18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 1999 CUMARTESİ 8 HABERLER Ilahiyat mezunlanna Türkçe öğretmenliği yolu Eğitûıı dinselleşiyor • YÖK"ün ilahiyat fakültelerinin yeniden yapılandınlmasını öngören programı kapsamında yaşama geçirilen sistetn, I4l kredi ile eğitim verilen din kültürû ve ahlak bilgisı programında 12 kredilik eğitimle Türkçe öğretmenüğinin de yolunu açtı. Ilahiyat fakûltesi programında öğrencilere "Türkiye Türkçesi, yazılı ve sözlü anlatım, Osmanlı Türkçesi, Türk edebiyatı, çocuk edebiyatı, Türkçe öğrerimi, dil ve kültür" dersleri veriliyor. A1NKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ilahiyat fakülteİennde bu yıl açılan dın kültürü ve ah- lak bilgisı öğretmenliği prog- ramlannı bıtirenlerin Türkçe ve sosyal bılgiler öğretmeni de ola- bileceği ortaya çıktı. Yüksek Ögretım Kurulu'nun (YÖK) ila- hiyat fakültelerinin yeniden ya- pılandınlmasını öngören prog- ramı kapsamında yaşama geçı- nlen sıstem, 141 kredi ile eği- tim verilen din kültürü ve ahlak bılgisi programında 12 kredilik eğitimle Türkçe öğretmenlığinın de yolunu açtı. Ilahiyat fakülte- si programında öğrencilere "TürkiyeTürkçesi,yazıtıvesöz- lü anlaom. Osmanlı Türkçesi. Türk edebiyatı. çocuk edebiy*- Milli Eğitim Bakanlığı '8 yıl kesintisiz eğitimde hedeflere ulaşılacak' ANKARA(Cumhuriy«tBürosu)-Milli Eğitim Bakanlığı, 8 yılhk kesintisiz temel eğitim hedeflerine mutlaka ulaşılacağını, bunun belirli bir sürecı gerektirdiğini bildirdi. Bakanlık. tüm okulların bilgisayar teknolojisiyle donatılmasını amaçlayan "Eğfömde Çağı Yakalama 2000 ProjesPnin hedeflerinin yakalanacağını bildirdi. Türkiye genelinde derslik yapımı sürdükçe smtf mevcutlannın 30'a çekilmeye başlanacağı kaydedilen açıklamada, taşımaiı eğitim kapsamındakı 528 bın öğreneiye öğle yemeği verildiği, aksi yöndeki iddialann gerçekleri yansıtmadığı kaydedildi. Açıklamada. bilgisayar laboratuvarlannın en kısa sürede kurulacağı, 15 Nisan'da yapılan ihale sonuçlannın da bu ay sonunda tamamlanacağı belirtildi. Bakanlığın açıklamasında, geçen öğretim yılında 4. ve 5. sınıfiarda okuvan 1 milyon 140 bin öğrencinin yapancı dil dersi aldığı, fngilizce öğretmeni sağlanması yolundaki çalışmaların da sürdüğü belirtildi. Açıklamada, Eğitimde Çağı Yakalama 2000 Projesfnin öngörülen toplam maliyetinin 1 katrilyon 89 trilyon lira olduğuna yer verildi. Açıklamada, öğretmen gereksinimini karşılamak üzere çalışmalann sürdüğü, 8 yıllık kesintisiz temel eğitknın yasakşmasmın ardından 150 bin yeni öğretmen kadrosunun alındığı, bunun 50 bininin 1 Temmuz'dan itibaren "çalışabilir durumda" olacağı belirtildi. û,Türkçeögretimi,düvekültür" dersleri veriliyor. îlahıyat mezunlan, din kültü- rü alanında istihdam edilemez- lerse yan branş olarak Türkçe ve sosyal bilgisi öğretmeni olabi- lecek. Ankara Universitesi Eği- tim Bilimleri Fakûltesi öğretim üyesi Prof. Dr. MahmutAdem, 10 bınin üzerinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeninin Türk eğitiminde görevli olduğu- na dikkat çekerek. "Her öğret- mene haftada 18 saat ders veril- mesi durumtında 5 binden faz- la öğretmen gereksinim faztast- dır, daha açık birdeyişlegizh' iş- sizdir. Bu nedenle din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bölü- mü mezunlannın istihdamı mümkün görünmemektedir" dedi. Adem, ilahiyat fakültesi me- zunlannın 12 saatlik ders so- nunda sağlıklı Türkçe öğrerimi veremeyeceğinı vurgulayarak. "OsmanhedebiyataWlsfaun ede- biyaö uzmanhn mı Türkçe oku- tacak? Neden Türkçe öğretme- nj ilahiyat fakütesİBdeyetiştiri- Hyor" diye tepki gösterdi. Arap-Acem kültürü ile yeti- şenlerin Türkçe öğretemeyece- ğini yineleyen Adem, "Bugiri- şimde Türkçe aşağüannuücta- dır" dedi. Öğretmen yetıştirme- deki nitelik bunalımına dikkat çeken Adem, 1982 sonrasında artan sorunlara dikkat çekti. Adem, 1997-1998 öğretim yı- lında bakanhktaki 237 bın 533 sınıf öğretmeninin beşte binnin meslek dışındaki elemanlardan oluştuğuna işaret etti. 1950'li yıllarda eğitim enstitülerinde kazandınlan öğretmenlik mes- lek. branş, genet kültürbilgisi ile öğretmenlikruhunun eğitim fa- külteİennde hâlâ verilemediği- ni vurgulayan Adem, eğitim so- rununun çözümlenmesı gerek- tigıni anlattı. k n k ı ı v n r FP'HİsöuıbulBûyâkşehir K O K U y o r . . . Bdediyesininbugüııküfr ysüarta yaktaşk 7 trilyon lira harcayarak gerçekieştirdiği Haİiç'in tenrizfik çafaşması makyajla suiırh kakh, harcanan trflyoniar boşa ghti. Haöçten ç»- kardarak Afibeyköy'de taşocaklanna pompalanan çamurun üzeri de kapa- tdamadL Stcaklarla birHkte kokunun iyke artüğını betirten yurttaştar, tar- cananparayayaz)ko)dQğumisÖy1edâer. Eskitstanbul Büyûkşehir Bdedi- ye » B ^ » " ' Recep Tayyip Erdoğaa'ın •prestij" projesi olan HaBç'in tema£k çafapnaamn fiyssko iîe somıçlandığı ortaya çücö. Hahçte ne bakk tutmak kifbdi^ ç ş ş I Hafiç'in ufaüu çakşnus 28 Kasım 19%'da ihale edUmiştL thaleyi Güter- raak AŞ-SoutbenıMai7İaııdDred0ngInc,ortakgirişüni.l5mih;Widotor +585 n ^ w liraya ahmşb. CREDIT LYONNAIS MERKEZ PARİS - İSTANBUL TÜRKfYE MEHKEZ ŞUBESİ Yabancı Para Cmsnden hesaplanJa değaiemeye atnan ABO Ddan kuoı 312.720 - TL Yıfcmda yer alan, CREDIT LYONNAIS Merkea Pans IsJanbul Türioye Merte: Şıi»sne aıt 31.12 1996 t » N Manço ve ayntafrht K»-Zarar Tabtosu Başaran Ms4 Mûşavir» AŞ a memter o» Pnce Waterhouse Coopers taema&onal tarafmdan denetfsrmşbr CREDIT LYONMAIS BANKASI KAHŞILAŞTIBMALI »İLANÇOgU I MİLYAH TL. ) CO0> BAMALAR > TC Kna OGS1MM] WJRU.IİŞUW BftMULMVUS PARA PnTA A DvAI lc KREDİLER ,«(S| TJKPTDO ALAOKLW JIM4 A.TM 1)1*1 FMMfiALlOlAUHA AtACAKUfll |NM) AFMMIMmKtatfV B Kran*nm(GMi{ ı ICVOUAT HjNZMH KAftŞUON* 312 0 D 7 7 n n n 236 n t A a a B3 0 19 24 a 0 13 5 X a 0 0 A 0 0 0 û Q 9D f7fl B§ 82 ÛNCEMÛÛN» 1 9 *1 0 D m m n „ sn n • 0 tt n n İ » 1 * 7 1 * / p f] 0 c n (I ç 0 fl fl 0 n fl n f°M 7 S7 4S !) M » «•«» K«M <• Mnaı FCMM ÇKMÜM MBİOJL KmCTl£H P B Vatfr D^* ItaiU ClAh 6 J û Q ro Ut a n n ft a 1 TW 1 7» L L V»- FİHANSAL KJHALAMI BOftÇLAfll P«| l«IHTajFB0BÇtW|a| » 9 J»_ 2JI. o_ a. TC ÜUHÇt %• Ti VLMI PAOFUH j 15 l }EX$IVtMHLÛLÛKL0t «UM1 * KEFAtfliei V Z VE FAİZ rMCO fci *10*> Ipgngff 1 fl W M « K F D4« F« Otfrtvi | 2 f' 5) •- FAC oicBun {i ] CREDIT LYONNAIS (FRANSA) 31.12 1996 KONSOLİDE BİLANÇOSU (MİLYON EUR) HEMCU. HTHCUER UZUN VAOEU SA8TT OtÛER WTFL£fl 2.10B ıftl» T0PL4U MEVTJUAT TKMLLfMHlZ KARŞUHA* XXX •CTKM T0PUW BT««UL SMûab CREDIT LYONNAIS (FRANSA) 31 12 1998 KONSOLİDE KAR/ZARAR CETVELf T51Z? M9tZ 403D {31 /12 1«B) 1 1B m o 10 a J|~ D an - J X- 1 2 6 i Ui «n j ) J 33B 151 M ) J 111 111 1I1 1 İR7T « s Q i t a XI M UZ7 pi;i2 «87} 7 W Z77- 777 D 11 11 D Q ~ *a J- a~ 11 1* 0 e m -J-J J J -P S J_su _p _ Jl _p fl- ı an _P 129 n <7 a a VVB*>W%^IMNB • ra> M »>ı«nn ı»»ı n»»ı nmm CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Babam Memurdu Babam memurdu. Ankara Ziraat Fakültesi'nin ilk me- zunlanndan. Biz dört kardeş, babamızın Ziraat Müdürü olarak görev yaptığı illerde yetiştik(Kars, Çankın, Bursa, en son- ra Istanbul)- Çocukluk ve ergenlik yıllarımızda maddi sıkıntı duymadık. Varsa da an- nemiz ve babamız bize bunu hisset- tirmedi. Üniversite öğrenimlerimizi de baş- ka çabaya gerek olmaksızın, babamı- zjn desteğiyle tamamlayabildik. Buna karşılık, geride tek kuruş ya da taşınmaz mal bırakmaksızın bu dün- yadan göçüp gitti. Bizlere sadece, sevgili Mengü ErtePin "Cumhuriye- te Kanat Gerenler" dizisinde yaşamı anlatılmaya değer bülunan bir baba- nın evlatlan olmanın onurunu bıraka- rak... • • • Çcx:ukluk yıllanmda babamın "da- /re'sine sık sık gider, böylece onu ora- da izleme olanağı bulurdum. Çekini- len, saygı duyulan ve sanıyorum ki sevilen biryöneticiydi. Devletle birçe- lişkJsi yoktu. Tam tersine, devletin tem- silcisi, hatta ta kendisiydi... Memuria- nnın ona gösterdiği saygıyı o da ay- nen (vali ya da zaman zaman kente geten bir bakanlık görevlisi, bakan vb.) amirlerine gösterirdi... Babamla köy yolculuklannadakatılırdım... Köylüler- le ilişkisi sıcak, sevecen, ama her şe- ye rağmen mesafeliydi. Çünkü o, dev- letti... Çankırı'daki müdürlük döne- minde "Toprağın Sesi" adlı bir gaze- te çıkardı. Burada, Ziraat Müdürtü- ğü'nün çalışmalanna ilişkin yazılar, köylüye yarartı olacağı düşünülen bil- gileryayımlanıyordu... Amatör bir şa- ir olan babamın gençlik yıllannda yaz- dığı ve bu gazetede yayımlanan bir şi- irinden ötürü "solculuk" suçlamasıy- la kovuşturmaya uğradığını da anım- syorum... Kovuşturmaya konu olan di- zeleryanlış anımsamıyorsam şöyley- di: "güneşin kızıllığı /yakarken alnımı- zı...". Üniversiteögrenimini ilkTBMM binasının yapımında çalışarak sürdü- ren, öğrencilik yıllannda Atatürk'le birkaç karşılaşmasını yaşamının en önemli olayı olarak anımsayan baba- mın solculukla bir ilgisi yoktu... O, de- diğim gibi, devtetin birtemsilcisı ve söz- cüğün tam anlamıyla bir yurtsever- di... Yaşamının sonuna kadar da esas olarak Öyle kaldı... Son günlerdeki memur direnişi ba- na babamın memurluğunu anımsat- tı... O günlerden bugünlere köprüle- rin altından nice sular aktığını düşün- dürdü... Ülkemizin bugünkü koşulla- nnda birdeviet memuru, yönetici ko- numunda da olsa, dört evlat yetişti- rip üniversite öğrenimi yaptırabilir mi? Son günlerdeki memur direnişi sıra- sında söylenenler, günümüzün koşul- lannda bunun bir düş bile olamaya- cağını gösteriyor... Çünkü günümüz Türkiyesi'nde devlet memuru, Türki- ye Kamu-Sen Istanbul Bölge Başka- nı Hanefi Bostan'ın çarpıcı tanımıy- la "sefalet girdabı"ndad\r... • • • Sayılardan hoşlanıp hoşlanmadığı- • •• nızı bilmiyorum... Fakat kimi kez sa- yılar, gerçeği anlamada, sözcükler- den daha açıklayıcıdır... 17 Haziran Perşembetarihli "Cumhuriyet"te,ar- kadaşımız AJi Er'in memur sorunuy- la ilgili bir haberindeki sayılara göz atalım: "Memura yüzde 20 zam ön- gören hükümetin, son beş ayda THY biletlerineyüzde 41.5, akaryakrtürün- lerine iseyüzde 53 oranındazam yap- tığı belirlendi. Hükümet ortaklannca üzerinde anlaşmaya vanldığı belirtilen yüzde 20'lik zam oranı, son beş ay- da gerçekleşen enflasyon oranının 5.3 puan, THY'nin bilet ücretlerine yaptığı zammın 20.5, akaryakıt ürün- lerine yapılan zam oranının 30, ABD Dolan 'ndaki artışın ise 10 puan altın- da bulunuyor..." Haber merkezimizin yine aynı konuda hazırladığı bir haber- de ise Petrol-lş Genel Başkanı Bay- ram Yıldınm, "ortalama memur ma- aşı 119 milyon 600 bin lira düzeyin- deyken, yalnız mutfak gideri 93 mil- yon 323 bin lira olmaküzere 2 çocuk- lu bir aile için yoksulluk sınınnın 283 milyon 700bin lirayayükseldiğine' dik- kat çekiyor... • • • Memur sorunuyla ilgili açıklamalar- da, yayımlanan istatistiklerde bir baş- ka ilginç nokta, işçi ücretlerinin me- mur maaşlarına göre daha yüksek oluşu... Arkadaşımız Ali Er'in yayım- ladığı DSİ ve Köy Hizmetleri karşılaş- tırmalı maaş tablolarından birkaç ör- nek vermek gerekirse, mühendis ma- aşı 206 milyon lira iken vasrfsız işçi ay- lık ücret olarak 242 milyon; il müdü- rü maaşı 245 milyon 936 bin lira iken atölye ustası 353 milyon 592 bin; şu- be müdürü maaşı 218 milyon 579 bin lira iken inşaat ustası 341 milyon 205 bin TL kazanmaktadır... Sayılann gos- terdiği, pazarlık yapma gücüne sahip sendikalı personelin, amirinden me- muruna "kapıkulu"' konumundaki sen- dikasız personete göre üstün konumu- dur... • • • Çok yıllar önce, üniversite öğrenci- si iken yazdığım "Amcam ŞairBen Şa- ir" adlı "mizahi" şiirimde hafifçe "ft"ye aldığım, sevgili babamdan başkası değildi: "Bu dünyada ya adam olmalı ya da zengin Amcamsa sabah sabah bumu çay bardağında Ha babam şiiryazar şu cennet va- tanına Tam gülesim gelecek, pırr.. sekiz on güvercin..." Zengin olmayı zaten hiçbir zaman düşlemeyen, buna karşılık bu dünya- da gerçek bir "adam" olarak yaşa- yan babamın "devlet"\ ve o zaman- ların "memur"u artıkyok... Günümü- zün memuru ise devletin bir temsilci- si ya da kendisi değil, tıpkı sendikalı personel gibi, bir kamu kuruluşu ça- lışanı olmak zorundadır... Bunun için de grevfi, toplusözleşmeii sendika kûr- ma hakkına sahip olmaktan başka yol yoktur... Tersine zorlamalar, bugünkü görü- nümü "gwerc/n"le yumuşatılmış da olsa, "oligarşik" dayatmadan başka bir şey değildir... ŞIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Susurluk'un Kayıp Silahlan Susurluk kazasının ardından Sedat Bucak'ın arabasından çıkan susturu- culu Uzi marka suikast silahlannın ne- reden gelip nereye gittiği ve nereden alındığı tartışma konusu olmuştu. Me- sut Yılmaz'ın başbakan olduğu dö- nemde onun emriyle Kutlu Savaş'ın hazırladığı ünlü "Susuriuk Raporu "nda bu silahlar araştınlmtşsa da konu daha sonra unutulup gitmişti. Ancak son günlerde emniyet çevre- lerindeyeni ciddi iddialar ortaya atılıyor. Susurluk'ta bulunan, kaynağı ve nasıl ge- tirildiği tartışılan silahlann Hospro adlı bir firma tarafından hibe edildiği öne sürül- müştü. Daha sonra Mehmet Ağar'ın Emniyet Genel Müdürü olduğu dönem- de bu silahlann Israil tarafından hibe edildiği belirtilmişti. Ancak araştırma ve soruşturmadan sonra bu silahlann hibe edilmediği, dev- let kesesinden ödenen 50 milyon dolar- la satın alındığı ifade edildi. Ancak araş- tırmalar ileriedikçe parası alınan bu si- lahlann Türkiye'ye hiç getirilmediği ve ge- tirilmiş gibi gösterildiği kuşkulan artma- ya başladı. Kutlu Savaş'ın raporunda kimden alınıp kime verildiği birtürlü an- laşılamayan bu silahlara ve bazı operas- yonlara 70 milyon dolar ödendiği ifade edilmişti. Bu gerçeği de naylon olduğu ve pa- ravan olarak kullanıldığı anlaşılan Hosp- ro şirketinin sahibi Ertaç Tinar şöyle itiraf etmişti: "Gelen silahlar hibe değil- di. Aslında silahlarHightech firması ara- alığıyla yapılan 50 milyon dolariıkbiröde- me çerçevesinde satın alınmıştı. İlk etap- ta ödemesi yapılan 25 milyon dolahık teçhizat, eğitim ve istihbarat hizmeti teslim edilmişti." Burada şu soruyu hemen sormak ge- rekiyordu: Neden bu silahlar para ile alındığı halde hibe olarak gösterilmişti? Aktüel dergisinin bu haftaki sayısında Necdet Açan da bu sorulara yanıt an- yor. Üstelık bu hibe iddiası Gümrük Ida- resi'nden saklanmış ve bu parayla ge- tirildiği iddia edilen paketler Emniyet Genel Müdürlüğü adına "bedelsizitha- lat" yöntemiyle Türkiye'ye sokulmuştu. Mallann bedelsiz ithalatla sokulması sa- yesinde bu malların ayrıntılı dökümü Gümrük Idaresi'nden saklanmıştı. Araş- tırma yapan müfettişler bu konuda şu önemli gerçeği saptamışlardı: "Yurtdı- şından gelen eşyanın aynntılı bilgileri- nin Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bu işlemleri yapanlar dışında hiçbir kurum ve kişide bulunmamasının sağlanması." Işte bu noktadan itibaren araştırma- lar ilginç bir noktaya gelmişti. Necdet Açan, bu araştırmanın sonuçlannı şöy- le aktanyor "Emniyet çevrelerinde yük- sek sesle dillendirilen bu ihtimalı şimdi müfettişlerde cıddiyealıyor. EmniyetGe- nel Müdürlüğü kayıtlanna girmeyen bir- çoksilah, patlayıcı, mühimmatgibi mal- zemenin ülkemize gelip gelmediğinin tesbiti için yurtdışı araştırması başla- dı." Gerçekten ilginç; ilk bulgulara göre hibe olarak geldiği iddia edilen silahla- ra aslında milyonlarca dolar ödenmişti. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Meh- met Ağar, bu milyonlarca dolan alıp Hospro firmasına ödediğini belirtmişti. Ancak son araştırmalarda bu sitahlann Türkiye'ye hiç gelmediği konusunda emniyette kuşkular belirmişti. Mehmet Ağar'ın Hospro firmasına ödediğini söy- lediği ve bu paralarla Israil'den silahlar alındığı iddiası artık kuşkulu hale gelmiş- ti. "Müfettişler bu paranın Israil'e öde- nip ödenmediğinden emin değildi." Paralar devtetin kasasından çıkmıştı ama silahlar ortada yoktu. Araştırmalar bu yönde ilerliyordu. Kimselerde bu ko- nunun üzerine gitmiyordu. Gerçekten Türkiye'nin milyonlarca dolan nereye gitmişti? Bu kadar para; "Vatan, Millet, Sakarya" çığlıkları, "Susurluk Ovası, Bozkurt Yuvası" sloganlanyla bir yerte- re akıp grtmiş miydi? Gelin gazeteci ar- kadaşlar bu konuyu biraz daha araştı- ralım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle