Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 1998 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Bir Geziden Gözlemler ve Biz
Prof. Dr. KEMAL ONEJV
B
ır sure once Orta Ame-
nka nın bazı ulkelennı
de kapsay an bır gezı y ap-
tık bazı dostlarla Buyuk
bolumu bır transatlan-
tıkte ve Karaıb Denızı
ıle Meksıka kıyılannda geçen bu gezı
Forto Riko nun San Juan şehnnden (lı-
man) başlayarak KaraıblerDenızrnde-
kı çeşıtlı adalar St Thomas Curaçao
(VVıllemstad) Caldera (Costa Rica) \e
Panama Kanalı geçılerek 4kapulko \e
Mexıco Cıty ye ulaştı Karaıb Denızı
adalannın çoğu 1493'lerde bulunmu:?
Gorduğumuz\erlerı coğrafvasi doğa-
sı yanında. ınsanları sosyal-kulrurel va-
pı \e karakterıstıklen ıle de olabıldı-
ğınce gozlemeye \e duşunmeye çalış-
tım Bu ulkelerın yerlı ınsanlan ıle 500
yılı aşkın bır Miredır çoğu ^vrupalı ıs-
tılacı-somurgecılerın bır muhassalası
gıbı gorunen \egeiışme surecınde bu-
lunan bu toplumlar ve ulkelerde de obur
benzerlen gıbı modernleşme-çağda^-
laşma volunda Batı nın teknolojısı \e
kulturel değerlen ıle >erlı (otokton) kul-
tur \e davranışın bır arada bulunduğu
\e etkıleşım ıçındc olduğu gozlenıyor
Ancak toplumdakı den n ve keskı n eko-
nomık duzey farklılıklan gozden kaç-
mıvor Aşın varlıklı kesım gokdelen-
leşme \e de şehırleşme vanında yok-
sulluk ve sıkıntının tum gostergelen ve
de voğun gecekondulaşma yan yana
Porto Rıko'nun Ispanvol ıstılası do-
nemındengelengorkemlı ve475 yıliık
San Estobal kale-şehrınde(eskı San Ju-
an) lspanvolların. Akdenız uygarlığı-
nın havası ve bır olçude ruhu fark edı-
lıvor Bu Avrupalılaşmayı gozlerken
Pablo Casal gıbı unlu bır ressamın Por-
to Rıko'lu oldugunu oğrenıvorsunuz
\ ıne bugunlerın unlu şarkıcısı Rkky
Martinakla gelıyor 4rtık bır Batı Av-
rupa şehnnden farksız yaşam bıçımı
yerleşmış Gerçı Batı dunvasına geçış
kolav olmamış ama herşeyın her venı-
lık v a da değışımın bır bedelı olacaktır
eğerdurağan. kapalı. dogmatık toplum
duzenınden çıkmak veyenı bırsenteze
ulaşmak v e de dunvay a açılmak ınsanı-
kulturel ıletışıme gırmek ıstenırse
Yoksa hep somurge ya da hep bağımlı
kalırsınız Porto Rıko nun Taıno yerlı-
len bu uy uma yonelmışler
Me\ıco Cıty'de gorduğumuz eskı Az-
tek ve Maya uygarlıklan Mezo-Ame-
nkankulturyapıtları kalıntılan vebun-
lararasında en az Mısır'dakıler kadargor-
kemlı Pıramıt'ler vaklaşık 2000yılon-
cekı vaşam v e nativ toplum uzennde du-
şunmeve voneltıvormsanı Değışımsu-
recını çok ı>ı değerlendırmışler
19 yuzvılın ortalannda sekulerana-
yasnyı Vleıica'va kazandıran devrımcı
yerlı lıderdır Juarez. Yakla^ık400vıl on-
ce unıversıtey ı ve 100 vıl once de ope-
ralannı, guzel sanatlar sarav lannı kur-
muşlar ve de Octavia Paz gıbı bır No-
belodulluyazaraulaşabılmışler Avru-
palılarla gelen yem-dın de (Hınstıyan-
lık) gırmış \ e ozetle tanh sahnesınde ye-
nıden belırmışler Batı Avrupa'nın bır-
çokdeğerlennı Rasvonalizmiveolduk-
ça dmdarolan bu toplum sıyasal \ aşam-
da laikliği benimsemiş. Bu gelışmeler
ıster ıstemez bazı çağnşımlar ve soru-
lara neden oluyor
1000 v ıldan ben yan vana \ e 600 yı-
la yakın süredır de içinde vaşadığımız
Batı ıle neden beklenen v a da olması ge-
reken olçude etkıleşım ve uzlaşma ol-
madı bızım toplumumuzda' Juarez do-
nemı ıle bızdekı Tanzımat oldukça hem-
zaman Ç ok daha sonra Ataturk'lebaş-
latılan buy uk ve gerçek dev rimlere, uv-
gariaşma gınşimi ve de performansına
karşın dogmatızm. kalıplaşmış saplan
tılar ve etkenlerı bugunlerde de çeşıtlı
toplum sektorlerınde ve de sıyasette
gozlemenın sikıntı \e olumsuzluklan-
nı neden atamadık' Hâlâ "bilim ve ak-
la" yonelnıe ile ondan "kaçma"nın SH
kıntı ve de tartışnıası içinde bulunuvo-
ruz. Hâlâ pozıtıf hukuk yenne "mahke-
me-i kubra'dan soz eden, Dıyanet ışle-
n uzmanlan(') topiuma hâlâ "bugun-
kü bilim. fizik. kimya. bioloji Kuran'da
var" şeklınde soze gınşıyorlarsa hem
hazın ve de korkunç olan budur
" Bu duygu ve duşunceler içinde belı-
ren sikıntım. buyuk gemıde laıkCum-
hunyetımızın aydınJık kafalı ınsanları-
nın enternasy onal ortamda her duzey-
de gorev aldıklarını uygar davranışla-
rı ıle ılgı vesevgıodağı olduklannı gor-
mekle azalıyor Bu kadarcık mı Havır'
Gemının buvuk toplantı salonunda her
ulkeden yuzlerce kışının dakıkalarca
avakta alkışladığı genç-degerlı Türk
muzisveni pıyanıst \aki Ataman' ı alkış-
lamanın sev ınç-gurur ve zev kını de ya-
şadım BumınıkdunyatoplumunaTurk
muzığınden ornek de sundu bu gunun
Turkıye sınden goruntulerle bırlıkte Ata-
man
Bu mutluluğu ve onuru Turk devn-
mıne borçlu olduğumuzu bır kez daha
anladım Aydınlık kafalı ınsanlarla gı-
dılebılır \ydııılıkGeleceğe,Tanzımatçı-
hkla degıl
ARADA BİR
Prof. Dr. NECATI DEDEOGLl
Akdenız Lnı Tıp Fakultesı Halk Sağlığı
Anabıhm Dalı Başkanı
Yöneticilerimiz
Uyuyor mu?
Gelışmekte olan pek çok ulke onemlı zarar-
larını gorduklerı ozelieştırmelerden, yabanıl (vah-
şı) pıyasa ekonomısınden ve devletı kuçultme
polıtıkalarından artık vazgeçıyorlar Bızım Cum-
hurbaşkanımız ıse "özelleştırme engellene-
mez" dıyebılıyor
Hukumet de en degerlı ve stratejık kamu ku-
rumlannı haraç mezat satmakta, bır yandan ça-
lışanları yoksulluğa mahkûm e^erken ote yan-
dan ozel sağlık ve eğıtım hızmetlerını teşvık et-
mekte, kısaca devletı nasıl daha da kuçultebı-
lınz dıye uğraşmakta
1970'lerdekı global ekonomık bunalım (krız)
sonucu Dunya Bankası ve IMF aracılığı ıle ge-
lışmemış ulkelere dayatılan yaptsal uyum polı-
tıkalarının sonuçları gorulmeye başlandı Yok-
sul ulkeler hızla daha da yoksullaştılar ve borç-
landılar Bu ulkelerın ıçlerınde de zengın ve yok-
sul vatandaşıar arasındakı uçurum buyudu, ıs-
yanlar, sosyal çalkantılar yaşandı Artık Dunya
Bankası bıle "Devletı kuçultme ışı abartıldt
Devlet ekonomık ve sosyal gelışmenın temel
taşıdır Guçlu ekonomık performans ancak guç-
lu bıryonetımle sağlanabılır" dıyor (1) IMF, sos-
yal sektor harcamalarının arttırılmasını onerı-
yor (2)
Dunya Sağlık örgutu ve UNICEF, yenı dunya
duzenının ınsan sağlığı uzerındekı olumsuz et-
kılerıne dıkkat çekmeye ve hukumetlen uyarma-
ya çalışıyorlar
Yapısal uyum programını kabul eden ulkeler-
de yoksulluğun yayıldığını, sağlıkta eşıtsızlıkle-
rın arttığını, buna karşın ozelleştırmelerın ve
sağlık butçelerındekı kısıtlamaların sorunu da-
ha da buyuttuğunu belırtıyorlar Dunya Sağlık
Orgutu'nce oluşturulan bır komıte, çozum ola-
rak 'paradıgma değışıklığı' onerıyor
Pıyasa ekonomısı paradıgmasının ınsanlığın
gerek duyduğu sağlık, guvenlık ve barışı getır-
medığıne dıkkat çekıyor ve ulusal hukumetle-
re sağlık konusundakı sorumluluklarını anımsa-
tıyor (3)
Turkıye'de de ınsancıllıktan uzak ekonomı
polıtıkalarının olumsuz sağlık etkılerını yaşıyo-
ruz Bır yandan beslenme ve yaşam koşulları
bozulduğu ıçın hastane kapılarına yığılan kıtle-
ler ote yandan her gun bır yenısı açılan luks ozel
hastaneler
Benzer sorunları yaşayan gelışmemış ulkeler
polıtıkalarını değıştırmeye başlamışken, Dunya
Bankası ve IMF bıle yapılan hatanın farkına var-
mışken, bızım yonetıcılerımız anlaşılan uyu-
yorlar Onları bu derın uykudan nasıl uyandırı-
rız?
(1) Wortd Bank, 1997 World Development Re-
port
(2) Unıted Natıons, Development Update Au-
gust-October, 1997
(3) WHO, Prımary Health Care Systems and
Servıces For the Twenty Fırst Century Geneva,
1997
Boğazlar Petrolün Mahkûmu Değil!
Prof. Dr. I. REŞAT OZKAN
S
orunları, ılışkın (aıt) olmadıklan >er-
lerde ele almanın ya da soylemlennı
uygun olmayan gerekçelere dayandır-
manm. çozume hıçbır katkıda buluna-
mavacağına kuşku voktur Boyle bır
yaklaşım tartı^manın vanlış eksenler
uzerınde gelışmesme neden olarak doğrunun kar-
şısında yanlışın. haklının karşısında da haksızın
palazlanmasına yol açar Çozum gıderek uzaklaşır.
basıt olması gerekenler karma^ık. duzgun olması
gerekenlerdeçarpıkbırhalalır Haklı gereksinım-
lere vanıt ve gerçeklere ışlevsellık kazandırmak
aravışında olanların, teziennı hangı zemınlerde.
kımlere karşı ve hangı sınırlann ıçmde kalarak sa-
vunduklan onemlıdır Buna ozen gostenlmezse,
gereksınımler ne kadar yaşamsal, gerçekler ne ka-
dar kola> algılanabılır ve gözlemler ne kadar açık
olsa da çozumleme surecı uzun ve yorucu olacak-
tır
Turk Boğazlar Bölgesi'nde (TBB) can, mal, çev -
re guvenlığı sorunu ıle hıçbır ılgısı olmayan, eko-
nomık ve sıyasal konuları ılgılendıren Hazar, Kaf-
kas ve Orta Asya petrollennın dunyaya aktanlma-
sı ışlemı, bu tartışmayı somutlaştıran en çarpıcı or-
neklerden bındır 1936 tanhlı Vionrro Sozleşmesı
Turkıye'ye bolgede denız trafiğıne ılışkın onlem-
len almaİc ve gereklı duzenlemelen yapmak gorev
veyetkısını vermıştır Turkıye,kazalannmeydana
gelme olasılıfını azaltmak. can. mal ve çevre gu-
venlığını sağlamak ıçın bır duzenleme yapmış ve
yururluğe koymuştur Denız trafığındekı bu >enı-
duzenlemenm. yalnızca Uluslararası Denızcılık Or-
gutu (IMO) tarafindan benımsenmış olan termıno-
lojiye uygunluğu sağlandıktan sonra denız hanta-
lannda ışlenmesı gerekırken, bununla vetımfmemış
vebu orgutunde bılgılendınlmesı yonune gıdıImış-
tır Bunun uzenne IMO. yetkısını aşarak TBB san
kı uluslararası bır yore ımış gıbı bazı kurallar çı-
karmış ve Rusva Federasvonu ıle \unanıstan baş-
ta olmak uzere bazı ulkeler bu belgeve davanarak,
duzenlemelere ıtırazlarmı surdurmuşler ve sorunu
uluslararası bir zemindecanlı tutmavaçalışmışlar-
dır NelMO nunçıkarmışolduğu kurallarmhukuk-
sal açıdan geçerlılığı vardır ne de bu belgeve dava-
narak ıtırazlannı surdurmeye çalışan ulkelerın v ak-
laşımlannda bır haklılık pa> ı Konu. ılışkın olma-
dığı bıryerde, yanlışlıkla da olsa. ele alınınca. ıtı-
razcı ulkelenn ekonomık ve sıyasal ıçenklı nıvet-
lerı yanlış gereksız ve çarpıtılmış bır gundemı
oluşturuvermıştır (*) Sozunu ettığımız bu ornek,
tartışmamızın bınncı aşamasıdır lkıncı aşama ne-
denlen ıtıbany la. butünuyle farklı bır konuyu ılgı-
lendırmektedır Orta Asya, Kafkaslarve Hazar bol-
gesı sahıp olduğu zengın petrol kaynaklan ıle dun-
yanın en onemlı çekım alanlarından bınnı oluştur-
maktadır Bu petrolün uretımı kadar, dunva pazar-
lannaulaştınlmasida onemlıdır Bubağlamda pet-
rolün ınşa edılecek bsrboru hattı ıleBakû-Ceyhan
guzergâhı uzennden Akdenız'e ulaştınlması, da-
ha 1993 vılında en guçlu seçenek olarak belırlen-
mıştır Dunya ham petrol talebı halen yılda 3 6
mılyar tondur Bu rakamın 2010 yılında 5 21 mıl-
yartonaçıkacağı hesaplanmaktadır Ote yandan dun-
yada, bugun ıçın bır petrol sunum fazlası olduğu
ve bu fazlalığın fıvatlan du^urdugu de bır gerçek-
tır Bunedenle dunya, yenı bır petrol uretımının ıve-
dı gereksınımı içinde (İegıldır işte buaşamada 'Er-
ken Petror adı altında ve ne ıstem ve ne de ekono-
mık açıdan hıçbır ınandıncılığı olmayan bır tartış-
ma başlatılmıştır
Turkıye bu tartiştnalar ıçmde, kanaatımızce pet-
rol dev ı şırketlenn de telkınlen ıle, kendı projesı olan
Bakû-Cey han seçeneğını askıya alarak. Bakû-Sup-
sa gıbı bır masalın peşıne takılmıştır Turkıye'nın
bu polıtıkasında asıl yanlış olan, petrolu Karade-
nız'e çıkarmayı ongoren bır seçeneğe destek ver-
mış olmasıdır Bu yaklaşım. Turkıye'nın TBB'de-
kı seyır guvenlıgı konusunda ortaya koyduğu du-
yarlılıkveuygulamaları ıleçelışıkbırdurumoluş-
turmuştur Turkıye'nın bu yanlışı. nıtekım. ıtıraz-
cı ulkeler ve onlann yandaşlan tarafindan yoğun
bır şekılde kullanılmıştır Petrol şırketlennın eko-
nomık ıçenklı oncelıklen, Rusya Federasvonu ve
bılınen obur ulkelenn ekonomık ve sıyasal amaç
ve beklentılen ıle bır koşutluk ıçıne gırmış, Turkı-
ye'yevonelıkbır'BogaziarBoruHatlan'yakıştır-
ması gelıştınlmıştır Oncelıkleveozellıklesoyle-
mek ıstenz kı bu ıkı konu ıkı avn alanı ılgflendır-
mekte o!up nedenlerı açısından aralannda bır bağ-
Jaoü kurulmaii gerçekçı değıldır Bunedenle ay-
nı soylem içinde dıle getırılmesı, gerçekçı ve ge-
reklı olmadığı gıbı sakıncalıdır da Ancak bu du-
ruma sıyasetçılenn gereken ozenı gosterdıklennı
soylemek zordur Bu ıkı konu sonuçlan ıtıbany la
bırbırlen ıle ılışkılıdır TBB'de guvenlık sorunu
Turkıye'nın ulusal bırdavasıdır Turkıye, bu konu-
nun. tek başına, egemen tarafıdır Oysa, petrolün
dunyaya aktanlması, Turkıye'nın ne ulusal bır so-
nınudur ve ne de taraf olduğu bır konudur Turkı-
ye. bu boru hatlannın kendı ulkesmden geçmesını
ıster, bunu ulusal çıkarlan açısından çok onemlı sa-
yabılır Ancak butun bunlar, petrolün dunyaya ak-
tanlması sorununu Turkıye'nın taraf olduğu ulu-
sal bır konu yapmaz Ne zaman kı. bu petrolun bo-
ru hatlan ıle Turkıye uzennden dunyaya aktanlma-
sı konusunda cıddı bır ıstem ıle karşı karşıya kalı-
nır, konu o zaman Turkıye'yı taraf yapabılır ve ul-
kenın ulusal bır konusu ozellığını kazanır Son za-
manlarda. anlaşılması guç soylemlere tanık olmak-
tavız Bınne gore. 'Boru Hatlan ve Boğazlar bir-
birlerininseçenekJeri'ımış Bunuanlamakolanak-
sızdır Boğazlar. rumuy le guvenlık esaslı bır konu-
dur, petrolun aktanlması içinde yer alan boru hat-
lan ıse oncelıkle ekonomık vebırazda sıyasal esas-
lı bırsorundur Bu benzemezlere. aynı soylem ıçın-
deyervermenıngerekçesıdeyoktur anlamıda Bır
başka soy lem de şoy ledır "BogazJan kurtarmak
için Bakû-Ceyhan'ıdestekliyoruz." Herkesın şunu
ıyı anlaması gerekır Boğazlar petrolun mahkûmu
değıldır ve TBBdekı guvenlık esasl' konumunun
bır seçeneğı (alternatıfi) de yoktur O halde bu 'kur-
tarnıa' soylemı de nereden çıkıyor
1
Bunu soyle-
yenler, asıl kendı petrollennın aktanlması sorunu-
nu çozmeye ve bunu yaparken de kendı ekonomık
sorunlarını başkalannın ekonomık v e sıyasal amaç-
lı ısteklenyle bırleştırmek ve faturay ı da bır başka
ulkeye ve onun ınsanına çıkarmak saplantı ve tu-
tarsızlığından kendılennı kurtarmaya çalışsınlar
Bu onlar ıçın gereklıdır En azından yanlış hesap
yapmamış olurlar Uzun bır zamandan ben basın-
da Bakû-Ceyhan projesı uzennde çeşıtlı 'başan' ha-
berlerı yer alıyor Ancak bu konuda kesmleşmış bır
karar olmadığı, geçen ay lstanbul'da yapılan bır
toplantıda ortaya çıktı Petrol naklıyatında ılk ter-
cıhın Karadenız olduğu, Şubat 1997"de AlOC'nın
Başkanı T. Adanıs \ e Boru Hatlan Grubu Başka-
nı G. Rich tarafindan ortaklaşa açıklandı Mart
ayında ABD ve Alman yetkılılennın arasında ya-
pılan bır toplantı sonunda, Bakü-Ceyhan'm şu an
gundemde olmadığı v e en erken 1999 sonbahann-
da gundeme gelebıleceğı soylendı Evet, Bakû-
Ceyhan, obur boru hatlan seçeneklen ıle bırlıkte
ele alınacak olan guçlu bır seçenektır ve bu konu,
dunyaya yeterlı mıktardapetrol sunumuna kararve-
n Idığı anda v e ekonomık olçutienn (knterlenn) ve
sıvasal değerlendınmelenn ışıgı altmda gundeme ge-
lecektır Turkıye bu konuda hazırlığınıyapmalıve
gerçekleşmesı yolunda butun gereklı gayretlen gos-
termelıdır
Boru hattı ınşa etmek cıddı bır olaydır. ama
onemlı olan, ıçınden petrol akacak bır boru hattını
gerçekjeştırmektır Çünku ıçmden petrol akmayan
bır boru hattına petrol boru hattı denmıyor Bırbır-
leny le ılışkısı olmayan konulan, ılıntısız arguman-
larla. yanlış zemınlerde ve yetkısız kışılerle ele al-
manın faturası bır gun kesınlıkle karşımıza gelır
Turkıye, bu taturalann, nedense, çok sık olarak
odenmesı ıstemı ıle karşı karşıya kalıyor Ne der-
sinız. acaba nedenı ufuksuzluk mudur, bılgısızlık
mı. yoksa bıraz da duyarsızlık mı°
(*)Ozkan I Reşat,'Dış Polıtıka, Dış Kapının
Dış Mandalf Çınar Yayınlan, Şubat 1997, (2
Basım)
Milli Eğitim Bakanı'nın Açıklaması
G
azetenızın "Olajlar ve Gö-
riışler" koşesınde yayımla-
nan emeklı MEB Mufettışı
Kemal Ocak'ın yazdığı "Ajan Müfet-
tjşlik"başlıklı yazıyı okudum Ancak,
okuyucularınızın yanlış bılgılendı-
nlmemesı ıçın açıklamayapma. doğ-
ru bılgılen okuyuculannızla paylaş-
ma zorunluluğu duydum Bır sure
once bazı gazetelerde. Bakanlığımız-
da teftışle ılgılı yenı bır uygulama ve
çalışma olmamasına rağmen. ''ajan
müfettişlik" şeklınde bır uygulama
başjatılacağma ılışkın haberlere yer
venlmiş bu haberler uzenne basın
mensuplannın şahsıma yonelttığı so-
rular karşısında da Baİcanlığımızda
boyle bır uygulamanın olmadığını,
ancak mufettışlenn denetleyecekle-
rı kurumlara habersız gıtmelerının
doğal v e gorev lennın gereğı olduğu-
nubelırtmıştım Buna rağmen, dene-
tım konusu uzenne yanlış yorum ve
değerlendırmelenn devam ettığını
gormekteyım Bakanhğımızda teftış
îîızmetlen 19 Şubat 1993 tanhmde
Resmı Gazetede yayımlanan Mıllı
Eğıtım Bakanlığı Teftış Kurulu Tu-
zuğu ve 3 Ekım 1993 tanhlı Resmı
Gazete'de yayımlanan Mıllı Eğıtım
Bakanlığı Teftış Kurulu Yonetmelt-
ğı hukumlen doğrultusunda yenne
getınlmektedır Bu duzenlemeler ıçın-
de "ajan müfettişlik'' şeklınde bır uy-
gulama bulunmamaktadır Bakanh-
ğımızda bu yonde herhangı bırçahş-
ma olmadığı gıbı, boyle bır talıma-
tımdayoktur Mufettışlenn denetım
ınceleme ve soruşturma gorevlen ya-
nında asıl onemlı gorev lerı okul vo-
netıcı \e oğretmenlenne rehberlık et-
mek. onlann meslekı gelışmelenne
yardımcı olmak, okullanmızda ço-
cuklanmızın en ıyı şekılde yetıştınl-
melen ıçın alınacak onlemler hak-
kında ınceleme ve araştırmalar yap-
maktır Böylesıne onemlı ışlevı olan
müfettişlik kurumunun gerçek dışı
haberveyorumlarlaytpratılmaması-
na ozen gostenlmelıdır
Hikmet Uluğba»
Mıllı Eğıtım Bakarîı
PENCERE
İnci•••
Ilk bakışta anlamsız gıbı gorunen sorulara ba-
yılırım sozgelımı
- Su neden saydam?
- Işın geçırdığı ıçın
- Neden ışın geçınyor?..
Al başına belayı1
Hıç unutmam, bır gun okulda lafhyoruz, ıçımız-
den bın pantolonunun paçasına baktı
- Ulan, dedı, bu paça neden kıvnk?
Bın açıkladı
- Vındsor Duku bır gun ahırlannı denetlıyor-
muş, kırlenmesın dıye paçalarını kıvırmış, sonra
duzeltmeyı unutfnuş, gorenler bunu yenı moda
sanmışlar, o gunden berı terzılerpantolon paça-
sını kıvrık yapıyortar
Lordların, kontlann, konteslenn oykulen, yoksul-
lara çoğu zaman meze olur
•
Eskı gunlerde ıçımızden bırı yenı elbıse ya da
ayakkabı gıydı mı, hemen goze çarpardı yoksul-
lar toplumunda pırıl pırıl cıcılerıyle ortalıkta dola-
şan kışı nasıl olur da farkedılmez
- Ulan, baloya mı gıdeceksın'
Cart curt meraklısı 'tı 'ye alınırdı.
Muaşeret neydı"7
Kıl pranga kızıl çengı gıyın-
mek ayıptır, gosterıştır, elbısen gorunmeyecek,
sen goruneceksm1
Ingılız lordu yenı gıysılerını
once uşağına gıydırır, az buçuk yıprandıktan son-
ra kullanmaya başlarmış, gıcır gıcır ayakkabıyı
hızmetkâr efendısı ıçın yumuşatacak kı ıskarpın
rahat olsun
•
Hanımla hızmetçı
Efendıyle uşak
Ikısı arasındakı ılışkının raconu, ınsan denen bıl-
mecenın yanıtlanması guç sorularından bındır;
çoğu hızmetçı kendı halıne bakmaz, hanımıyla
gulup hanımıyla ağlar, çoğu uşağın derdı gucu efen-
dısıdır
Ama herkes bıraz uşaktır
Bıraz hızmetçı
Eğeroyleolmasaydı zavallı PrensesDıana'nın
olumune hep bırlıkte hungur hungur ağlar mıydık?
•
Incıyı ıstırıdye uretıyor, bır omur boyu surecın-
de bağrından bır sanat yapıtı çıkarıyor
Çeşıtlı ıncı var, yuvarlağı var, baroku var, beya-
zı, pembesı, kurşunısı, sıyahı var Sıradan bır
mucevher değıl ıncı
Insanla ılışkısı var
Kımı kadının tenı, ıncıyı kemırıp bıtırıyor, donuk-
laştırıp olduruyor
Ama, ıncı de ınsan tenınden uzak kalınca yaşa-
yamıyor, donuklaşıp tukenıyor
Eskı Osmanlı kadını, koşkunde, konağında, ın-
cısını hızmetçısıne taktırırmış .
Nıçın?
Hanım uşenıyor
Sıkılıyor
Incıye hızmetçının tenı hayat verecek, sırası ge-
lınce hanım ıncısını takıp salınacak
•
Hanımının ıncısını boynunda taşıyan hızmetçı ne
duşunurdu"?
Hıç
Hızmetçılerhanımlan, uşaklar efendılerı gıbı du-
şunurler, ayn bır fıkırlerı yoktur
Olsaydı dunya çoktan değışırdı
Hayat öğretir
derdin ya
Ölümü de
Öğrettin Zihni Okumuş
Ama sensizliği
Asla...
Eşin ve Çocukların
Bellona
Şimdi Bellona'da her şey peşin fiyatına taksitle,
13 aya varan taksit seçenekleriyle.
Özel tasarımlar, uygun fiyatlar, gerçek kalite Bellona'da,
Mutlaka kıyaslayın,
bu avantaj kampanyasını sakın kaçırmayın.
BELLONA