22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 1998 ÇARŞAMB/ HABERLER Adalet Bakanı Denizkurdu, paket ile ilgili siyasi partilere dosya gönderdi Hukuk refornııında sıra MecKs'te E\İN GÖKTAŞ ANKARA-Adalet Bakanı Hasan De- nizkurdu. hedeflediği "hukuk refor- mu"nu gerçekleştirmek için TBMM'de kendisıne 10 gün süre ayrılması konu- sunda çaba sarf ederken reform paketin- de yer alan yasa tasarılarıyla ilgili sıya- siparîileringenelbaşkan vemillervekil- lerine dosya gönderdi. Denizkurdu. "Vargı bağımsızljğının hayata geçirilmesi. milletvekili \e kamu görevlilerinin yargılanmasındaki a> rıca- üğın gjderilmesi \e çetelere karşı etkili mücadele edilmesi için hazıriadığımız ta- sarılann bir an önce yasalaşması gerek- mektedir"dedı. Denizkurdu. Cumhuri- yet'e yaptığı değerlendirmede. öncelık- le çetelerlemücadeleye yönelık tasarının yasalaşmasını ıstedı. Sivasi partilere göndenlen dosvada, Anava^a Mahkemesi'nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri ile Yükseköğretim Kanunu'nun 59. maddesinin değiştiril- mesıne vönelik ikı uvum vasasının vanı sıra Adalet Bakanlığf nca hazırlanıp bu hükümet döneminde yasalaşan. Mec- lis'eyeni sevk edilen. komisyonların \e Meclis Genel Kurulu'nun gündeminde bekleyen ve halen üzerinde çalışılmak- ta olan yasa tasanlan hakkında açıklayı- cı biJgiler ver alıyor. Dosyadaki bılgılere göre. bu hükümet döneminde 4. Meciis'e sevk edilen 8. komisyonlarca >ürütülen 5. genel kurul gündeminde 1 ü \ e bakanlıkça halen üze- rinde çalışılmakta olan da 5 tasarı bulu- nuvor. Adalet Bakanı Denizkurdu. **Eğer ha/ırladığınıız bu kanun tasanla- n partamentodan geçirilebilme şansına kavuşturulursa, Cumhuriyetimizin belli başlı ana kanurılan Tiirk hukukçuları- nın özgün kaleminden çıkmış olarak ül- kemizin hi/metine sunulmuş olacaktır. Bunu 'hukuk reformu" olarak değerlen- dirip değerlendirmemek takdire kalmış- tır" görüşüne ver verdi. Mafya iie mücadele tasansı Reform paketinde. Bazı Organıze Suçlarla Mücadele Kanun Tasarısı'nın daha öncekı dönemlerde hazırlanıp Ba- kanlarKurufu'nasunulduğuanımsatıia- rak. tasandaörgütfaaliyetlerinin resme- dilmesi veya videoyaalınması.örgütele- manlannın konuşmalarının saptanması. aralarına ajan sokulması gibı delillerden hareketle suçluva ula^ılmasını sağlava- cak vöntemlerin getırıldiğı kavdedildı. Bu vasa tasarısında. çetelerle ilgili geniş değerlendirmelere yer verıliyor. Maf\a tipı örgütlenmelerin ıcralann- da, çok kere terorızm suçlarında olduğu gibı.cebır. şiddet. vıldırma vekorkutma yolu tutıılan örgütlü suçlann özellikle te- ronzm suçlarından ayrıldığı \urgulanan değerlendırme \ azısında. "ÖrgütJü suç- larda hedef. tenırizmde olduğu gibi ya- kın amaç olarak kamu düzenini ağır bi- çimde ihlal \e asıl amaçlara ulaşma yo- lunu açmaktan ibaret bulunmayıp, hak- sız menfaat \e çıkar elde etmektir" de- nildi. Yazıda özetle şu uörüşe ver veril- di: "Bıı amaç vanında topium içinde ka- nun dışı n'careti teşkilatlandırarak fuhu- şu istismar etmek, kadınticaretiniörgüt- leri için tekel haline getirmek. uyuşturu- cu madde trafiğini yönlendirmek \e bö> - lece dünya gençliğiıü zehirlemek. belki de hepsinderı kötüsii. bir kısım kamu gö- revli ve hiznıetlilerini igfaJ ederek bu gi- bi kanunsu/lukJann içine alıp ortaklan haline getirmek, rüşveti genelleştirmek, çek-senet tahsil etmek, zorla borç senedi imzaiatmak gibi uğraşlar çıkar amaçlı suç örgütlerinin kanunsu/ uğraşlannın başında gelmektedir. Eldeettiklen çıkarlann büyüklüğü ne- deniyle bazen suç örgütlerinin uğraş alanlannı parselledikieri \e birbirlerinin nüfuz alanlarına müdahale errikleri, bu- nun sonucu olarak toplumu sotı derece rabatsız eden silahlı mücadelelere giriş- rikJeri görüJmektedir." Pakette hangi yasalar var? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu'nun. "hukuk reformu" çerçevesinde. TBMMden geçip bir an önce yasalaşmasını istediği yasa tasanlan şunlar: # Hâkımler ve Savcılar Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. # Avukatlık Kanunu'na Bazı Maddelerin Eklenmesine Dair Kanun Tasansı. # Bazı Örgütlü Suçlarla Mücadele Kanun Ta^ansı. # Adliye Mahkemelerinın Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun Tasansı. # 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki CeUelde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. # Türk Ceza Kanun Tasansı. # Uzlaştırma Kurullannın Kuruluşu. Görev ve Yetkilerine Dair Kanun Tasansı. # Bazı Kanunlardakı Para Cezalannın İdari Para Cezalanna Dönüştürülmesine Dair Kanun Tasansı. # Hâkimler \e Savcılar Kanunu ile Adalet Bakanlığı Merkez Teşkilat Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. 0 Avukatlık Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. # Kanuni Faiz \e Temerrüt Faizine îlişkin Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. # Vatandaşlann Bilgi Edinmeleriyle İlgih Kanun Tasarısı. # Siyasi Partiler Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. 0 Seçimlerin Temel Hükümleri \ e Seçnıen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. 0 Türk Medeni Kanunu Tasansı. 0 Ceza Muhakemelen Usulü Kanun Tasansı. 0 Yeni Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlüğe Konulmasma Dair Kanun Tasansı. 0 Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasansı. 0 Ombudsman Kanun Tasansı. 0 3167 sayılı Cekle Ödemelenn Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. 0 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 647 sayılı Cezalann İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. 0 Idari Yargılama Usulü Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı. 0 Bölge tdare Mahkemeleri. İdare Mahkemelen ve Vergı Mahkemelennin Kuruluş ve Görev leri Hakkında Kanunda Deöişiklik Yapılmasına îlişkin Kanun Tasansı. FP'yeTUSMD\lalaiMksorgusu Genel Başkan Recai Kutan, işadamlannın sorulannı kaçamak cevaplarla geçiştirdi İstanbul Haber Senisi - FP Genel BaşkanıRecai Kutan. kapatılan RP ileara- larında önemlı bir fark bu- lunmadığını. RP'nın vanlış anlaşıldığını savundu. TÜ- Sİ AD üyelerinin laiklik. dı- nin si>asallaştınlması \e Batı'yla ilişkiler konusun- da net yanıtlar isteyen soru- larını Kutan detavagırmek- ten kaçınarak genel ıfade- lerle yanıtladı. TUSİAD. Meclis'tegru- bu bulunan panı lıderlern- le başlattığı sohbet toplatı- lannın üçüncüsündedün FP lideri Recai Kutan'ı konuk etti. Sabancı Centerdakı toplantıda konuşan TÜSt- AD Genel Başkanı Muhar- rem Ka>han. REFAHMJL döneminde saşanan "siyasi tra\madan"ağırlıklı olarak RP'nin *>orumlu olduğunu \urgula>arak. kadrolannın bü> ük bölümünü RP'iilerin oluşturduğu FP'nın laiklik. Batf>la ilişkiler. seçım \e M)>yal gü\ enlik reformu gı- bi temel konulanndakı dü- şüncelerinı öğrenmek ıstedikle- nın topiumsal birliöi zedeleye- ğini öne süren Kutan."Toplumu TÜSİAD siyasi partilerle başUtüğı sohbet toplaaülarınıa üçüncüsünde nni belirttı. Kavhan. TÜSlAD'ın öncelik- lerıni sergilediği konuşmasında. laikliği sadece TÜSİADın tü- züğüne kadar girmesi nedeni ile degıl. toplumun çımentosu ola- rak gördükleri ıçın önemsedikle- rini anlattı. Kavhan. ikili hukuk anlayışının. bilim dışı söylemle- rin ve kamu yönetımine din ku- rallarını egemen kılma çabalan- cek bir girişim olduğunu söyle- di. FP Genel Başkanı Kutan. söz- lerine partisinin temel konular- daki görüşlerini açıklavacağını belınerek başladı. Türkiye'nin önemli avantajlan bulunmasına karşın. "demokrasi özürlü'*. "hukukun sivasallaştığı" \e "halkJa de\letin giindeminin farkL olduğu" bir görüntüçizdı- tepeden rırnağa değiştirmek is- teyen topium mühendisleri \ar" dedi. Demokrasivi va/geçılme/ e\rensel bir değer olarak kabııl etiiklerini ifade eden Kutan "Ba- tılı anlamda demokrasi) i hâlâ smdireme\enler var. Türki>e'nin özel şartian \ar aııla\ ışı> la statü- konun de\am etmesini isti\orlar. Bunlara göre devlet kutsaldır. Nazi Almaması'ndan sonra de\ - letin ekonomidekı rolünün yönlendirici ve teşvik edi- ci olmasını öngördüklerini ve yabancı sermayeye kar- şı olmadıklannı anlattı. Işadamı Sakıp Sabancı ve TÜSİAD Başkanı Mu- harrem Kayhan'ın erken seçim karşıtı görüşlerini anımsatan Recai Kutan, anayasa gereği yerel seçim- lerin 1998 bahannda yapıl- masının zorunlu olduğuna işaret ederek "Türkiye bu nedenle bir seçim ortamına girmiştir. Seçimler birlikte vapılmazsa, bir sene sonra yapılacak genel seçimler- den ötürii seçim ortamı sü- recektir" diye konuştu. Türkiye'nin bugünkü par- lamento yapısının farklı bir seçim sistemi çıkarma>a- cağını savunan Kutan "An- cak. seçim tarihi ve seçim sistemi ile ilgili hiçbir önko- şulumuz yok. Her türlü öneri>i değerlendirmeye hazxru"dedi. FPSİ konuk etti. (UĞURÜUNYÜZ) v istanbul MilletvekiliSe- aat Aloğlu nun, Kutan a, leti kutsal gören kalmadrdıye FP'nin iktidar olması durumun- konuştu Batılı anlamda uvgula- ııacak \e tanfi \apılmış bir laik- lik ıstediklerini belirten Ku- tan. "MechYte kanun vapılacak- sa hareket noktası akıldır, ilimdir. Vani "Benım dinim böyle di- \ or" davatması içindedegiliz" de- di. Kutan ekonomive ilışkin gö- rüşlerını açıklarken de özelleş- tirmeden \ana olduklannı. dev- da ilk yurtdışı gezisini hangi ül- keye vapacağını. davetlere kım- leri çağıracağını ve Susurluk ko- nusunda neler yapacağını sor- ması üzenne Kutan. Batılı ülke- lerle ilişkileri geliştirmek iste- diklerini vurguladı. Kutan. Nec- mettin Erbakan'ın L'zakdoğu ülkelerını kapsayan ilk dış gezi- sinin>anlış anlaşıldığını dasöz- lenne ekledi. S e ç i m t a r i h i n i n M e c l i s ' t e k e s i n l e ş m e s î n e r a ğ m e n t a r t ı ş m a hîç b i t m e d i Keçecfler: îkî seçim Baykal'm eseri A.NK.4RA (Cumhuri>et Bürosu) - TBMM'de seçim karannın alınmasının hemen ardından başlayan iki seçimin bir arada vapılmasının sakıncalarına ilışkin tartışma. Başbakan Mesut V ılmaz ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın birbırıni ~ku>uya taş atan deliye" benzetmesiyle alevlendi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler. kendilerinın gönülsiiz destek verdiğı 18 Nısan'da iki seçimin bir arada yapılması modelınin Bavkal ve CHP'nin eseri olduğunu belirterek "Sorumluluk Baykal ve CHP'ye aittir" dedi. Başbakan Yılmaz'ın "CHP iki seçimin bir arada vapılma talebinden vazgeçerse kararın gözden geçirilmesine hazır olduklan" mesajını vermesı üzenne CHP lıden Bavka!. "CHP, iki seçimin bir arada vapılmasını istemedi" dedi. ANAP Genel Başkan \'ardımcısı Keçeciler de dün düzenledığı basın toplantısinda. iki lider arasında vanlan mutabakatın açıklanmasından önce yaptığı basın toplantısında, "Bu u/laşmaya karşı olduklannı, iki seçimin bir arada yapılmasına ancak gönülsüz destek verecekJerini'* sövlediğıni anımsattı. Tüm olavlann kamuovunun. basının gözü önünde gerçekleştiğini kaydeden Keçeciler. sözlenni şövle sürdürdü: "55. koalisyon hükünıeti kunılduğu /anıan bu hükümetin seçim değil, çü/üm hükünıeti olduğu ilan edildi. En a/ 3 vıllık enflasyonla mücadele ve ekonomi programı ha/ıriandı. \ ılmaz. ulbaşında istifa etme\i kendisi mi ortava atmıştır. yoksa bir davatnıa. baskı sonucu mu bu kararı vermişrir? İki seçimin bir arada 18 N'isan'da vapılması modeli Bav kal ve CHP'nin eseridir. SorumJuluk Bav kal ve CHP've aittir. Baykal'ın şimdi >aptığı bevan mannktan. akıldan ıı/aktır. Kamuoyunu tatnıin etmemiştir." Mehmet Keçeciler. attıkları ımzava sadık kalacaklannı. gerı dönmelerinin söz konusu olmadığını. gönülsüz destek verseler de Meclis'te alınan bir seçim kararı bulunduğunu anımsattı. Keçeciler. "Eğer bu seçimler Türkiye've büyük bir yük getirecekse. dünyadaki ekonomik kriz Türkiye'vi etkilevecekse. Bav kal modeli denilen bu modelden dönülmesi istenivorsa, bu önerivi getirirlerse görüşürüz. Biz bövle bir öneriye tümüvle karşı değiliz" dedi. Keçeciler. seçimlerin ertelenmesi yönünde herhangi bir önerge vermeyeceklennı söyledi. DTP'nin önerge vermesini bekleyip beklemediklerine ilişkin bir soru üzerine de Keçeciler. "Biz herhangi bir beklenti içinde değiliz. Ancak. biz önerge vermeveceğimizi söylüyoruz" dedi. SIFIR NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR israil Başkonsolosluğu'nun desteğinde Türkiye Gazeteci- ler Cemiyeti'nın in/siyatıfiyle bir grup israilli ve Türkiyeli ay- dın, dün istanbul'da bir araya geldi. Israil'in önde gelen ga- zetecilerinin. bilim insanlarının, sanatçılarının da yer aldığı bu görüşme. ikı ülkede neler olup bittiğini soruşturmaya dönüş- tü. Biz, Israillilere, Yaser Ara- fat İsrail devletince "terörist" ilan edildiğı dönemde onunla söyleşı yapıp yapamadıklannı soruyoruz. Onlar bizden, Ab- dullah Öcalan'la söyleşinın neden suç olduğunu öğren- mek istıyorlar. Israil'de de bir iki aile, bütün medya sektörünü kontrol edi- yor; tıpkı Türkiye'de olduğu gi- bi. ilginç bir bilgi daha verdiler: Israil'in en büyük basın tröstü- nün başında ünlü kozmetikçi Estee Lauder'ın oğlu bulunu- yor. Bizde, hapiste kaç gaze- teci olduğunun tam sayısını bir türlü saptayamıyoruz. Onlara sorduk, "Hapiste gazeteci yok" dediler. Ne yapalım? İs- railli gazeteciler devletin basın îsrailli ve Türkiyeli Aydmlar... üzerinde bir sansürünün ol- madjğını belirtirken, resmi te- levizyonların özel televızyon ve gazetelerden daha özgür olduğunu hafif gülümseyerek anlattılar: "ÖzelTVvegazete- lerde patronun çıkariarı ve si- yasi hesapları her zaman kı- sıtlayıcı bir rol oynayabılır.'' israilliler, son dönemde Tür- kiye ile israil arasında gelışen ilişkilerden çok memnunlar ve bunun devam etmesini istiyor- lar. İsrail-Türkiye ilişkisinin Araplara karşı bir yön taşıma- dığını vurgulamaya özen gös- terdiler. Burada önemli olan, Filis- tin'e karşı tutumdu. İsrailli mu- hafazakârlann Filistin'in öz- gürlüğüne yönelik tutumu sür- düğü müddetçe bu konuda Türkiye'de ciddi bir muhalefet olacağını belırttik. Toplantıda bir konuşma yapan Profesör Hasan Köni, Türkiye-İsraıl ilişkisinin çok önemli olduğu- nu, bu ilişkının Batı'yla ılişkinin yerine ikame olacağını öne sürdü. Köni böylece. Türki- ye'nin Batı tarafından ve kom- şusu olan Arap devletlen tara- fından sıkıştırılmaktan bu yol- lakurtulabıleceğini birtez ola- rak öne sürdü. Köni'nin bu tezleri israilliler tarafından pek gerçekçi bu- lunmadı. "Biz Avrupa'nın ye- rine geçemeyiz" diyerek bu teze katılmadıklarını belirttiler. Bugün de devam edecek bu- luşmanın. iki tarafın bırbirinı ta- nıması açısından çok yararlı olduğu görülüyor. israil Kon- solosluğu Kültür İşleri Sorum- lusu Bayan Zali de Toledo, Türk tarafından katılımın az ol- duğundan yakınıyordu. Bunu özellikle vurgulamamızı istedı. Türkiye-lsra/l ılışkilerinin son dönemde hızla gelışmesi ve bu ilişkinin bir asken ittıfaka dönüşmesi İsrail tarafından çok önemseniyor. Bu nokta- da ABD'nın önemli bir katkısı olduğunu unutmamak gereki- yor. Arap ülkelenyle sorunları- nı bir türlü normalleştiremeyen Israil'in çok kritık bir dönemde Türkiye ile askeri ilişkılerini ge- lıştirmesı ve ortak askeri ma- nevralar yapacak düzeyde ile- ri adımlar atması, bölgedeki gelişmeler açısından önem kazanıyor. Bu ilışkıye Arap ül- kelerinın tepki gösterdiğini ve Türk yönetıminı suçladığını bi- liyoruz. Mesut Yılmaz'ın son gezısı sırasında Surıye'ye yö- nelik sert ifadeleri, bu ilişkinin bir başka boyutunu ifade edi- yor. Bu kısa ve yararlı görüş- me tabiı ki, birbirimızi anlamak ve tanımak için yeterlı değıl. Bunu bir başlangıç olarak ka- bul edip aydınlar diyaloğunu, çevre ülkelenn aydınlarıyla da- ha derınlemesıne sürdürme- nın yararlı olacağını bir kez da- ha vurguluyoruz. • • • Nebahat Pohlreich'ı tanır mısınız? Sevgili Mustafa Ek- mekçi'nin "Bayan Kahkaha" adını verdiği Nebahat, Alman- ya'nın Bielefeld kentindeki sosyal hizmetlerinin 25. yılını doldurdu. 2 Eylül'de, bu 25 yı- lın anısına dostları onun için bir toplantı düzenlediler. Çok istediğim halde, koşullar el- vermediğınden bu toplantıya katılamadım. Nebahat, Al- manya'daki Türklerin önemli köşe taşlarından birisi. O. ay- rım gözetmeksizin. sıkıntılar içindeki bütün yabancılann yıl- larca hizmetine koştu. O, hep derdi olanın başvurduğu umut kapısı oldu. Çok da çile çekti, sıkıntılara katlandı. Nebahat. geçmiş çeyrek yüzyılını değerlendirırken yine de mutluydu: "Bu yolu yürü- düğüm için mutluyum. Bu yüzden saçlanmdaki her be- yazı -her ne kadar boyasam da- yüzümdeki her çızgiyı -her ne kadar siz fark etmeseniz de- seviyorum, içime sevinç doluyor. Buyolu daha koşabi- lirim gıbi geliyor." Ben de buna inanıyorum ve Nebahat Pohlreich'a nice 25 yıllar diliyorum!.. GLOBALPOLİTÎKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU Bir Dogmayı Savunmak Ipliği pazara çıkmış bir dogma acaba nasıl bir yön- temle savunulabılir?.. Hele. artık moral şantaj da ("Si- zı gıdı dınozorlar sizü") tutmuyorsa... Işte son gün- lerde başında rastlanmış bir örnek. Önce eleştiriler ve tartışmalar; şimdi, bir iki istisna olay yüzünden çıkmış gibı davranırsınız. "Bu arada pazar ekonomisının, ekonomik küreselleşmenin günlük deyışle çuvallamaya başladığına dair ilginç tartışmalar var dünyanın gündeminde. Bunların da- yanak noktası ıse bazı gelişmeler" diyerek Malezya ve Rusya vb. örneklerini kulîanırsınız. Sonra "Bunos- taljık bir çaba! Anlaşılabılır bir duygu... Ama çözüm değil. Çözüm olmadığını tarıh kanıtladı. Geleceği geçmişte aramak nafile" der, eskimiş olduklannı, iyi niyetlı ama saf, hatta cahıl olduklannı ima ederek eleştirileri küçümsersmız. Pekı, tüm bunlar, tartışmanın bir iki örnekle sınırlı. bir "yeniuyanma" olayı olmadığını, 1995'ten bu ya- na gelişmekte olan eğilımlere bağlı olarak ve bir kri- zın gelmekte olduğuna işaret edilerek, sadece bu örneklerternelinde değıl. hatta bunlara değinmeden bile. ABD. Japonya, malı pıyasalar bağlamında ve genel bir fazla kapasite sorunu etrafında sürdüğünü gizleyebilir mi? Rusya'ya ilışkin ilk eleştirilerın daha 1992'de ortaya çıktığının, bugünkü krizin daha o za- man öngöruldüğünün üzerinı örter mi? Bir yazarın, okuyucusunun cehaletıne bu kadar güvenmesi doğ- ru mu? Eleştirilerin "nostal/ık" olduğunu söylemek, pazar ekonomısı teorısının aslında 1930'larda "çuvalladı- ğını", küreselleşmenin ilk olarak o zaman çöktüğü- nü, pazar ekonomisının daha o zaman eskıdiğıni ha- tırlamamızı engelleyebılirmı? Pazar ekonomisi "mo- delinin", pazara müdahale etmek gerekir tespitınden çok daha eskı olduğunu. herhangi bir iktisat öğren- cisi size kolaylıkla soyleyemez mı? Bu durumda "Ge- ' leceğı geçmişte arayan kım?". 1930'da iflas eden modelleri benımseyenler mı? Yoksa, bu model bir ke- re daha "çuvalladığı" için, bu modelın eleştirilerine dayanarak bir yol bulmaya çahşanlar mı? Yazarımıza göre. "Sorunpazarekonomisinin, eko- nomik küreselleşmenin kendisi değıl. llkesi hiç kuş- kusuz doğru". Bir kere, kureselleşme salt ekonomik bir sorun de- ğil. Bunu, ekonomik, kendiliğinden evrimleşen bir süreçmiş gibı göstermek, okuyucuyu aptal yerine koymak olmaz mı? Bugün vurgulandığı biçimiyle kü- reselleşmenin bir sen yasa ve merkezi devlet müda- haleleri ve uluslararası kurumların etkileriyle, adeta planlı birşekıldegerçekleştirildığinı bilıyoruz. Bu yüz- den kureselleşme aynı zamanda siyasi ve "serbest piyasa ekonomısı, bılgı çağı, tarıhın sonu vb." bir se- h çözümlemenın benimsenmesinı de dayattığı (mer- kezi global medya ağlarıyla yaydığı) için de kültürel bir süreç. Zaten bıraz ekonomı-politik bilgisi, geliş- me teorilerınden haberi olan bılır kı "üretım ilişkileri" (salt ekonomik sureçler) "yenıden üretım ilişkileri" (ideoloji ve siyasal, kültürel kurumlaşmalar) olmadan varolamazlar "Ekonomik kureselleşme" tespiti, bu sürece siyasetten ve ıdeolojiden bağımsız, adeta do- ğal bir özellık atfetmeye çabalamaktan başka bir şey değil. ÖrTieğJmizdjekLyazara göre "Yanhş p/arv,,/j;Owrfj nu kurallanna gÖr"e oyngmaraak Û yûzden,gere-i> ken yapısal reformları gecıktirmek'; 2) 'Piyasa eko- nomisinin ve küreselleşmenin de kendine dönüp ye- J ni bir değerlendırme yapmayı ve yeni kurumsal çer- çeyeler yaratmayı gecıktirmesi'..." Önce bu kadar ilginç /mantıksal ve felsefı anlam- da) bir çözumlemeye çok uzun zamandır hiç rastla- madığım için okuyunca gözlerimin parladığını itiraf et- mek isterım Bu ılgınçliği sızınle paylaşmayı deneye- ceğim. Anlaşılan ortada uyulması gereken kurallar ve ge- ciktinlmemesı gereken yapısal reformlar var! Peki. bu kurallar ve gereken reformlar nereden çıktı? Bunlar, Musa'ya verılen "Tabletın" üzerinde yazmadığına göre, ''bir ölumlu" tarafından belli bir teorık çerçeve içinde geliştırılmış olmaları gerekir. Bizden de aslın- da, bırteorik çözümlemeyı, bir ekonomik teoriyi ka- bul etmemiz ıstenıyor. Nedır bu teorı? Bu, artık Fo- reign Affaires gibı muhafazakâr dergilerde bile de- ğınilmeye başlanan "Hazıne-WallStreet-IMF"ıttifa- kı tarafından dünyanın geri kalanına dayatılan, "Was- hington Consensus 'ün arka planını oluşturan neo- liberal ekonomik teoridir Kaynağı Mont Pelerin Society, Adam Smith Enstitute, Pinay Circle gibi yeni sağın akıl hocaları; uygulanmaya ilk konduğu ta- rih 1973. yer ıse Şili'dır Yapılması gereken ıse, "Ilke- sı hiç kuşkusuz doğru' saptamasını dayatmadan önce ''Piyasalar kendı kendını temizler" yasasının açık yüreklılikle bir savunulmas/na gırışmektır. Yazarın '2' numaralı önermesı daha da ilginç: "Pi- yasa ekonomısı ve kureselleşme" kendine dönüp yenıden bir değerlendirmeyı nasıl yapacak acaba? Karşımızda Hegel'ın. diyalektık bir süreç içinde iler- \eyen, kendi üstüne gerı yansıyarak 'olan', "mutlak fikn" mı var? Yazarın en azından bu hataya düşme- mesi "serbest p/yasayı" antropomorfik (insanmış gibi) bir şekılde ele almaması gerekırdı. Belkı de bunlarda şaşılacak bir şey yok. Belki de bu anlayış ekonomik ilişkileri duzenleyen "gizlielın" teorik sorunları da çözeceğıne ılişkın bir ınançtan ge- liyor. Belkı de serbest piyasanın gerçekten bir ruhu ve aklı var. Belkı de bu durumda. Hegel'ın Napol- yoniçin "Tarıhı gördum, atustündeydı"sözlerinden esinlenerek yazara bakıp. "Serbestpıyasayı gördüm, köşesindeyazıyordu" demek gerekir. Kim bilir?.. Bakan Sahin'in durumu Hüküıııette azfl belîrsizliği A.N'KAR V (Cumhuri- yet Bürosu) - DTP (lenel Başkanı Hiisanıettin C'in- doruk. De\ let Bakanı Re- faiddin Şahinin görevıne son verilmesıv le ilgili ola- rak 4 Evlül'de Başbakan Mesut Yılmaz'a bir va/ı gönderdıklennı bıldirdı Şahm diırıkıi Bakanlaj Kurulu toplantisiııa katı- lırken. Başbakan Me«ııt Yümazbukonııd.ıkı soru- lara "Kendi içmeselenıiz" karşılığını verdı. Hüsamettın Cındoruk. ^erel Televızvonljı Bıılı- ği yönetıcılerinı kahulü M- rasında gazetecilerın Re- faiddıni>ahın'mgörevden alınmasına ilışkin sorula- nnı yanıtladı. Şahin ilegö- rüşüp görüşmediğine ilış- kin bir soruva Cindoruk. "Beniın cep telefonum vok" karşılığını verdi. Başbakan Yılmaz'a Şa- hin'ın istıfasinı isteyen bir mektup gönderdiklerini aktaran Cindoruk. o mek- tuplaaııavasaçizgisini de- vam ettırerek. Şahin hak- kında \enlen grup kara- rından Başbakan v e Cıım- hurbaşkanı'nı haberdaret- tıklerini sövledi. Cindo- ruk. "Savın Cumhurbaş- kam'nda bu mektubun olup olmadığını hilemivo- runı. Savın Cumhurbaş- kanı dün (önceki gün) ak- şaın açıklama vapmış, a- n)a Sa\ ın Yılma/'da buya- zımı/. \ar"dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle