Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
ıcaç gün önce sona eren Festival, şimdi sinemalarda de Oliveira'nın filmiyle sürüyor
/[arceflo'nun son rolü yaşhbk
Vlagem Ao Prlncipio Do
MundO / Yönetmen,
senaryo: Manoel de Oliveira
/ Kamera: Renato Berta /
Müzik: Emmanuel Nunes /
Oyuncular: Marcello
Mastroianni, Jean-Yves
Gautier, Isabel de Castro,
Leonor Silveira, Diogo
Doria, Cecil Sanz de Alma /
1997 Portekiz-Fransa
(Minema Medya)
Festivalden sonra küçücük Pera
sinemasında da olsa piyasaya
çıkan 'Dünyanm Başlangıcına
Yolculuk', Marcello
Mastroianni'nin son filmi
oluşunun yanı sıra, meraklısını
doğrudan \ e yürekten
yakalayan. ağır, duru. kendine
özgü, usta işi bir güzelim fılm.
Portekiz sinemasının 90"lık usta
vönetmeni Manoel de
Öliveira'nın, Portekiz-Fransız
ortak yapımı olarak çekilecek
veni bir filmin hazırlığındakı
deneyımlı bir yönetmenle.
ekıbinden üç oyuncusunun bir
arabaya sığışıp çekim yapmak
üzere kendilerinı Portekız
yollanna vurmalannı anlattığı
'Dünyanm Başlangıcına
Woody'niıı son dönemdeki en uçarı fîlıııi
Nicedir aüşıldığı üzere, bu
yılki VVoody Allen filmimiz
de, festival sonrasında arzı
endam etti işte. Üstadın
bugün gösterime giren son
yapıtı 'Deconstructing
Harry- (Işe)Yaramaz Harry',
kendi yaşamının yanı sıra,
çevresini oluşturan >akın
arkadaşlannın mahrem özel
hayatlannı da çok satan
romanlanna malzeme yapıp
kullanmaktan sakınmayan,
ahlaken biraz kokuşmuş,
yırtık, yalaka ve uyanık
geçinen, gıderek düşmana
dönüşen dostlannın da sırt
çevırdıgi, Harry Brock
adındaki New Yorklu bir
'best seier' yazannın (VVoody
Allen) öyküsüne dayanıyor. Alkol.
sakinleştirici hap bağımlısı,
son romanını yeni bitırmiş, gıcık yazar
Harry, rastlayacağı bir Sally ararken,.
vaktıyle süklüm pükiüm, sılik bir
öğrencisi olduğu ama şimdi onuruna
gösterişli bir tören düzenleyen
üniversitenin çağnsını memnuniyetle
kabul ediyor, şişine şışine. Bıçkın. kafası
hep dumanlı ve çok boyalı bir zenci
hayat kadınını (HazeilGoodman) koluna
takarak eskı okulundaki onur törenıne
•cyollanıyor.Eskı cebemrt kansırrm ,.-<-v;e
yûzünü göstermedığı oğluyla baba-ogul
sıcakhğmı da dilediğınce yaşayamıvor
Harry'cik. Başlarda burun kıvırdığı.
ateşli hayranı olan saf, masum bir genç
kıza (Elizabeth Shue) da giderek fena
haide tutulan ve güze! genç kızı da
Deconstructing Harry /
Yönetmen, senaryo: Woody
Allen / Kamera: Cario Di
Palma / Oyuncular: Woody
Allen, Kirstie Alley, Bob
Balaban, Richard Benjamin,
Eric Bogosian, Bill Crystal,
Judy Davis, Mariel
Hemingvvay, Amy Irving,
Julia Louis-Dreyfus, Demi
Moore, Elisabeth Shue,
Stanley Tucci, R. Williams /
1998 ABD (Umut Sanat)
sonunda genç rakıbi Bıll Crystal"e
kaptıran bu densiz. benmerkezci (hatta
narsıst) yazann meşakkatli
yaratıcılığının ve beynıne, dilıne vurmuş
cinsel yaşamındakı kısır döngülerin,
kanşık ılişkilerin, acı hüsranlann matrak
öyküsünü perdeye taşıyan 'Yaramaz
Harry'de. her zaman olduğu gibi.
biriikte çalışmaktan hoşlandığı bir \ığın
unlü oyuncu dostunu bir araya getırmeyı
başarmış yine hazret, Mariel
HetBİngway'den hep bulanık halde
ı gösienlmış Robjn \MIliams'a, Ç||zabeth .
Slrae'dan Stanlej Tucci'je. Demi
Moore'dan Judy Davis'e kadar.
Puslu kırli New York atmosferinde geçen
fılm. hazretın yine çetrefil cinsel
ilışkıler. \ahudi mizahı, bunaltıcı da
olâbüen. kanşık ve karmaşık aile ortamı.
kadın^insı, din. ölüm. psikoloji. vb. gibı
alışılmış tema ve referanslannı da
banndınyor •Yaramaz Harry'. tüm
bunlara ek olarak yan yaşındakı çıtır
kızlara suianan yaşlı erkek romantızmine
de bulanmış. kıkır kıkır gülümsemelerle
seyrettığimiz yetkin bir Woody Allen
eğlenceliğı.
En son geçen yıl. müzikli 'Herkes Seni
Seviyorum Der'ini izlediğimız ty'oody
Allen'ın artık hikâye yazarcasına film
yaptığı ustalık. olgunluk döneminın
ürünü 'Y^ramaz Harry'de espîiier peş
pcşe patİıyor bu kez. Her an komik bir
diyalogla ya da renkli bir gondermeyle
karşı karşıya kalıp yorgun düştüğümüz
filmde. bermutad yine her şeye
dokunduran. her şeyi dillendıren üstadın
fazlasıyia belden aşağı kaçan ıronik
gevezelikleri, zaman zaman sesli
kahkahalara dönüşüyor.Bildik
mızmızlığından ırak, zincirlerinden
boşanmışçasına. enerjik. canlı bir kara
mizah tutturan 63'lük NVoody'nın.
derinliği uçup gitse de ız bırakan, son
yıllardaki en parlak ışlerinden bin (belki
de bırincısı) sayacağımız 'Yaramaz
Harry'. tipik VVoody Allen tarzı. ince
ayar çekilmiş. matrak ve eğlendiricı bir
tınşkadan nağmeler demeti sonuçta.
VV'oody'nin l990'lı yıllarda özel
hajatında yaşadığı acı deneyimlerden de
>ararlandığı bu çok konuşmalı. en yeni
tanhli. son sosyo-erotik-komik dramı.
meraklısının kesinlikle kaçırmayacağı bir
kara güldüriı özetle 'Yaramaz Harry', o
kadar yoğun. zengin ve yorucu ki bir kez
görmek tadına varmaya yetmiyor.
Yaşamı kutsayan
bir doğa belgeseli
Festivalden sonra pi-
yasaya çıkan en ilginç
filmlerden biri de her
zaman rastlanmayacak
türden, böceklerin giz-
li dünyasına ılişkin bir
belgesel olan 'Micro-
cosmos-Çayırın Sakin-
leri". Beyoğlu Beyoğlu
Sineması'nda gösteri-
len, alışılmış Walt Dis-
ney tarzından bütünüy-
le farklı bu bel-
geselin başrolle-
rinde; tırtıllar.
salyangozlar, ke-
lebekler, kann-
calar. anlar,
örümcekler, çe-
kirgeler ve ha-
mamböcekleri
var! Ilk kez gös-
terildıği 1996
Cannes Festiva-
li'nden sonra
Fransa'da ve gösterildiği ülkeler-
de çok sayıda seyirci toplayarak
bekJenmedik bir gişe başansına
erişen, ödüller kazanan 'Mkro-
cosmos', seyirciye-insanoğluna,
kendi dünyalannda, doğal halle-
ri içindekı. çıftleşen, su içen, av-
lanan. kavga eden, çalışan ya da
inatla, ısrarla hertürlü engeli aş-
maya azmeden böceklerin yaşa-
mını gösteriyor 75 dakika boyun-
ca. Yorum yapmadan, sözlü açık-
lama getirmeden. salt binbir sa-
bırla, özenle çekilmiş, özel mer-
cekJerin kullanıldığı, aynntıh gö-
rüntülereşliğinde ve doğa) sesle-
riyle, BnınoCoulais'nin doğallı-
ğa aykın kaçmamasına dikkat
edilmiş müzikleriyle.
Güneybatı Fransa'nın kırsal
biryöresınde, otlarla kaplı bir ça-
yırda ya da suyun üstünde, zorlu
bir hayat mücadelesi veren bör-
tü- böcegin, bilimkurguya esin
kaynağı olacak nitelikteki, son
derece çarpıcı evrenini, beylik
deyişle görsel şölene çeviren
'Mkrocosmos', şimdiye dek sey-
rettilderimizden farklı. şaşırtıci
ve •yaşamj kutsayan' bir doğa
belgeselı. Entomoloji-Böcekbı-
lim üstüne nutuk atmaktansa bö-
ceklerin gizemli âleminden so-
Yönetmen: Claude
Nuridsany, Marie Perennou
/ 1996 Fransız belge filmi
(Monad)
luk kesicı kesıtler \ ermeyı amaç-
layan, Fransız yönetmen. biyo-
log kan-koca Claude .Nuridsany-
Marie Perennou'nun, 15 yıllık
araştırma, 2 yıllık senaryo. 3 yıl-
lık çekim ve 6 aylık montaj aşa-
masına dayanan. yaklaşık 50 sa-
atlik bir malzemeden (80 km tu-
tuyormuş çekilen pehkülün bo-
yu) ayıklanıp seçilip kurgulan-
mış bu belgeselı. 'çayınn sakln-
leri'nin akıllara durgunluk \erici
gündüz ve gece yaşamlannı içe-
nyor. Bir zamanlann tanınmış
oyuncusu Jacques Perrin'in ya-
pımcılıfını üstlendiğı 'Microcos-
mos'. didaktik doğa belgeselı
yaklaşımından uzak durup ge-
nellikle insansı yapı ve duygu-
sallığı hayvanlara yansıtan. alışıl-
mış Disney tarzından kaçınarak
gerçekleştırilmiş.
'Microcosmos'da yığınla unu-
tulmaz sahne var. bir uç uç böce-
ğinin bir yağmur damlasımn
çarpmasıyla yapraktan tepetak-
lak oluşu, olağanüstü kararlılık-
taki birbok böceğının kendinden
büyük gübre artığını. azimle ta-
kıldığı çöpten kurtarma mücade-
lesi ya da salyangoz çıftın seviş-
mesi vb. gıbı. Bu doğal öykülü.
alışılmadık doğa belgeselini, kı-
saca, kaçırmayın denz.
Alexandre Ehımas klasiği
'Lç Silahşörier-20 Yıl
Sonra'dan kaynaklanarak
beyazperdeye uyarlanan
'Demir Maskeli Adam'
fılmlerinın, günümüzün ün-
lü yıldızlanyla allanıp pulla-
narak çekilmiş en yeni ver-
siyonu olan 'The Man in the
Iron Mask' da göstenme çı-
kıyorbugün. MelGibson'ın
hem yönetip hem de oyna-
dığı 'Braveheart-CesurYü-
rek'e > azdığı senaryoyla
admdan söz ettıren Randall
VVallace'ın. Alexandre Du-
mas babanın. Fransa tarihi-
nin muammalanndan ve bü-
tün zamanlann en trajık fi-
gürlerinden biri olan 'Demir
Maskeli Adam* efsanesin-
den esinlenerek kaleme aldıği ve
yaşlanmış silahşor kahramanla-
nmızın (çoğu hayal mahsulü)
serüvenlerine dayanan ünlü ro-
manından yola çıkarak, stüdyo-
da ve Fransa'nın tanhi şato ve
vb. mekânlannda gerçekleştir-
diği film. 'Güneş Kral' 14. Lo-
uis'nın gençlık dönemınde geçi-
yor. Athos, Porthos. Aramıs ve
D'Artagnan'ın (John Malko-
\ich, Gerard Depardieu, Jeremy
Irons ve Gabriel Byrne) yıllarca
hizmet verdığı 13. Louis'nin
ölümüyletahtageçmış, cîzvitle-
re savaş açmış. genç ama olduk-
The Man in the Iron
Mask / Yönetmen. senaryo:
Randall Wallace / Kamera:
Peter Suschitzky / Müzik:
Nick Glennie-Smith /
Oyuncular: Jeremy Irons,
Gerard Depardieu, John
Malkovich, Gabriel Byrne,
Leonardo DiCaprio, Anne
Parillaud, Judith Godreche,
Peter Sarsgaard / 1998
ABD (UIP)
ça zalım ve kıbırli kral 14. Lo-
uıs"nın, açlık-voksulluk ıçınde
kıvranan halkına bozulmuş, k o
kuşmuş yiyecekleri reva gördü-
ğü. 1660"lı yıllann kanşık Fran-
sası'ndayız. Hikâye ilerledıkçe
ana kraliçeyle (Anne Parillaud)
gizli. büyük bir aşk yaşadığına
da tanık olacağımız, yığit ve sa-
dık D'Artagnan (Gabnel Byrne)
genç kralın silahşorlanna komu-
ta ederek anlı şanlı memuriyet
hayatını sürdürüyor. Çoktan iz-
zet-ıkbalden vazgeçıp köşesine
çekilmiş Athos (John Malko-
vich), kendını güzel Chnstıne'le
(Judith Godreche) nişanlı,
gencecik oğlu RaouKu ha-
yata hazırlamaya vermıştir.
Kralın silahşorluğundan
sonra rahıp olup gizliden
gizliye ciz\ itlenn önderliği-
ne soyunmuş, entrika kum-
kuması Aramıs (Jeremy
frons) ise Fransa krallığının
geleceğinı değiştirecek tür-
den, olanaksız gibi görünen
bir değış tokuş planını uy-
gulamaya.koyulmuştur. \'ıl-
lann üstünden geçtiği, nice-
dir çok se\dığı kadınlara
karşı 'kılıcını doğrultamaz'.
çişini tutamaz ve hayattan
kâm alamaz olmuş. yeme.
ıçme. meme uzmanı. baba-
yiğit Porthos (Gerard De-
pardieu) da intiharı bile düşü-
nen. geçmıştekı serüvenlerınin
anı lanyla yetinmek durumunda-
ki yalnız, acız, yaşlı bir şışkodur
artık. Tıpkı gençlıklerindeki gi-
bi "Birimiz hepimiz, hepimiz bi-
rimiz için!" diyerek yıllar sonra
yeniden bir araya gelıp kötü kra-
lı iyisiyle değiştirme idealini
gerçekleştirmek uğruna müca-
dele eden kahramanlanmızın se-
rüvenlerinı aktaran 'Demir Mas-
keli Adam'. özetle 'Cesur Yü-
rek'in başan formülünü yinele-
yen senanst Randall Wallace'ın
da ilk vönetmenlık denemesı.
Yolculuk'. kuşkusuz sıkı
sinemaseverlere hitap eden,
özel ve farklı bir film, baştan
belirtmek gerekirse.
Çivisi çıkmış.'hasta'
dünyamızda, hiçbir şeyın artık
eskısı gibı olmadığının gitgide
daha çok farkına varan, tıpkı de
Oliveira gibi yıllann
deneyımıne sahip, yaşlı, yorgun
yönetmen Manoel (Marceöo
Mastroianni). bir eli yağda bir
eli balda yaşadığı
çocukluğunun anılanna
gömülüp canlanan geçmişine
yollanıyor, bü>üdüğü yöreden
geçerken. Ağabeyının genç
kızlarla fingirdeşriği o görkemli
otel, bahçesıyle birlıkte
harabeye dönüşmüştür artık
heyhat! Pedro
Macao'nun çileli hayatını
yansıtan heykelse
yerindedir Köy
köpeklerinin arabanm
arkasına havlayarak
takıldıgı yollan
katettikçe geçmişi
hatırlayıp habire
konuşarak anılannı
anlatan yaşlı
yönetmenden başka
arabadakı Fransız aktör
(Jean-Yves Gautier) de,
kökenlerinı arayıp
bulmaya takmış kafasını.
Çekimden ıstıfade, bir
köydekı yaşlı halasını
bulup görmek, tanışmak
istiyor.
Çünkü dünyanm bir
ucundaki bu ıssız
Portekiz köyünden çocuk
yaşta kaçıp gitmiş.
lspanya iç savaşında hem
Frankocuların. hem de
Cumhunyetçilerin eline
düştükten sonra kapağı
Fransa'>a atarak orada
e\ lenip barklanmış. baba
olmuş, maceraperest bir
Portekizli göçmenin
oğludur Fransız aktör.
Köy yerinde zorlu bir
hayatı geride bırakmış
hala. dilını bıle
konuşamayan yeğenine
önce yabancı durursa da,
kan bağı dil(sizliğ)e
üstün gelecek ve sonunda
erkek kardeşini görür
gibi olduğu yeğenine
hem bedeniyle hem de
ruhuyla, sıkı sıkıya
sanlacaktır güngörmüş.
yaşlı kadın.
De Oliveira'nın, oyuncu
Yves Alfonso'nun gerçek
yaşam öyküsünden
esinlenip kendi
yaşamından yansımalar
da katarak
gerçekleştırdığı bu ağır,
durgun seyreden
'yofculuk* filmi. yürekte
heyelanlara yol açan
duygusailıklarla.
ıçtenlikle, hüzünle bezeli
baştan sona. 70 yıllık
kanyerinın imbiğinden
süzülmüş birikimiyle
damgasını vurduğu
'Dünyanın Başlangıcına
Yokuluk'ta, de Oliveira
ustanın. sabıt plan
sekanslara dayanan,
montajın en aza
ındirgendiği. özgün
üslubu öne çıkıyor.
Anılann gelgitine
kapılarak ata
topraklannda köklerini
aramanın peşine takılan,
tekdüzeleşmeye yatkın
bu farklı yolculuk
öyküsünü. oyunbazlığa
kaçmadan. ustaca
işleyen. durgun akan de
Oliveira sinemasının
vardığı son doruk- durak
şimdi lik.
ÖUveira'nın
'Amarcord'u
Yer yer sürekli
değişmemize, yaşlılığa
ve yaşlılık haline ilişkin
melankolık- pastoral bir
görsel senfoni tadına
erişen bu şiir gibi film,
Portekizli yönetmen
Manoel de Oliveira'nın
'Amarcord'u da
sayılabılir sanınz.
Bol bol anımsayıp,
anılann tahterevallisinde
usul usul salındığımız
bu duru. hüzünlü,
zarif ve keyifli filmde
anlatımdan oyunculuğa,
duygusal gerilimleri
vurgulayan atonal
müziğinden mekân
kullanımına ve
görüntülere kadar
her şey usta elinden
çıkma. Rolüyle
özdeşleşmiş büyük
Mastroianni'nin
hastalığına karşın soylu
bir Akdenizlı bilge
gibi yine döktürdügü
filmde Fransız aktörü
oynayan Jean-Yves
Gautier de ona ayak
uyduruyor.
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
Ve Ansran Uykusuz Geceler
Birtiyatrodayız. Oyun bitmiş, seyırcılersalonu terk
etmek üzere. Sahnedeki Tibetli oyunculara bir ha-
ber ulaşıyor. Fransa'da bulunan Tibet heyetı -Tibet'in
resmen tanınmadığı gerekçesi ile- Fransız yetktliler-
ce kabul edılmemiş. Dalai Lama başkanlığındaki
heyet, tryatroya gelerek, orada Tibetli tiyatrocularla
biriikte bir toplantı düzenlemek istedığini bildiriyor.
Heyet dediğiniz yaklaşık üç yüz kişı... Tiyatrocular
paniğe kapılıyor önce. Ne yapmalılar? Bu kadar ki-
şiyi nasıl ağırlayacak, nerede yatıracaklar?
Tabii. kabul etmekten başka çareleri yok. Madem
ki Tıbet sorununu gündeme getiren bir oyun oynu-
yortar, Tibetlilerin bu isteğinı geri çevirmek yakışık al-
maz. Tibetlilerin ozgürlük mücadelesini savunmak,
yalnızca bir oyun oynamakla sınırlı kalmamalı...
Durum, seyircrye de iletiliyor. Ve ilginç bir şey olu-
yor, seyirci de tiyatroda kalarak dayanışmasını gös-
termek istiyor...
• • •
Mekân, Paris'in en önemli tıyatro gruplanndan
Ariane Mnouchkine in "Theatre du Soleilln (Gü-
neş Tiyatrosu) yıllardır çalışmalannı sürdürdüğü Car-
toucherie sahnesi. Tıyatro ile yaşamın bütünselliği-
ni vurgulayan birmekânda, bu bütünsefliği konu alan
bir oyun. Mnouchkine'in hemen bütün oyunlannda
olduğu gibi, seyirci oyunun bir parçası oluveriyor. Se-
yircınin arasına yerleştirilmiş -seyirci rolündeki- oyun-
cular, seyircinın duygu ve düşüncelerini, kafasında
beliren sorulan yansıtarak, gerçek seyircinin oyuna
katılmasını sağlıyor.
Farklı kesimlenden gelen, farklı tepkiler veren se-
yirciler bunlar. Ama kısa bir süre içinde Tibetlilerin
başlattığı ve tiyatroculann desteklediği direnişe, ya-
ni Fransız hükümeti Çin'e göndermek uzere olduğu
savaş uçaklannı durdurma karan alana kadar tiyat-
rodan çıkmama direnişine katılıyorlar. Hem de öyle
bir katılım ki, aralannda örgütlenip mutfak hızmetle-
rini üstlenenler mı istersiniz, para toplamaya başla-
yanlar mı... Eee, ne de olsa 68 ruhunun izleri henüz
tümüyte silinmemiş bu ülkede.
Tiyatrocu ve seyirci rolünü paylaşan oyunculann
coşkusunu paylaşmamak mümkün mü? Direnış ha-
vası tüm tiyatroyu sanveriyor. Ortadoğu'da Mimar-
lık Faküttesi'ni işgal ettiğimiz günlerin heyecanı can-
lanıveriyor gözümün önünde.
Zaten, Mnouchkine de kendi yaşadığı bir eylem-
den yola çıkarak oluşturmuş bu oyunu. Saint Ber-
nard'lı "Sens Papıer"\er\n, yanı kaçak göçmenlerin,
Cartoucherie'de gerçekleştırdığı işgal eylemi, 'Ve
Ansızm, Uykusuz Geceler"\r\ ilham kaynağını oluş-
turmuş.
•••
Tibetlilerin, 1949 yılında ülkelerinın Çin tarafından
işgal edilmesi üzerine başlattıklan ozgürlük müca-
delesi halen surüyor. Uzun yıllar, Çin'in Guvenlık Kon-
seyı üyesi olması nedeni ile Birleşmış Milletler'den
en ufak birdestek alamayan, ülkeleri dünyanın hiç-
bir hükümeti tarafından tanınmayan Tibetliler, mü-
cadelelerinde epey mesafe aldı son yıllarda. 1992 yı-
lında Strasbourg'daki yüksek mahkemenin ve Av-
rupa Pariamentosu'nun aldığı kararlardan ve 1993'te
Dalai Lama'nın aldığı Nobel ödülünden sonra ulus-
lararası planda seslerini daha gür biçimde duyurma-
ya başladılar. Sanat alanından geten destekleri de Ti-
betliler büyük bir sevinçle karşılıyor. Martin Scor-
sese'nin "Kundun"u ve Mnouchkine'in oyunu, mü-
cadeleleri açısından büyük önem taşıyor.
• • •
Tiyatronun yaşayan en büyük sanatçılanndan bi-
ri olan Ariane Mnouchkine, Helene Cixous'un, Da-
lai Lama'nın metinlerine dayanan çalışmasından ya-
rarianarak oluşturmuş oyunu. Dort saatlik oyun sü-
resince ne gerilimi düşürüyor, ne de tiyatro coşku-
sundan fedakârlık yapıyor. Mesajı, en ince nüansla-
nyla aktanrken, slogancılığın tuzağına düşmüyor.
Her zaman olduğu gibi, kolektif bir çalışmanın ürü-
nü 'Ve Ansızın, Uykusuz Geceler". Tum oyuncular,
müzik ve mekân tasanmı bir bütünün anlamlı par-
çalannı oluşturuyor. Tibetli oyunculann sunduğu
otantik gösteriler de Tibet kültürünun tanıtılması,
sevdirilmesi açısından son derece işlevsel.
Tiyatro mekânının salt sahneden ibaret olmadığı-
nı en güzel biçimde sergiliyor, "Theatre du So/e/7"in
çalışanları. Ortak çabalan ile tüm tiyatroyu bir Tibet
mabedine dönüştüımüşler.
Duvariar ince ince boyanmış, seyircinin gözü önü-
ne kurulan kulisteki en ufak aynntı bile Tibet kültü-
rünun inceliklerini taşıyor.
Iş, bununla da kalmıyor. Arada Tibet yemeklerinin
sunulduğu büfede gene oyuncular hizmet ediyor,
yani oyun devam ediyor.
Ve iki gün, iki gece süren direnişi, uykusuz gece-
leri hep biriikte yaşıyoruz.
Direnişin sona ermesi ile biriikte, seyircinin kendi
dünyasına, kendi küçük sorunlanna dönüvermesi
konusuna değinmeyi de ihmal etmemiş Mnouchki-
ne.
Oyunda böylesine ilgi duyduğumuz sorunu sa-
londa bırakıp, kendi dünyalarımıza mı dalacağız,
yoksa halen sürmekte olan tüm ozgürlük savaşları
konusunda bizim de payımıza düşen bir sorumluluk
olduğunu anımsayacak mıyız?
Altı Tibetli aydının, birkaç aydır Delhi'de sürdür-
mekte olduğu direnişe ılişkin gazete haberlenni oku-
yarak aynlıyoruz Cartouchene'den...
1. ÜLUSLARARASI KUKLA FESTtVALİ
• Hadi Çaman Thatrosunda saat 13 OO'te
Kıvamet Yargılaması adlı video gösterisi ızlenebilır.
• Özel Irmak Okulu'nda saat 11.00'de Train
Theater'ın Çiçek Saksısındakı Kız adlı göstensi yer
alıyor.
• Topkapı Sara>ı"nda Karagöz Fıgürleri sergisi
görülebilir. Kenter Tiyatrosu'nda MÜ Dekor
Bölümü sergisi yer alıyor. Şehir Müzesi'nde 19. ve
20. Yüzyılda Halk Tiyatrosu konulu sergi
görülebilir.
BUGÜN
• BORUSAN KL LTÜR V E SANAT
MERKEZt'nde saat 17.30'da 'Frank Sinatra,
Yaşamı ve Dönemi-2' konulu belgesel. videodan
izlenebilir. (292 06 55)
• ÎDSO'nun şef Cem Mansur >önetıminde saat
19 00'da AKM'de vereceği konsere Jdıl Bıret
(pıyano) solist olarak katılıyor.
• CRR Konser Salonu'nda saat 19.30'da şef Şeref
Çakar yönetiminde Emin Ongan Üsküdar Musiki
Cemiyeti'nin vereceği konser dinlenebilir.
(246 06 96)
• AKSANAT'ta saat 12.30'da ve 18.00'de Bruckner
'Symphony No.9&Te Deum" konseri lazerdiskten
izlenebilir. (252 35 00)
• tDOB saat 19 00'da AKM Konser Salonu'nda
'Müzikallerden Seçmeler'i sahneliyor. (251 10 23)
Goethe Enstitüsfi'nde saat 10.00-16.00 arası 'Kitle-
Iletişimsel Görüntü ve Fenomenolojik Hayalgücü"
konulu oturum yer alıyor. (249 20 09)