19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EKİM 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hacettepe Üniversitesi Rektörü Sağlam, hiçbir zaman irticaya geçit verilmeyeceğini söyledi 'Türban siyasal simge oldu'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ha- cettepe Üniversıtesı Rektörü Prof. Dr. Sü- leyman Sağlam, bazı siyasetçilerin aymaz- lığiyla çok yol kateden radikal gruplann türbanı siyasal simge yaparak üniversite- leri çatışma ortamma çekmeye çalıştığını söyledi. 2000 yılında yasadışı örgütlerin yerini lslami terör örgütlerinin almasm- dan kaygılandığını belırten Sağlam, "Hiç kimsenin şüphesi otmasın ki. başta üniver- siteler olmak üzere Türk ulusu. irticaya hiçbir zaman geçit \ermeyecektir" dedi. Hacettepe Unıversıtesrnın 1998-1999 eğitim \e öğretim yılı ve Kongre Merke- zi Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve TBMM Başkanı Hikınet Çetin'in de ka- tıldığı törenle açıldı. Hacettepe Cniversıtesi Rektörü Prof. Dr. Sağlam, geçen eğıtim yılında üniver- sitelerde ve genelde tüm yükseköğretim kurumlannda her şeyin yolunda gittiğını söylemenin güç olduğunu belirtti. Sağlam, üniversıtelerin kendi olanaklannı kullana- rak yarattıkları kaynaklarını, öncelikleri doğrultusunda kullanabilme esneklığine yetennce sahip olmamalannın, onlan çağ- daş bir bilim ve eğitim ortamının yaratıl- ması için gerekli olan dinamızmden alı- koyduğunu söyledi. Son yıllarda v akıfüni- versitelerinin arttıgına dikkat çeken Sağ- lam, "Bu uygulamanın bugün için görün- tüde kâr gözetme>en. ancak uygulamada kesinlikle ticari anıaç taşıyan yükseköğre- tinı kurumlarının artmasına neden olma- 14 rektör ataması yapıldı ANKAIU(GmhuriyetBürosu)-Yükseköğ- retim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, Kılık Kıyafet Yönetmeliği'nden zarar gördüğünü iddia edenlerin Danıştay'a gidebile- ceğıni söyleyerek "Anayasa Mahkemesi karar- larıgayetaçık"dedi. 14üniversıteninrektörata- malan yapıldı. 10 üniversite rektörü yeniden se- çilirken Mersin, Balıkesir. Kafkas ve Kocaeli üniversitelerinin rektörleri değişti. Cumhurbaşkanı Süleyman Demird, 14 üni- versite ve 2 enstitüye YÖK Genel Kurulu'nca belirlenen 3 aday arasmdan atama yaptı. YÖK Genel Kurulu öncesinde konuşan Prof. Dr. Ke- mal Gürüz, Anayasa Mahkemesi kararlannın uygulanacağını belirtirken, Kılık Kıyafet Yö- netmeliği'nden mutazarrır (zarargören) olduğu- nu iddia edenlerin idare mahkemelerine ya da Danıştay'a gidebileceğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapı- lan açıklamada, Demirerin 10 Kasım 1998 ta- rihinde görev süresi sona erecek olan 14 üniver- site ile 2 yüksek teknoloji enstitüsünün rektör- lüklerine, YÖK tarafmdan seçilen adayiar ara- sından atama yaptığını bildirildi. Buna göre Ad- nan Menderes Üniversitesi rektörlüfüne Prof. Dr. Cezmi Öncüier. Balıkesir Ünıversitesi'ne Prof. Dr. Necdet Hacıoğhı. Celal Bayar Ünıver- sitesi'ne Prof. Dr. Ahmet Tuna Taner, Dumlu- pınarÜniversitesi 'ne Prof. Dr. İsmafl Hakkı Dû- ger, Gaziosmanpaşa Üniversitesi'ne Prof. Dr. Miimtaz Turgut Topbaş, Gebze Yüksek Tekno- loji Enstitüsü'ne Prof. Dr. Semra Ülkü, Kafkas Ünıversitesi'ne Prof. Dr. Necati Kaya, Kahra- manmaraş Sütçü Imam Üniyersitesi'ne Prof. Dr. Osman Tekmel, Kocaeli Üniversitesi'ne Prof, Dr. Baki Komsuoğlu, Mersin Üniversitesi'ne Prof. Dr. UğurOraL Muğla Üniversitesi'ne Prof. Dr. Ethem Ruhi FığJak Mustafa Kemal Üniver- sitesi'ne Prof. Dr. Haluk îpek. Nigde Üniversi- tesi'ne Prof. Dr.Ramazan Taşdunnaz, Sakarya Ünhersitesi|ne Prof. Dr. İsmafl ÇaDı. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'ne Prof. Dr. Ramazan Özen getirildiler. Böylece 10 üniversite rektörü yeniden seçilir- ken, 4 üniversitenin rektörü değişti. Mersin Üni- versitesi'nde YÖK'le uzun zamandır anlaşmaz- lığı bulunan Prof. Dr. Vural Ülkn'nün seçileme- mesi ise dikkat çekti. sı kaçınılmazdır. Bu durumun daha baş- langıçta ele alınıp denetimi sağlayacak mc- kanizmalann kurulması ülkemizi ileride- ki bir yükseköğretim kaosundan kurtara- caknr" dedi Ulusal birliği bozmaya, dev- letin laik ve demokratik yapısını değiştir- meye yönelık dış ve iç kaynakh planlann tüm üniversıtelen diğer sorunlardan daha fazla kaygılandırdığını bildiren Sağlam özetle şunlan söyledi: - Hâlâ laikliği içlerinesindirememişoian ve özellikle 1990'lı yıllann başmdan bu ya- na dinsd inancı siyasete araç kılarak ikti- dar olma amaçlanna ulaşmayolunda. üzü- lerek belirteyim ki. siyaset adamlarunızın bir bölümünün de şaşılacak aymazhğıyla bir havli yol katetmişe benzeyen kimi radi- kal gruplar. üniversite yönetimleriyie öğ- rencileri karşı karşıya geürerek ülkeyi ye- ni bir kaos ortamına sürüklemek istemek- tedirler. - Bıreysel vicdanla sınırlı olması gere- ken dinsel inancı, bıreysel vıcdan dışına ta- şırarak kimi temel hak ve özgürlüklenn. özellikle de inanç özgürlüğünün şemsıye- si altında. laik ve demokratik düzenı yık- maya dönük haın bir komplonun miman olan bu çevreler, şimdi eski bir senaryoyu ünıversite gençliği üzerinde yeniden uygu- lama çabası ıçındedirler. - Anayasa Mahkemesi. Danıştay ve Av- rupa tnsan Haklan Mahkemesi kararlan- na, çeşitli hükümet kararnamelerine, üni- versite yönetimlerinin sözlü ve yazılı uya- nlanna rağmen bu çevreler, türbanı yeni- den siyasal simge yaparak laik ve demok- ratik cumhuriyetin konınmasını duyarb- lıkla üstJenen bilim ocağı ünKersiteleri ka- otik bir çaoşma ortamına çekmeye çaüş- maktadırlar. - Haince yıkılmaya çalışüan laik ve de- mokratik cumhuriyetin temelleri, bu ül- keyi sonsuza dek var edecek kadar sağlam bir zemine dayahdır. O zemin çağdaş, la- ik ve demokratik Türk insanının, büyük önderinden miras değil, emanet aldığı Mi- sakımilli zeminidir. - Endişem odur ki, 197ü'li yıllarda de- mokratik rejimi yıkmaya çahşan dış ve iç destekli yasadışı örgütlerin yerini 2000'li yıllann başında tslami terör örgütleri ala- caknr. Cumhurbaşkanı Demırel de, üniversite- lenn bılimsel açıdan özgür olduğunu, an- cak kamu parasının hesabının sorulacağı- nı kaydetti. "Onu yanhş kullanüır diye ev- vela verip sonra kullandırmamak yanhş- ür" diyen Demirel, "devtet başkanı" ola- rak bunun şikâyetini yaptığını söyledi. Çeşitli alanlarda yapılan reformlar ger- çekleştıkçe bu durumun düzeleceğini be- lirten Demirel. özgür olmayan bir kürsü- nün bilim yapmaya müsait olmadıgına dikkat çekti. Türbana ceza yöneticilerin insafında Disiplin yönetmeliği yetersiz ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR - Ünıversitelerde türban ile ilgilı uygulamalar. yöneticilerin insafında. Di- siplin Yönetmeliği'nde. tür- ban takan öğrencılere verı- lecek uyan, kınama ve okul- daMzakİMftrma cezalannm uygulanma süresi konusun- da açıklık bulunmaması, tür- ban yasağını uygulamakta "500114502" olan yönetıcile- re rahatlık sağlıyor. Yükseköğretim Kurumla- n Öğrencı Disiplin Yönet- meliğı'nde, türban takmakta ısrar eden öğrencilere yöne- lik cezaların hangı süreler içinde verileceğine ilişkin bir açıklık bulunmuyor. Bu durumda yöneticiler. uyan- nın ardından kınama ve Yüzbaşıdan türbana protesto BURSA (Cumhuri- yet)- Bursa Nilüfer Kız ünam Hatip Lisesi'nde Milli Güvenlik dersine giren llçe Jandarma Bölük Komutanı Yüz- başı Ali Fuat Gökçe, uyanlanna karşm öğ- rencilerin türbanlannı çıkarmamalan üzerine srnıfı terk etti. Gökçe, okul müdürü ile birlik- te tutanak hazırlayıp, öğrenciler hakkında idari soruşturma başla- tılmasuıı istedi. Önceki gün Milli Güvenlik dersine giren Yüzbaşı Ali Fuat Gök- çe, öğrencileri kılık kı- yafet yönetmeliğine uymalan konusunda uyardı. Öğrenciler, uyanlan dinlemediler ve başörtülerini çıkar- madılar. Bunun üzerine sınıfi terk eden Gökçe, okul müdürü Bekir Ito- runç'un odasına gide- rek öğrenciler hakkın- da tutanak tutulmasını ve idari soruşturma başlatılmasını istedi. Tutanak tutturan Gök- çe, okulu terk edip gö- revine döndû. Yüzbaşı Gökçe, gazetecilere, kız öğrencilerin başör- tülerini çıkarmadıklan sürece tavnnın sürece- ğini açıkladı ve şunlan söyledi: hgı'nuı genelgesine göre Kuran dersleri dışında öğrenciler başörtüsü ta- kamaz. Yönetmeliğe uymayan öğrenciler hakkında da okul yöne- timi gereken işlenıi ya- pacakbr." okuldan uzaklaştırma ceza- lannı vermek için istedikle- ri kadar bekleyebilıyorlar. Türban yasağının çok sıkı uygulanmadığı yükseköğre- tim kurumlannda henüz okuldan uzaklaştırma cezası verme aşamasına gelinme- Tnesi. bunu gösteriyor. Özel- Hkle Türkiye genelindeki yaklaşık 22 ilahıyat fakülte- si ve 6 ilahiyat meslek yük- sekokulunda türban yasağı- nı uygulama konusunda hıç- bır çaba gösterilmediği göz- leniyor. Öğrenci Disiplin Yönet- meliği'nde. cezalann uygu- lanmaya başlama süresi ko- nusunda hiçbir açıklık bu- lunmadığına dikkat çeken Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal Açıkgöz. yöneticile- rin kararlı tutumunun çok önemli olduğunu vurgulaya- rak. bir üniversıtede tüm bi- rimlerin yönetıcılerinin, ay- nı uygulamayı yürütmesi ge- rektiğini bildirdi. Devletin dığer kurumlannın da üni- versıtelerdeki türbanla mü- cadeley le paralel bir uygula- ma içinde olması gerektiği- nı sav unan Açıkgöz, Trakya Üniversitesi'nde türban ne- deniyle ceza alan bir grup öğrencının açtığı davada, mahkemenin. Dıyanet Işleri Kurumu'nun fetvasıyla ka- rar v erdiğini ancak bu kara- nn daha sonra Bölge İdare Mahkemesi'nce bozulduğu- nu anımsatarak, şöyle ko- nuştu: "Laik bir ülke fetvalaıia yönetilmez. Laik bir mahke- menin din kurumundan fet- va alarak doğrultusunu çiz- mesi beklenemez. Fiili du- rum gösteriyor Id,siyasi kad- rolar bir yandan laikliği sa- vunduklanm söylerken, bir yandan fet>alann geçerti ol- duğu bir ülke görünümünde olmamızdan rahatsızhkduy- muyoriar. Bu. başh başına la- ikliğe aykın bir uygulama. Bu işin anahtan siyaset Çün- kü ülkenin karar mekaniz- ması siyaset Eğer siyaset bu konuda sorumluluğunu üst- lenip gerekli planlamalan yapmaz \e sa\saklarsa üni- versiteler arada ezilir. Bizim sorunumuz. bu ülkenin ay- dınlanması. çağdaşlaşması. Parlamento. toplumdaki la- iklik talebinin önünü kesicL oyalayıcı rol oynamamau, tersine. onun hukuksal çer- çevesini oluşturan bir işlev yerine getirmeli.'' Türbanın önemli bir "sim- ge" olduğunu ve bu neden- le yalnızca "türbana" indir- genmemesı gerektığini kay- deden Prof. Dr. Açıkgöz, so- runun. eğitimde yapılacak düzenlemelerle kökünden çözümlenmesi gerektiğini söyledi. 'Eğitim yardımı' adı altında dağıtılan trilyonlar, arsa satışıyla karşılanıyor Erdoğan, Kadıköy Belediyesi fle davalık olan tçerenköy'deki beJediye arazisini 7 trüyon lira muhammen bedelle sabşa çıkardı. Erdoğan'dan siyasi yaürımtstanbulHaberServisi- FP'li ts- tanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanı Tayyip Erdoğan, bır yandan belediyeye ait trilyonlarca değerin- deki arsalan gelir elde etmek için satarken diğer yandan da yine tril- yonlarca lirayı "eğitim yardımı" adı altında dağıtıyor. "Siyasi yaûrun" amaçlı olduğu iddia edilen eğitim yardımı için bu- güne kadar yaklaşık 4 trilyon lira dağıtan Tayyip Erdoğan, Kadıköy Belediyesi ile davalık olan tçeren- köy'deki belediye arazisini 7 tril- yon lira muhammen bedelle satışa çıkarttı. CHP'li Büyükşehir Bele- diye Meclis üyesi Tekin Ağırman, sosyal donatı alanlan içm ilçe be- lediyeler kamulaştırma yapmak zorunda kalırken hizmet alanı ola- rak aynlmış bir yeri plan değişik- liği yaparak satışa çıkartılmasının son derece yanhş olduğunu belir- terek "Tayyip Erdoğan. belediyeye aitne kadar arsa \ arsa ya sanyor ya da kendilerine yakın vakıf ve cemi- yetlere ucuz bir değerle Idrahyor" dedi. Istanbul Büyükşehir Belediyesi. Kadıköy Içerenköy Mahallesi 200 pafta, 785 ada 22-23-72 parselleri 7 trilyon lira muhammen bedelle satışa çıkarttı. Üç parselin toplam büyüklüğü 39 bin 617 metre kare. 21 Ekim 1998 tarihli resmi gazete- de yayınlanan ilana göre arsanın satış ihalesi 3 Kasım 1998 tarihin- de lstanbul Büyükşehir Belediyesi Encümeni'nde yapılacak. CHP'li lstanbul Büyükşehir Be- lediye Meclisi tmar Komisyonu üyesi Tekin Ağırman, söz konusu arazinin 1 /1 OOO'lik planlarda bele- diye hizmet alanı olarak aynldığı- nı ancak Tayyip Erdoğan'ın l/5000"lik planlarda değişiklik ya- parak araziyi satışa çıkarttığını söyledi. Kadıköy Belediyesi'nin plan değişikliğine itiraz ettiğini. halen Kadıköy Belediyesi tarafın- dan kullanılan arazinin belediye hizmet alanı olarak kalmasını iste- diğini anlatan Tekin Ağırman. "Sa- yva Tayyip Erdoğan, belediye mfilk- lerini elde rutması gerekirken alela- cele elden çıkartmaya çalışmasına bir anlam veremiyoruz" dedi. Daha önce hazırlanmış olan İ'IOOO ve 1/5000 ölçekli planlar- da belediye hizmet alanı olarak ay- nmış olan arazinin, yaklaşık 2 ay önce büyükşehir belediyesinden yapılan plan değişikliğinden sonra satışa çıkartıldığmı anlatan Tekin Ağırman şunlan söyledi: "Plan değişikliği ile arazi beledi- ye hizmetalanından ticaret alanına çe\Tİldi. Karşı çıkmamıza rağmen FP'lilerin oylanyla plan değişikliği teklifi mecfeten geçti. Böy iesine de- ğerli bir y erle ilgUL gider ay ak plan değişikliğine gidilnıesinden şüphe duyuyoruz. Say ın Erdoğan beledi- yeye ait çok yeri satü. Bazdarmı da kendilerine yakm olarak bilinen va- kıf \e cemiyetlere ucu/ fiy atlarla ki- raya verdiler." Kadıköy Belediye Başkanı Se- lami Oztürk, daha önceki planlar- da belediye hizmet alanı olan yerin büyükşehir belediyesi tarafmdan plan değişikliği yapılarak satışa çı- kartılmasına itiraz ettiklerini ve idare mahkemesinde dava açtıkla- nnı belirterek mahkeme sonuçlan- madan arazinin satışa çıkartılması- nın hukuka uygun olmadıgını söy- ledi. ARAYIŞ TOKTAM1Ş ATEŞ Erdoğan'dan gider ayak1 ihale lstanbul'a 65 yeni tramvay alınacak tstanbul Haber Servisi - lstanbul Büyükşehir Bele- diyesi, Emınönü-Zeytin- burnu arasuıda hizmet ve- ren çağdaş tramvay hattın- daki 65 tane yeni tramvayı alacak. Halen hatta çalış- makta olan 45 adet tramvay aracı, Aksaray- Yenibosna hafıf metro hattına kaydın- lacak. lstanbul Büyükşehir Be- lediyesi lstanbul Ulaşım AŞ Genel Müdürlüğü, yeni tramvay aracı alımı için iha- le açtı. Tramvaylar, 2.65 metre genişliğinde, yakla- şık 25 metre uzunluğunda klimalı, paslanmaz saç ve- ya alüminyum gövdeli, ter- cihen düşük tabanlı olacak. thaleye ait idari ve teknik şartnameler. lstanbul Ula- şım AŞ Genel Müdürlü- ğü'nden 30 Ekim 1998 ta- rihme kadar ücretsiz temin edilebilecek. Yetkililer, ihale tekhf do- kümanlannın en geç 15 Aralık 1998 tanhine kadar elden alınacağtnı \e "Şirke- tin. 2886 sayılı thale Kanu- nu'na tabi olmayıp. ihakyi yapıp yapmamakta. ya da dilediğine verip vermemek- te serbest olduğunu" belirt- tıler. Ulaşım AŞ Genel Mü- dürü Abdurahman Gün- doğdu. ihaleyi yıl sonuna kadar sonuçlandırmayı planladıklannı belirterek gelecek olan yeni tramvay- lan düşük tabanlı tercih et- tiklerini açıkladı. Fethullah Gülen'e hakaret davası Sivil Top- lum Kuru- luşlan Biriiği'nce (STKB) basılan "Hocanın Okullan" adlı kitaptaki anlatım- lanyia, kamuoy una karşı Fethullah Güien ile cemaatine ~Basın \oluyla haka- ret ettikleri" öne süriilen 8 sanıktan İsmail Özdemir ve Serhat Ozkan adlı öğ- renciler hakkında gryabi tutuklama karan çıkarıidı. Sivil Toplum Kuruluşla- n Birliği"nin 6 temsücisi ve iki öğrencinin. 3 yüa kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına dün Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruş- ma, tanıklann dinlenmesi için ertelendi. Kendine Güvenmek Doğrusu bu gürlerde çok zordayım. Cumhuri- yetimizin 75. Yıldönümü dolayısıyla; ilköğretim okullanndan başlaTiak üzere, Istanbul'daki ve ls- tanbul dışındaki tüm okullardan söyleşi ya da kon- ferans istiyorlar. Bazen öyle arkadaşlarımı araya sokuyoriar ki; reddetmem mümkün olamıyor. Bu tür toplantılara zaman bulabilmek kadar zor olan, bir başka durum daha var. O da; bu toplan- tılarda, özellikJe küçük dinleyenlerime "özgüven" aşılayabilmek ve iyimser bir tablo çizebilmek. Siz değerli okuıianm, ne derecede iyimser ol- duğumu bilirsiniz. Fakat öyle şeyler yaşıyor ve du- yuyoruz ki, ne iyirnsertiğim kalıyor, hatta ne de umudum kalıyor. Toplumda bir değişim gerçekleştirecek diye bir zamanlar umut bağladığımız bir parti lideri, çıkı- yor ortaya "gene/ a^'tan bahsediyor. Daha sonra tepkilerçıkınca, geh adım atıyor... Olacak iş mi bu? Özelleştirme denılen soygun çabalanna, ilk gün- den beri karşı çıkmıştık. Ama her şeye rağmen; bir dizi kamu iktisadi teşebbüsü, ona buna "peş- keş çekildi". Son "çefe muhabbetleriyle", bunun ardında ne pislikler olduğunu hep biriikte gördük. Bu özelleştirmeler nedeniyle, binlerce insan işsiz kaldı. Ama devletin kasasına giren para, bir ara- cının aldığı komisyondan bile daha az. Insanda iyimserlik kalırmı? • Eli kanlı katiller, devleti soyanlar, insanları teh- dit eden ve şantaj yapanlardan söz edilirken, "Sa- yın" sıfatı kullanılıyor. Bu memlekette başbakan- lık yapan siyasetçiler bile, böyle bir söylem için- de. Şimdi Bolu'da yargıçlık yapan arkadaşım Ömer Yasa, birzanlı için "sayın" ifadesini kulla- nan tanığı azarlamıştı. "O adama sayın dersen, bana ne diyeceksin" sorusunu sormuştu ve so- nuna kadar haklıydı. Şimdi "çefe üyelehne" sa- yın derierse, bu memleketteki gerçekten "sayın" sıfatına layık insanlara ne denilecek? Bu memlekette Içişleri Bakanlığt yapan bir si- yasetçi, bircinayet "azmettiricisinin" uçağıylase- çim propagandası yapıyor ve bu olay açıklandığı zaman, "Bunuherkesyapıyor.."diyesıynlmakis- tiyor. Cumhuriyetin sunduğu en büyük kazanımları düşündüğümüzzaman, "özgüvenliyurttaş" aklı- mıza gelir, ya da gelirdi. Ama artık o özgüven ye- rini endişe ve kuşkuya bıraktı. Cumhuriyetin tüm kurumlan; derinden derine sarsılıyor. Toz kondurmamaya çalıştığımız parla- mentoda öyle şeyler oluyor ki, koruyacak yüzü- müz kalmıyor. Derslerimde öğrencilerim ağızlarını açtılar mı, si- yasetçileri yerden yere vuruyorlar, Meclis'i en ağır bir biçimde eleştiriyorlar. Savunacak bir taraflan- nı bulmakta zorlanıyorum. "Ne yapalım yani" di- yorum, "Dışardan siyasetçi ithal edecek değiliz ya. Elimizdeki kumaş bu, ceketi bu kumaştan di- keceğiz. Ama iyi.ama kötü..." Oysaki bu "fotoğrafı" ortaya çıkartan nedenle- ri de, iyi kötü biliyoruz. 12 Eylül sonrasında, eli kan- lı ülkücü katilleri hapishanelerden kımlerin kaçır- dtğının ve«tt«ine silah ve diptomattk pasaportla- n kimlerin verdiğinin belirlenmesi çok güç olma- sa gerek. Demokrasimizi bir "liderlersultasına" dönüştü- ren Siyasal Partiler Yasası'nı yapanlar da belli, de- ğiştirmeyenler de. Bugün parlamentomuzun ya- ndan fazlasını, üç-beş parti lideri belirleyebiliyor- sa, halkın iradesinden söz edilemeyeceği de or- • tada. Peki ama ne yapacağız? Siyasal Partiler Ya- sası'nı değiştirmek, vatandaş olarak bizim elimiz- de olmadıgına göre, parti başkanlannın ve mer- kez yönetimlerinin yetkilerinin kısıtlanması için, yeni bir askeri müdahale mi bekleyeceğiz? Kaldı ki, askeri müdahalelerin ne getireceği hiç belli ol- maz... Her gün yedi gazete okuyorum, ama Adana'da, Harp-lş'in grevi ne oldu bilmiyorum. Izmit'tegün- lerden beri kıyamet kopuyor, binlerce SEKA işçi- si fabrikalan boşaltmıyor; yeni yeni "haber" olu- yor. Ulusal basınımız, kara para aklamanın aracı du- rumuna girdi. Milliyet gazetesı eski sahibine iade edildi ama, Yeni Yüzyıl hâlâ el değiştirmedi. Eğer Korkmaz Ylğit kara para aklamak için kitle ileti- şim araçlanna el atmışsa (ki durum bunu göste- riyor gibi), o zaman daha önce aldığı televziyon kanallannın durumunu da tartışmak gerekmez mi? Batık kredileri ve batan bankalann ortaya çıkar- dığı zarartarı, hâlâ bu fukara millet ödüyor. Ve bu arada, yüzlerce trilyon dönüyor. Bu ülkenin baş- bakanı, bir cinayetin ardından 700 trilyon liranın el değiştirdiğini dile getiriyor. Peki bu para, kim- den kime gitti? Nasıl ve neden el değiştirdi? Bun- lar açıklanmıyor. Hiçbir Allah'ın kulu da kalkıp, bunların açıklanmasını istemiyor, isteyemiyor. Ve bizler, söyleşiden söyleşiye koşarak gençle- rimize "Cumhuriyetin coşkusunu" aşılamaya ça- lışıyoruz. Çocuklanmızın özgüvenini çoğaltmaya çabalıyoruz. Ama doğrusu, kendimize olan güvenim sarsıl- mış durumda... Cinnetgetiren polis öldürdü ve intUtaretti SABİTHORASAN KONYA- Konyanın Beyşehir ilçesinde ciımet geçiren bir polis memu- ru biriikte devriye gezdi- ği iki meslektaşını taban- cayla öldürdükten sonra intihar etti. Konya Valisi Namık GüneL ölen polislenn Güneydoğu'dan geldik- lerini ve ruhsal sıkıntı ya- şadıklanna dikkat çeke- rek "Bölgeden gelenlere rehabilite edilerek görev verilmesinin yararlı ola- cağınainanıyorum"dedi. Önceki gece saat 02.30 sıralannda polis memuru Tahmil Ergö- ren, Beyşehir Sanayi böl- gesinde biriikte devriye görevi yaptığı meslelctaş- lan Adnan Ateş ve Ya- kup Emre'yi henüz be- lirlenemeyen bir nedenle beylik tabancasıyla kafa- lanna birer kurşun sıka- rak öldürdü. Daha sonra yakındaki mezarlığa gi- den Ergören tabancayla başına bir el ateş ederek intihar etti. Evli ve 2 çocuk babası Adnan Ateş'in 1992 yı- lında mesleğe girdiği ve Şırnak'tan ilçeye geldiği öğrenildi.1988 yılında mesleğe başlayan Yakup Emre'nin ise evli ve bâr çocuk babası olduğu bij- dirildi. Emre'nin Iğdır'dan ta- yin olduğu açıklandı. Meslektaşlannı öldür- dükten sonra intihar eden polis memuru Tahmil Er- gören'in de Ağn'dan temmuzayında Beyşehir ilçesine tayin edıldiği be- lirlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle