Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17KASIM2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Hükümet daha
istifa etmez'
• KÜTAHYA
(Cumhuriyet)-AKP
Genel Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan dün
partisinin Kütahya il
başkanlığınca Zafer
Meydanı'nda düzenlenen
mitingde partililere hıtap
etti. Mitinge katılanlann
"Hükümet istifa" diye
slogan atmalan üzerine
Erdoğan, "Bu hükümet
hiç istifa eder mi? Daha
memuriyetleri bitmedi,
görevleri var. Onu yerine
getırecekJer" dedi.
'Savcıyı tetMfit
kabul edilemez'
• İZMİR (Cumhuriyet
Biirosu) - TMMOB tzmir
II Koordinasyon Kurulu
sözcüsü Elektrik
Mühendislen Odası tzmir
Şubesi Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Musa
Çeçen, DGM Savcısı
Hakan Kızılarslan
hakkında, 10 Kasım günü
AnkaraDGM'deki
konuşması nedeniyle
Adalet BakanlığYnca
başlatılan ıncelemenın
kabul edilemez olduğunu
açıkladı. Çeçen.
Kızılarslan'ın
konuşmasına sadece MHP
Genel Başkanı Devlet
Bahçeü'nin tepki
gösterdığine dikkat çekti.
Ercan: Çöküş
paniği yaşanıyor
• ANKARA
(Cumburiyet Bürosu) -
DYP Grup Başkanvekili
Nevzat Ercan, dün
TBMM'de düzenlediği
basın toplantısında
Osmanirnın çöküş
dönemindeki "hasta
adam" nitelemesinin son
dönemde Türkiye için
yaygınlaştığun belirterek
"Millet için, sistem için ve
devlet için tehdit haline
gelen hükümet istifa
etmelidir" dedi. ANAP'ın
tabanda ve tavanda çöküş
paniğı yaşadığını belirten
Ercan. "Mesut Yılmaz,
işine yaradığı kadar
demokrattır" diye
konuştu.
Damştay'a yeni
üye: Doğusoy
• ANKARA
(Oımhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, boş bulunan
Danıştay üyehğine Adalet
Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Bahadır
Doğusoy'u seçti.
Bakanlıkta müşavir olarak
çalışan Doğusoy, kısa bir
süre önce Adalet
Bakanlığı müsteşar
yardımcılığına getirilmişti.
Dtşişlepine
stıçlama
• İstanbul Haber Servisi -
Işçi Partisi (ÎP) Genel
Başkanı Doğu Perinçek,
A3D'de 11 Eylül
saldınlarından bu yana
1 (0 Türk yurttaşının
gczaltına alındığını
beürterek Dışişleri
Bâkanlığı'nı '"Türk
yırttaşların durumuyla
ilalenmemek ve üzerine
dişeni yapmamak"la
sıdadı.
Duzeltme
• Gazetemizin dünkü
saısında, Avrupa
Aatürkçü Düşünce
Danekleri Federasyonu
(Arupa-ADD) tarafindan
gffçekleştirilecek
Arupa'daki ılk Atatürk
Aııh'nın Ahnanya'nın
B J Kreuznach
katindeki açılış töreninin
taJıi, yanlışlıkla dün
okak verildı. Açılış, 30
Kısım Cuma günü
yşılacak.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu'dan sert eleştiriler:
Ecevit çağın gerisindeIZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - ANAP Genel Baş-
kan Yardımcısı Erkan Mum-
cu, Başbakan BülentEcevit'in,
"Kalkınmayı köyden başlata-
cağE" yönündeki açıklama-
larına karşı, "Bundan daha
büyük bir yalan, bundan da-
ha bayağı bir yalan yoktur"
dedi. "
Mumcu, dün Izmir'de 14 il-
den gelenparti yöneticilerine
"Çözüm için Yeniden Yapı-
lanma" programım anlattığı
toplantıda,ülkede esnafın sif-
tah yapamadığını; çiftçinin,
işçinin ve toplumun tüm ke-
simlerinin krizi yaşadığı gibi
anlattığını belirtti. Mumcu ko-
nuşmasında Ecevit'i hedef ala-
rak "38 yaşındayım ve kendi-
mi bildim bilell siyasetçiler
hep kalkmmayı köyden başla-
tacaklannı söylerier. Ben bih'-
yorum ki, Ecevit de 30 yüdır
kalkmmayı köyden başlataca-
ğmı söylüyor. Ben bu yaşa gel-
dim halen kalkmmanın köv-
den başlayacağı bekleniyor"
dedi. Mumcu, "Bir Türki-
ye'deki köylerin haMne bakın,
bir de 38 yıldır siyaset yapan
ve kolruklannı hiçbir biçimde
terk etmeyen bu siyaset züm-
resine bakın" dedi.
Mumcu, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Bir siyasetçinin. hele hefebir
başbakanın, kalkmmayı köy-
den başlatacağım diyen bir
başbakamn. bırakın 21. yüz-
yıhn başbakanı olmayı, bıra-
kın 20. yiizyıh anlamış olma-
y\ 19. yüzyıh bile anlamamış
olduğu aşikârdır. Bu millet ni-
ye krize giriyor diye sormaya
gerek yok. Biz, halen kalkm-
manın köyden başlayacağmı
söylüyoruzve utanmadan köy-
lüyü kandınyoruz. 50 yıldır
siyasetçiler kalkmmanın köy-
den yapüacağını söylüyoriar.
Bundan daha büyükbiryalan
yoktur. Bundan daha bayağı
bir yalandayoktur.Ama siya-
setçüer halen bunu söylerken
utanmıyoriar, yüzleri kızar-
mıyor ve maalesefbizim insa-
nırmz bunlara itibar edryor"
Mumcu, Başbakan Ecevit'in
çağın gereklerine uygun fikir
yapısmda olmadığuıı da \-ur-
gulayarak "Hiç kimse çağın
gereksinimkrine karşı direne-
mez. Direnmek ve ayak sürii-
mek isteyenler koniik duru-
ma düşer. Türkiye birikmiş,
geciktirilmiş değişimleri ge-
cikmeksizin yapmak zorun-
da" dedi.
Ecevit. ortağı Yılmazı yalanladi:
Barajla ilgili bir
şey söylemedim
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Bülent Ecevit, kendisinin ülke barajının yüzde 7-
8'e düşürühnesini istediğini söyleyen ANAP
liden ve Başbakan Yardımcısı Mesut Ydmaz'a
tepki gösterdi. Ecevit, "Bu konuda herhangi bir
şey söylemedim" dedi. Ecevit, dün TBMM'de
ekonomi kökenli milletvekilleri ve grup
başkanvekillen ile bir toplantı yaptı. Ecevit, bu
toplanhdan çıkışta gazetecilerin Yılmaz'ın
açıklamalannı anımsatarak yönelttikleri sorular
üzerine şunlan söyledi: "H»ir, ben kesinükle bu
konuda herhangi bir şey söylemedim. Şu sırada
seçimi, Seçun Yasası değişikngini gündeme
getirmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü ekonomi
çok hassas bir dönemden geçiyor. Şu sırada seçimi
gündeme getirmek ekonomi alamnda almak
zorunda olduğumuz önlemleri aksatabttir.
Enflasyon yeniden hme kazanır; kesin olarak
söylüyorum, 'kazanabılır' değil, 'kazanır'. Onun
için bu konuya şimdi girmemek gerektiği
düşüncesindeyim. Kendi kafamda, zihnimde bDe
seçimlerle ilgili bu gibi aynnülan düşünmedim."
Ecevit, koalisyon ortaklanmn değişiklik
önerilennin Uzlaşma Komisyonu'nda
görüşülmesi konusunda görüş belirttiği
anımsatıldığında da "Şu sırada seçünden
bahsetmenin zamanı değfl" dedi.
SP'nin başı ağrıyacak
Hatipoğlu için suç
duyurusu hazırlığı
BÜLENT SARIOĞLU
ANKARA - RP döneminden beri 11 milletvekili
yasaklanan Milli Görüş çızgisinde. bu kez SP
Grup Başkanvekili Ömer Vehbi Hatipoğhı'nun
sözleri sorun oldu. Araştırmacı Ergün Poyraz, SP
için de Hatipoğlu'nun konuşmalan nedeniyle suç
duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Poyraz'ın,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na vermeye
hazırlandığı dosyaya göre, Hatipoğlu'nun
Almanya'daki konuşmasından bazı alıntılar şöyle:
• Kürtler Müslüman olduğu zaman da bugün
Güneydoğu Anadolu Bölgesi denen bölgede;
tarihı ismiyle Kürdistan'da yaşıyorlardı.
• Siz, Islam coğrafyasının bölünmez bütünlüğünü
ulus devletlenyle böldünüz. Gerçek bölücüler
bunlar, bu rejimdir.
• Güneydoğu Kürdistan'da dökülen her damla
kan, yeni bir düşmanlığın tohumunu filizlendirir.
• Ne zaman ki Osmanlı bürokratı, Osmanlı
topraklannın Osmanh'yı oluşturan ümmete
danışmadan Batılılaşmaya karar vermiş,
Kuranıkerim'i nizam olmaktan çıkarmış,
Bahlılaşma serüvenine girmişse o zaman Kürt
hareketlerinin başladığını görürüz.
• Eğer ben Türksem, Kürtleri yönetecek kanunu
ben çıkarmayacağım.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
&UULKEIÇİN
eeve...
m.kart@superonline.com.tr
TKP Genel Başkanı Güler, iç kavgalann bırakılmasını istedi
KoşuDar sol için uygun
• Aydemir Güler,
mevcut siyasal sürecin
sonuna gelindiğini, solun,
enerjisini dışa dönük
çalışmalara vermesi
durumunda, iktidar
seçeneği olabileceğini
söyledi.
BARIŞDOSTER
Türkiye Komünist Partisi
(TKP) Genel Başkanı Aydemir
Güler, koşullann sol dalganın
yüksehnesi için uygun olduğu-
nu belirterek "Sol, 12 EylüTden
bu yana yakman, tevazu gösteren,
sakhnlardanmustaripolanbirsa-
vunma hatüna çekildi. Arük Idt-
leierin ufkunu açan. iktidar sözü
veren bir iklim ohışturmakgerek-
B" dedi.
Komünist Parti'nin, Sosyalist
îktidar Partisi'ne (SlP) katılma-
sı, SÎP'in de admı TKP olarak de-
ğiştirmesiyle parti genel başkan-
hğına seçilen Guler, "1993ten be-
ri SİP Genel Başkam'ydım. Biz
komünistiz, siyasi çahşmalan-
mızda da bu adı kuDanmak, TKP
adryla yola devam etmek istiyo-
ruz, buna hakJumız \ar" dedi.
Mevcut siyasi tabloyu "felaket"
olarak niteleyen Güler, bu süre-
cin, antikomünist mücadeleyle
birlikte başladığını, işçi smıfi-
na, emekçi örgütlerine, aydınla-
ra yönelik, neredeyse iç savaş
boyutuna varan bir saldınnın baş-
latıldığını vurguladı. "Buduru-
mun hesabuuveremeyenegemen
güçler, admda komünist sözcüğü
olduğu için TKP'yi kapatamaz-
lar. Komünist Parti'vc adı nede-
niyle ihtar veriünişti. Biz, ihtar
alsak da adımızı değıştirmeye-
ceğJz" diyen Güler, partileri ka-
patılsa bile, bazılan gibi, ülke-
mizi dışanya şikâyet etmek gi-
bi bir niyetlerinin olmadığının al-
tmı çizdi.
Aydemir Güler, mevcut siya-
sal sürecin sonuna gelindiğini,
solun, iç kavgalannı aşıp ener-
jısini dışa dönük çalışmalara ver-
mesi durumunda, iktidar seçene-
ği oiabileceğini anlattı. Güler,
bunun için TKP'nm üzerine dü-
şeni yapacağım sözlenne ekledi.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(g doruk.net.tr
Bütün eleştinleri, kınamalan
baştan kabul ediyor ve hak ve-
riyorum.
"Şu ülkenin ve şu dünyanın
onca ciddi sonınu varken, ne
halt etmeye kişisel bir sorunu
bu köşeye taşıyorsun" yollu fır-
çalann hepsi yerden göğe hak-
lıdır.
Biliyorum, kıdemli Tırmık
okurlan, "Sen zaten bu konu-
yu birkaç yıi önce bir kez daha
yazmıştın. Yinelemekniye" di-
yecekler.
Desinler.
Ben bu panel furyasından ve
histerisinden şıddetle şikâyet-
çiyim.
• • •
önce "panelist" olarak şikâ-
yetçiyim.
Adamdan sayıp çağırıyorlar.
Gitmemek için bin dereden su
getirseniz de yılmıyoriar. Söy-
ledikleri tarihte bir başka işiniz
olduğunu filan ilerı sürseniz de
nafile. "Otsun, bizpanel tarihi-
ni size göre de ayarianz" di-
yorlar. Mazeretlerinızi birer bi-
rer tüketıyorlar.
Günü, saati gelip çatınca pa-
nel salonuna gıdiyorsunuz.
Sahne ya da benzerı biryük-
seltide bir uzun masa. (Ortala-
ma) dört (bazen beş, altı, çok
nadir üç) panelist ve bir panel
yöneticisi. Konunun ilginçliğine,
panelistlerın "ünü"ne göre bir
avuçtan, bir salon dolusuna ka-
dar degişen izleyiciler.
Panelist başına on beş dakı-
kalık konuşma süresi.
Konumuz:
(örneğin) Küreselleşme ko-
şullannda ulus-devletlerin bu-
günü ve yannı.
Yada:
AB sürecinde Türkiye 'nın de-
mokratikleşme sorunları.
Haydi buyrun bakalım. 15 da-
kikada anlat anlatabildiğin ka-
dar.
Daha konuya girişi tamamlar-
ken panel yönetmeninden uya-
n:
- Son birdakikanız Sayın En-
gin. Lütfen toparlayın...
Acaba masadan kalksan, otu-
rum yönetmeninedönüp "Ben
beceremedim, son birdakika-
da siz toparlayıverin" desen
ayıp mı olur?
Kimi panelist süresine uyarak,
kimi "bağlıyorum efendim"e
sığınıp yarım saat konuşarak
ilkturtamamlandı. Sözü bir ko-
nuşmacıdan ötekine aktanrken
Eyvah, Panel Var!..
kendısı de birkaç (kaç birkaç?)
söz söyleme gereğıni duyan ve
fırsatı asla kaçırmayan panel
yöneticisıninkini de katınca bir
buçuk saat çoktan geçti.
Sıra ıkincı turda. Bu kez pa-
nelist başına beş dakika.
Ilk söz yine panel yöneticisi-
nın:
- Konumuzun Türkiye boyu-
tunu ilk turda enine boyuna ele
aldık (hiç bile ele almadık, giriş
filan bile yapamadıkj. Şimdi beş
dakikada, birde dünyadaki du-
rumu ele alalım...
Anneeeee... Ben eve gıtmek
istıyorum.
•••
Konuşmacı degilsem de yar-
gım değişmiyor. Panel izleyici-
si olarak da şiddetle şıkâyetçi-
yim.
Üç aşağı beş yukan aynı gö-
rüşleri savunan beş kişi karşın-
da sıralanmış. Ilk konuşandan
sonrakiler "Ben de arkadaş gi-
bi düşünüyorum" deseler ne
güzel olacak.
Ama hayır. Racon gereği ay-
nı düşünceler, farklı sözcük ve
cümlelerle bir kez daha yinele-
necek. Bu yetmezse panel yö-
neticisi uçüncü kez yineleye-
cek ve söz sırası ikinci panelis-
tegelecek...
Uffff!... Sırada iki kişi daha
var. Panel yöneticisinin araya gi-
ren "intermezzo"\ann\ da he-
saplarsan ettı dört kişi...
Yani, "Bitse degitsek" umut-
lan için henüz çok erken.
Üstelik, turtar bitince sıra "so-
rusu oian izleyiciler"e gelecek
ve ızleyicilerden gelen soru mo-
ru olmayacak. Tersine soz alan
izleyiciler (her zaman, her pa-
nel salonunda birkaç tane çıkar)
mikrofonu kapıp kendı "kişisel
bildirilerini" açıklamaya başla-
yacaklar.
Oturum yönetmeni, birsoluk
arasında sözü kapıp uyaracak:
- Sayın izleyici, lütfen soru so-
runuz...
O pişkince sözünü sürdürüp
sonunu "Siz buna ne diyorsu-
nuz" diye noktalayacak ve böy-
lece soru sormuş olacak.
"Tamam kardeşim. Panelist-
lerböyle böyle dediler, sen de
şöyle şöyle dedin" deyip işi
bitirsek?..
l-ıh!.. Panelistlerden biri mik-
rofonu kapıp, sanki ortada bir
soru varmış gibi yanıtlamaya
başlayacak...
"Bitse de gitsek" duası artık
kesmez. "Innallahemaassabi-
rin" diye içinizden tespih çek-
meye başlarsımz.
• • •
Sonuç:
İki yıl önce ılan etmiştim. Et-
kisi geçtiğı için bir kez daha ilan
ediyorum:
Ben hiçbir panele katılmıyo-
rum, katılmayacağım. Konuş-
macı olarak da. izleyici olarak
da, panel yöneticisi olarak da...
Panel düzenlemeyı planla-
yanlar eger Cumhuriyet oku-
ru iseler zaten artık önermez-
ler, çağırmazlar.
Cumhuriyet okuru degiller-
se, benim reddetmek için za-
ten sağfam bir gerekçem var
demektir.
Düzenleyecekleri panel için
beni düşünenlerin ıçi rahat et-
sin. Bir panele benim de katıl-
mamamın, yüksek fikirierimden
"yurdum insanının" mahrum
kalmasının herhangi siyasal,
sosyal ve kültürel sakıncası bu-
lunmamaktadır. Hatta belki ya-
rarı vardır.
Allah geride kalanların yar-
dımcısı olsun ve bol bol sabır
ihsan eylesin.
POLflİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Umutlar Silinirse...
Sabahın ilk ışıkları Çatalkaya'nın üzerinden iyonya
Denizi'nin mavı sularına iniyordu...
Birsüre sonraturuncu aydınlık, gri kuşatmanın içine
girdi, gökyüzü hüzün bulutlannı toplamaya başladı...
Denız hışırtılıydı...
Kabartıcı acı sabırcılan balıkçı tekneleriyle, şafağın
yolunu açan suskun akşamların yalnızlığında kalan
telaşla denize açılmayı bekliyorlardı...
Birden yağmur başladı...
Iskelenin ucunda ıslık çalan çocuk, eski zaman
masallarında saklı kalmış geleceğin düşlerini
kuruyordu...
Toprağın ve yıldızlann kokulanna hasret birtoplum,
bunca acıyı küçük sevinçlerie yenmeye çalışıyor;
memur, öğretmen, işçi, dul, yetim, emekli, esnaf,
üretıci.. yani 'dar gelirli'', geleceğin 'umut denizi'
olmadığına inanıyordu...
Bir süre denize baktım...
Küçük sevınçleri futbol sahalannda arayan, IMF'nin
yeşil ışığı karşısında borsası yükselen birtoplum neden
bu denli çaresizdi?
Iskelede, balıkçılarla konuşuyordum...
Yıllardır tanıdığım Mehmet "Izmir'e eskiden de
böyle yağmuryağar ve insanlar ölmezdi" diyordu...
Acaba haklı mıydı?
Mehmet'in 'eskiden'dediği enazyirmi yıl önceydi...
Ama, dört yıl önce yine Izmir'e yağmur yağmış, 60
kişi sel sulanna kapılıp ölmüştü...
Bu kez iki kişi ölmüştü Izmir'de...
Rize'de de sel ve heyelan can ve mal yitimine neden
olmuştu!..
On iki yaşındaki Semih Büyüktopuzlar top
oynuyordu arkadaşlanyla. Top Melez Deresi'ne düştü.
Semih, topu almak üzere dereye indi. Ancak sel sulan
Semıh'ıalıpgötürdu...
Otuz beş yaşındaki Zafer Biroğlu ise su çukuruna
düştü. Daha sonra elektrik akımına kapıldı. O da
yaşamını yitirdi...
• • •
Denız hışırtılıydı...
Balıkçı Mehmet ile çaylanmızı yudumlarken Turgut
geldı...
Turgut, "Abi" dedi, "nerelerdeydin, hangirüzgâratb
seni buraya?"
Sanlıp öpüştük...
Turgut, Işlerçokkötü, battık"öerkenkapıöaErkan
görüldü:
"Abi, Afganistan'a kaç askergönderdi Türkiye?.."
Çapraz ateşe alındık hemen...
Mehmet:
"ABD ve Rusya Afganistan'ı bahane edip yeni
tezgâhlar peşinde..."
Turgut:
"Yahu ne tezgâhı bu!.. Usame bin Ladin terörist.
Taleban onun destekçısı. Afganistan'daki kadmlan
görmedinızmi, nasılöldurüyoıiar..."
Erkan, Turgut'a öfkelendi:
"Birdakika birdakika!.. Terörle mücadele başka bir
şey! Burada görünmeyen düşmanla savaş var!ABD,
yann Türkiye Irak'a girsin derse ne yapacağız!.."
O sırada Necmi geldı...
Tartışmayı bir süre dinledi...
Dedıki:
"Yahu bu millet açlıktan kınlıyor, siz hâlâ neyi
tartışıyorsunuz!.."
Erkan:
"Sen oturyerinde dinle!"
Necmi sustu!..
Erkan'a takıldım:
"Erkan herzamanki gibi demokratiksin yine!.."
Güluştük...
Sabah ışıkları kahvenin camlarına vuruyordu...
Erkan konuyu değiştirdi:
"Abi, Erdal Inönü yenipartiyi ne zaman kuracak?"
Yanrt verdim:
"Vallahi bılmiyorum..."
Mehmet:
"önce şu Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası
değişmeli. Barajyüzde 10'dan aşağı çekilmeli..."
Kahvedekıler "doğru" diye yanrt verdıler...
• • •
Gökyüzu öğleye doğru maviye boyandı...
Yüreklenmiz ıse eski vardiya yalnızlığı ıçindeydi...
İstanbul ve Izmir'de her yağmur yağdığında sel
suları yaşamı durduruyor!..
Kentlerı yönetenler otuz yıldır niçin bu acı gerçeği
göremediler?..
Kaçak düşleri kovalayan toplum, karanlığın içınden
sıyrılmak için çabalarken keyfi gıcır beyler çelişki
yumağının ortasında geleceklerinı düşünüyorlar!..
Ecevit'i, Bahçeli'yı, Yılmazı izliyorum televizyon
ekranında...
Bu üç kışı umutlanmızı silip götürüyor....
Buianık ırmaklar, mavisini yitiımiş denizier acının
çoğalan fotoğraflan olarak karşımıza çıkıyor!..
Denız kıyısında bir kahvede Mehmet, Erkan, Turgut
ve ben sohbeti sürdürüyoruz...
Yıllardır olduğu gibi!..
hikmet.cetinkaya^ cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Sadettin Tantan kızgm:
Her yeni oluşum
adımı kullanıyor
İstanbul HaberServi-
si - Eski Içışleri Bakanı
Sadettin Tantan, her si-
yasi oluşum ya da partı
kurmak isteyenin, adını
kullanmasından rahatsız
olduğunu belirtti.
ANAP'tan isüfa ettikten
sonra birçok partinin ve
çok sayıda "yeni olu-
şum"un gözdesi olan
Tantan, AKP Genel Baş-
kanı Recep Tayyip Er-
doğan'ın yakın çe\Tesı-
nin ısrarlı çağrılannı ke-
sin bir dille reddetmişti.
Son günlerde Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gök-
çek'in, "Tantan'la bir-
likte hareket ediyoruz"
şeklindeki açıklamala-
nnda adı geçen Tantan,
Izmir'de kanldığı birtop-
lantida yapöğı açıklama-
da, "Karakter ve dünya
görüşü olarakGökçek'le
birlikte ounamız müm-
kündeğfl" dedi. Son ola-
rak da TBMM'de dola-
şan bazı imzasız mek-
ruplarda, Tantan'ın, Baş-
bakan BülentEcevit son-
rasında, Başbakan Yar-
dımcısı Hüsamettin Öz-
kan ve tşadamı Turgay
Ciner'le birlikte hareket
edeceği ve Özkan tara-
fından DSP'ye genel
başkan seçtirileceği öne
sürüldü. Tantan'ın yakın
çevresi ise şu değerlen-
dirmeyi yaprı. "Tantan,
geniş halkkidelerrviebir-
likte yeni bir oluşum ça-
hşmasıiçinde. Ankeder-
de Tantan'm isminin
vüksek çıkması, kendi-
sini zedelemeye yönelik
birçokkomplonun orta-
ya çıkmasına neden
ohrvoıf