Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 1998 ÇARŞAMB/
HABERLER
Adalet Bakanı Denizkurdu, paket ile ilgili siyasi partilere dosya gönderdi
Hukuk refornııında sıra MecKs'te
E\İN GÖKTAŞ
ANKARA-Adalet Bakanı Hasan De-
nizkurdu. hedeflediği "hukuk refor-
mu"nu gerçekleştirmek için TBMM'de
kendisıne 10 gün süre ayrılması konu-
sunda çaba sarf ederken reform paketin-
de yer alan yasa tasarılarıyla ilgili sıya-
siparîileringenelbaşkan vemillervekil-
lerine dosya gönderdi.
Denizkurdu. "Vargı bağımsızljğının
hayata geçirilmesi. milletvekili \e kamu
görevlilerinin yargılanmasındaki a> rıca-
üğın gjderilmesi \e çetelere karşı etkili
mücadele edilmesi için hazıriadığımız ta-
sarılann bir an önce yasalaşması gerek-
mektedir"dedı. Denizkurdu. Cumhuri-
yet'e yaptığı değerlendirmede. öncelık-
le çetelerlemücadeleye yönelık tasarının
yasalaşmasını ıstedı.
Sivasi partilere göndenlen dosvada,
Anava^a Mahkemesi'nin Kuruluş ve
Yargılama Usulleri ile Yükseköğretim
Kanunu'nun 59. maddesinin değiştiril-
mesıne vönelik ikı uvum vasasının vanı
sıra Adalet Bakanlığf nca hazırlanıp bu
hükümet döneminde yasalaşan. Mec-
lis'eyeni sevk edilen. komisyonların \e
Meclis Genel Kurulu'nun gündeminde
bekleyen ve halen üzerinde çalışılmak-
ta olan yasa tasanlan hakkında açıklayı-
cı biJgiler ver alıyor.
Dosyadaki bılgılere göre. bu hükümet
döneminde 4. Meciis'e sevk edilen 8.
komisyonlarca >ürütülen 5. genel kurul
gündeminde 1 ü \ e bakanlıkça halen üze-
rinde çalışılmakta olan da 5 tasarı bulu-
nuvor. Adalet Bakanı Denizkurdu.
**Eğer ha/ırladığınıız bu kanun tasanla-
n partamentodan geçirilebilme şansına
kavuşturulursa, Cumhuriyetimizin belli
başlı ana kanurılan Tiirk hukukçuları-
nın özgün kaleminden çıkmış olarak ül-
kemizin hi/metine sunulmuş olacaktır.
Bunu 'hukuk reformu" olarak değerlen-
dirip değerlendirmemek takdire kalmış-
tır" görüşüne ver verdi.
Mafya iie mücadele tasansı
Reform paketinde. Bazı Organıze
Suçlarla Mücadele Kanun Tasarısı'nın
daha öncekı dönemlerde hazırlanıp Ba-
kanlarKurufu'nasunulduğuanımsatıia-
rak. tasandaörgütfaaliyetlerinin resme-
dilmesi veya videoyaalınması.örgütele-
manlannın konuşmalarının saptanması.
aralarına ajan sokulması gibı delillerden
hareketle suçluva ula^ılmasını sağlava-
cak vöntemlerin getırıldiğı kavdedildı.
Bu vasa tasarısında. çetelerle ilgili geniş
değerlendirmelere yer verıliyor.
Maf\a tipı örgütlenmelerin ıcralann-
da, çok kere terorızm suçlarında olduğu
gibı.cebır. şiddet. vıldırma vekorkutma
yolu tutıılan örgütlü suçlann özellikle te-
ronzm suçlarından ayrıldığı \urgulanan
değerlendırme \ azısında. "ÖrgütJü suç-
larda hedef. tenırizmde olduğu gibi ya-
kın amaç olarak kamu düzenini ağır bi-
çimde ihlal \e asıl amaçlara ulaşma yo-
lunu açmaktan ibaret bulunmayıp, hak-
sız menfaat \e çıkar elde etmektir" de-
nildi. Yazıda özetle şu uörüşe ver veril-
di:
"Bıı amaç vanında topium içinde ka-
nun dışı n'careti teşkilatlandırarak fuhu-
şu istismar etmek, kadınticaretiniörgüt-
leri için tekel haline getirmek. uyuşturu-
cu madde trafiğini yönlendirmek \e bö> -
lece dünya gençliğiıü zehirlemek. belki
de hepsinderı kötüsii. bir kısım kamu gö-
revli ve hiznıetlilerini igfaJ ederek bu gi-
bi kanunsu/lukJann içine alıp ortaklan
haline getirmek, rüşveti genelleştirmek,
çek-senet tahsil etmek, zorla borç senedi
imzaiatmak gibi uğraşlar çıkar amaçlı
suç örgütlerinin kanunsu/ uğraşlannın
başında gelmektedir.
Eldeettiklen çıkarlann büyüklüğü ne-
deniyle bazen suç örgütlerinin uğraş
alanlannı parselledikieri \e birbirlerinin
nüfuz alanlarına müdahale errikleri, bu-
nun sonucu olarak toplumu sotı derece
rabatsız eden silahlı mücadelelere giriş-
rikJeri görüJmektedir."
Pakette
hangi
yasalar
var?
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adalet Bakanı
Hasan Denizkurdu'nun.
"hukuk reformu"
çerçevesinde. TBMMden
geçip bir an önce
yasalaşmasını istediği
yasa tasanlan şunlar:
# Hâkımler ve Savcılar
Kanunu'nda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasansı.
# Avukatlık Kanunu'na
Bazı Maddelerin
Eklenmesine Dair Kanun
Tasansı.
# Bazı Örgütlü Suçlarla
Mücadele Kanun Ta^ansı.
# Adliye
Mahkemelerinın Kuruluşu
ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasansı.
# 190 sayılı Genel Kadro
ve Usulü Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin
Eki CeUelde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasansı.
# Türk Ceza Kanun
Tasansı.
# Uzlaştırma
Kurullannın Kuruluşu.
Görev ve Yetkilerine Dair
Kanun Tasansı.
# Bazı Kanunlardakı
Para Cezalannın İdari
Para Cezalanna
Dönüştürülmesine Dair
Kanun Tasansı.
# Hâkimler \e Savcılar
Kanunu ile Adalet
Bakanlığı Merkez Teşkilat
Kanunu'nda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasansı.
0 Avukatlık Kanunu'nda
Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasansı.
# Kanuni Faiz \e
Temerrüt Faizine îlişkin
Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasansı.
# Vatandaşlann Bilgi
Edinmeleriyle İlgih
Kanun Tasarısı.
# Siyasi Partiler
Kanunu'nda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasansı.
0 Seçimlerin Temel
Hükümleri \ e Seçnıen
Kütükleri Hakkında
Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasansı.
0 Türk Medeni Kanunu
Tasansı.
0 Ceza Muhakemelen
Usulü Kanun Tasansı.
0 Yeni Türk Ceza
Kanunu'nun Yürürlüğe
Konulmasma Dair Kanun
Tasansı.
0 Kişisel Verilerin
Korunması Kanun
Tasansı.
0 Ombudsman Kanun
Tasansı.
0 3167 sayılı Cekle
Ödemelenn
Düzenlenmesi ve Çek
Hamillerinin Korunması
Hakkında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasansı.
0 765 sayılı Türk Ceza
Kanunu ile 647 sayılı
Cezalann İnfazı Hakkında
Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasansı.
0 Idari Yargılama Usulü
Kanunu'nda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasansı.
0 Bölge tdare
Mahkemeleri. İdare
Mahkemelen ve Vergı
Mahkemelennin Kuruluş
ve Görev leri Hakkında
Kanunda Deöişiklik
Yapılmasına îlişkin Kanun
Tasansı.
FP'yeTUSMD\lalaiMksorgusu
Genel Başkan Recai Kutan, işadamlannın sorulannı kaçamak cevaplarla geçiştirdi
İstanbul Haber Senisi -
FP Genel BaşkanıRecai
Kutan. kapatılan RP ileara-
larında önemlı bir fark bu-
lunmadığını. RP'nın vanlış
anlaşıldığını savundu. TÜ-
Sİ AD üyelerinin laiklik. dı-
nin si>asallaştınlması \e
Batı'yla ilişkiler konusun-
da net yanıtlar isteyen soru-
larını Kutan detavagırmek-
ten kaçınarak genel ıfade-
lerle yanıtladı.
TUSİAD. Meclis'tegru-
bu bulunan panı lıderlern-
le başlattığı sohbet toplatı-
lannın üçüncüsündedün FP
lideri Recai Kutan'ı konuk
etti. Sabancı Centerdakı
toplantıda konuşan TÜSt-
AD Genel Başkanı Muhar-
rem Ka>han. REFAHMJL
döneminde saşanan "siyasi
tra\madan"ağırlıklı olarak
RP'nin *>orumlu olduğunu
\urgula>arak. kadrolannın
bü> ük bölümünü RP'iilerin
oluşturduğu FP'nın laiklik.
Batf>la ilişkiler. seçım \e
M)>yal gü\ enlik reformu gı-
bi temel konulanndakı dü-
şüncelerinı öğrenmek ıstedikle- nın topiumsal birliöi zedeleye- ğini öne süren Kutan."Toplumu
TÜSİAD siyasi partilerle başUtüğı sohbet toplaaülarınıa üçüncüsünde
nni belirttı.
Kavhan. TÜSlAD'ın öncelik-
lerıni sergilediği konuşmasında.
laikliği sadece TÜSİADın tü-
züğüne kadar girmesi nedeni ile
degıl. toplumun çımentosu ola-
rak gördükleri ıçın önemsedikle-
rini anlattı. Kavhan. ikili hukuk
anlayışının. bilim dışı söylemle-
rin ve kamu yönetımine din ku-
rallarını egemen kılma çabalan-
cek bir girişim olduğunu söyle-
di.
FP Genel Başkanı Kutan. söz-
lerine partisinin temel konular-
daki görüşlerini açıklavacağını
belınerek başladı. Türkiye'nin
önemli avantajlan bulunmasına
karşın. "demokrasi özürlü'*.
"hukukun sivasallaştığı" \e
"halkJa de\letin giindeminin
farkL olduğu" bir görüntüçizdı-
tepeden rırnağa değiştirmek is-
teyen topium mühendisleri \ar"
dedi. Demokrasivi va/geçılme/
e\rensel bir değer olarak kabııl
etiiklerini ifade eden Kutan "Ba-
tılı anlamda demokrasi) i hâlâ
smdireme\enler var. Türki>e'nin
özel şartian \ar aııla\ ışı> la statü-
konun de\am etmesini isti\orlar.
Bunlara göre devlet kutsaldır.
Nazi Almaması'ndan sonra de\ -
letin ekonomidekı rolünün
yönlendirici ve teşvik edi-
ci olmasını öngördüklerini
ve yabancı sermayeye kar-
şı olmadıklannı anlattı.
Işadamı Sakıp Sabancı
ve TÜSİAD Başkanı Mu-
harrem Kayhan'ın erken
seçim karşıtı görüşlerini
anımsatan Recai Kutan,
anayasa gereği yerel seçim-
lerin 1998 bahannda yapıl-
masının zorunlu olduğuna
işaret ederek "Türkiye bu
nedenle bir seçim ortamına
girmiştir. Seçimler birlikte
vapılmazsa, bir sene sonra
yapılacak genel seçimler-
den ötürii seçim ortamı sü-
recektir" diye konuştu.
Türkiye'nin bugünkü par-
lamento yapısının farklı bir
seçim sistemi çıkarma>a-
cağını savunan Kutan "An-
cak. seçim tarihi ve seçim
sistemi ile ilgili hiçbir önko-
şulumuz yok. Her türlü
öneri>i değerlendirmeye
hazxru"dedi.
FPSİ konuk etti. (UĞURÜUNYÜZ) v istanbul MilletvekiliSe-
aat Aloğlu nun, Kutan a,
leti kutsal gören kalmadrdıye FP'nin iktidar olması durumun-
konuştu Batılı anlamda uvgula-
ııacak \e tanfi \apılmış bir laik-
lik ıstediklerini belirten Ku-
tan. "MechYte kanun vapılacak-
sa hareket noktası akıldır, ilimdir.
Vani "Benım dinim böyle di-
\ or" davatması içindedegiliz" de-
di.
Kutan ekonomive ilışkin gö-
rüşlerını açıklarken de özelleş-
tirmeden \ana olduklannı. dev-
da ilk yurtdışı gezisini hangi ül-
keye vapacağını. davetlere kım-
leri çağıracağını ve Susurluk ko-
nusunda neler yapacağını sor-
ması üzenne Kutan. Batılı ülke-
lerle ilişkileri geliştirmek iste-
diklerini vurguladı. Kutan. Nec-
mettin Erbakan'ın L'zakdoğu
ülkelerını kapsayan ilk dış gezi-
sinin>anlış anlaşıldığını dasöz-
lenne ekledi.
S e ç i m t a r i h i n i n M e c l i s ' t e k e s i n l e ş m e s î n e r a ğ m e n t a r t ı ş m a hîç b i t m e d i
Keçecfler: îkî seçim Baykal'm eseri
A.NK.4RA (Cumhuri>et Bürosu) -
TBMM'de seçim karannın alınmasının
hemen ardından başlayan iki seçimin bir
arada vapılmasının sakıncalarına ilışkin
tartışma. Başbakan Mesut V ılmaz ile
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
birbırıni ~ku>uya taş atan deliye"
benzetmesiyle alevlendi. ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler.
kendilerinın gönülsiiz destek verdiğı 18
Nısan'da iki seçimin bir arada yapılması
modelınin Bavkal ve CHP'nin eseri
olduğunu belirterek "Sorumluluk Baykal
ve CHP'ye aittir" dedi.
Başbakan Yılmaz'ın "CHP iki seçimin
bir arada vapılma talebinden vazgeçerse
kararın gözden geçirilmesine hazır
olduklan" mesajını vermesı üzenne
CHP lıden Bavka!. "CHP, iki seçimin bir
arada vapılmasını istemedi" dedi. ANAP
Genel Başkan \'ardımcısı Keçeciler de
dün düzenledığı basın toplantısinda. iki
lider arasında vanlan mutabakatın
açıklanmasından önce yaptığı basın
toplantısında, "Bu u/laşmaya karşı
olduklannı, iki seçimin bir arada
yapılmasına ancak gönülsüz destek
verecekJerini'* sövlediğıni anımsattı.
Tüm olavlann kamuovunun. basının
gözü önünde gerçekleştiğini kaydeden
Keçeciler. sözlenni şövle sürdürdü: "55.
koalisyon hükünıeti kunılduğu /anıan bu
hükümetin seçim değil, çü/üm hükünıeti
olduğu ilan edildi. En a/ 3 vıllık
enflasyonla mücadele ve ekonomi
programı ha/ıriandı. \ ılmaz. ulbaşında
istifa etme\i kendisi mi ortava atmıştır.
yoksa bir davatnıa. baskı sonucu mu bu
kararı vermişrir? İki seçimin bir arada 18
N'isan'da vapılması modeli Bav kal ve
CHP'nin eseridir. SorumJuluk Bav kal ve
CHP've aittir. Baykal'ın şimdi >aptığı
bevan mannktan. akıldan ıı/aktır.
Kamuoyunu tatnıin etmemiştir."
Mehmet Keçeciler. attıkları ımzava sadık
kalacaklannı. gerı dönmelerinin söz
konusu olmadığını. gönülsüz destek
verseler de Meclis'te alınan bir seçim
kararı bulunduğunu anımsattı. Keçeciler.
"Eğer bu seçimler Türkiye've büyük bir
yük getirecekse. dünyadaki ekonomik
kriz Türkiye'vi etkilevecekse. Bav kal
modeli denilen bu modelden dönülmesi
istenivorsa, bu önerivi getirirlerse
görüşürüz. Biz bövle bir öneriye tümüvle
karşı değiliz" dedi.
Keçeciler. seçimlerin ertelenmesi
yönünde herhangi bir önerge
vermeyeceklennı söyledi. DTP'nin
önerge vermesini bekleyip
beklemediklerine ilişkin bir soru üzerine
de Keçeciler. "Biz herhangi bir beklenti
içinde değiliz. Ancak. biz önerge
vermeveceğimizi söylüyoruz" dedi.
SIFIR NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR
israil Başkonsolosluğu'nun
desteğinde Türkiye Gazeteci-
ler Cemiyeti'nın in/siyatıfiyle
bir grup israilli ve Türkiyeli ay-
dın, dün istanbul'da bir araya
geldi. Israil'in önde gelen ga-
zetecilerinin. bilim insanlarının,
sanatçılarının da yer aldığı bu
görüşme. ikı ülkede neler olup
bittiğini soruşturmaya dönüş-
tü. Biz, Israillilere, Yaser Ara-
fat İsrail devletince "terörist"
ilan edildiğı dönemde onunla
söyleşı yapıp yapamadıklannı
soruyoruz. Onlar bizden, Ab-
dullah Öcalan'la söyleşinın
neden suç olduğunu öğren-
mek istıyorlar.
Israil'de de bir iki aile, bütün
medya sektörünü kontrol edi-
yor; tıpkı Türkiye'de olduğu gi-
bi. ilginç bir bilgi daha verdiler:
Israil'in en büyük basın tröstü-
nün başında ünlü kozmetikçi
Estee Lauder'ın oğlu bulunu-
yor. Bizde, hapiste kaç gaze-
teci olduğunun tam sayısını bir
türlü saptayamıyoruz. Onlara
sorduk, "Hapiste gazeteci
yok" dediler. Ne yapalım? İs-
railli gazeteciler devletin basın
îsrailli ve Türkiyeli Aydmlar...
üzerinde bir sansürünün ol-
madjğını belirtirken, resmi te-
levizyonların özel televızyon
ve gazetelerden daha özgür
olduğunu hafif gülümseyerek
anlattılar: "ÖzelTVvegazete-
lerde patronun çıkariarı ve si-
yasi hesapları her zaman kı-
sıtlayıcı bir rol oynayabılır.''
israilliler, son dönemde Tür-
kiye ile israil arasında gelışen
ilişkilerden çok memnunlar ve
bunun devam etmesini istiyor-
lar. İsrail-Türkiye ilişkisinin
Araplara karşı bir yön taşıma-
dığını vurgulamaya özen gös-
terdiler.
Burada önemli olan, Filis-
tin'e karşı tutumdu. İsrailli mu-
hafazakârlann Filistin'in öz-
gürlüğüne yönelik tutumu sür-
düğü müddetçe bu konuda
Türkiye'de ciddi bir muhalefet
olacağını belırttik. Toplantıda
bir konuşma yapan Profesör
Hasan Köni, Türkiye-İsraıl
ilişkisinin çok önemli olduğu-
nu, bu ilişkının Batı'yla ılişkinin
yerine ikame olacağını öne
sürdü. Köni böylece. Türki-
ye'nin Batı tarafından ve kom-
şusu olan Arap devletlen tara-
fından sıkıştırılmaktan bu yol-
lakurtulabıleceğini birtez ola-
rak öne sürdü.
Köni'nin bu tezleri israilliler
tarafından pek gerçekçi bu-
lunmadı. "Biz Avrupa'nın ye-
rine geçemeyiz" diyerek bu
teze katılmadıklarını belirttiler.
Bugün de devam edecek bu-
luşmanın. iki tarafın bırbirinı ta-
nıması açısından çok yararlı
olduğu görülüyor. israil Kon-
solosluğu Kültür İşleri Sorum-
lusu Bayan Zali de Toledo,
Türk tarafından katılımın az ol-
duğundan yakınıyordu. Bunu
özellikle vurgulamamızı istedı.
Türkiye-lsra/l ılışkilerinin son
dönemde hızla gelışmesi ve
bu ilişkinin bir asken ittıfaka
dönüşmesi İsrail tarafından
çok önemseniyor. Bu nokta-
da ABD'nın önemli bir katkısı
olduğunu unutmamak gereki-
yor. Arap ülkelenyle sorunları-
nı bir türlü normalleştiremeyen
Israil'in çok kritık bir dönemde
Türkiye ile askeri ilişkılerini ge-
lıştirmesı ve ortak askeri ma-
nevralar yapacak düzeyde ile-
ri adımlar atması, bölgedeki
gelişmeler açısından önem
kazanıyor. Bu ilışkıye Arap ül-
kelerinın tepki gösterdiğini ve
Türk yönetıminı suçladığını bi-
liyoruz. Mesut Yılmaz'ın son
gezısı sırasında Surıye'ye yö-
nelik sert ifadeleri, bu ilişkinin
bir başka boyutunu ifade edi-
yor. Bu kısa ve yararlı görüş-
me tabiı ki, birbirimızi anlamak
ve tanımak için yeterlı değıl.
Bunu bir başlangıç olarak ka-
bul edip aydınlar diyaloğunu,
çevre ülkelenn aydınlarıyla da-
ha derınlemesıne sürdürme-
nın yararlı olacağını bir kez da-
ha vurguluyoruz.
• • •
Nebahat Pohlreich'ı tanır
mısınız? Sevgili Mustafa Ek-
mekçi'nin "Bayan Kahkaha"
adını verdiği Nebahat, Alman-
ya'nın Bielefeld kentindeki
sosyal hizmetlerinin 25. yılını
doldurdu. 2 Eylül'de, bu 25 yı-
lın anısına dostları onun için
bir toplantı düzenlediler. Çok
istediğim halde, koşullar el-
vermediğınden bu toplantıya
katılamadım. Nebahat, Al-
manya'daki Türklerin önemli
köşe taşlarından birisi. O. ay-
rım gözetmeksizin. sıkıntılar
içindeki bütün yabancılann yıl-
larca hizmetine koştu. O, hep
derdi olanın başvurduğu umut
kapısı oldu. Çok da çile çekti,
sıkıntılara katlandı.
Nebahat. geçmiş çeyrek
yüzyılını değerlendirırken yine
de mutluydu: "Bu yolu yürü-
düğüm için mutluyum. Bu
yüzden saçlanmdaki her be-
yazı -her ne kadar boyasam
da- yüzümdeki her çızgiyı -her
ne kadar siz fark etmeseniz
de- seviyorum, içime sevinç
doluyor. Buyolu daha koşabi-
lirim gıbi geliyor."
Ben de buna inanıyorum ve
Nebahat Pohlreich'a nice 25
yıllar diliyorum!..
GLOBALPOLİTÎKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Bir Dogmayı Savunmak
Ipliği pazara çıkmış bir dogma acaba nasıl bir yön-
temle savunulabılir?.. Hele. artık moral şantaj da ("Si-
zı gıdı dınozorlar sizü") tutmuyorsa... Işte son gün-
lerde başında rastlanmış bir örnek.
Önce eleştiriler ve tartışmalar; şimdi, bir iki istisna
olay yüzünden çıkmış gibı davranırsınız. "Bu arada
pazar ekonomisının, ekonomik küreselleşmenin
günlük deyışle çuvallamaya başladığına dair ilginç
tartışmalar var dünyanın gündeminde. Bunların da-
yanak noktası ıse bazı gelişmeler" diyerek Malezya
ve Rusya vb. örneklerini kulîanırsınız. Sonra "Bunos-
taljık bir çaba! Anlaşılabılır bir duygu... Ama çözüm
değil. Çözüm olmadığını tarıh kanıtladı. Geleceği
geçmişte aramak nafile" der, eskimiş olduklannı, iyi
niyetlı ama saf, hatta cahıl olduklannı ima ederek
eleştirileri küçümsersmız.
Pekı, tüm bunlar, tartışmanın bir iki örnekle sınırlı.
bir "yeniuyanma" olayı olmadığını, 1995'ten bu ya-
na gelişmekte olan eğilımlere bağlı olarak ve bir kri-
zın gelmekte olduğuna işaret edilerek, sadece bu
örneklerternelinde değıl. hatta bunlara değinmeden
bile. ABD. Japonya, malı pıyasalar bağlamında ve
genel bir fazla kapasite sorunu etrafında sürdüğünü
gizleyebilir mi? Rusya'ya ilışkin ilk eleştirilerın daha
1992'de ortaya çıktığının, bugünkü krizin daha o za-
man öngöruldüğünün üzerinı örter mi? Bir yazarın,
okuyucusunun cehaletıne bu kadar güvenmesi doğ-
ru mu?
Eleştirilerin "nostal/ık" olduğunu söylemek, pazar
ekonomısı teorısının aslında 1930'larda "çuvalladı-
ğını", küreselleşmenin ilk olarak o zaman çöktüğü-
nü, pazar ekonomisının daha o zaman eskıdiğıni ha-
tırlamamızı engelleyebılirmı? Pazar ekonomisi "mo-
delinin", pazara müdahale etmek gerekir tespitınden
çok daha eskı olduğunu. herhangi bir iktisat öğren-
cisi size kolaylıkla soyleyemez mı? Bu durumda "Ge- '
leceğı geçmişte arayan kım?". 1930'da iflas eden
modelleri benımseyenler mı? Yoksa, bu model bir ke-
re daha "çuvalladığı" için, bu modelın eleştirilerine
dayanarak bir yol bulmaya çahşanlar mı?
Yazarımıza göre. "Sorunpazarekonomisinin, eko-
nomik küreselleşmenin kendisi değıl. llkesi hiç kuş-
kusuz doğru".
Bir kere, kureselleşme salt ekonomik bir sorun de-
ğil. Bunu, ekonomik, kendiliğinden evrimleşen bir
süreçmiş gibı göstermek, okuyucuyu aptal yerine
koymak olmaz mı? Bugün vurgulandığı biçimiyle kü-
reselleşmenin bir sen yasa ve merkezi devlet müda-
haleleri ve uluslararası kurumların etkileriyle, adeta
planlı birşekıldegerçekleştirildığinı bilıyoruz. Bu yüz-
den kureselleşme aynı zamanda siyasi ve "serbest
piyasa ekonomısı, bılgı çağı, tarıhın sonu vb." bir se-
h çözümlemenın benimsenmesinı de dayattığı (mer-
kezi global medya ağlarıyla yaydığı) için de kültürel
bir süreç. Zaten bıraz ekonomı-politik bilgisi, geliş-
me teorilerınden haberi olan bılır kı "üretım ilişkileri"
(salt ekonomik sureçler) "yenıden üretım ilişkileri"
(ideoloji ve siyasal, kültürel kurumlaşmalar) olmadan
varolamazlar "Ekonomik kureselleşme" tespiti, bu
sürece siyasetten ve ıdeolojiden bağımsız, adeta do-
ğal bir özellık atfetmeye çabalamaktan başka bir şey
değil.
ÖrTieğJmizdjekLyazara göre "Yanhş p/arv,,/j;Owrfj
nu kurallanna gÖr"e oyngmaraak Û yûzden,gere-i>
ken yapısal reformları gecıktirmek'; 2) 'Piyasa eko-
nomisinin ve küreselleşmenin de kendine dönüp ye-
J
ni bir değerlendırme yapmayı ve yeni kurumsal çer-
çeyeler yaratmayı gecıktirmesi'..."
Önce bu kadar ilginç /mantıksal ve felsefı anlam-
da) bir çözumlemeye çok uzun zamandır hiç rastla-
madığım için okuyunca gözlerimin parladığını itiraf et-
mek isterım Bu ılgınçliği sızınle paylaşmayı deneye-
ceğim.
Anlaşılan ortada uyulması gereken kurallar ve ge-
ciktinlmemesı gereken yapısal reformlar var! Peki. bu
kurallar ve gereken reformlar nereden çıktı? Bunlar,
Musa'ya verılen "Tabletın" üzerinde yazmadığına
göre, ''bir ölumlu" tarafından belli bir teorık çerçeve
içinde geliştırılmış olmaları gerekir. Bizden de aslın-
da, bırteorik çözümlemeyı, bir ekonomik teoriyi ka-
bul etmemiz ıstenıyor. Nedır bu teorı? Bu, artık Fo-
reign Affaires gibı muhafazakâr dergilerde bile de-
ğınilmeye başlanan "Hazıne-WallStreet-IMF"ıttifa-
kı tarafından dünyanın geri kalanına dayatılan, "Was-
hington Consensus 'ün arka planını oluşturan neo-
liberal ekonomik teoridir Kaynağı Mont Pelerin
Society, Adam Smith Enstitute, Pinay Circle gibi
yeni sağın akıl hocaları; uygulanmaya ilk konduğu ta-
rih 1973. yer ıse Şili'dır Yapılması gereken ıse, "Ilke-
sı hiç kuşkusuz doğru' saptamasını dayatmadan
önce ''Piyasalar kendı kendını temizler" yasasının
açık yüreklılikle bir savunulmas/na gırışmektır.
Yazarın '2' numaralı önermesı daha da ilginç: "Pi-
yasa ekonomısı ve kureselleşme" kendine dönüp
yenıden bir değerlendirmeyı nasıl yapacak acaba?
Karşımızda Hegel'ın. diyalektık bir süreç içinde iler-
\eyen, kendi üstüne gerı yansıyarak 'olan', "mutlak
fikn" mı var? Yazarın en azından bu hataya düşme-
mesi "serbest p/yasayı" antropomorfik (insanmış
gibi) bir şekılde ele almaması gerekırdı.
Belkı de bunlarda şaşılacak bir şey yok. Belki de
bu anlayış ekonomik ilişkileri duzenleyen "gizlielın"
teorik sorunları da çözeceğıne ılişkın bir ınançtan ge-
liyor. Belkı de serbest piyasanın gerçekten bir ruhu
ve aklı var. Belkı de bu durumda. Hegel'ın Napol-
yoniçin "Tarıhı gördum, atustündeydı"sözlerinden
esinlenerek yazara bakıp. "Serbestpıyasayı gördüm,
köşesindeyazıyordu" demek gerekir. Kim bilir?..
Bakan Sahin'in durumu
Hüküıııette azfl
belîrsizliği
A.N'KAR V (Cumhuri-
yet Bürosu) - DTP (lenel
Başkanı Hiisanıettin C'in-
doruk. De\ let Bakanı Re-
faiddin Şahinin görevıne
son verilmesıv le ilgili ola-
rak 4 Evlül'de Başbakan
Mesut Yılmaz'a bir va/ı
gönderdıklennı bıldirdı
Şahm diırıkıi Bakanlaj
Kurulu toplantisiııa katı-
lırken. Başbakan Me«ııt
Yümazbukonııd.ıkı soru-
lara "Kendi içmeselenıiz"
karşılığını verdı.
Hüsamettın Cındoruk.
^erel Televızvonljı Bıılı-
ği yönetıcılerinı kahulü M-
rasında gazetecilerın Re-
faiddıni>ahın'mgörevden
alınmasına ilışkin sorula-
nnı yanıtladı. Şahin ilegö-
rüşüp görüşmediğine ilış-
kin bir soruva Cindoruk.
"Beniın cep telefonum
vok" karşılığını verdi.
Başbakan Yılmaz'a Şa-
hin'ın istıfasinı isteyen bir
mektup gönderdiklerini
aktaran Cindoruk. o mek-
tuplaaııavasaçizgisini de-
vam ettırerek. Şahin hak-
kında \enlen grup kara-
rından Başbakan v e Cıım-
hurbaşkanı'nı haberdaret-
tıklerini sövledi. Cindo-
ruk. "Savın Cumhurbaş-
kam'nda bu mektubun
olup olmadığını hilemivo-
runı. Savın Cumhurbaş-
kanı dün (önceki gün) ak-
şaın açıklama vapmış, a-
n)a Sa\ ın Yılma/'da buya-
zımı/. \ar"dedi.