Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24EYLUL1999CUMA CUMHURİYET SAYFA
l U l \ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15
Baştan sonra espri bombardımanı halinde seyreden bir gangster-terapi parodisi
Ylafya babaları da agjar...ABD'de birbırlerinın gözünü oyma-
ya hazır, yeraltındaki-yerüstündeki tüm
organize suç örgütlerinin patronlanyla
belhbaşlı gangsterçetesı-ailesı reisleri-
nin ülkeyi nasıl bölüşüp kân nasıl pay-
laşacaklannı görüşerek karara bağla-
dıklan. 1957'dekı tarihi mafya toplan-
tısından uzun yıllar sonra filmlere. ro-
manlara konu edilmiş o eskı anh-şanlı
günleri çoktan nostaljı olmuş günümü-
zün Amenkalı mafya babaian da yine
bir araya gelerek New York'ta toplana-
caklardır. Bu kez toplantının gerekçesı.
günümüz koşulları içınde hazretlerin
varlıklannı nasıl sürdüreceklerını ko-
nuşup tartışmak ve en iyi çarede uzlaş-
maktır!
1957'deki toplantıya katılmış büyük
gangsterlerden birinin oğlu olup baba
mesleğinde büyük ilerlemelerkaydede-
rek yükselmiş New York'un güçlü ve say-
gın mafya babası Paul Vitti (Robert De
Niro) de can düşmanı Primo Sindone'yle
(Chazz Palminteri) kozlannı pay laşaca-
ğı 15 gün sonrakı bu toplantıyı bekle-
mektedir. Ancak 3 tokat \ iyip vivip kı-
nldığı babasınm gözlennin önünde kur-
şunlanarak öldürülmesine gıkı çıkmadan
tanık olduğu 12 yaştndan ben kendısi-
ni sert, katı. gaddar ve şiddet dolu bir dün-
yanın içinde bulmuş ve 'Baba' olmak
üzere egitilmiş Vitti'nin sınirlen yıllar-
dıriyiceyıpranmıştır, rakipailelerlesü-
regelen sıcak sa\aştan ötürü.
Baba, bunalıma girince».
Kalbinı söküp çıkarmaya kararlı Sin-
done'nin düzenlediği son bır suikasttan
kürdan sayesinde şans esen kurtulan.
ama ruhsal dengesı epeyce bozulan Vıt-
tı bunalıma girer, onun yerine taranan,
baba dostu, akıl hocası, yaşlı Domı-
nıc'in ıntikamını bıle alamadan. Tetik çe-
kip adam vurmak şöyle dursun adama-
kıllı bırsılle bile vuramaz gerektiğınde.
Sındone'm üstüne saldığı olüm manga-
lanndan tesadüfen kurtulup yakayı sı-
yıran. ama acınası hallere düşüp sinır sıs-
temi iflas eden Vittı, televızyondakı duy-
gu sömürüsü yapan reklam filmıne bi-
le zınl zınl aglamaya başlayınca artık
doktora gitmesinin gereklıliğini anlar
ve koruması Jelly'nin (Harika bir Jo-
Robert De Niro tadım çıkara çıkara döktfirüyor, BüK CrystaTe de yülann aktörüne ayak uydurmak düşüyor.
Analyze This /
Yönetmen: Harold
Ramis / Senaryo: Peter
Tolan, Kenneth
Lonergan, H. Ramis /
Kamera: Stuart
Dryburgh / Müzik:
Hovvard Shore /
Oyuncular: Robert De
Niro, Billy Crystal, Lisa
Kudrovv, Chazz
Palminteri, Joseph
Vrterelli, Jimie Ray,
Molly Shannon, Kyle
Sahiby/1999ABD(WB).
seph VHerelli) ta\ sıyesıyle gansgster ara-
basına arkadan çarpan New Yorklu ruh
doktoru Ben Sobol'un (Bill Crystal) ka-
pısını çalar, terapıye gittigı duyulduğun-
da. âlemdeki bütün kredisinin sıfırlan-
ması riskıni göze alarak.
Artık eskisi gıbi güçlü, katı ve acıma-
sız olamayıp yerli versiz gözyaşlannı
tutamayan duygusal birine dönüşen, üs-
telik yatakta metresini de beceremeyin-
cebunalımı katmerlenen Vitti'nin, zor-
la korkutarak müşterisi olduğu Ben So-
kol'dan kendısinı 15 günde eski haline
döndürerek malum toplantıya yetiştirme-
smi istemesiyle gelişır olaylar. 8 yıldır
yalnız sürdürdüğü sıkıcı yaşamını TV su-
nucusu Laura'yla (lisa Kudrovv) evle-
nerek değiştirmeye hazırlan. kendi âle-
mmdeki sıradan bir ruh doktoru Ben
Sobol da ömrü boyunca ünlü bir uzman
psikolog olan babasının (Bill Mae>)göl-
gesinde kalmıştır aslında, yazdığı ki-
taplan çok satan babasının başansmı
kıskanır En büyük korkusu da her an ru-
hunu okuyan. geleceğin acar psikanalis-
ti, şişman oğlunun (Kyle Sahiby) eşcin-
sel olmasıdır.
Keyifli ve ilginç bir parodi
Korumanın bagajına çarpmasıyla be-
laya da tam toslayan ruh doktoru, gide-
rek şiddetin, ölümün kol gezdiği, tehli-
keli, karanlık mafya âleminde boy gös-
terirken psikoloğundan çok memnun
maço mafya babası da doktorundan öğ-
rendiği ruhbilim sözcükleriyle psikolo-
jik tahliller yaparak başta koruması Jelly
olmak üzere tüm adamlannı çıldırtacak.
derken devreye FBI ajanları da gırecek-
tir, vs. vs...
Zaman zaman nefes alamamaktan,
göğsünün sıkışmasından şikâyetçi ola-
rak doktora başvuran bunalımdaki 'Ba-
ba' gecenın yansında kansının koynun-
dan aJdırdığı Ben Sobol'a kendi çapın-
da kıyaklar yapar, çiftin evinin önüne,
evlilik hediyesı görkemli bir fıskıye ar-
mağan etmek ya da mafya filmlerinde
adet olduğu üzere, doktorla kansı ıçin
şarkı söyleyen TonyBenetti'yı bulup ge-
tirmek gibi. Babasının öldürülmesin-
den duyduğu suçluluğun altında ezilen
mafya babasının Oedipus kompleksı
açıklaması ve doktorun hastasını taklit
ettiği konuşma tarzıyla etkileyıci bir
mafya danışmanına dönüştüğü toplan-
tı bölümü gibi sahneleriyle alışılmış rol-
Evlilik hapishane midir?Evlenrnek üzere, nişanlısının
(Maura Tierney) onu beklediği.
Georgia'nın Savannah kentıne
doğru yola çıkan Ben'le (Ben
Affleck), boşanıp yıllardır gör-
medıgi çocuğuna kavuşmak ama-
cıyla aynı kente giden, başına
buyruk. uçan veçekıci Sarah'ın
(Sandra Bullock) zoraki yolculu-
ğunun hikâyesinı anlatıyor **For-
ces of Nature - Fırtınalı Aşk"
Broımen Hughes adındakı yenı
bir kadın yönetmenın ımzasını
taşıyan son haftalann Amenkan
yapımı, yepyenı. gıcır gıcır bir
başka romantik komedı filmi.
Aşk ve evlilik üstüne, yol fil-
mi formatıyla, karşıtlann çeki-
minden doğan ve dumanı tüten
bir aşk hıkâyesıni harmanlaya-
rak kotanlmış \e Ben'in gözün-
den anlatılmış bu yenı romantik
komedinın, ne menem bır film ol-
duğu ılk 15 dakıkasında anlaşı-
lıyor. Her şeyin denetıminde, düz-
gün olmasını ısteyen mantıklı dü-
zenli aşın programlı Ben, CKn-
ton'a oy vermesine karşın tutu-
cu bir New Yorklu.
Arkadaşlannın 'kan oynatn-
ğı' bır partivle. şamata ıçinde,
güvenlı bırevlilik yaşamına gön-
derdıği Ben'le tesadüfen hayatı-
nı kurtardığı Sarah'ın, uçak ka-
zasıyla başlayıp tren, otobüs ve
döküntü bır arabayla süregelen
Savannah yolculuğu süresince.
önce aşınlıklanna katlanamadı-
ğı, hayatını dolu dolu yaşayan
genç kadına giderek abayı yakan
Ben'in, nışanlısıyla. delidolu. öz-
gür ve girgin Sarah arasındakı
ikilemini izliyoruz. Mutsuz de-
desinin aslında kansını hiç sev-
mediğını itıraf edip 'EvHlik ha-
pisbanedir' deyişi ve Oscar Wîl-
de'ın evlilik kurumunun ıplıgini
pazara çıkardığı 'Her Yönüyle
Forces of Nature /
Yönetmen: Bronvven Hughes /
Senaryo: Mark Lawrence /
Kamera: Elliot Davis / Müzik:
John Powell / Oyuncular:
Sandra Bullock, Ben Affleck,
Maura Tierney, Steve Zahn,
Blythe Danner, Ronney Cox /
1999ABD(UIP).
Film Ben'le (Ben Affleck) Sarah'ın (Sandra Bullock) zoraki >olculuğunu anlaöyor.
Evlilik Kitabı'ndan almtılarla tam
e\lilik karşıtı bir çizgide seyre-
den film. bir buçuk saatın sonun-
da. tam bır U dönüşü yapıp çark
ederek ailenın kutsandığı. evlili-
ğe övgü düzen, eyyamcı bir fi-
nale bağlanıyor. Sarah'ın cazi-
besıne kaplıyıp çeşitli macera-
lardan geçerek, onu 'Full
Monthy'van stnptiz yaptıracak
kadar değiştıren. heyecan vericı
bır gönül serüveni yaşayan Ben,
sonunda varlıklı bir ailenin kj-
zıyla kararlaştınlmış, güvenilir
evliligine dönüyor, dayanılmaz
bır ahlakçılıgın dayatıldıgı bu fi-
nalde.
tflah olmaz romantiklere
Kuşkusuz "Speed"le yaptığı
çıkışın arkasını getiremeyerek şi-
rin kız rollennde harcanan, Holly-
wood"un son dönemdekı popü-
ler genç yıldızlanndan Sandra
Bullock'la
u
CanDostum"la şöh-
reti yakalayan Ben Affleck için
çekilmiş başı sonundan belli bu
basmakalıp romantik komedi-
yol fılmi sıkılmadan izlenıyor iz-
lenmesıne ama iz bırakmaksızın,
aranda unutuluveren. hafıf, yavan
ve önemsiz bir 'çorba' olmaktan
öteye gidemiyor sonuçta.
Doğru eşi arayıp bulmak, mut-
luJuğu yakalamak, vb. temalı-ko-
nulu, yığınla benzerinı seyretmış
olduğumuz cinsten bır yol-gö-
nül masaiını tekrarlayan "Fıro-
nalı Aşk", ancak iflah olmaz ro-
mantiklere ve Sandra Bullock
hayranlanna salık venlebihr. Mi-
zahi bir tondan, oldukça işlek bır
tempoyla anlatılmış, Amanda fir-
tınası gibi birdogal afetın hiç pe-
şıni bırakmadığı Ben-Sarah çif-
tini oynayan ikı genç, gözde oyun-
cusundan da destek alarak evli-
lığin önce çekiştırildıği sonra da
övgüsünün yapıldığı "Fırnnalı
Aşk", sinema tarihindeki Capra
klasiği "ItHappenedOneNihgt-
Bir Gecede Oldu"dan Jonathan
Denune'ın "SomethingYVlkTına
kadar uzatılcak bır dızi fılmin
izini sürüyor ama hiçbir yenilik
içermeksizin. - •;
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR...
Harem Suare
Ferzan Özpetek'in, 37 ödül
kazanan Hamam adlı filminden
sonra ıkıncı uzun metrajlı filmi
'Harem Suare' bugün gösterime
giriyor. Senaryosunu Gianni
Romoli ile bırlikte yazan Ferzan
Özpetek fılmin yönetmenliğını de
üstleniyor. Görüntü
yönetmenliğini Pasquale
Mari'nin yaptıgı filmın sanat
j;önetmeni ıse Mustafa Ziy»
Ulkenciler. Italyan, Türk ve
Fransız ortak yapımı olan
filmde Marie Gillain, Alex Descas,
Lucia Bose, \aleria Golino, Serra
Ydmaz, Haluk Bilginer, Nilüfer
Açıkahn, Ayla Algan gibi isimler
rol ahyor.
Harem Suare, bu yüzyıhn başında
son Osmanlı hareminde
padişahın gözdesiyle haremağası
arasında yaşanan aşkm öyküsünü
anlatıyor. 1900'lerin başlannda.
Osmanlı lmparatorluğu'nun
yıkılmasının hemen öncesinde, II.
Abdülhamit'ın hareminde Italyan
kökenli bir kız olan Safıye, köle
pazanndan bir paşa tarafından
satın alınır. Safiye, haremm genç
haremağalanndan Nadir'le ittifak
yapar. Suç ortaklığı ve ifade
edemedikleri bir çekimle
birbirlerine bağlanan ikili,
Safiye'yi önce padişahın gözdesi.
sonra oğlunun anası yaparak
iktidara ulaşmayı hedefler. Bu
arada Safıye ile Nadir'in. iktidar
merdivenlerini çıkarken
birbirlerine karşı duygulannı
saklamaları giderek
daha güçleşir ve sonunda tüm
engellen- kadın açısından
yasaklan, erkek açısından
hadımlığı- aşan fiziksel
yanıyla da bir aşk yaşarlar.
Harem Suare, 1340 film arasından
seçılerek 52. Cannes Film
Festivali'nin iki resmi bölümünden
biri olan 'Belirli Bir Bakış"
bölümünde kapanış filmi olarak
gösterildi ve sinema çevrelerinden
yoğun ılgı gördü.
lerin değiştiği Anlat Bakahm'la keyıf-
li, ilginç bir parodi imzalamış yönet-
men Ramis.
Mafya babası hastayla ruh doktoru-
nun ilişkisını eksen alarak, taban taba-
na zıt bu iki farklı kahramanın zorla da-
yatılmış, çatışmalı, komik beraberliği
üstüne kurulu, zekice yazılmış bir senar-
yodan çektiği bu komedide, hikâye ge-
liştikçe fark edeceğimiz gibi Vîtti 'yle So-
bol'un rollerini giderek değıştirmiş yö-
netmen, ikisinın de baba kompleksi ol-
duğunu açık seçik vurgulayarak. Son
20 yılda komedideki yeteneğini zaten ka-
nıtlamış, günümüz Amerikan sineması-
nın önde gelen yönetmen, senarist, ya-
pımcı (ve oyunculanndan) Harold Da-
mls'in ince ince mafya filmlerini sara-
kaya aldıgı ve ruh doktoruyla hastası-
nın ilişkisine hınzırca baktığı,
canlılıgını yitirmeyen bir tem-
poda seyreden bu parodisi 'kü-
çflkttalya' atmosfen, fonda hep
duyulan operamsı müzigi ve
Mark) Puzo muhabbetiyle sanp
sarmalanmış, sürekli gülümse-
melerle izlenen, birince sınıfbir
Holrywoodeğlenceliği sayılabi-
lir sonuçta. Genelde hedefini
bulan esprilerle donatılmış di-
yaloglarla, sinema tarihine geç-
miş türün kimi klasiklerine ve
ünlü sahnelenne (görsel ve sö-
zel) göndermelerle dolu filmde,
doktorun hastalanna söylemek
istediklerini içinden geldiğin-
ce dıle getirdiği hayal sahnele-
ri gibi gırgır bölümler gırla.
Tabii bir de De Niro faktörü
var. Şimdiye dek 'Baba'. 'Bir Za-
manlarAmerika'da, 'Sıkı Dost-
lar\ 'Casino' vb. gibi mafya
filmlerinda canlandırdığı ka-
rakterleradeta üstüne yapışmış
De Niro'nun son dönemde iyi-
ce kalıplaşmış aksi, bezgin. nem-
rut ifadesini bir kez daha sey-
redeceğiz diyebizim gibi önyar-
gılı gidenleri bile şaşırtan bır
sevimlilıkte sürüp sonuçlanan
Anlat Bakalım' da. daha önce-
kı kompozısyonlanyla dalgası-
nı geçe geçe ve tadını çıkara çı-
kara dökrürüyor üstat, ağlak-
zırlak mafya reısi Vitti'de.
Her zevke hitap ediyor
Vitti 'nın gehşıyle sıradan ha-
yatı hareketlenerek tehlikeli bir
renklilik arz eden, meslektaş
babasını hep kıskanmış ruh
doktoru Sobol'u oynayan ko-
medyen Billy Crystal'e de yıl-
lann aktörüne ayak uydurmak
düşüyor. Kalıbı kılığı yerinde,
ama aklı kıt. gözükara, cahil.
rakip gangster Sindone rolün-
deki Chazz Palminteri'nin de
kısa rolünün hakkını verdiği
bu canJı, keyifli komedide, ko-
ruma Jelry'yi başanyla canlan-
dıran Joseph Viterelli de Mîc-
hel Simon'la Lino Ventura'yı
hatırlatan şişman fiziğiyle siv-
riliyor, hilcâyenin Sanço Pan-
ço'su olarak.
Deprem nedeniyle geç gös-
terime çıkanlan, güldürme kat-
sayısı yüksek bu Harold Ra-
mis parodisi, yine her zevke
hitap eden, her tûrden basma-
kalıp Amerikan fılmleriyle ku-
şatıldığımız bu haftanın en iyi-
si. Reklamlannda vurgulandı-
ğı gibi gülmekten katılmasak
da, baştan sona gülümseme-
den duramadığımız Anlat Ba-
kalım, sinemaseverlere eğlen-
celı dakikalar vaat eden bir esp-
n ve güldürü bombardımanı
sonuçta.
Bakalım bu komediden et-
kilenecek bizim popüler TV
dizilerindeki karikatürümsü
mafya babaian da psikiyatra
gönderilecek mi, gönderilme-
yecek mı? Önümûzdeki hafta-
larda belki ekranda görürüz,
'Annadm mı?'
KEDI GÖZÜ
VECDİ SAYAR
Güven
Hakkâri'nin gurur kaynağı görkemli Sümbül Da-
ğı'na bakan bir Atatürk heykeli. Heykelin iki yanına
iki cümle kazınmış: "Ne Mutlu Türkûm Diyene" ve
"Türk; öğün, Çalış, Güyen".
Yıllar boyu bu sözleri dağa taşa yazmakla ne el-
de ettik acaba? Bölgede kalıcı bir banşın sağlan-
ması için farklı biranlayışa yönelmenin zamanı gel-
medi mi? Kürt'e "Kürt" denmesini yasaklayarak,
yöre halkının kendi dilinde televizyon izlemesini sa-
kıncalı bularak hangi "bütünlük'ü koruyabildik bun-
ca yıldır? Yapılanlar, yalnızca halkı devletten soğut-
maya yaramadı mı?
Atatürk, keşke "öğün" komutunu vermeseydi,
diyorum. Çünkü, biz hep bu komuta sığındık. "Bir
TürkDünyaya Bedeldir" dedik. "Çalış" ve "Güven"
komutlannı unuttuk...
Bu yüzden de, müthiş bir güven bunalımı egemen
oldu toplumumuza. Yaşadığımız zorgünlerde iyice
ortaya çıktı bu güvensizlik. Hükumetin, kamu kurum-
lannın yetersiz performansı yetmezmiş gibi, bir de
sivil toplum kuruluşlunna yapılan haksızlıklar,
Hakkâri'de, Adapazan'nda, Izmit'te gördükleri-
miz birbirinden çok farklı değil. Her yerde aynı gü-
vensizlik. Ne devlet halkına güven duyuyor, ne de
halk deyletine. Bırakın sıradan vatandaşı. Istanbul
Teknik Üniversitesi'nden bıröğretim üyesı -Deprem
Sismolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı- bile "Türkiye
Cumhuriyeti kaynaklı bilgiye güvenmiyorum " diye-
biliyor.
Bir yerde, sivil toplum kuruluşlannın topladığı yar-
dımlariar engelleniyor, gönüllüler "Haydi, artık evi-
nize gidin" dıye kovalanıyor; bir başka yerde Kurt-
çe kasetler toplatılıyor, düğünlere süre sınıriaması
getinlryor. Oysa devletin görevi halkın mutluluğunu
sağlamak değil mi?
"Devletinize güvenin" diye nutuk atmakla hallol-
muyor işler. Türkıye'den ve dünyadan gelecek tnl-
yonlarca yardım bu güvensizliğin sonucu gelemiyor,
ihtıyacı olan insanlara ulaşamıyor. Bürokrasinin çark-
lanna takılan kollar, bacaklar manşetleri süslüyor.
Ve banş özlemi ile yanıp tutuşan Güneydoğu in-
sanı birtürlü güven duyamıy'or devleti yönetenlere.
Sadece onlara mı? Medyaya da güvenmiyor, eği-
tim sistemine de...
Pekı, nasıl sağlanacak bu güven? Her halde, bas-
kılan daha da arttırarak, yasaklan çoğaltarak değil.
"Sivil Anayasa" çağnsı yapanlara kuşkuyla bakarak
değil...
•••
Felaketlerden olumlu sonuçlar da çıkarmış me-
ğer. Bu felakette, güven duyacağımız bir kurum, bir
yetkili bulamamanın acısıyla kendimize yöneldik.-
Ozgüvenimiz arttı. Sivil toplumun son bir ayda gör-
kemli bir varlık gösterebılmiş olmasının sım burada
yatıyor. Devletin "geleneksel" kuşkulanndan sıynlıp,
"Kardeş Aile" Kampanyasında sivil toplum kuruluş-
lannı işbirlığine çağırması da, bu özgüvenin yarat-
tığı bir gelişme değil mi ?
Güneydoğu'daki yurttaşlanmız da, çatışmaJarm bit-
mesinin ardından benzer bir süreci yaşıyor. Güven-
sizliklerini "güven"e dönüştürecekleri günleri bekli-
yor. Biryanda gündelik yaşam koşullannda "normah
leşme'nin hızîanması, öte yanda "kendilerinden"
bir belediye başkanının başarılı çalışmaları, özgü-
venlenni pekiştiriyor.
Istanbul'da Açıkhava Tiyatrosu'nda Türkiye ve
Yunanistan kucaklaşıyor. Binlerce Istanbullu, Türk
ve Rum sanatçılan ayakta alkışlıyor saatler boyu...
Bu şansı değerlendirmek gerek. Hakkâri'den Is-
tanbul'a, yurdun dörttöşesinden gelen işaretler ba-
nş ve umut mesajları taşıyor. Halk. ülkesine, devle-
tine güvenmek istiyor. Yeter kı, devlet de aynı gü-
veni duysun. Korkularını, kuşkulannı biryanabırak-
sın.lyi niyetlı birkaç adımın bu değişim sürecine müt-
hiş katkısı olacağını kendi gözlerimızle gördük Hak-
kâri'de. Akıllı bir emnıyet müdüru, halkın güvenini
kazanmış; her geçen gün davranışlan ile bu güven
ortamını pekiştiriyor. Örneğin, eskıden (altı-yedı yıl-
lık bir sürede) dağa çıkan gençlerin ailelerinın ha-
yatlarının karardığını / karartıldığını, oysa şimdiki
müdürün (son iki yıldır) bu ailelerle bizzat ılgilendi-
ğini, onlan teselli ettiğinı anlatıyor Hakkâri halkı.
Şımdi söyler misıniz bana, hangi davranış Türki-
ye'nin aydınlık geleceğı adına daha doğru?
Hangi emniyet müdüru daha vatansever?
Zeki Müren anrtıyor
• BURSA (AA) - Türk sanat müziğinin en önemlı
yorumculanndan Zeki Müren, ölümünün üçüncü
yılında Bursa ve Bodrum'da düzenlenen törenlerle
anılıyor. Türk Eğitim Vakfı Bursa Şubesi'nın
önayak olmasıyla bugün Bursa'da sanatçının mezan
başında birtören düzenlenecek. Törenin ardından
yapılacak basın toplantısından sonra Emirsultan
Camiı'nde mevlit okutulacak. Müren için
Bodrum'da da bır anma toplantısı düzenlenecek ve
mevlit okutulacak.
Rüştü ye Setiı, Booker Prize'a
aday gösterilmedi
• LONDRA (AFP) - tngiltere'nin en büyük
edebıyat ödüllerinden Booker Prize'ın bu yılki aday
listesi açıklandı. Ingıliz yayınevlerinin yaptıklan
seçim sonunda bir yazara ve yapıtına verilen ödülün
aday listesinde, umulanın aksine, Vikram Seth ve
Salman Rüştü'nün yeı almaması büyük şaşkınlık
yarattı. 1993'te 'Geceyansı Çocuklan' adlı kitabıyla
Booker Prize'ın sahibi olan Rüştü'nün son kitabı
'The Ground Beneath Her Feet' büyük ilgi
görmüştü. Vikram Seth'in 'A Suitable Boy' adlı
kıtabı ise 1993'te ödülün aday listesinde bıle yer
almayarak herkesi çok şaşırtmıştı, ancak bu yıl
yayımlanan 'An Equal Music' adlı yapıtı pek çok
övgü alrruş. hatta Rüştü'nün kiiabıyla yanştınlmıştı.
Bu arada bir diğer Hintli yazar, Anita Desai'nin bu
yıl Booker'a üçüncü kez aday gösterilmesi de dikkat
çekti. Ingiltere'den ve lngiliz Uluslar
Topluluğu'ndan bütün yazarlann aday
gösterilebileceği ödül 30.000 dolar tutannda bır
para ödülünü de içeriyor. Sonucunun 25 Ekim'de
açıklanacağı ödülün tam aday listesi ıse şöyle: JM
Coetzee (Dısgrace). Anita Desaı (Fasting Feasting),
Michael Frayn (Headlong). Andrew O'Hagan (Or
Fathers), Ahdaf Soueif (The Map of Love) ve Colm
Toibin (The Blackvvater Lıghtship).
BUGUN
• BORLSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ nde saat 17.30'da "Claude Debussy'yi
konu alan 'Peleas et Melisande' başlıklı vıdeo
belgeselini izleyebilirsiniz/292 06 55)
• BEKSAV'da 15.30 ve 18.30 saatlerinde Cinzia
Torrini'nin yönettiği 'tkbal' adlı film
gösterilıyor/549 91 55)