Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 OCAK 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Tütüncüler
baynama parasız
giriyor
• lZMtR(AA)-1997
ürünü Ege Ekici Tütün
Piyasası'nın henüz
açılmaması nedeniyle tütün
üreticisinin Şeker
Bayramı'na parasız
gireceği belirtildi. Akhisar
Ziraat Odası Meclis Başkanı
Abdullah Akboğa, AA
muhabirine yaptığı
açıklamada. 'bayramdan
önce üreticilere avans
dağıtılacağı' söylentilerinin
gerçeği yansıtmadığını
söyiedi.
Trabzon
TBCE'de devir
• TRABZON (AA)-
Devlet Bakanı Eyüp Aşık,
Trabzon'a yaptığı gezide,
ticaretin geliştırilmesi için
kent merkezinde TEKEL'e
ait 13 dönümlük alanın iş ve
ticaret merkezi yapılması
için tahsis edileceğini
söyiedi. Aşık. Uzakdoğu
ülkelerindeki ekonomik
kriz nedeniyle bölgeden
kaçan sermayenin
özendirilerek Trabzon'un
Hong Kong
yapılabileceğini iddia etti.
Güney Afrika'dan
çağpı
• KAMPALA(AA)-
Afrika ülkelerinin liderleri.
Dünya Bankası Başkanı
James Wolfensohn"a.
"dünyanın en yoksul
kıtasına kalkınmada
öncelikJi bölge statüsünün
verilmesi ve desteklenmesi"
çağnsında bulundu. Afrika
ülkeleri liderleri ve Dünya
Bankası Başkanı
Wolfenshon'un
Kampala'daki iki günlük
toplantısında, Afrika
liderleri. Dünya
Bankası 'nın bölgeye
reformlar yapılmasmı dikte
ettirmemesini istedi.
1938 çay
politikası
• TRABZON (AA)-
Devlet Bakanı Eyüp Aşık,
1998 yaş çay alım
kampanyası için hazırlıklara
barşiadıkJanfıı belirterek, " '
1998 yıTı kampanyasında,
"Tart çayını, al paranı"
uygulaması yapılacağinı
söyiedi. Çayda özel
sektörün bulunmasına
rağmen kaliteli üretim
yapan Çaykur'un piyasada
belirleyici rol oynadığına
dıkkat çeken Aşık, 1997 yılı
yaş çay alım kampanyasında
üreticilerden alınan yaş çay
bedellerinin aralık sonuna
kadar ödendiğini hatırlattı.
Suriye'de kalan
kamyonlar
• NUSAYBİN(AA)-
Suriye'de. Türkler'e ait
mazot yüklü 600 kamyonun
bekleyişi 30. gününü
doldururken. tanker
şoförlen, kötü şartlar
nedeniyle hastalandıklannı
belirterek mağduriyetlerinin
önlenmesini istediler.
Suriye"ye giriş yapıp
buradan satın aldıklan
mazotu sınır ticaretinin
süresinin sona ermesi
nedeniyle Türkiye'ye
getiremeyen 600 kamyon
şbförü, umutla mazotun
Turkiye'ye girişine izin
\erilmesini bekliyor.
TOKPnin kredileri
• ANKARA (AA) - Toplu
Konut tdaresi(TOKİ)
Başkanı Mehmet Kemal
Ünsal. Türkkonut'un
düzenlediği toplantıda,
hükümetin toplu konut
alanında başlattığı
uygulamalar hakkında bilgi
verdi. Türk ailesinin artık
daha rahat bir ortamda
yaşamak istemesi
gerçeğinden yola çıkarak,
ilkkez 101-150 metrekare
arasındaki konutlara da
kredı vermeye başladıklannı
belirten Ünsal. metrekare
büyüklüklerine göre üç tür
kredilendirmeye
gıdeceklerini anlattı.
Gezer santrallar
• ANKARA (AAJ-
Türkiye Elektrik Üretim-
iletim AŞ (TEAŞ) Genel
Müdürü Zeki Köseoğlu,
»oğuklann bastırmasıyla
üketimi daha da artan
;lektriğin üretiminde
iikıntıya düşmemek için
nevcut sisteme, çok kısa
;ürede kurulabilen, nispeten
;üçük güçte "'gezer
antrallarla" destek
erileceğini bildirdi. Gezer
antrallann 60-80 mw
urulu güçte. taşmabilir
antrallar olduğunu belirten
köseoğlu, üç ay içinde
)plam"700-800 mw
ücündeki santrallann
evreye sokulmasını
maçladıklannı vurguladı.
Bu yıl 70 trilyon kâr hedefleyen kuruluş, 'rekabeti önlediği' gerekçesiyle özelleştirilmek isteniyor
Etibank parçalanarak satdıyor
• Devlet Bakanı Yücel Seçkiner tarafından BakanlarKurulu'na
sunulan kararname taslağında, madencilik sektörünün yüzde
85'inin kamu kontrolünde olmasının rekabet ve gelişmeyi önteyici
olduğu savunularak, Etibank'ın özelleştirilerek esnek ve bağımsız
bir yapıya kavuşturulması istendi.
• Kararname taslağında, zarar ettiği gerekçesiyle özel sektöre
devri istenen KİT'lerden olan EtibaruVın, sektörde tek başına
ayakta durmayı başaran güçlü bir kuruluş olduğunun saptanmasına
karşın özelleştirilmesi istendi. Geçen yıl 45 trilyon lira kâr eden
kuruluş bu yıl da 70 trilyon kâr hedefliyor.
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - 1997
yılı kân 45 trilyon lirayı bulan Etibank'ın
Eti Holding AŞ şeklinde 7 anonim şirkete
parçalanarak satılması planlanıyor. Devlet
Bakanı Yücel Seçkinertarafından Bakanlar
Kurulu'na sunulan kararname taslağında. ma-
dencilik sektörünün yüzde 85'inin kamu
kontrolünde olmasının rekabet ve gelişme-
yi önleyici olduğu savunularak. Etibank "ın
özelleştirilerek esnek \ e bağımsız bir yapı-
ya kavuşturulması istendi.
Devlet Bakanı Yücel Seçkiner tarafından
20 Ocak 1998 tarihinde Bakanlar Kurulu'na
sunulan kararname taslağında, madencilik
faaliyetınde bulunmayan ruhsat alanlannın
özel sektöre satışı veya kira yöntemiyle dev-
redilmesi istendi. Taslakta. zarar ettikleri
gerekçesiyle özel sektöre devri istenen
KİT'lerden olan Etibank'ın. sektörde tek
başına ayakta durmayı başaran güçlü bir
kuruluş olduğunun saptanmasına karşın
özelleştirilmesi istendi.
Sermayesi 42.5 trilyon lira olan Etibank'ta
10 bin 971 kişinin çalıştığı kaydedilen tas-
lakta. Kamu Iktisadi Teşekkülleri'nin (KİT)
hantal bürokratik yapılanndan kurtarılarak.
finansman gereksiniminin azaltılması ve
mülkiyetın daha geniş bir tabana yayılma-
sı öne sürüldü.
Etibank Genel Müdürlüğü'nün, banka-
cılık kısmının özelleştirme kapsamında bu-
lunması nedeniyle unvanının değiştirilerek
Eti Holding AŞ adıyla, Eti BorAŞ, Eti Alü-
minyum AŞ. Eti Krom AŞ. Eti ELektro-
metalurji AŞ. Eti Gümüş AŞ, Eti Bakır AŞ
\e Eti Pazarlama \e Dış Ticaret AŞ şeklin-
de 7 anonim şirkete bölünmesi öngörüldü.
Etibank'm yapısal değişıklığinin zorun-
lu olduğu kaydedilen taslakta, kuruluşun
mevcut hiyerarşik yapısı nedeniyle küresel
pazarda rekabet halinde olan modern yöne-
tim tekniklerini kullanan çokuluslu şirket-
lerle mücadele gücünün gittikçe azaldığı
sa\Tinuldu.
70 trihon kâr hedefliyor
Etibank'ın Eti Holding olarak serbest te-
şebbüs organizasyonuna dönüşmesi öngö-
rülen taslakta. kuruluşun 1996 yıhnda 18 tril-
yon lira. 1997 yıhnda 45 trilyon lira kâr
yaptığı ve 1998 yılında 70 trilyon kâr hedef-
lediği, güç ve sermaye birikimi sağlanarak
rekabet ortamı oluşturulacağı ka\dedildi.
Etibank'ın satışgelirlerinin 2006 yılında
750 milyon dolar düzeyine ulaşacağı. sabit
sermaye. yenileme yatınmlan ve iştirak ser-
mayelerıne katılım payı dahil toplam 229 mil-
yon dolar tutanndaki yatınmdan sonra 280
milyon dolar kaynak birikimi sağlanması-
nın beklendiği kaydedildi.
Taslakta, 1998, 1999 ve 2000 yılında
programlanan önemli yatınmlar arasında,
Bandırma-Balıkesir Borik Asit Moderni-
zasyon Projesi, Gümüşköy-Kütahya Oto-
jen Öğütme Projesi, Emet-Kütahya Yeni
Borik Asit Tesisi, Bandırma-Balıkesir Sül-
fürik Asit Tesisi. Bandırma-Balıkesir2. Sod-
yum Perborat Tesisi, Kırka- Eskişehir 3.
BorTürevleri Tesisi. Toplam 10 bin 971 ki-
şinin çalıştığı Etibank'ın Türkiye genelin-
de 5 müessese, 9 işletme ve 7 maden mü-
dürlüğü bulunuyor.
Özelleştırme Yüksek Kurulu'nda son top-
lantısında Etibank'ın bankacıhk bölümü-
nün CavitÇağlar \ e Dinç Bilgin ortaklığına
satışı onaylanmıştı.
EMO'nun elektrik özelleştirmelerine karşı mücadele eden genç avukatı Gökhan Candoğan
'Son çare Avrupa Insaıı Hakları Mahkemesi'
GÜLDEN OHRİ
Enerji santrallannın ve dağıtımı-
nın özelleştirilmesine karşı iki yıl-
dır mücadele veren Elektrik Mü-
hendisleri Odası'nın (EMO) 26 ya-
şındaki avukatı Gökhan Candoğan,
enerji santrallannın anayasaya ay-
kın olarak özelleştirilmesinin gör-
mezden gelinmesi üzerine son ça-
re olarak Avrupa Insan Haklan Mah-
kemesi 'ne başvurmayı düşündükJe-
rini söyiedi.
Ekonomi gazetesi'Financia! Ti-
mes'ın 9 Ocak tarihinde. "Türki-
ye'nin milyarlarea dolarük enerji
santrallan veenerji dağıüm şebeke-
lerininözelleştirilmesi projesini teh-
likeye atan genç avukat" olarak ta-
nımladığı Gökhan Candoğan, mü-
vekkili olan Elektrik Mühendisleri
Odası ile birlikte iki yıldır özelleş-
tirme karşıtı davalar açıyor.
R£FAH\OL hükümetinin Ener-
ji Bakanı Recai Kutan'ın bakanlığı
döneminde çıkanlan, 13 adet ener-
ji santralının yapımı ve işletmesi
çin ihale edilmesi şartlannı hazır-
layan 96/8296 sayılı Bakanlar Ku-
rulu karannın uygulanmasını dur-
durmak için Danıştay 10. Daire-
si'nden "vüriitmeyi durdurma ka-
ran" çıkaran Candoğan, karann
görmezden gelindiğinı belirti_\or.
19.2.1997 "de yürütmeyi durdurma
karannın çıkanlmasına rağmen. Ku-
tan zamanında 13 santralın 5"i için
ihale ilanları yapılıyor \e
28.2.1997'de teklifler alınmaya baş-
lanıyor. Bakanlık bu durumda "Tek-
lifleri aküktan sonra karann tebü-
gatıelimize geçti" di-
yerek değerlendırme
işlemlerine başladık-
lannı açıklıyor.
Bunun üzerine
Gebze, Adapazan, Is-
kenderun ve Anka-
ra'da inşa edilecek
dört santral için söz-
leşmelerimzalanıyor.
Karann görmezden
gelinmesiyle ilgili
olarak dönemın Ener-
ji Bakanı Recai Ku-
tan, Enerji Bakanlığı
Müsteşan Uğur Do-
ğan, TEAŞ Genel
Müdüni Asis Demir-
kıran için Elektrik Mühndisleri Oda-
sı suç duyurusunda bulünuyor ve
tazminat dav ası açıyor. Recai.Kutan
için takipsizlik karan alındığıhı söy-
leyen Candoğan. Ankara Valiliği "ne
dosyalan gönderilen Doğan ve De-
mirkıran'm da yargılanması konu-
sunda umutsuz olduğunu belirtiyor.
Candoğan şövle de\am ediyor: "
Türkhukuku arüktaleplerimizece-
vap veremediği için Av rupa İnsan
Haklan Mahkemesine baş> urarak
orada kanunian hiçesa\an u>gula-
malan da\a edcceğiz".
Yabancı sermayenin ülkeye gir-
jfelektnk
Mühendisleri
Odası'nın avukatı
Candoğan,
uluslararası
kreditörlerin,
yabancı
yatınmcılann
a\ukatlanndan.
"Ne yapmaya
çalışıyorsun.
başarama2sın" diyen
telefonlar alıyor.
mesinde yeni bir model olan. yap-
işlet modelinin, eskı Enerji Bakanı
Recai Kutan döneminde Bakanlar
Kurulu karanyla yürülüğe girmesi-
nin anayasaya aykın olduğunu söy-
leyen Cardoğan, 1982 Anayasa-
sı'nın 155. maddesinegöreKfT'ler-
le ilgili kararlann sadece TBMM
tarafından alınabileceğini ve Danış-
tay denetimi gerektiğini belirtiyor.
Öte \andan. Gökhan Candoğan'a
göre yap-işlet-de\ ret modeli çerçe-
\esinde 1993 yılındaeski Enerji Ba-
kanı Ersin Farah-ahnın döneminde
ihale edilen. aralannda Birecik Hid-
roelektrik Santralı ve
Esenyurt Doğa Do-
ğalgaz Santralı ve
Marmara Ereğlısı'nde
iki santralın bulundu-
ğu 13 enerji santralı-
nın sözleşmelerinin,
"idari hukuk sözfcş-
mea" olarak yapılma-
sı gerekirken "öiel hu-
kuksözieşnies"' olarak
\apilmasi da anaya-
saya aykın olduğun-
dan. yapılan işlem Er-
sin Faralyalı'nın hu-
kuki sorumluiuğuna
giriyor.
Ozel hukuk sözleş-
melerinin, taraflann ihtilaflan nere-
de çözeteğine kendiferihfn karar
vermesini sağladığını kaydeden Can-
doğan. Türk mahkemelerinin bu iş-
letmelerle ilgili hukuki sorunlarkar-
şısmda yetkisiz bırakıldığını vurgu-
luyor. Enerji santrallannın zarar et-
tiğı gerekçesiyle özelleştirilmesi
karşısında. Elektrik Mühendisleri
Odası sektör hakkında sürekli ola-
rak raporlar hazırlatıyor. Raporlann
hazırlanması için bilgilerin TEAŞ ve
TEDAŞ'tan alındığını belirten Can-
doğan. bu bilgilerin devlet sırn ol-
madığını. kamuoyuna çarpıtılarak
verildiğini söylüyor.
'Korkularyersiz'
" Birkaç>il sonra büyük enerji sı-
kıntısı çekeceğiz'" korkusunun yer-
siz olduğunu ifade eden Candoğan,
hukuçulan da aydınlattıklannı söy-
lüyor. Candoğan. Elektrik Mühen-
dislenOdası'mn20Aralık 1997 ta-
rihinde Anayasa Mahkemesi'nde.
başına kapalı olarak düzenlediği
"Enerji ve HukukSempozyumıTna
karılan anayasa profesörlerini. hâ-
kim ve savcılan. enerji sektörünün
ekonomik değen ve yapılan özetleş-
tirme ihalelerindeki usulsüzlükler
konusunda uyardıklannı belirîiyor.
Şu anda Ankara Üniversitesi Hu-
kuk Fakültesi'nde Kamu Hukuku
master'ı yapan Candoğan.uUıslara-
rası kreditörleffn. yabânCi yatırim-
cılann a\
T
ukatlan tarafindan sürek-
li. "Ne \apmava çalışıyorsun. başa-
ramazsın" diyen telefonlar aldığı-
nı da sözlerine eklivor.
DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ/ ERGÎN Y1LDIZOĞLU LONDRA
Asya Ki'izi: G^eçici Bir Bilanço
Asya krizinin nedenleri, özellikleri ve ge-
nel olarak yönü, artık belli oldu. Artık ge-
lecek olan haberler, krizin daha ne kadar
dennleşeceğıne ve yaygınlaşacağına ilış-
kin olacak. Bu yüzden şimdi/ik geçici bir
bilanço çıkarıp, bir süre için bu konuyu bir
kenara bırakabiliriz sanınm.
"Soğuk savaş", ironik bir sonuç yarata-
rak sona ermişti. ABD artık tek, rakipsiz bir
süper güçtü. Ancak "Doğu Bloku" tehdi-
dinin ortadan kalkmasıyla, Batı ülkeleri-
nin, ABD nükleer şemsiyesi ve lideriiği al-
tında bir blok oluşturmasına da gerek kal-
mamıştı. ABD hegemonyasında, Vietnam
yenilgisinden sonra başteyan aşınma (Amkı,
Arrighi, Frank, VVallerstein, 1982: Dyna-
mıcs OfGlobal Cnsıs) hızlandı. ABD, hâ-
lâ ülkelerde üstleri olan ve dünyanın her-
hangi bir noktasma ordu gönderebilecek
tek askeri güçtü, ama bir Amerikan Dışiş-
leri yetkılisine göre "eski, eskısi gibi aske-
ri güç kullanma ısteğinden ve gerekli ma-
likaynaktan yoksundu?" (Rugie, J. 1994:
"Tfıird Try at Worid Order", Political Sci-
ence Ouartely 109,4 say. 533). 'Yeni Dün-
ya Düzeni" bir düzensizlik, belirsizlik ola-
rak şekilleniyordu; Hobsbawm ın ifadesiy-
le bir bin yıl biterken üzerimize "küresel bir
sis çökmüştü" (Aktaran Arrighi, 1997.
States and Sovereignity in the VVorld
Economy. Tebliğ, Ocak 21-23 Kalifomi-
ya Üniversitesi).
Bir Asya bloku olasılığı
Ne ki bu belirsizlığin bazı eğilimleri taşı-
dığı da düşünülüyordu. Örneğin, geçen
25 yılda gösterdikleri büyüme hızı. dünya
döviz rezervleri içinde 1980'de yüzde
10'dan. 1994'te yüzde 50 çıkan payı ile Do-
ğu Asya ülkelerinin dünya ekonomisi için-
de rolü giderek artıyordu. Belki ABD he-
gemonyasını tehdit edecek tek bir ülke
henüz yoktu. ama ileri teknolojisi, dev ban-
kaları. çokuluslu şirketleri, gittikçe daha
fazla uluslararasılaşan parasıyla Japon-
ya'nın ya da büyük iç pazan, ucuz iş gü-
cü kaynaklan, askeri olanaklan ve diğerAs-
ya ülkelerindeki Çinli nüfus, Çin'in liderli-
ğinde bir Asya Bloku, bu bağlamda güç-
lü bir olasılık haline geliyordu.
"Yeni Dünya Düzeni"ne bir ölçüde bili-
nebilirlik sağlayan bu resmin, Asya krizin-
den sonra bozulduğunu ve "küresel s/s"in
biraz daha kalınlaştığını söylemek müm-
kün. Kriz, Doğu Asya ülkelerinin ekonomik
dinamizmine son verdi, deyiş yerindeyse
"Kaplanlann" tırnaklannı söktü veABD'nin
ekonomik ve mali hegemonyasını, özellik-
le IMF. uluslararası bankalar aracılığıyla
pekiştirdi. Brooking Enstitusü Ekonomik
Çalışmalar Direktöru, Robert Litana gö-
re "1970'lerve 79801er, ABD'dekı kötü eko-
nomik performansa ve sürekli büyüyen
dışticaret açığından dolayı dolann uzun dö-
nemli aşınmasına şahit olmuştu... Şimdi
(ABD tekrar) dünyanın büyüme lideri ve en
Kriz Asya borsaları ile sınırlı kalmayacak gibi görünüyor.
istikrarlı yatınm alanı oldu. (International
Herald Tribune 16/01/98).
Kriz başlarken önce "Asya Kaplanla-
n"nın uluslararası döviz rezervleri eridi ve
uluslararası bankaların eline geçti. Kaplan-
lann paralarının hızlı devalüasyonu. borsa-
lanndaki hızlı gerileme, çok sayıda banka-
yı ve şirketi iflasa sürükledı. ABD baskısıy-
la uygulamaya konan IMF politikalan ''Kap-
lanlann ' sermaye piyasalarındaki ve şırket
mülkiyetlerindeki kontrolleri sökmeye baş-
ladı. Böylece, yerel şırketlerin, Batılı şirket-
lerin ve bankalann eline. "batan geminin
mallan" fiyatın geçmesi kolaylaştı. Bu sı-
rada uluslararası bankalar, çaresizlik için-
deki Asya ülkelerinin borçlannı, ancak kri-
zin ortasında oiuşan yüksekfaizveriskprim-
leri düzeyindeki, sabit faiz oranlarından
uzatmayı kabul ediyorlardı. Böylece bu fa-
hişfaizlerle borç ertelemesinı kabul eden-
ler, ömür boyu faiz ödemeye mahkûm ku-
çük üreticilerinkine benzeyen bir batağa
saplanıyorlardı.
Geçen hafta VVashington Post'ta, ya-
bancı yatınmlar uzmanı, Teresa Wyszo-
miersky, bu uygulamalara hedefolan Gü-
ney Kore'nin on yıllarca sürecek yavaş bir
buyumeye mahkûm edildiğini ileri sürdü.
Bir taraftan daralan iç pazar, diğer taraf-
tan. kuruyan yabancı krediler ve olağa-
nüstu yüksek faiz oranları. yeni yatırımla-
n zorlaştıracak. aynı zamanda Batılı ülke-
lerin korumacı politikalan ihacatı zoriaştı-
racaktı. Bu sıkışık ortamda, bir taraftan iş-
sizlik artacak, diğer taraftan "Kaplanlar",
yeni yatınmlar zorlaştığı için teknolojik ye-
nileme sürecinde geri kalacaklardı (VVas-
hington Post 18/01/98). Böylece "Kap-
lanlar. kendilerinı kaplan yapan, ileri tek-
nolojide uzmanlaşma özelliklerinı de kay-
bedeceklerdi.
Kaplanın tırnakları söküldü
Asya knzı, kaplan ekonomilerinin yük-
selişını durdurdu. ABD karşısında pazar-
lık güçlerinı büyük ölçüde zayıflattı ve
ABD'nin iradesıni bölgede ekonomik siya-
sı olarak yeniden pekiştirdi. Ancak bu re-
sim içinde bir istisna var. Halen Çın, kriz
öncesindeki yükselme trendini sürdürü-
yor. Krizden şimdilik, etkilenmemiş, üste-
lik büyük iç pazannın bölgesel önemının
artmış olması. Çin'in bölgede görelı öne-
minin artmaya devam edeceğini gösteri-
yor. Bu yüzden. belki de ABD, şimdı böl-
gede güçlenmeye devam eden Çin'i na-
sıl durduracağını düşünmeye başlayacak.
Asya krizinin bölgesel etkileri, "Kaplan-
lar"\n uzun sürecek ekonomik bir durgun-
luğa mahkûm edilmesiyle sınırlı kalmaya-
cak gibi görünüyor. Krizin toplumsal ve si-
yasal etkileri de örneğin Güney Kore, En-
donezya, Malezya ve Tayland'da sıyasi
ıstikrann hızla bozulduğuna işaret ediyor.
Krizin siyasi boyutu
Gittikçe artan ışten çıkarmalar ve iflas-
lar, şiddetlı devalüasyonlar, şirketlerin üc-
retleri zamanında ödemekte zorluk çekme-
si, batan bankalardan dolayı küçük tasar-
rufçunun zarar görmesi, toplumsal ger-
ginlikleri, sınıf çelışkilerini gittikçe derin-
leştiriyor. Geleneksel olarak yüzde 2-3 do-
layında bir işsızliğe alışık olan Doğu Asya
ülkelerinde, bu oran 1998'de, örneğin En-
donezya'da yuzde 9'a (Washington Post)
ve Kore'de yüzde 5'in üstüne (Le Monde
20/01/98) çıkacak. Bu ülkelerde sosyal
güvenlik kurumlannın hemen hemen hiç ol-
mamasından dolayı işsiz kalmak açlığa
mahkûm olmak anlamına geliyor ve çok
patlayıcı bir toplumsal ruh hali oluşturuyor.
Yabancı işçileri sınır dışı etmeye hazırtanan
Malezya'da (Le Monde 9/01/98) ve En-
donezya da olduğu gibi yabancı işçilere
ve özellikle mali durumu görece iyi ofan Çin-
li nüfusa yönelik saldırılar artıyor. Bölgede
tansiyonu ölçmek için günlük Korean He-
rald gazetesinin tek bir sayısındaki
(24/01/97) bazı başlıklara bakmak yeter:
"Tayland'da işci protestolan bekleni-
yor"; "Endonezya'da Çinliler krizin fa-
turasının kendilerine çıkanimasından
korkuyorlar"; "Koreli balıkçılar Japon
konsolosluğuna yürüdü" (Japonya ba-
lıkçılık anlaşmasından çıktı) "Ev kadınla-
n iş bulma kurumlarını istila etti" (işsız-
lik korkusu hat safhada): "ücretler öden-
meyince arbede çıktı..."
Krizin bir diğer siyasi etkisi de ABD düş-
manlığının ve anti-emperyalist tepkilerin
yükselmeye başlaması oldu. Choi Tae-
Hwan isimli bir ingilizce öğretmeninin 6 Ni-
san Korean Tîmes'da yayımlanan mek-
tubunda "IMF vantuzlanndan uzak dur-
malıyız, bu bizi ekonomik sömürgeleş-
meye götürmekten başka bir işe yara-
maz" sözleriyle dile getirdiği duygu. böl-
ge halkı arasında giderek yaygınlaşıyor.
Asya krizi başlarken dünya zaten çok-
tandır haritası çıkanlmamış denizlerde iler-
lemeye çalışıyordu. Şimdi bu denizlerde kü-
reselleşme rüzgârlannın çıkardığı bir fırtı-
na ortalığı iyice karıştırdı. Bu karışıklık için-
de hegemonyasını bir süre için yeniden güç-
lendiımeye başlayanABD'nin, bu kazanım-
larının bir Pirus zaferine dönüşmesinin
olasılığı. hıç de zayıf değil doğrusu.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Hükümet, Artık İşbaşı' Yapmalı
Hükümetin geçen yedi aylık yönetimi sırasında, te-
mel eğitim süresinin sekiz yıla çıkanlmasının dışında,
karnesine yazılabilecek tek bir 'geçer notu' yoktur.
Bu sekiz yıl notunun da ne kadannın hükümetin ken-
di çabasıyla, ne kadarının da dış katkılarla gerçek-
leştiği ayn bir sorudur.
Hükümet, Susurluk Raporu ile yeni ve önemli bir
başanya, "kamuyönetimini temizleme veyenidenya-
pılandırma" başarısına uzanabilirdi. Ilk belirtiler bu-
nu başaramayacağını gösteriyor.
Önce, hükümet, "kendisinin hazırlattığı" ve 'ku-
surlu' sayılabilecek kadar 'yetersiz' olan Susurluk
Raporu'nu kamuoyuna, virgülünedokunmadanaçık-
lamalıydı. Kendisini demokrat sayan herhangi bir hü-
kümetin toplumuna karşı sorumluluğu bunu 'kaçınıl-
maz' kılardı. Öyle yapılmadı; hükümet "devlet sım"
kavramına sığınarak raporun bir bölümünü hasıraltı
ediyor ve büyük bir yanlış yaparak kendi "geleceği-
ni bağlıyor". Toplumsal hesaplaşma ve "kirleri te-
mizleme" sürecini "savsaklıyor; sürüncemede bıra-
kıyor". Oysa raporun tamamı kamuoyuna açıklanma-
I: ve sanıklar. kamu görevlerinden uzaklaştınlarakyar-
gıya teslim edilmeliydi.
"Yeni bir soruşturma süreci" başlatılmak isteniyor.
İyi de hemen sanık sandalyesine oturtulması gere-
kenlerin önemli bir bölümü görevlerinin başındadır.
Bunlann kanıtlan yok etme olanaklan var. Aynca bun-
dan sonra yapılacak soruşturmada "devlet sım en-
gelinin" nasıl aşılacağı da boşlukta kalıyor. Bu durum-
da açılacak yeni soruşturmanın "güvenilir ve sağlık-
It" sonuçlar vereceği nasıl düşünülebilir?
• • •
Ekonomi ise daha az önemli değildir.
Hükümet, tüketici fiyatları olarak yüzde 99.1 'e ula-
şan 1997 enflasyonunu bu yıl yüzde 50 düzeyine in-
diımeyi amaçladığını aylar önce açıkladı. Yapılması
gereken bu amaca nasıl ulaşılacağına ilişkin somut
önlemleri geliştirmekti. Somut önlemler gündeme
gelmedi. Daha sonra yapılan kimi resmi açıklamalar-
da, yıllık enflasyonun yüzde 70 olarak amaçlandığı
befirtildi. Hükümetin enflasyon öngörüsü. iç ve dış ser-
maye çevrelerince "yetersiz" bulundu. O kadar ki bir-
kaç gün önce, üstelik IMF ve Dünya Bankası We gö-
rüşmelerin yapıldığı bir sırada. TÜSİAD çok daha ger-
çekçi bir enflasyon kestirimı yaptı, yıllık enflasyonun
1998'de yüzde 80 olacağını açıkladı.
Ekonomik kamuoyu, hemen hiç kurtulamadığı "be-
lirsizlik" ortamında bulunuyor. Gündeme getirilmesin-
den sonra sürekli değiştirilerek kusa çevrilen ünlü
vergi yasa tasansının ise bir yaraya ılaç olmasını geç-
tik, giderek anlamını iyice yıtirdiği görülüyor.
• • •
Kısaca, siyasette, "Susurluk örümcekağını"'açma-
yı, ekonomide de "enflasyonzincirini" kırmayı birtür-
lü başaramayan bir hükümet ülkeyi yönetiyor.
Meclis içi siyasal dengeler, özellikle de CHP'nin dı-
şarıdan desteklemesı, RP kapatılıncaya kadar, hükü-
metin sığınmaya çalıştığı kaçış noktasıydı. Gerçek-
te, CHP'ye yöneltilen "belirsizliğin nedeni" olduğu suç-
lamasının geçmişte de somut bir dayanağı yoktu.
Hükümet "iş yapar" ve CHP bunu engellerse suçla-
nabilirdi; oysa hiç öyle olmadı, hükümet bugüne de-
ğin etkin ve verimli çatışmadı; sorunlann üzerine git-
rp^di. RP'nin kapatılmasıyla, 16 Ocak'tan sonra
CHP'ye dayalı "iş yapmama gerekçesi" de ortadan
kalkıyor.
Hükümet ince çıkar hesaplannı ve temelsiz gerek-
çelere sığınmayı bir yana bırakmalı ve artık işbaşı
yapmalıdır.
• • •
Sevgili Uğur, eğer bu yazıyı ölümünün her yıldö-
nümünde yaptığım gibi sana "mektup" biçiminde
yazsaydım, yine bunlan yazacaktım. Çünkü beş yıl-
dır seni öldürenleri bulamayan ülkeyöneticilerinin ne
ölçüde beceriksiz ve yetersiz kaldıklannı; karanl/k çı-
kar ilişkilerinin oluşturduğu bataklığı kurutmak bir ya-
na, kimilerinin bu karanlığın tam da ortasında olduk-
lannı, sen yıllar önce kanrtlamıştın. Aslında Susurluk
Raporu senin öncülük ettiğin "araştırmacı gazeteci-
lik anlayışmın" somut sonucudur; bir bakıma "senin
eserindir". Yavaş da olsa karanlığın kapıları aralanı-
yor. Karanlık alacalaşıyor. Ölümünün bu yıldönümün-
de. işte bu nedenle yüz binler senin "özgühük, ba-
ğımsızlık ve demokrasi" özlemini, "çok daha umut-
lu, onurlu ve kişilikli" bir biçimde haykırdılar.
TEDAŞ ihaleleri heyecan yarattı
Güneydoğulular
^elektrikçi' oldu
/ ŞANLILRFA (Cumhuri-
yet) - Elektrik dağıtımının
özel sektöre devredilmesi
için açılan B Grubu ihaleyi
alan Kahramanmaraş ve
Şanlıurfalılar 'ihale bedeii-
ni' toplamak üzere hareke-
te geçtiler. Şanlıurfa TE-
DAŞ'ı alan Suret AŞ, il ve
ilçe belediyeleri, ticaret ve
sanayi odalan ile yurrtaşla-
nn katılımından oiuşan 800
kişilik bir grup. ihale bede-
li olan 45 milyon
dolann toplan-
ması için çalış-
malara başlarken
Kahramanma-
raş-Adıyaman
TEDAŞ'ı 60
mıKon dolara
alanvebölgesa-
nayici \e işa-
damlanndan
oiuşan grup da
TEDAŞ'ın\'üz-
de 25'ini halka
açma karan al-
dı.
Daha çok Do-
ğu ve Güneydo-
ğu Bölgesi'ni
kapsayan işlet-
lEpAŞ'ı alan
çeşitli kuruluşlara
üye 800 kişi, ihale
bedeli olan 45
milyon dolann
toplanması için
çahşırken
Kahramanmaraş-
Adıyaman
TEDAŞ'ı 60
milyon dolara alan
ve bölge sanayici
ve işadamlanndan
oiuşan grup,
şirketin yüzde
25'ini halka açma
karan aJdı.
melerin kiralanmasınt ön-
gören B Grubu ihalelerde 7
gruptan 5'inin özelleştiril-
mesi gerçekleşirken 60 mil-
yon dolara satılması öngö-
rülen Di\arbakır-Mardin ile
Van-Hakkâri-Muş- Bitiis-
Şırnak-Siirt-Batman bölge-
lerini kapsavaa 30 milyon
dolariık iki ihale iptal edil-
di. Bölge halkının almaya
hazırlandığı bu iki ihalenin
iptal edilmesi tepkiye yol
açarken K. Maraş ve Ş. Ür-
falılar kendi elektriklerini
kendüeri dağıtacaklar. Kah-
ramanmaraş Ticaret \ e Sa-
nayi Odası Başkanı Meh-
met Bakluk. il genelindeki
sanayici ve işadamlan ile
yurttaşlann ortaklığında oiu-
şan Akedaş'm ihaleyi ka-
zandığını anımsatarak "Ru-
meli Holding ve Metiş İnşa-
at'ın da katıldığı ihale bi/dt'
kaktı. İlimiz sanavicUeri bu
ortaklıkta >iizde 75 pav al-
mışlardır. Kalan yüzde 25
hkse ise halka
arzed9ecektir"
dedi.
Bölsıelerin-
deki "" TE-
DAŞ'ın 19%
yılında 6 tril-
yon lira hasılat
elde ettiğini
kaydeden Bal-
duk. buradan
elde edilecek
gelirin K. Ma-
raş'takalması-
nı hedefledik-
lerini söyiedi.
Şanlıurfa
Ticaret \e Sa-
na>i Odası Ge-
nel Sekreteri
Hasan Hayiriı da 800 kışi-
den oiuşan bir konsorsıyum
ile ihaleye katıldıklannı be-
lirterek süratle bir şirket ku-
rup ihale bedeli olan 45 mil-
yon dolan toplamaya başla-
\acaklannı dile getirdi. TE-
DAŞ'ın yurttaşlann katılımı
ile kurulacak şirket tarafin-
dan idare edileceğini belir-
ten Hayırlı. en büyük sorun
olan elektrik kaçaklannın
giderilmesinedeçalışacak-
lannı ifade etti.