16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 NfSAN 1998 SALI HABERLER Karatepe'nin 3 yıla kadar hapsi isteniyop • ANKARA (AA) - An- kara 2 No'lu DGM'nin du- ruşma savcısı Ünal Haney, kapatılan RP'nin 21 Aralık 1997'de yapılan genişletil- miş Kayseri ll Divan Ku- rulu toplantısındaki konuş- masında, "Halkj. sınıf. ırR. din. mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik ettiği" gerekçesiyle yargı- lanan sanık Şûkrü Karate- pe'nin, 1 yıldan 3 yıla ka- dar hapis cezasına mah- kûm edilmesini talep etti. Deniz Yıldm-98 Tatbikatı • ANKARA (AA) - Deniz Kuvvetleri Komutaniığı'nın 1998yıhplanlı tatbikatlanndan olan Deniz Yıldızı-98 taktik tatbikatı başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan yapılan acıklamaya göre, Marmara ve Karadeniz'de icra edilecek olan taktik tatbikata, Türk Deniz Kuvvetleri'ne mensup muhrip \e firkateynler, denizaltı gemileri, hücumbotlar, mayın tarama gemileri, yardımcı gemiler. helikopterler. sahil güvenlik botlan ile av ve av-bombardıman uçaklan katılacak. Yabancı gözlemcilerin de davet edildiği tatbikat süresince, çeşitli muhabere ve komuta usulleri denenecek. Deniz ve Hava Kuvvetleri arasında koordinasyon ve işbirliği geliştirilecek, fiili silah atışlan yapılacak. Çiller-Perinçek davası • ANKARA (AA)- Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi, Aydınlık dergisinde yayımlanan bir yazı ve yaptığı basın açıklamasında DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle, İP Genel Başkanı Doğu Perincek'i 600 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm etti. Davanın bugünkü karar duruşmasjnda, Perinçek'in avukatı aynı konuyla ilgili olarak müvekkili hakkında ceza davası açıldığını belirterek, bu davanın sonucunun beklenmesini istedi. Ancak İP Genel Merkezi aleyhinde açılan davanın reddine karar v eren mahkeme, Perinçek hakkındaki da\anın ise kısmen kabulüne karar vererek, 600 milyon lira manevi tazmınatın olay tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte Çiller'e verilmesınin kararlaştınldığını açıkladı. Şeker'in • ANKARA (AA)- TBMM Başkanı Hikmet Çetin, eski Devlet Bakanı ve DYP Bilecik Millervekili Bahattin Şeker'in askerlik durumu ile ilgili olarak, "Mazbatayı YSK verdiği için, yetkinin de YSK'de olacağı kanaatindeyım" dedi. Çetin. gazetecilerin, Bahattin Şeker'in askerlik durumu ile ilgili sorulannı yanıtlarken, Milli Savunma BakanlığVnın konuya ilişkin yazısının TBMM'ye geldığini ve konuyu hukukçulara incelettirdiğini söyledi. Avukatlara ret • ANKARA (AA)- "Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü"nü düzenleyen eski Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı avukat Şenal Sanhan ile yürüyüşün organizasyonunda göre\ alan ve yürüyüşe katılan bayan avukatlann, bu yürüyüş ile ilgili yayımlanan bir haberde. kişilik haklanna saldında bulunulduğu gerekçesiyle, Zaman gazetesi. gazetenin Sorumlu Yazıişleri Müdürü Mehmet Ergene \ e yazar Tamer Korkmaz hakkında açtıklan 350 milyon liralık manevi tazminat davası reddedildi. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi "nde göriilen davanın karar duruşmasında yargıç, davalılardan Korkmaz'ın, dava konusu yazıda şeriat ile ilgili olarak düşüncelerini açıkladığını. davacılann şahsma yönelik direkt olarak manevi tazminatı gerektirir haksız flilde bulunmadığını belirterek davanın reddedildiğini açıkladı. Mimozalar açarken Ege adalannda.. Bayramda nereye gidelimi tartışırken Ege adalannda karar kılıyoruz. Tam bize göre bir hedef. Hem ziyaret, hem ticaret (gezip görme anlamında). hem de tarih; ne de olsa 400 yıllık bir geçmiş, bir tarihsel miras var o adalarda... Bunu göreceğiz, araşbracağız verinde. Bir yeryüzü cennetiCUNEYTAKALIN Ege adalan bir yeryüzü cenneti. Yu- nanlılar kadar tuhzme yatkın millet az bulumır. Herkese. özelhkle gençlere ve müte\azı bir bütçe ile güzel bir tatil vapmak iste\enlere tavsive olunur. ~W~^ ayramda nereye gitmeli? Bende- t J nız. 'gözünü alışveriş hırsı bürü- I ~\ müş'lerden değilim. Paris'te ne JL^r ışim var? Öyleyse ne yapmalı? Pe- kâlâ bir taşla ıkı kuş vurulabilir; hem kafa- yı dinlendireceğimiz hem de gezip görebi- leceğimiz yerler bulmalı. diye düşünüyoruz arkadaşım LmitŞenesen ile. Dahası var; son yıllarda ânz olan bir takıntı. 'Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar uzanan coğrafyadaki Türk dünyasını yakından tanımaya itiyor beni... Arnav utluk çok hoş olabilır dıye aklımız- dan geçirirken. lşkodrah öğrencim Sida'nın "Bizim oralarda henüz kargaşa devam edi- yor"' uyansı üzerine Arnav utluk projemizi şımdilik kaydıyla ertelıyoruz. tstanbul'dan atlayıp Odesa'ya, Kınm'a mı gitsek? Bu proje ıçın havalar yeteri ka- dar sıcak görünmüyor... Bu projeyi de bir yaz başına erteleyip 'Ege adalan'nda karar kılıyoruz. Tam bize göre bir hedef. Hem zi- yaret, hem ticaret (gezip görme anlamın- , da), hem de tarih; ne de olsa 400 yıllık bir geçmiş, bir tarihsel miras var o adalarda... Bunu göreceğiz. araştıracağız yerinde." Tam yola çıkarken sev gili MinaUrgan'ın 'Anılar'ında değindiği bir konu, karanmızı iyıce pekiştirmemıze neden oluyor "Rum- lar havatı seven insanlardır. Bi/ içki icince ağ- lanz, Rumlar içki içince oynamaya başlar- lar." Eh. bu satırlardan sonra Adalar'a gide- ceğız, el mahkûm. "Nereye gitmeli" sorusuna yanıt bulmak ıyı de yetmiyor. Çiinkii Yunanlılarbizim gı- bi ada fakın birülke değil; binlerce Ege ada- sı var. Ikincı soru, nereden başlamalı? Mev- sım nedeniyle kuzey adalan (Taşoz. Sema- direk) olmaz; en iyisi 'Oniki Adalar'a ya- kın bir adadan başlamak. Araştınp ettikten sonra Kuşadası'nın karşısındaki Samos'tan giriş yapmaya karar venyoruz. Bir kez Samos yeşıl. güzel bir ada olarak biliniyor. tkıncisi. daha sonraki adımdahem Ege'yi ortadan katederek 'Siklados'lara. hem de güneye 'Oniki Adalar'a ulaşmaya elverişli. "Hatta oradan Girit'e bile girebi- liriz" şeklinde konuşmalar geçiyor aramız- da. Sonunda rota kabaca belirlenıyor: Istı- kamet Samos. ilk hedef Samos"un burnunun dibindeki Kuşadası. Acentelere. turlara hiç yüz vermiyoruz. Muazzam yatak kapasıtesi ile Yunan adala- nnın 'mimozalar açarken' bize yatacak bir yer bulacağından emıniz. Biraz heyecanlı olsun diye. sonucu hemen belirtmeyeceğim. Soranlara. u Egeadalannagjdiyonu"de- yınce aldığım tepkiler, benı şaşırtıyor doğ- rusu. Aklı başında, şovenlikle ilgili olmayan kimi dostlar "Ne olur ne olmaz, kendinize dikkat edin" uyarısında bulunuyorlar. Hay- daaa. buyrun işte! Dikkatli olacakmışız. Bu Yunanlılar adam mı yiyorlar yoksa? Eski istanbul gibi... 3 Nisan 1998 sabahı Kuşadasfndan Sa- mos'a hareket eden Türk bandıralı 'Prin- cess' teknesinde bız. 5 Türk'ün yanı sıra on kadar da yabancı var. Büyük çoğunluğu Türkıye'ye gelip günübirliğine Samos'a ge- çen yabancılar. Princess teknesinin dizel motorunun gürültüsü yeri göğü inletiyor. Ümıt'le ıkı kelımemuhabbetetmeye imkân yok. Yahu bu bizim Kuşadalılar, insan mı ta- şıyorlar hayvan mı bu tekneyle? Bu kıyas- lamayı sık sık yapacağız. hazırlıklı olun. Kuşadası'nın koca koca, üst üste apart- manlan geride kalıyor (Kuşadası mahvol- muş. benden söylemesi). Kırk beş dakika sonra Samos'un kıyıla- nna yaklaşıyoruz. Tek tük müstakil evler. Sonra dağ yanlıyor sanki, çok korunaklı bir limana geliyoruz. Yanm daire biçimindeki bu liman Samos'un Vathy limanı. Koca li- mana demırliyoruz. 'Limani'deki (Yunan- ca liman) tek tekne. Türk bandıralı Princess motoru (memlekette başka ad kalmamış sanki). Pırıl pınl bir hava. Limani'nin kor- donundaki kafelerde güneşlenen, vakit ge- çiren Samoslular.. Samos/Vathy Ümit'ın elındeki Jngilizce kitaptan 'Tu- rizm Enformasyon'un limanın karşısında Samos Tur olduğunu öğreniyoruz. Güler- yüzlü bir genç kadın bize açık bir-ikı otelın ve te*k pârisiyonun adYesını veriyor. *Ûre- ams Pension' (Düşler Pansıyonu» hemen li- manın üzerınde. Pansıyoncu güleryüzlü Yorgo ile küçük bir pazarlıktan sonra el sı- kışıyoruz. Bızim Hayal Pansiyon pınl pınl, fazla bir lüksü yok, ama tek bir kusuru da yok. Üstelık Yorgo güleryüzlü. Odamızın balkonu limana bakıyor. Ken- dimi bir an için Burgaz'da Alp'in evinde his- sediyorum. Güneş tepelerın üzerınde yük- seliyor. Manzara şahane Her şey güzel. Pânsiyonun hemen altında Vathy'nin çar- şısı... Temiz pak insanlar temiz pak dükkân- lara. kafelere girip çıkıyor. Pıtagoras Mey- danı'nda bir 'fastfood'cu buluyoruz. Bina- nın önünde bırkaç mermer masa. zevklı ha- sır iskemleler. tertemiz bir yeme-içme me- kânı... Aslında buraya 'fast food'cu demek doğ- rudeğıl. 'ayaküzerindekanndoyunna'ye- n demek daha doğru. Içerde elektrik ızga- rasının önünde koca koca parçalardan olu- şan döner kızanyor. yanı 'suvlaki'; domuz dönenymış meğerse... Üç kunış verip güzel- ce karnımızı doyurduktan ve karşılıklı 'ef- harusto" (teşekkür) ve 'yassus'laştıktan (se- lamlar) sonra, ıstirahateçekıyoruz. Mecbu- n bir istirahat bu. Öğleden sonra dükkânlar kapalı. Ogeceyi limana hazırodamızdageçirdik- ten sonra yanımızdakı kıtaplardan Samos'u inceliyoruz. Nüfusu 40 bin, Vathy'nin 15 binmiş. ünlü matematikçı Pitagor'un mem- leketiymiş. Yunanistan'm en güzel teknele- ri, bu adada yapılırmış. En yüksek yen bın metre imiş. Gerçekten de dağın doruğu kar- la kaplı. Araba kiralıyoruz. Çevresi 85 km.'lik adayı bir güzel dolaşıyoruz. En yüksek nok- tanın yakmındaki Manolakıs köyü, şirin bir dağ köyü. Yanda sulan pınl pınl buz gıbi bir ' dere'aşağı doğfu çâğfayarak akıyor. tlerde- kı Karlovarı limanı hoş bir yer. A'caba lima- nın adı 'Karlı Cha'dan mı geliyor dıye ha- yal gücümüzüzorluyoruz. Ancak ne Samos Vathy, ne Karlovari'de tek bir Türk ızıne rastlamıyoruz. Buna ilerde yeniden dönece- ğiz. Güzel günü adanın Anadolu'ya bakan yö- nündeki Pitagorias limanındakı bir balıkçı lokantasında güzel birakşam yemeği iletaç- landınyoruz. Yediklcrimiz ıçtiklenmiz bi- Yunan adalan, Türklerin her zaman ilgisini çekiyor. zim olsun, sizlere gördüklerimizi anlatıyo- ruz. En kolayından başlayalım; balık adla- nndan: Barbuni (barbunya), kalamari (ka- lamar). Bir ara îngilizceye vurup işi zora koşuyoruz. Oktopus filan diye geveliyoruz. Söylediklerimizi önce anlamayan garson neden sonra bir 'haaaa!' çekiyor. Ahtapoti. Evet! Ahtapot yaaaaa. Ana fikir şu: Pitagorias'taki balıkçı lo- kantalan hem güzel, hem temiz. hem de fı- yatlan makul. Zaten Yunanistan'da insanı sövüşlemeye kalkmıyorlar. Neyse o. Kalimnos Samos'a doyamıyoruz. Ama tek bir gül- le de bahar geçmez ki... Ege Denizi'nin or- tasında eşcinselleri ve gece hayatı ile ünlü Mikonos'a mı gitsek, yoksa Siklados'lann güzel adası Paros'a ya da Naksos'a mı geç- sek? Sonunda biraz da vapurun güzergâhına teslim olarak Bodrum'un, daha doğrusu Güllük Körfezi'nin açığındaki Kalimnos'a geçmeye karar veriyoruz. Kalimnos 15 bin kişilik bir balıkçı-süngerci adası. Oniki Adalar'ın üçüncü büyük adası. Geçmişte çok yoksulmuş, şimdilerde öyle görünmü- yor. Limanın arkasındaki Arhodeko ÖteİT'ne yerleşiyoruz. Otelcı Türk olduğumuzu ög- fenînc'e ıltıfat ediyor; otelın eskiden (1912'den önce) Türk yönetımince resmı bı- na olarak kullanıldığını öne sürüyor. hal- yanlann da güzel caddeler yaptıklannı ek- liyor. Yabancılara yaranmaya çalışan bir iş- birhkçı mı? Çok konuşkan olduğu kesin. Kalimnos yeşil Samos'tan farklı. Kaya- lıklann üzerine oturtulmuş küçük, şirin. gü- zel evlerden oluşuyor. lki dağın arasındakı vadıde bağlık-bahçelık bir alan da var. Lımanda dolaşan bir kamyonet. Ağzına kadar balık. kalamar vb. dolu. Balık beda- va burada... Koca limanın önü kafelerle. balıkçı lo- kantalanyla dolu... Çevrede fazla turist yok. Daha çok Yunanlılann rağbet ettiği bir ta- vemayadalıyoruz. Mönübelli. Bızim çoban salatasının üzenne koca bırparça beyazpey- nır oturtuyorlar. oluyor size 'Greek salad' (Yunan salatası). Ve tabıi balık... Türk oldu- ğumuzu fark eden balıkçı tipli orta yaşlıca biri gülüyor, belleğıni zorlayarak bildig! Türkçe kelimelerle sohbet başlatmaya çalı- şıyor. Dedeağaçlı imiş. Keyifli keyifli gülü- yor. Yaşamayı seven temiz pak insanlar, te- miz pak, boyanmış, badanalanmış binalar. bakımlı sokaklar. güzel kızlar, giyimi kuşa- mı yerinde orta yaşlılar. balıketinde kadın- lar. pınl pınl bir deniz. itiş-kakışın olmadı- ğı bir ortam... "Eski İstanbul gibi" diye tep- ki veriyor bunları dinleyen bir arkadaşım. Ben de yazımın ılk bölümüne "Eski İstan- bul Gibi" başlığını koymaya karar veriyo- rum. Kalimnos'u çok seviyoruz, tıpkı Samos'u sevdiğimiz gibi. Ama bir de mümkün oldu- ğunca çok ada görme hırsı var içimizde. Ka- limnos'tan feribota atlayıp Kos'un (Istan- köy) Matihari limanına, oradan da Kos ka- sabasına geçiyoruz. Sürecek 17si tutuklandı Î5IFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Binlerce insanın yaşamına mal olan Kürt soaınunun çözümü için şimdi koşullar daha efverişli. Ko- nu artık bırasayış sorununun öte- sınegeçtı. Artık, "Terörbtmeden, demokratık çözüm olmaz" ge- rekçelerinin de bir anlamı kalma- dı. Devlet yetkılılerinin yaptığı açıklamalardan, PKK'nin askeri açıdan büyük ölçüde kontrol al- tına aJındığı anlaşıl/yor. Şimdi da- ha rahat koşullarda, enine boyu- na tartışma ortamı yaratılabilir. Böyle bir tartışmayı yapabilmek için, öncelikle bugüne kadar oluş- muş veya oluşturulmuş önyargı- lardan sıynlmak gerekiyor. Tartışmayı, "hainler, bölücüler" ekseninden, banş için, birlik için, özgürlük için iyiniyetli anlayışlann ön plana çıktığı yeni bir eksene kaydırmanın koşulları hâlâ olgun- laşmadı mı? Türkıye'nın u Kürtsorunu"ö\ye bir sorunu var mı, yok mu? Yok- sa, Güneydoğu'daki "basın tunı" sırasında koruculann sık sık dil- lendirdiği, "Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır" türünden AmanDikkatL sözlerle sınırlı bir pencereden olaylara bakmaya devam mı edi- lecek? Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. 30 bine yakın ınsanımızın öldü- ğü, binlerce köyün yakılıp yıkıldı- ğı, milyonlarca insanın yerinden yurdundan olduğu, acılarta dolu bir 15 sene yaşadık. Acılar bu yö- nüyle hâlâ sürüyor. Böyle bir ko- nuda konuşmak ve yerteşik anla- yışlardan farklı görüşler belirt- mek, -haklı veya haksız- sıkıntıla- ra neden oluyor. Özellikle evlatla- nnı yitirmiş ana-babalann çektik- leri acılar, onların duyariığı üzerin- de dikkatli davranmak gerekiyor. Ana-babalann yürek yangınla- nnı söndürmek kolay değil. Unut- mayalım ki, bu durum böyle de- vam ettikçe, yeni yüreklenn yan- masına da engel olamıyoruz. Çünkü savaş, her gün yeni acılar üretiyor. Şemdin Sakık'ın yaka- lanması ve sorgulanmaya baş- lanmasıyla birlikte, çıkan yeni tar- tışmalar, yeni gerihmlere neden oluyor. Medya böyle bir konuyu ele alırken, önünü ardını hesap etmek zorunda. Örneğin, "Şem- din Sakık, affedilecekmi, edilme- yecek mı" sorulannı gündeme getirmek, bunu çocuklannı yitir- miş ana-babalara sormak, hangi akla hizmet ediyor, anlamak mümkün değil. Henüz, Sakık'ın ne ifade verdı- ğinı bilmiyoruz. Yürürlükte zaten bir pişmanlık yasası yok. Çıkan- lacak bir yeni yasa, Sakık'ı ne öl- çüde kapsayacak onu da bilmi- yoruz. Bu durumda aiteleri devre- ye sokmak ve acılı ınsanların, duygusal tepkileriyle tansıyonu yükseltmek, beiki izleyenlere il- ginç gelebılir, ama yara kaşımak- tan başka bir işe yaramaz. Böyle konulan aileler üzerinden çözme- ye çalışmak da, sağlıklı bir sonuç doğurmaz. Çünkü sorun Türkiye'nin soru- nu, hepimizin sorunu. Bunu duy- gularla değil, akılla, toplumun ge- nel çıkarlanyla bağdaştırmak zo- rundayız. Acılı hangi anne-baba evladını öldürene karşı objektif davranabılir? Aynı sorun Antal- ya'da bir çatışmada öldürülen PKK'liler konusunda da yaşanı- yor. Öldürülen PKK'lilerin cenaze- leri önce Manavgat'taki mezaria- nndan çıkanlmak zorunda kalın- dı. Başını bazı ülkücülerin çektiği birtopluluk, bu çokduyariı konu- yu bir anlamda sömürerek, gös- terileryaptılar. işin içine aileler de katılınca, çok dramatik bir tablo ortaya çıktı. Ailelerin tepkılerini anlamak mümkün. Onların yürekleri yanı- yor. Ancak toplum olarak bizlerin, medyanın daha dikkatli davran- ması gerekmez mi? Bu türden haberlenn çoğaltılarak, tekrar tekrar yayına sokulması, sonu- nun nereye gıdeceğini bilemeye- ceğimiz. yeni acılar yaratmaz mı? Sonunda mezara gömülenler, ya- şamını yitirmiş insanlar. Onlann da anneleri babalan olduğunu unutmamak gerekir. Böyle bir tır- manış, bugüne kadar bunca ölü- ye rağmen bir düşmanlığa dö- nüşmemiş toplumsal ilişkileri başka bir noktaya taşıyabilir. Ge- rilim, bir Türk-Kürt çatışmasını kışkırtabilir. Birileri böyle birçatış- madan çeşitli çıkarlar umabihrler. • • • Aman dikkat! Demekten baş- ka söyleyecek bir sözümüz yok. Medyadaki haberci arkadaşlan- mın da bu duyarlığı kaşımanın yol açacağı sorunları değerlendı- recekleri inancındayım. Çok kritik birdönemecin eşiğinegeldik. Her zamankinden daha fazla dikkate ve özene ıhtiyaç duyulan bir or- tamdayız. Aklı, sağduyuyu, ön plana çıkaralım. küçük siyasi ve grupsal çıkarlar uğruna, bedelıni çok ağır ödeyeceğimiz sorum- suzluklara meydan veımeyelim. Çözüm ortamındayız, ıntikam duyguları yerine, birlik ve kardeş- lik bilincini geliştirelim. Aman dik- kat! HizbuHohçtlam gözaçördmtyor • Batman"da geçen hafta yaşanan şeriatçı eylemlerden sonra gözaltına alınan 73 kişiden aralannda Yusuf Yardım adında bir öğretmenin de bulunduğu 11 kişi, tahrikçilik yaptıklan gerekçesiyle çıkanldıklan mahkemece tutuklandı. DİYARBAKIR (Cum- huriyet Bürosu) - Batman ve Solhan'da Hizbullah ör- gütünün kışkırtmasıyla. gövde göstensine dönüşen şeriatçı eylemlerde gözal- tına alınan 158 sanıktan 17'si çıkanldıklan mahke- mece tutuklandı. Bat- man "da cuma günü büyük bir göstenye hazırlandık- ları bildirilen şeriatçı gruplann, Solhan'da da 23 Nisan'ı protesto için kam- panya yürüttükleri bildiril- dı. Batman'da geçen hafta yaşanan şeriatçı eylemler- den sonra gözaltına alınan 73 kişiden aralannda Yu- suf Yardım adında bir öğ- retmenin de bulunduğu 11 kişi, tahnkçilik yaptıklan gerekçesiyle çıkanldıklan mahkemece tutuklandı. Batman Emniyet Mü- dürü Mehmet Emin Kür- pe. Batman'da ızinsizgös- teri ve yürüyüşlere katılan kişilerin de, kımliklerinin tek tek tespit edildiğini söyledi. Gözaltına alınan ve mahkemeye sevk edi- lenlenn kimliklerinin bil- gisayara kaydedildiğini ifade eden Kürpe. şu bilgi- leri verdi: "Gösteri ve yürüyüşe katılanlar saptanıvor. Bu kişiler. bundan sonra resmi dairelere giremeyecekler, sınavı kazansalar bile, gü- venlik soruşturmaları olumsuz çıkar. Bu nedenle gençleri uyanyorum. Tah- riklere kapılmasınlar. Bir daha bu tür yürüyüşlere katılmasınlar. Bundan sonra hata yapmasınJar." Batman'da. önümüzde- ki cuma günü şımdıye ka- dar yapılan gösterilerden daha çok katılımlı bir gös- f» tennin orgamze edılmeye çalışıldığı duyumlan üze- rine, kentte çok yoğun gü- venlik önlemleri alındığı ve giriş çıkışlarda kimlik kontrollerinin sıkılaştınl- dığı öğrenildi. Yetkililer, ızinsiz gösteri lere göz yu- mulmayacağını, kışkırtıcı- lık yapmak üzere hareke- te geçebılecek Hizbullah- çı "mobil timler" konu- sunda da duyarlı oldukla- nnı kaydettiler. Bingöl'ün Solhan ilçe- sinde de. şeriatçı slogan- lar atarak kaymakamlığı işgal etmek isterken gözal- tına alınan 85 kişiden 6'sı tutuklanarak cezaevine konuldu. llçede şu an du- rumun sakin olduğunu be- lırten yetkililer. bazı aile- lerde, gözaltı ve tutukla- malara tepki göstermek amacıyla birkaç gün son- ra düzenlenecek 23 Nisan etkınlıklennı "boykot et- me" eğiliminin belirdiğı- ne dikkat çektiler. Bingöl Valisi Süleyman Kamçı da, Solhan'da Cu- ma günü yapılan izinsiz gösteri ve yürüyüşle ilgili olarak bazı maksatlı kişi- lerin yanlış bilgi aktardık- lanndan yakındı. Daha sonra bazı maksatlı kişile- rin "bir valinin de asla ko- nuşmayacağı konulan ko- nuştu" diye yanlış bilgiler aktardıklarını anlatan Kamçı. "Bendevletin vali- siyim. Hizbullah örgütü veya elemanlan asla Türk Devleti'nin ve Türk mille- tinin dostu olamaz. Örgüt, Türk Devleti'ni yıkmak için faaliyetlerini sürdür- mektedir. Bövte bir örgüt asla dcıst olmaz" dedi. Kamçı. ilçede her türlü ön- lemin alındığmı ve olay- ılarla ilgili soFuşbırmamn sürdürüldüğünü belırtth- Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu çalışmalanna başladı Siyasikonular gündemdeyok ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- Türkiye-Av- rupa Birliği (AB) Karma Parlamento Komisyonu (KPK). çalışmalannadün Ankara'da başladı. Yılda ikı kere bir araya gelen komisyon. Türk hüküme- tinin insan haklan. de- mokratikleşme ve Kıbns gibi konulan görüşmeme kararı alması nedeniyle sadece AB-Türkiye ve gümriik birliği uygulama- lannı ele aldı. Türkiye-AB KPK top- lantısı. dün Ankara'da başladı. Çarşamba günü düzenlenecek basın top- lantısı ile sona erecek olantoplantı kapsamında. komisyon üyeleri dün Dı- şişleri Bakanı İsmail Cem. Dev let Bakanı Şük- rü Sina Gürel tarafından kabul edildiler. Hükümetın 14 Ara- lık'ta aldığı karar nede- niyle insan haklan, de- mokratikleşme. Güney- doğu sorunu, Kıbns ve Türk-Yunan sorunlannı AB ile görüşmeme karan kapsamında. komisyon toplantısının ana hatlan- nı. Türkiye-AB ilişkileri ve gümriik birliği oluştu- ruyor. Toplantılara, KPK'nin Avrupa Parlamentosu ka- nadının eşbaşkanı. Avru- pa Sosyalist Partisi üyesi Pieter Dankert. eşbaşkan yardımcılan Yeşiller Par- tisi üyesi Claudia Roth ve Avrupa Halk Partisi-Hı- ristiyan Demokratlar'dan Gerhard MJ. Deprez ve Liberal Demokratlar, Sol- da Birlik, Avrupa fçın Birlik partilerinden tem- silciler katılıyor. KPK'nin TBMM kanadının baş- kanlığınıiseANAPIMil- letvekili Bülent Akarcalı yapıyor. Heyet, Türk-lş Başkanı BayramMeral'lc de görüştü. Görüşmenin Türkiye ile AB ilişkilerin- de odaklandığını belirten Meral, GB. Türkiye-Yu- nanistan ve Almanya iliş- kilerinin de ele alındığmı kavdetti. Misilleme başlattı DYP'den gensoru ve soruşturmayağmuru ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Genel Baş- kan Tansu Çiller'e. Yüce Divan yolunun açılması ile sıkışan DYP, hüküme- ti gensoru ve Meclıs so- ruşturması yağmuruna tuttu. Çiller hakkındaki servet soruşturmasına karşılık. Başbakan Mesut da Başbakan Yılmaz hak- kındaki 2. Meclis soruş- turma önergesini geçen hafta sonu TBMM Baş- kanlığı'rıa sundular. DYP grubu tarafından yapılan yazılı açıklar ,a( ja, 55. hükümetir nuda önerge veren DYP. Bayındırhk Bakanı Yaşar Topçu hakkında otoyol ihaleleri ve ANAP Bursa Milletvekili İbrahim Ya- aa'ya usulsüz arazi tahsi- sine'onay verdiği gerekç siyleikiayn gensoru ö gesi \erdi- DYP'liler. Kurtköy Havaalanı sinde usulsüzlük Yazıct' nırt tçmeler mcvkiindckt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle