazı Rum örgütleri de yemeğin yapıldığı bölgede bildıri dağıttı. Klerides'in evi yakınında siyahlar giyinmiş 10 kadın, ellerinde kayıp olduğu iddia edilen kişilerin fotoğraflannı sergiledi. Yemegi bir medya ordusu takip ederken Türk gazeteciler geniş. güvenlik önlemleri altında Klerides'in evine götürüldü. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Rum yönetimi lideri Klerides'in, onuruna verdiği akşam yemeği için 1974 Banş Harekâtı'ndan bu yana ilk kez Güney Kıbns'a geçti. Korumalan eşliğinde dün akşam saat 20.10'da ES 747 sivil plakalı Mercedes marka araçla gelen Denktaş'ı, kapıda Rum lider Klerides karşıladı. Cumhurbaşkanı Denktaş, tngilizce olarak gazetecilere 'İyiyülar" diledi. y Rum öğrencilerden protesto 5 Aralık'ta Denktaş'ın konutunda yapılan görüşmenin ardından iki lideri bir aya getiren yemeğe, BM Genel Sekreteri'nin adada ikamet eden Kıbns Özel Temsilci Yardımcısı ZJbigniew Wlosewicz de katıldı. Klerides'in, Lefkoşa'nın Rum kesimindeki "Ioannis Klerides" sokağındaki evinde verilen yemek nedeniyle, Rum polisi olağanüsrü güvenlik önlemleri aldı. 16 Ocak'ta başlayacak doğnıdan görüşmeler öncesinde havayı yumuşarmayı amaçlayan yemek, Denktaş'ın 1974'ten sonra Güney Kıbns'a ilk kez geçmesi nedeniyle de önem taşıyor. Rum lider Klerides, yemekte "kayıplar" ve KKTC'de yaşayan Maruniler konusunu gündeme getireccğini açıklamıştı. Klerides'in günleröncesinden bu konuyu Denktaş ile görüşeceğini açıklaması, Rum basını tarafından, Rum tarafında yemeğe karşı gösterilen tepkileri kırmaya yönelik olarak nitelenmişti. Bu arada, merkezi Atina'da bulunan "Otonom Öğrenci Birttği'' adlı bir kunıluş yemek karşıtı bir bildiri dağıttı. Bildiride yemeğin Kıbns'taki süreci yanlış yönlendirdiği ve "Klerides'in ipi Denktaş'ın eline verdiği" öne sürüldü. Bildiride aynca adadaki durumdan Türkiye'nin sorumlu olduğu iddia edildi. Yemeğin mönüsü Dün akşamki yemeğin mönüsü, balık ve samsi tatlısından oluştu. Yemeğe, basın yoğun ilgi gösterirken yemeği, 100'ü Türk yaklaşık 200 medya mensubu izledi. tstanbulHaberServisiHaliç'e sızan akaryakıtı temizleme çalışmalanna dün de devam edildi. tSKl'den yapılan açıklamada, "sızıntının yagmur suyu kaııalından kasti ya da kazara boşaltılan fueloil" olduğunun anlaşıldığı belirtildi. Greenpeace Akdeniz Enerji Kampanyası Sorumlusu Melda Keskin, akaryakıtın, lstanbul Boğazı'na ulaşacağını belirtti. lstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Müdürlüğü, İSKİ ve ll Çevre Müdürlüğü ekipleri de Kasımpaşa'daki Haliç Taşkızak Tersanesi önlerinden Galata Köprüsü'ne doğru gelen ve 5 bin metrekarelik bir alanda etkili olan akaryakıt sızıntısını temizleme çalışmalanna dün sabah saatlerinde yeniden başladı. Çevresi bariyerle çevrilen akaryakıt, deniz süpürgesi ile toplandı. Ekipler, özellikle yakıtın deniz yüzeyinde yoğun olarak görüldüğü noktalarda çalışmalarını sürdürürken temiz leme işleminin yaklaşık 1 hafta devam edeceği belirtildi. tSKl'den gazetemize gönderilen açıklamada, sızıntının yağmur suyu kanalından kasti ya da kazara boşaltılan fueloil olduğunun anlaşıldığı belirtilerek "ISKİ'nln atık su kolektörlerinde herhangi bir anza veya ükanmasözkonusudeğUdir" denildi. Greenpeace'den açıklama Greenpeace'in tstanbul'u ziyaret eden "Rainbtnv Warrior" (Gökkuşağı Savaşçısı) adlı bayrak gemısi, petrol endüstrisinin yol açtığı çevre ve iklim felaketlerini ortaya koyan bir sergiye ev sahipliği yaptı. lstanbul Kabataş Iskelesi'ne demir atan gemide basın açıklaması yapan Melda Keskin, petrol kazalannda yüzeyde ne kadar temizlik yapılırsa yapılsın, petrolün yüzde 90'ının deniz dibine çökerek ya da başka yerlere giderek çevreye zarar verdiğini söyledi. Petrol gibi fosil yakıtlara bağımhlığın, çevre kirliliği, çarpıcı iklim değişiklikleri ve savaşlara neden olduğunu belirten Keskin, "Fosil yakıt devlerinin çıkarları, yaşamlannuzdan vc gezegenimizin geleceğinden önde tutulmamalı" diye konuştu. Boğazlan tehdit eden dev tankerlerin alternatifinin, BakuCeyhan boru hattı olmadığına da dikkat çeken Keskin, "Ister tankerlerle ister boru hatlanyla taşınsın, sonuı petrolün kendisidir. Bazı Baülı ülke ve şirketlerin petrol çıkarları, her iki projenin de yapümasını gerektiriyor. Ancak her iki proje de Akdeniz'i tehlikeye sokuyor" diye konuştu. Keskin, petrol endüstrisinin, günlük operasyonlan sırasında denizleri her yıl 34 milyon ton petroüe sorumsuzca kirlettiğini ve bu oranın sadece yüzde 10'unun kazalardan kaynaklandığım anlattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle