15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 2001 CUMARTESİ 12 KULTUR [email protected] Yeni Türk toplumuna yaraşır çağdaş bir ulusal musiki istiyordu 5e1 enfonik orkestra, musiki eğitim kurumu, yaratıcı sanatçı yetişmesini teşvik, Türk musikisinin senfonik orkestrayla çalmabilir biçimlere sokulması, sahne için müzikli Türk eserlerinin yaratılması... Atatürk'ün Cumhuriyet Türkiyesi için öngördüğü musiki siyaseti buydu. Dâriiİbedâyi'de Cemal Re^ı ifcy'ın 'Üç Saat' AtatörkvemüzikdevrimiGÜLPERREFİĞ Cumhuriyetten sonra Türkiye'de kurulmak- ta olan yeni siyasal ve toplumsal düzenin, ken- dine uygun yeni bir kültür yaratması doğaldı. Osmanlılığın bir uluslar mozaiği özelliği taşı- yan çokuluslu yapısı çökmüştü, yerine tek ulus temeline dayanan ulusal bir devlet kuruluyor- du. Türkiye Cumhuriyeti, halk olarak Türk ulu- sunu, dil olarak Türkçeyi kabul eden bir "ulu- saJ deviet" olarak ortaya çıkmaktaydı. Bunun musikidekı sonuçlanna bakmadan önce, bura- daki Türklük ve ulus kavramlanna açıklık ge- tirmek gerekir. Atatörk "Ne rnutiu Türkotona" değil, "Ne muthı Türküm diyene" demekle, durumu en özlü biçimde açıklamıştı. Yeni dev- lerin Türklük ve ulus anlayışı, ırkçılıkla etnik köken temeline değıl, siyasal birlik ve kültür ortaklığı, özgür yurttaşlık temeline dayanıyor- du. Türkiye Cumhuriyeti'nin gündemine aldığı en önemli sosyal siyaset ıse Atatürk'ün deyi- miyle "muasır medeniyet" düzeyinin üzerine çıkmak, yani bugünkü deyimiyle "çağdaşlaş- mak"tı. "Ulusalounak"' ve "çağdaşlaşmak" Cumhu- riyet devletının kurucusu Atatürk ün koyduğu, birbirini tamamlayan iki kültür ilkesi olduğu hal- de, Atatürk'ün ölümünden sonra, özellikle çok partili dönemde, birbırine karşıt hale getirildi: "ulusal olmak"gericiliğe, "çağdaş otaıak" ile- ricihğe dönüştürüldü. Bu, kültür yaşamımızda büyük bir kargaşaya yol açtı. Müzik alanında "Türk musildsi-Batı musilti- si", "tekseslimusiki-çokseslimusikr gıbı uzlaş- maz karşıtlıklar; devletin yapısı içinde, iki kar- şıt kültür siyaseti güden müzik kurumlan orta- ya çıktı. Avurupa'ya gençler gönderlldl Atatürk musiki alanında ne yapılmasını iste- mişti, ne oldu? Bu açıklıkla bilinirse devletin bu alandaki kültür siyaseti de daha kararlı, ya- pıcı ve verimli bir hale getirilebilir. Atatürk'ün musiki alanında ilk yaptığı. 1924 yılında Muzikay-ı Hümayun'un Saray Orkest- rası 'nı Istanbul 'dan Ankara'ya getirerek "Ri- yaseti Cumhur MusikiHeyeti" adıyla, bugün- kü "Cumhurbaşkanbğı Senfoni OrkestrasTnı ve "Musiki Muaffim Mektebi"ni kur- durmak oldu. Bu okulda hem Türk musikisi hem de Baü musikisi eğitimı yapılmaktaydı. "Riyaseti Cumhur Musiki Heyeti"mn ilk konseri bir Türk bestesiyle başladı: Os- man Zeki Üngörün "Cum- huriyetMarşı". Ondan son- ra Beethovenin "5. Senfo- nTsı çalındı. Gene Atatürk'ün direk- tifiyle 1924'tenbaşlaya- rak musiki eğitimi gör- mek üzere Avrupa ülkele- rine gençler gönderildi. Bu gençlerden, Osman Zekı Bey'in oğlu olan Ekrenı Zeki Ün, Ulvi Cemal Er- km. IVecil Kâzun Akses, FeritAlnar ve Adnan Say- gun eğitimlerinı tamamla- yınca yurda döndüler ve Ce- mal ReşitRey ile birlikte cum- huriyet döneminin ilk besteci kuşağını oluşturdular. "MiDi musikinıiz memlekeri- mizdeki halk musikisiyle Garp musikisinin im- tizacından doğacaknr" diyen Ziya Gökalp gı- bı. Atatürk de Cumhunyet Türkiyesi 'nın yem musiki kültürünün halk musikisinden kaynak- lanması gerektiğıni düşünmekte. bu yoldakı çalışmalan desteklemekteydi. 1925 yılında Ce- mal Reşit Rey halk türkülerini çok seslendir- me denemelenne ginşerek bu yolun öncüsü olarak sıvrildi. O. "Üç Saat*\ "Lüküs Hayat". "Dcli Dohı" gibi operetlerini bestelerken An- kara'da daha ciddi atılımlar hazırlanıyor; yur- da dönen Adnan Saygun 1934 yılında Ata- türk'ün ısteğiyle "Özsoy" ve "Taşbebek" ope- ralannı besteliyordu. Saygun. Bartok ve Hlndemlth Atatürk 1 Kasım 1934 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki tarihi konuşmasında şun- lan söyler: "Bir ulusun yeni değişiküğüıde öl- çü. musiki değişikliğmi alabflmesL, kavrayabü- mesidir. Bugûn dinJetilmeye yeltenilen musiki, yüzağarocıdeğerdeolmaktan uzakbr. Bunuaçık- ça bümeHyiz. l lusal ince duygulan. düşünce- leri anlatan, yüksek deyişleri, söyle- v işleri toplamak. onlan bir gün ön- ce genel musiki kurallanna göre iş- lemek gerektirir. Ancak bu şekilde, Türk ulusal musikisi yüksdebilir, ev- rensel musUdde yerini alabilir." Atatürk'ün bu sözleri, müzikte devrim ya- pılması için teksesli musıkinin yasaklanması gerektiği biçiminde anlaşıldı. Böylece, yenıyı yapmadan eskiyi yıkmaya çalışan kolaycı an- layışın musiki alanında geri tepen adımlann- dan biri atılmış oldu. Bu sırada, Ad- nan Saygun'un Türk halk musikisi arasürma- lan gibi çok olumlu ba- zı çalışma- lar da ya- pılmaktaydı. Türkiye'ye gelip Ankara'da üç önemli konferans veren Bartok da Adnan Say- gun ıle bu-lıkte Anadolu'da Türk halk müziğı araştırmalanna katılıyordu. Bartok konferanslannda Türklenn Kuzey müzikleriyle İslam müzikleri arasında köprü kur- mayı başardıklannı belirtmesine, Türk musiki- sinin önemını vurgulamasına karşın kültürde ulu- sallık yerine evTenselükten yana olanlar ağırbas- maya başlamış, Saygun'un Atatürk'ün gözün- de fazlaca sivrilmesinden gocunanlar da o sı- rada Ankara'ya gidip gelmekte olan Alman besteci Paol Hindenıith'e yaklaşmışlardır. Hindemith, halk musikisi araştırmalannın modasının geçmiş olduğunu söylemekte, ulu- sal musiki yerine uluslararası sanat musikisi eğitimini öğütle- mektedir. Böylece, Musiki Muallim Mektebı'nin yerini 1936 yılında Devlet Konservatuvarlan alrnıştır. Uluslararas» sanat haline getirelim' Atatürk'ün geleneksel Türk musikisıne sev- gisi herkesçe bilinen bir gerçekti. Fakat devle- tin geleceğe yönelik kültür siyasetını kendı kı- şisel eğilimlerinden farklı tutuyordu. Senfonik orkestra, musiki eğitim kurumu, yaratıcı sanat- çı yetişmesini teşvik, Türk musikisinin senfo- nik orkestrayla çalmabilir biçimlere sokulma- sı, sahne için müzikli Türk eserlerinin yaratıl- ması... Atatürk'ün Cumhuriyet Türkiyesi için öngördüğü musiki siyaseti buydu. Nitekim Vas- fi Rıza Zobu anılannda Atatürk'ün, Deflalzade îsmail Efendi'nin tsfahanbestesini dinledikten sonra kendisine şunlan söylediğini belırtiyor: "Ne vaak \a benün sözterimiyanhş anladılar. Şu okunan ne güzel bir eser. Ben zevkle dinle- dun. SLder de öyle. Ama bir Aırupataya bu ese- ri böyle okuyup da bir zevk venneye imkân var nu? Ben demek istedim ki bizim seve seve din- lediğimiz Türk bestelerini onlara da dinletmek çaresi bulunsun. Onlann tekniği, onlann sada- n, onlann orkestralan Oe_ Çaresi her neyse, nıe- sela Ruslar ne yapnuşlarsa- Biz de Türk musi- kisini uluslararası bir sanat haline getirelim. 'Türk'ün nağmelennı kaldınp atalım da sa- dece Batıhlann musikisini alıp kendimize mal edelim, yalnız onlan dinleyelim' deme- dim." Atatürk'ün istediği, yeni Türk toplumuna ya- raşır, çağdas. bir ulusal musikiydi. Bu musiki en güçlü anlatunını Türk bestecilerinin büyük çaph yapıtlannda, senfonilerde, operalarda bu- lacaktı. Ama Hindemith'in de etkisiyle, ulusal musi- ki yaratıcılığının yerini, uluslararası sa- nat müziği eğitimi almış. Bu yaban- cılaşma, geleneksel Türk musiki- si çevrelerini tepkici hale ge- tirmiş; ulusallığı tekseslilik saymak ya da çokseslihği Türk musikisi sazlanyla elde etmeye çabalamak gibi başka bir çıkmazın ıçine düşürmüştür. Bu ka- ranhk gibi görünen duru- ma karşın Türkiye"de ba- ğımsız, ulusal, çağdaş Türkıye Cumhuriyeti'ni yansıtan bir musiki yine de dogmuşrur. Cemal Reşit Rey, Adnan Saygun, Ul- vi Cemal Erkin, Necil Kizım Akses, Ferit Al- nar ve Ekrem Zeki Ün gibi bestecilerımizın yapıtlan, ulusal çağdaş Türk musikısinin te- mel taşlandır. Bu bü- yük öncülerden son- ra gelen besteciler; BülentTarcan, İlhan L smanbaş. Nevit Ko- dalb,FeritTüzün.Mu- ammer Sun, Cengiz Tanç, Kemal Sünder. YaİçmTura,OkanDe- miriş.ÇetinIşıkÖ2- lü senfonik yapıt- lan. sahne müzik- leri, konser par- çalanyla önemli bir musiki bıriki- mi yaratmışlardır. Genç kalemler Cumhuriyet'te... A T1TY1Q /İZELİ KUŞ RÜZGÂRLARI KİMİ?VİZELİ KUŞ RÜZGÂRLARI Vize'nin altyazılı rüzgân işte o rüzgârda tersyüz vişne rengine dadanmış sarı asmalar ve kuş riizgârtan Oksijen çarpması bir hava yeşilin en domuzu şarkı söyletir kaval üfletir sürüsüne bereket çırak çobanlara ı Vize'nin bestelenmemiş A rüzgân kaçamak kokusu çocukluğuma NBCDET TEZCAN Odamın içine yağıyor karlar sanki, Birini seviyorum ama kimi? Birine ağlıyorum her gece Sabahlan asryorum suratımı Nedendir bilmem Kime çarpıyor böyle asi yüreğim? Kimi özlüyor böyle içten içe? Bir hüzün kapiıyor içimi, Eskiden bu kadar sevmedim sonbahan, Kasvet verirdi yağmuriu havalar bana Şimdi neden bekliyorum bu kadar Cama vursun birkaç damla diye. Bir bekleyenim varmış gibi çıkıyorum evden Kimi anyorum böyle deliler gibi? Rüzgâr titretinceye kadar bekliyorum Kimi? ÖZLEM BALTACI • Atatürk, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda, saat 19. 3O'da düzenlenecek olan Cemal Reşit Rey Senfonı Orkestrası eşliğindeki özel bir Fahir Atakoğlu konseriyle anılacak. (0 212 232 98 30) ^ Cukurova Devlet Senfoni Orkestrası, Erol Erdinç şeflıği, kemancı Zuhra Dıuıdjersky solistliğinde 'Atatürk'ü Anma Konseri' gerçekleştirecek. Konserde Mozart'ın 'Sihirü Flüt Operaa'ndan uvertür; Glazunov'un 'keman konçertosu. la minör, Op. 8'; Beethoven'in '5. Senfoni, do minör Op. 67'si sunulacak. (0232 453 68 74) • Carousel Ahşveriş ve Yaşam Merkezi, Atatürk'ü hiçbir yerde yaynnlanmamış ve özel bir lazer teknolojisi ile renklendirihniş çok özel fotoğraflanndan oluşan bir sergi ile aruyor. 11 Kasım Perşembe akşamına kadar açık olacak sergi 10.00 - 22.00 saatleri arasuıda gezilebilecek. (0 212 583 66 76) • Atatürk Kitaplığf nda saat 19.00'da Fikret Bertuğ ve İncila Bertuğ'un düzenlevecekJen 'TaşPlakAkşamı'nda "Taş Ptaklarda Atatürk'ün Sanatçılan' başlıklı özel bir etkinlik yer alacak. (0 212 249 09 45) %/ Salih Zeki Kolat Kültür Evi'nde bugün saat 14.00'te 'Atatürk Öünedi..' başlıklı bir etkinlik gerçekleştirilecek. Konuşmacı: Tanseti Poükar. Şiir Seslendirme: Güngör Tekçe - Ergun Özcan. (0216 449 18 87) v' Ayrıca dün Yıldızlar College ve Cumhuriyet gazetesi makaleler sorumlusu Sami Karaören'le birlikte saat 12.00'de 'Atatürk'ü Anlamak' konulu bir panel düzenlendı. (0 212 669 66 00) SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Berin-Nadir Nadi'nin Müzik Yaşamı... Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde devrımlerın yolunda, ilericı, aydın kişiliğiyle tüm yaşamını gönlü, iradesı ve özveri ıle gazetemiz "Cumhuriyef'e adamış olan Berin Nadi, ailece Sanat'ın içinde doğmuş. büyümüş, gelişmış bir cumhuriyet kadını ıdi. Yaşamının başından sonu- na kadar Atatürk e ve devrimlerine tutkuyla bağ- lanmış bir Türk kadını ve Cumhuriyetimizin anne- si idi... Annemızi kaybetmenin, satırlara sığmaz derin üzüntüsü içindeyiz... Berin Nadi'nin, sevgıli eşı Nadir Nadi'nin ölü- münden sonra da yaşattığı ve yaşamını zorlukla- ra rağmen sürdürmekte olan Cumhuriyet gazete- si için verdığı olağanüstü emek, eşsız bir ömektir. Bu amaçla Berin Nadi'nin kurucu başkanı oldu- ğu ve tüm mal varlığını bağışladığı Cumhuriyet Vakfı, bu gazetenin yaşaması için tüm gayreti ve görev bilincı içinde Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk'un emeğiyle yararlı olmaya çalışmaktadır. Cumhuriyet gazetesi laik Türkiye Cumhuriye- ti'nde Atatürk'ün devnmlen doğrultusunda ilerle- diği sürece, 1991 yılında kaybettiğimız aydınlık in- san, Atatürk devrımlerinin ve çağdaşlığın, evren- selliğin, ilenciliğın ve banşın egemen olacağı laik Türkiye Cumhunyetı'nın yürekli savunucusu Na- dir Nadi ile, 2001 yılında kaybettiğimız sevgilı eşi Berin Nadi, bundan böyle anılanmızda "ölümsüz değerler" olarak yaşayacaklardır... Berin Nadi ile Nadir Nadi evlilık yıllarında öyle bir sevgi, öyle bir aşk ıle kaynaşmış, özellikle Atatürk ve devrimle- rine aynı zamanda ülkemızm tüm toplumsal sorun- larına o derece bağlı idiler kı, biriiktelıkleri ölüm- süz'dür. Şimdi, düşünce, politika, toplum, yayın ve diğer alanlardan biraz uzaklaşıp bir nebze Sanat ve özel- likle Müzik dünyasına dalalım: Önce Berin Na- di'nin ailece Sanat ortamı içinde yetiştiğini bu ya- zımın başında belırtmiştim. Evet, Berin Nadi'nin bü- yükbabası şair, babası tanınmış şairierimızden Ce- lal Sahir Erozan idı. 1910 yılında Istanbul'da Ge- dıkpaşa'da dogan Berin Nadi, kendi ifadesiyle ede- biyatımızın sımgelerinden Halide Edib'ın kuca- ğında doğmuş ve onun göbek adı olan Rukiye adı- nı almış!. Berin Nadi 17 yaşında iken klasik Türk müzığinm ustalarından tanburi Cemil Bey'in oğlu ünlü Mesut Cemil ile evlenmış, 1944 yılında Na- dir Nadi ile evlenerek yaşamını bırleştirmış.. Ya- şamlarını birbırlerinden ve Atatürk le Cumhuriyet gazetemızden ayırmayan Berin Nadi - Nadir Na- di çifti müzikte özellikle Mozart'a olan beğeni ve hayranlıklan ile bilınirler. Müziğin temel yaratıcıla- nndan Avusturyalı besteci VVoKgang Amadeus Mo- zart (1756-1791) için Nadir Nadi'nin tutkusu, yaz- dığı "Perde Aralığından" ve "Dostum Mozart" ad- lı kıtaplannda belirlidır. Nadir Nadi yazarlığı dışın- da, Galatasaray üsesi'nde öğretmenlik yaptığı yıl- larda Istanbul'da müzik otoritesi Kari Berger'den keman dersi alırdı. Berin Nadi de sevgili eşi gibi müzığe ve Mozart'a sevgıyle bağlanmıştı... Unu- tamayacağım bir anım var: Bu gazetemde ne za- man Berin Nadi'ye rastlamış isem, O beni görür görmez: "Gene ne yazıyorsun, Mozart mı, Beet- hoven mı;yoksa piyano ça/ıyor, beste miyapıyor- sun" diye takılır, gülümseyışıyle de mizahçı yanı- nı belli ederdi... Yazı hayatıma da, müzik uğraşıma da moral, hoşgörü, değer ve güç aşılayan ölümsüz annemiz Berin Nadi, rahat uyu... latife-Mustafa Kemal'le Bin Gün' I Kültür Servisi - Halıç Rotary Kulübü, bugün saat 15.30'da Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi'nde, Nezihe Araz'ın yazdığı "Latife-Mustafa Kemal'le Bin Gün" adlı oyunun özel galasını gerçekleştiriyor. Hakan Altıner'in yönettıği oyunda Latife rolünü Dilek Türker canlandınyor. Emre Aracı'dan 'Adnan Saygun' • Kültür Servisi - Emre Aracf nın yazdığı 'Ahmed Adnan Saygun: Doğu-Batı Arası Müzik Köprüsü' adlı kitap, Yapı Kredi Yaymlan'ndan çıktı. Kitapta, İzmir'de Müzik Dolu Geçen Cocukluk, Paris'te Bilinçli ve Olgun Bir Öğrenci, Genç Cumhuriyet'in Genç Müzik Adamı. Zor Yıllar, Yunus Emre: Farklı Geleneklerin Sentezi, Yurtdışına Açılış, Yayh Calgılar Kuartetleri. Zor Yıllar, Yine, İlk tki Senfoni ve Piyano Konçertolan, Son Yıllar adlı bölümler bulunuyor. Karahasan'dan 16. sergi... I Kültür Servisi - Almanya'da yaşayan ressam Aydın Karahasan'ın resimleri tstanbul Devlet Güzel Sanatlar Galensi'nde sergileniyor. Güzel Sanatlar Akademisi Nurullah Berk Atölyesı 1960 yılı mezunu olan Karahasan, Türk resım sanatınm Batı'daki yerini şöyle değerlendiriyor: "Henüz daha Modern Sanatlar Müzesi'nin bile olmadığı 14 milyonluk İstanbul'da plastik ya da görsel sanatlarm geniş halk kesimlerine yansıması şöyle dursun aydmlara, varlıklılara bile yeterince yansımış değildır. Hâlâ plastikle lastik birbirine kanştınlm Maalesef tstanbul'da çıkan ses Kapıkule'de bitiyor. Paris'te ses çıkarabilirseniz dünyaya yayılıyor.'" BUGÜN • FRANSIZ KtXTİ% R MERKEZİ'nde saat 16.00'da Gölge Trvatrosu. Mehpare Akso>' Yiğit'in 'İçüıdeki Içindedir' adlı oyununu sahneleyecek./'O 212 252 61 55) • BABYLON'da saat 23.00'te Aziza A. konseri dinlenebilir. (0 212 292 73 68) M BİLGİ ÜNTVTRSfTESİ KLŞTEPE KAMPUSU'nda saat 14.00'te 'Bir Ustanın Anısına: R.YV. Fassbinder' başlığı altında R, W. Fassbinder'in yönettiği "Chinese Roulette' adlı fılm ızlenebılir. (0 212 293 50 10) • AKUSTA IVaSIC STORE NİŞA-NTAŞI'nda 16.00-18.00 saatlen arasında Kerem Görsev'in 'Warm Autumn' adlı albümünün tanıtımı ve sanatçının imza günü gerçekleşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle