14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 OCAK 1998 PERŞEMBI Îİ2 KULTUR Yönetmen Şakir Gürzumar, 'Töre'den sonra 'Atlan da Vururlar'ı sahneye koyacak 'Insaıı yaşadığı ülkeyle dertJi olmalı' NURDAN CİHANŞÜMÜL lzmit Şehir Tiyatrolan 'Hamlet'ten sonra Şakir Gürzumar'ın yönettiğı 'Tö- re' isimli oyun sahneleniyor. Turgut Ozakman'ın yazdığı oyunda genç bır kadroyeralıyor. Gürzumar aynı zaman- da Horace McCoy'un yazdığı. Ozcan Özer'üı oyunlaştırdığı 'Atlan da Vu- rurlar' isimli yeni bir oyun sahneleve- cek. Başrollerinde Okan Bayülgen, Ye- şim Salkun ve Fîkret Kuşkan'ın oyna- dığı oyunda aynca Mesut Akusta, Bur- cu Demirtepe. Kemai Erdurak, İdil Fı- rat, Demet Genç, Nuri Gökasan, Nejat tşler, Aslı Kasapoğlu ve Emrah Kolukı- saoğlu rol alıyor. Oyunculann yanı sıra dokuz dansçı- nın da rol aldığı oyunun koreograflsinı Handan Ergiydiren Özer. dekor v e kos- tüm tasanmını Murat Ergiydiren. mü- zıklenni ise Grup Lokomotif üstlen- miş. Sponsorluğunu bu yıl 50. kuruluş yılını kutlayan Genel Sigorta'nın, yapım- cılığını ise DAT Production'un üstlen- diği bu müzikJi oyun mayıs ayı başında Bostancı Gösteri Merkezi'nde sahne- lenmeye başlayacak. Oyunda. 1930'lann Amerikası'nda ekonomik bunalım ve koşullann çare- sizliği karşısında yenik düşen genç in- sanlann para karşıhğında bedenlerini ve düşüncelerini teslim etmeleri konu edı- liyor. - Töre'nin yeniden sahnelenmesine nasıl karar verdiniz? SAKİRGÜRZLMAR-IşılKasapoğ- lu izmıt Şehir Tıyatroları'nı kurduktan sonra benden bir oyun istedi. 6 saat sü- ren Ingiliztragedyası Hamlet"ın yanın- da yine aynı etkileyici dozu olan modern anlamda yorumlanabilecek biraz antik kalıplar içinde bakabileceğimiz bir Türk tragedyası sahnelemek istedik. 'Töre'. benim için şanslı bir oyun zaten. Iz- mit'ten önce Adana ve Ankara Devlet Tiyatrosu'nda da sahneye koymuştum. Aynca 'Atlan da Vunırlar' projesi baş- layacağı için sürem de kısıthydı. Yeni bir proje yapmaktansa, 'Töre'yi sahnele- meyi tercih ettim. Bize çok uygun bir oyun - Tîyatro yeni oldıtğu kadar oyuncu- lar da çok genç ve yeni. Oyunculann performansınj nasıl değerlendiriyorsu- nuz? Benim için büyük biravantaj oldu. Bu tür yeni kurulan tiyatrolarda ve başın- da Işıl gibi işı çok seven kişilerin bulun- dugu topluluklarda çalışmak işi kolay- laiştmyor. Oyunda rol alan arkadaşlarm -tâfnâmı yeni mezun. 'Hamlet' gibi bir oyunun akabinde böyle bir şeyi göfür- meleri biraz zor gibi gözükse de ama- tör ruhlular ve motivasyonlan çok iyı. Aynca tiyatronun koordinasyonu da çok iyi ve bütün bunlar benim bu projeyi yapmamda etkili unsurlar oldu. Oyun- culann zorlandıkJan zamanlar da oldu. ancak 25 gün gibi kısa bır sürede oyu- nu bu hale getirdık. (Fotoğraf: IJĞLRDEMİR) .orace McCoy'un yazdığı, Özcan Özer'in oyunlaştırdığı 'Atlan da Vururlar'da Okan Bayülgen,Yeşim Salkım ve Fikret Kuşkan rol alacak. Mayıs ayında başlayacak bu büyük prodüksiyonun özellikle seçildiğini vurguluyor yönetmen Şakir Gürzumar. Diyalog ağırlıklı oyunda, dramatik aksiyon şarkıyla beslenecek, aynca dokuz dansçı da yer alacak. Gürzumar, J öncelikle gençlerin ve 6O'lı kuşağın ilgileneceği oyunun, geniş kitleye ulaşacağını söylüyor. Fikret Kuşkan - Seyircinin oyuna karşı ilgisi nasıl? llgi çok ıyı. Yerel basında da olumlu şeyler çıkmaya başlamış. Önemlı olan buoyunlan Istanbul ve diğer kentlereta- şıyabilmek. ~ - 'Atlan da Vururlar'ı sahneJemeye nasıl karar verdiniz? Bir buçuk > ildır bu projenin üzerin- de çalışıyorum Oyunu dramaturg ar- kadaşım Özcan Özer uyarladı. Film se- naryosundan ziyade kitaptan yararla- nıldı. Aynı zamanda koreograf arkada- şımız Handan Ergiydiren \ar. Fıkirbu üçlü gruptan çıktı \e çalışmaya başla- dık. Böyle büyük bırmüziklı oyun yap- mayı arzuluyorduk. ancak Türkıye'de Yeşim Salkım oyun seçimı çok önemli. Yaşadığınız ülkeye söyleyeceğiniz bır lafınız olma- sı gerekiyor. Bugüne dek yaptığım oyun- lara da bu felsefeyle yaklaştım. Böyle büyük bir prodüksiyonun sadece çalgı- lı çengili bir oyun ohnasından ziyade mutlaka bize bir şey söylemesi gerekti- ğıni bazda tuttuk. 'Atlan da Vururtor' bu anlamda bize çok uygun. Her ne ka- dar olayın geçtiği yıl 1930 olsa da ucuz ınsan kullanımı. sömürü hatta yok etme mekanizması bize de geliyor. Insan ya- şadığı ülkeyle dertlı olmalı, eğerbuder- di taşıyorsanız sanatçı varolurdiyedü- şünüyorum. Bu açıdan da bu oyun bi- zım düşüncelenmize çok uygundu. Okan Bayülgen - Oyuncu ve dansçı kadrosunun seçi- mi nasıl gerçekleşti? Bir oyunun başanya ulaşmasındaki en büyük etken oyuncu kadrosunun doğ- ru secilmesidir. Tryatroyu oyuncuya yo- ğunlaşan bir saırat olarak görüyorum, oyuncu iyi olmadığı sürece sahnede is- tediğinizi yapın ama başanlı olamıyor- sunuz. Okan Bayülgen ve Fikret Kuş- kan, tiyatro akademisi mezunu iki arka- daş. Okan'ın televizyonu, Fikret'in si- nemayı seçmesi tiyatro yapmayacakla- n anlamına gelmiyor. Yeşim Salkım ha- ricinde tüm oyuncular tiyatro eğitimli. Yeşim Salkım'ı 'Eşkıya'da izledım. Be- nim arzum henüz mayası oluşmamış bır hamurla uğraşmak. Kendı içinde iddı- alı gibi gözüken ama baktığınız zaman bir iddıasızlık kokusu aldığınız bır ka- rakter canlandı Gloria'da. Yeşim Sal- kım'da böyle bir durağanlık sezdım ay- nca o. tiyatro ile ilgili verdiğiniz her şe- yi çok net kabullenen. alan bir arkadaş. Oyunu bir resmi geçit kadrosuna dö- nüştürmek istemedik. Her rolde ünlü birinın bulunduğu eski Amerikan film- leri gibi olsun istemedik. Diğer arka- daşlanmız ve dansçılar seçmeyle alın- dı. Bizim istediğimiz bir koreografik düzen değil. bir hareket düzeni. İyi bir performans alacağımızı düşünüyorum. - Oyunda ekleme ya da çıkartmalar yapıldı mı? Film senaryosu daha dar kapsamlı dü- şünüldüğü \ e özellikle Jane Fonda üze- rine yoğunlaştığı ıçın kitaptan vararla- nıldı. Kimı oyunlar vardır. üzerinde çok oynamanız gerekmez. Bu oyun da böy- le bir oyun. O vahşet, o çamur durumun üzerinde oynamaya gerek yok çünkü Türkiye'ye uvııyor. Bir yıl bovunca, çeşitti illerde - Son dönemde yapılan müzikalleri nasıl değeıiendiriyorsunuz? Türkıye'de müzikallerin yapılıp yapıl- madığını tartışmak istemiyorum. An- cak yapılanlan pek de basanlı bulmu- yorum, çünkü müzikal olarak anons edi- liyorlar. Oysa müzikalin formu farklı. 'Atian da Vururlar' bir müzikal de- ğil. Diyalog ağırlıklı bir oyun. Dram. diyalog yoluyla anlatılıyor ve bu drama- tik aksiyon da şarkı yoluyla besleniyor. Oyunda orkestranın yaptığı sürekli bir devinim \ar. 16 şarkı söyleniyor. "Atla- n da Vururlar' dancing salonunda ya- pılan sömürü. Rocky'nin kurnazca, da- yanıklılığa karşı düzenlediği bir yanş- ma. Bu anlamda orkestraveşarkılarge- rekli olduğu için var. Oyun içinde sürek- li müzik \e dans devinimi var. - Sahne sorununu nasıl çözümlediniz? Bu proje üzerinde bir buçuk yıldır düşünülüyor ama altı ayı sahne aramak- lageçti. Koca Istanbul'daçalışacak me- kân bulamadık. Sonuçta Yıldız Teknik Üniversitesi bize 300 metrekare stüdyo görünümünde bir alan verdi. Burayabir sahne inşa edıldi ve çalışmalarbaşladı. Oyunun prömiyeri Bostancı Gösteri Merkezi'nde gerçekleştirilecek ve daha sonra açık hava tiyatrolannda sahnele- necek. Bir yıla ve birçok ile yayılarak gerçekleştirilecekprojede, diğer illerde olan sahnelere göre dekoru biraz büyü- terejc,£>ıraz küçülterek birturne gerçek- leşti rftecek. - Hedef olarak belirlediğiniz bir kitle var mı? Yaptığınız işte kimliğinizi çok iyi sap- tamanızgerekli. Bizim arzumuz bu oyu- nu çok genış bir kitleye sunabilmek. Ya- pının kimlıği de belirli olunca genış bir seyirci kıtlesine ulasacağız. Öncelikle gençleri ve altmişlı kuşağı ılgilendiren bir oyun. Seçimimizin doğru olduğunu düşünüyoruz. ; Nedret Güvenç 'in 50. sanatyılı bu akşam Tiyatro istanbuVda düzenlenen bir törenle kutlanacak Yarımyüzyıllıksoluksoluğa biryaşanu.. TURHANGÜRKAN Ne çabuk geçtı o güze- lim yıllar... Tam elli yıl di- le kolay... Alkışlarla. övgü- lerle süslenen kahır yüklü. sevgi dolu, başan taşıyan yarım yüzyıllık ışıltılı bir dönemi geride bırakmak, ne kıvançlı bir olay. Tüm yaşa- mını büyük bir tutkuyla bağ- landığı sanat dünyasına ada- mış. bir dönemin en ünlü oyunculanndan .Nedret Gü- venç,ellinci sanat yılını kut- luyor. Bu çok yönlü sanatçımız 1988'de 40. sanat yılını Muhsin Ertuğrul Tiyatro- su'nda kutlamıştı. O zaman dileğimiz Nedret Güvenç'in bır on yı1 daha sahne ve per- dede kalarak yanm yüzyılı yakalaması yönundeydi. E)i- leğimiz gerçekleşti ve ellin- ci sanat yılı şimdi ödül al- dığı 'Eskimeven Oyun' ad- lı yapıtla birlıkte Tiyatro Is- tanbul Sahnesi'nde kutla- nıyor. Şimdi dileğimiz hiç eskimeyen sanatçının alt- mışmcı sanat yılına da ulaş- ması. on yıl sonra yeni bir kutlama töreniyle onu bir kez daha alkışlamamız. 200 film, 150 oyun Nedret Güvenç tiyatro ku- lisleri ve film setleri arasın- da durmaksızın mekik do- kuyarak yanm yüzyıla dam- gasını \-urmus, soluk solu- ğa geçen bir yaşamın kah- ramanı. Bir bölümü başrol olarak iki yüzü aşkın film ve yüz elliyi aşkın tiyatro oyu- nunun kahramanına daha nice yıllara diyoruz. Çok yönlü sanatçılanmız- dan biri olan Nedret Gü- venç, 1948'de riyatroyla baş- ladığı sanat yaşamında bir yandan güçlü oyunlarda • En büyük tutkusu tiyatro oldu. Uğruna tüm yaşamını verdiği sahneyle sinemayı birlikte yürüttü. Aynı kalıbın insanı olmamaya çalışarak hep çeşitli tipler yarattı. Rol yaptığım belli ermeden canlandırdığı tipin kişiliğine girerek alımlı yüzü, doğal oyunculuğu, billur sesi, düzgün diksiyonu sevimli jest ve mimikleriyle halkla sahne arasında köprü kurmayı başaran ender sanatçılardan biri oldu. kendini gösterirken bir yan- dan da aralıksız film çevir- di. 45 filmde başrol oyna- dıktan sonra karakter rolle- rıne kaydı. Oyunlar sahne- ye koydu. Radyoda ve film- lerde sayısız seslendırme yaptı. Birçok ünlü sanatçı onun sesiyle konuştu. Mü- zik alanında çalışmalar ya- pıp plaklar doldurdu. TV programlan sundu. Çeşitli ödüller kazandı. En büyük tutkusu tiyatro oldu. Uğruna tüm yaşamı- nı verdığı sahnev le sinema- yı birlikte yürüttü. Sahnede olsun. perdede olsun aynı kalıbın ınsanı olmama>a ça- lışarak hep çeşitli tipler ya- rattı. Genellikle sevecen >u- muşak. olumlu kişilikler çiz- meye özen gösterdi. Rol yaptığım bellı etmeden can- landırdığı tipın kişiliğine gı- rerek alımlı yüzü, doğal oyunculuğu. billur sesi. düz- gün diksiyonu sevimli jest ve mimikleriyle halkla sah- ne arasında köprü kurmayı başaran ender sanatçılardan bin oldu. Bir Ege çocuğu olan Ned- ret Güvenç. 5 Eylül 1930'da Bahattin ve Şehriban Gü- venç'in kızlan olarak Iz- mır'in Çeşme ilçesinin Çif- lik Köyü'nde doğdu. Izmır Duatepe llkokulu ve Bor- nova Örtaokulu'nda okudu. Okul oyunlannda gösterdi- ği üstün başarı. tiyatro ye- teneğini ortaya çıkardı. 1946'da Ankara Dev let Kon- servatuvan'nagirdi. İki yıl- lık piyano ve şan öğrenimi- nı bırakarak 1948'de Izmir Şehir Tıyatrosu'nagirdi. tlk oyunu "HanımlarTerzilıane- si'nden sonra 'Karaağaçlar Altında Arzu", 'Hastalık Hastası". gibi birçok o> un- da rol aldı. llk önemlı oyu- nu 'Boş Beşik'te birlikte oy- nadıgı HayriEsen'le 1948'de ev lendı 1950"de Izmir'de çevrilen 'Yüzbaşı Tahsin' filminde başrol oynavarak sinemaya başlayan Nedret Güvenç, ıkı yıl sonra bu filmin yö- netmenı ve rol arkadaşı şa- ır M. Orhon Anburru ıle ikinci evlıhğını yaptı. 1961 "de mimâr Okan Bil- gütay ile üçüncü kez dünya evine girdi. 1966'da kızı Miijde doğdu. Izmır Şehir Tiyatrosu'nun dağılmasın- dan sonra 1950'de tstanbul Şehir Tivatrosu'na giren Nedret Güvenç. "Şafakta Gelen Kadın', "Eski Şarkı', 'Soygun', 'Tehlikeli Döne- meç', '^aşb Kız\'Bevaz Gü- »ercin', 'Bu Akşam Semer- kant'ta','BirYazGecesiRü- yası", 'Bozuk Düzen', "Mor Defter', '\anş Bitti' gibi bir- çok oyunda ov nadıktan son- ra 1960'ta Ankara Dev let Tivatrosu'na gıttı "AHU Tramvavı' 'Babaevinde Ha- yat' gibi oyunlardan sonra yeniden Istanbul Şehir Tivat- rosu'na dönüp günümüze dek burada çalıştı. Son dö- nem oyunlan arasında 'A> Işığında Şamata". 'Kralın Kısrağı', 'Gökyüzünde Bir Kıyı', 'Taziye' 'Günden Ge- ceye', 'Aşk Mekruplan' bu- lunuyor. Müzik çalışmalan Nedret Güv enç oyunculu- ğu dışında 'En Büyük Ku- mar', 'Bernarda Âlba'nın Evi', 'Erkek Saft", 'Çil Ho- roz', 'Utanmazın Defteri'. 'Eski Fotoğraflar' gibi oyun- lar sahneye koyarak yönet- menliğini de kanıtladı. 1950'de başrol oyuncusu olarak gırdiği sinemada gü- nümüze dek çalışan Nedret Güvenç'in başlıcafılmleri. 'Lale Devri", 'Sürgün', '\a- >ıız Sultan Selim \e Yeniçe- ri Hasan", 'Kanh Para', 'Hıç- kınk','BeşHasta\ar', Oğ- lum', 'Karaçalf, 'Anası Gi- bi', 'Kötü Tohum', "Aj şecik Yavru Melek', 'Şehvetin Esi- rijiz', 'Sabahsız Geceler". 'FakirGencin Romanı" 'Ça- hkuşu', 'Meleklerin İntika- mı', 'Yaşlı Gözler", "Sefil- ler', 'Kadın Satılnıaz". "Şö- forNebahat'.Çileli Bülbül". 'AnaGibi^'arOlmaz'^Tat- Güvenç. 'Eskimeyen Oyun'da Haluk Kurtoğlu ile. !ı Dillim. 'Zulüm', 'İffet', 'Baba', "Se\ Kardeşim", 'El- \eda Dostum", 'Kızını Döv- me>en Dizini Döver", 'Yalı', A>laklar'. Bır süre TV'de Hanım- lar Sizin İçin adlı bir dizi program sunan Nedret Gü- venç. 'FotoFinish', "Vüdız- larGece Bü\ür", "Belkıs Ha- nımınKonağı'.'llkAşk" gi- bi birçok TV dizısinde de rol aldı. Nedret Güvenç. 1953'te •Kanh Para' filmiyle Türk Film Dostları Derneği'nin En tyi Oyuncu Ödülünü al- dı. 1955'te -Hile ve Se\gi' oyunuyla Almanya'nın (FAC)'Schiller Madalya- sı'na değer görüldü. 1958'de 'C\rano de Bergerac" oyu- nuyla llhan Iskender Arma- ğamaldı. 1997'de 'Eskime- yenOjun'la Afife Jale Ödü- İü kazandı. TODER (Tiyat- ro Oyunculan Derneğı) Al- tm Rozet Onur Ödülü sahi- bı müzik çalışmalan da ya- pan sanatçının Kara Kov un. Tamzara, Talih Kuşu gibi plakları bulunuyor. IŞILDAK YE YELPAZE ATİLLA BÎRKİYE Aşk-ı Memnu Matmazel Courton ülkesine dönerken, Bihtertara fından dönmek zorunda bırakılmıştır, giderayak Nihal'* Behlul'dan uzak durmasını öğütler. Sezgisel, biraz di "tanıksal" bır öğüttür bu. Genç kızlığının "tirşe telaşını" yaşayan Nihal. m yazık ki mürebbiyesinin öğüdünü tutmaz. Tutamaz Gönlünü, Behlul'a kaptınr. Şakayla başlayan ki bu şakanın ardında büyük br çatışma vardır, evlilık "sözü" giderek, tirşe bir heye cana, tirşe bır aşka dönüşmüştür. Nihal kendini, aşkın bılinmezliğinde: aşkı tanımanır ilk adımlarında bulur. Onun için Behlul'un yanında ol- ması, bir akşamüstu adada Behlul ile birlikte arabay- la dolaşması kadar büyük bir romantizm var mıdır? Belki de ilk kıvılcımlar, pıyanonun başında çıkmış- tır. Hiç kuşkusuz ki ikisi de bunun farkında değildir. On beş yaşındakı genç bir kızın yaşadığı "ilk aşk"tr bu... Henüz, aşk sözcüğunü kullanmasını bile bilme- yen gencecik bir kızın, bilinmezlik içindeki merakının titreşimleridir. Çok kısa da olsa. bir şarkı sözündeki gibidir "Yüreğım yennden çıkacak!" Öte yanda ise Bihter vardtr. Melih Bey takımından Firdevs Hanım'ın kızı olmak kolay değildir. Kocasın aldatmanın annesinden geçen kalıtımsal bir "huy" ol- duğuna inancı giderek güçlenmıştır, Bihter'in. Olaylar, onu böylesine bır inanca sürüklemiştir. Da- hası yüreğindeki aşk ateşi onu böylesine bir inanca sürüklemiştir. O da bedeninin ateşinı söndürmek için, bedeninin şehvetini dindirmek için kendini Behlul'un kollanna atar. Belki de tek kusuru, bir adımda atması, yanı çok ko- lay atmasıdır. Ancak aşkı yaşar; yasak bir aşk olsa da... Firdevs Hanım, baştan beri Bihter ile Adnan Bey'in evliliğine karşı olan yani kendi öz kızını kıskanan Fir- devs Hanım, Behlul ıle Bihter arasındaki ilişkjyi hiç kuş- kusuz sezinlemiştir. Zaten bu yüzdendir, Behlul ile genç Nihal'in evlen- mesini ortaya atması. iki genci birbirine yönlendirme- si... Bihter oyunu, Behlul'u kaybetmiş olduğunun far- kındadır; ve annesinden bu oyunu, kı artık oyun acı birgerçektir. durdurmasını ister. Yoksa her şeyi yapa- caktır. Olüm de olsa... Ölümü göze almak, Adnan Beyi aldatmanın onarı- lamaz utancından mıdır, yoksa Behlul'u yitirmesinden, dahası Behlul'u üvey kızı Nihal'e kaptırmasından mı- dır? Belki üç neden de geçertidir, ölümü göze alması için. Ama daha çok, tirşe telaşıyla. güzelliğiyle, evin için- de bir rüzgâr gibi esen Nihal'in vartığıdır, asıl neden. Bihtertüm bu yüzleşmelerden kaçar. Ya da tüm bun- larla yüzleşir. Elinde tabanca, odasına kapanır. Kilitli kapıyı Adnan Bey zorlamaktadır. Son anlardır, karar vermenin son anları... Yaşamanın son anları: "... öimeyecektı; bu güzel, genç nefis kadın yaşa- yacaktı... Sonra bırden, artık kınlmaya hazır, çatırda- yan kapının karşısında, bıleğının direnışıne birderman- sızlıkgeldı. Sankı onu bırgüç büktü, yendi... Sonun- da o siyah ağzı kıvnldı, biryılan hayınlığıyla, karanltk- ta o çok acı aşkyarasıyla sızlayan noktayıbuktu.'ı Nihal ilk aşk acısıru tatmış, ama çok kötü tatmıştır. Sonunda yabancı bır kadının elinden aldığı babaşıy- la birliktedir. Roman, Nihal'in babasınayürekten söy- ledikleriyle biter: "Biriikte, hep birlikte. Yaşarken ve ölürken..." • • • Halid Ziya Uşaklıgil'in en güzel romanlanndan bi- ridir Aşk-ı Memnu. llk yayımlanışı 1900'de. Yaklaşık bir yüzyıl geçmesine karşm insan okurken, yeni yeni tatlar alıyor. Çokfazladeğıl. bu üçüncüsü. Bu kez ise daha çok, romanın, Mehmet Rauf'un Eylul'de "sürdürdüğü iz- teWere"takılıpkaldım. Aşk-ı Memnu, roman tarihimizın en onemli köşetaş- larındandır. insan bu romanın yeni basımını eline al- dığı zaman bir "özenle" karşılaşmak ıstiyor. Ne yazık ki bu "özeni" bulamıyoruz. Bır de "sadeleştirme" so- runu var. Doğrudur, günümüz okuru için sadeleştirme ge- rekli. Ancak bunun ölçüsünü iyi ayarfamak; yazann bi- çemini ve dilini "korumak" da çok önemlı... Onat Kutlar, Adam Kitabevi'nde cumartesi günü amlıyor • Kültür Servisi - Onat Kutlar'ın ö>külerinden oluşan bırdinleti cumartesı günü saat 14.00'te Adam Kitabevi'nde yer alacak. Onat Kutlar'ın öykülerini Filiz Kutlar ve Ayhan Kavas okuyacak. (293 41 05) Yapı Kredi'den Hapfi Hapfine' sergisi • Kültür Servisi- Yapı Kredi Kültür Merkezı Sermet Çifter Kütüphanesi'nde açılan arşiv sergisi 'Harfı Harfine' sürüyor. Sergi. Osmanlı'dan gürıümüze kalmış renk renk alfabeler. kıraat ve okuma kıtaplan ıle Arap hurufatından Latin hurufatına dek uzanan bir yolculuk vaat edıyor meraklılanna. Koleksıyonunu kullanıma açan Gündağ Kavaoğlu dışında Metin Kaçan, Latif Demircı. John Ash. Gökhan Akçura, lshak Reyna, Enis Barur. llhan Berk, Semih Balcıoğlu, Doğan Hızlan. küçük Iskender, Serhan Ada. Tahsin Yücel. Giiven Turan. Ferit Edgü. Mahir Öztaş, Mehmet Ulusel. Behıç Ak. Orhan Duru, Nazif Topçuoğlu. Pınar Kür. Cem Akaş, Samih Rifat. Selçuk Demırel. Adalet Ağaoğlu, Banş Pırhasan, Ronı Margulies. Füruzan, Amin Maalouf ve Ahmet Oktay da sergiye yazı ve çizgilenyle katkıda bulunmuşiar. Sergi, 20 Mart tarihine dek izlenebılecek. Ankara Devlet Tıyatrosu, Atina'da • Kültür Senisi - Türkıve ıle Yunanıstan arasinda ikili külrürel ışbırlığı çerçevesınde Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenen "Maria Çallas' ve 'Yalancı Aranıyor" Atina'da ovnanacak. Atina'da bir basın toplantısı düzenleven De\let Tiyatrolan Müdürii Bozkurt Kuruç ıle Yunanistan Ulusal Tıyatrosu Müdürü Nıkos Kurkulos. iki ülke arasındaki kültür işbirliğinm bütün olumsuzluklara rağmen devam edeceğinı sövlediler. Önce Devlet Tiyatrolan. daha sonra Kültür Bakanlığı'nın devreye girmesiyle ıkı üLke arasında 1961 yılından bu yana dondurulan işbirliğı. geçen ay Yunanistan Devlet Tiyatrosu'nun Eunpıdes'ın ıkı oyununu Ankara ve Istanbul'da sahnelemesivle venı birdöneme gırmişti. Oyunlar ikişer gün sahnelenecek. :
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle