Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 0 EYLÜL 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Metropolis kazılan, 1992 yılından bu yana Prof. Dr. Recep Meriç başkanlığında sürüyor
'akıp
Sabancı ve
ICültür Bakanı
İstemihan
Talay'ın
katıldığı
gezide
kazılarda
görev alan
halktan
kişilere plaket
verildi.
Sabancı,
Anadolu'da
toprak
altındaki
40 bin kentin
40 bin kazıya,
yani 40 bin
sponsora
dönüşmesi
gerektiğini
vurguladı.
Mi
2000 yıbnda sanat merkeziGÜL ERÇETÎ1N
TORBALI-1989 yılmda başlayan. Phillip Mor-
ris Sabancı şirketlerinin 1992 yılından beri des-
tekJedikleri "Metropolis - Ana Tannçalar Kenti"
kazılannın >eni sezonu \e son buluntulan. 5 Ey-
lül Cumartesi günü kazı başkanı Prof. Dr. Recep
Meriç tarafından Sakıp Sabancı ve Kültür Bakanı
İstemihan Talay'ın da katıldığı bır kazı turuyla ba-
sın mensuplan ve ilgililere tanıtıldı. Gezi sırasın-
da kazılarda görev alan yerel halktan iki kişiye de
plaket verildi. Ilk plaket sahibinin, sadece işini
yaptıgı içın plaket almanın anlamını kavrayama-
dığından bakandan aldığı plaketı. kentin gün ışı-
gına çıkması için çaba harcayan Sakıp Sabancı'ya
sunması, hoş bir anekdottu kazıya aıt. Plaket el-
bette gecesini gündüzüne katarak geçmişle günü-
müzü buluşturan kazı çalışanında kaldı. Bakan Ta-
lay ve Sakıp Sabancı, tur sırasında Metropolis'in
bulunduğu Torbalı'da Kurtuluş Şenlikleri'ne de
katıldılar.
M.Ö. 725 yıllannda kurulmuş bir ana tanrıça ken-
ti Metropolis. Adı "ana tannça kenti' anlamına ge-
liyor. Geç Helenistik dönemde altın çağını yaşa-
mış, Roma dönemınde tmparator Augustusonuru-
na sunakJardikilmiş. Bizans dönemınde piskopos-
luk merkezi olmuş. tnsanlann binlerce yıl önce
akropolünden kenti yönettikleri: stoasında gezin-
dikleri. alışverişe çıktıklan, tiyatrosunda oyunlar
izledikleri Metropolis kentınin tarihi, dokuz yıldır
süren kazılarla neredeyse iğneyle kuyu kazılarak
günümüze taşınıyor.
fc
Kazı, kazı. kaa demeBytz artık'
Phülıp Morris \ e Sabancı şırketlennin MESSE-
DER (Metropolis Sevenler Demeğı) aracılığıyla des-
teklediği kazılar. Kültür Bakanlığı ve Dokuz Ey-
lül Üniversitesi adına Prof. Dr. Recep Meriç baş-
kanlığında sürdürülüyor. Buluntulann niteliği \e
zenginliği göz önüne ahndığında küçük bir Efes
niteliği taşıyor Metropolis kenti.
Kültür Bakanı Talay. kazı alanındaki gözlemle-
ri boyunca özverisinden dolayı Prof. Meriç ıle ka-
zı ekibine ve desteğinden dolayı Phıllip Morris
Sabancı'ya teşekkürederken, kazılar sonucunda ken-
tin yeni bir işlev kazanması gerektiğini vurguladı.
Metropolis'te bulunan amfıtiyatronun, 2000 yılı-
na kadar Efes gibi sanatsal etkinliklerin gerçekleş-
tıği bir merkeze dönüştürülmesi bekleniyor.
Sakıp Sabancı ise Türkiye'nın tarihsel zengin-
liğine ve bu zenginlığın açığa çıkanlmasının öne-
mıne değınerek "Güzeüikler toprak aitında kalma-
sın" mesajını verdi
işadamlanna. 1970'li yıl-
larda başlayan ve 80"lerde
hız kazanan okul kampanya-
sının kazı alanına da taşın-
ması gerektiğini vurguluyor
Sabancı: "Okrn, okuL, okul, der-
dik. Şimdi plağıdeğiştirmenin za-
manı geldi." Kazı kazı kazı' deme- '"'''
liyiz artik."
Sabancı, Prof. Meriç'in Ana-
dolu'da toprak aitında 40.000
kent bulunduğunu hatırlatma-
sı üzerine bunun en kısa za-
manda 40 bin kazıya, yani 40
bin sponsora dönüşmesi ge-
rektiğini vurguladı. Gezi bo-
vouıca tarihsel mirasın gün ışı-
ğına çıkanhnası konusunda di-
ğer işadamlannı da yardıma ça-
ğıran Sabancf nın en çok ilgisini
çeken bulgu, kente sütun diktiren
ya da para yardımında bulunan ki-
şilerin adlannın yazılı olduğu taş
oldu. Sakıp Sabancı. sponsor-
luğun kentlenn gelışmesi için
binlerce yıl önce başlamış
olduğuna değinirken, Bakan
Talay da kültür ve sanat ala-
nında yapılacak sponsorluk-
lann vergiden düşürülmesi
konusundaki çalışmalannı ha-
tırlattı.
Gezi sırasında aynca Phillip Morris Sa-
bancı "nın, Kültür Bakanlığı ile vardıklan anlaşma
sonucunda ilk Meclis binasımn 500 bin dolara mal
olacak restorasyonunu da üstlendiği açıklandı.
Metropolis'e adını veren 'Meter Gallesia' isım-
li tannça, Izmir ili, Torbalı ilçe sınırlan içindeki
Yeniköy ve Özbey köyleri arasındaki bir tepenın
üzerini ve yamacını mekân edinmiş kendisine. Me-
kân Efes'e 30. Izmir'e de 40 km. uzaklıkta bulu-
nuyor. Kazılar sırasında MeterGallesıa'nın toprak-
tan yapılmış, pışmiş çok sayıda heykelciği de bu-
lundu.
Metropolis yeraltındaki
tarihi zenginliklerle yerüs-
tündeki doğal güzellikle-
rin buluştuğu eşsiz me-
kânlardan biri. 1989 yı-
lında ben sürdürülen kazı-
larda en erken yerleşim Akro-
pol'de bulunmuştu. Aralannda
erken bronz çağı ve M.Ö. ZOOO'e
ait bazı seramik parçalan ile taş
baltalar ve Hititlere ait bir mü-
n u r
de bulunan parçalar, es-
kibuluntulararasındayerah-
yor. Helen dönemine ait yer-
leşim ise M.Ö. 75 yiJlanndan
sonra yine akropol civann-
da kuruldu. Kentin asıl ge-
lişmesi M.Ö. 3 yy'da Hele-
nistik Çağ'a denk düşüyor.
Şehirleşme etkinliklerinin gö-
rüldüğü bu dönemden günü-
müze stoa, tiyatro gibi anıtsal
kamu binalan ulaştı. Roma
döneminde de önemini ko-
ruyan kent, hamam. gim-
nazyum gibi kamu bina-
lannın yani sıra zengin
evleri ile de dikkat çeki-
yor.
Metropolis kenti kazıla-
n sırasında ortaya çıkartılan
başlıca anıt ve eserler arasında
tiyatro, terasev ler, stoa, hamam-gim-
nazyum yeralıyor. Metropolis Tiyatrosu. Ana-
dolu'da bilinen, taştan yapılmış en erken tiyatro-
lardan biri. Kazılar sonucu. sahne binasımn Hele-
nistik Çağ'da (M.Ö. 2 yy.) yapıldığı ve Roma dö-
nemınde büyüdüğü, orkestranın mermer plakalar-
la kaplandığı anlaşılıyor. Yaklaşık 4000 kişilik bir
izleyici kapasitesine sahip olan tiyatroda Roma
Imparatorluğu döneminde 5 tane soylu koltuğu, öz-
gün yerlerinden alınarak orkestra kısmının kenar-
lanna yerleştirilmiş.
Tiyatronun kuzey kenannda, bitişik Efes yamaç
evlerini anımsatan teraslar halinde yapılmış Roma
evlerine rastlanıyor. 1997 yılı kazı döneminde du-
varlan frekslerle süslenmiş büyükçe bir odada
renkli taşlarla yapılmış bir mozaik taban döşeme-
sine ulaşıldı. Tiyatro eğlence tannsı Dionysos ve
onunla ilgili öteki mitolojik tasvirleri ile komedi
ve trajedi masklannın büyüsü, bakan Talay \e Sa-
bancı'yı hayrete düşürdüğünden gezi sırasında ay-
nca kazı çalışmalannın hızlanması ve çalışanlann
rahat etmesi için kazı mekânının yolunun taş par-
ke döşenmesi içm altı milyar daha ödenek aynl-
masına karar verildi.
Hamam-gjmnasyum yöneticisi kadın
Yağmur ve güneşten korunmak için yapılan sto-
alar, dinsel törenlerde, siyasi ve felsefi toplantılar-
da, ticari ve kültürel etkinliklerde kullanılmaktay-
dı. M.Ö. 2 yy.'da inşa edılen Metropolis Stoası 67
metre uzunluğunda. 10.50 metre genişliğinde ve
Dordüzeninde iki sütun arasında bulunan uzun dik-
dörtgen bir yapı.
Metropolis kentinin en ilginç buluntulan ara-
sında sıcaklık. ılıklık ve soğukluk bölümlerinden
oluşan hamam yer alıyor. Kazı sonuçlan, sıcaklı-
ğın 'hypokaust' denilen döşeme aitında ve 1 met-
re yüksekliğindeki ısıtma sistemiyle ve duvarlara
yerleştirilen ıçı boş tuğlalarla sağlandığını göste-
riyor. Gimnasyum, gençlerin eğitim gördükleri
derslikler ile spor yaptıklan, 'palaesta' denilen
spor avlusuna sahip binalardı. Roma döneminde
gimnasyumlar kubbeli ve tonozlu hamam yapıla-
ny Ia birleşerek hamam-gimnasyum denilen orta bir
bina türünü oluştunıyordu. 1997 yıhnda bulunan
ve M.S. 1-2 yüzyıllara ait bir yazıta göre gimnas-
yum yöneticisi olarak Alexandra Mirton isımlı bir
kadının adı geçmekteydi.
Bugüne kadar kazılarda ele geçen envanterlik ve
etütlük eserler tzmir Arkeoloji Müzesi'nde koru-
nuyor.
Yönetmen Barış Pirhasan yeni fılminin çalışmalanna başlıyor
Büyümenîn masalsı öykiisüKültür Servisi - 10. Ankara Uluslarara-
sı Film Festivali'nin Ulusal Uzun Film Ya-
nşması'nda 'Usta Beni Öldürsene' ile En
lyi Film Ödülü'ne değer görülerek bir son-
raki filmi için Efes Pilsen'ın 25 bin dolar-
lık özel ödülünü kazanan Banş Pirhasan.
yeni fılminin çalışmalanna başladı. Pirha-
san da geçen ay düzenlediğı toplantıda çe-
kirdek öykü dışında hiçbir bılgi vermeye-
rek basın mensuplanm toplantıya neden ka-
tıldıklannı sorgulamaya ıten Mustafa AJ-
üoklargibi senaryosunu. bütçesini, prodük-
siyon şirketi ve kastını belirlemeden yeni
filmi için basın toplantısı düzenleyen yö-
netmenler arasına girdi. Işi baştan sıkı tu-
tan yönetmenler "Yeni filmünin hazırlık-
lanna başhyorum, bundan sonraki her aşa-
mada sizleri bilgilendireceğiz'' diyerek ba-
sının, dolaylı olarak da kamuoyunun ilgi-
sini sürekli canlı tutma ve bunun gişede-
ki yansımasmı görme hesabındalar sanı-
nz.
Aftan sonra harekâttan önce
Mayıs ayında Malatya'da çekilmeye baş-
lanacak olan filmin 1999 Ekımi'nde ta-
mamlanması ve 1999 sonunda da vizyo-
na girmesi bekleniyor. Filmde 1974 yazın-
da babasının arkadaşlan olan iki ailenin ya-
nında yaz tatilini geçiren 13 yaşında bir kı-
zın yaşadığı ilk aşkın, Kerem ile Ash'nın,
Hz. Ayşe'nin ve çocukluktan genç kızhğa
geçişin öyküsü anlatılacak. Pek çok kişi-
nin hıç Türk fılmine benzemiyor yorumu-
• Yeni filmine dönem olarak 1974 yılını seçen Banş Pirhasan, çok
iyimser ve banşçıl bir zamanı anlatmak istediğini belirtiyor.
Senaryosunu Malatya'da yapacağı araştırmalar sırasında
biçimlendirecek olan yönetmenin filmiyle ilgili tek somut bilgi,
başrolünde 12-13 yaşlarında bir kızın yer alacağı.
nu yaptığı 'Usta Beni Öldürsene'nin ar-
dından en azından yeri, zamanı belli daha
yerel bir film çekecek Pirhasan. Değiş-
meyen tek şey, yöredeki insanlann anlat-
tıklan öykülerle besleyeceği masalsı an-
latım.
Banş Pirhasan, dönem olarak 1974'ün
seçilme nedenini şöyle açıklıyor: "Çok
iyimserve banşçıl bir zamanı anlatmakis-
tedim. 1974 yazının aftan sonra Kıbrıs ha-
rekâündan önceki dönemi de insanlann
birbirlertyle çok banşık olduğu, iyimser
bir havamn estiği bir dönemdi. Afla da ha-
rekâtla da hiçbir ilgisi obnamasuıa karşm
hayata keyifle bakılan,ancak kısa süren bu
zamanı seçthn."
Pirhasan. kabaca çıkarmış olduğu se-
narş oyii Malatya'da yapacağı araştırmalar
sırasında biçimlendirecek. Filmle ilgili
olarak somutlaşmış tek şey, başrolünde
12-13 yaşlannda bir kızın yer alacağı. Öy-
künün nasıl gelişeceği bilinmediğinden
oyuncular konusunda da bir fikri yok yö-
netmenin. Kız oyuncu arama sürecine ise
bir-iki gün içinde gidilecek olan Malatya'da
başlanacak. Yönetmen daha önceki çalış-
malanndan farklı olarak içine kapanıp ken-
di kendine bir şeyler kurmak yerine dışa-
n açılıp etkilenmeyi, beslenmeyi amaçlı-
yor. Bu beslenme sürecinde. içinde çok
güçlü bir şekilde hissettiği "kavbedümiş
bir kültünden besienen büjümeö> küsü "nün
herhangi bir piyasa derdiyle saptınlama-
yacağını savunuyor.
'Motivasyonu yüksek' prodüktör
Banş Pirhasan, yeni fılminin finansma-
nını büyük ölçüde o filmden
gelir bekleyen yatınmcılar-
dan sağlamayı amaçlıyor. Eu-
rimages, Kültür Bakanlığı gi-
bi sübvansiyon niteliğındeki *
kaynaklann yani sıra gerçek
anlamda stnema konusunda pro-
fesyonelleşmış prodüktörlerle ça-
lışmak istiyor bu kez yönet-
men. Sinemaya koyduğu
parayı kaybetme riskini gö-
ze alan. ancak aynı zaman-
da büyük paralar kazanma
beklentisi içinde olan, ya-
ni "motivasyonu vüksek"
prodüktörler olmadığı sü-
rece sinemanın soluk alıp
veren. sektör niteliğinde, gerçek bir "iş"
niteliği kazanamayacağını savunuyor "Pro-
düksiyon şirketine fibn için para buldum,
bu filme para koyacak insan olarak
bakmıyonım. Prodüksiyon şir-
ketinin işifılmcpara koymak de-
ğil, film yapmak, filme para
bulmak. Yatmmcılann biri-
künlerini bu alana aktarabi-
lecek bir yol bulmanın pe-
şindeyiz. Eten de bu anlam-
da motivas>onu yüksek,
bilgi birikimi olan bir
grupla çalışmayı
umuyorum."
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Kültür Evet, Peki Ya
Uygarlık?
Kavram karmaşalan, toplumlann konumunu en iyi
yansrtan aynalardan biridir. Çünkü kavramlann ras-
gele, kimi zaman "orada kullanılması şık ya da uy-
gun" kaçacağı için, hangi anlama geldikleri doğru
dürüst düşünülmeden kullanılması, bütün bir toplu-
mun kafa kanşıklığının en yanılmaz göstergesidir.
Bilindiği gibi, nezaman başımız sıkışsa kültürümü-
ze atıfta bulunuruz. Ne zaman, özellikle başka çev-
reler ve ortamlar karşısında yeterince çağcıl olama-
dığımızdan ötürü kendimizi biraz "mahcup" hisset-
sek, hemen "köklü kültürûmüzün" torbasını ortaya
dökmeye kalkışınz.
Geçmişi çok eskilere uzanan bir kültürûmüzün bu-
lunduğu, elbette doğru. Bu niteliğiyle, kültürûmüzün
"kökleşmiş" olduğu da tartışma götürmez. Peki ama
kültür, tek başına yeterli midir bir yertere, daha da açık
deyişle çağcıllık çizgisine varabilmemiz için?
Elbette hayır. Çünkü dünyada zaten kültürsüz top-
lum yoktur. Hertoplumun belli bir geçmişi ve bu geç-
miş boyunca -şu ya da bu yönde- üretip eyledikleri
bulunduğuna göre, her toplumun kendine göre bir
kültürü vardır. Bu bağlamda kültürter arasında örne-
ğin yaş, çeşitli uygulamalar, inançlar ve davranış bi-
çimleri bakımından bazı aynmlar elbette yapılabilir.
Ama genelde "kültürsüzJük" söz konusu olamaya-
cağına göre, "kültürlü olmak", tek başına ne bir anah-
tar, ne de bir çağcıllık belirtisidir.
O halde nedir çağcıllığın gostergesi ve ölçütü?
Bir kültür ortamının ne ölçüde uygar kılınabildiği.
Bu açıdan -aralanndaki bağın yogunluğuna karşın-
, "kültür" ve "uygarlık" kavramlan arasında asla göz-
den kaçınlmaması gereken bir aynm var. Çünkü uy-
garlık, bir küttür ortamının vardığı -ya da varamadı-
ğı!- belli bir aşamayı dile getirir. Bu aşama, yani uy-
garlık, günümüzde "Bir toplumun kültürel yaşamın-
da ve belli birzaman diliminde, bilim ve teknikte bel-
li biraşamaya vanlmış, heralanda kurumlaşmaya gi-
dilmiş, politik yaşamda demokrasi ilkesinin benim-
senmiş, temel haklann ve özgürlüklerin sağlam gü-
venceleraltma alınmış olması" diye tanımlanmakta-
dır.
Ve yine günümüzde toplumlar ve devletler, ulus-
lararası alanda ve kuruluşlarda kültürierinin eskiliği-
ne değil, ama yukandaki anlamda ne ölçüde uygar-
laşabildiklerine bakılarak değerlendirilmektedir.
Somut örnekler verebiliriz.
Türklerin tarih boyunca devlet kurmakta gösterdik-
leri başan, Türk küitürünün bir parçasıdır.
Türkiye Çumhuriyeti'nde devletin -ve onu her ka-
demede "temsil" edenlerin- vatandaşa hâlâ "kapı ku-
lu" gözüyle bakması, öyle kalmasını istemesi ise bir
uygarlık sorunudur.
frıanç, bir küttür konusudur.
Insanlan "inananlar" ve "inanmayanlar" diye ayır-
maya kalkmak ise bir uygarlık ayıbıdıri
Çalışanlara sosyal güvence sağlayan kurumlar,
kültürün bir parçasıdır.
Yaşlı emeklilerin aylık kuyruklannda ya da hasta-
nelerde sıra beklerken ölebilmeleri ise, belli bir uy-
garlık anlayışının yansımasıdır.
Yanlış gözîüklerie, üstelik yanlış yerlere bakıp doğ-
ruyu arama alışkanılğından artık kurtulmamız gere-
kiyor. Eğitim, elbette kültürdür.
Eğitim aracılığıyla canlı robotlar yetiştirme çabası
ise, uygariığın düzeyini yansrtan bir göstergedir.
Bilgisayann yaygınlaşması, elbet teknik bir ilerle-
medir.
Ama o bilgisayariann önüne oturanlan ve oturacak
olanlan, bilgisayann "sayacağı" bilgileri üretecek ka-
fa donanımıyla yetiştirememek, bir uygarlık sorunu-
dur.
Yapmamız gereken, kültürü kültür adına düşünmek
değil.
Artık düşünmemiz gereken, bir türlü yeterince uy-
gar kılınamayan bir kültürle nereye varabileceği-
miz...
Vırgül'de Mina Urgan'la söyleşi
I Kültür Servisi - Aylık kitap ve eleştin dergisı
V'irgül'ün eylül sayısı çıktı. Derginm son sayısında Ali
Çakmak'ın Mina Urgan'la "Bir Dinozorun Anılan"
adlı kitabı üzerine yaptığı söyleşinin yanısıra Ragıp
Duran'ın da yazısı yer alıyor. Aynca Müge Gürsoy
Sökmen ve Ulus Baker korsan yayıncılık sorununa
farkJı açılardan bakan yazılanyla, Murathan Mungan
da yine ayru konuyla ilgili söyleşisiyle yer alıyor.
Değinme ve politik yazılanyla Alı Cengizkan, Kıymet
Giray ve Ayşen Anadol da Virgül'de. Her zaman
olduğu gibi sahaf, yeni çılcan kitaplar ve kitaplara
ilişkin haberler de var.
Art S'Galjery'de Nevin
Mengü'nün sergisi
• Kültür Servisi -Art SGallery 1998-1999
sezonuna Nevin Mengü'nün 'Pitoresk Düşler'
adlı suluboya sergisiyle giriyor. Galeri pazartesi,
salı ve çarşamba günleri 13.00-18.30, perşembe ve
cumartesi günleri 14.00-19.30 saatleri arasında
gezilebiür. Dolapdere Eskici'de geçen sezon
faaliyete giren Art S'Gallery, mekânında çeşitli
sanat etkinliklerine de yer veriyor.
Rolüng Stones 19 Eylül'de
Ali Sami Yen'de
• Kültür Servisi - Rolling Stones, 'Bridges to
Babylon" dünya turnesinin son konserini 19 Eylül'de
Ali Sami Yen Stadyumu'nda veriyor. Topluluk.
şimdiye dek, Avrupa, Asya ve Amenka'da toplam 68
şehirde 102 konser gerçekleştirdi. Rolling Stones, 10
eylül Berlin. 12 Eylül Mannheim ve 16 Evlül Atına
konserinden sonra 19 Eylül cumartesi akşamı
Istanbul'lu müziksverlerle buluşacak. 2.5 milyon
dolar bütçeli konserde 60x25 metrelik dev bir sahne
kurulacak. Yurtdışından gelecek 70 tırlık ve 250
kişilik teknik ekiple gerçekleştirilecek olan konserde
bini aşkın kişi görev alacak. Konserde aynca iki de
açılış grubu var: Extra ve Athena. Raks& Karacan&
Ahmet San tarafından organize edilen konserin bilet
fiyatlan ise kapalı ve numaralı 15 milyon, saha içı 12
milyon, açık 7.5 milyon olarak belirlindi. Biletler tüm
D&R müzik mağazalan ve Raksoteklerden, aynca
konser günü de stadyumdan temin edilebilir.
BUGUN
• YAPI KREDİ SANAT FESTTVALİ 2 kapsamında
saat 21.00'de Compania Lirica La Zarzuela'nm
'Zarzuela Antolojisi' adlı gösterilen izlenebilir.
• tFSAK'ta saat 19.30'da Nevit Dilmaghanıan'ın
'tstanbul' başlıklı dia göstensi yer alıyor.
• AKSANAT'ta 12.30 ve 19.00'da laserdiskten
Strauss'un Salome operası dinlenebilır.
• BELGESEL SİNEMACILAR BİRLİĞİ nde saat
15.00, 16.00, 17.00 ve 18.00'de Savaş Güvezne'nin
yönettiği Dünyamn Merkezi adlı belgesel film
izlenebilir. (292 39 84)